23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HA2İRAN 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ela Bhatt, çağm örgütsüz, ezilen kadınlan için çok özel bir örnek, çok büyük anlam taşıyor Kadın hareketinm önciisü J arlada ücretsiz çalışan, sokaklarda her işi yapan Hindistan'ın en alt sınıfından, en yoksul, eğitimsiz kadınlan, önce on binler ve sonra yüz bini aşacak biçimde örgütleniyor. Okuma yazma bilmeyen. ücret aldığı bir patrona değil, evinde üretim yaparak, tezgâhlarda satarak. tarlada ücretsiz çalışan kadınlar, bir yandan bir sendika çatısı altında toplanıyor. Bu sendika toplusözleşme yapmıyor. Ama bu kadınlann her sorununa yanıt vermeye çalışıyor. ŞÜKRANSONER Ela Bhatt. Hindısian'daki kast. sınıflar sistemindeen üstkasrtan. zengin aileden. özel eğitim görmüş bir kadın. Gandi'nin idealizminin vansıdığı birkuşaktan. Ko- cası ile birlikte hukuk öğrenimi görürken kendini topluma adamaya karar vermiş. En alt sınıftan yoksul kadınlara hizmet et- mek içinkövieregitmesineailesi izinver- meyince. kenteki en voksul. en eğitimsiz kadtnlan örgütlemeyi düşünmüş 1947-48-49'lu yıllarda işe başlamışlar. Önce I9l7"de, Hindistan'ın en yoksul. en ağır koşullarda çalışan işçilerini ör- gütleyen Gandi"yi örnek almışlar. Ser- mayeleri. eğitimleri sıfır. hiçbir sosval haklan olmadan. çok ağır koşullarda ev- de sanayıye dönük üretim yapan. sokak- ta tezgâhla çalışan her işi yapan kadınla- n örgütlemeye koyulmuşlar. SE\\A'nın sendika kolu SEVVA (Kendı Başına Çalışan Kadın- lann Birliği) 1974'tekurulmuş. Birbinile bağlı üç tarklı örgütlenme içınde. Hindıs- tan'da bilinen yasalar ve hukuk sistemı-; nin korumalannın tamamen dışında. yö- netımler zorlanarak bulunabilen formül- ler altında. SEVVA'nın bir kolu sendika. Halen 215 bin kadın iiyesi var. Ama kuruluş amacı bildiğimiz toplusözleşme yapmak değil. Çünkü bu kadınlann belli ücret aldıkları bir işyeri ve patronlan yok. Ya evlerde sa- nayiye üretim yapıyorlar. ya sokaklarda kendi tezgâhları ile çalışı>orlar.yatemiz- lik işlerine gıdiyorlar ya da köv lerde üc- retsiz aile işçisi konumundalar. Sendika- lan onlann akla gelebilecek hertürgerek- sinmelerine yanıt bulmava çalışıvor. Örneğin yaptıklan ışlere göre. daha ba- şanlı olmalannı sağlamak üzereeğitiyor. Çocuklannın bakılacağı yerler. koşullar için uğraş venyor. Sağlık sorunlannı çöz- meye çalışıyor. Yaptıklan işin. ürünün değerlenmesi için. ücret-fıyat standart- lan. piyasası oluşturmaya çabahyor. Tabii bu hizmetlenn yapılabilmesi için. paralel bir örgütlenmeye. kooperatiflere gereksininı görülüyor. SEVVA'nın sendi- ka ile birlikte kurulmuş \e giderek geliş- tirilmiş halen değişik hizmetler veren 71 kooperatifi \ar. Bu kooperatiflerin 60 bin kadın üyesi. 5 ana tür hizmetten \ararla- nıyor. Köylerdeki kadınlar her tür hizme- ti \eren çiftçilik kooperatiflerinde. kent- lerdekiler. ticaret, temizlik. sağlık hizme- ti veren kooperatiflerde kümeleniyor. Kendi işini yapan. kendi kendine yet- meye çalışan kadınlann hep çok cıddi pa- ra gereksinmeleri var. SEWA bunaçözüm üretmek üzere sendika ve kooperatifler ile birlikte bir de kadın bankası kunna gere- ğini duymuş. Bankanın kurucu ortakla- n. çoğu okuryazar bile olmayan 6 bin ka- dın. Her şeylerini satıp. komik paralarla. küçük paylı hısseleroluşturarak ilk ban- ka sermayesini oluşturmuşlar. Şimdi ban- kanın 60 bin para vatırmış. ya da kredi. borç almış müştensı var Banka kuruculan ilk yasal başvuruvu yaparken. imza atabilmek için. sabahla- ra kadar ımza atmayı öğrenmişler. Pek çoğu halen borcunu. hesabını bilemıvor- muş. Kocalann birikımlerıne el koyması tehlikesine. paralannı kaptırma tehdidi- ne karşı. banka defterlerı. banka kasala- nnda duruyor. Ela Bhatt. kadınlann ban- ka borçlanna çok sadık olduklannı. akıl almaz yoksulluklanna karşılık yüzde 95 borç alınan paranın zamanında taksitle- rinin ödendiğinin altını çiziyor. Erkeklerin kendileri dururken. kadın- ların iş. para sahibı olmalanndan hoşnut kalacaklannı söylemeye olanak yok. Ör- neğin voksulluk nedeni ile topraksız ka- lanköylülenn.tapusukadınınüzerindeol- • ^ la Bhatt ve SEWA, çağın akıl almaz yoksullaşması. m J sömürü düzeninde, sadece en alttaki kadınlar için M 1 değil, dünyanın bütün yoksul. eğitimsiz, örgütsüz JL^a kitleleri için örnek örgütlenme modelini oluşturması anlamında büyük önem taşıyor. SEWA"nın sendikası bu nedenle, dünyada kayıtlı ekonomide. sendikal haklarla çalışanların hızla azalması olgusu karşısında zorlanan dünya sendikacılık hareketinin yeni örgütlenme arayışlarına örnek oluşturuyor. ürünlerini değerlendirmeden çocukların bakımına, sağlık sorununa kadar her hizmeti veren kooperatifler kuruluyor. Üstüne bir de sadece bu kadınlara hizmet veren banka açılıyor. Kuruculan, borç alanları. para yatıranlan. sıfır sermayeli kadınlar olan bir banka. mak koşulu ile alınacak toprak için kadı- nakredi verilmesineıtirazlanolmu.ş. An- cak voksulluk ağırbastığı için. razı olnıak zorunda kalmişlar. Sonra da bu ışe teşek- kür eden çok erkek çıkmış. Kendılerine kalsa borçlanıp ellenndekı tarladan da olacaklarını itiraf etmişler. SEVVA'nın gücü. kadınlann çaresizlı- ği. voksulluğu. birbirine güveni ve daya- mşmasından geliyor. Ela Bhatt bütün dün- yada olduğu üzere kaybedecek şev len çok olan üst sinıf ve orta sınıf kadınlan- TURKIYE'NIN AYDINLIK YUZUNE YOLCULUKLAR DIYAKBAKIR BEIEDIYESI 'Yıkıntıda açan çiçek' ATAOL BEHRAMOĞLl Geçen yıl Bosna volculuğumuz sırasında. bir tepeden Mostar'a bakarken yanıbaşımızdakı bırevın yıkıntılannda açan bir kır çiçeğı beni etkilemişti. Direnmenin. yaşama inadının. her şeye karşın mutlu olma cabasının simgesi gibi görünmüştü bana bu çiçek. Kendimce bir fotoğrafçılık ustalığı göstererek aşağılarda Mostar nehrinin iki yanındaki birovava yayılmış olan yaralı Mostar kentini. bu çiçeğin arkasında görüntülemeye çalışmıştım... Şimdi. yazımın başlığını attığımda. bu kır çiçeğini anımsadım... Yaklaşık birbuçuk yıldır. müzikçi arkadaşım Haluk Çetin'le Türkiye içlerinde yolculuklardavız... Geçmiş zamanların 'trubadur'lan ya da bizdeki saz şairleri gibi türkülenmizi söyleyerek dolaşıyoruz. Daha doğrusu. Haluk gitan eşliğinde (benim şiirlerden. çoğu kendi bestesi) türkülerini söylüyor. ben de şiirlerimi okuyorum... 1994 Eylülü'nde ilk kez Antalv a'da birlikte sahneye çıktık. Fakat ortak etkinliğimiz asıl kimliğini geçen yıl nisan ayında Konya Devlet Tiyatrosu sahnesindeki dinİetimizle kazandı. Bunu Gaziantep. Bursa. Diyarbakır. Izmit. Alanya. Adana, Samsun \e 1996'da da yine tzmit. Antakya. Bandırma. Düzce. Zonguldak dinletileri ızledi... Kımi yerde aynı gün iki kez yinelenen bu dinletileri. her kentte yaklaşık 500 kişilik topluluklar ızlediğine göre başladığımızdan bugüne \ine yaklaşık 5000 kışıye şiirlerimizi ve türkülenmizi okuduk demektir... Bir pop sanatçısının tek bir dinletide binlerce ızleyiciyi biraraya getirdiği düşünüldüğünde bizim bir buçuk vılda ulaştığımız rakam küçümsenebilir. Fakat bizimki anlık bir coşkulandırmaya ya da ajitasyona yönelik değil. akla ve duyguya seslenen bir buluşma. Şiiri kıtaplardan çıkararak ona açık havada da soluk aldırmanın biryöntemi. îzleyici sayısı bu nedenle sınırlı. ama yine bu nedenle de önemli bir sayı bu. Ülkemiz Türkiye'yı ne kadar tanıyoruz0 Her yolculuk bu soruyu bir kez daha sorduruyor bana. 'Gerici' kent olarak bilinen Konva'da dinletimizi örgütleyen TÖMER Konya Şubesi'nin etkinliklerini daha yakından sorup öğrenmediğime havıflanıvorum. Yine Konva'da >ütün bu yörelere yolculuklanmızda izlenimlerimi sıcağı sıcağına not etmediğime şimdi hayıflanıyorum... "Türkiye'nin aydınlık yüzü", görülmeyi, ilgilenilmeyi. değerlendirilmeyi bekliyor... Beyoğlunun va da herhangi bir Av rupa kenti 'altematifi kafe'lerinden farksız olan o öğrenci 'kafe'sinde. bir yolum düştüğünde. gitarlannı bir kez daha dinlemek ve onlara veni birkaç şiirimi okumak isterim. Konya'da. Gaziantep"te, Diyarbakır ya da Samsun'da birden fazla yerel televizyon kanalı olduğunu kaç kişi biliyor? Diyarbakır dinletimizde salonu üst üste iki kez dolduran Dıcle Üniversitesi öğrencilerinin coşkusunu. duyarlığını. bilincini hangi sözcüklere sığdırabilınm? Bu kentte Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'ni gezerken bizim gibi nıüzeye gezmeye gelmiş olan İzmirli garsonla konuştuklanmızı. bir başka yazıda sözünü ettiğim Gaziantepli amatör yazarlar. Atatürkçü Düşünce Demeği Alanya şubesini omuzlavan pırıl pırıl yöre insanlan. Bursa'nın (metropol gazetelenvle yanşmaya hazır) yerel gazetelen \e yetenek dolu genç muhabirler. İzmıt'te ve bütün Türkiye de v ıllardır sav ısız tivatro etkinliğine imzasını atnıış İzmit (Kocaeli) Bölge Tivatrosu. Adana'da dinletimizden birkaç saat önce Belediye Tivatrosu fuavesini hınca hınç dolduran ve salona girışte de güvenlik gerekçesiyle (bütün bu dinletilerde ilk ve tek kez) polisin üst baş aramasına (o sıcaktal sabırla ve mizahla katlanan genç izlev iciler, Sâmsun-Sinop Tabip Odası'nın ve Atatürkçü Düşünce Demeği'nin aydınlık düşünceli vurtsever vöneticileri... Bütün bu vörelere yolculuklanmızda ızlenımlenmı sıcağı sıcağına not etmediğime şimdi hayıflanıyorum... v 'Türki>e'nin aydınlık yüzü". görülnıev i. ılgilenilmev i. değerlendirilmeyi bekliyor... Bunun için metropollerin >ürek daraltıcı ortamından. kıskançlıklann ve küçük hesaplann dünyasından çıkmak gerekıvor... "Türkiye'nin Aydınlık \ üzüne V'okuluklar" alışılan rürden bir yazı dızisi olmayacak. Belli aralıklarla olmasa da fazla ara vermeden zaman zaman yazıp yav ımlayacağtm bu yazılarda ben. sözünü ettiğimiz dinİetimizle ilgili olarak ya da başka nedenlerle iilke içinde vapacağım volculuklarda karşıma çıkacak güzelliklerin. avdınlıklann altını çizeceğim... Böylece belki de Mostar'daki fotoğrafçılık denevimııni sürdürmüş olacağım: Bir yıkıntının fotoğrafını, o v ıkıntıda açabilmiş bir çiçeğin görüntüsünü objektıfın önüne alarak çekmek... nın asıl erkeklerin baskısı altında olduk- lanna işaret edivor. En alt. en yoksul sı- nıflarda. kaybedilecek bir sey olmadığı için de kadınlar çalışan ve üreten. ailenın te- mel direği bireylerolarak özgürler. Sorun- larına vanıt veren örgütlennıeve açık ve dayanışmada çok güçlü. çok özverililer. Lçlü örgütlenmede ıç içe. el ele vere- rek bugün çok önemli yol kat etmişler. Sen- dikaları, Dünva Sendikacılık Hareketi ICFTU'nun üyesi. Asya sendikacılık ör- gütlenmesı içinde Ğe ağırhklı yerleri var. Örgütlenme modellen, dünyada kayıtlı ekonomide. sendikalı ışçi sayısının hızla düşmesi nedeni ile. dünya sendikacılık hareketinin veni arayışlanna örnek oluş- turmuş. ICFTL1 . önümüzdeki yıl yapıia- cak genel kurulunda. kayıt dışı ekonomi- de. kendi başına çalışan insanlann sendi- kal örgütlenme kapsamına alınmalan ve sendikacılığın ücreı anışı dışında arayış- lanna yönelik. SEWA"yı örnek alarak ve- ni bir yola çıkacak. SEÛ'A"nın gerek sendika. gerek ko- operatifler ve gerekse banka olarak Hın- distan hukuk dlizenınde pek bir yeri yok Bu nedenle kuruluş aşamasında çok faz- la zorlanmış. çok fazla bürokratık engel- le karşılaşmişlar. Yasal kuruluş aşamala- rı yıllan almış. Ama artık özel hukuk ko- ruması altında olmamakla birlikte, herke- sin tanıdığı \esaygı duyduğu bir konunı- dalar. Devlet bütçesinden sosyal hizmet- leri için destek bile görüyorlar. Tabiı dün- vanın da ılgısini vedestegini kazanmı^ ko- numdalar. Ela Bhatt. "Orgütlenmedebirlikte\ap- tığıniız işlerde çok fazla vol aldık. Çok önemli hizmetler \erebili\oruz. Ancak ka- dınlanmıan kaderinL)oksuUuğunu hcmen hemcn hiç dcğiştiremedik. Çok büvük voksulluk. bununla bağlantüı sömürü \e haksızlıklar. eğitimsizlik. sorunlar hiç de- ğişmivor. Onümüzde çok /oriu bir müca- dele \e çok uzun bir >ol %ar" diyor. Ama vapılanları avnı zamanda çok önemli \ e anlamlı buluvor. Çünkü örgüt- lenen kadınlar. voksulluktan belkı kunu- lamamışlar: fakat dayanışmanın. birlikte sorunlan çözmeve çahşmanın önemini kavramışlar. En önemlisi kimlik sahibi olmuşlar. Kendilerini sadece bir eşvean- ne. çaresız bir kadın olarak görürken. SE- VVA sayesınde. işe varar. üreten. saygın bir insan olarak gömıeve başlamışlar. Kendini topluma acfoanlar Ela Bhatt. kendini topluma adamış bir- kaç idealıst dışında. üst ve orta sınıftan kadınlann SEVVA'nın içinde ver alnıa- dıklarının da altını çiziyor. Onlartoplum- dan gelen baskılarla da en alt sınıtlarda- ki ezilen kadınlar ve sorunlarından uzak duruvorlar. Avrıca Hindistan gibi baskıc\ bir top- lumda kadın örgütlenmesinden ürküyor- lar. Tabıi Ela Bhatt gibi en üst sınıftan bir kadının en alt sınıftan kadınlann sorun- lan ile ilgilenmesi. onlan örgütlemesi- nin. bir vandan sav gı görürken dığervan- dan ağır bedeli de var. Örneğin Hindis- tan "da v ükseköğrenimde en alt sınıtiardan da öğrenci alınması karan alındığında. üst sınıflar çok büyük tepki göstermiş. En üst sınıftan Ela Bhatt'ın evı de kom- şuları tarafından. alt sınıflan savunuvor gerekçesi ile günlerce taşlanmiş. Ela Bhatt. Hindistan'da vedünvadası- nıflar arasi farklılıklann. yoksulluğun. voksulluklabağlantılı eğitimsizlik. insan sömürü ve vaşamsal sorunlannın kolay ko- lay kalkmayacağı kanısında. Ezilenlerın daha ınsanca yaşaması. insan haklarının kullanılabılmesı için tek volıın örgütlen- meden geçtığıne ınanıvor. Bu nedenle de özel koşullar gözetılerek. en vaşamsal so- runlaraöncehkvenlerek örgütlenme mo- dellennın varatılınasinı savunuvor. Soruşturma laboratuvar sonuçlanna bağlı 1 Mayıs olaylarında tanıkyok FİLİZGLMLŞ Hasan Albavrak. Dursun Adabaş \e Levent ^alçın'ın ölümüvle sonuçlanan 1 Vla- v is olav lannın soruşturması- nı vürüten Kadıköv Cumhu- n vet Sav cısı Cemil Türk. ga- zetelerde çıkan haberlere kar- ^ın olav lann tamklannın "env nhetten çekindikleri için''ken- dılerıne baş\ urmadıûını böv - ledı. Olav günü ölü ve yaralı- lardan çıkanlan üç ınermı çe- kırdeğının ıncelenmesının. halen Kımınal Polis Labora- tuv an' nda de\ am ettığını bıl- diren Cemıl Tıirk. balıstık ın- celeme raporlan kendılerine ulaştığında soruşturmanın bii- vükorandaavdınlatılacağını söyledı. Kadıköv Cumhun- vetBaşsavcısı Kenan Altmış- dört ıse ölen 3 kışıden valnız bınnın v ücudunda mermı çe- kırdeğı bulunduğunu. dığer ıkısınde kuı>unlann delıp geç- tığını belırterek. balıstik ınce- leme yapıümavacagı ıçın bun- larııı katıl zanlılannı bulma- nın güç olduğunu belıffiı. I Mavis günü Kadıkö> C'umhunyet Sav eılığı'nda nö- betçı savcı olan Cemil Türk. soruşturma ile ılgılı soruları- mızı vanıtladı. Türk. 3 kışının ölümüv le sonuçlanan olav la- nn hemen ardından Emnıvet Müdürlüğü'nden görev lı po- lıs memurlarıvla ılgilı tahkı- katlara başlanmasını ıstedık- lenni anımsatarak olav lann üzennden bir av geçmesıne karşın soruşturmada henüz bırgelışmeolmadıgınıanlat- tı. Türk. >öv le konuştu: "Olavda varalananlar vc ölenlerin üzennden toplam üç mermi çekirdeği toplandı. En a/ üç tane mermi çekirde- 0nin balLstik incelemesini>ap- tınvoruz. Bunlar, silah ele gei;- tiğinde önemli ipucudur. Biz bu kurşunlan Kriminal Polis L^baratu\an'na gönderdiL Raporiann gelmesi laboratu- \ann ga\ rvtine bağlı. Balistik raporlar alınmadan kinısevi zan altında bırakamayız." Olav ın tamklannın sa\ cılı- ğa gelıp ıfade \ermeleri ko- nusunda gazetelerde haber- lerın çıktığını ancak kendıle- rrne hıç bir tanığm başvur- madığını anlatan Türk. -Tah- kikatımı/de>am edivor. Ara- badan ate^ açıldığı şeklinde iddialar için tanığa ihtivaeı- mız\ar"dıve konuştu. Cemıl Türk. ölenlenn vakınlannın \e sendikacılann. Utanbul Ad- lıyesı'ne. olaylarla ılgılı ola- rak Istanbul Emnıvet Müdür- lüğü ve Valılığın ^oruşturma açılmasi için toplu dılekçe verdıklerını anınisatarak. bu çerçevedekı soruşturmanın "Memurin Muhakemetı Ka- nunu" gereğınce Içışlen Ba- kanlığı'na gönderıldığını kay- dettı. Türk. sözlerinı sövle sürdürdü: ~Hazııiık tahkikatında giz- lilikgerektiği için biz sonıştur- mavı vürüttüğümüı isimleri \ereme> U. .Şimdi delilleri top- luvoruz. Deliller toplanma- dan kimsev i suçlu gtistereme- v iz. Tanıklar müracaat etmi- vorlar. Tamklar emnivctten çekindikleri için emnivete git- mivorlar. Biz direkt gelsinler istivoruz." The United Nations Blue Books Series Blue Booksfıll a 50-yeaTgap t^ -": ; UN legacy now being recorded in concise volumes This nevv series capture. for the first time, the vital legacy of the Organization in some of the foremost international endeavours of the last 50 years. Each volume, averaging about 450 pages. brings together all key documentation, ranging from General Assembly and Security Council resolutios and reports of the Secretaty-General to historic international texts. Each book contains an extensive introduction by Secretary-General Boutros Boutros-Ghali, vvhich provides an authoritative overvievv and account of the role played by the United Nations in the subject area. The United Nations Blue Books Series is designed to provide primary research and reference tools to academics, policy-makers, journalists and others interested in gaining a deeper understanding of the vvork of the United Nations, from peacekeeping and conflict resolution to development and human rights. The price of each book is US$ 29.95 unless indicated othervvise Current titles: ' O The United Nations and Apartheid, 1948-1994 O The United Nations and Human Rights, 1948-1995 O The United Nations and Cambodia, 1991-1995 O The United Nations and Nuclear Non-Proliferation. J The United Nations and El Salvador, 1990-1995 D The United Nations and Mozambiaue, 1992-1995 O The United Nations and the Advancement ofWomen, 1945-1995. $ 49.95 O The United Nations and Somalia, 1992-1996 - 3 - Forthcoming titles will cover the follovving topics: The international Criminal Tribunal for the Former Yugoslavia; The Social Summit; Population; Angola; Rıcanda; Electoral Assistance; Haiti; Eritrea; Nuclear Non-Proliferation (2nd edition). Jtıstp The United Nations and the lraq - Kuwait Conflict, 1990-1991 Vol. IX ofthe United Nations Blue Book Series X he response of the United Nations and its Member States to the August 1990 invansion of Kuwait by Iraq highlighted the extraordinary strenght of the Organization and its capacity to act decisively. when consensus exists. as a force for international peace and security. The United Nations and the Iraq-Ku»ait Conflict. 1990- 1996 is a comprehensive account of the Organization's multi-faceted efforts to reverse Iraq's aggression. to restore the sovereignty of Kuwait. to promo - through innovative mechanisms and a sustained involvement - long-term peace and stability in the region, and to deal with a coraplex humanitarian emergenc>. This volume includes more than 200 key United Nations documents relating to all aspects of the situation. An extensive introduction by Secretary-General Boutros Boutros-Ghali and a detailed chronology complement the texts. The documents reproduced include: • Resolutions of The General Assembly and of the Security Council; • Reports ofthe United Nations Special Commission IUNSCOM ı and the international Atomic Energy Agency (IAEA) conceming Iraq's nuclear. chemical, biological and long-range missile programmes; • Reports of the Secretary-General on the United Nations Iraq-Kuwait Observation Mission (UNIKOM); • Reports and other materials concerning the Iraq- Kuwait Boundan Demarcation Commission. the United Nations Compensation Commission, the retum of Kuvvaiti property. the sanctions regime and the humanitarian situation in Iraq and Kuvvait; • Communications from Iraq, Kuvvait and other Member States. as well as previously unpublished correspondence of the Secretary-General. Sales No.E96.lS 844 pages ISB\ 92-1-100596-5 Softbound Us$49.95 Arabic edition soon available. Advance orders are accepted. United Nations Publications, New York, U.SA. I Geneva, Swirtla>ıd. Avaliable in Turkeyfrom Dünya İnfotelA.Ş. İstiklal Caddesi 469 80050 Tünel-İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear