25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 MAYIS1996 CUMA • • • • CUMHURJYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI Jstanbul Edirne Çanakkale Kocaeli jzjjır Manisâ Aydın Denizli Y PB PB Y B B B B 24 26 27 21 27 27 28 27 URKIYE Sinop 20 Adana Samsun 20 Mersin B Trabzon Y 20 Diyarbakır B Giresun Y 21 Şanlıurfa B Ankara Y 21 Mardin PB 26 Konya PB 23 Siirt PB 25 Eskişehir Sıvas 19 Hakkâri 19 Van PB 15 PB 19 Zonguldak Y 20 Antalya PB 24 Kars Y 20 Yurdun kuzey ve iç ke- simlen çok bulutlu, Mar- mara'nın doğusu, Kara- denız, !ç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdenız, Guneydoğu Anadolu'nun batısı ıle Doğu Anadolu'nun ku- zey ve batısı sağanak ve gokgurultulu sağanak yağışlı oteki yerler par- çalı ve az bulutlu geçe- cek Hava sıcaklığı ya- ğış alan yerlerde azal- maya devam edecek. Londra Paris Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel B Y A PB Y A PB Y 22 26 25 20 22 34 14 23 Budapeşte PB 20 Münih Atina Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn PB A Y ÇB PB A PB Y 2b 28 9 14 14 18 21 26 PB 22 Parçalı bulutlu Sısh c 1 " i , Buıutlu k Çok bulutlu 1 Vağmurlu >••• G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY HacımızJa Bacımız • Baştarafı 1. Sayfada için giriştikleri hazırlığı ele geçirdi. Söz konusu haber dün gazetemizde yayımlandı. RP'liler, TBMM Içtüzüğü'nün 107. maddesine şöy- le bir fıkra eklenmesini öneriyorlar: "Isnat edilen fiilin üzerinden, öğrenildiği tarihten itibaren biryıl, her halükârda beş yıl geçtikten son- ra Meclis soruşturması açılamaz." Önergenin gerekçesi kısaca şöyle: . "Devlet yetkisi kullanan kimseler, başbakanlar ve- ya bakanların herhangi bir yolsuzluğunu öğrendik- leri tarihten itibaren bir yıl, olay tarihinden itibaren de beş yıl içinde harekete geçmemişlerse artık ha- rekete geçme yetkisini kaybetmelidirler. Aksi halde kişiler sürekli olarak tehdit ve şantaj altında tutulur- lar..." Bir an bu önerinin TBMM Içtüzüğü'ne geçtiğini dü- şünelim... Bir parti iki dönem üst üste iktidarda kalırsa, bu- günkü anayasaya göre on yıl ülkeyi yönetiyor. Üçün- cü beş yılda başka bir parti iktidara geldi ve bir dizi usulsüz işlem saptadı... En azından, ilk beş yıl için hiç hesap sorma hakkı kalmıyor... Böyle bir yaklaşım nerede olur? Hoca'nın adil düzeninde... Tabii. RP'liler olayın bu yanını düşünmüyor. Onla- n ilgilendiren, Erbakan'ın, büyük bir bölümünü "öğ- retim üyesiyken kazandım" dediği malvarlığının bir daha gündeme gelmemesi... Altına içtüzük örtüsü Yeri gelmişken, Erbakan'ın 24 Aralık 1995 seçim- lerinden sonra verdiği mal bildirimini özetleyelim: "748 kilo külçe altın, 421 bin ABD Dolan, 532 bin Isviçre Frangı, 611 bin Alman Markı, sekiz ev, dokuz arsa ve tarla..." Erbakan, 1969'da milletvekili seçilinceye dek, çe- şitli kuruluşlarda ücretli olarak çalıştı. Sözün kısası, Erbakan'ın bu kadar mal-mülk edin- mesi için ya alınterinde boncuk ya da elinde sihirli çu- buk olmalı... RP'liler ne yapıp edip bu tartışmanın gündemden düşmesini istiyorlar. Bunun için de en sağlam yolun "örtü" olduğunu düşünüyorlar. Hukuktanımazlığın, ahlâksızlığın bu kadarınapes... Son dönemde dikkati çeken bir durum daha var. Başta Erbakan olmak üzere, RP'IHer, anayasayı, ya- saları, içtüzüğü tümüyle kendi istemleri dogrultusun- da yorumlamaya bir "hak" gözüyle bak/yorlar. Işte Hoca'nın son günlerdeki demeçlerinden bir- Kv^i "Yılmaz, derhalgöreviiade etsin... Demîrei de he- men RP'yi görevlendirsin..." Olur, başka ne emredersin? . "Kalemli, hemen Meclis 'i toplasın..." Olur, isterseniz size kaç oy gerektiğini de hesap- Jasın... Görünen o ki, bu mantıktaki bir partiyi değerlendi- rirken, "birde bunlan deneyelim" demek, intihan de- nemek gibi birşey... Intihar denenir mi? Devir bu devir... Gelelim bacım/za... Tansu Hanun'ın kimi değerlendirmelerini garipsi- yoruz. "Bu kadar da olmaz" diyoruz. "Bu aşamadan sonra, artık kendisini savunamaz" diyoruz... Ancak, gerçek biraz farklı gibi... Öyle sanıyorum ki toplumda, Tansu Hanım'ın mal- varlığı söz konusu edildiğinde, "Yaa, ayıp... Başba- kanlık katına ulaşmış bir kişi, bu kadar mala-mülke bulaşır mı?" diyenlerin yanında, duruma şöyle yak- laşanlar da az değil: "Helal olsun, iyi götürmüş..." "Devir bu devir, bulduğun yerden arsa çevir..." "Şunun formülünü söylese de biz de yapsak..." Tansu Hanım, vatanın bölünmez bütünlüğü der- ken, her yerden arsa-tarla-ev-yalı satın alıp, bunları biıieştirmeyi anlıyor olmalı... Durumu böyle anlayanların sayısı da halkımız için- de az mıdır? Çiller'e, ABD'Iİ danışmanları, "Her şeyi boşver, oy alacağın kesime hoş şeyler ver" diyorlar. Çiller haykırıyor: "Benim gibisibin yılda bir gelir..." Halkımız mutfu, neler yarattık... "Bana Hz. Ayşe'yeyapıtan haksızlıkyapılıyor..." Halkımız hüzünlü, bu bacımıza niçin çok yükleni- yorlar?.. Çiller, Kuşadası çiftliğinin anlam ve önemini vurgu- luyor: "Özer, toprakla uğraşsın diye..." Halkımız aileye gıpta ediyor, toprak gibisi var mı?.. Sözün kısası gündem; hacı, bacı... Yağmacı, yağ- cı, kavgacı, entrikacı, aracı, yaygaracı, palavracı, kopyacı, havacı, yalancı, eyyamcı, dolandıncı, bulan- dıncı, şantajcı, borazancı... ANMA Mehmet Gümüş (1958 Keşap), Asım Keser (1958 Ardanuç), Ahmet Kılıç (1961 Espiye), Gürsel Küçükyıldız (1960 Beşikdüzü), Alaattin Murtaza (1961 Tirebolu), Hasan Sabitoğlu (1957 Giresun), Zeki Subaşı (1957 Şavşat) 31 MAYIS1981... UNUTULMADIUR "Karadeniz, Karadeniz, Fırtınalariçindeyiz, YEDİ karanfil verdik sana, Her biri bir engin deniz Dağlarda kır çiçekleri, Sevgi dolu yürekleri, Doğdu ülkemin üstüne, Güneşten sıcak gözleri" KEŞAPTAN ARKADAŞLARI _-5EH3£- Kartı S u l u k a f DİSK: Meclis olaylara seyirci kalıyor Istanbul Haber Senisi-DİSK Genışletıl- miş Başkanlar Kurulu, ülkede yaşanan ekonomik ve siyasal kriz karşısında, hak- Ian genişlefmek. gelir dağılımını düzelt- mek için "sendikal örgütlenmenin yaygın- laştınlması" ve "iç örgütlülüğün güçlendi- rilmesi" karan aldı. TİSK Genel Başkanı Refik Baydurdan sonra DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da Refah Parti1î birkoalisyonun yaşanması gerektiğini söyledi. 27-29 mayıs tarihleri arasmda Ören Ab- dullah Baştürk Eğitim ve Dinlenme Tesis- leri'nde toplanan DtSK Genişletilmiş Baş- kanlar Kurulu. çalışmalarını tamamladı. Üç gün süren çalışmalar boyunca Türki- ye'nin içinde bulunduğu siyasal durum ve sendikal hareketin sorunlannin değerlendi- rildigi toplantı sonunda, Başkanlar Kuru- lu bir sonuç bildirgesi yayımladı. Bildirgede. Türkiye'de yolsuzluklar. şa- ibelı maKarlıklan. örtülü ödenek gibi top- lum vicdanını sarsan skandallann art arda patlak \erdiği, Guneydoğu ve Kürt sorunu- nun demokratik bir çözüme kavuşturula- madığı. parlamentonun ise olaylara seyir- ci kaldiğı belirtildi. Sosyal hukuk devleti- nin rafa kaldınldığı, eğitim. sağlık ve sos- yal güvenlikgibi entemel ilkelerin "fütur- su/ca çiğnendiği" vurgulanan bildirgede. ekonomide ise "mafVatürüilişkileriıı'' yay- gmlaşfğı dile getirifdi. Bir yandan servet sahiplerinin, diğer yandan ise işsizlerin, iş giiv encesine sahip olmayan işçilerin, göç etmek zorunda ka- lanlann. yoksullann doldurduğu kentlerin sosyal devleti yok eden politikalar sonu- cunda patlamava hazır hale geldiğine dik- kat çekilen DİSK bildirgesinde daha son- ra şu görüşlere yer \erildi: "C Ikemizi Avrupa'nın Meksikası >ap- nıava çalışanlar demokrashi, sosyal hukuk devletini. örgütlenme özgüriüğünü toplu- ma çok görmektedirier. Sendikal nıücade- lenin önündeki örgütlenme, toplusözleşme, grev haklanndaki ana>asal ve yasal kısıtla- maJar sürnıektedir. Kadın ve çocuk emeği- nin ya> gın şekilde kullanılmasıv la bütünle- şen bu durum, tam bir 'sosyal damping'dir. Bu durum karşısında sendikaJara her za- mankinden daha çok ihtiyaç olduğu açık- tır. Ekonomik ve sosyal hakları genişletme- nin. gelir dağılımını düzeltmenin tek >olu. sendikal örgütlenmenin >aygınlaşması ve iç örgütlülüğün pekjştırilmesidir.*' Başkanlar Kurulu, DİSK iiyesi sendika- ların iç hukukuna kanşmamak kaydıyla DlSK'in yönlendirmesi altında önümüz- deki günlerde mücadelesi sürdürülecek ko- nuları ise şöyle sıraladı: - Biriikte mücadele için tüm emekçi ör- gütlerine çağn vapılması. - Anayasa ve çalışma yaşamı başta olmak Türk-lş'ten basına IMF sansürü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetlerin uyguladığı çalışanlan ezen ekonomik istikrarpolitikalannın, bugüne kadar Uluslararası Para Fonu (IMF)tarafındandayatıldığını ileri sü- ren Türk-Jş: IMF'nin "tahsildar1 " oldu- ğu biçimindeki görüşünü basından gizledi. IMF'nin "kamugeürJeriipotekaltı- na alınmış olan gelişmekte olan ülkeler için bir tahsilat kuruluşu halinedönüş- tiiğü" göruşünde olan Türk-lş. bu gö- rüşlerini basına açıklamaktan son an- da vazgeçti. Türk-lş, böylece "IMF'nin Türld- ye'ye ilişkin olarak hazıriadığı son eko- nomik gelişmeler raporunu \e Türki- ye ile yaptıgı anlaşmalann kredi belge- lerini kamuoyuna açıklanması" yolun- daki istemini gizledi. IMF'nin, önceki gün, tarihinde ilk kez konfederasyona yaptığı ziyaret, Türk-lş yöneticileri arasında görüş ay- nhğı yarattı. Heyetin ilk randevu iste- mini, "başka programlan oidugu" ge- rekçesiyle ileri bir tarihe erteleyen Türk-Iş'in 4yöneticisi, heyetin ziyare- tine katılmazken; konfederasyonun heyetin ziyaretiyle ilgili görüşlerini içeren Türk-lş Haber Bülteni, basına dağıtılmadı. Meral yalnız görüştü Bu açıklamanın yerine, görüşmeden sonra yapılan yazılı açıklamada, he- yetle yalnız olarak görüşen Türk- İş Genel Başkanı Bayranı Vlerarin "Türkiye'nin çaiışkan ve sabırlı insan- lanvla. /engin doğal kavnaklan ve bii- > ük turizm zenginlikieriyle büyük bir potansivele sahip olduğunu, ancak ül- kedeki siyasi istikrarsızlık ve iktidarda- ki siyasi partüerin yaniış, politikalan nedeniyle bu potansivelin ülkenin kal- kınması ve halkın refahının sağlanma- sı için etkili bir bieimde kullanılmadı- ğı. kamu kaynaklannın iktidar vanlısı kişiler için çarçur edüdtgj" şeklindeki görüşleri kaydedildi. Basına açıklanmayan 28 mayıs ta- rihli, "IMF heyetinin Türk-İş Genel IMerkezfni ziyareti ile ilgili basın açık- laması" başlıklı Türk-lş Haber Bülte- ni'nde, konfederasyonun IMF'yle ilgi- li görüşlen şubaşlıklar altında sıralan- dı. - IMF. bugünkü vapısıyla,zengin,sa- nayileşmiş ülkelerin denetiminde olan bir örgüttür. I.MF'de yönetim. üye ül- kelerin kotasına göre belirlenmektedir. IMF'de her ülkenin kotasL ülkenin zen- ginligine v« ekonomik gücüne göre be- lirlenir. IMFdeABD, İngiltere,Alman- ya ve Japonya'nın kotalanna göre tes- pit edilmiş oy toplanıı. yüzde 41.2'dir. Aynca, bu oy oranlannı değiştirmek ve diğer önemli kararlan almak için yüz- de 85 oy çoğunluğu gerekmektedir. IMF ve Dünva Bankasu bu vapısnla, demokratik bir nitelik taşınıamakta- Rekabetten ortaklıga • Baştarafı 1. Sayfada sürerek, cazip promosyonlaryoluyla basın- da rekabetin daha da kızışmasının bu bi- çimde engellenmeye çalışıldığmı ifade edi- yorlar. Rakipierin ortaklığı Istanbul'da kurulan Birleşik Yayın Dağı- tım A.Ş.'nin sermayesi, 5 milyar lira olarak belirlendi. Söz konusu şirkette Yay-Sat Ya- yın Satış Pazarlama ve Dağıtım A.Ş. ile Bir- leşik Basın Dağıtım A.Ş. 2 milyar 450'şer milyon. Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacı- fık A.Ş. ile Sabah Yayıncılık A.Ş. 25"ermil- yon. Miüiyet Gazetecilik A.Ş. ile Yayın Da- ğıtım A.Ş. 24'er milyon, Aydın Doğan ve Dinç Bi^in de 1 'er milyon üralık pay aldı. Şirketin yönetim kurulunda Yaşar Eroğlu, Mehmet Ali Yalçındağ, İbrahim Sezer, Ke- nan Sönmez, Tahsin Karan ve Mustafa Din- çer görev yapacak. Yenı kurulan şirketin, gazetelerde KDV dahil toplam satış tutarının yüzde 30"u; haf- talık, aylık ya da daha uzun dönemli yayım- lanan kitap. dergi ve benzeri yayınlarda KDV dahıI toplam satış tutann1n yüzde 45' i üzerinden dağıtım tarifesi uygulayacağı bil- dirildi. Bu oranlann en düşük oranlar olduğu. bundan daha aşağı oran uygulanamayacağı belirtildi. Tarifelerin Bir-Yay Yönetim Ku- rulu'nca arttınlabileceği kaydedildi. Ciller ' Yılmaz seçimden sonra gidecek' MARMARA EREĞLİSİ (AA) - DYP Genel Başkanı- Tansu Çiller, "Hükümeti kurarız. Orta sağ, orta sol bürunleşir. bir güzel icraat hükümeti kuranz. Bunu yapmıyorlar mı, 0 zaman tekrarsizegeliriz*'dedi. Çil- ler. 2 hazirandan sonra ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz'ın başbakan ol- mayacağım savundu. Çiller. 2 haziranda beledi- ye başkanlığı seçimlerinin yapılacağı Marmara Ereğli- si"nde, partisince düzenle- nen mitingde vatandaşlara hit? "* ^Içeye destek al- n- " jğini belirten Çil- alkeyi bu kavgada, a bırakmam. Si- j ; söz veriyorum" dedi. Kendisine güvenilmesini is- teyen Çiller, yakında yeni bir hükümet kurulacağını ve bu hükümetin kavga etme- yeceğini söyledi. Çiller, 2 haziran ara yerel seçimlerinde vatandaşlann oylannı kullanmasından sonra, ertesi gün ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın başbakan olmayaca- ğını savundu. Çiller. şöyle devam etti: "Nereden mi biliyorum? Meclis bu karan vermiştir. Artık bu sandalyeye >apışıp kalmanın hiçbiranlamıyok- ttır." TekeDeşmeye diğer basın kuruluşlarmdan tepki Ekonomi Sen isi - İki bü- yük medya kuruluşunun dı- şındaki basın kuruluşlan, dağıtımdaki tekelleşme ça- basına bü>ük tepki gösterdi- ler. Dağıtımdaki rekabeti en- gelleyen böyle birortaklığın hem yasalara hem de teamü- le aykın olduğunu sa\unan yayın kuruluşlannın üst dü- zey yöneticileri. gelişmele- re göre tav ır alacaklannı be- lirttiler. Çeşitli yayın organ- lan. özetle şu görüşleri sa- \ undular: Yeni Günaydın'ın sahibi Ahmet Saruhan: "Tarifelerinigazetedağıtı- mı için yüzde 30, haftalık >a- yinlarda da y üzde 45 olarak uygulayacaklarmış. Şirketin adını da Bir \ayin Dağıtun A^. ko\ muşlar. Şimdi ne ola- cağını düşünüyoru/. Tama- men rezüJik." Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Behiç KH üç: "Tamamen tekel oluyor- iar ve tekel oyunu içindeyan- daş yaratryorlar. Arkalann- daki sermaye de bunlan des- tekliyor. Bundan sonra onu yazma bunu yazma tehdidi sav uracaklar. Koç' un orman talanı haberlerini artık yaza- mayacaksın. Gelişmeler, bu gmplann menfaat şebekesi haline gelmelerinin bir gös- tergesi." İntermedya Grubu Genel Müdürü Cüneyt Akman: "Yann (bugün) bizi bir toplantıva çağırdılar. Gidip görüşeceğiz. Bize henüz res- mi bir tebliğ vapılmasa da malhetlerinin yüksek oldu- ğu gerekçesiyle dağıtım ko- misyonlannı arttırdıklannı, dağıtım noktalannı çoğalta- rak ihtisas dağıtımına geç- mek istediklerini duyduk. Aynnhlı olarak ne yapacak- lannı bilmiyoruz.'" Nokta Grubu sahibi Ma sum Türker: "Şu andagelen talepbizün dağıtım şirketiy le olan anlaş- mamızın dışında bir taleptir. Çünkü anlaşma gereği bir günde böyle bir taleptebulu- nulmaması gerekir. Bize dü- şünme süresi verilmeden ta- leptir. Türkiyede dağıhm tek elde toplanırsa basının öz- gürlüğünden söz etmek mümkün olmayacaktuf Demokrasi Gazetesi Mü essese Müdürü Hacı Çetin- kaya: "Amaçlan belli. Maliyet gibi bazı şeyleri ileri sürerek dağıtım ağına hükmetmek istiyorlar. Tüm gazetelerle görüşüyoruz, en azından bir ta\ır belirlemekzorundayTZ." Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Arolat: "Türkiye'de basında uzun süreden beri tekelleşme söz konusu. Hürriyet, Milliyet, Fanatik, Posta, Meydan, Gözcü, Spor gazeteleri top- lam olarak 2 milyon tiraja sa- hip. Sabah, Fotomaç, Yeni Yiizyıl, Yeni Asırgibi gazete- lerin tirajı da 1 milyonun üze- rinde. Dağıtımın yüzde 43'üne Birleşik Basın Dağı- hm, kalanına da Yaysat hâ- kim. Basın da zaten uzun sü- reden beri bu iki grubun de- netiminde. Bu yeni oluşum- la tekellerini güçlendiriyor- lar." dır. - IMF. şeffaf olmayan bir yapıya sa- hip bir kuruluş kimliğindedir. IMF. Türkiye'ye ilişkin olarak hazıriadığı son ekonomik gelişmeler raporunu, Türkiye ile yaptığı anlaşmalann kredi belgeîenni. IMFlcra Kurulu'nca Tür- kiye'ye ilişkin yapılan tartışmaların özet metinlerini kamuoyuna açıklama- hdır. - \e yazık ki bugün IMF, en çok oy hakkına sahip ülkelerin, kendi ekono- mik/ politik amaçlannagöre biçimlen- dirdiği koşuüaria üyelerine borç \eren bir bankaya dönüşmüştür. - IMF'nin kredi için kendisine baş- vuran ülkelere dayattığı ve yalnızca IMF kredileri için değil. diğer ulusla- rarası krediler için de yeşil ışık yakıl- ması için birönkoşul teşkil eden istik- rar ve yapısal uyum programlan. eko- nomik açıdan ülke sorunlânnın çözül- mesini sağlamadığı gibi sosyal açıdan da geniş çalışan kesimler için yıkıcı nitelikte olmuştur. - ILO'nun politikalanna yön veren sanayileşmiş ülke hükümetleri ve bu ülke hükümetierinin politikalannı bi- çimlendireB çokuloshı tekelci serma- ye,dünyanın çogu ülkesindeyoksuUuk, işsizlik ve sosyal dışlanma varken bir- çoksana>ileşmiş ülkedezenginlik. mut- luluk ve refah olamayacağını \e olursa da bunun uzun sürmeyeceğini bilmeli- dirler. MF'den • Baştarafı 1. Sayfada Heyetin ayrıca, gümrük birliğiyle biriikte patlama eğilimine girdiği belirtilen ithaiata karşın. ihracatın ye- niden düşmeye başladığını vurgulayarak "Dış tkaret açığına veödemeler dengesi- nedikkat edin" değerlendir- mesi yaptığı kaydedildi. Heyet, bugün son olarak Devlet Bakanı Ufuk Söyle- mezilegörüşecek. Heyetin, ANAYOL hükü- metinin açıkladığı. dolaylı vergilerin arttınlması. özel- leştirmenjn hızlandınlması ve SSK'ye bağlı çalışanlann emeklilik yaşının 3 ay için- de yükseltilmesi temeline dayanan istikrar paketine de "şüpheli" baktığı bildirildı. Özellikle son siyasi istik- rarsızlıklan Ankara'da yaşa- yan heyetin, Türkiye'nin ekonomik bunalımdan çık- mak için sert bir istikrar pa- keti uygulamasının olanak- sız olduğuna dikkat çektiği ve "Türkiye bu konuda u- mut vermiyor"* görüşünü di- legetirdiği bildirildi. IMFheyetiyletoplantılara katılan bürokratlar. Türki- ye'nin "geçici-klareten" gö- rev de olan bir hükümet tara- fından yönetildiği görüntu- sünde olduğuna dikkat çektiler. milyon dolar düşurdu VVASHINGTON (AA) - ABD Temsilciler Meclisi Tahsisler Komitesi. Türki- ye'ye 1997 mali yılı bütçe- si çerçevesinde verilecek yardımlarda, askeri krediler (FMS) için yaklaşık 148 milyon dolar üst sınır belir- lerken Ekonomik Destek Fonu'ndan (ESF) verilecek yardımı da 60 milyon dolar- dan 25 milvon dolara indir- di. Türkiye aleyhtarı hiçbır ifadenin kullanılmadığı ve hiçbirkoşulungetirilmediği yasa tasansı. Tahsisler Ko- mitesi tarafından Temsilci- ler Meclisi Genel Kurulu'na sevk edildi. FMS kredilerine getirilen üst sınır, tasarruf amaçlı ge- nel kesintiler çerçevesinde gerçekleştirildi. ABDyöne- timi. 1997 bütçesinden, Türkiye için 175 milyon do- lar FMS ödeneği talep et- mişti. Yönetimin 60 milyon do- lar olarak talep ettiği ESF'den 35 milvon dolarke- sinti yapılmasını ise Tahsis- ler Alt Komitesi toplantısın- da, Türkiye aleyhtarı bazı üyeler istemıştı. Türkiye yanlısı üyelerin karşı çıkması üzerine. tasa- nda Türkiye'ye karşı ifade- lerin yer almaması ve yar- dımlara koşul getirilmeme- si şartıyla, ESF"nin 25 mil- yon dolara indirilmesi üze- rinde görüş birliği saglandı. Türkiye'ye verilecek FMS için, üst-sınır 147 milyon 800 bin dolar olarak belirle- nirken iki ülke arasındaki 7 10 oranı korunarak Yuna- nistan'a da üst sınır getiril- dı. ABD, Yunanistan r a ESF yardımı vermiyor. Tasarı. Kongre'nin Senato kana- dında henüz gündeme gel- medi. Aynı süreç, Senato'da da yaşanacak ve her iki kana- dın yasa tasanları farklı olursa bir uzlaşma sağlan- ması için ortak komitede ele alınacak. ABD yönetimi, 1996 mali yılı bütçesi çerçe- vesiode. Türki>e için top- lam 550 milyon dolar iste- miş, Kongre'deki görüşme- ler ve Türkiye aleyhtarı lo- bilerin yoğun kampanyası sonucu, nihai rakam 362 milyon dolara inmişti. Çekiç Güç görüşmesinde 'olıımlu' adun WASHI.NGTON (AA) - Washington'da bulunan Milli Savunma Bakanı Ol- tan Sungurlu'nun. Ameri- kalı meslektaşı VVilliam Per- ry ile yaptığı Çekiç Güç gö- rüşmelerinde "olumlu adını- lar' atıldığı öğrenildi. ABD. Türkiye'nin Çekiç Güç ile ilgili kaygılannı 'makul'buldu. Dışişleri Ba- kanı EmreGönensay'ın ge- çen hafta vaptıgı VVashing- ton ziyaretinde atılan adım- lar, Milli Savunma Bakanı Sungurlu'nun temaslan ile 'daha ileri' bir noktaya ta- şındı. Görüşmelerde ABD tarafının Ankara "ya çok olumlu yanıtlar \ erdiği. Çe- kiç Güçle ilgili görüşmele- re teknik düzeyde devam edilmesi ve 15 hazirana ka- dar da sonuçlandırılması konusunda görüşbiriiği sağ- landığı belirtildi. SamimJ ortamda toplantı Üst düzey bir Türk yetki- Ii." Her alanda ilerleme kay- dettik. görüşmeler son dere- ce iyi geçti" dedi. Aynı yet- kili. Çekiç Güç'ün işleyişiy- le ilgili olan \e 'angajman kurallan' diye adlandınlan teknik hususların da aynı çerçeve içinde görülmesi gerektiğini kaydetti. Perry ile Sungurlu arasın- da 'çoksamimi'birçalışma ortamının oluştuğu ve ABD tarafının Milli Savunma Ba- kanı'nı 'çok iyi bir müzake- reci' olarak değerlendirdiği de öğrenildi. Türk tarafının, ABD'den alınacak üç firkateynin si- lah sistemleri ile ilgili bildi- rim konusunu gündeme ge- tirdiği ve "Bizzat Başkan Clinton bu konuyla yakın- dan ilgüeniyor" yanıtını al- dığı da belirtildi. Görüşmeler sürüyor ABD yönetimi, firka- teynlerin silah sistemleriyle ilgili olarak henüz Kong- re'ye bildirımde bulunma- dı. Firkateynleri teslim al- mak için Norfolk'ta bulu- nan Türk denizcilerinın ise ABD'de kalacaklan ifade edildi. Türkiye'de konuşlan- dınlmış ve Kuzey Irak hal- kının Bağdat rejiminin sal- dırılanndan korunmasını amaçlayan Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılması konusunda VVashington ile Ankara arasındaki görüş- meler bir süredir devam ediyor. üzere demokratikleşme için aktif çalışma- lara hız verilmesi. - Başta SSK olmak üzere kazanılmış hak- lara yönelik saldınlara karşı işçi ve emek- çilerin demokratik direnme haklannı kul- lanacak eylemliliklerin geliştirilmesi. - Adil bir vergı düzeni oluşturulmasını sağlayacak reformların hızla vapılması. 'RP de sistem içinde' Rıdvan Budak. toplantıdan sonra yaptığı açıklamada. RP'nin de sistem içinde yer alan bir siyasi parti olduğunu belirterek "RP bu oiumsuzdüzenin ta kendisidir ve toplum- sal yaşamı, kay naklann adaletli pa> laşılma- sına yönelik bir değişimeorurtmasısözkonu- su değildir. O nedenle Refah'1 bir değişim partisi olarak göstermek de doğru bir yak- laşım olamaz" dedi. Budak. son çarenin ey- lül va da ekim aylannda seçime gitmek ol- duğunu vurguladı. OLAYLARJfN ARDEVDAKT ĞERÇEÎT • Baştarafı 1. Sayfada zenlemiştir. 102'nci tnad- denin birinci fıkrasında yer alan sürelerin bir bö- liinıü şöyledir: "/ - Öliim ve müebbet ağır hapis cezalarını ge- rektiren cürümlerde virnıi sene. 2 - Yirmi seneden aşağı olmamak üzere geçici ağır hapis cezasım gerektiren cürümlerde on beş sene. 3 - Beş seneden fazla ve yirmi seneden az ağır ha- pis veya beş seneden fazla hapis yahut kamu ht'zme- tîndenyaşamboyu mahru- miyet cezalarından birini gerektiren cürümlerde on sene. 4 - Beş seneden fazla ol- mamak üzere ağır hapis veya hapis veya kamu hizmetinden geçici olarak mahrumiyet cezalarını ve ağır para cezasım gerek- tiren cürümlerde beş sene. 5 - Bir aydanfazla hafîf hapis veya otuz liradan zi- yade hafîf para cezasım gerektiren fiillerde iki se- ne. Bu süreler, kimidurum- larda yarıya kadar art- maktadır. RP'nin teklifi, bu açı- dan bakıldığında öngör- düğü süreler nedeniyle ay- nı zamanda yürütmenin siyasal sorumlııları için dolaylı bir affı da günde- megetirmektedir. Yüce Di- van 'da yargılanması için TBMM'nin karar alması gereken görevliler, kendi- lerine tanınan ö'zel bağı- şıklık nedeniyle yargıtan- madan kurtulmuş olacak- lardır. Yasadaki önemli bir nokta da, yurtdtşında işte- nen suçlarla ilgili zama- naşımı kuralıdır. Bos- na'ya yardım paraları, \ferciimek ve Darçın hak- kındaki iddîaların yurtdı- şındaki eylem ve işlemler- den kaynuklanmışolması, aneriyi daha da çekici kıl- maktadır. Çünkü Ceza Ya- samızda "Geçici ağır ha- pis cezasım öngören cü- rümlerin vtırtclışında iş- lenmesi halinde dava :a- mamışımt taıunnıayaca- ğı" açıkça belîrtilmiştir. Öneri gerçekleşirse bu iddiaların RP fle bağlantı- lı olduğunun belgelenme- si halinde, yöneticilerini yargılayabilme olanağı da kalmayacakttr. Çünkü id~ diaların ortaya atılmasın- dan, yani bilinmesinden bu yana çokyıllar geçmiş olduğundan, biryıllık ko- ruma kalkanı kendilîğin- den sağlanmış olacaktır. Bu öneri, RP'nin TB- MM çoğunluğunu ele ge- çirdiğinde neler yapabile- ceğinin basit örneklerin- den birini de oluşturmak- tadır. Çünkü o dönemde yürütme erkini ellerinde bulunduranlar için her şey mubah sayılabilecek- tir. Seçmen, RP'nin öneri- sinin anlamını yeterince değer/endirme/i ve ülke- nin geleceğine yön verir- ken dikkatii olmalıdır. • • * Pompalama başladı ANKARA (AA)-Irak ile BM arasında sağlanan anlaşma çerçevesinde. Irak petrolünün ihracına dönük çalışmalarda yeni biradım dahaatıldı. Kerkük- Yumurtalık petrol boru hattında. hattı doldurmaya dönük. Türk tarafına petrol pompalama işlemine dün başlandı. Irak'ın Ankara Büyükelçiliği'nden verilen bilgiye göre Irak Petrol Bakanı Emir Muhammed Reşkl. vaptığı açıklamada. Irak petrolünü •önümüzdeki ayın 15'inden' itibaren dünya pazanna sunmak üzere. Kerkük-Yumurtalık boru hattının Türk tarafına dünden itibaren petrol pompalamaya başladıklannı bildirdi. Rus eserleri müzayedesi Kültür Servisi - Kolleksiyon A.Ş. tarafından düzen- lenen 'Rus Resim ve Sanat Eserleri Müzayedesi', Rusya Federasyonu Istanbul Başkonsolosluğu'nda dün gerçekleştirildi. Doktor Behruz Büyükoğlu'nun yönettiği müzaye- deye ilginin oldukça yüksek olduğu gözlendi. Müza- yedenin en yüksek açılış fiyatına sahip Faberge yapı- mı mineli saat 18 milyara alıcı bulurken Rudolp Ernst'in "Rakkase" adlı tablosu 3 milvar 800 milyo- na. Khlebnikov imzalı gümüş servis takırru 4 milyara, Faberge hokka 2 milvar 400 milyona satıldı. İNOİRİM KUPONU Bu tuıpon 31 May» 1996 tarıhın* kaifer riomeot learrc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear