23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- 17 TEMMU21996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI CB'nin ilkayında ithalat ihracatın iki katı Dış ticarette ürkütücü başlangıç ÖZGIRULUSOV Hükümet tarafın- dan birtürlüaçıklan- ma>r an ocak ayı dış ti- caret rakamlanna gö- re ithalat. ihracatın iki katına ulaştı. Gümrük Müsteşarlı- ğı"nca derlenerek ge- çen ay sonunda De\ - letlstatıstikEnstitü- sü'ne(DİE)gönderi- len hamverilerdeit- halatın 2.3 rru'Kardo- lar, ihracatın ise 1.3 milyar dolar olarak hesaplandıgt belirti- liyor. DİEyetkilile- ri.dış ticaret rakam- lannın resmi olarak gelecek hafta açık- lanacağını belirtır- ken konuyla ilgili olarak Curnhuriyet'e bilgi veren kaynaklar. gümrük birliğinin ilk ayında gümrüklerde- ki bürokratik engel- lere karşın dış ticaret açıgının 1 milyar dolara ulaştıgını kaydettı- ler. Geçen yıl ıse 2 milyar dolar- lık ithalata karşın. 1.5 miKardo- larlık ıhracat gerçekleşmişti. DİE yetkilılen rakamlarla ilgi- li bir yorum yapmaktan kaçınır- ken. Gümrük Müsteşarlıgı'ndan kendilenne aelen rakamlann tek tek incelenmesine devamedildigini.bu inceleme tamamlan- madan yaklaşjk bir rakam söylemenin yanıltıcı olacağını kaydettiler. Gümrük birligin- den sonra başlatılan yeni uygulamanın yarattıgı sorunlara dikkat çeken bir DİE yetkilisı. "96 Ocak rakamlan tek tek inceleniyor. Be- vannamenin vapı- sındaııkavnakİanan güçlükler var, bun- laria yeniden uğra- şılıvor. Önümüzde- ki hafta ortasında veya sonunda ensti- tü başkanlığı ra- kamlan açıklava- caktır" dedi. Gümrük Müste- şarlığı, ocak ayı dış ticaret rakamîany- la ilgili ham venTe- n ay sonunda DİE'ye teslim etmiş- tı. Cumhuriyet'e bilgi veren kay- naklar, DlE"ye verilen rakamlar iti- banyla ocak ayında ithalatın yak- laşık 2.3. ihracatın da 1.3 milyar dolarolarak gerçekleşmesinin bek- lendiğini ifade ederek ~Bu ra- kamlarda artı eksi beş yüzde oy- nanıa olur herhalde" dedıler. • Hükümetin 7 aydır açıklayamadığı ocak ayı verileri Gümrük Müsteşarlığrnca DÎE'ye gönderildi. Gelecek hafta resmen açıklanması beklenen rakamlara göre Türkiye ocakta 1.3 milyar dolarlık ihracata karşılık 2.3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. FORTUıVETN SIRALAMASI İlk 500'de tek Türk şirketi: KoçEkonomi Ser\isi-ABD'nin ekonomi ve iş dünyasına yönelik yavın yapan Fortune Dergisi "nin "Dünyanın En Büyük 500 Fir- nıası" sıralamasına bu \ıl Türkiye'den \i- ' ne Koç Holdinggirdi. Dergınin agustos sa- yısında yer alan ve 1995 yılının en büyük 500 şirketıni kapsayan listede Koç Holding üç yüz vetmiş altıncı sırada bulunuyor. Fortune'un sıralamasında Japon Mitsubis- hi firması birinci olurken. dünyanın en bü- yük 500 şirketinden 153ü ABD'de. 141"i Japonva'da. 42"si Fransa'da. 4O'ı Alman- ya'da. 32 "si Ingilterede. 16"sı Isvıçre'de. 12'si Güney Kore'de. 8'i Hollanda'da. 6'sı Kanada'da. 6'sı da lspanya'da bulunuyor. Dünyanın en büyük 500 şirketinin sadece besj Belçıka'da. dördertanesi Avustralvave Brezılya'da, üçü lsveç'te. ikişertanesi fngıl- tere-Hollandaortaklıgı, Çin, Finlandiya ve Norveç'te bulunuyor. Aralannda Türki- ye'nın de bulunduğu yedi ülke ise sıralama- da birer şirket ile yer alıyor. 1994 vılındakisıralamadaJaponya. dün- yanın en büyük 500 şirketinden en tepede- kiilk 10'ununasahıpiken, 1995"debuözel- liğini kaybetti. Sıralamada ilk üçü Japon Mitsubishi. Mitsui ve Itochu firmalan pay- laşırken, dördüncülüge Amerikan serma- yeli otomotiv ve makine sanayii de\ i Gene- ral Motors şirketi yerleşti. 1995'te Mitsubis- hi'nin cirosu 184.4. Mitsui'ninki 181.5. Itochu'nunki 169.2. General Motors'unki 168.8 mikar dolar oldu. Dergide, en karlı sektörler arasında. uzun süren durgunluk- tan sonra toparlanan havayollan, borsalar- daki yükselişlerle zenginleşen aracı kurum- larile ürünlenne talebin dünva genelinde art- tıgı kâgıt sanayileri yer aldı. 'Hükümet işlerin kötüye gitmesi için her şeyî yapıyor 9 Ekonomi Servisi - Dünyaca ünlü ekonomi gazetesi The Wall Street Journal Europe, Refah Partisi öncülüğündeki yeni hükümetin. Türkiye'yi bulanık sulara doğru sürüklediği uyansında bulundu. Gazete hükümetin ilk icraatı olarak kaynak yaratmadan yapmayı vaat ettiğı harcamalann gerçekleşmesi halinde finansal sistemin kontrolden çıkabileceğine dikkat çekildi. Yabancı vatırımcılar ve uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlan tarafından dikkatle izlenen gazeiede. Başbakan Necnıettin Erbakan'ın ekonomide kalıcı reformlar uygulamak yenne. popülist uygulamalan tercih ermesini eleştirildi. The Wall Street Journal Europe'un Vükselen Pazarlar bölümünde yer alan yazıda, yazan James Dorsej faize getirilen sınırlama. faiz harcamalannın gıder gösterilmekten çıkanlması gibi uygulamaları, Türkiye'yi 1994 yılındaki finansal krize sürükleyen hatalara benzetti. Uluslararası yöneticilik şirketi Alliance Capıtal Genel Müdürü David Ederh'nın 'Finansal sistem uçurumdan yuvarianmak • Uluslararası yöneticilik şirketi Alliance Capital Genel Müdürü David Ederly'nin "Finansal sistem uçurumdan yuvarlanmak üzere. Hükümet işlerin kötü gitmesi için her şeyi yapıyor" şeklindeki yorumuna da yer veren The Wall Street Journal, kaynak yaratılmadan yapılan harcamalann ekonomiyi krize _ ^ _ sürüklediğini ileri Erbakan popülizm politikasryla eleştiriliyor. SÜrdÜ. üzere. Hükümet işlerin kötü gitmesi için her şeyi yapıyor" şeklindeki yorumuna da yer veren The Wall Street Journal (WSJ), ekonomiyi krize sürükleyen uygulamaları kaynak yaratılmadan yapılan şu harcamalar olarak gösterdi: • Yüzde 50'ye varan maaş zamları • Asker ve polislere yüzde 30 ek zam • Asgari ücretin 8 milyon liradan 15 milyn liraya yükseltilmesi ve vergi dışı bırakılması • Çiftçi ve köylü borçlannın silinmesi • Güneydogu'da e\ lerinden göç etmek zorunda bırakılan köylülere ev dağıtılması. Bir finansal krizin. memurlara. çiftçilere ve küçük iş adamlanna sunulan tüm avantaları ellerinden alacagına dikkat çeken David Edgerly, "Erbakan'ın ulufe dağıttığı kesimier. enflasyon üç haneli rakamlan yükseiip dolar 100 bin liraya çıkınca ilk kurbarilar olacaklar" yorumunu yaptı. Türkiye'de meydana gelebilecek devalüasyonun Hazine'nin borçlanma olanağını kısıtlayacağını iddia eden WSJ yazan, böyle bir durumda kaynaklann borsaya akacağını vurguladı. Yazar James Dorsey. Isviçre Bankası'nın (Union Bank of Switzerland -UBS) geçen cuma günü yatınmcılarına "Borsadaki kısa vadeli yükselişleri kaçırmayın ve elinizdeki hisseleri satın" uyansında bulundugunu da hatırlattı. Gazete. Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in, hem hükümetin ilk hedefini yüzde 80" i geçen enflasyonu bir an önce indırmek olarak göstermesini hem de IMF'ye olan bagımlılıktan kurtulmak istemesini çelişki olarak gösterdi. RP ağız değiştirse de MÜSİAD faizle mücadelede ısrarlı Kıize Islami reçete• Müstakil Sanayici ve tşadamlan Dçrneği, REFAHYOL'a öncelikle mücadele etmesi gereken kesimi rantiye olarak açıkladı. MÜStAD Başkanı Erol Yarar, son Hazine ihalesinde ortaya çıkan tablonun hükümetin sorunlannın başında rant ekonomisinin geldiğini gösterdiğini belirtti. • 'Ekonomide acıl eylem planı'nı açıklayan Yarar, gümrük birliğini yeniden ele almak üzere AB ile masaya oturulmasını istedi. Yarar özelleştirmede yurtdışmda ve özellikle de Almanya'da çalışan işçilere permi ile satışa sunulan KİT"lerin hisselerini alabilme imkânı yaratılması gerektiğini belirtti. MÜSİAD'IN EKONOMİDE ACİL EYLEM PLANI BÜYÜME < "*• X \ Enflasyonla mücadelede toplam arzı _ arttırıp üre- . tim-tüketim dengesinin kurulması ve re- kabet artışının fiyatlar üze- nnde düşürücü etki yapma- sı sonuçlannı getirecek bir yaklaşım benımsenmelidir. TESVİKLER İÇ BORÇ cı ve faiz dü- r z^T- şürücü tedbirleralınmalı, ranta ver- gi uygulaması başlatılma- lıdır. Kısmi monotizasyo- na gidilmeli, eşzamanlı olarak bono ve faiz geliri- ne vergı getirilmeli. İŞ YAŞAMI Vade i rft\ Emeklılikyas.1 erkeklerde 60, kadınlarda 55'eyükseltıl- meli. sigorta prim tavanı art- tınlmalı.asga- ri ücret 20 milyon liraya çıkanlmalı, gelir vergisi yüzde 10'a indirilmeli. KURLAR İhracata teş- vikaracıola- rak yurtıçi ve yurtdışı satı- nalma gücü farklannı > ansıtacak şe- kilde bir kur politikası uygulanmalıdır. Ger- çekçi kuruygulamadan kaçınılmamalıdır. Arzı arttırmak için sermayeyi alter- natifsiz bırakacak şekildi sanayi- leşmeyi cezbedecek teşvikler ve- rilmeli. Uluslararası kurallaraay- kın dolaysız parasal teşvikler degil. daha üretim aşamasında ve maliyet- — lenni azaltacak teşvik uygulanmalı. FİNANS Fınans kuruluşlan topladıklan sermaye kaynaklannı devlete satmaktan çıkanlma- lı. Kuruluşlara topladıklan kaynaklann bir kısmını risk. bir kısmını da yatınm serma- yesi olarak kullanmalan mecburiyeti geti- rilmeli faizsiz çalışan finans kuruluşlannın bankalarkar- şısındaki dezavantajlı konumlan iyileştirilmelidir. ÖZELLEŞTİRME Özelleştirme gelirleri üre- timin rasyo- nelleşmesın- de ve üret- kenligin art- tırılmasında kullanılmalı, kuruluşlar tekelci özel ser- mayeye devredilmemeli. IClT'lerişçileresatılmalıdır. VERCİ REFORMU KD\ oran lan temel tüketim \e eğitim alanlannda yüzde 1. diğer ürünlerde \ üz- deöolmalı.Gelirve kurumlar vergisi düşürülmelı. enf- lasyon muhasebesıne geçilmelt. de\ let tahv ili ve bono faizleri. re- po gelirleri vergilendırilmeli. AB VE CÜMRÜK BİRLİCİ Gümrük birliğinde ilk 6 ayın sonuçları AB lehine gelişirken. Türkiye ise olumsuz sonuçlanna kat- lanmak zorunda bırakıldı, hem de AB'nin başta anti- damping uygulamaları \e mali >ardım- lann verilmemesi gibi birçok yükümlü- lüklenni yerine getirmemesi dezavan- tajıyla karşı karşıya kaldı. İETT BİRİNCİ, İSKİ ÜÇÜNCÜ Istanbul'un yüzsüzü RP'li belediye EkonomiServisi-lstanburun vergi yüzsüzü Refahlı Bü- yükşehir Belediyesi'ne baglı şirketlerçıktı. tstanbul Def- terdarlıgı tarafından açıklanan listede ilk sırada 4.1 trilyon lirayla İETT Genel Müdürlügü4.1 yeralırken, ikinci sıra- da 2.2 trilyon lirayla TCDD Işletme Başmüdürlügü. üçün- cü sırada da 2.1 trilyon lirayla İSKÎ Genel Müdüriügü ve- raldı. Dördüncü sırada 1.5 trilyon lirayla Besa Pazarla- ma'nın bulunduğu Istanbul"daki vergi yüzsüzleri listesin- de beşinci sırada 1994 yılında batan lmpexbank 1.1 tril- von liravla >er aldı. Öte vandan kamuovunda "vergi yüz- süzleri'" olarak nitelendırilen. kamuva 1 milyar lira \e üzennde vergi. SSK. fon gibi borcu bulunan kışi ve kuru- luşlar. Türkiye genelinde vergi daıreleri tarafından ılan edilmeve devam İstanbul'un trilyonluk vergi yüzsüzleri: Kurum Borç miktan (Bin TL) İETT 4.192.713 TCDET 2.250.000 ISKI 2.172.797 Besa 1.543.920 lmpexbank 1.198.623 edilıyor. 12 Ey- lül 1996 gütîü mesai saati biti- mine kadar asılı kalacak olan ka- muborçlulanlis- tesinde ilk sıra- larda genellikle belediyeler ve kamu kuruluşla- n göze çarpıyor. lllerdeki vergı dairelerinin açık- ladıgı vergi yüzsüzleri listelenne göre Diyarbakır'da Bag- lar Belediyesi 41.6 milyar lirayla birinci sırada yeralırken. Sıvas'ta TCDD 4"üncü Bölge Müdürlügü 1.4 trilyon lira- lık vergi borcu ile ilk sırada yeraldı. Dığer illerdeki vüz- süzler listesinde ilk sıralarda yer alan mükellefierin isim- leri iseşöyle: Artvin'de 63.7 milyar lirayla Çaykur. Trabzon'da 76.2 milyar lirayla Trabzon Belediyesi. Gümüşhane'de 4.2 mil- yar lirayla Gümüşhane Belediyesi. Bayburt'ta 16.3 milyar lirayla Bayburt Beledivesi, Giresun'de 33.3 milyar lirayla Orman Tamirhane Müdürlügü. Malatva'da 1.2 trilyon li- rayla TCDD 5'inci Işletme Başmüdürlügü, Gaziantep"te 287.5 milyar lirayla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi. Adıyaman'da 62.1 milyar lirayla Adıyaman Belediyesi, Kahramanmaraş'ta 83. 7 milyar lirayla Kahramanmaraş Beledivesi. Kilis'te 11.6 milvar liravla Kilis Beledivesi BENCE İZZETTİN ÖNDER Yalancı Cennet Memur maaşlarını yüzde 50 arttıran bir hüküme- tin konumu, ilk bakışta, cazip görülebilir. Bugünkü enflasyonda verilen yüzde 50 zam, büyük bir artış olmamakla beraber, geçmiş iktidariann uygulamış ol- duğu yanlış ücret-maaş politikası. bizim bugünkü algılamalarımızı bozmuş ve bu zammın olumlu kar- şılanmasına neden olmuştur. Hatta o kadar ki, bu zam- mı alanlar, zammın kaynağını sorgulayan kesimlere galiba biraz da hak verir bir biçimde yaklaşmış ot- malı ki, olası bir tepkiye karşı Başbakan, kaşıkla ver- diklerini kepçe ile geri almayacaklarını ifade etmek zorunda kalmıştır. Bugünkü siyasal kadro, şu tek uygulamada da açıkça görüldüğü gibi, eski hataları yeni bir davra- nış ve ifade yöntemi ile sürdürmektedir. Bir defa, memura böyle bir zam gereklidir, ama yeteıiı degil- dir. Adil olduğunu savunan ve kaynakların hakça da- ğılımını öngören bir siyasal kadronun, yüksek enflas- yon karşısında öncelikle çalışanların temel mali hak- larını güvence altına alma zorunluluğu vardır. Bir si- yasal kadronun, finansal liberalizasyon uygulaması çerçevesinde, bir yandan fiyat istikrarı sağlayamaz- ken, diğer yandan da dolarizasyon mekanizması ile zenginlerin kendilerini korumaya almalarına izin ve- rip, ara-sıra ve sistematik olmayan bir uygulama ile emekçiye zam yapması, onu köleleştirme mantıgı- nın çok belirgin bir göstergesidir. Aynı uygulama 1980'lerin sonunda da gerçekleştirildi. • • • Bu harcamanın kaynağına gelince, en fazla üze- rinde durulan kalemler olarak, özelleştirme, lojman satışı ve kamu varlıklannın elden çıkanlması gibi kay- naklar sayılmaktadır. Bu siyasal kadro şu iki nokta- yı nasıl düşünüp akıl edemez ki! - Başta KİT'ler olmak üzere, bugün kamusal mül- kiyet içinde bulunan çoğu malvarlıklan, kökleri itiba- nyla, bugün devletin borçlu gözüktüğü gruplara ait değildir. Zira. 1925'te aşann kaldırılmasından beri, za- man boyunca güçlü kesimlere. ticaret, sanayi, ihra- catçı ve bugün de finans kesimine sağlanmış olan vergi avantajları, bunun yanında, emekçiler üzerin- deki yük (vergi ve ücret baskıları) bu varlıkların kime ait olduğunu ortaya koymaktadır. O zaman, kimin ma- lını kime ve daha da önemlisi, kimin borcuna karşı- lık satıyoruz? Yine aynı bağlamda, memur lojmanlarını satmak- la, memurlann bazı yan menfaat ve haklannı tırpan- lamış olmuyor muyuz! Lojman kâr etmez, hatta za- rar eder. Işin doğasında bu vardır. Görülüyor ki, me- murlara verilen zammın maliyeti, uzun dönemde yi- ne aynı grup üzerine yıkılıyor. Özelleştirme sonucun- da, bugün özel kesimde olduğu gibi sendikasızlaş- tırma ve taşeronlaşma yaygınlaşacağına göre, bun- dan da uzun dönemde sermaye kârlı çıkacaktır. Aca- ba bu siyasal grup kimden yanadır? - işin bir de ikinci yanı vardır. Günümüzün küresel- leşen kapitalist dünyasında, güçlü sermayenin bizim gibi ülkelere girmeleri ve kendi çıkarlannı dayatabil- meleri için, o ülkedeki ulusal çıkarları savunmaya aday kamu kuruluşlan yerine, özel çıkarlan savunan özel kuruluşların hâkim olması gerekmektedir. Zira, belirli koşullar altında, işletme kârlı olduğu halde. ül- ke zarar görebilir, örneğin uluslararası rekabet gücü- nü yitirebilir. Böyle bir yapılanmada, ülke ve ekono- mi yararı açısından güçlü ekonomik ve siyasal karar almak olası değildir. işte kaynak patolojisi budur. Bu patoloji ile emek- çiler üzerindeki yük ve yarariann yerleri değiştiril- mekte, emekçilerin durumu düzeltilmiş olmamakta- dır. • • • Siyasal iktidarlar sosyo-ekonomik altyapının esi- ridir. Böyle bir esareti, yalancı cennet görüntüleri ile örtmek, o siyasal kadronun işine yarar, fakat ülke çı- karına terstir. Hâlka gerçegi söylemeden, yalancı cennet yaratarak sürdürülen bu politika, finans pa- razitlerine, vergi vurgunculanna ve diğer hâkim çev- relere dokunmadığından, hatta bu bahanelerle faiz- ler yükseiip, rant alanları genişleyip, toplumsal kay- naklann yağmalanması artacağından dolayı, hâkim çevrelercedeonaylanacaktır. Siyasal kadronun kimin- le işbiriiği yaptığı açıkça görülmektedir. Alışverişte 18 yaş engeli T üketici haklarının korunmasında mesafe alabilmek için tüketicilerin bilinçlenmesi kadar üretid ve satıcıların da bir o kadar bilgılenmesi gerekiyor. Aksi halde, hangi haklara sahip olduğunu yasalar çerçevesince dile getiren tüketiciler bile bilgisiz ve duyarsız satıcılar karşısında kısırdöngü nitelığinde tartışmalara girmekten kendisıni alamazlar. Bu gibi durumlara mağdur durumda kalan tüketicinin hukuksal konularda uzman olması bile sorunların kolayca çözumlenmesine yetmez. Okurumuz Çocuk Mahkemesı Hâkmı Ümran Sölez Tan'ın başından geçen olay, kişisel haklara saygı göstermeyen bir satıcıyla karşılaşan bir tüketicinin kanunları çok iyi bilmesinin de, sorijnun kolayca çözümlenmesi için yeterli olmadığın bir kez daha gözler önüne seriyor. Evleinin Ataköy'deki Atrium'a yakn olduğunu belirten Ümran Sölez Tap mektubunda, 15 yaşndal<i kızının hayvanları çok sevdiğini vurgulamış. Bu nedenle Atrium'daki Pet-Shop'tan sürekli kuşaldıklannı kaydeden Sölez Tan. bu zamana kadar satın almış oldukları 4 kuşun da öldüğünü bildrdi. Bu nedenle kızıyla konjştuğunu ve bir daha kuş alınmasını istemediğinı uygun bir dille anlattığını söyleyen Sölez Tan. buna karşın kuşlara karşın öüyjk bir sevgi besleyen kızının Atrium'daki Pet-Shop'a giderek bir kuş daha satın almış olduğunu dilegetirmiş. Olayı öğrenir ogrenmez kızından kuşu iade etmesıni istediğini anlatan Sölez Tan kızının bunun üzerine kuşu geri götürdüğünü, fakat işyeri sahibi tarafından geri çevrildiğini vurçulamış. Bu arada kızına satış fişi de verilmediğini anınsatan Sölez Tan, bunun üzerine Pet Shop'a giderek dükkân sahibi ile bizzat görüştüğünü dile getrmiş. Buna karşın bir sonuç elde edemediğini ifada eden Sölez Tan, yetkililere uzun uzadıya yasal hakarının ne olduğunu, yasalarca reşit sayılmayan yaşakılerin alışverişlerinin her zaman iptal editebileceğini anlattığını belirtiyor. Yaptığı gonşmenin sonuç alamayan okurumuz öncelikle Pet Cumtyurlye Turkocağı Cacf 39/4 7 \ Cağaloğlu/ISTANBUL '~* TEL: 512 05 OS i*. FAX 514 O7 5 1 / ' • "Satıcıların 18 yaşının altındaki kişilere sattıklan maitn heran iade edilebüeceğini bilmeferi gerekiyor" diyen Çocuk jyiahkemesi Hâkimi Ümran Sölez Tan, satın alınan ürünün heıtıangi bir şekilde zarar görmesi halinde iade edifen paradan kullanım bedelinin kesilebileceğini belirtti. Rüştünü ispatlamamış kişilerin karşılıksız bir mal edinmede (bağış) ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanıfmasında izne tabi tutulmayacağını kaydeden Sölez Tan, rüştünü ispatlamamış kişilerin kendilerine ait mallan bağışiayamayacağını, kimseye kefil oiamayacağını bildirdi. Shop'u satış fişi vermediğı için maliyeye şikâyet ettiğini belirterek, daha sonra bizi aradıöını vurguluyor. Bunu Pet Shop tan geri alamadığı 750 bin lira için yapmadığını söyleyen Sölez Tan. diğer tüketicilerin de yasalara göre rüştünü ispatlamamış olan çocuklann yapmış olduğu alışverişlerin iptal edileceğini bilmesini istediği için böyle bir yola başvurduğunu kaydetti. Kanuna göre reşit sayılmayan kişilerin kanuni mümessilerinin nzası olmadan hukuki muamelede bulunamayacaklannı anımsatan Sölez Tan. "Satıalann kanuna göre rüştünü ispatlamamış kişilere sattıklan malın her an iade edilebileceğini bilmeleri gerekiyor" diyerek. reşit olmayan kişilerin ancak karşılıksız bir mal edinmede (bağış) ve kişiye sıkı sıkıya bağlı haklann kullanılmasında bu izne tabi tutulmayacağını kaydetti. Rüştünü ispatlamamış kişiye satılan malın geri getirildiğinde kullanımdan kaynaklanan birtakım yıpranma ve sorunlar bulunduğunda iade edilecek para miktanndan, verilen hasar oranında indirim yapılabileceğine değinen Sölez Tan. satıcının hiçbir şekilde para iadesinden kaçınmasmın mümkün olmadığını ifade etti. Büştünü ispatlamamış kişilerin kendilerine ait mallan bağışiayamayacağını, kimseye kefil oiamayacağını bildiren Sölez Tan, bu gibi durumlarda kanuni ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH ÜSÜMİ Türkiye 'ithal pamuk' cenneti mümessilin aracıhğının geçerli olmadığını dile getirdi. Okurumuzun şikâyetini iletmek üzere Pet-Shop'u aradığımızda, yetkili birine ulaşmamız mümkün olmadı. Konuyu aktardığımız satış elemanı, defalarca aramamıza ve konuyu aktarmamıza karşın. bizi mağaza sahibi ile görüştürmedi. Sonunda defalarca aramamızdan sıkılmış olacaklar ki okurumuza parasını iade edeceklerini, 750 bin lira gibi az bir miktar para için bu kadar uğraşamayacaklarını söylediler. Pet-Shop yetkilisi her ne kadar meblağı küçümsüyormuş gibi davransa bile para iadesinde nazlandı. Okurumuza parasını taksitle geri ödeyen Pet-Shop'a, daha sonra defalarca aramamıza karşın ulaşamadık.H ANKARA - Turk pamuğu ciddi tehlikelerle karşı kar- şjya. En büyük tehlike. güm- rük bıriiği. Eğer, birkaç yıl içinde Avrupa Birliği'ne gi- remezsek gümrük birliğinin koşullan, pamuğumuzu da tanmımızı da bitirecek. Av- rupa Birliği, Türk tanmı için ne kadar büyük bir kurtuluş ise gümrük birliği de o ölçü- de tehlikeli!..Avrupa Birli- ği'ne girişimiz için gerekli koşullara bakınca insan ir- kiliyor. Örneğin, tarımımızı düzene sokmadan Avrupa Birliği'ne girmemize imkân yok. Gümrük biıiiğı içinde de tanmımızı Avrupa Birliği'ne girmemiz için istenen dü- zeye ulaştırmamız tam bir hayal!.. İçinde bulunduğumuz du- rumun 'iki ucu bilmem ne- //'değnektenfarkı yok. Çün- kü, 1980 yılından sonra iz- lenen politikalar, Türk tan- mını geriletti. Hele. Tansu Çiller iş başına geldikten sonra, tam bir çıkmaza gir- dr. Avrupa Birliği'ne alınma- yışımızın en önemli nedeni, tanmda yaşadığmız çökün- tü. Doğru veya yanlış, Av- rupalı ülkeler, kırsal kesim- de yaşayan 30 milyona ya- kın insanımızın sıkıntılannı üstlenmekten kaçınıyor... Hatta, korkuyor!... Bir geçiş yolu olarak öne- rilen gümrük birliği, adeta iğneli fıçı. Avrupa Birliği ile yapılan protokole göre, ta- rım ürünleri anlaşma dışı. Kendi üreticimizi koruyabil- mek için, bu ürünlere güm- rük vergisi ve fon koyabili- riz. Ancak tarıma dayalı sa- nayı ürünlerinden gümrük vergisi ve fon alamayız. Ör- neğin işlenmemiş ham pa- muk ithal edersek istediği- Geçimini pamuktan sağla\an 4 mihona vakın insanımızın sırtından geçinme\en vok. miz gibi vergilendirebiliriz. Işlenmiş pamuğa gelince yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Anlaşma gereği, iste- yen, yüz binlerce ton işlen- miş pamuğu bir tek kuruş vergi ve fon ödemeden it- hal edebilir. Böylesıne ters bir anlaş- ma. Türkiye'yi ithal pamuk cenneti haline getirdi. Şim- di, isteyen istediği kadar iş- lenmiş pamuğu sıfır güm- rükle ithal edebiliyor. Hem de Türk pamuğundan çok daha ucuz fiyatla. Zira, di- ğer ülkelerde devlet pamu- ğa büyük destek veriyor. Pakistan'ın bile pamuk üre- ticisine yaptığı destek, ma- liyetinin yarısından fazla... Şözüm ona 'çağ atladığı' iddia edilen Türkiye'de ise tam tersi bir uygulama var. Geçimini pamuktan sağla- yan 4 milyona yakın insanı- mızın sırtından geçinmeyen yok... Tekstilcisi, konfeksi- yoncusu, toptancısı, ihra- catçısı.. ve de en acısı, ya- bancı ülkelerin pamuk üre- ticileri... Hepsi, Türk pamuk üreticisinin hakkını kesele- rine. kasalanna indiriyor!.. Buna karşılık pamuk üre- ticimize bir tek kuruş des- tek yok. Yapılıyormuş gibi görünen destekler daha bü- yük yaralar açıyor... Hatta, bu desteklerin büyük bölü- mü sanayicilerin işine varı- yor... Örneğin, gübre ve zi- rai ilaçlarda yapılan destek bedelieri zamanında öden- mediği için astan yüzünden pahalıya gelıyor!.. Pakistan ve diğer bazı ül- kelerden yapılan ithalatın verdiği zarar bir yana, hükü- metlerimizin yanlış uygula- malan yeni ve tehlikeli rakip- leryaratıyor... Örneğin, Yunanıstan... Erbakan'ın tarıma karşı nasıl birtavırtakınacağı he- nüz kesinlik kazanmadı. An- cak, Çiller ve hükümetleri- nin bu tür tehlikelere karşı kayıtsız kaldığını çok iyi bi- liyoruz. Eğer Erbakan bu konularda Çiller ve takımı- nın dümen suyuna girerse ödemek zorunda kalacağı- mız ağır faturanın yükünü Türk ekonomisi ve milyon- larca pamuk üreticisi çeke- mez... Tehlikenin boyutu çok büyük Yunanistan, bu acımasız rekabet ortamında bize kar- şı tek başına değil... Avru- pa ülkelerinin tamamına ya- kını arkasında... Avrupa Bir- liği, Yunanistan'm tarımına akıl almaz destekler veri- yor... Milyarlarca dolar akı- tıyor. Hele pamuk için ara- lannda özel bir anlaşma var. Verilen bilgiye göre, Yunan pamuk üreticisinin aldığı destek, kilo başına 100 bin liraya yaklaşıyor!.. Türk pamuğu, borsaları- mızda 165 ile 170 bin lira arasında satılırken Yunan pamuğunun maliyeti 150 bin lirayı geçmiyor... Arada- ki bu farkın nedeni, Türki- ye'de yüksek enflasyon ol- duğu halde, devletin pamuk üreticisine destek verme- mesi... Buna karşılık, Yunan üreticisinin hem kendi dev- letinden hem de Avrupa Bir- liği'nden trilyonlarca lirayı bulan destek alması!.. Yu- nan pamuğu Türkiye'ye 150 bin liraya mal olurken üre- ticimiz pamuğunu 170 bin liraya nasıl satacak? Eğer, kendi hükümetimi- zin hazırladığı bu acımasız rekabet ortamında, bir kilo pamuğunu 150 bin liranın al- tında satmak zorunda kalır- sa 4 milyona yakın üretici- mizin ve Türk pamuğunun geleceği ne olacak? Bazı çevreler, durumun henüz farkında değil. ama tehlike kapıırnza kadar gel- di dayandı!.. Üstelik. geliş- melerden tehlikenin bu bo- yutlarda kalmayacağı anla- şılıyor!.. Zira, Avrupa Birliği, Yunanistan'm pamuk üre- timini arttırması için, özel bir çaba gösteriyor. 3-4 yıl öncesine kadar yıllık pamuk üretimi 100 bin tonu geçme- yen Yunanistan'da rekolte 300 bin tonayaklaştı. Şim- di de rekoltenin 600 bin ton- lara ulaşması için çalışma- laryapılıyor!.. Avrupa Birliği'nin deste- ği ile sağlanacak olan bu kadar büyük üretim, güm- rük birliğinin koşullan de- vam ettiği sürece, iç piya- salanmızı tehdit edecektir. Ne yazık ki, Türk pamuk sanayicilerimız de biraz da- ha ucuz pamuk alabilmek için bu tehlikenin gelişme- sine yardımcı olmaktadır... Pamuk üreticileri, Erba- kan hükümetinin 'ithalattan doğacak tehlikeleh' ortadan kaldıracak önlemleri al- masını istiyorlar!.. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear