Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
.5MART1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk-lş, Hak-Iş ve DÎSK, hükümet programında yer alan emeğe karşı icraatlan engelleme karan aldı
Sendıkalardan ANAYOCa gözalbANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lşçi
sendikalan konfederasyonlan, ANA-
YOL'u, emeğe ve çalışan kitlelere yöne-
lik icraatlan açısından izlemeye almak
için kollan sıvadı. Hak-lş, DtSK ve Türk-
îş, hükümetin protokol ve programında
•yeralan icraatlan, ortakbir komite oluş-
Uırarak izleyeceklerini açıkladı.
Hak-lş Konfederasyonu Genel Başka-
nı Satim Uslu, Tûrkiye'nin, 'arkasında
gölgeier ohnayan,gerçekdemokrasiyi ku-
racak. güçlii bir çözflm hükümetine üıö-
yacı olduğunu' belirttı. Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral de "Hükümet,
halkına karşı olan sonımluluğunu bir ta-
rafa itemez" diye konuştu.
DlSK'in ardından, dün de Türk-lş Ge-
nel Merkezi'ni ziyaret eden Hak-lş Baş-
kanı Uslu, hükümetin demokratik ve ev-
rensel değerleri yakalayamadığını belir-
terek "Popülist yaklaşımlaria günü idare
edecek Türkiye'yi yeniden bir seçime gö-
türecek kayyum yönetimine, Tûrkiye'nin
ihtiyacı yoktur" dedi. Ülke sorunlannın
'sadece finansman politikalanyla' çö-
zümlenmesinin mümkün olmadığını sa-
• Meral, ANAYOL'un SSK ve Bağ-Kur'u özel sigorta kuruluşlanna devretmeye yönelik
icraatlanyla ilgili olarak "Özel sigorta uygulamasının yapıldığı ülkelerden ömekler ortaya
koyulursa tartışınz. Ortada bir güvence yok. SSK'nin özel sigortalara devredilmesi, devlet içinde
yeni bir devlet yaratmak demektir. Bu, inandıncı değil" dedi.
vunan Uslu, yapısal değişimlere ihtiyaç
olduğunu vurgulayarak "Lider ağırlıklı
siyaset anlaytşının güçlü, verimJi, etkin ve
saygın bir parlamentoya gecit vermedigi-
ni, üzülerek görüyoruz" diye konuştu.
Türkıye'de 'demokrasi dtşındaki güçie-
rin beürleyici olduğu' izlenimınin bulun-
duğunu. bunun da ancak hükümetin 'de-
mokrasi konusunda atacağı adımlara'
baglı olduğunu ifade eden Uslu, şunlan
söyledi: "Bize kaygı veren, kimin, hangi
modeüe hükümeti kurduğu degfl, hükü-
metin oluşumunda göz ardı edilen etik
değeıier, öne çıkan etküer ve kulLanılan
yöntemlerdir. 2000 yılına giden Türki-
ye'de siyasetin vesayet ve vasiyet içinde
hükümetin oluşması yöntemini, Hak-lş
olarak çağdaş ve gerçekçi bulmuyoruz."
Konfederasyonlar, arasında uzman ya
da yönetici düzeymde, hükümetin prog-
rarrunı izleyecek bir komite oluşturulaca-
ğını ifade ederek protokolde yer alan va-
atlerin 'yırvarlak' olmasını eleştirdi. Us-
lu, yeni oluşacak hükümette, 'holdingyö-
netim kurulu üyesi milletvekillerinin oi-
mamasınr diledi.
Türk-lş Başkanı Meral de özelleştir-
menin yağmaya dönüştüğünü, 'basından
okuyarak" izledığını belirterek 'SSK'nin
bir kalemdeyok edilmesinin mümkün ol-
madığını' söyledi. Sosyal güvenlik kuru-
luşlannın, özel sigorta şirketlerine dev-
redilmesinin 'yeni bankertik olaylanna'
yol açabileceğinı kaydeden Meral, ANA-
YOL hükümetinin, DYP-CHP koalisyo-
nunun yaptığı hatalan yapmaması gerek-
tiğini vurguladı. Meral, yurttaşlann yeni
acı reçetelere tahammülü olmadığını da
ifade ederek SSK'yi içinde bulunduğu
duruma siyasetçılerin getirdiğini söyle-
di. Meral, bir gazetecinin kendisine yö-
nelttiği, "ANAYOL, özelleştinneyi hızla
gerçekieştirmeyi amaçlay an 2 parti tara-
fuıdan kuruldu. Özelleştirme nedeniyle
işten atmalar başiadı. Hâlâ Ldemekten ya-
na mısınız? Ne zaman harekete geçecek-
siniz" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"ÖzeBeştinneye nasıl gelindi. Ban kö-
şe yazarian, bazı basın mensuplan, özel-
leştirmeyi bir ülke kurtancu işsizüği aza
indirid; özelleştirmeve karşı çıkanlan da
vatan haini ilan ettiler. Hepsini izledik.
Sat, kapat, kurtuL, yağmalat Özelleştir-
menin geiiri gideri; kıdem tazminatian,
rekiamlar ve o müesseselere verilen kre-
diler.Geliryok. Başbakan, özefleştirnıe ile
yeni iş sahalan açacağuu söyledi. Sanki,
biz karşı çıkarak, bunlann somnlarmı
artünyormuşuz noktasına getirdL Bazen
tavir koyarak, bazen yargı yoluyla özeDeş-
tirme ile mücadeie ettik. Ama hepsinde
olamadık."
Konfederasyon olarak özelleştirmenin
yanlışhğını dile getirdiklerini vurgula-
yan Meral, '3 konfederasyonun, zama-
nmda mücadeie için birükte hareketetme
konusunda dağımkkaldıklann]' söyledi.
Sosyal patlama konusunda hükümeti
uyardıklannı ifade eden Meral, sosyal
güvenlik ve özelleştirmenin Türk-lş'in
1. gündem maddesi olduğunu söyledi. 3
konfederasyonun, sorunlara seyirci kal-
maması gerektiğini savunan Meral,
ANAYOL'un SSK ve Bağ-Kur'u özel si-
gorta kuruluşlanna devretmeye yönelik
icraatlanyla ilgili olarak. "Özel sigorta
uygulamasının yapıldığı ülkelerden ör-
nekler ortaya koyulursa, tarüşınz. Orta-
da bir güvence yok. SSK'nin özel sigorta-'
lara devredilmesi, devlet içinde yeni bir
devlet yaratmak demektir. Bu, inandıncı
değu" dedi.
Meral, 13 martta Türk-lş, Hak-lş ve
DlSK'in sosyal güvenlik konusunu tar-
tışmak üzere bir araya geleceğini söy-
ledi.
İZİN IÇtN VALİLİĞE BAŞVÜRULDU
Barış, Demokrasi
ve Özgürlük Mitingi
• Gazi olaylannın yıldönümü ve yaklaşan
Nevruz kutıamalan nedeniyle 10 martta
Kadıköy Meydanı'nda mitmg düzenleyecek
olan Banş îçin Biraraya Çalışma Grubu,
dilekçesini valiliğe verdi. Grup adına yapılan
açıklamada, banştan yana olan herkesin
mitinge katılması istendi.
istanbulflaberServisi-Ba- Cizreli köytünün ne Istan-
Içinnş İçin Biraraya Çalışma
•Grubu, Gazi olaylan yıldönü-
mü ve Nevruz kutlamalannm
da yaklaştığı 10 mart günü
Kadıköy Meydanı'nda yapı-
lacak "Banş, Demokrasi ve
Özgürlük Mitingi" ıçın lstan-
bul Valılığı'ne başvurdu.
Banş İçin Biraraya Çalış-
ma Grubu Miting Tertıpleme
Komıtesi ûyelen, eski Petrol-
lş Sendikası Genel Başkanı
MünirCeyUn. HADEP tstan-
bul 11 Başkanı Kemal Paıiak.
Kamu Emekçıleri Sendıkala-
n Konfederasyonu Başkanı
Siyami Erdem, Insan Haklan
Derneği Istanbul Şube Baş-
kanı Ercan Kanar, sanatçı Şa-
nar Yurdatapan ve Ferhat
Tunç ile lslamcı yazar AHan
Tan ımzalı mıtıng dılekçesı,
dün tstanbul Valıliğı'ne venl-
di. Grup adına yapılan açıkla-
mada şöyle denildi:
"Bugün coğrafyamızda
yaklaşık 10 yüı aşkın süredir
devam eden ilan edilmemiş
bir savaş. tüm acımasızlıgıyla
yaşanmaktadır. 20 bini aşkuı
insanımız kör bir inat ugruna
bu savaşta yaşamım yitinmiş-
tir. Toplumumuzun tüm de-
ğerleri. birikimleri ve enerjüe-
ri bu savaş için tüketilmekte-
dir. Bu savaşın sürmesinde ne
bul'daki işçinin ne Adana'da-
ki esnafin ne Ankara'daki me-
murun çıkan vardır. Silaha,
savaş sanayiine >apılan harca-
malar. insanhgın alın terinden
kopanlmaktadır. Demokrasi
ve hukuk dev leti gibi ka\ram-
lan dilkrindcn düşürmeyen-
lerin. sorunu silahla çözme, üi-
kcnin silahlı kuvvcderine iha-
le etmeleri karşısında ne ka-
dar demokratik olduklannı
ve ne kadar hukuka bağlı ol-
duklannı sorgulamak gerekir.
SrtU toplum olmanın. demok-
ratik toplum olmanın. huku-
kun egemen olduğu toplum
olmanın gereği sorunlann de-
mokratik yoUaıia. banşçıl çö-
zümlerie hakça (.özülmesidir.
Hükümetve Meclis yanlış yol-
dan dönmeli, olağanüstü hal
rejimine son verilmeli, özel
tim ve koruculuk sistemini
kaktarmah, hakça, insanca bir
banş ortamında sorunlara
demokratik çözüm getirme
yönünde üstüne düşeni yap-
malıdır. Bu, insanlanmızın
ekmek, su kadar ihtiyacıdır.
Banş İçin Çalışma Grubu ola-
rak, bu ihtiyacı hâlâ duymak
istemeyenlere haykırmak üze-
re, 10 martta kardeşlikten,
eşitiiktea, banştan yana olan
herkesi mitinge çağunyoruz."
GüUepeLisesi'ne okuma odası
Türk Kadınlar Birligi (TKB) tstanbul tl
Merkezi'nin, Gültepe Lisesi'nde yapOrdıgı
"okuma odası ve kitapuk" dün törenle açüdL
TKB Istanbul tl Başkanı Gültekin Bakür, yapögı
konuşmada, gericiliğin yaygın oiduğu bir
ortamda kız ve erkek öğrencilerin bir arada
oturup konuşacağı, tartışacağı bir okuma odası
açmaktan duyduğu mutlulugu dile getirdL
Gültepe Lisesi Müdürü İsmail Çiftoğlu da
konuşmasında, okula okuma odası yapılmasını
kendhinin istedigini ve bu konuyu TKfi'ye
Uettiğini söyledL Türk Kadmlar Birtigi'nce
aynca, okulun bahçesine 30 fıdan dikOdL
(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
FRİGO-PAK GIDA MADDELERİ
SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIGI'NDAN
Ticaret Sicil No: 20064 V148177
Şırketimız Ortaklar Genel Kurulu Toplantısı 1995 yılı çalışmalarırıı ıncelemek aşağıda yazılı
gündemı gorûşup karara bağlamak ûzere 28 Mart 1996 Perşembe gunu saati4 00de Otel The
Marmara- Anadolu Salonu-Taksım-lstanbul adresınde yapılacaktır Saym ortaklanmız hisse
senetlerını şırket yetkılısıne toplanf günu toplantının yapılacağı salonda teslım edıp gınş kartı
alabıleceklerı gıbı. ortaklanmız hısse senetlerını herhangı bir bankaya tevdı edebılırler
Bu bankadan alınan bankaya teslım edilen hısse senetlennın değer, adet ve numaralarını gösteren
belge karşıliğında kendılenne gırış kart' verılır
Toplantıya kat'lamayacak ortaklar'mızın vekaletnamelerinı ılişıktekı örneğe uygun olarak
auzenlemelerı ve Sermaye Pıyasas
1
Kurulu nun Sen 4 No 8 teblığınde ongörulen hususlan yerine
getırerek, ımzast noterce onaylarmış veya noterce onaylı ımza sirkülennı vekaletnamelenyle bırlıkte
ibraz etmeleri gerekmektedır
1995 yılına ait Yönetım Kurulu ve Denetçıler Kurulu Raporiarı ile Bağımsız Dış Denetleme
Kuruluşu nun şırketımız ile ılgılı Raporları ve Bılanço Gelir Tablosu toplantıya tekaddüm eden onbeş
gün sure ile şırket merkezınde ortaklann tetkıklenre haz'r bulundurulacaktır
ŞİRKET MERKEZİ: Bağdat Cad No 261 5 Göztepe'lstanbul
FRİGO-PAK GIDA MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.'NİN
28 MART 1995 TARIHLİ GENEL KURUL GÜNDEMİ
1 Açılış ve Başkaniık Dıvarı Seçımı.
2 1995 Yılı Faalıyet ve Hesapları hakkında Yönetım Kurulu ve Denetçı Raporları İle Bağımsız Dış
Denetım Raporurun okunması müzakeresı.
3 1995 Yılı Bılanço ve Gelır,Gıder Tablosunun onanması,
4 Yönetım Kurulu Ûyelerı ve Denetçılerın şırketın 1995 yılı faalıyetlennden dolayı ıbra edilmeleri,
5 Yönetım Kurulurun 1995 yılı kazancının dağıtılması ve 1995. 1996
yılları ıçın personele venlecek prım ile ılgılı önensının karara bağlanması.
6 Görev Sürelerı dolacak olan Yönetım Kurulu Üyelennm seçımi.
7 Yönetım Kurulu Üyelerine şırket konusunda gıren ışlen bizzat veya başkaları adına yapmaları ve
bu tûr ışleri yapan şirketlerde oriak olabılmelen ve dığer ışlemlen yapabılmelerı hususunda Türk
Ticaret Kanunu nun 334 ve 335 maddelen kapsamında ızın verılmesı
8 Toplantı Tutanağırın ımzalanması için Dıvan Heyetıne yetkı verilmesı,
9 Dılek ve Temennıler
VEKALETNAME
FRİGO-PAK GIDA MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Fngo-Pak Gıda Maddelen Sanay. ve Ticaret A Ş nın 28 Mart 1996 Perşembe gunü saat 14:00 de
Otel The Marmara- Anadolu Salonu-Taksım-lstanbul adresınde yap'lacak Olağan Genel Kurul
Toplantısında aşağıda belirttığım görûşler doğrultusunda benı temsıle, oy vermeye. teklıfte
bulunmaya ve gereklı belgelerı ımzalamaya yetkılı olmak uzere Sayın
. . vekıl tayır edıyorum
A) TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI
a) Vekıl tüm gündem maddelen ıçın kendı görüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkılidir
b) Vekil aşağıdakı talımatlar doğrultusunda gündem maddelen ıçın oy kullarmaya yetkılidir.
Talımatlar: (Ozel talımatlar yazılır)
c) Vekıl şırket yonetımının önenlerı doğrultusunda oy kullanmaya yetkilıdır.
d) Toplant.da ortaya çıkabılecek dığer konularda vekıl aşağıdakı talımatlar doğrultusunda oy
kullanmaya yetkılidir. (Talımat yoksa vekıl oyunu serbestçe kullanır)
Talımatlar: (Özel talımatlar yazılır)
B) ORTAĞIN SAHİP OLDUĞU HİSSE SENEDİNİN
a Tertıbı
b Niımarası
cı Adet-Nomınal Değerı.
d Hamılıne-Nama yazılı olduğu
NOT: 1-(A) bolûmunde (a) (bı (c) veya (d) olarak
belırtılen şıkıardan bınsı seçılır,
(b) ve ıd| ş kkı ıçır açıklama yapıl r
ORTAĞIN ADI/SOYADI VEYA ÜNVANI:
Imzası:
Adresi:
Istanbul
ÖYEK'ten
uyuşturucu
sempozyumu
Istanbul Haber Servisi Özel Yeni Yıl-
dız Egitim Kurumlan da (ÖYEK) 25. Ku-
ruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesin-
de "Uyuşturucu ile Mücadeie Sempozyu-
mu" düzenledi. Sempozyum dün Mar-
mara Üniversitesi işbirlığı ile Atatürk
Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Uyuşturucuya karşı yapılan mücade-
lede polisin yalnız bırakılmaması gerek-
tiğini söyleyen Istanbul Emniyet Müdür-
lüğü Narkotik Şube Komiseri Ali Ayyıl-
dız, "Ozeüikle okullar civannda bulunan
kafe türü yerierde kontroUer ve operas-
yonlar yapdmakta. Ama bunlar yeteıii de-
ğiL Siz öğrenciler olarak etrafinızda uyuş-
turucu kuUanan ya da satan kişileri eğj-
tündlere duyurmalısınız" diye konuştu.
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükran
Şimşek de bir kere başlandıktan sonra kı-
şınin uyuşturucuyu bırakamayacağını,
hatta zamanIa kullanım dozunu arttıra-
cağını vurguladı.
Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psi-
kiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
özcan Köknef ise konuşmasında arkadaş
grubunun uyuşturucu alt kültürünün
oluşmasında ne denli etkilı olduğunu an-
latarak, "Bir toplumda bürün o maddete-
ri yasaklasamz bile, eğilimli insan varsa
maddelerin kullanımını tamamen orta-
dan kaldıramazsınız. Lyuşturucuya baş-
lama yaşı 13-20 arasındadır. Eğer bir gen-
ci 20 yaşma kadar uyuştunıcudan uzak
tutabilecek bir alt külfür oluştunılabili-
yorsa uyuşturucuya başlama ihtimali aza-
İır."
Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, uyuş-
turucu bağımlılığının önce toplumun alt
kesimlerinde ortaya çıkıp daha sonra ya-
yıldığını belirtti.
Yasa tasanlan hazırlanmasına karşın yaşama geçirilemeyen hedef
8 yılhk eğiliıne imam-hatip eııgeli
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Zorunlu eğitimin 8
yıla çıkanlması, diğerhükü-
metlerde oldugu gibi ANA-
YOL hükümetinin protoko-
lünde ilk sıralarda yer alır-
ken, iki partinin yıllardırtar-
nşılan imam-hatip ortaokul-
lan ve Kuran kurslan konu-
sunda nasıl bir tutum sergi-
leyeceği merak konusu ol-
du. 8 yıllık zorunlu eğitim,
ilke olarak 1973 yılında çı-
kanlan Milli Eğitim Temel
Yasası ile kabul edilirken, 23
yıllık süreçte köktendincile-
rin 'İmam-hatip ortaokulla-
n kapatümasın" yönündeki
baskılan ve sağ iktidarlann
verdikleri ödünler nedeniy-
le yaşama geçirilemedi.
Yeni hükümet
protokolünde
DYP ile ANAP'm koalis-
yon protokolünde, zorunlu
eğitimin en az 8 yıla çıkanl-
masınm yer alması, imam-
hatip ortaokullan ve Kuran
kurslannm geleceğine iliş-
kin tartışmalan yeniden
gündeme getirdi. Türkiye,
zorunlu eğitimin 5 yıl oldu-
ğu sayılı ülkeler arasında y-
eralırken. 23 yıldan beri zo-
runlu eğitimin 8 yıla çıka-
nlmasına ilişkin yasa tasan-
lan, imam-hatip ortaokulla-
n ve Kuran kurslannın sta-
tüsüne ilişkin tartışmalar ne-
deniyle yaşama geçirileme-
di. ANAP ve DYP-CHP hü-
kümetleri döneminde de
gündeme gelen 8 yıllık zo-
runlu eğitimin yasa hazırhk-
lan, ilk kez eski Milli Eğitim
Bakanı Avni Akyol döne-
minde başlatıldı. Akyol'un,
imam-hatip ortaokullanna
dokunulmaması ve 3 yıllık
eğitim veren Kuran kursla-
nnm zorunlu eğitim kapsa-
mına alınmasına ilişkin gö-
rüşleri de DYP-CHP koalis-
yon hükümetinin Milli Eği-
• Zorunlu 8 yıllık eğitim, ilke olarak 1973
yılında çıkanlan Milli Eğitim Temel Yasası ile
kabul edilirken 23 yıldır Kuran kurslan ve imam-
hatip ortaokullannın da zorunlu eğitim kapsamına
alınması yönündeki baskılar ve sağ iktidarlann
verdikleri ödünler nedeniyle yaşama geçirilemedi.
tim Bakanı Köksal Toptan
döneminde taslak haline ge-
tırildi. O dönemde hazırla-
nan ve Bakanlar Kurulu'na
sunulan taslakta. Kuran
kurslan öğrencilerine, fark
derslerini vermeleri duru-
munda ortaokul diploması
verilmesi öngörüldü. Ancak
taslak CHP'li bakanlann
muhalefeti üzerine kabul
görmedi. Tansu Çiller'in
başbakan]ığındaki hüküme-
tin Milli Eğitim Bakanı Nev-
zat Ayaz döneminde, taslak
yeniden düzenlenirken, Ku-
ran kurslan kapsam dışına
çıkanldı. Bu kez de meslek
liseleri kapsamında bulunan
imam-hatip liselerinin orta-
okullannın zorunlu eğitime
devredilmemesi nedeniyle
yeni birpürüz daha çıktı. Bu
taslak da kabul edilmeyin-
ce, proje askıya alındı ve 15.
Milli Eğitim Şûrası'nda alı-
nacak ilke kararlanna göre
taslağın yeniden oluşturul-
masına karar verildi.
Bina ve öğrenci sayılan
giderek artan ve köktendin-
cilere "Bu kadar öğrenci
mağduredilemez" gerekçe-
sini yaratan imam-hatip li-
selerinin sayısı. 1995-1996
öğretim yılı rakamlanna gö-
re 583'eulaştı.
464'ü genel, 91 'i Anado-
lu, 2'si süper ve 26'sı da çok
programlı lise bünyesinde
açılan 583 imam-hatip lise-
sinde yaklaşık 476 bin kişi
öğrenim görüyor. Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın 1994-
1995 yılı istatistiklerine gö-
re, imam-hatip liseleri ve
öğrenci sayılan, diğer mes-
lek liselerininin sayısını geç-
ti. Meslek liseleri ile öğren-
ci sayılan şöyle: Erkek tek-
nik (376 bin 745-810), kız
teknik (115 bin 379-534), ti-
caret liseleri (201 bin 52-
451), imam-hatip liseleri
(476bin-583).
SIVASLIDEMOKKATLAR DER3NEĞİ UYARDI
'Alevi köyleri tehlikede'
ALPERBALLI
ANKARA - Özel harekât timlerinin Sı-
vas'ta Alevi köylerine uyguladığı baskılann
sürmesi ve ekonomiyi canlandırmaya yöne-
lik düzenlemelerin gerçekieştirilememesi du-
rumunda Alevi köylerinin haritadan silinece-
gi ileri sürüldü. Devletin yöredeki uygulama-
laruun Alevi-Sünniaynmını körükleyici yak-
laşımlara dayandığı ve uygulamalann, Alevi
yurttaşlann devlete olan güvenini zedelediği
savunuldu. Sıvash Demokratlar Derneği Ge-
nel Sekreteri avukat Hüseyin Gökçearslan ile
yönetim kurulu üyesi VfeyseJ Kaymak'ın Sı-
vas'tageçen hafta içinde yaptıklan inceleme-
nin sonuçlanna ilişkin olarak hazırlanan ra-
porda, ekonomik ve toplumsal saptamalara y-
er verikü. Sıvas'ta Alevilerin devlete olan gö-
venlerinin azaidığına dikkat çekilen raporda,
çözüm bulunmaması durumunda Alevi köy-
lerininharitadan silineceği ileri sürülerek şöy-
le denildi: "Sünni köytente göç oram, Akrri
köytere nazaran daaa azdır. Bnnda devletbı
tutumunun etkisi çok önemBdir. Sünni köyie-
rebüuzdahaözengösterilınesl,çevredeyar»-
tüaa çok kûcâk öiçekli de oba t; tmkânterm-
dfleriııiümeviatgflMhissetmektedirter.''
Bir süre önce Güvenkaya Köyü'nden 13
yurttaşm gözaltına ahndığı daha sonra ikisi-
nin serbest bırakıldığı kaydedilen raporda gö-
zaltına aiınanlardan "onıç'' tutan bir kişinin
dışmda herkese ışkence yapıldığı belirtildi.
Raporda, 24 Arahk seçimlerinden önce köy-
lülere "hayvaa kredisj" verifeceğı vaadinde
bulunuldugu anımsatılarak ",\bnak isteyeu-
lerden500'er bin Bratahsaedilmiş, sadece 6
kişjye kredi çıkmış. Onlann da DrvTiği'ııin
ekonomikolarakeniyidununundakikişjleri
oktttğuilerisürukiü7
'denildi. DivTİği ilçesine
baglı köylerde hane sayısmın giderek düştü-
ğü gözlemine yer verilen raporda Divrigl De-
mir-Çelik İşletmeleri'nde çahşmak için çev-
re köylerden pek çok gencin talip olduğu, an-
cak personel gereksiniminin başka illerden
karşılandığı belirtildi. Raporda, "Bugetirilen
insanlarm Sünni inançiı aimaa, güvensizliğı
dahadaartbnnıştiEBııııygBİanıadanvazgB-
çilnıesi, DKzhebine, inancına bakdmaksıznı
böigeinsanmıııistaıdamedUınesigereklidirn
görüşü dile getirildi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Demokrasiyi Yok Etmek...
Geçen aylarda "hoşgörü" çerçevesinde, bir bardak
suda kopartılan fırtına sırasında, çok ilginç mektuplar
aldım ve son derece önemli kimi konular gündeme ge-
tirildi. Bir kıam okurtanm, doğrudan kendilerine mek-
tup yazmamı ve sorulannı yanıtlamamı istiyoıiardı. Böy-
le bir şey elbette mümkün değil. Hatta tek tek isimleri-
ni belirtmem bile mümkün değil. Fakat çoğunda ortak
olan kimi noktalan yeniden irdelememizde sanıyorum
yarar var. Bu arada Eskişehir'den yazan Cihan Ürtiş'in
adını da anmak istiyorum. Zira çok güzel bir mektup
yazmıştı. (Diğer okurianm gücenmesinler Onlann mek-
tupları da güzeldi).
Bugün ele almak istediğim konu, demokrasi içinde
"demokrasiyi yok etme özgürlüğünün" olup olmadığı
konusu olacak. Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim,
demokrasinin hiçbir tanımlamasında ve uygulamasın-
da, demokrasiyi yok etme özgürlüğü yoktur ve olamaz.
Zaten böyle bir şeyi talep etmek, özgürlük talebi falan
değil, düpedüz edepsizliktir. Fakat bu sorun, öyle ko-
layına geçiştirilecek bir sorun değikjir; enine boyuna tar-
tışılması ve net bir biçimde ortaya konulması gerekir.
Bu konunun net bir biçimde ortaya konulması gere-
kir, zira konu kendi içinde tuzaklar içermektedir. Şöyle
ki; biz demokrasiyi diğer rejimlerden ayınrken, en önem-
li özelliğinin; "Bir demokrasi içinde ne kadaraykırı olur-
sa olsun ve ne kadar ufak bir azınlık tarafından benim-
senmiş olursa olsun, her türlü düşüncenin devletin ko-
ruyucu kanatları altında var olmaya ve iktidara talip ol-
maya hakkının var olduğunu" söyleriz. Peki bu "düşûn-
celer" arasında demokrasiyi yok etme düşüncesi de
varsa, buna nasıl engel olacağız ve ne yapacağız da,
yukarıdaki demokrasi tanımlamamızla çelişkiye duş-
meyeceğiz.
Burada öncelikle altı çızilmesi gereken şey, "düşün-
ce" kavramı olacak. Gerçekten demokrasi içinde her
türlü "düşüncenin" varolmaya hakkı vardır Eğer de-
mokrasiyi yok etmek, bir düşünce olarak dile getiriliyor-
sa, buna demokrasi içinde karşı çıkılması mümkün de-
ğildir. Izin verılmesı gerekir. Fakat eğer bu düşünce "ey-
leme" yönelirse, işte o zaman "külahlann değişmesi"
zamanı gelmiştir.
Bir demokraside düşünceyi yasaklayamazsınız. Sis-
temın temel mantığına aykın bir şeydir bu. Her düşün-
ce ve her inanç, ona gönül veren insanlar açısından
"doğru, haklı, meşru ve iyi"ö\r. Hiçbir düşünce "yanlış,
haksız, gayrı meşru ve kötü" olamaz. Olsa olsa "yasal"
ya da "yasadışı" olabilir kı; düşünceyi yasadışı ilan et-
tiğiniz zaman, çoktan demokrasinin sınırlan dışına düş-
müşsünüz demektir.
Herkesin kendi düşünce ve inancını değerlendirme-
si bir yana, eğer siz karşınızdaki insanın düşünce ve
inancını değerlendirmek istiyorsanız, her şeyden önce
o düşünceyi ve o inancı "bilmek" zorundasınız. Yani
"okumak" ya da "dinlemek" zorundasınız. Hatta eğer
hakça bir değerlendirme yapmak istiyorsanız, "tartış-
mak" zorundasınız. Bunlan yapmadan o düşünce hak-
kında nasıl konuşabilirsiniz?
Belli düşünceler, demokrasiyi yok etmeyi özendınyor-
sa ve bu konuda yol göstenyorsa, bu durumda ne ya-
pılacaktır? Bu durumda yapılması gereken şey, bu işi
yasalara "havale etmek"X\x. Zira bir demokraside eğer
herkes kendini "yasa uygulayıcısı" sayarsa, ortada ne
demokrasi kalır, ne de devlet.
Peki bu işi üstlenmek zorunda olanlar, yani devletin
savcılan "savsaklıyortarsa" ve demokrasiyi yok etmek
isteyenler kovuşturulmuyorsa ne yapmak gerekir? İşte
o zaman Mustafa Kemal'ın Bursa Nutku'nda dile ge-
tirdiği yollara başvurmak zorunluluğu doğar ve doğru-
dan doğruya müdahale edilmeye çahşıhr. Zatert bu
"hak", demokrasi kuramının da içerdiğı bir haktır ve
adına "direnme hakkı" denir. Ancak bu hakkın kullanı-
labrlmesi için demokrasiyi yok etmek isteyenlenn ey-
lemlerinın gün ışığına çıkması gerekir. Bu hak, "tahmin"
ve "beklentiler" üzerine kullanılamaz.
Zaten tartışmalar biraz da bu noktada odaklaşıyor.
Türkiye'de bir Islam şeriatı devleti kurmak isteyenlenn,
bu düşüncelerini açıklamalan bir hak mı değil mı?
Eğer yasalanmıza bakarsanız, böyle bir hak yok. Fa-
kat savcılanmızın da bu konuda duyarlı davrandığını
söyleyemeyiz. Şu ya da bu şekilde şeriat talebıyle or-
taya çıkanlar, ellerini kollannı sallaya sallaya ortada do-
laşıyorlar.
Fakat bir başka sorun daha var. Bir Islam şeriatı kur-
mak istemediklerini ve demokrasi kurallan içinde varol-
mak istediklerini söyleyenleri ne yapacağız?
Bir kısım okurianm bunlann "takiyye" yaptıklarını ve
asıl niyetlerinin demokrasiyi ortadan kaldırmak olduğu-
na inanıyorlar. Böyle bir niyetlerinin olması çok muhte-
meldir. Benim de ciddi kuşkulanm var. Fakat nasıl emin
olacağız? "Sen senin şuveşu yazdıklannı okudum ve
beni kandırmak istedigini anladım, senin asıl niyetin
şeriat dûzeni getirmek ve demokrasiyi ortadan kaldır-
mak" mı diyeceğiz? "Bakışını" beğenmediğimizherke-
sin yakasına mı yapışacağız, gırtlağını mı sıkacağız?
Böyle şey olmaz. Laik ve çağdaş cumhuriyetimize ve
demokrasimize böyle sahip çıkamayız. Eğer kendimi-
ze, düşüncelerimize ve halkımıza güvenmiyorsak, za-
ten demokrasiye de inanmıyoruz demektir. Oysa ki biz
hem düşüncelerimize ve hem de halkımıza güveniyo-
ruz. Zira tarih de böyle yazıyor...
O halde dikkatli olmalı, fakat yersiz korkulara kapıl-
mamalıyız.
Banş İçin Biraraya Çalışma Crubu:
Oıısal sorunlar
baskı aracı
• Savaşa Karşı Banş Dergisi Yaym Kunılu üyesi
Arif Hüonet lyidoğan, savaş girişimlerinin; sivil
itaatsizlik, işbirliğini reddetme ve boykot
yöntemleriyle engellenebileceğini söyledi.
tstanbul Haber Servisi-
Yunanıstan, Kıbns ve Türkı-
ye'de yerel mılliyetçılik ile
yeni dünya düzenı anlayışı-
nın "savaş kışkırtKalığı"1
yap-
tığı vurgulandı. Banş İçin
Biraraya Çalışma Grubu ta-
rafından Istanbul'un yanısı-
ra tzmir, Atina ve Selanik'te
dün düzenlenen ortak basın
toplantısında. "Kardak ka-
yauklan krizj" etkilennin
halen devam ettiği belınıldı.
Savaşa Karşı Banş Dergi-
si Yayuı Kurulu üyesi Arif
Hikmet lyidoğan, ortak or-
ganızasyonun bir parçası
olarak Basın Müzesi"nde
yaptığı açıklamada, ulusal
sorunlann ıç politik gelışme-
ler üzennde baskı aracı ola-
rak kullanıldığına dikkat
çekti. tyidoğan, "Kayalık-
lar savaşıayatrosunun ve ota-
yının politik sömürfisünün
ötesinde. krizin gerçek nede-
ni Ege'deki jeostratejikçekiş-
me ve sualtı kaynaklannın
değeriendirilmesi olmaya de-
vam etmektedir. Büyük çap-
lı politik ekonomik ve strate-
jik çıkariar vatan savunma-
SL ulusal çıkariar ve uluslara-
rası hukuk perdesiyle örtül-
mektedir" dedi
lyidoğan, savaş gınşım-
lerinin ancak "sivil haatsiz-
lik", "işbiıüğini reddetme"
ve "boykot" yöntemlenyle
durdurulabıleceğinı de be-
lirtti. tyidoğan, Ege Bölge-
sı'nde banşı savunan grubun
önerilenni ise şöyle özetledi:
"Ege Denizi'nde ekonomik,
politik ve çevre korumacılıgı
acısında çok taraflı bir işbir-
liği gerçekleşmelidir. Bu çer-
çevede askersizleştirilmiş
böigeler ve soylan tükenen
canlnann konınduğu park-
lar oluşturulmalı"
Yunanıstan Vıcdanı Red-
ciler Birliği, Izmir Savaş
Karşttlan Derneğı. Istanbul
Yeşilleri, Alternatif HABI-
TAT Platformu, Boğaziçi
Üniversitesi Yeşilleri, Istan-
bul Sosyal Ekoloji Grubu,
Nükleer Karşıtlan Platformu
ve Savaşa Karşı Banş Dergi-
sı'nin katılımlanyla oluşan
Banş tçin Biraraya Gru-
bu, 10 Mart tanhınde lstan-
bul'da bir "Banş Mitingi"
dûzenleyeceklerini belirtti.
Grup sözcüsü aynca, Türki-
ye ve Yunanistan'da da aynı
anda "Banş Konfenuısı" dû-
zenlemeyi hedeflediklerini
kaydetti.