25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'^22 NİSAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM AB ile işbirliği programma katılacak 'küçük ve orta boy işletmeler'in otel ve yol masraflarını devlet karşılayacak KOBPlerin yolluğu da devlettenTAHSİN AKÇA Gimrük birliği sonrası küçük \e orta bo\ işletmeleri (KOBİ) destekleme politikası güden hükümet işi. yol ve otel masraflanna kadar vardırdı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'na baglı Ihracat Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan "pazarlann araştınlmasına ilişkin karar" ile İktisadı Kalkınma VaktVnın (İKV> 1992'den bu yana organize ettiği Avrupa Bırliği'nin (AB) KÖBİ işbirliği programı Euiopartenariat'a Türkive'den katılacak şirketlerin kışi başina 500 dolara kadar olan yol ve günlük 100 dolarlık konaklama giderleri, devlet tarafından karşılanacak. Devlet Planlama Teşkilatı Para Kredi Kurulu'na gönderilen karar tasansı. kurul tarafından incelendikten ve ilgili kuruluşların görüşü alındıktan sonra desteğin Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan (DEFİF) karşılanmasına karar verileceği belirtilivor. AB'nin 1992'den itibaren uygulamaya başladığı KOBİ'lere vönelik işbirliği programı. fimıalann her yıl 2 ülkede biraraya gelerek ticari. teknolojik \e mali alanlar ile araştırma geliştirme • Iktisadi Kalkınma Vakfı'mn organize ettiği Avrupa Birliefnin KOBİ işbirliği programına Türkiye'den katılacak şirketlerin kişi başma 500 dolara kadar olart yol ve günlük 100 dolarlık konaklama giderleri, devlet tarafından karşılanacak. Para Kredi Kurulu'na gönderilen tasarı, incelendikten sonra desteğin Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan karşılanması bekleniyor. konusunda işbirliği yapmalannı öngörüyor. 1992'den bu yana 600'e yakın Tiirk firmasının katıldığı programda yüzde 45"lik başan sağlandığını kaydeden İK\' Araştırmalar \e Projeler Müdürü Dr. Şebnem karauçak Oğuz. 267 firmanın Türk ve Avrupah küçük işletmeler in işbiriiği olanaklan sağlanmaya çalışılacak. ortak yatırım. mali işbirliği ve Ar-Ge alanlannda ilginç anlaşmaiar imzalamayı başardıgını ifade etti. Bu yılın haziran ayında Isveç'te, kasımda ise ltalya'da gerçekleştirilecek toplantılar için katılım ücreti alınmazken dil probleminin de yine devletin organize edeceği tercümanlar aracılığıyla çözülebilmesi için İKV'nin eörüşmelerde bulunduğu öğrenildi. fşbirliği anlaşmalan ise daha çok toplantılann gerçekleştirildiği ülkenin öne çıktığı alanlarda yoğunlaşıyor. Bu nedenle görüşmelerin bu yıl diğer sektörlerin de katılmasıvla birlikte ls\eç'in önem kazandığı ahşap doğrama. mobilyacılık. elektrik, elektronik. metal işleme ve inşaat ile İtalya'nın güçlü olduğu gıda konulannda ağırlık kazanması bekleniyor. Her toplantıya 5 binin üzerinde şırket temsilcisinin katıldığını kavdeden Oğuz, neredeyse hiç masraf yapmadan 55 ülkeden şirketlerle 3-4 gün boyunca bir araya gelmenin Türk KOBİ'leri için önemli bir fırsat olduğunu belırterek "Devletin masrafları karsılaması halinde. konut fonunun da kalkması nedeniv le programa olan ilginin artmasını beklivoruz" diye konuştu. ' ürkiye Orta Ölçekli İşletmeler. ^erbest Meslek Mensupları ve Yönetıcıler Vakfı (TOSYÖV) Başkan Yardımcısı Ekrem Aksoy ise henüz İK\r yönetimiyle sağlıkfı birdiyaloga giremediklerini belirterek şöyle konuştu. "Sayın Sedat Aloğlu'nun si\asi kimliği ağırlıkta olduğu için ulaşmamız kola> olmuyordu. Meral Hanım ise henüz yeni olduğundan intibak döneminde. \eni uvgulama tabii ki olumlu \e KOBİ'ler için teşvik edici olacaktır. Ayrıntılı bilgi alacağım." KİT'lerini Türk işadamlarına teklif etti Makedonya'dan özelleştirme daveti HILVAGENÇ Büyük de\ let kuruluşlannı ala- 'cak Nermaye birikimi bulunma- ması nedeniyle başta Türk ışa- damlan olmak üzere yabancı ser- maveye kucak açan Makedonya. İTÖ'nun gezisini fırsat bilerek özelleştınlecek kuruluşlannı Türk işadamlarına teklif etti. Yabancı sermayenın ülkeye gelebilmesi "İTO Baskanı Mehmet Yıldınm " için gerekli kolaylıklan sağlayan Makedonya hükümeti. özelleştı- rilecek kuruluşlara Ital>a. Yuna- .nıstan. Avusturya ve Alman fir- - malannın büyük ilgi gösterdiği- - ni vurgularken Türk işadamları- - nın sergilediğı çekingen tavırdan - rahatsız oluyor. . Makedonv a'da yatınm yapmak için çok önemli fırsatlarbulundu- ğunu bildıren Istanbul Ticaret Ödası Başkanı MehmetYıldınm. Türk işadamlarının Makedon- ya'daki özelleştirme kampanvası- na katılabılmeleri için söz konu- su ülkeye 50 milyon dolarlık kre- di açılmasını teminen Türk Exim- bank nezdinde girişimde bulun- duklannı açıkladı. Yıldınm. Zı- raat Bankası'nın Makedonya'da birşubeaçması hususunda ilgili- ler nezdinde yoğun bir çalışma içine girdiklerini belirtti. Bu za- mana kadar 1216 kuruluşu özel- leştirme kapsamına alan Make- donya hükümeti. geçen yıl 650 şirketin özelleştirme çalışmalan- nı tamamlarken 600"e yakın dev- let kuruluşunu da özelleştirme kapsamına aldı. İletişim ve ener- ji sektörü gibi stratejik önem ta- şıvan devlet kuruluşlannı özel- leştirme kapsamına almayan Ma- kedonya hükümeti. 10 gün önce meclisten geçirdiği yeni özelleş- tirme yasası ile bu zamana kadar satışı dile getirilmeyen. tarımsal üretim yapan 150'ye yakın ko- operatif \e şirketı de özelleştirme kapsamına aldı. Yatınm yapacak v abancı sermayeden 3 yıl süresin- ce yüzde 33.3 oranındaki gelir \ergisini talep etmeven Make- donv a hükümeti. yatınmlarda kul- lanılacak teçhizatın gümrükler- den geçişınde de yabancı serma- yeyi \ergiden muaf tutujor. AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi ortak bildirisi açıklandı: Gümrük birliğine AB'den destek İSO Başkanı Hüsanıettin ka\ i Ekonomi Ser\isi - Avrupa Birliği ile Türkiye Karma istişare Komitesi Toplantısı'ndan gümrük birliğine destek karan çıktı. Komitenin gümrük bırliğının düzenli ve tutarlı ışlevişını sağlayan her türlü işbırliğini tamamen desteklediği belirtildı. 18-!9nisan günlerinde Istanbul'da AB Ekonomık \e Sosyal Komıte Dış İlı^kiler Bölüm Başkanı Roger Briesch \e TOBB temsılcısı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsanıettin kavieşba^kanlıklannda vapılan toplantının ortak bildirİM açıklandı. Türkıye'nın gümrük birliğine geçişini. ikı taraf arasındaki ortaklık ilışkılerındeki geçiş döneminin sonunu ışaret eden bir aşama olarak ifade eden komite. günırük birlığini politik \e ekonomik alanlardaki birbirine bağımlılığın derinleşmesi olarak nitelendirdi. Komite. toplantıda gümrük birliği sürecinde • Türkiye'nin gümrük birliğine geçişini. iki taraf arasındaki ortaklık ilişkilerindeki geçiş döneminin sonu olarak gören karma istişare komitesi, birliği, politik \e ekonomik alanlardaki birbirine bağımlılığın derinleşmesi olarak nitelendirdi. yapılacak yanlış uygulamalann her iki tarafın ortak menfaatlerine zarar verici olacağını vurguladı. 6 Mart 1995 Avrupa Topluluğu Türkiye Ortaklık Konseyı karannın hayat unsuru mali işbirliği ve 1 Ocak 1996da yürürlüğe giren gümrük bırlığı anlaşması ile ilgili 14 Aralık 1995 Av rupa Parlamentosu tarafından açıklanan olumlu fikır kapsamında. bu tür yanlış uygulamalarla ilgili endişelerini AB-Türkiye Ortaklık Konseyi'ne sunacağını belirtti. Komitenin ılgileneceği konular ise. küçük ve orta ölçekli işletmelenn mesleki eğitimini de ıçerecek şekilde uyumunu sağlamak. Avrupa Enerjı Sözleşmesı bağlamında uyum. Türkiye'nın tanm politikalannın AB genel tannı polıtıkasına uyumu ve araştırma geliştirme konulannda işbirliği şeklinde sıralanıyor. Avrupa'dan Türkiye'ye 52.6 milyon ECU ANKARA (ANKA) - Avrupa Konseyı Sosyal Kalkınma Fonu. çeşitli projelerın finansmanında kullanılmak üzere Türkiye'ye 52 milyon 570 bin ECU'luk (yaklaşık 65.6 milyon dolar) kredi sağladı. Fon tarafından sağlanan beş yılı ödemesiz on yıl vadeli krediye ilişkin anlaşma 20 Ekim 1995 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi Gazete'de vavımlandı. Yıllık faiz yüzde 7.86 olarak belirlenen kredinın faizödemelen 22 nisandan / l \ rupa Konseyi Sosyal Kalkınma Fonu'ndan sağlanan 52 milyon 570 bin ECU'luk (yaklaşık 65.6 milyon dolar) kredi. baraj. toplu konut. hastane ve Gaziantep'in kanalizasyun ve su arıtma tesisi proielerinde kullanılacak. itibaren başlayacak ve toplam faiz ödemesi 33 milyon 63 bin ECU'yu bulacak. Kredi anapara geri ödemelerı ise 2001 yılından başlamak üzere heryılın 20 ekiminde eşit taksitlerle yapılacak". Kredilerin bir bölümü DSl'nin baraj ve sulama altyapı projelerinin finansmanında. bir bölümü Emlak Bankasfnın istanbul Beylikdüzü ile Izmır Gaziemır'dekı Egekent Konut Yapı Kooperatıfi'nin İzmir'dekı toplu konut ve altvapı ınşaatlannın finansmanında kullanılacak. Krediden aynca Gaziantep'in kanalizasyon ve su arıtma tesisi projesi ile Başkent Üniversitesi'nin hastane ve tıp fakültesi yapıınında yararlanacak. DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ /ERGINYILDIZOĞLU LOSDRA 1 1 nısanda başlayarak bir hafta içinde 150'den fazla sıvilin ölümüne yol açan ve 400 binden fazla insanı yerinden ederek kısazamanda muazzam bir sı- ğınmacı sorunu yaratan, Lübnan eko- nomisini felce uğratan 'Gazap Üzümleri Ope- rasyonu'nun resmen açıklanan amacı, Hizbul- lah roketlerini susturmaktı. Bu açıklanan amaç- la, bunu gerçekleştirmek için harekete geçirilen ateş gücü ve yaratılan tahribata bakınca, ope- rasyonun, bir başka amacının daha olduğu gö- rülür; Ortadoğu barış sürecinde, askeri yollarla israil'in elini güçlendirmek. Ancak. Israil'in he- sabı tutmadı. 'Gazap Üzümleri Operasyonu'rt- tasetti! Üstelik. Birteşmiş Milletlerkampını bom- Daladığı. sivilleri öldürdüğü için israil. uluslara- rası hukuka göre savaş suçlusu konumuna düş- tÜL Katyuşalar susmadı VVarren Christopher aracılığı ile gerçekleş- tirilen 1993 anlaşmasına görelsrail ve Hizbul- lah, savaşlannı 'tampon bölgeyle' sınırlayacak- lar ve sivil hedefleri vurmayacaklardı. 30 mart ve 8 nısan günlerinde. işgali altındaki topraklar- da israil askerleri, 3 Lübnanlı sivili öldürerek 1993 anlaşmasını bozdular. Bildiğiniz gibi, bu ge- lişme üzerine, cevap olarak Hizbullah. Kiyrat Şomona ve Nebatiye bölgelerıne Katyuşa roket- lerıyle saldırdı. 9 nisanda coğu hafif 30 Israilli si- vil yaralandı. 11 nisanda İsrail 'Gazap Üzümle- n'ni başlatarak "Hizbullah'ı susturuyorum" ge- rekçesiyle Lübnan'ı helikopterler ve uçaklarla bombalamaya başladı. Ancak militan sayısı 1500 civarında olmasına rağmen sivil halk içın- de geniş bir toplumsal örgütlenmesi olan Hiz- bullah'ı bulup imha etmek ve sivil halka zarar ver- meden Katyuşaları susturmak mümkün değil- di. Buna rağmen İsrail, General Şumel Züker'in "Katyuşalar susmazsa Lübnan'ın altyapısını tah- rip ederiz" (New Statesmen, 19/04/1996) söz- lerine uygun olarak. Hizbullah'la hiçbir ilgisi ol- mayan elektrik santralını, limanı ve havaalanını bombalamaya başladı. Lübnan'ayönelen ulus- lararası sermaye durakladı, Lübnan'ın yeniden inşası süreci felce uğradı (Wall Street Journal 18/04/1996). Eski İsrail Genelkurmay Başka- nı'nın "Askeri olarak saldırırsak bunun kurbanı Lübnanlı siviller olur" (L'Expresse, 18/04/1994) "ifadelerine uygun şekilde ölü sayısı kısa zaman- da 150'yi geçti ve büyük bir sığınmacı sorunu ortaya çıktı. Ancak Katyuşalar susmadı. israil'in Birleşmiş Milletler üssünü bombalayarak en az 107 sivili öldürdüğü günün gecesinde bile İsra- il topraklarına 50'den fazla Katyuşa düştü. Esas amaç, Lübnan ve Suriye'ye baskı yapmak İsrail, belkı 'Gazap Üzümleri'nn kontrolden çı- karak bu kadar çok sayıda sivilin, hele bir sefe- İsrail'in Hesabı. rinde 500 metre çevresi savaştan arınmış olma- sı gereken Birleşmiş Milletler kampında, çocuk ve kadın 100'den fazla insanın katledilmesine yol açacağını hesaplayamadı. Ama israil'in böl- gedeki istihbarat gücü göz önüne alınınca. bu tür bir operasyonla Hizbullah'ı susturmanın mümkün olmayacağını önceden görmemiş ol- ması imkânsız. Bu yüzden, bu çapta bir ope- rasyonun aslında başka bir amacı olduğunu dü- şünmek gerekir. İsrail, intihar komandolarını la- netlemeyen ve Kahire anti-terörist zirvesine gel- meyen Suriye ile dolaylı olarak bir askeri hesap- laşmaya girerek Suriye'yi banşa zorlamayı ve Hiz- bullah'ın besin kaynaklarını kurutmayı amaçlı- yordu. Suriye'nin bölgede 35 bin askeri var (Fi- nancial Times 21/04/1996) ve Lübnan'ın inşa sürecinden da ekonomik olarak faydalanıyor; Lübnan'da 300 binden fazla Suriyeli ışçi var )israil, 'Gazap Üzümleri Operasyonu' ile Lüb- nan'a da baskı yaparak Lübnan hükümetinden Hizbullah'ı susturmasını istiyor. Ancak Başba- kan Hariri'nin CNN'e verdiği demeçte. "Biz, İs- rail ile savaş halinde değiliz, İsrail'e ateş açma- dık, İsrail ile Hizbullah savaşıyor... Bizım Hizbul- lah'a saldırmamız, ülkemizi işgal etmış olan İs- rail'in konumunu güçlendirecektir, biz bunu ya- pamayız" demesinden anlaşıldığı gibi Lübnan'ın bu basıncı kabul etmesi mümkün değıl. Hatırlarsanız israil. bu taktiği geçmişte, 1970'le- rin başında da uygulamıştı. O zaman da İsrail, Lübnan topraklannı bombalayarak Lübnan hü- kümetini Filistin Kurtuluş Örgütü'ne saldırmayâ zorladı. Lübnan hükümeti FKÖ'yesaldırıncada 1973'te bir iç savaş çıktı, Lübnan dağılmaya başladı. Ancak ne İsrail'in bombalamaları ne de Lübnan iç savaşı FKÖ'yü ortadan kaldıımadı, ama hem İsrail'in düşmanlarını arttırdı hem de isra- il'i 1982'de Lübnan'ı işgal etme noktasına ge- tirdi. Yine hatırlarsanız. Hizbullah'ın ortaya çık- masına da İsrail'in Lübnan'ı işgali yol açmıştı. ABC News 'un 1982-1984 Beyrut büro şefi Char- les Glass'a göre (ki Hizbullah tarafından kaçı- rılmış ve iki ay tutsak edilmişti) İsrail'in bu poli- tikaları, sorunu daha da çıkmaza sokmuştu. Bu politikalar yüzünden, o zamana kadar Lübnan'da ılımlt birsiyasi hat izleyen Şiiler, radikal politika- lara yönelmiş; Hizbullah (Iran'ın doğrudan ma- li ve askeri desteği ile) daha da güçlenmişti (In- ternational Herald Tribune 21/04/1996). Bu- gün, Glassagöreadetatarihtekerrürediyor.Ger- çekten de basına ve televizyonlara yansıyan haberlere göre, israil'in bu hesapsız saldırısı ve yarattığı kanlı sonuçlar. Lübnan'da radikalleşme- yi daha da derinleştiriyor ve Hizbullah'ın toplum- sal desteğini arttırıyor. Diğer taraftan İsrail'in Suriye'yi banşa zorla- ması, Hizbullah'ı destekleyen Iran'la arasını aç- ması için uluslararası düzlemde hem Arap-Müs- lüman kamuoyunun buna uygun olması hem de Avrupa ve Amerika'nın politikalannın bu yönde işlemesi gerekiyor. ABD söz konusu olunca. bu ülke bugüne kadar hep Israil'i desteklediği için pek bırsorun yok. Müslüman-Arap kamuoyu söz konusu olduğunda ise durum çok farklı. iran'da ABD'nin yerini almış, geçmişte de ABD'nin Iran'ı tecrit politikalarını bozmuş olan Fransa ve Al- manya, hatta İtalya'nın tutumu da Israij'in bu amaçlarına uyum değil. Avrupa ülkeleri, israil'e karşı daha eleştirel bakıyorlar ve Suriye ile iran'a daha fazla baskı uygulama eğiliminde değiller. Bölge ülkelerine gelince. bunlann hemen hep- sinin Müslüman muhalefet hareketleriyle baş- ları belada. Bu yüzden israil'e karşı tutumlarını sertleştirmeleri kaçınılmaz. Israjl'le uyum içinde olmaya azami çaba sarf eden Arafat bile tonu- nu sertleştirmeye başladı. Üstelik, 107 sivil ve çocuğun ölümüne yol açan BM kampı katliamı Avrupa'da büyük bir tepkiye ve ABD'nin bile tereddüde düşmeyerek ateşkes çağnsı yapma- sına yol açtı. israil, barış süreci ile başlayan ve intihar komandolarının saldırılan sırasında yük- selmeye devam eden uluslararası desteği. şim- di yıtirme tehlikesi ile karşı karşıya. İsrail'in 1993 anlaşmasını. Hizbullah'ın silah bırakmasma yol açacak şekilde değiştirme ve Suriye'yi banşa zor- lama amacıxda başansız kalacak gibi görülüyor. Geriye, İsrail açısından olmasa bile Peres açı- sından bir amaç daha kalıyor. Bu da yaklaşan seçimlerde Peres'in, bu savaşa dayanarak po- pülaritesini arttırması. Ne ki, Financial Times'a göre Israil'deki kamuoyu yoklamaları henüz bu- nun gerçekleşmediğini gösterıyor. Ancak "Seç- men genel olarak Lübnan 'ın işgaline de karşı ol- duğu için, sağpartilere oy vermek istemeyecek- tir" diyenler de var (Financial Times, 21 / 04 / 1996). Bu kadar gürültü ve kıyımdan sonra, şimdi ye- niden başlamakta olan pazarlıkların gündemi- nin. 1993 anlaşmasını dahi aşamamış olması ise askeri çözümlerin işlemediğinı gösteriyor. Yine görülen o ki, Ortadoğu'da banşa, biraz olsun şans tanınabilmesi için, İsrail'in Lübnan'dan çıkma- sı gerekir. İsrail. Lübnan'dan çıktığı takdirde, uluslararası basınç, Suriye'nin de burada kal- masına olanak vermez. Hizbullah. hıç kuşkusuz bir süre daha İsrail'e saldırmayâ devam eder. Iran, bunun için elinden gelenı yapar. Hele, ortada bu kadar ölü varken! Ancak israil işgalinin kalktığı, Lübnan'ın yeniden inşa edildiği bir ortamda, Hizbullah'ın salt dini gerekçelere dayanarak bu saldırılan eskisi kadar etkin ve istikrarlı bir şe- kilde sürdürmesi beklenemez. Peki, İsrail böl- gede mali ve ekonomik güç olarak Lübnan'ın yeniden canlanmasını ister mi? Buna olumlu cevap vermek çok zor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Ekonomik Egemenliğin İçeriği Yann 23 Nisan, "Egemenlik ulusundur" görüşünün toplumumuzda egemen oluşunun yıldönumüdür. Ulusal egemenlik kavramı. ınsanlık tanhinin belli bir dönemecinde doğmuştur; bir gelişme aşaması, "or- tak aklın" çok önemli bir gelişmişlik göstergesidir. Toplumu yönetim gücünün kaynağını, kimi "doğa üs- tü" ve de "sömürü ve baskı aracı" olarak kullanılan kav- ramlaryerine "ulusa indirgemek": hiç kuşkusuz büyük uğraşılann, üretim, bilim. teknoloji, sanat ve kültür ala- nındaki gelişmelerin doğrudan sonucudur. Insan bilin- ciyle birlikte üretim süreçlerinın gelişmesi, özgürleşme- nin ve demokratikleşmenin de besleyici kaynağıdır. Ulusal egemenlik, milyonlarca yıllık bu süreçte, "e/ tezgâhı yerine makine" ile dokumaya, yazı aracı ola- rak "deriden kâğıda", aydınlanmada "mumdan elekt- riğe" geçiş döneminin ürünüdür. Son iki-üç yüzyılın bu ve benzeri gelişmeleri, geçen yıllarda yeni bir niteliksel ivme ya da "büyük sıçrama" göstermektedir. insanın doğaya egemenliği aşamasın- dan "doğayı tamamlama" aşamasına geçiliyor, gıda- dan dokumaya hemen her alanda "yapay" ürünler, dogal olanlann yerini almaya başlıyor. Uretimde ulaşılan bu yeni egemenlik tünelleri, siya- sal. ekonomik ve toplumsal sonuçlarını veriyor. Emek üretkenliğindeki büyük artış ile sermayenin giderek "yeni buluşlar" alanında yoğunlaşması. birlikte yaşa- nıyor. Bilim ve teknolojide en önde giden ülkeler, "ulu- sal bılgi üretim ağları" kuruyor. "ulusal buluş sistem- leri" geliştiriyor ve bu konuda "aşırı kıskanç" davranı- yortar. Teknolojinin yarattığı yüksek getiriyi, isterseniz buna "rant" diyelim, öbür ülkelerle bölüşmeye kesin- likle yanaşmıyorlar, Teknoloji tekelini ellennde tutma- yı, bundan elde edecekleri yüksek getiriyi kendi "ulu- sal" çıkarlan için kullanmayı, en önemli ekonomi poli- tikası aracı olarak sonuna dek kullanıyorlar. Mal ve hizmetlerde ve para sermayenın dolaşımın- da yaşanan "küreselleşme", sıra bu öze, beyne ya da çekirdeğe geldiğinde tam anlamıyla yan çiziyor, tek- nolojinin küreselleşmesinden kaçıyorlar Ve bu yöntemle. dünyada geçerli sömürü mekaniz- masını "güçlendırerek "ellerindetutuyorlar. Ekonomik egemenlik, son on yıllarda teknoloji ekseninde yoğun- laşıyor, önceleri de var olan bu süreç, yeni bir nitelik- sel ivme kazanmış bulunuyor. • • • Ülkemizde ulusal egemenliğin oluşumunda Kurtu- luş Savaşı belirleyici olmuştur. Ancak Kurtuluş Sava- şı ile elde edilmek istenen, yalnızca siyasal bağımsız- lık değildi; ek olarak bunun "ekonomik egemenlikle" tamamlanması ıstenmekteydi. Türkiye, dokumayı, şe- kerı, kâğıt veçeliği kendisi üretmeliydi. Ülke, kimiyan- lışlanna, kaynak kullanımı, üretim ölçeği, ürün nıtelıği gibi konularda, eksiklerine karşın yakın yıllara dek bu konuda belli bir atılımı gerçekleştirdi, KİT ile başlayan sanayileşme sürecini, yerli ve yabancı özel sermaye- nın katkılarıyia ileri noktalara götürmeye uğraştı. An- cak, özellikle 1980 sonrasında ve "giderek daha be- lirginleşen" bir tutumla Türkiye üretimi, özellikle de sa- nayüeşmeyi, çok büyük ölçüde bir yana bırakmış bu- lunuyor. Bu sanayileşmeyi bir yana bırakma politikası, baş- lıca iki yönüyle giderek yıkıcı boyutlar kazanıyor. Önce ülke sanayi üretimi kapasitesini "genişletici" bir yatınm programı izlemiyor. Özel sektörden sonra KİT'in de "repo" ya da faiz yoluyla gelir elde etme yo- luna gittiğı görülüyor. "Yatınm kavramı" neredeyse tü- müyle, "para sermayenin ne kadar kısa zamanda. ne ölçüde yüksek faiz getirisi sağladığına" bakılarak ve- rilen kararlar anlamına gelmekfedir. Sonra, Tekel ve Çay-Kur örneklerı, daha önceki yıl- larda bir ölçüde de olsa özelleştirilmiştı. Sektörlerde geçen yıllann deneyimlerinden ders çıkanlmadan, tam bir aymazlıkla "yeniden ve tam" özelleştirmeye gıdili- yor. "Tarıma doğrudan bağlı" bu sanayilerde esasen "yıkıma neden olmuş bulunan" bu yaklaşımla, yıktm tamamlanmak istenmekte; yerli uretimden tumüyle vazgeçilecek bir noktaya gidilmektedir. Çok daha önemli bir nokta, ekonomıde ınsana ve- rilen değerın düşmesidir. Türkiye, KİT'İ "nasıl sataca- ğmı", yani "özelleştırmenın yapıiabilirlılığını" ta başın- dan "kendiinsanına, kurumlanna"yaptırmadı, yüksek ücretlerle yabancılara yaptırdı. Aynı yanlış son örnek- lerle de sürüyor. Ulusal egemenlik, ekonomik boyutuyla yep yeni bir anlam kazanmaktadır. Kendi insanının "yeteneklerini geliştirmede", bunu "verimli, üretken ve etkin değer- lendirmede" ve de tüm bunları bir tutarlı politika bü- tünlüğü içinde yapmadıkça, yarınki ulusal egemenlik törenleri, ya anlamsız bir yasak savma ya da yeni bir ikiyüzlülük örneği olmanın ötesinde bir anlam taşıma- yacaktır. Moskova Türk işçileri banka işgal etti MOSKOVA (AA) -Mos- kova'da bir Türk firmasının üstlendiği inşaat işıne ait şan- tıvede yaşanan gerginlık sü- rüyor. Türk "Mır" firmasının ger- çekleştırmekte olduğu Rus- ya'nın önemli bankalarmdan Mostbankın Genel Müdür- lük bınasının venıden inşası çalışmalarını sürdüren Türk ışçiler. Rus polısi ile bazı ar- kadaşlan arasında yaşanan ve >aralanma ola>larının meydana geldigi gerginlığin ardından. kullanıma da açık olan bınavı işgal ettıler. Türk ı^çıler ile Rus polısi arasında yaşanan gerginlık sırasında varalananlaroldu- vvashington ğu belınıldı. Oergınlık, 345 ışçının çalı^tığı şantıvede. Türk ışçiler ile Rus polısi ara- binda pen;embe günü başla- dı. Bazı ışçiler ile bir sivil pohb arasında per^embe gü- nü kavgaçıktı. Bunun üzeri- ne. yakındakı karakoldan ge- len polısler şantıveye gire- rek. ışçılerın üzerine vürü- düler, Benzer bir baskın. bir gece sonra da tekraıiandı. Iş- çilerle polis memurlan ara- sında kavga çıktığı. v aralan- malar olduğu ve poîısın ha- vayaateşaçtığı öğrenildi. Iş- çiler. bu oiavlar üzerine ışi bıraktılarvebınayı tamamen işgal ederek. gırı^ çıkışları kısıtladılar. Bakan Söylemez IMF toplantılannda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-IMF ve Dünya Ban- kası ara dönem toplantıları- na katılmak üzere. ABD'ye giden Devlet Bakanı Ufuk Sö>lemezbaşkanhğındak\ Türk hevetı. 'Aashıngton'da- kı çalışmalanna başladı. Söylemez'ın basın müşa-' vırliğınden \apilan yazılı açıklamaya göre dün grup toplantisina katılan Türk he- yetı. bugün de IMF Geçıcı Komite Toplantibi'nda hazır bulunacak. Bu toplantıda. Dünya Ekonomik Görünü- mü çerçevesmde. sanavileş- mışvegelışmekteolanülke- lerin kısa vadedekı gösterge- lerı ile genel eğılımler. I\1F 11. kota arttınmı. UMF'nın yeniden borçlanarak veni kay- nak olanaklanna kav uşturul- ması konuları tartı>ılacak. Bugünkü görüşmelerde ay- nca. geçis sürecındekı ülke- lere sağianan Genhletılmiş Yapısal L yum Kolav lığı per- formansinın geliştırılmesi de ele alınacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear