25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Belçika'da gerçekleştirilen 'İz Süren Kadınlar' başlıklı tren sergisine Türkiye cien Hale Tenger katıldı Kadmlarm ıızun yolcuhığuAHl ANTMEN Bundan bırkaç vıl once sanat oğrencılerının Istanbul Şehırhatlan vapurlannın bırınde açtıgı sergı epeyce ılgıvle karsılanmjstı \apur normal guzergâhını surdunıvor. volcular vapurun çeşıtlı koşelerınde sergılenen ıslerı gorebılıvordu Sanat >apıtlannı •bevazkare'nın yanı galenlenn va da muzelenn sınırlı kapılanndan çıkanp daha genış kıtlelere >avma adına sokakta. meydanda. tasıtlar ıçınde sergıleme duzenıne bugun sıkça rastlanıyor Buna benzeroldukça genıs kapsamlı ılgınç bır sergi de Belçıkada Marijke Seresia nın kurduğu Gynaıka Vakfı ıle Belçıka Demırvollan nın ısbırlığıvle gerçekleştirilen "Zjjsporen" etkınlığı oldu Her bır \agonundd farklı bır sanatçının ışını tasıvan ıstas\onlarda yolcusunu (ızleyıcısınıi bekle\en bır tren Kadın gezginin koşullan "İz Suren Kadınlar/Tali \ollar" başlıklı tren projesıne katılan sanatçıların ortak noktası. kadın olmalanjdı Turkıvetien HaJe Tenger'ın katıldığı sergıde. 4 Uluslararası Istanbul Bıenalf nden anımsavacagımız Marina Abromoviç'ın yanı sira Helen Chaduick, Doroth> Cross, Beriinde De Brmckere. Chohrer Fevzdjou. Rose Frain, Li Koelan, Marie-Jo Lafontaine, Ria Pacquee, Ale\a V\ right gıbı. uluslararası çagdaş sanat ortamında adını duvuran pek çok kadın sanatçı yer aldı Belçıka"da çe^ıtlı kentlerı dolastıktan sonra Fransa'da Lılle. Hollanda'da Maastncht"e gıden tren. bellı bır program çerçe\esınde çeşıtlı ıstavronlarda gorulebıldı Yolculuk tenıasının akla getırdığı volcu. gezgın. goçebe gıbı kavramları kadının kımlıöı açısındin ırdeleyen sergının kuratoru Michael Devviİde, islennde kadının tanhsel konumıı>la ılgılı sorular soran sanaiçılan bır ara>a getırmıs Dewılde"rwn de ışaretettıgı gıbı, tanhsel açıdan baktığımızda "kadınlann volculuk hakkı >ok sajılmıştır". Kadınlann. 'ait okJukian' mekanın (kı genel geçer anlamda bu mekân. evdır) otesıne geçmelennı engelleyen gorunmez kurallarla doludur "dış düroa". "İz Suren Kadınlar" tren projesıne V\alrer Benjamin'den esınle "Gerisin Geri, Geleceğe Doğru" ısmını verdigi ı^ı>le katılan Hale Tenger, sergının Hale Tenger. tren projesıne Halter Benjamin'den esinle. "Gerisin Gen. Geleceğe Doğru" ısınılı işi\le kanldı. Tenger, her iki yanını IIIH\ mundan ınsana ev rım teorisi paiKilarnl.ı kapladığı lıı: \uk va°onunun ıçıne. teı-sınden asılı. kokleri aşağı sarkan ıki eima ağacı. \olcu kollııkJan u- verlerde rastgele duran elmalar ko\ nıuş. / z Suren Kadınlar Talı Yollar başlıklı tren projesıne katılan sanatçıların ortak noktası, kadın olmalarıydı. Yolculuk temasının akla getırdığı yolcu, gezgın. göcebe gıbı kavramları kadının kımlığı açısından ırdeleyen sergının küratörü Michael Devvılde, ışlerınde kadının tanhsel konumuyla ılgıiı sorular soran sanatçıları bır ara>a getırmı;?. Dewılde"nın de ışaret ettığı gıbı. tanhsel açıdan baktığımızda. •kadınların yolculuk hakkı yok sayılmıştır" De\vılde'nın tren projesı, kadına her toplumda dayatılan genel kımlığı reddederek bır özgürliık çağrısında bulunuyor. genelde kadınlar tarafından yazılmıs roman oyku \e vrrlerden yapılan dlıntılarla olusturtılan kataİogunda Janet \Volf un sovledıklenne dıkkat tekıv or "Kadınlar da erkekler de potansivel gezginlerdir. ancak her ikisinin ge/i sırasındaki koşullan farklıdır. Bir \ abancıv ı. herhangi bir gezgini fark etmez insan, kadın bir gezgin ise girdiği vabancı bır roekânda mııtlaka dikkat çeker. Dikkat çekmemesi için, onkoşullar \ardır... Bir erkekle volculuk eftnesi aranır so/gelimi (Bu durumda \olcu değil. volcunun karısı oluuTİrİer) >a da hemen savgınlığı u/erine şupheler belirir (Ç unku \anında kımse voktur ve ait olduğu nıekânın dışına çıkmıştır)." Hale Tenger bu alıntıda sozu edılen kosııllann orneklenne fdzlasiyla rastlddığımi7 Turkıve'den bır kadm sanatçı olarak yeterınce ozumsedığı bır durumun bırbakımaaltını çıziyor "Gerisin Geri. Gek"ceğe Doğru" adlı isinde Tenger. her ıkı yanını mav mundan ınsana evnm teonsı panolanyla kapladığı bıryuk vagonunun ıçıne. tersınden asılı. kokleri dsagı sarkan ıkı elıru ağacı trenlerde genelde olduğu gıbı her ıkı vana bakan ancak vıhte den \e kıl kaplı şolcu koltukları \e yerlerde rastgele duran elmalar kovmus Tenger ın IM 'cennetten kmulma' oykusıı uzerınde tKİaklanıyor "^Vslında bir bakıma. >aradılış ö> kiisüne >eni bir bakış... Dinlerin da>attığı cennetten kınulnıa inkusu \e onun u/erine gelişen suçluluklar... Kadınlar uzerine o/ellıkle \ ukienen »uçlamalar»" Tenger"ın kokleri havada duran elma ıgaçları \e verdekı yuzlcrce elmaya i ıkan kıl kaplı koltuklar ıse vagonu bır ı\atro sahnesıneçevırıyorbır anlamda Bu ıkı koltuk. bır yandan \agondakı (ya da oykudekı) erkegm \arlığma ve konumuna ı^aret ederken bır yandan da tekerleğın ıcadından gunumuze teknolojık gelışmelere gondermede bulunuyor Bırde "O koltuklann üzerini kıl kaplayarak bir bakıma o hay>ansı gecmişine dondıiriiNorum ola>ı. Ince birçizgi «ar insanla ha\\an arasında. İnsanın ha\\andan farklı oluşunun bilinci, gecmişe bakış, o farkındalık. kadının kimliğinin de sorgulanmasını dayatı>or sanki" dıyor Hale Tenger Farklı vagonlarda kadın kimüği Sergıde yer alan otekı sanatçılar. farklı vagonlarda kadının kımhğını tartışıyorlar Manna Abramovıç. ızleyıcıyı \olcu koltuklarına oturtarak bır 'iç yolculuğa' çıkarmı^ AbramoMç'ın yolcu vagonunda. herkes dunyayı kendı ıç dunyası aracılıgıyla algılıyor. dı> dunyayla ılı^kısı. dolaj ısi) la onyargılarla ve o gorunmez kurallarla olan bağlantısı kopuyor Helen C hadvv ıck. bır zamanlar kampLıra \ahudılerı ta;>ımi!> bıryuk vagonunda ızleyıcıyı lyı bıldığı bır geçmıse yonlendırıyor. Irlandalı sanatçr Dorothy Cross, "Trendeki Vabancı" adlı ı^ınde bır opu^nıe anına dikkat çekıyor Hale Tenger'ın en çok beğendığı ı^lerden bırısı ıse Beriinde De Bruyckere'nın bır fngo vagonunun ıçınde sergıledığı donmuş. kur^un gullen "Dondurucu bir soguk içinde vagonun her iki vanındaki kursun gullerin arasından geçilhordu. Çok etkilevici bir çalışma>dı." Michael Deuılde"nın ^rgı kataİogunda ışaret ettığı gıbı. "İstasvonlar ve trenler. insanlann, teorik olarak diledikleri ktsiliğe burunebildikk'ri \er1erdir. İnsanlar kendı ktndikrivle denevlere girişebilir. sınıriarmı aşmava, yok etmeye çalışabilir, o tren sahnesini kapasitesinin uzanabileceği noktalan araştırniak için kullanabilir... Bu bir o/gurluktur. Kadınların ise boyle bir ozgütiüğu hic olnıamıstır." Devsılde'nın tren projesı. kadına her toplumda davatılan genel kımlığı reddederek bırözgurluk çağriMnda bulunuyor KadirSözen iJancifılmi 'Kış Çiçeği 'ni iiç dilde sesli olarak çekti Beş ülkede süren bir yol filmi... 'Kış Çiçeği nde başrol ovuncusu vine Menderes Samancılar. (Solda) ClMHl RCANBAZOCLL Nk lılıııı Soğuk Gecek'r le Mfın Koza ka?anan Kadir Sozen ıkınci Lalı^ması "KışÇiveğı" nınstudvoçalismalarını \\- manvadabıtırniekleme^gul ^lakla^ık bır mıKon marka mal olan hlınle \enedik Filnı FestKali ne katılmak isteven Sozen. "KışÇiçegi'*nın vapınıcılığını da ustlen- miş. ve paranın buuık bı^luınıınu Alınan- yadakı tesvık fonlanndan elde etmıs Turkıye. Almanva Avusturva Macans- tan \e Bulgaristan'da uç dılde seslı olarak eekılen "Kış Çiçeği"ııın Turkıve'de ılk oljrak Antalva'da fılmı vanstıraı.aklarını ovlııvor - Nev i anlahvor Kış Çiçeği.' Beş ulkede ifkilenfilmebır>olö>kusudenilebılirmi? K.ADİR SOZEN - 2> vıldır Alnun- vada ya^avan bır Turk aılesının ovkıısıı Aılenın reı^ı \lehmet uzun sure ı^siz ka- lıncaoturm.ı ıznı bıtıvor\ebırı;ecesınır- dı>ı edılıvor Mehmetyasalolmayanyol- lardan. ^ebckeleraraeılığıvla Almanya'ya donmeye çali!.ıvor Dığer vandan karısı Gulızarmahkemeveavukatlararacılığıv- la vasal vollan denıvor KısÇıçegı \1eh- met ın gıdıp gelmelerıvle bır vol ovkusu gorunumunde Senarvonun uzerınde be> altı vıldır (.alısıvordunı. sonunda bu vıl çekme tırs.ıtı buldum - P>«şrol. Soğuk Gecefcr'de oldugu gibi > ine % 'enderes Samancdar'ın. \eşilçaın'ın "sokaktakı adam'ı hala ıonlere oynattığı bır ortamda Samancılar'ın scçıını tıcan bır cesaret olarak değerlendırılebılır mı ' SÖZEV Menderes'ı ve ovun gucunu ıv ı Mnrşorum Sınema anlayısim da star verıne usta ovuncuv ugerektırıyor Ov un- cuvu anlatıma ov kuve çok yakın bulun- Cd guzel ışlcr çıkıvor Fılmı ovuncunun guzellığı vakısıklılığı tasırsa bunun bır anlamı vok Dığer ov uncularımız arasın- da Berlın den Meral 'V uzguleç, Ani İpek- kaya, Ali Tutal,Cengi/ Se/ici, l gur Çoba- noğlu, Alman Gandi Mukli var - A\ rupa'da bu tur ö> kulerin şansı ne ? Orneğin "Soğuk Geceler" neleryapabiK diBatıda? SÖZEN- Bu tur fılmlenn Batı'da ve Turkıye'dekı kaderı avnı Orada da az sı- nemada. son derece sınırlı surelerde gös- tenlıyor Hollyvvood orada da her jerkap- laınıs durumda Ekonoınık açıdan durum boyle. ama y ıne de "Soğuk Geceler"ı bırkaç televız- vona satabıldık - Kış Çiçeği ne zaman hazır olacak ? SÖZEN- Viuzık ve mıksajı tamam- lamava çalısıyoruz bugunlerde Muzık- lerı Almanvadan arkadaşım Orhan Timur hazırİıyor Fılmın uzunluğu aşağı yukarı 110 dakıka olacak Öncelıkle Venedık Fılm Festnalı'ne katılmak ıs- tıvoruz. ardından Turkıye"de sezona An- talva'vla ba^layacağız 8 . U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T İ V A L İ Bildiklerimizi anımsamak için KiıltıirServisi- Ankara De\- letTıyatrosu. 8 Uluslararası Is- tanbul Tıvatro Festıvalı kapsa- mında bugun ve yarın saat 21 30"da Taksım Sahnesı nde "Budala" adlı ovununu sahne- leyecek Dostoyevski'nın aynı adlı romanından SimonGray'ın u>arladığı. O>a Batunı Mente- şe'nın Turkçele^tırdığı ovunun yonetmenlığını BozkurtKuruç ustlenıyor Ovundakı karakterlenn ge- lısme sureçlen ıçensinde çelış- kılennı bırbırlenne karşı ahla- kı ya da gayrı ahlakı gıbı çok değışken dav ranı^lann goruldu- ğunu belırten kuruç. yaşamın da oyle olduğunu soyluyor "Sanatın anlamı. havatta bil- diğiıni/ halde fark edemediği- mizi gıindeme getirip fark ettir- mek değil midir? Dolayısıvla ovun, bildiklerimizi bize hatır- latma ımkânını sağlıyor. Ovuna baktığımızda hareket noktası şu: Bire> kendiliğinden doğru- dan doğruya bo/ulma/ va da ge- lişip mukemmel hale gelmez. \lurlaka bunu etkilejen ortam- lar vardır ve bunlar esastır. Bu ortamların temelindevse. ama ne olursa olsun, ekonomik de- ğerler yatınaktadır. Ekonomik degerlerzedelenmeve. dağılnıa- \a basladığı zaman. bu durum ister istemez toplum hav atını da etkller. Toplum da bu zarar go~ ren, dağılan ekonomik duzeni \e sos>al \apı\ı zorlamava baş- lar. Birevterden oluşan bo> le bir sosval vapı da. dolavısıvla bire- »in ahlakını etkiler. İnsan kar- nını dovurmak için her şe\i >a- pabilir." kuruç insan vasamın- da buyuk bır rol ojnavan eko- nomtk koijullann bozulmasinın sosyal >apıvı da sarstığını sov- luyor "Sarsılan sos>al \ apı da bire- yiortadan kaldınvor. Sovvet ih- rilali öncesıne bır hakacak olur- sak; fukaranın çok olduğu ve fu- karaiıkla zenginliğin arasında biivıik mesafelerin olduğu bir diima var. Zenginliğin nekadar mesru olduğu tartışması da var. ama fukaralık da bir gerçek. Dola>ısı>la.giderekMar\ felse- fesini. Lenin'i ve ondan sonra oluşan Sovyet diktatoriuğunu oluşturan bir ortam da soz ko- nusu. Ovunda Ippolit'in bir so- zu var: "" Adaletı sağlamak ıçın gere- kırse zor kullanmak gerekır" İşte bunu SovA et vapmıştır. Baş- langıçta herkes bunu doğru zan- netmiştir. O zor giderek ov le vuklennıiştir ki kanunun ustiı- ne. bugun onun nasıl çatırdadı- ğını hepimiz goruvoruz." ÖKim, <>liiııısiizlük ve yaşam üzerine eden destan. bunu van tann. yarı insan olan Uruk Kralı Gılga- meş'ınoykusuv leıletır Gılgames buv uk bır sa- vasçı hersevıgorupbı- leıı. zalım bır vonetıt-i- dır Uruk halkı tanrıla- ra başvurarak Gılga- mes"ı sıkâveteder Tan- rılar da ona rakıp ola- rak dağlarda ha> v anlar- la bırlıktevasavjn ınsandan çok hav \ana ya- kın vabanıl Engıdu'vu >aratırlar Gılgame^, Engıdu'vu kente ındırıp bov olçusmek ıçın bırtahı^egondenr Fdhise Engıdu">u kı^kır- tıp Gılgames'ın yanına getınr Tanrılar ve Lruk halkı bu ıkı gucun çatismasını planlar- ken Gılgames ve Engıdu dost olurlar Gılga- Kultur Senisi - 8 Tıyatro Festıvalı p mında Antaly a Bu> uksehır Beledıve Tıyatro- su. bugun v e yarın saat 19 00 da Istanbul Sa- nat Merkezf nde "Gılgames" adlı oy unlannı sahnelıvor Bır Sumer destanı "Gılgameş"!!! tabletlerden Almanca çevırısını Ord Prot Landsberger vapmış Turkçeye ıse Muzaffer Ramazanoğlu kazandırmis Nanıık Aga>e>'ııı uyarladığı \c vonettığı ovunun muzıklerı İh- san Kıla> uz v e Onur H. Dağlf v a ait Oy uııcu kadrosu ıse Muhammet l zuner. İlker Aksum. AıvuGamze Kılıç \e Ahmet Bilgin'den olu- su>or Namık Agayev ın Antalva Bu> uksehır Beledıye Tıvatrosu'nda ılk çalısması olan oyun. 17 Mavıs 199*"te ılk kez Antalva Ka- leıçı'ndekı tarıhı Hıdırlık kulesı nde sergı- lendı Turkıye'ye ( Antalva \a) verleîımeden once uzun _v ıllar Azerbavcan Dev let Tıvatro- su'nun ba>\onetmenhğını ve UNIMA (Ulıis- lararası Kukla Tı- vatroları Bırlığıı temsılcıhğı vapan Agayev kukla ıle canlı tıvatronun sen- tezıçalısmaları vap- mış ve uluslararası alanda vetkınornek- ler vermıs bır ısım Tanhın ılk vazılı metınlennden bııı olan 'Gılgameş' MO 2000 hvıllaradaya- nan bır eskı VJezo- potam>a destanı "İnsanın mutlufu- ğunun temeli. olum- sü/luk değil dostluk ve pa>laşıma davalı suncesınden hareket ^ntal>a Büvükşehir Beledive 1 ivatrosu. •Gılgameş'i sahnelivor. meş ve Engıdu arasında oluşan guçlu dostluk. Engıdu'nunolumuuzennenoktalanır Dostu- nun olumunun acısıyla olumu sorgulamaya başlayanGılgameis.olumsuzluğunpeşınedu- ser Agayev destanda yer alan olum ve olum- sıızluk du^uncesıne ılışkın şunlan sovluyor "Her insan. öliim ve ölümsüzlıik dıişuncesn- le karşı karşıv adır. Bu duşunce, ov uncu, v nnet- men olarak bizim de bevninıizi kurcalamak- tadır. Bu dıişüncevi, bu soruvu cevaplavacak en mıikemmel vapıt olarak Gılgames Desta- nı'nı seçtik. Bu duşunce, bu soru. binlerce vıl- dan beri konusulmuş: tartışılmış, sorulmuş, vanıtlanmış. vazılnıış ve çizilmiş bir sorudur. Ancak biy bunu okuvarak. tartışarakdeğil; bt- re bir kendi canımızda hissederek ve sevirch- le pav laşarak. biriikte varatarak konuv u sonu- ca ulaştırmak istedik. Ancak gorduk ki. bu ko- nuyu bir sonuca ulaştırabilmekten çok, sonucu araştırma sureci daha va- ratıcı oldu. Befki de onemli olan buv- du. Bufouvüksoruvu.düşüneevi va- nıtlamak ve araştırmak için vola çık- mak, bizi dünvanın vegıindeİik hava- tın küçıik sıkıntılanndan kurtanpev- rensel duşunceye taşıdı. Gundelik ha- vatın dışına çtkmak. dünvanın ve ya- şamın lezzetipi unutmak anlamında değjl elbette. İnsan e> rensel değerler- le ne kadar meşgul olursa vaşamdan alacağı her zev ki daha tatnıinli vaşa- vabilecektir kuşkusuz. Bu ev rensel problemi araştınrken füm silahları- mızı kullandık; veteneğimİA sahne- miz. sahne birikimimiz. profesyonel- liğimiz ve mıizik. Aradığımız ışıkJı dunva muziktedir. So/un. bedenin vetmediği yerde muzik. mıizik ve y ine ımızik." BU AŞA3IADA ŞÜKRAN KURDAKUL Kültiir Yaşamında Tırmanış veDiişüş Daha, Kurtuluş Savaşımızı orgutleyen TBMM'nın ılk çalışma donemınde bıie bılımsel duşuncenır, on- culuğunu tanıyanlarla, kuşkuyla bakanlar ve yadsı- yanlar arasındakı çelışkıler suyun yuzune çıkmamış- tı Bınncılerı, aydtnlanmac'lann 50-60 yıllık sureçte dıl, edebıyat, tarıh vb alaniarda yarattığı bırıkım, yuz- yıllarını tumel olarak algıla>naya zorluyordu Ikıncıler, geçmışle bağlann koparılacağı kanısıyla yenıyle eskı arasında uzlaşma yolları aradılar kendı- lerınce Amaç bellıydı Her koşulda "Kuran'a dayalı dev- let" ınancı koşutundakı kurumlan korumak Oysa cumhurıyet bır anlamda insanın ozgurce du- şunmesını engelleyen ışlevlerı tukenmış tum kurum- ları etkısız bırakma gınşımıydı Hareketın geleceğe donuk amaçlarını kavrayama- yanlar. ozellıkle ılk beş yılda •'geçıcı yol arkadaşlan" durumuna duştu Ne var kı, 1 Dunya Savaşı oncesı çatışkılarda ye- rını belırleyen asker ve sıvıl kokenlı okumuş kafası- nın teokratık devlet savunuculuguna karşı laıklıgı, Osmanlıcılığa karşı ulusalcılıgı cumhurıyetçılığı seç- mesı bır gerçeğı dogruladı bu aşamada Bırıkım sureci gızınde ge/ıştırdığı guçlerı tarıh sah- nesıne çıkanyordu Btrıncıl sorumluluk, bıhmın onculugunu tanımak Bu olgu, erken cumhurıyet donemı kultur hareketle- rındekı tırmanışın "dınamosu"üur sanırım Bırden fazla partı kurulmasının yasaklandığı yırmı yıllık evrede, sıyasal erke karşı da olsak, yadsıyama- yacağımız gerçekler var Eğıtım kurumlarında çagdaşlaşma Yaygınlık, kenrten kırsal kesıme parasız okuma olanaklarının yaratılması abc'nın değışmesı Dıl ve tarıh bılıncı Tek partı donemının "ulusal sermaye', 'ulusal bur- juvazı" yaratma bıçımmde ozetlenen devlet polıtıka- sına eleştırel yaklaşımımız değıştırebılır mı bu gerçe- Bız de bılıyoruz, kulturun ust yapı kurumu olduğu- nu Bız de bılıyoruz, ozellıkle Ege ve Guneydoğu'da ağalar saltanatının surduğunu Devlet olanaklanyla beslenen yerlı sermayenın bu yırmı yılda bıle ulusla- rarası sermayeyle bacanak olma sevdasmı Gırışım- lennı Bız de bılıyoruz, "sınıflarustu halkçı cumhurıyet" kavramının hangı gerçeğı gızlemek ıstedığını TurkCeza Yasası'na 141 lenn 142lenn 312'lerın ve otekı yasaklann Mussolını ceza yasasından ne- den aktarıldığını da bılıyoruz Evet, donemın ıdeolojısını belırleyen dunya goru- şu, komunıst ya da şerıat duzeni taleplerıne kapalıy- dı Kuran'ın Turkçe ye çevrılmesıne açık Genelde Marksıst yayınlara da açık imam-hatıp okullarma kapalıydı Koy Enstıtulerı'ne açık Bence, "resmı ıdeolo/ı" kendını koruma savaşımı verırken -ıstencı dışında- duşunen vargılannın kav- gasını goze alan, demokratıkleşme surecınde yerını belırleyecek olan ınsanı da yaratıyordu 1950 sonrası egemen sınıflara yuzde yuz yandaş sıyasal guçlerın kultur yaşamını sureklı yozlaştırma çabalarına karşın bugun de varlığının bılıncınde ol- duğunu eylemıyle kanıtlayan ınsanı Onca bılım adamı sanatçı, aydın gokten zembılle ınmedı bu topluma Kultur Bakanlığı Kültüre karşı • bir darbe daha • Arkeolojı Sempoz>umu"ndan Türkıye'de eskı eser bılıncını yaygınlaijtıran ve tanhsel mıras yağmacılığına karşı etkın bır ta\ ır alan'korumacı yavınlar' son anda dışlandı. Kultur Senisi - Kultur Bakanlığf nca bu > ıl on se- kızıncısj duzenlenen Lluslararası Ka/ı. Araş- tırma ve Arkeometri Sem- pozvumu" boyunca Anka- ra Mıllı Kutuphane'de 'Ar- keoloji ve Sanat \a\ınla- n'nın kıtaplannın sergılen- mesı. Anıtlar ve Muzeler Geneî Mudurluğu taratın- dan engellendı Mudurluğun vayınevı- neçektığı 23 05 19% ta- nhlı faks mesaııyla 27-31 Mavıs 1996 tarıhlerı ara- sında Ankara Mıllı Kutup- hane"de duzenlenen sem- pozyuma Arkeoloıı \e Sa- nat \avinlannin bu \ıl standlardayerolmadığıge- rekçesıvle katılamayacak- lan bıldınldı ,\rkeoloji ve Sanat Kultur Bakanlığf ndakı 'ANAVOL dönemi'nın >e- nı polıtıkası olarak gozle- nen tanhsel ve kulturel mı- rasın korunmasından vana duyarlıçaba vegırı^ımlere karşı alınan 'radikai karşı tavrın' sempoz\uma da damgasını v urmus olduğu duşunulurken. l9 7 0'lıyıl- lardan bu vana Anadolu uygarlıklannın tum kultu- rel aşamalannı ve ozellık- le antık kulturlere ait de- ğerlerı korumak. tanıtmak ve yağınalanmasına karşı onlemleralınmasını sav un- mak uzere bılımsel ve ak- tuel kultur vavıncılığı >a- pan Arkeolojı ve Sanat \a yınlan'nın sempozyum dan dnlanmasi da "SİTka- rarlarına vonelik engelle- menin" venı bır >ansıması olarak yorıımlanıvor Çun- ku sempozy uma katılama- >acakları bıldınlen yayın- cılar aynı anda Turkıve de- kı SİT kararlannı savunan ve >enı alanlaıın da SİT ılan edılnıesi ıı,ın voğun çalısıııalar v apan arkeolog- ların mıınjrların \e sanat tarıİKjlemıın goruslerını ve kıtaplannı vavımlıyor- lar 'Korunıacı' olarak tanı- nan koruma kurulıı uvele- rının gorev lerınden uzak- lastınliTidsi SİT kararları hakkı nda vapılan •eleştireP açıklamal.ır bjkanlıktakı >ıne korumadan vana kad- roların dagıtılmasi. y uksek kurulda ılke karan değısık- lıklerıvle kultur ve doğa ınırasının korunmasından vana kuralların kaldırılma- sigıbı 'ardıardına'gerçek- Itsen operasvonlardan sonra *ımdı de arkeolojıy- le ılgılı bırsempoz\umdan ulkenııı bu alandakı en vo- ğun (.alısmalannı yapan bır Vdvınevmııı dı^lanmasi. kultur Bakanlığı ndakı ve- nı polıtıkanın "kulturelzen- gınliğe karşı' bır ıçenk ta- vdıgını kdiııtlıvor Konuv la ılgılı goruslen- nıbıldıren Arkeoîoıı veSa- ıidt \avmevi vonetıcı^ı \e- zih Başgelen, "Bir sure ön- ee eski eser kaçakçılığı sa- > n la gozaltına alındım: ih- barın asılsı/ çıkmasıv la, tu- tuksuz vargılanmak iizere serbest bırakıldım. Anıtlar ve Müzeler Ge- nel Mudurluğu'nun bu ka- ran ile olavın \argı>a inti- kal ettiği sureçte taraf ola- rak şahsımı/a ve vavınevi- mize suçlu muamelesi >ap- maktadır. Konu Kultur Ba- kanı Agâh Oktav Giıner'e ıktilmis. Cumhurbaşkan- lığına ve Basın Konsevi Başkanı Oktav Lkşi'vebü- gı verilmiştir. Her biri bir bdşluğu dolduran ve daha once ilgili kıtleve bu tip senı- po/vunılarda defalarca sunduğumu/ kitapların ve dtrgilerin bu ke/ ne tür bir sakınca taşıdığını anlamak çok/or"dıvor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear