14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
g 1 NIİSAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP sessiz, ANAP ısrarlı... Halit Dumankaya: Her yolsuzluğun takipçisiyiz... Çjftlik ANAYOCusarsıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - IDYP'nınTEDAŞ ve TOFÂŞ'takı usulsüz- l ü k savlannı aklama çabası. koalisyon ortağı ANAP'ı iknaetmedi. ANAPGe- nel Başkan Yardımcısı Halit Dumanka- ya, hükümet oluşumu tehlıke\e girse bi- 1« yolsuziuklann üzerine gidileceğinı be- 1 ırterek "Ortağımtz yolsuzluk suçlama- Uınndan rahatsız olmamalıdır. Yblsuz- lukiar zirveye oturmuştur" dedi. DYP yönetimi.Genel BaşkanTansu Çiller'in, Kuşadası'nda 2 yıl önce \ardımcısı adı- n a aldığı 90.5 dönümlük çiftlıği 11 mıl- y a r liraya devralmasıyla ortaya çıkan skandala dün de sessiz kaidı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ha- lit Dumankaya. dün düzenlediği basın toplantısında, başkanı olduğu TU RBAN ve Sait Halim Paşa Yalısı komısyonların- da tüm yolsuzluk olaylannın üzerine gi- deceğıni belirterek "Ortağunızolan DYP, yolsuzluk suçlamalarından rahalsı/ ol- mamalıdır. Biz her tiirlii volsuzluğun ta- kipçisi olup,yolsuzluk vapan hakkında ge- reğini yaptp, yapmayandan da özür dile- veceğiz~ dedi. DYP lideri Tansu Çıllerin. Başbakan Mesut Yılmaz'la vaptığı görüş- mede. kendisınin komisyon başkanı ol- masınıengellemeveçalıştığını kavdeden Dumankaya. "BukomisyonlarmeclisinM- zin namusudur. Tarafsız olarak görev ya- pıp bir hâkim titizliği içinde çalışacagız" görüşünü dile getirdi. Dumankaya, Tansu Çiller'in Yüce Di- van'a gitmekten çekindiğinin anımsatıl- ması üzerine şunları söy ledi: "Eğer ihtisas mahkemeleri kurulmuş olsay du tüm bu suçlamalar oraya gider >e sonuç da alınırdı. Eğer diğer mahkeme- lere günderirscniz geç sonuç alırsınız. Bu konu ile ilgili konuşmak istemivorum. Çünkü siz ortağımızla aramızı açmak is- tnorsunuz." ANAP'lı Dumankaya. kuşadası'nda- ki çıt'tlık skandalının anımsatılması üze- rine. Çiller'in yardımcısı SunaCönül Pe- lister'in kelepir bir arsa aldığını belirte- rek şöyle devametti: "212binliraenıek- lilik tazminatı alan de\ let memuru olan birisi ucuza bu arsavı almış. daha sonra elektrik \e >ol için de herhalde para har- camtş. Bu masraflaryüzündençokzordu- ruma düşmüş olacak ki, Özer Çıllcr'e 11 milyar liraya satmış. Özer Çiller'in em- lak işlerindeki tecrübesi belli. Şiındi bu- rada bu konu hakkında arsanın hileli sa- tılıp satılmadığı. ni\e satıldığı araştırma konusu yapılacak. Partimiz muhalefet dö- neminde de >olsu/luk dosvalannın üze- rine gidivordu. Şimdi de gidecek. Komis- yonumuza gelen her dos\a incelenecek- tir. Partimiz \e biz, bu konuda hiçbir ta- \i/dt bulunmadan gereğini vapacağız. Ortaklık tehlikeve girse bile bu yolsuz- lukların üzerine gidilecek." DYP yönetimi. çiftlik skandalına ses- sizliğini dün de sürdürdü. Çiller'e muhalif millet\ekilleri dışındaki partililer. gazete- cilerin konuya ilişkin sorularına yanıt \ermezken DYP Genel Başkan Yardım- cısı AliŞevki Erek. dün düzenlediği basiıı toplantısına. "Sa>ın genel başkanımız gerckliaçıklamayıvaptr demekle yetin- di. Çiller. gerçek değeri 150 milyar lira dolayında bildirilen çıftliği yardımcılan Suna Pelis.ter'den 11 milyar liraya de\ ral- malarını. "Gizlisaklı hiçbir şey yok. Yasal olma>an hiçbir şey yok. Saklanan hiçbir şe> yok. Devletin zararı yok" diye değer- lendırmişti. Bütce görüşmeleri RP'lilerİran'ın eleştirilmesine tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı bütçesının ı>örüşüldüğü TBMM Genel Kurulu. RP ile CHP ve DSP > milletvekillerinın Kurtuluş Savaşı. ' tartışmasına sahne oldu. CHP Ankara ; Milet\ekili Ali Dinçerin. •*RP-İran \eterör" konusunu gündeme getirmesi. RP"lileri kızdırdı Dinçer'in, Iran terörünü eleştirmesine sinirlenerek söz alan RP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk'ün. Istiklal Savaşı'nı yapanların arasında bir tek solcunun bulunmadığını öne sürmesi. CHP. DSP. DYP ve ANAP'lı üyelerin tepkilerine neden oldu. DSP Grup Başkamekili Miimtaz Soysal.Mustafa ' Kemal'ın ilerleme ve degışimi temsil ettigini belirterek **Zaten solculukda bu demektir. Fransu thtilali'nden beri de bu böyledir*'dedi. Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüsülürken Dinçer. hükümetin. Iran politikasını eleştirdi. Dinçer. hükümete. "Eli kanlanmış tran'ın Dışişleri Bakanf nın elini sıkarken içiniz sızlamadı mı" sorusuna. RP'lilerın "Israil'den bahset" diye sataşmalan üzerine : tartışma çıktı. Dinçer'in konuşmasında partisine yönelik sataşma oldugunu belirten RP Genel < Sekreteri Oguzhan Asiltürk söz alarak, "tsriklal Savaşı'nı yapanlar arasında bir tek solcu yoktu. Solculuğu siz icat ettiniz. İstiklal Savaşı'nı yapanlar milli görüşçülerdi" dedi. ; Asiltürkün bu sözieri. ANAP. CHP. DSP ve DYP'lı üyelerin tepkısine neden oldu. CHP Grup Başkamekili ÖnderSav'ın söz önergesi reddedılirken DSP'lı Soysal'ın önergesi kabul edildı. Soysal. görusjerini şöyle dile getirdi: "Sağ >e sol kavramlar o /aman. o kadar gelişmemişti. Ama iilkenin ağzında dolaşan bir ka\ ram \ardı. O da Mustal'a Kemal'di. Mustafa Kemal. ileriemey i ve değişimi temsil ediyordu. Zaten solculuk da bu demektir. Fransız İhtilali'nden beri de bu böyledir. fstiklal Savaşı demek ülkeyi ileriye götürmek demektir. Hocalann. toplumun her kcsiminin bu savaşa katkısı olmuştur. İstiklal Savaşı bütün ulusun savaşıdır. Toplumun bütün kesimteri yabancı işgaline karşıydı." Hatipoglu'nun partisine kasıtlı olarak söz ; vermedigini savunan Sa% da bir basın toplantısı düzenleyek bu tavn eleştirdi. Gönensay'dan eleştirilere yanıt 'Uluslararası Adalet Divanı son aşamadır' Komite raporu, milletvekillerinin bölücü örgüt üyesi olmadıklannı ileri sürdü PAB, DEP'ffleıi savımduİstanbul HaberServisi- Is- tanbul"daörtceki gün sona eren 95. Parlamentolararası Bırlık (PAB) Konferansı'ndan son- ra dün toplanan PAB Konse- yi'ne. "Parlamenterlerin In- san Haklan KomitesT tarafın- dan sunulan raporda. kapatı- lan DEP üyesı eski milletve- killen ile eskı bağımsız mıl- let\ekilı Mahmut Alınak'ın. "bölücü örgüt ü)esiolnıadık- lan" sa\ unuldu. PAB Konse- yi'ne sunulan raporun yaptı- nm gücü bulunmuyor, sade- ce "tavsiye" niteligı taşıyor. Türkıye. dünkü konsey toplan- tısında Insan Haklan Komis- yonu"nun bu raporuyla üzü- İürken Kıbns raporuş la mo- ral buldu. Rumları kızdıran Kıbrıs raporu. Türkiyenin yoğun lobısi sonucunda Türk deleuasyonunun ıstediöı şe- kildeon'aylandı. HADEPGe- nel Başkanı Murat BozJak\e Genel Başkan ^•arclımcısı tsmail As- lan,PAB Konferansı ıçin Türkiyecie bulunan eskı AP Türkiye Raportörü Ispanyol parlamenter Miguel Marti- nez\e Fınlandiva Parlamentosu İn- san Haklan Komısyonu üyesi Jorma Kukkonen ile yaptıkları gizlı görüş- mede Türkiye'yi şikâyet ettiler. PAB Konseyıne sunulan Kıbrıs raporunda. KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaşjn görü^melere yenidcn başlamaya hazır oldugunu açıklama- sının cesaret \erici olduğu. Kıbrı* Rum Kesimi lideri Glafkos Kleri- des'ten de a> nı yaklaşımın beklendi- gi bildirildi. Raporda ayrıca Günev Kıbrıs'ta Rum polisınin Türklere karşı insan haklarını ihlal ettıği şeklinde bir ifa- de de ver aldı. Kıbrıs raporuna çok kızan Rum delegasyonu. böyle bir raporu kabul etmediğini açıkladı. İnsan Haklan K.omisyonu"nun ha- zırladığı raporda. **Türk hükümeti- nin gözünde, Kiirt kökenli Türk \a- tandaşlarının kültürel kimliği ile ilgi- li konularda demokratik ifade özgür- T B M M Başkanı Mustafa KaJemli. organizasvonla iilkenin tanıtımı için önemli bir iş başanldıgını sozlerine ekledi. lüğünün ne olduğu merak konusu- dur ve Türkiye'nin güney doğusunda birçok insan haklan ihlalkri >apıl- nııştır'" iddiasina yer \erildı. Rapor- da. komıtenin. "davanın adil biçim- de > ürütüldüğü konusuv la. özellikle sa\ unma hakkı \e kanrtlarla ilgili en- dişeU.'rinin" NÜrdüğü bildinldı. Ancak komıtenin. LeylaZana.Ha- tip Dicle, Orhan Doğan \ e Selim Sa- dak'ın A\ rupa Komisyonu jnsan Hak- lan Mahkemesj'ne baü\uruları\la Türkiye'nin. A\rupa İnsan Haklan Konvansiyonu çerçevesinde yapıla- cak bir yargılamada alınacak karara uyma yükümlülüğünü yerine getirme konusundaki açık tutumunu göz önün- de bulundurduğu da belirtildi. K.omıtenin raporunda. eskı DEP'Ii- lerin. "Avnıpa İnsan Haklan Kon- vansiyonu'nun 10. maddesinde ga- ranti altına alınan ifade özgürlüğü hakkını kullandıklan için >argılan- mış olabileceklerinden endişe duy- duklan" belirtildi. Raporda. 1993"te Batmandaöldü- rülenHEPMillet\ekılılVlehmetSin- car'm "katilinin beliriendiğL ancak \ urtdışında otduğu" önc sürüldü. Ko- nııte. raporunda avrıca Türk parla- mentosunun. Mehmet Sincar'ın eşi- neenıekli maaşı bağlamasını önerdi. TürkiyeŞi şikâyet HADEPGenel Başkanı Murat Boz- lak \e Genel Başkan Yardımcısı Is- maıl Aslan, UBA'nın haberine göre, PAB Konferansı için Türkiyede bu- lunan eski AP Türkiye Raportörü is- panyol parlamenter Miguel Martinez \e Finlandiya Parlamentosu Insan Haklan Komisyonu üyesi Jorma Kuk- konen'leÇırağan Kenıpinskı veCon- rad Oteli'nde gizli bir görüşme yap- tilar. Bozlak \e Aslanın. görüşmede. HADEP heyeti Türk hükümetinin "Kürt soruııu ve demokratikleşme konusunda verdigi hiçbir sii/ü >erine getirmediği'' şikâyetinde bulunurken A\rupalı parlamenterler, sorunun çö- zümü için HADEP'in muhatap kabul edilmesi gerektiğini sa\ undular. Gö- rüşmede. PKK'nin bir süre önce ilan ettıği "ateşkes" konusu gündeme gel- di. Murat Bozlak. "PKK ateşkese uyuyor. Ancak de\ let en acımasız se- kİMe,eski uygulamalanna devam edi- yor"diyerek Türk hükümetinı A\ru- palılara şikâyet ettı. Bozlak. a\rıca "Dogu v«Güneydogu'da3 bin kö> ba- şaltıldı. 3^ miKon kişi göç etmek /<>- runda bırakıldı, faili meçhul cina>et- ler arttı" diye konuştu. PAB Konsey Toplantısrnınsonaer- mesinin ardından TBMM Başkanı Mustafa Kalemli ile PAB Türk Gru- bu ortak bir basın toplantısı yaptı. Basın toplantısında PAB'ta alınan ka- rarlaraılişkindegerlendirmelervapıl- dı. Gerek "'terör", gerek "azınlık- lar" gerekse "Kıbns" konusunda ha- zırlanan'raporda Türkiye'nin önerı- lerinin büyük bir kısmına yer \erıl- diğini savunan Mustafa Kalemli. "PAB'ın karaıiannın herhangi bir bağla> ıcılıgı hulunmamaktadır. Buna rağmen. arkadaşlanm. kabul edilen karariann Türkiye'nin görüşlerini azami şekilde yansıtması için çaba gösterdiler"dedı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, '21. Iktisatçılar Haftası'nda konuştu 6 Insan lıaldaıııu îhlal ediyoruz 9 ANKARA (Cumhuriyet Şürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda dün. tanm ve köyişleri. enerji. bayındır- lık, dışişleri. ulaştırma. or- man. turizm \e saglık ba- kanlıklannın bütçeleri gö- rüşülerek kabul edildi. TBMM'de Dışişleri Ba- kanlığı bütçesi görüşülür- fcen eleştirileri yanıtlayan Dışişleri Bakanı EmreGö- nensay. Türkiye'nin K.ar- dak'ta egemenliğini de\- rettiğine ilişkin uluslarara- sı onaylanmış bir anlaşma- nın bulunmadığını söyle- di. Gönensay. Yunanistan ile Türkiye arasındaki so- runlann. Uluslararası Ada- iet Divanı'na götürülmesi- nin en son aşama oldugu- nu. uluslararası hukuktan kaçmak için hiçbir neden görmediklerini bildirdi. Gönensay. Dışişleri Ba- kanlığı bürokrasisinin med- yada. polemik konusu ya- pılmasını büyük bir üzün- tüyle karşıladıgını belırtti. Enerji Bakanlığı bütçesi Enerji Bakanlığı bütçe- si görüsülürken grubu adı- na söz alan ANAP Kocaeli Milletvekili Hayrettin Uzun. 1995 \ ılı ıçinde ger- çekleştirilen Bakü-Ceyhan boru hattı görüşmeleri sı- rasında ABD yetkililerinin bu hatta destek \erdikleri- ne ilişkin açıklama yapmak istediklerini belirterek Türk Dışişleri Bakanlığı yetki- lilerinin, bu girişimi engel- lediğini bıldırdı. CHP Amin Milletveki- li Mehmet ArifAğaoglu da Dogu ve Güneydoğu'dan göç olaylannın önüne ge- çilmesı. sanayinin teşvik edilmesi amacıyla. bölge- ye elektriğin ylizde 50 ora- nında ucuz verilmesini önerdi. Ekonomi Servisi- Cumhurbaşka- nı Süle> man Demirel. Türkivede in- san haklan ihlallerinin bulunduğunu kabul ettı. Devletin insan haklan ih- lallerini azaltmak için her türlü çaba- \ı gösterdigine ışaret eden Demirel. "Dünyada olduğu gibi Türkive'de de insan haklan ihlalleri \ar. Bun- ları sa\unmak doğru değil. Bunun panzehiri açık rejimdir" dedi. TheMarmaraOteirndeyapılan**21. İktisatçılar Haftası"nın son günün- de bir konuşma yapan Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel. dünyanın süreklı değiştiğini ve budeğişen şart- lara uygun şablonların bulunması ge- rektiğini söyledi. Türkiye'nin demok- rat bir ülke oldugunu ve halkm hür ira- desi ile seçilmişbirparlamentonun bu- lunduğunu da söyleyen Demirel. "Al- manva'da. Fransa'da olup da biz- de oİmavan bir^e> >ok. Her şe>i- mizivideğilse. herşevimizkötü de değil. İvilerimm çoğaltmak için ça- lışmalıyı/" dedi. Dünvada olduğu gibi Türkiye'de de insan haklan ihlalleri olduğuna ışaret eden Demirel. parlamenter sis- tem vanında bağımsız yargı \e her şeyi söyleyebılen bir medyanın sar- lığına işaret ederek. "İnsan haklan ihlallerinin suç olduğu bir ülkede bu üç unsur da varsa devlet nüfu- zunu kullanarak insan haklan ih- lali >aptıramaz. Eğer bu üçü dev- letin insan haklan ihlali yapması- na mani olmuşorsa dördüncü bir şey yoktur. Devletin nüfuzunu kulla- narak saptığı kötü hareketi parla- mento kursusü dile getirmi\or. med- >a dile getirmivor. sa\cı takip ede- mivorsa o zaman bence hiçbir şeyi tartışmamak gerekiyor'* dedi. Bu unsurlar vanında kullanılabile- cek dördüncü unsurun yürüyüş hak- kı olduğuna da işaret eden Demirel. ancak bu hakkı kullanırken. kanunla- nn ihlal edılmemesıni \e çe\ renin kı- rılıp dökülmemesi gerektiğini belirt- ti. Devletin insan haklarını azaltmak için her türlü çabayı gösterdiğini de vurgulayan Demirel. insan haklan ih- lallerini sa\ unmanın doğru olmadığı- nı. bunun panzehınnın ıse "açık rejım' oldugunu dile getirdi. Artan zengınliklerden dahaçok ge- lişmiş ülkelerin pay aldığına da işa- ret eden Demirel. "1945 yılında 3 trilyon dolar olan gavri safi hasıla 50 yılda 21.2 trilyon dolara ulaştı. Dün\a 7 kere zenginleşti. Buna kar- şılık nüfiis ise aynı dönemde 2.5 milvardan, 5-5.5 milvara geldi. Nü- füs iki kere arttı. Bu zenginlik ne- reye gitmiş. Yüzde 82"si gelişmiş ül- keler olan yüzde 20*sine gitmiş" de- di. Dünyada kişi başına düşen mıllı ge- lirin 100 dolar ile 25 bın dolar arasın- da değiştığine de dikkat çeken Demi- rel. Türkiye'nin ortalama gelir grubu içerisinde bulunduğunu söyledi. Tür- kiye'nin 154 ülke arasında ilk 30 içe- risinde yeraldığını da belirterek. "Tür- kiye dünyada nüfüs bakımından I6'ncı. toprak büvüklüğü açısın- dan 32'nci. >apılan araştırmalara göre GSMH açısından 19 \a da 20'nci sırada. Bu önemli bir ola\" şeklinde konuştu. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR umhuriyet gazetesi İstanbul Lisesi'nin yanıbaşında. Oku- lun mikrofonlarından çıkan sesleri gazetede rahatça din- leyebiliyoruz. Her pazartesi sabahı ve cuma öğleden sonra okulda tö- renler yapılıyor. Törenlerde en çok kulak tırmalayan seslerden birisi "rahat - ha- 2ir ol" komutu. Elinde düdükle bir öğretmen "Rahat!" diye bağırıyor. Kızlı, erkekli öğrenciler el- lerini arkaya kavuşturup bacaklannı açı- yorlar. Ardından daha sert bir komut ge- liyor: "Hazır ol!" Sert ayak sesleriyle ye- ri inleten topluluk, emir dinlemeye hazır duruma geliyor. Türkiye'nin ve belki dünyanın birçokye- rinde okullarda bu törenler yapılıyor. Biz- ler de askerde, cezaevinde, okullarda bu emirleri yerine getirdik. İstanbul Lisesi'nin mikrofonlarından çevreye yayılan bu sert komutlara bir anda kendimi yabancı his- settiğimi fark ettım. Bir de emirleri dinlerken asker disipli- ni içinde hazır ola geçen genç kızlan dü- şündüm. Kadınlarla, askerı duruşları bir türlü bağdaştıramadım. Genç beyinler- de çınlayan bu emirlerin daha sonra ne gibi sonuçlar doğurduğunu psıkologlar ve toplumbilimciler araştırsalar iyi olacak. İstanbul Lisesi'nin mikrofonlarından Haydi Kızlar Askere (!) yükselen sesler beynimde yankılanırken Milli Savunma Bakanı Oltan Sungur- lu'nun kadınlarla ilgili söylediklerine ta- kıldım. Sungurlu, kadınlann da askere alınabilecegini savunuyor. Ancak, Sungur- lu'nun bu tezine karşı tezler de de geliş- tirenler varmış. Sungurlu bu tepkileri şöy- le anlatıyor: "Tepki gösterenler, kışla- da erkeklerie kadınlann bir arada ola- mayacağını düşünüyor." Ne demek istedikleri net değil. Sanırım, kadınlarla erkekler kışlada bir arada bu- lunurlarsa, ahlaki sorunlar çıkabileceği- ni. kadınlann kahraman askerleri yoldan çıkarabileceklerini düşünüyorlar. O za- man da. kutsal görevini yerine getirmek isteyen askerierimiz zaafa düşecekler. Daha ileri yorumlar yapmak da mümkün. Örneğin bazıları da peygamberin söyle- diğini iddia ettıği şu sözleri hatırlıyordur: "Yönetimini kadınlara bırakan millet- ler iflah olmazlar." Şimdi kadınlann askere alınmasıyla ik- tidarın ne ilgisi var diyebilirsiniz. Türkiye gibi bir ülkede bunu düşünmekten do- ğal ne olabilir ki? İlk 7 cumhurbaşkanımızdan 6'sı asker- di. Son 30 yılda üç askeri darbenin so- nucu, askerler önemli iktidar olanaklan el- de ettiler. Kadınlar eğer asker olurlarsa ve giderek bu meslekte yükselirlerse ve generalliklerı de elde ederlerse çok şey- ler olabilir. Bir askeri darbede, bakarsı- nız cuntanın başına bir kadın geçer. Bu şekilde yönetim kadınlann eline düşmüş olur. O zaman dâ vay halimize(l) Milli Savunma Bakanı Sungurlu bu teh- likeyi sezmiş olacak ki şöyle söylüyor: "Askeriikte her görev muharebeye yö- nelik değil. Öyle hizmetler var ki, ka- dınlar bunları zaten sivil hayatlannda yapıyorlar." Sungurlu "Korkmayın" diyor, "kadın- lar sivil hayatta ne yapıyoıiarsa ordu da onu yapariar. Yani, ordunun bula- şıklarını yıkayabilirler, temizlik, dikiş, yemek gibi işlerini yerine getirebilir- ler". Açıkçası, "askeriikte geri hizmet- leri kadınlar yapabilirier" demek istıyor Türkiye. otonter bir toplum olmakla, kuralsız bir toplum olma biriikteliğini iç- selleştiren özelliğiyle. acımasızlık için de çırpınıp duruyor. Her çıkmaz ve açmaz, kahramanlık edebiyatıyla saldırganlıkta örtülmeyeçalışılıyor. Bu örtmeçabasının en önemli figürlerinden birisi de erkeklik oluyor. Toplum. acı içinde kıvrandıkça ve çözümsüzlüğe sürüklendikçe erkekliğe, tarihe ve geleneklere sığınıyor. Hayatın askerileştirilmesiyle, arabesk duyarsızhkve maçoluk bir arada yürüyor. Her alanı kan gölüne dönüştüren, siyasi kabadayılığın arkasında da bu maço- luğun ve militarizmin izlerinı görmek müm- kün. Kadınları askere almak isteyen kafanın arkasında neler yatıyor diye düşünüp duruyorum. Oltan Sungurlu'yu tanıyorum, onun anti demokratik alış- kanlıklarını ve geleneksel kültüre bağ- lılığını bıliyorum. Kadınları asker yapıp da ne elde edecek? Kadınları mı askerleştireceğiz? Yani yarısı erkek ve asker kafalı olan bir top- lumun diğer yarısını da aynı kültürün içine mi çekeceğiz? Yarısı erkek olan bir millet cengaverlik yapamaz, öbür yarısını da erkekleştir- memiz mi gerekiyor? Kadınları askere alacağımıza, erkek askerlerin sayısını azattsak ve daha barış- çı bir toplum yaratmanın yollannı arasak diyorum. Kadınların kadın duyarlığını köreltecek çözümlere yönelmek yerine, onların bu özelliklerini egemen kılacak bir dünya yaratalım. POLntKA GÜTNLÜĞÜ HİKJV1ET ÇETİNKAYA Gözlerin Tener Mavisi'... Baştan başa düşlerle yüklüydü yüzün. Susup bak- tım sana, sessiz bir titreyişle... Mektubu birkaç kez okudu. içindeki yangının alev- lerini duydu. Acıyla kıvrandı ve yere boylu boyunca uzandı. Hugo Von Hofmannsthal sesiyle irkildi bir anda. Guillaurne Apollinaire. karşısına geçmiş gülüyor- du... Bahçedeki iğde ağacı, eski ahşap evin vişne ren- gine çalan boyası, çocukların çığlıkları onu bir baş- ka evrene taşıdı. Bir şiırdi kadının avuçiçlerinde sakladığı, bir sev- daydı yüreğınin orta yerinden kopup gelen yalvarış.. Dedi ki: Seslerin içinde bir an doğarsın; Uçup giden kokularda bir an varsın. An! Kotlanmda kaybettim hepsini, Bir an doğmaktasm tekrar yeni Bir sen, tutmadığım için tuttuğum sevgili. Rainer Maria Rilke ne diyordu? Ah içimızdeki yangını söndürmeye çalışmadan bağrımızda taşısak... Yıllardır bunu hiç düşünmemişti. Alçalan sis bulutlannın ıçınden o taze güzellikleri aramaktan yorulmuştu. Her sevda sözlerini şafağa haykırdığındabirgülünyalnızlığınıdüşlerolmuştu... Bir gün Aleksandr Bloic'i okuduğunda kara ta- pınakların içinden yükselen yakarıları, yoksul ve sa- deliğin içinde görmüştü... Eşsiz bir kadın, uzun bir sütunun gölgesinde dur- muş onu bekliyordu. Gülüşler, efsaneler ve düşler içındeydi. Kızıl kandiller altında acemi sevışmelere yakalanmıştı. Kendini tutamamıştı... Bağırmak istemiş, ama bağıramamıştı... Közlenmişti ve kenara yığılmıştı gökyüzü... Gözlerinı açıp kapadı. Fenerler yanıyordu san şa- fakta... O sırada Cahrt Külebi nın omzuna dokunuşuyla kendıne geldr. "Bu gece, bu gece, I Uykusuzum, kederliyim, de- liyim. I Yüzümde uzak sevgilerin derin aydınlığı, I Dur- mayalım şehir şehir, yıldız yıldız karanlıkta, I Bu ge- ce ölmemeliyım." • • • Baştan başa düşlerle yüklü müydü yüzü? Hiç oralı olmadı. Suskunluğu bir tireşımin içinde eridı... Yirmı aşk şiiri ve umutsuz bir şarkıdan derlenmış sevdaları. Pablo Neruda'dan çaldı. Bir mendil gök- yüzünü Metin Demirtaş'tan yürüttü. Rene Char'dan denız feneri maviyı, Turgay Fişekçi'den yitık baha- rı yakaladı. Derin gözlerıni kapayınca gece kanatlanmıştı... Dedi kı: "Gecenin kanat çarptığı derin gözlerin var. Körpe kollann çiçek, kucağın gül." Kadının bakışları değiştı bırden... Karıncalar ölebilirdi öpüşlerinin propagandasıy- la... Bir kılıç gıbiydi mavı ve yeşil... .. 4 , , t , Saat 12'yı vurmuştu... «'tjkil$3WifûJi Yukanda birpencere ' *?•• ^< ^ >.>«.,..-5» B kadar Tel örgülü Ardında bir mendil şiir Bir mendil gökyüzü Sevdiği için ağlamaya başlardı gökyüzü... Konuşurdu ışte o zaman yıldızlarla: "Seni seviyorum, hıçkırıyorum. Dıpdiriyim. Ve se- nin yüreğin bu sabah yıldızt, kızaran o yengi saatin- de, savaşa başlamadan burçlann..." O sırada yüzüne baktığında bir grup serçe kaçı- şır mıydı gözlerinden; yerinı özlemler doldurur muy- du yeşilınden alına gözlerini? Turgay Fışekçı, Rene Char'ın ardından yanıt verir- di bu soruya: "Her hayat bir gözyaşıdır I Gülümseyiş, kış günü uzağımızdan geçen güneş I Bazen fundalıkîa akan sessiz bir su I Ürkerek kırmaktan utanarak, yasak- lar arasında I Bir ucundan taşar yüzün yumuşacık I Gözyaşlandır bütün çığlıklanmız I Acılar yaşar ha- yatı." • • • Ayışığı yalan söylemişti. gözleri 'fener mavisi'ne dönüşmüştü... Son mektup muydu postaya verilen? Baştan başa düşlerle yüklüydü yüzün... Susup baktım sana sessiz bir titreyişle... Binlerce kez okunan o mektup, deniz mavisi göz- lerini Akdeniz'indalgalarına taşıdı. Yüreğınde gızlen- miş bir sevda bir anda uçup gitti.. Tıpkı Attilâ llhan'ın söylediği gibi: dün akşam bütün yüzünle bana doğru eğilmiştin gözlenn hüzünle doluydu güya beraberdik öptüm ki sen değilmişsin büyük yalnızlığımmış yalnızlığımı emziren korkunç karanlığımmış dün akşam yeniden ıhlamurlar boyunca gittim yine yoldan çingeneler geçiyorlardı Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya uı Planet.com. TR 3 madde kabul edildi Sayıştay Yasası haftaya kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Plan've Bütçe Komisyonu nda gö- rüşülmesine başlanan Sa- yıştav Yasasınınbazımad- delerimn değiştirılmesinı öngören vasa önerisinın 3 maddesi kabul edildi. Önerinın. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in gündeme getirdiği \e siya- si parti liderlerinin malvar- lıklan ile yolsuzluk iddiala- nnın Sayıştay tarafından in- celenmesıni öngören mad- desınin de aralarmda bu- lunduğıı diğer maddeler üzerinde uzlaşma sağlana- madı. komisvonun aldığı ortak karar ıı> annca. daha önce alt komısNOiıda üzerinde uz- laşmava vanlan maddeler ov lanarak kabul edildi. Öne- rinın kabul edilen birinci maddesi ile Sa\ışta\ baş- kanlarının içişleri ve mali- v'e bakanltkları ile Hazine Müsteşarlığı merkezdene- tim elemanları arasından seçilebilmesi hükme bağ- landı. Önerinin. Sayıştay Başka- 111 \e üyelerinin seçımini düzenleyen üç ve dördün- cü maddelerinin görüşül- mesi alt komisyonda uzlaş- mava \anlamadığı için er- telendi. Savıştav Başkanfnın TBMM Planve Bütçe Ko- misyonu'nda \ apılacak giz- li oylama ile belirlenecek ikı adav arasından TBMM Genel Kurulu'nca seçile- ceöini ıçeren üçüncü mad- deye. DSR CHP vc RP'li üyeleranavasava avkırı ol- duğu gerekçcMN le karşı çık- tı lar. ~
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear