22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN1996ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Demirel zamlan yorumladı: Devletin açık vermeyen hesabıyok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akaryakıta son 3 ayda arka arkaya - yapılan zamlann petrolün varil fiyatındakı anıştan kaynaklandığını söyleyen Cumhurba^kanı Siilev man Demirel. "Petrul hesabı şu anda dahi açık veriyor. Bırak açık \ersın" demek mümkün değil. Devletin açık vermeven hesabı yok zaten" dedi. Demirel. dün lstanbul Ticaret Odası heyetını kabulünün ardından gazetecilere y aptıgı açıklamada. rekabetin büyük önem taşıdığını belirtırken. bu açıdan gümrük bırhğjnin iyi \e kötü yönlen olacagını söyledi. Demirel, gazetecılerin akaryakıt ürün fiyatlanna yapılan zamlara ılışkın soruları üzerine de şu görüşlen dıle getırdı: "Petrolün \arili 21 dolara çıkmış. önceden 16dolar düzev indev di. 5 dolar birden fark etmiş. Petrol hesabı şu anda dahi açık veriyor. Bırak açık vermeve devam etsın' demek mümkün değildir. çünkü devletin diğer hesaplannda açık vermeven ver \ok zaten." ANAYOL, ranta vergiyi yeniden erteleyebilmek için yasa değişikliğini Meclis'ten geçirmek zorunda Rantiyecilere RP-DSP engelî• Kolay borçlanmak için vergiyi erteleme hazırlığı yapan ANAYOL azınlık hükümetinin bu isteğine, DSP ve RP karşı çıkiyor. SABİHA SEMERCİ ANAYOL'un rantı \ergisiz bırak- ma isteğinin gerçekleşmesi için. bu konuda\eni biryasanın Meclis'ten geçmesi gerekiyor. Menkul serma- ye gelirlerinin İ997 yılından itiba- ren Gelir Vergisi kapsamtna dahil edilmesi ile ilgili yasada. Bakanlar Kurulu'na erteleme yetkısı veril- mediği için. yasal düzenlemenin dı- şında "rant vergisinden" kurtulu^ yolu gözükmüyor. ANAYOL "azın- lık" hükümetinin iç borçlanmayı daha fazla zora sokmamak için Yük- sek Planlama Kurulu'ndagündeme getırdigi erteleme ısteği konusunda. Maliye Bakanı da hazırlığın sürdü- rüldüğünüaçıklarken. Meclis'teço- ğunluk andhtannı elınde tutan RP \e DSP. hükümete geçit vermeme ka- rannda. "Cniter vergi sistemi" olarak kabul edilen \e "tüm kazançlann vergilendinlmesı" boyutuylagenel bir kabul gören 3946 sayılı vergi kanunu. 26 aralık 1993 tarahınde Meclis'ten geçti ve4günsonraRes- mi Gazete'de yayımlandı. Ancak yasaya eklenen bır ek geçicı mad- de ıle. başta Hazine bonosu \e re- po kazançlan olmak üzere menkul sermaye gelirlerinin Gelır Vergısi kapsamına alınması 1997 yılına bı- rakıldı. ANAYOL'un bütün çabası- na karşın. erteleme yasasının Mec- lis'ten geçmesi için RP \e DSP'den Erteleme yasası Meclis'ten geçmezse bono ve repo kazançlanna 1997'den itibaren vergi tahakkuk edecek. en az birinin onayını alması gereki- yor. Rantiye karşıtı tavırlarını ön planda tutan \e \ergi adaletıni sa- vunan her ikı parti de. bu erteleme istegıne karşı çıkiyor. CHP de erte- leme karşıtlan arasında değerlen- dinliyor. Eger Meclis'te yeni bir kanun ka- bul edılmezse ve koalısyon dağıl- mazsa. uygulamayı 1997'veertele- yen DYPGenel Başkanı TansuÇil- İer rantın vergılendirildiği ilk dö- nemin başbakanı olacak. Hazine bonosu ve de\ let tahv ılin- den elde edilen faizlerin gelecek \ ıl ba^ından itibaren bevannamelerde görülmeye ba^lanacagına işaret eden eski Başbakanlık Danışmanı \e Mar- mara Lnıyersıtesi Maliye Bölümü Ögretım Cyesi V'eysi Seviğ, "Faiz ödenirken bir vergi kesilmevecek ancak, faizi elde eden beyanna- me verecek, tamanıı üzerinden gelir vergisi ödevecek" açıklama- sını yaptı. Seviğ. YPK'nın kanunu ertelemesinın mümkün olmadığına da işaret ederek. orada alınan kara- rın sadece hiikümetin eğilimini or- taya koyduğunu ifade erti. DSP ve RP'den geçit yok DSP Ankara Mıllenekilı \e eskı Gelirler Genel Müdürü Zekeriya Temizel, rant gelirlerinin vergılen- dirilnıesinin ertelenmesı firkine olumlu bakmadığını belırterek. "Bövle bir tasarının Meclis'ten geçirilebileceğin ihtimal vermivo- rum. Konuvla ilgili olarak henüz resmi bir parti görüşü oluşturul- madı. Ancak bu uygulamanın doğ- ru olmayacağını net olarak söy le- vebiliriz,desteklemeyeceğimiz gi- bi karşısında olacağız" dedi. Bu kanun kabul edildiğinde üni- ter sisteme geçişin benimsendiğine de dıkkat çeken Zekenya Temizel. "Daha önceden hesabını kitabını vergisiz kazanca göre yapmış olan- ların hesapları alt üst olmasın di- ve kademeli bir geçiş öngörüldü" dı\e konuştu. Sorunun devletin vergi alamama- sı ve borca bel bağlamasından kay- naklandığını v urgulavan DSP lstan- bul Mılletvekili Nami Çağan da. "Rant gelirlerinin vergilendiril- mesini sav unmuvorum. Ama Ha- zine'nin vergivi istememe gerek- çesi de doğru bir gerekçe. vergi- lendirirseniz faizler onun da üs- tüneçıkacak" dedi. Refah Parti si Genel Ba^kan Yar- dımcısı\eK.ayserı Mılletvekili Ab- dullalı Gül de. rant gelirlerinin \er- gilendirilmesinin ertelenmesine kar- şı çıkacaklannı söyledi. Gül. "As- gari ücretten vergi alırken. ücret- liden vergi alırken başka bir ge- lir grubundan vergi almıyorsu- nuz. Bunun vanlış olduğu kana- tindeyiz. Sosyal adalet açısından vanlış, gelirlerin dağılımını gide- rek bozuvor" dedi. Vergi ertelemenin kısa vadede fi- nans varatacağına işaret eden Gül. ancak bunun uzun v edede ekonomi- yi reel ekonomiden para ekonomi- sineçeviren bireğılımolacagını be- . lirtti. Muhalefette olan CHP ile bu konuda aynıgörüşteolabilecekleri- ni ve DSP'nin bu konuda ne vapa- bilecegini ise kestiremediklerini vur- gulayan Gül. "DSP bir ilke ile ha- reket etmiyor. Pragmatik kısa va- de ile hareket eden bir parti çıkar- la hareket eden bir parti. Bülent Ecevit'in kafasında ne var bile- miyoruz" dedi. RP Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürkde. ekonominın en büyük açmazının tasarrufların ranta gitmesi olduğunu söy leyerek. rantın vergilendirilmesinin vanın- daolduklannı bildırdı. Erteleme ile ilgili olarak gündeme gelebilecek bir yasa için karşı oy kullanacakla- nnıvekabul edilmemesi içindege- reken herşeyi yapacaklarını söyle- yen Asiltürk. dün yaptıkları grup toplantısından sonra Meclıs'e "fa- izin masrafa yazılmaması" konusunda bır kanun teklifi verdık- lennı de sözlerine ekledı. BENCE IZZETTIN ONDER Veteriner Hekimleri Derneği Başkanı Meliha Yılmaz, kredilerin amaç dışı kullanıldığını söyledi: Hayvancılık kredileriyle otel yapılıyor EBRl TOKTAR ANKARA- Veteriner He- kimlen Derneûi Başkanı Me- üha\ ümaz. Türkıye'ye 19^0 > ılından berı damızlık düve ithal edıldigini. bu konuda gereklidenetimvetakıbatın yapılmadıgını bildirdi. Yıl- maz. hayvancılık kredilerinin de Akdeniz sahillerinde beş yıldızlı otellenn yapımında kullanıldığını kavdetti. Damızlık olarak ithal edi- len birçok düvede meme ka- nallannın olmadığını ya da iltihap sorunlanyla karşı kar- şıya olunduğunu belirten Yıl- maz. "Dil ve Tarih Coğraf- va Fakültesi'nden mezun olan eski Tanm ve Kövişleri Ba- kanlığı Personel Müdürü Fevzi Kılıç'ın birzamanlar damızlık düve ithaline gitti- ği düşünülürse sonuca şaş- rnamak gerekir" dıy e konu^- tu. Yılmaz. damızlık hay- vanlann yakın takibe alın- , masınıis.teverekTürkive'nin Şimdi de küpe ve aşı vurgunu ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Veteriner Hekimleri Dernegı Başka- nı Meliha Yılmaz, Türk Yeterıner He- kimleri Bırligi Vakfı'mn büyükbaş hayvanlara takılan kulak küpesi satı- şı. ilaç bandrolü dagıtımı ile sperm ve aşı ithalatından trilyonlara varan usul- süz kazanç elde ettiğini öne sürdü. Vakfın Tanm Bakanhğf ndakı üst dü- zey atamalarda da etkili olduğunu sa- v unan Yılmaz. "Vakfın bazı vönetim kurulu üveleri, Tanm Bakanlığı'nda üst düzeyde görev li~ dedi. Yılmaz. "Bu kadrolaşma tesadüf değiL Dikkat edilirse. bakanhkta önem- li görev lere gelen insanlar.y a v akfın y ö- netim kurulunda görev almış va da başkanlığını vaprnış" dedi. Vakıf tarafından yapılan açıklama- da, kulak küpesinin il müdürlükleri- ne 7 bin 475 lıradan satıldıgı kayde- dılırken. Yılmaz. bunun dogru olma- dığını öne sürdü. Yılmaz. "Kulak kü- pesi 7 bin 475 liradan degil, 10 bin li- radan satılıyor. Küpenin maliv eti 4 bin Ura. Bunun vüzde lü'u tanm il nıüdür- lüklerine kalırken. kalanı v akfın kasa- sınagiriyor"dedı. TürkiveZiraatçılarDerneğı Başka- nı Ibrahim \etkin de Tanm Bakanlı- ğı'nın vakfa hayvan ithalat ve ihraca- tında büyük kolaylıklar sağladıgını kavdetti. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Muam- met Aksın. vakfın Tanm Bakaniığı'na atamalarda baskı > apmasınm mümkün olmadığını savundu. Bakanlığın ken- di mevzuatlan çerçevesindeatamalat yaptıgını söyleyen Aksın. u \'akfinbu vönde bir müdahelesi ne kanunen ne fiilen mümkün" dı\e konuştu. Tanm Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürü Mehmet Alkan'ın. vak- fın eskı başkanı olduğu belırlendi. Es- ki Koruma Kontrol Genel Müdürü Ni- zamettin Güvener. Koruma Kontrol Genel Müdür Yardımcısı AhmetÖz- seven. Tarımsal Araştırmalar Genel Müdür Yardımcısı HüseyinSungurve eski Müsteşar Yardımcısı Cengiz Al- demir'ın de vakfın mütev ellı üyesi ol- duklan öğrenildi. Tanm Bakanlığı Ko- ruma Kontrol Genel Müdüriüğü Da- ire Başkanı HüsamettinÖner. Tarım- sal Araşlırmalar Genel Müdüriüğü Daire Başkanı Fadıl Delligözoğlu. Şap Enstitüsü Müdürü Muammer Aksın'ın da vakfın vönetim kurulu üyesi ol- duğu saptandı. hav v ancılık coğrafyasının çı- kanlması gerektiğini söyle- di. Yılmaz. "Tanm Bakan- iığı'na sesleniyorum. Yiizde sıfır ve v üzde 20 faizle veri- len kredilerin hangisi geri dö- nüyor; hangisi kaynakta kul- lanılıyor? Bu sorulara cevap verilsin" dedi. Veteriner Hekimleri Bır- liği Merkez Konseyi Başka- nı Hasan Metin de tanm Ba- kanlıgrmn. bitkisel ve hay- vansal üretımde ülke gerçek- leriy le bagdaşık olmayan bir yapı içi nde olduğunu v urgu- lavarak ülkenın scbze ve mevve üretinıinde bile itha- lata muhtaç hale getirildigı- nı>öyledı. Metın. hayvancı- lığın ayrı bir sektör olarak ele alınmasını isteyerek "Süt- le karpu/u. etle tiitünü aynı çuvala kman anlavış terkedil- melidir" görü^ünü dıle getır- di. Tanm \e Köy işleri Bakan- lığı'nın bilim dışı mantık- larla ışgal edildiğını kayde- den Metin. hayvancılık ve su ürünlen müsteşarlıgı ku- rulmasını ıstedi. Eskı Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü. ANAP Kınk- kale Milletvekilı RecepMız- rak ise böyle bır müsteşar- lığın kurulmasının hayvan- cılıkla ilgili sorunlan çöz- meyeceğini savunarak şun- ları söyledi: "Hayvancılıkve su ürünleri müsteşarhğının kurulması çözüm olmaya- caktır. Çünkü o zaman da Tanm ve Köv işleri Bakanh- ğı'ndaki kadrolar alınıp ora- va aktanlacak." Üreticiler Beyaz ette yüzde 5 indirim ANKARA(Cumhurivet Büro- su)- Bevaz et üretıcıleri. fivatla- rında y üzde 5 ındırim yapacakla- rını açıkladılar. "'Deli inek" hastalığının varat- tığı korku nedenıyle talep patlama- sıy la karşı kar^ıy a kalan bev az et- teki fiyat artışlarının halkta tepkı uyandırması üzerine. Dev let Ba- kanı Ufuk Söylemez. Zıraat Ban- kası Genel Müdür Yekilı Salih Şevki Doruk ıle Hazine Müste- şarlıgı, Dış Ticaret Müsteşarlıgı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yet- kılıleri ıle Beyaz Et Sanayıcıleri \e Damızlıkçılar\ Bırliğı (BESBİR) üyelerı bır toplantı yaptı. Ufuk Söylemez. fıvatlardakı ın- dırımin tüketiciye yansıması için, perakende satış fıvatlarının gaze- teler aracılığı ile ılan edilmesi. bö\ lece, beyaz et sektörü üzerın- de varatılmak ıstenen spekülas- yonlann önlenmesı konusunda da anlaşma sağlandığını belirrti. Çekirdek ve Elektron Eleştiri sözcüğü çoğunlukla olumsuz ya da aleyh- te bir yaklaşımı çağnştınr. Hatta o kadar ki, bazen eleş- tirinin mutlaka aleyhte olmaması gerektiğini, lehte de eleştiri olabileceğinı ıfade ederiz. Bana göre, eleşti- riyi aleyhte bir stilde geliştirmek ve/veya onu aleyh- te algılamak bize ciddi bir tatmin sağladığı için böy- le davranıyoruz. iktisat alanında tatmin de bir tür ge- lir olarak görüldüğünden, böyle bir ek gelire. özellik- le de gelir seviyesi düşük toplumlarda fazla rağbet edilmektedir. Maddi gelir ve mutluluk düzeyi düşük toplumlar- da olumsuz anlamda eleştiri malzemesi çok boldur. Asfalttaki çukurdan memurun tembelliğine, trafik dü- zeninden elektrik kesintilerine dek hemen her konu eleştiri kapsamına girebilir. Bu zengin malzemeden herhangi binni seçen eleştirmen, kulakları kızarırca- sına eleştiriye daldığında, hız meraklısı bır araba ya- • rışçısı ya da kumarbaz gibi, inanılmaz bir zevk alır. Vücut salgıları faaliyete geçer ve tam bir tatmin sağ- lar. Böyle ateşli bir eleştiriyi okuyan ya da dinleyen de, pasif sigara içicisine benzer biçimde, pasif eleştirmen hazzına ulaşır. Pasif eleştirmen, aktif eleştirmende ken- dini hisseder ve hatta yaşar, sonunda elleri patlarca- sına alkış tuttuğunda hemen tüm enerjisinin tüketil- mişliğı rahatlığını yaşar. Bu yolla enerji tüketme haz- zını yaşayan çok sayıda akıllı bırey (!) oldukça, yazı- larında saldırganhk dozunu yükselten. onlardan da- ha akıllı yazarlar da (!) dogal olarak türer. Böyle bir gelışme, köşe yazarlıgının özelleşmesinin en doğal bir sonucudur. • • • Bu basit yaklaşım. çekirdekten habersiz yüzen bir elektron saflığı içınde hareket eden bireylerin davra- nışını anlatmaya çalışmaktadır. Hiçbir şeyin sebep- siz olmadığı ve yaratılmadığı bu kâinatta, bu tür eleş- tirilerin nedenı kurcalandığında, tonlarca enerjinin nasıl boşa harcandığını görebılirız. Nasıl mı? Şöyle: Bu tür eleştiriler, bır yandan bireylerin sosyal olgular- la ilgili algıladığı, gizlenemez bozukluklarla ilgili olum- suz enerji birikimlerini boşaltmakta; diğer yandan da bıreyin. bu olumsuzluklan sistemin işleyişi dışında bireysel, münferit ve dikkat edildiği durumda düzel- tilebilir olgular olarak algılamasını sağlamaktadır. Böy- lece hem bireyin enerjisi süzülmüş ve tüketilmiş; hem de yönelişin adresi değiştirilmış olmaktadır. Çevre ekonomisı açısından, toplum üzerinde böy- le etki yaratanlara çevre kırleticileri, oluşuma ise çev- re kirliliği adı verilebilır. Bu iş yazılı ya da görüntülü basında yapıldığında ise, sırası ile, yazılı veya görün- tülü basın kirlenmesi oluşur. ••• • Her şeyin bir nedene bağlandığı bu müthiş düzen- de. bu elektronlan kendi çevresınde döndüren, çe- kırdektir. O çekirdek ki bu düzenden ve bu sosyal or- tamdan. düzgün işleyen hiçbir kapitalist toplumda rü- yada dahi görülemeyecek çıkarlar sağlamaktadır Hem de eleştirdiği devletı de kullanarak! Geçen haf- ta, bir işadamı. yatırımcıların finansal işlemlere fazla yönelmemelerı, bunun yerıne daha çok reel yatırım yapmalarını önermiş. Ne var ki. bu dönemde kimin elinde sermaye olsa, bugünkü faizci gibi davranır. Bu durumda, çıkıp etrafa nasihat vereceğimıze, ya bugünlere gelişi önlese idik; ya da bugün elinde pa- rası olanın, kendi ekonomik çıkarlarınagöre değil de, bunun aleyhine, fakat toplumun uzun-dönemli çı- karianna göre davranacak biçimde örgütlenmesini sağ- layacak bir görüşü sahiplense idik. Bu verımsiz eko- nomiyi, bu vergi ayrıcalıklarını, bu kaçak ekonomik işlemleri ve daha birçok nedenlerı kım yarattı! Ma- dem bir defa bu duruma geldik, bu durumda, yara- tılan toplumsal degerler kamu kesimınde mi, yoksa özel kesimde mi oluştuğunda, özel çıkarlardan da- ha çok kamusal tercıhler doğrultusunda, yönlendiri- lebilir! O zaman, niçın özelleştırme dayatması yapı- yoruz! Lütfen enerjimizi boşatüketerek, sahiplerinın çıkar- larını koruyanlara aldanmadan uyanalım. Uyanalım ki, çekirdeğin rüyasında dahi göremeyeceğini gerçek- leştirmesine meydan vermeyelim! ÇIFTÇI DOSTU / SADLLLAH USUMÎ Hayvancılığm kurtuluşu yem sanayiinde ANKARA - Türkiye'nin en önemli sorunlannı sıralamak ge- rekse, bunlann arasına "hayvanye- mı "nı koymak kimsenin aklına gel- mez... Zira, yıllarca "Tanm vehay- vancılık batıyor" diye kıyamet ko- parılırken, konuya sadece üç - beş üretıcının sorunu olarak ba- kıldı... iktıdar partilerine ve hükü- metlere hayvancılığm Türk eko- nomisinin can daman olduğunu anlatmak mümkün olamadı!... Amerika, Avrupa ve hatta bazı Asya ve Afrıka ülkelennde hükü- metler, üreticiyı ve tüketıciyı ko- rurken, Türkiye'de tam tersı bir uygulamayapıldı... Hayvancılıkti- caretini yapanlar desteklendı... Sistem, onlann para kazanacağı biçimde programlandı... Böylece, tam 12 yıldan beri ıhracatçısı, ıt- halatçısı, alım-satımını yapanlar trilyonlarca lira kazandılar. inanıl- maz servetler sağladılar... Buna karşılık. hayvanı yetıştıren. bakan ve riske gıren üreticiler fakirteşti ve iflas etti... Bırkaç yüz trilyonluk hayvan varlığımız da çöktü.... Bu ortamı yaratabilmek için. üretıciyi ve tüketiciyi koruyan sis- temlerin yıkılması gerekiyordu... Nitekim. özelleştirme fırtınası es- tirildı, tarımı destekleyen tüm kuruluş- lar yıkıldı... Çıftçilik ve hayvancılık sa- dece yapanları ilgilendiren üçüncü, be- şincı sınıf bır sektör olarak gösterildi... Millete ve bütçeye "asalak" olduğu id- dia edildi... Tabiı kı bu arada ınsana ve hayvana değer verılmeyen böylesıne bir ortamda "yem"in lafı bile olamaz- dı... Nitekim. olmadı da!... Aslında yem. tarımın can suyuydu... Hayvancılıkla desteklenmeyen bir tanm. tek bacaklı ınsana benzer... Yem ol- maksızın da hayvancılık yapılamaz... Türkiye, tam 16 yıl bu kurala ihanet et- ti... Ancak. tanm ve hayvancılığm sürat- le çökmesi, bazı gerçeklerin ortaya çık- masına neden oldu... Buğdayın, etin. sü- tün, şeker pancarının, ayçiçeğinin. pa- muğun, arpanın, yulafın ve hayvan ye- mının Türk ekonomısi içınde büyük bir payı olduğu anlaşıldı... 16yıldan beri sa- dece kötülenen. dışlanan tarım nihayet Türkiye'nin gündemmde az da olsa ye- nni almaya başladı... Ancak hükümet- ler hâlâ başka havalarda... Tam ıki ay- dan berı valı ve genel müdür tayinlerı ıle çalkalanan Ytlmaz hükümetı, tanma daha yüzünü bile dönmedi... ANAP - DYPkurmaylan, olurolmazherşey ıçın tartıştılar ama. tanm konusunu cıddı olarak ele almadılar. Tabıi birkaç alışıl- mış sözün dışında!... Türkiye'nin şu anda belki de en önem- li sorunu haline gelen tanm ve hayvan- cılığımızın kaderinin tartışıldığı "3. Ulus- lararası Yem Kongresi" bırkaç gün on- ce Ankara'da yapıldı... Toplantı, dun- yanın diğer ülkelerinden gelen uzman- ların akınına uğradı. Ankara Üniversıte- sı Rektörü, fakültelerın dekanları, yüz- den fazla bilim adamı. yem sanayicile- rı. Yem Sanayicileh Birliği kadrosunun tamamı... Üç gün süre ileTürkıye'nin son günlerde yaşadığı en önemli konulan ko- nuştu ve cıddi kararlar aldı. Ama hüku- metten bir tek yetkıli katılmadı... Ne Başbakan, ne de bakanlar... Bakanlık temsilcıleri bile sabah açılışa katıldılar ve bır daha da gözükmediler... En çok Tanm Bakanı beklendi... Zira, bakan bu konuların hem en yetkilisi. hem de çok yabancısıydı... Toplantıya katılırsa belkı bir şeyler öğrenılebılir diye umut- lananlarolmuştu... Oda "pas"geçtı!... Bu ılgısizlik. Yılmaz hükümetinin de tarım ve hayvancılığa karşı ilgısiz kala- cağı ızlenımini verdi. Umutsuzluk yarat- tı... Büyük bır tepkı oluştu!.. Nitekim. Bı- limsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Zıraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Rü- veyde Akbay bu ilgisızlığe adeta ısyan ettı: "Önemli olan sonuç almaktır. Yem sanayıının sorunlan çok. Tanm Bakanı toplantımıza katılmadı. Bakanlık müste- şan gelmedi. Televızyonlar veımedi. Ba- sın yazmadı. Sorunlanmızı biz bı- ze tartıştık. Çözümlerini birbin- mize anlattık... Bize düşen gö- revlenhiçeksiksizyapıyoruz. Ho- calar rapor hazırlasın diyorlar... Hemenhazırlayıp veriyonız... Her bakan değiştıkçe bızden rapor ıstenıyor... Biz de uzun emekler- le hazırtıyoruz ve venyoruz... Cum- hurbaşkanı 'na bile rapor verdik... Ama bugüne kadar hiçbir sonuç alamadık... Devlet büyüklerimı- zın bu tür toplantılara katılması ve sorunlanmızı dinlemesi gerekir... Yem konusunda büyük birsıkın- tı var. Hükümet ilgilenmıyorsa, biz harekete geçelim... En kısa za- manda 'Hayvancılık ve Yem Sa- nayıı Mıllı Komıtesı' kuralım..." Akbay'ın konuşması diğer de- legelerideetkiledı...Özellikleko- mıte kurulması önerısı benım- sendı... Nitekim, Adana delege- sı ve sanayıci Ragıp Özoğul da hükümetın tutumundan yakındı: "Milli tanm ve hayvancılık po- lıtikası yoksa, yem politikası olur mu? Yem sanayiınin yaşaması için tanm ve hayvancılığm geliş- mesı gerekir. Hükümetler bugü- ne kadar hayvancılıkla hıç ilgı- lenmemış. Sonra da gözünü ka- patıvermış. Böyle olunca hayvancılıkta da suratli bır genleme başladı. 12 yıl uyumuşuz. Şimdı Avrupa Biıiiği'ne gir- meye çalışıyoruz. Onlar ağır sıklet, biz ise destede güreşiyoruz. Bugun izle- nenyol teslımıyet politıkasıdır. Eşıtko- şullarolmadan onlarla başa çıkamayız... Eğer, hayvancılığımız Avrupa Birliği'ne rüşvet olarak feda edılecekse, toplu ola- rak karşı koymalıyız... AB'ye gırmek için 12 yıl harcadık... Bır 12 yıl daha bekle- tıleceksek hayvancılığımız öldü demek- tir. Bizim sorunianmız sadece yem sa- nayiinın sorunlan değildir... Türkiye'nin sorunlandır. Yetkilıler toplantımıza ka- tılmadılar. Kendikendimızeağlayalım..." Yem Sanayıcıleri Birliği Başkanı Prof. Murat Zincirlioğlu da tarımda her ge- çen gün biraz daha kendi kendimıze ye- terli olmaktan uzaklaştığımızı ve dışa ba- ğımlı hale geldiğimizi ilerı sürüyor ve şöyle dıyor: "Yıllarca ovunduğumüz hayvancılığımızı bıtirdik. Artık ithal etler- le ıhtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Gerek- lı önlemlen almazsak sureklı olarak dı- şa bağımlı kalınz. Tavukçuluğumuza bır göz atarsak durumun oldukça vahim olduğunu göruruz... Damızlıklar tama- men ithal olduğu için cıvcıv de dış kay- naklıdır... Aşı ve ılaçlann da çoğu ithal- dır... Çok övündüğümüz tavukçuluğu- muzun, aslında 'fason üretım' olduğu or- taya çıkmaktadır.. " • Kışı soğukta geçirten 'ısıtıcı' E vine 8'inci ayda doğalgaz döşeten okurumuz Nejat Kaya, göndermiş olduğu mektubunda bu kışı donarak geçırdiğini belirtmiş. Mektubunda Enfa Mühendislik tarafından döşenen Vaıllant marka kombilerin istenilen düzeyde ısı vermediğini bildiren okurumuz Kaya, defalarca tesisatı döşeyen ve kombileri üreten firmalara başvurmasına karşın bir sonuç alamamış. Son çare olarak geçen ay bizi arayan okurumuzun şikâyetini üretici firma Vaillant Isı Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi'ne ilettık. Söz konusu şikâyeti hatırladıklarını söyleyen Vaillant Müşteri llişkileri'nden Furkan Yiğit, okurumuzun oturmuş olduğu evde ısı yalıtımı yapılmadıgını hatırlatarak Tarabya sırtlarında olan evin çok rüzgâr aldığını dile getirdi. Ayrıca tesisatı döşeyen firmanın kendi bayileri Cumhuriyat Gaz Turkocagt Caa 39'41 Cagaloglu/ISTANBUL TEL 512 O5 O5 FAX 514 O7 51 olmadığını vurgulayan Yiğit, bayilerine hizmet içi eğitim verdiklerini anımsatarak "Böylece hata yapma olasılığım en aza indiriyoruz" dedi. Enfa Mühendislik'in döşemiş olduğu tesisatta seçilen boru çapının yeterli olmadığına dikkat çeken Yiğit. "Sıcak suyun yeterli derecede radyatörlere ulaşamaması yüzünden verim elde edilemiyor" diye konuştu. Okurumuzla göruşeceklennı söyleyen Furkan Yîğit, tesisatı tekrar kontrol edeceklerini dile getırdı. Nejat Kaya ile yaptığı göruşme sonrasında bizi arayan Furkan Yiğit. tesisatı kendi bayilerinin yeniden döşeyeceğini söyledi. Söz konusu firmanın kendi bayileri olmadığı için, herhangi bır yaptırım güçleri olmadığını söyleyen Yiğit. "Müşterilerimizi memnun etmek için bu gibi durumlarda sorumluluğu paylaşmamız gerekiyor. Bizim ürünlerde hata yok deyip işin içinden sıynlmak istemiyoruz. Ama tüketicilerin de artık bilinçlenmesi gerekir" dedi. Son yıllarda doğalgazda talep patlaması yaşanmasıyla birlikte sektörde irili ufaklı birçok tesisatçı firmanın türediğini bildiren Yiğit, eğitimli tesısatçıların sayısının oldukça az olduğunu dile getirdi. Tüketicilerin tesısat döşetmeden önce detaylı bir araştırma yapması gerektiğini belirtti. Okurumuz. yazdan itibaren kış ayında nasıl ısınacağını düşünmesıne karşın, döşenen tesisat standartlara uygun olmadığı için ışınmayı başaramadı. Önümuzdeki kışı soğukta geçirmek istemeyen tüketicilenn, İGDAŞ'a başvurmaları gerekiyor. Çünkü İGDAŞ'ın. yapılan başvuruların hepsini karşılaması mümkün değil. Geçen kış gaz bağlanmadığı için kışı başka ısınma araçları ile geçirmek zorunda kalan tüketicilerin durumunu unutmamak gerekiyor. • Yılan hikâyesine dönen yolculuk S eyahatlerimız sırasında yolculuk yapacağımız firmayı seçerken "verilen hizmetin kalitesi" ve ''firmanın güvenilirliği" büyük önem taşır. Çoğu zaman adı sanı duyulmamış bir firmayla yolculuk etmek yerine. hizmetleri hakkında bilgi sahibi olduğumuz, isim yapmış fırmalarla yolculuk yapmayı tercih ediyoruz. Gazetemiz Ekonomi Servisi'nde çalışmakta olan Sabiha Semerci ve arkadaşının başından geçenler, iyi bir yolculuk için tanınmış firmalarla yolculuk yapmanın her zaman için yeterli olmadığını bir kez daha ispatladı. Yıllardır ulaşım sektöründe hizmet veren firmalar arasında yer alan Pamukkale Turizm ile Kamil Koç firmalarının vermış olduğu gayri ciddi hizmet karşısında büyük bir rahatsızlık duyan arkadaşımız, stres altında yolculuk yapmak zorunda kaldıklarını vurguladı. 5 nisan cuma günü Pamaş Pamukkale Taşımacılık Turizm Sanayi ve Ticaret Şirketi'nin Sultanahmet'teki bürosuna öğle üzerı uğrayan arkadaşımız, 17 arabası için (Harem'den kalkış) ikı kişilik bilet almış. Saat 16.45 gibi Pamukkale'nin Harem'deki bürosuna uğrayan arkadaşımız kötü bir sürpriz ile karşılaşmış. Arkadaşımıza 16.00 ve 17.00'de otagardan hareket eden arabalarının olmadığını söyleyen Pamukkale yetkilileri. beklemeleri halınde 19.00 arabasmdan kendilerıne yer ayarlamaya çalışacaklarını bıldirmişler. Arkadaşımız Sabina Semerci'nin. akrabalarının kendisini saat 01.00'de bekleyeceğini, randevu saatini değistirmelerinin mümkün olmadığını söylemesi üzerine, yapılacak bir şey olmadığını bildiren Pamukkale Turizm yetkilileri, araçlarının bakımda olduğunu, aynı durumla karşılaşan yolcularının bir kısmını daha sonraki saatlerde yollayacaklarını, bir bölümüne ise paralarını iade ettiklerinı belirtmişler. Bunun üzerine gidiş biletlerini iade edip, paralarını geri alan Semerci, Sultanahmet'teki bürodan satın aldıklan dönüş biletlerinde bir sorun çıkmayacağını öğrenmiş. Semerci, Kamil Koç'a giderek 5 arabası için iki kişilik bilet almış. Hareket saatinden 10 dakika önce gıttikleri ıçın 41 -42 numaralı biletleri satın almak zorunda kalan Semerci, "artık rahat bir nefes alabiliriz" diye düşünmeye başlamışken aksilıklerın henüz bitmemış olduğunu görmüş. 41 numaralı koltuğun başka bir yolcuya daha satıldığını öğrenen Semerci, muavinin bu sorunu çözmesıni beklemek zorunda kalmış. Harem'den 17.00'de kalkması gereken araç, ancak 17.25'te hareket etmiş ve yolda tam üç kez mola vermiş. Garajlardan alınan yolcuların dışında, yollardan da yolcu toplanmaya başlaması. normal şartlarda 9 saat süren istanbul-izmir yolunun 11 saate sarkmasına neden olmuş. Bu durumdan rahatsız olan arkadaşımız, Pamukkale'den dönüş için almış olduğu bileti okeyletmek için gittiğinde yine küçük bir tatsızlıkla daha karşılaşmış. Sultanahmet'teki bürodan satılan biletin üzerine kaşe basılmadığı için geçerli olup olmadığını tartışmaya başlayan Pamukkale Turizm yetkilileri, daha sonra ilgili büroyu arayıp, biletin satın alınıp alınmadığını kontrol etmişler. Daha sonra büronun yeni el değiştirdiğini açıklayan yetkililer. bu nedenle kaşelerinin olmadığını vurgulamışlar. Arkadaşımızın şikâyeti üzerine aradığımız Pamukkale Turizm yetkilileri, önce böyle bir hatanın mümkün olmadığını, mutlaka yolcuların geç gitmiş olabileceğini söylediler. Araştırma yapmadan hatanın faturasını hemen yolcuya çıkaran Pamukkale Turizm yetkileri, Ankara seferlerine yeni başladıklarını. bu nedenle yolcu sayısı az olan araçlarını taşfiye etmek zorunda kaldıklarını belirttiler. Arkadaşlarımızın şikâyetlerini Kamil Koç Otobüsleri AŞ'ye ilettiğimizde, Harem'den 17.00'de kalkan arabalarının Bodrum'a gittığinı belirten yetkililer, söz konusu aracın ekspres olmadığını bildirerek yarım saatlik. bir saatlik aksamaların olabileceğini bildirdi. Kamil Koç yetkilileri, yoldan yolcu alınmasının yasak olduğunu vurgulayarak bu konuda araştırma yapacaklannı açıkladılar. Kamil Koç yetkilileri, gecikme için arkadaşlarımızdan özür diledıler. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear