23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ HABERLER Barodan tatil mesajı • ANkARAtANKA)- Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Burhan karaçelık. bjgün başlayan adli tatil ile ilgilı bir mesaj yayımlayarak yetkililerden adlı tatilin biteceği 6 eylül tarihine kadar yargının önündeki engel \e oiumsuzlukların . kaldnilmasını istedi. Yargının bu bıçımiyle vatandaşa gü\en vermedığine ve vatandaşlarda hukuk dışı yollara yönelme alışkanlığı yarattığını vurgulayan Karaçelik. "Kiş.ide tam güveni sağlayacak bir yargılamanın saglanmasını. yargı bağımsızlığını zedeleyici uygulamalardan mutlak olarak sakınılmasını. yargının ayrılmaz bir parçası olan avukatlık mesleğinin. baroların tam bağımsızlığa kavuşturulmasını Qmit ve temenni ediyoruz" dedi. Köppüye intihar önlemi • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu)-lçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Istanbul Boğazı'ndaki köprülerde intihar olaylarının arttığına dikkat çekerek köpriilerin medyatik mekânlar olduğunu \e olası benzer olaylara davetiye çıkardığını söyledi. Içişleri Bakanı Ağardün Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı ile Istanbul Valiliğı'ne bireryazı göndererek. köprülerde özel gihenlik birimlerinin kurulması çalışmalarının sonuçlandmlmasını istedi. EşîtsizJik yaratılıyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkıye Sağlık Hizmet Kolu Kamu Çahşanlan Sendikası (Türk Sağhk-Sen)Genel Başkanı Mehmet Bayraktar. REFAHYOL hükümetini, saglık çalışanlannı gözardı etmemesi konusunda uyardı. Türk Sağlık-Sen Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Ba> raktar. Başbakan Necmettin Erbakan'ın talimatıyla asker. polis ile yargıç ve savcılara verilmesi düşünülen yüzde 3O'luk ek maaş zammının kamu çalışanları arasında eşitsizlik doğuracağını söyledi. Maljye Bakanı Şener'e soru • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-CHP İ^tanbul Mıllervekili Ercan Karakaş. Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde. özel hizmet tazminatlarının artınlması yönünde bir çalışma olup olmadığını sordu. Karakaş, şu sorulan yöneltti: '"Hükümet açıklamalannda. çocuklanmızı ve gençlerimizi geleceğe hazırlayan öğretmenlerle. Türkiye'nin kalkınmasında büyük hizmetleri olan teknik elemanlardan hiç söz edilmemektedir. Bu \e benzer uygulamalann anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu ortadadır. Mali>e Bakanlığı olarak özel hizmet tazminatlarının artınlması yönünde bir çalışmanız var mı° Varsa. hangi meslek gnıplarını kapsamaktadır?" Su tarifesi mahkemelik • ANKARA (.AA) - Ankara BüyükşehirBeledıyesiCHP Grubu, su tarifesinin dolar baz alınarak belirlenmesini öngören Büyüks,ehir Beîediye Meclisi karannın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. CHP"li meclis üveleri Muhsin Eren ve Mahmut Bayram. dava dilekçesini dün idare mahkemesine verdiler. Basın belgeseli • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 50. kuruluş. yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikler çerçevesinde TRT istanbul Televizyonu'nun hazırladığı "Rotatifler Dönerken Basının Ellı Yılı" adlı belgesel, basından sansürün kaldınlışının yıldönümü olan 24 temmuzda yayına giriyor. Araştırmacı gazeteci Alpay Kabacalı'nın aynı ısimli çalışmasından Tank Dursun Kakınç'ın senaryolaştırdığı belgeselin yönetmenliğini TRT prodüktörlerinden Ayla Erdemli, sunuculuğunu karikatürist Semih Balcıoğlu üstlendi. İranlı sığınmacılar, hukuk çıkmazında geleceklerini anyorlar Dagları aşıp yolda kahııakECE TEMELKURAN ANKARA - Dağlan aşarak Iran'dan geldiler. Yaklaşık bir yıldır Türkiye"de. yabancı bir ülkede, yaptıkları oturma eylemleriyle bir çözüm bulunmasinı istiyorlar. 3 aydık geçici ikamet izniyle 9 ile dağıtıldılar. jçlerinden Kerim Şaraşup Iran'a iade edildikten sonra kaygılan daha da büyüdü. Ankara'nın, Cenevre Anlaşması'na koyduğu Av rupa dışından mülteci kabul edilmeyeceğine ilişkin çekince nedeniyle Türkiye "de kalamıyorlar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğı(BMMYK) onlara mültecilik hakkı tanımadığı için üçüncü bir ülkeye de gönderiîemiyorlar. tran'la Türkiye arasında sürdürülen Yüksek Güvenlik Komisyonu toplantılan ve RP'nin hükümet kurması, ülkelerine iade olasılığını arttırıyor. BM"nin tanıdığı "'özel insani statü" ve verilen geçici Bir vıldır Türkiye'de bulunan İranlı sığınmacılar. kendilerine mülteci hakkı tanınmasını istivorlar. orurma izinleri hayatlannı değiştirmiyor. Dönmeseler, kalacak yerleri yok; dönseler rejim karşıtlığıyla suçlanıp. belki de idam edilecekler. İranlı sığınmacılar. kendilerinden çok önce çizilen sınırlar. yapılan uluslararası anlaşmalar ve yasalar arasında geleceklerini anyorlir. . BMMYK. 8 temmuzda yaptığı açıklamayia. İranlı sığınmacılara mültecilik hakkı tanınmayacağını bir kez daha açıkladı. Açıklamada, sığınmacılann "özel insani starüye girdıgini" kabul eden BMMYK, oturma eylemi yapan Iranlıların dosyalannı, yerleştirilmeleri için üçüncü ülkelere sunmayacağını da vurguladı. BMMYK, suçlamaları yanıtiad 1 BMMYK. açıklamasında sorumluluğu, baştan beri sığınmacılara destek olan örgütlere bırakarak. şu öneriyi getirdi: "Oturma eyleminin basından beri İranlı sığınmacıları teşvik edip tavsiyelerde bulunan örgütlere özel bir yükümlülük düşmektedir. Bu sorumluluk çerçevesinde konsolosluklar kanalı veya göçmenlik programlan >a da insani programlar aracılığı> la bu kişilere yardım etmeleri gerekmektedir." iranlı sığınmacılar adına konuşan Ferhad'ın sorulan ve suçlamalarını. sıgınmacılarla yeni bir resmi görüşme yapmayacağını açıklayan BMMYK'ye Cumhuriyet götürdü. İşte, İranlı sığınmacılann sözcüsü ile BMMYK Dış llişkiler Sorumlusu Metin Çorabatır, arasında. Cumhuriyet'in taşıdığı sorular ve yanıtlan: FERHAD - Bizi neden siyasi mülteci olarak kabul etmiyorlar? ÇORABATIR- Eylem yapan İranlı sığınmacılar, BMMYK tarafından en az 3-4 kez dinlenildi. Anlattıkları öyküler tutarsız. Öykülerini her anlatışlarında değiştiriyor ya da yeni unsurlar ekliyorlar. Bu konuda. büyük bir insan ticareti var. İran'dan ailece sınırgeçiren kaçakçılar, mülteci öyküleri satanlar, kimlik ve v ize ticareti vapanlar var. Bunların fiyatları bile belli. İranlı sığınmacılar. ekonomik nedenlerle Türkiye'ye geltniş, ınsanlar. Uluslararası kurallan ve BMMYK'yi istismar ediyorlar. Eğer onlan mülteci olarak kabul edersek, gerçek mülteciler için kapıların kapanmasına neden oluruz. İranlılar. "İran'daki rejim, insan haklannı ihlâl ediyor, İranlı olan herkes siyasi mülteddir" diye düşünüyorlar. Ama mültecilik için başka koşullar var. FERHAD - Öykülerimizi anlatırken korktuk. BMMYK susma güvencesi vermivor. Aynca tercümanlar İranlı mültecilerden oluşuyor. Onlann Iran hükümeti tarafından gönderilen ajanlar olmaolasılığı var. ÇORABATIR- franlılarla 3-4 kez görüşmemize karşın bu savları ilk kez duyuyorum. Bize öykülerini kaç kez ve sürekli yenileyerek anlattılar. Bizim sığınmacılara tanıdığımız "dinleme Kültür Bakanı Refah Partili Ismail Kahraman, medya ve sivil toplum örgütlerinin Taksim 'e camiyi engeleyemeyeceklerini söyledi -<?* RP'nin Taksim'e cami inadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanı RP'lı Isnıail Kahraman. karşı çıktıkları gerekçesıy le > *kelaynak*\ "geri kafalT ve "\obaz" olarak nitelendirdığı bazı medya ve sivil toplum örgütlerinin. Taksim'de cami yapılmasını engelleyemeyeceklerini savundu. Istanbul'un 1453 vılında fethedildiğini. Taksim Meydanı'nda 17 kilise ve havranın bulunduğunu vurgulayan Kahraman. "Orası artık Beyoğludur. Pera değildir. Borcumu/u ödejeceğiz*' dedi. 54. hükümetin RP'li Kültür Bakanı Ismail Kahraman, bakanlığın kültür politikalan konusunda dün kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Toplantıya bürokratlannı da çağıran Kahraman, özünde milli kültürü barındıran. taklitçi olmayan bir anlayışı yerleştireceklerini söyledi. 1996 yılının Nasreddin Hoca ve Dede Efendi yılı olduğunu anımsatan Kahraman. Dede Efendi belgesel filmi ile Türk büyüklerini tanıtan yapımlar hazırlanacağını belirterek "Devlet Ana, Yıldınm Beyazrt, Fatih Sultan Mehmed \e Ya\uz Sultan Selim'i, film olarak sinemaya kazandırmak isriyoruz" dedi. Gazetecilerin. muhalefetteki söyleminin iktidarda değiştiğini vurguladıkları RP'nin özelleştirilmesini istediği opera ve bale konusunda da tutum değiştirdiğini belirtmeleri üzerine sert tepki gösteren Kahraman. "Böyte bir iddia subjektiftir. Temel ilkemiz özgürlük, özgürlük, özgüriüktür. Biz, bu sanatı kaldırarak bu sanatı seven. uğraşan, ileri gitmesini isteyen insanlara baskı mı uygulayacağız? Asla böyle bir nivetinıi/ yok" dedi Yasaklanan film Kültür Bakanı Kahraman, tarihi gerçeklerı çarpıttığı iddıa edilen -İstanbul Kanatlanmının Altında" filmiyle ilgili sorulan yanıtlarken Türkiye "de sansür olmadığını savundu. Tanhi gerçeklerle bağdaşmayan biryapımı bakanlığın yapmasının beklenemeyeceğini dile getiren Kahraman. bakanlık dışında bu serbestinin bulunduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkesin kendi anlayışını illa kendimize uydurmak gibi bir baskıcı tutumu kabul etmemiz mümkün değMdir." Kahraman. partisinin yönetimindeki bazı belediyelerin söz konusu filmin gösterimini yasakladığmın anımsatılması üzerine, RP'li yerel yönetimlerin kısıtlama ve sansür yetkisinin bulunmadığını kavdetti. hakkı" için özel v e katı kurallanmız var. Bu öykülerin dışari sızması mümkün değil. BMMYK, 1950'lerden bu yana bu işi yapıyor ve insani bir görevimiz var. Onlan dinlerken etkilememeleri için, kurallara göre, odada otoriteyi çağnştıracak hiçbir şey bulundurmayız. Aynca tercüman iddiası da bütünüyle yanlış. Bu iddia için bir örnek göstersinler. Tercüman kullanılması onlann lehinedir. Belge tahribi olasıüğı FERHAD-İranda yayımlanan "Keyhan Havaei" gazetesinin 9 Ağustos 1995 sayısında iranlı sığınmacılardan 23 kişinin adlan y ayımlanarak bağlı olduklan örgütler açıklandı. BMMYK bunu da mı göz ardı ediyor? ÇORABATIR - Belgeler tahrip edilebiliyor. Daha önce böyle olayiar oldu. Bizim kurallanmıza göre tek bir belgesi olmayan kişi bile mülteci olabilir. Aradığımız şey anlatılan öykünün tutarlı olması. Besleyici başka unsurlar da arıyoruz. FERHAD- Biz siyasi mülteci değilsek bile Türkiye'de yaptığımız eylemlerden dolayı. iademiz halinde ülkemizde rejim karşıtlığıyla suçlanarak idam edileceğiz. ÇORABATIR- Uluslararası hukuk, sığınmacılar için bir kategori daha belirliyor. "Sur-plus" denilen bu grupta, mülteci olmasa bile sığınmacının geldigi ülkede kaza ile ya da bilinçli yaptığı eylemler sonucu ülkesine dönmesinde sakınca doğuracak bir durum doğarsa bu kategoriden yararlanıyor. İranlılar bu kategoriye girebilirlerdi, ama yaptıklan eylemlerle bunu da istismar ettiler. Iran Konsolosluğu'nun önünde yaptıklan eylemler, bu istismara yönelikti. Gerçi o eylemde yüzlerini kapatarak kimliklerini gizlediler, ama bu istismar yolunu açmaya çalıştılar. Dünyada, ekonomik göç olgusu büyüdükçe ülkeler bu konuda seçici davranmaya başladılar. Bu yüzden ekonomik olarak daha iyi bir hayat isteyen az gelişmiş ülkelerin insanlan. "insani koridoriar" dediğimiz mültecilik, sığınmacılık gibi yolları zorluyorlar ve istismar etmeye çalışıyorlar. BMMYK, güvenilirliğini ve tarafsızlığını korumak için bu istismarlara izin vermemek zorunda. FERHAD - 8 temmuzda yaptıklan açıklamada can güvenliğimizin olmadığını kabul ediyorlar. O zaman neden görevlerini yapıp bizı 3. ülkeye gönder mıyorlar? Sorumluluğu yükledikleri örgütler bizi nasıl yurtdışına göndersin? ÇOR-ABATIR-Bu açıklama. onlann mülteci olabileceğini değil. bizim iyi niyetimizi gösteriyor. Can güvenliklen yok, ama biz onlara ülkelerin açtıklan insani programlardan, sponsorlardan ve göçmen programlanndan yararlanmalannı önerdik. Bunu, onlara destek olan örgütler aracılığıyla yapabilirler. Bizim iyi niyetimizin yanı sıra, Türk makamlan da İranlı sığınmacılara iyi niyet gösterdi. Türkiye'nin mülteciler konusunda koyduğu coğrafi sınırlama nedeniyle İran'dan gelenler. Türkiye'de mülteci olarak kabul edilmiyor. Bu çekincenin kaldınlması gerektiğini biz de düşünüyoruz, ama yasalara göre bu sınırlama var. İranlılar bu yüzden Türkiye'de kaçak yaşayan yabancı durumuna düştüler. IRMIKIAYDIN ENGtN e-mail: engin@planet.com.tr Necmettin Emmim zor durumda. Bu da benim umurumda değil. Her siyasi parti iktidar olmak ister. Ik- tidar olunca neyi. nasıl yapacağını an- latır. Oy ister. Inandırıcı olabilirse oy alır ve iktidar olur... En azından kâğıt üstünde oyunun ku- ralı bu. Hakkını yemeyelim. Bu noktaya kadar Necmettin Emmim oyunu kuralıyla oy- nadı. Hem de tam 25 yıldır. Milli Nizam Partisi dedi, Milli Selamet Partisi dedi. Refah Partisi dedi. Seçmenin karşısına çıktı. oy istedi. Az aldı, dışarda kaldı. Çok aldı. koalisyona ortak oldu. Partisi kapatıldı, yenisini kurdu. O da kapatıl- dı, biryenisini daha kurdu. Sonuncu de- nemesinde ortaklıkla filan da olsa ikti- darı yakaladı. Helal olsun.' İktidar olana kadar geçen 25 yıl bo- yunca, öteki bütün partileri küçümsedi. "Bunlar bu işi bilmiyor. Beceremiyor. Bir iktidar olsak, göstereceğiz onlara neyin, nasılyapılması gerektiğini. O, öy- le yapılınca ülkede nasıl mutluluk rüz- gârlan eseceğini, halkın esenliğe nasıl kavuşacağını hep birlikte göreceğiz in- şallah" dedi. İktidar oldu. Oyunu Kuralıyla Oynamak Ayağının tozuyla memur maaşlarına yüzde 50 zammı patlattı. Asgari ücreti vergiden kurtaracağını müjdeledi. Faiz- leri -hem de peşin- vergilendirerek şu ran- tiyeci düzeni hale yola getireceğini açık- ladı. Fak-Fuk-Fon'u yeniden canlandıra- cağını, bu aracı kullanarak "Memleket- te, fakru zaruret içinde yaşayan tek bir kişi, tek bir muhtaç kişi bırakmayacak- lannı" açıkça söyledi. ...ve çuvalladıııı! Necmettin Emmim oyunu kuralıyla oy- namadı. Oynamadıkça çuvallayacak. Futbolda kaleci dışında topu elle tu- tamazsınız. Basketbolde de topu pota- ya ayağınızla atmaya kalkışamazsınız. Bir adaya bisikletle gidemezsiniz. Mutlaka sandal. motor, gemi, uçak gibi bir baş- ka ulaşım aracı kullanmak zorundası- nız. Oyunun kuralı bu. Liberal düzende kalıyorsanız, onun dışına çıkmayı benimsemiyorsanız, fa- izlerle oynayamazsınız. Faizleri aşağıya çekmenin, parayı, para alıp satarak.ka- zanmanın kör labirentlerinde kaybolma- manın mekanizmaları başkadır. Bunun için düzen değişikliğine gerek filan yok- tur. Bu düzen içinde kalarak ve oyunu kurallarıyla oynayarak da rant gelirleri- ne dayanan saçma sapan bir ekono- mik... ekonomik şey... ekonomik mas- karalığa son verebilir, ekonominin üret- ken sektörleri özendiren, spekülatif ka- zançlan cezalandıran bir işlerliğe kavuş- masını sağlayabilirsıniz. Ama "Bu düzeni değiştireceğiz. Bu rantiyeci, faizci düzene son vereceğiz. Yerine 'adil düzen'i getireceğiz" deyip, bunu bu düzenin kurallannabazen uya- rak, bazen çiğneyerek gerçekleştirme- ye kalkıştınız mı, çuvallamak artık kader değil, zorunluluk olur. ••• Kaçınılmaz çuvallama ve ondan kur- tulmak için tükürdüğünü yalama salt ekonomik alanda değil. örneğin dış po- litikada da Necmettin Emmim'in yaka- sına yapışmış durumda. Yıllar boyu sosyalistlerden ödünç alın- mış antiemperyalist bir söylemi tekrar- layıp duran Erbakan ve takımı, iktidar kol- tuğuna oturduklarında antiemperyaliz- min salt bir nutuk ve laf ebeliği olmadı- ğını, örneğin Çekiç Güc'e karşı alına- cak tutumun. o siyasi partinin antiem- peryalist çizgisinin bir yansısı olacağını görüverdiler. ...ve çuvalladılar. Çünkü oyunu kura- lına göre oynamıyorlar. Hem antiemperyalist bir çizgi izleme sözü vereceksiniz hem de ABD ile iliş- kileri iyi tutmanın yollarını arayacaksınız. Bu hem bakire kalmak hem çocuk do- ğurıtıak isteyen şaşkın kadın fıkrasın- dan farklı değil. İşte bu yüzden Necmettin Emmim, o yıllardır ballandıra ballandıra anlattığı o 'adil düzen'\ (neyse artık o) uygulama- ya bile başlayamayacak. Bu düzenin bi- raz uçuk, biraz kaçık ama son kertede uyumlu bir siyasi halkası olarak kala- cak. Refah'ın yeminli kanadı kendilerini ve başkalarını "Inşaallah bir dahaki se- fere" diyerek oyalamaya, kandırmaya çabalayacaklar. Refah'a, "Öteki parti- lerde iş yok. Hiç olmazsa bu Refah, fa- kir fukaranın hakkından söz ediyor" di- ye oy verenler ise... Sahi onlar ne yapacak acaba? Bu so- runun yanıtını bilmiyorum ve dehşetli merak ediyorum. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Taksim'e Cami... Taksim Alanı'na, hem de tanhi "Taksim Maksemi" yapılarının yanıbaşına bir cami yapılması Müslüman- ların gerçekten de kaçınılmaz bir gereksinimi mi? Oktay Ekinci'nın iki yıl önce Cumhuriyet'te yayım- lanan "Taksim Camisi Belgeseli" başlıklı dizi yazısın- da "Taksim Maksemi" konusundaki bilgi ve değer- lendirmeleri birlikte okuyalım: "Şehir suyunun önce birmerkezde toplanarak ardından çeşitli semtlere da- ğıtılmasını, yani 'taksim edilmesini 'sağiayan maksem yapılan, bulunduğu bölgeye 'Taksim' adını kazandır- masının yanı sıra, 'mimarlık ve şehircilik tarihi' açısın- dan da özel bir değer taşıyor. Kenti çevreleyen ku- zeydeki ormanlık alanlardan toplanan eşsiz kaynak suları, özenle yapılmış kanallardan belli mahallelere ulaştınlır, özellikle merkez semtlerdeki, yine özenle ta- sarianan ve inşa edilen 'maksemlerden' de farklı yön- lere doğru dağılımı sağlanırdı. İşte bugün ayakta ka- labilmiş ve 'korunabilmiş' sayılı ömeklerden biriolan Taksim Maksemi de aynı şehircilik kültürünün 'zarif bir ürünü'o/ara/c 1. Mahmut tarafından 1732-1733yıl- lannda yaptınlmıştı..." Şimdi bu 'tarih'm, 'zarif kültür ürünü'nün yanı ba- şına bir cami kondurulmak isteniyor... Daha doğrusu cami de değil, Doğan Hızlan'ın çarşamba günü Hür- riyet'te yayımlanan yazısındaki çarpıcı başlıklar: "% 7.5 cami, % 92.5 alışveriş merkezi" olacak bir 'külliye'... Konuyla fazlaca ilgili olmayanlara parmak ısıtraca- ğını sandığım bu abra kadabraya daha yakından ba- kalım... Taksim Alanı'na bir cami yaptırılması girişim- lerinin öyküsü yaklaşık otuz yıl önceye uzanıyor... öy- kü, Taksim Alanı'nda 1 Mayıs 1977 katliamından bir- kaç gün sonra, o zamankı Milliyetçi Cephe hüküme- ti-Kültür Bakanlığı'nın aynı bakanlığa bağlı Anıtlar Yüksek Kurulu'na bir yazısıyla başlıyor... Bu kuruldan kısa süre içinde gerekli Yefva' sağlanıyor... Demirel başkanlığındaki MC hükümeti, 5 Mayıs 1980tarihin- de bu 'fetva'yı onayiıyor... Tek engel, 2 bin 698 met- rekarelik bu proje alanında, çok küçük fakat stratejik bir parsele sahip İstanbul Belediyesi'dir... Gerek An- met Isvan, gerek Aytekin Kotil, gerekse 12 Eylül 1980 sonrasının atanmış beîediye başkanlan döneminde bu engel aşılamayınca, VakıflarGenel Müdürlüğü'nce İstanbul Belediyesi'ne karşı bir dava açılıyor. Sonuç. proje sahipleri için hezimettir... Danıştay 6. Dairesi, 7.2.1983 tarihli kararıyla VakıflarGenel Müdürlüğü'nün cami ve çarşı inşası için açmış olduğu davayı reddet- miş, bir başka deyişle "bu parseller üzerinde cami ve çarşı inşaatı yapılmasının bilimsel ve hukuksal açı- dan yanlış olduğuna karar vermiştir..." Kesinleşmiş yargı kararına, bilirkişi raporlarındaki (trafikle ilgili so- runlan da kapsayan) bilimsel açıklamalara rağmen "pro- je sahipleri"n\n çabaları sona ermıyor... Ancak yapı- labilecek fazla bir şey de yoktur... Ta ki, "radikal Is- lamcı" kesim, % 20'leri aşmayan oylarıyla önce İs- tanbul Belediyesi'nde, sonra da ülke genelinde ikti- dar oluncaya kadar... Sözü dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Tak- sim Alanı'na ve sözü edilen bölgeye cami ve çarşılar yaptırılması yönündekı çabalar dinsel amaçlı değil, si- yasal (ıdeolojik) ve tecimsel amaçlıdır... Böylece bir taşla birkaç kuş vurulmak istenmektedir... Arnaç, ön- ceiikle, Taksim'in ve Beyoğlu'nun tarihi dokusunu bozmak, çoğulcu, Batılı, çağdaş görüntüsünü kır- maktır... Bunun yanı sıra yandaşlara ölçüsüz maddi çıkar sağlanacaktır... Bunların açıkça konuşulması bu kesimlerin hiç kuşkusuz ki işine gelmez... Onlar Taksim Alanı'na cami yaptırılmasına karşı çıkanlan gâ- vurlukla. din düşmanlığıyla suçlamayı sürdürecek- lerdir... Yine Doğan Hızlan'ın yukarıda andıgım yazı- sındaki sözlerle, mimarların, sanat tarihçilerinin, sa- nat duygusu taşıyan herkesin "...caminin çağdaş mi- marlık estetiğine uymayacağından, Mimar Sinan taklidi birkasaba binası ortaya çıkacağından" kaygı duymakta oluşları da bu çevrelerin umurunda değil- dir... Ben bu çevrelerin, onca sözünü ettikleri Islam sanatına, mimarisine, ulusal ve geleneksel kültür de- ğerlerimize bilinçli bir yaklaşımları olduğu, yeterince saygı ve sevgi duydukları kanısında da değilim... Eğer böyle olsaydı, Süleymaniye'si. Ayasofya'sıyla, Sul- tan Ahmet Camii ve Aya Irini'siyle, Eyüp Sultan'ı ve Galata Kulesi'yle farklı kültürlerin bütün anıtlarını ku- caklayan Istanbul'un tam orta yerinde bütün kentin sanatsal - kültürel - tarihi dokusunu bozacak böyle siyasal ve tecimsel bir projeyi dayatmaz; buna har- cadıkları çabayı, bu ülkenin binbir yerinde bakımsız- lıktan yıkılıp gitmekte olan (birçoğu da Islam uygarlı- ğı ürünü) nice sanat anıtının canlandırılması için har- carlardı... Kuzey Irak İş vaadiyle kandınlan aileler geri döndü HABLR(.4A)- Teröristlerce 3 yıl önce Kuzey Irak'a götürülen ve daha sonra Atruş. kampına yerleştirilen aileler, kaçarak Türkiye'ye döndü. Bazı ailelerin dönüşünü terönstlerin yol güzergâhlannda engellediği bildirildi. Kuzey Irakın Duhok kentinden Anadolu Ajansı'nı telefonla arayan ve Şırnak"ın Lludere ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğunu bildiren Sıddık Ozgün. kendi ailesiyle birlikte 12 ailenin kamptan kactığını, Zaho y akınlanndaki bir yerleşim biriminde örgüt militanlarınca yakalandıklannı. Türkiye'ye dönmeleri halinde kendilerini öldürecekleri tehdidinde bulunduklannı söyledi. Saddık Özgün ile birlikte kaçan Osman Kaçan. Abdultah Kaçan, Omer Kajan. Salih Kaçan, H.Omer Kaçan. Muhittin Kaçan, Setim Kavçin, Casim Kavçin.Ömür Kaçan, İbrahim Kaçan ise terör örgütünün gerçek amacını kampta öğrendiklerini, kaçtıktan sonra Türkiye'ye dönmek için Şırnak Valiliği'ne bir yakınlan aracılığıyla haber gönderdiklerini söylediler. Teröristlerin iş bulma ve para yardımınrn sürekli kıhnacağı şeklindeki vaatleriyle Uludere ve Beytüşşebap'ın 7-8 köyünden bın kadar köylüyle birlikte Kuzey irak'a geçtiklerini belirten Sıddık Özgün ve beraberindeki aile reisleri. kamptaki ya^antıyı şöyle anlattılar: * 2 yd önce kaçıp geldik. Çekiç Güç bizi Atruş kampına yerteştirdi. BM gözetiminde djyoriardı. Oysa adı öyle. Kampta bizden çok bölücü örgüt militanı var. Çadır ve yıkık dökük barakalarda kalıyoıiar. bizlere de eğitim vaptınvürlardı. \ani kamp sanki örgüriin denetiminde. Barzani yanlılan kamp dışında nöbet hıtuyor, ancak yaşantıya kanşmıyorlardı. Kampta açlık ve sefaiet kol gezivor. Hastalık çeşMeri saymakla bitmez. Herkes örgiitün gerçek amacını öğrendi. Bıraksalar hepsi kaçarak Türkhe'ye dönüş yapacak. Son olarak biz kaçtık ve Zaho yakınlannda bölücü örgütün militanlan bizi vakaladı. Dönüş vapmamız halinde öldürecektenni söylediler. Türkiye'den yardım beklhonız."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear