14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3O MART1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Halka açık medya gruplannm bilançolannda faaliyet dışı gelirleri kârlannı aşıyor Medyada rantiyeolduHACERGEMİCİ Türkiye'de bir ur gibi büyüyen rant hastalığı. hızlı bir nakit akışı- na sahip olan medyayı da sardı. Hisseleri halka açık medya grup- lannın I995 yılı bilançolan, söz- konusu kuruluşlann yayıncılıktan çok faiz geliri ile kârlı hale geldik- lerini ortaya koydu. Sadece reklam geliri aylık 500 milyar lira ıle I trilyon lıra arasın- dadeğişen Hürriyet, Sabah ve Mil- Kyet gibi gazeteierin bu getirileri- ni faizdedegerlendirmesi, bilanço- lanndaki faaliyet dışı gelirlerini büyütüvor. Islami kesimeyakınlı- ğı ile bilinen Ihlas Holding'in de rant gelirlerine kapılannı açtığı dik- kat çekıyor. Medya gruplannın banka sahibı olması ya da bazı ban- kalarla işbirliği içinde bulunması, fonlann para piyasalannda değer- lendırilme olanağını yükseltiyor. Başta Akşam gazetesi olmak üze- re, bazı yayın organlannın da dü- zenledıkleri promosyon kampanya- Jan çerçevesinde, abonelık siste- mini kullanarak, belli dönemler ıçin gazete ücretlerini peşin alma- lan. rantta değerlendirilecek fon- lan arttınyor. 1995 yı'lmda I trilyon 302 mil- yon liralık net kâr ile medyada kâr- lılıktalideriigeoynayan Hürriyet'in bilançosunda faaliyet dışı gelirle- ri 1 trilyon 428 milyon liraya ula- şıyor. Aynı gruba bağlı Milliyet Gazetecilik'in de geçen yıl 468 milyar kâra karşı. 562 milyar faali- yet dışı gelir elde etmesi dikkat çe- kiyor. Rantta rekabet Medyada Doğan Grubu'nun en büyük rakibi olarak gözüken Sabah Grubu, rant gelirlerinde de geride kalmıyor. 1995'te 703 milyar lira kâraçıklayan Sabah Yayırtcılık. bu- nun yansını faaliyet dışı gelirler- den elde etti. Faizsiz kazanç siste- mine yönelerek finans piyasalan- na giren, ancak ardından tavırde- ğiştirerek faizli bankacılık mode- line uygun Egebank ve Yurtbank'ı satın alan Türkiye gazetesinin sa- hibi fhlas Holding. 468 milyar kâ- ra karşılık, 562 milyar lira faaliyet 1.428.005 O, Medyanın rant bilançosu Net kân (mlyon TL) \ - O Malıyetrtfıkan (milyon TL) dışı gelirle, medyadaki rantyanşın- dayerini aldı. Medyada, son olarak Akşam ga- zetesinin okuyucusunun parası ile kendini finanse etmeye hazırlandı- ğı gözleniyor. 6 milyon 600 buı li- ra peşin para alarak üç ay önceden AKAI televizyon vaat eden Ak- şam gazetesinin sahibı Mehmet Ali lbcak'm"fedâkarlıkolarak~ scr- gilediği bu davranışında büyük pa- ra hesaplan rol oynuyor. 300 bine yakın kuponlu okuru bulunan Ak- şam gazetesi, bunlardan I50 bin kişiyi ikna etse I trilyon liraya ya- kın nakit para elde etmış oluyor. l trilyonun ise halen yüzde 85'lerde seyreden gecelik faizlerde değer- lendirılmesi durumunda günlük getirisı 2.3 milyar lıraya ulaşıyor. Bu tablo asıl fedakârlığı yüklenen okuyucunun Akşam'ı finanse etti- ğini ortaya koyuyor. Medyanın ranta kayışı vc pro- mosyon çılgınlığı iseendişe ile iz- leniyor. DSP Istanbul Milletveki- li Nami Çağan basın kuruluşlan- nın ranta yönelnıelerının rahatsız- lık vericı olduğunu ıfade ederek bunun Türkıyc genelinde yaşandı- ğına dikkat çekti. Faaliyet dışı ge- lirlerin basınla sınırlı olmadığını hatırlatan Çağan. "Yalnızbasınde- ğil bütün sana>i kuruluşlan aynı şe>iyapjvor.Türkiye'nin 500 bü\ ük sanavikuruluşunun toplam karla- nmn yüzde5Xü 95yılında rantge- lirlcrindcn teminedilivor. Bu, vcr- gi politikasının ve para politikası- nın bir sonucu olarak çıktı"dcdı. Basının normal işlevlerindengi- derck uzaklaştıgını da belirten Ça- ğan. sözlerıne şöyle devam etıi: "•Bugün için vaptıklan Batı'nın kalitesi/ mallannı dağıtmak. Bu da basın çalışanlarının aleyhine bir durum yaranyor. Basın grupiannın iktidarİa çok yakın ilişkileri var. karşılıklı al gülüm ver gülüm o> u- nunu o>nuyorlar. Medya hükümc- tin desteği ile vüriiyor. Böyie olma- sa birçoğu hatmış olacakti. Hükü- metin desteği ile a\ akla dunıyorlar ve bu nedenle de hükümetteri etki- leme>e çalışıyorlar." Yönetim kuruluna yenıden seçı- len eskı GazetccılerCemiyeti Baş- kanı Nail Güreli de, medyada ti- can kaygılarvehesaplannönegeç- tigini belirterek, promosyon çıl- gınlığımnyanısırarantgelirlerinin de bunlaraörnek teijkil ettiğini söy- ledi. Güreli. sözlerine şöyle devam ettı: "Salt gazetecilik yapan ve ama- cı gazetecilik olan bizler için bu ti- cari işler u/manlık \e uğraş alanı- mı/ın dışındadır. Bu nedenle bir değerlendirme >apmam yanltş ola- bilir. Şunu sövievebilirim ki ileti- şim kuruluşlan da birer tirari ku- nıluş olmakla birlikte diğer sek- törlerden farklı yanlan vardır. Ka- mumuna gerçekleri bitdirmeUe.. yayıncılığı ve bunun gerektirdiği so- rumluluğu gözönünde tutmakla yükümlü oktuklarını gözardı et- memeüdirler." • Ingiliz özelleştirme azmanı yazan Brendan Martin, Türkiye'nin Batı'daki tecrübelerden yararlanmak yerine ömek aldığını vurgularken, Alman Prof. Dr. Frank Deppe "küresel sermaye"nin. zengin ve fakir uçurumunu açtığını söyledi. AJVKARA(CumhuriyetBürosu)- mu hizmetinin geliştirilmesi gerek- Ingıltere'deThatcherdönemi politi- tiği dekaydederek bunlanngeliştiril- kalanna alternatıf politikalar üreten özelleştirme uzmanı gazeteci-yazar Brendan Martin, çalışaniann hızme- tin kalıtesini arttırmak için inisiyati- fı ele almalan gerektiğini belirterek, sendıkalann özelleştirmede kurban deg.il, farklı biryapı iletarafolmala- n gerektiğini söyledi. Türkiye'nın özelleştirme politikalannı incelediği- ni belirten Martin, "•Görüyonım ki Türkive. Batı'nın özelleştirme tecrü- besinden kaeınmakverinc, Ban'vı ör- nek olarak alıyor' 'dedı. Harb-Iş Sendikası'nın düzenledi- ğı "Özelleştirmenin Kaıtıu Vaşamı Lzerindeki Etkileri ve SendikaJar" konulu toplantıda konuşan Brendan Martin, sendikalann özelleştirmeye karşı oluşturmalan gereken politıka- lan açıkladı. Martin, sendikalann hü- kümetlerin özelleştirme politikalan- na karşı, tamamen karşı bir tavır al- mak yerine. değişikliğın öncülüğünü yaparak. kendi perspektiflerini geliş- tinmeleri gerektiğini belırtti. Martin, Avrupa Birliğı ülkeleri içinde 17 ka- mesinde çalışaniann taraf olabilme- lerinin önemini vurguladı ve şunlan ekledı: "Chrelleştinnenin arkasındaki güç- ler, sendikalann tutumlanna karşı çok hassastır. Sendikalar, veni kolek- tif sorumluluk içinde eylem strateji- leri bcnimsernczlersc, neo-liberalizm bugün tek seccnek olarak kaJır." Işçi sınıfı tarihi üzerine araştırma- lan ile tanınan Alman Prof. Dr. Frank Deppe de konuşmasında. sosyal po- litikalann sendikalann etkinlikleri- nin en önemli parçası olduğunu kay- dettı. Deppe. u küresdsermaye T> 'nin. zengin ve fakir arasındaki uçurumu açtığını söyledi. Sendikalann görevi- nın işçi sınıfının haklannı sav unmak olduğunu belirten Deppe, "Ancak, bununla sınırlı kahnmamalıdır. Gü- nümü/de işsizliğin de s<)/eülüğünü sendikalar üstlenmelidir. ABD'de İş- siztiğin 140 mihar Alman Markıyıl- lık maliyeti vardır. İssizlik, sadece iş- sizleri ilğilendircn bir sonın degil,sos- >o-ekonomik bir gerçektir" dedi. Vergi daireleri bugün de açık ANKARA(AA)-1995 yılına ilişkin yıl- lık gelir vergisi beyannamelerinin veril- mesi ile birinci taksidini ödeme süresi. 31 martin pazargününerastlaması nedeniy- le I nisan pazartesi günü akşamına ka- dar uzatılırken vergi daireleri de bugün tam gün açık olacak. Maliye Bakanlıgı yetkililerinden alman bilgıye göre, 1995 yılına ilişkin yıllık ge- lir vergisi beyannamelerinin verilmesi ve yıllık gelir vergisi birinci taksidinin öde- me süresinin 31 Mart 1996 tarihinde so- na erdiği hatırlatıldı. Ancak bu tarihın hafta sonuna rastlaması nedeniyle söz Ikonusu sürenin tatili takip eden ilk işgü- 'nü olan I nisan pazartesi sona ereceği belirtildi. Mükelleflerin, beyannamele- rini verdikleri zaman ödemede bulunabı- leceklerini hatırlatan yetkililer, şöyle de- diler: "Mökellefler, bevannamelerini önceve- rip vade tarihi sonuna kadar da ödeme- de bulunabilirler. Buna göre, mükellefle- rin beyanname verme ve ödeme süresinin son günkrini beklemeden,öncetikle beyan- namelerini vergj dairelerine vermeleri ve- ya posta vasıtasıyla göndermeleri halin- dc. vergi dairesinde oluşması rnuhtemel sıkışıklık ve zaman ka> bı önlenmiş olacak- ör." Gümüşhane'nin tek fabrikası kapandı ERZURIİM (Cumhuriyet) - Sümer- bank'a ait Gümüşhane Hazır Giyim Fab- rikası, devlete olan borçlan yüzünden iş makinelenne haciz yoluyla el konularak kapatıldı. Daha önce zarar ettigi gerek- çesiyle özelleştirilerek Pınar Tekstil ad- lı şirkete satılan Sümerbank Hazır Gi- yim Fabrikası'nın. özel şirketin devlete olan borçlanndan dolayı haciz edilerek • kapatılması, yöre halkının büyük tepki- • sine neden oldu. Kjreç fabrikasından sonra tekstil fab- rikasının da kapanmasıyla birlikte ışsiz sayısının daha da arttığını belirten Gümüş- haneliler, sorunlarıyla ilgilenecek ma- kam bulamadıklannı söylediler. Hazır gi>ım fabrikasının hiçbir zaman zarar et- mediğini de ifadeeden vatandaşlar, "Fab- rika vıırtdışından geten siparişleri karşı- lıyordu. Fabrika siirekli kâr ediyordu. Ama sağlanan kârlar. aynı rırmanın Bur- ' sa'da bulunan merkezine nakledildL Böy- ı lece de devlete olan borçlar ödenmedi. ! Özellestirnıe kurumu da hiçbir araştırma- ya gerek duymadan fabrikanın tüm ma- | kinelerini haczederek fabrikanın kapısı- | na kilit vurdu. Oiayın perde arkasında 1 ise güçlü politikacılar var" dediler. ÖYK, 6 satış kararını onayladı ANAYOL'un özelleştirme siftahı Başbakan Mesut Yılmaz başkanlığında, Devtet Bakanı Ufiık Söyle- mez, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez ve Maliye Bakanı Lütful- lah kayalar'dan oiuşan ÖV K'nin ilk satış karaıian alındı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAYOL hükümetı tarafından yenıden oluşturıılan Özelleştırrne Yüksek Kurulu (ÖYK), özelleştirme ışlemlenne hemen başladı ve ilk satış kararlarını aldı. Kurul. Özel leştırme Idaresı Başkanlıgı (ÖİB) tarafından gcrçekleştırilen 6 satış ışleminı onayladı. Başbakan Mesut Vılmazbaşkanlığında. Devlet Bakanı l fuk Söyleme/, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez ve Maliye Bakanı Lütfullah Kayalar'dan oiuşan ÖYK'nın ilk satış kararlan. dünkü Rcsmı Gazete'de yayimlandı. ÖYK. Çinko Kurşun Metal Sanayü'nin 14 milyar dolara Kayseri Maden Ticaret AŞ'ye satılmasına karar verdi. Kurul aynca. Petrol Ofisi'nc ait Öncü tankcrinin 1 milyon 160 bın dolara Gemi İnşaat Bakım 5.7 trilyonluk kredi borcu 27 trilyona ulaştı Çay-Kur bankaların kıskacında KREDİ BORCLARI TABLOSU (Milyar TL) Alj Banka T. Halkbank 15.9.93 Vakrfbank 1992 1993 1994 1995 1996 Emlakbank 24.1.94 Garanti 30.9.93 Tütünbank 23.12.93 29.12.93 Demirbank 22.12.92 Esöaok- . EylüM993 Koçbanit Aöus.1993 Akbank Mart 1992 Z/raat 25.8.94 Vakıflar 15.7.94 Faiz % 85 90 90 90 180 120 95 90 100 100 95 89 85 78 UberDbv. 15 K.TÜrv Açık D M « a H " Spot Kum Döv.K. Alman K. 600 124 678 160 120 300 50 50 80 70 150 m 120 200 25.5 milyon dolar Toplam 600 1.382 50 100 150 150 föo 12* 200 25.5 mılyon dolar 15.5 milyon DM. 312 2.708 109 215 515 484 254 375 - Sözleş Borç 3.431 1.930 32 466 1770 700 Talep Edilen Borç 3.967 7.869 17.5.1995 ıtıbanyfa 443 milyar ıstenıyor. Yuzde 800 faiz ıstıyor 1.7.1994 ıtıbanyla 330 milyar ıçın yüzde 625 faiz. 26.4.1994 166 milyar ıçın yuzde 500 faiz. 25 8 T994ten geçeftı800 milyar ıçın yüzde 160 faiz. AHMETŞEFİK TRABZON - Türkive'nin en bü- vük Kamu İktısadi Teşebbüslerindcn bın olan Çay İşletmeleri Kurumu'nun, yaklaşık 10 trilyonluk mal varlıgına karşılık kredi aldığı bankalara 27 tril- yon lira borcu oldugu belirtiliyor. Ala- caklı bankalar, 21 trilyonluk borç gös- termelerinc rağmen kurumun bugü- nc kadar 5 trilyon ödeme yaptığını, 5.7 trılyon da borcu kaldığını iddia edi- yor. Kurum yetkilileri bankaiann kredi borcu faizlerini tek taraflı olarak yiik- seltmelcrinden dolayı böylesine çar- pık bir durumun ortaya çıktığını be- lirtiyorlar. Çay-Kur. borç miktan yü- zünden birçok banka ile mahkemelik oldu. 210 bin ailenin uğraştığı ve I mil- yonun üzerinde vatandaşın en önem- li geçim maddelerinden binni oluştu- ran çay üretımi ve çay sanayii ciddi sıkıntılann içinden geçiyor. 45 fabri- kası, çok sayıda irili ufaklı tesisi \e bin- lerce çalışanı ile Türkiye"nin en bü- yük KlT'lcrindcn biri olan Çay-Kur. Batılı uzmanlara göre, çalışanlar özelleştirmeye alternatif gelişme göstermezse, meydan neo-liberalizme kalır Sendikalar kurban değîl taraf olmalı AŞ've satışını onayladı. ANAYOl. hükümeti. kurulmasının ardından I ay ucçmeden KİTsatışlanna başladı. ÇİNKLR. 14 milyon dolara Kayseri Maden Metal Ticaret AŞ'ye satıldı. Firma. 14 milyon dolarlık satış bedelinin vansınt sözleşme tanhinde, yansını da iki eşit taksitte. İJbor (Ingiltere piyasalannda ABD Doları için belirlenen faiz oranı) 2 puan üzerinde faizle 6. ve 12. aylarda ödeyecek. Alıcı firma, kurumun 2Ö0 milyar liralık borçlannı da üstlenecek. ÖYK'nin diğer bir karanyla da Petrol Ofisi'ne ait Öncü tankeri toplam I milyon 160 bin dolara GİBAS'd satıldı. ÖYK aynca. EBK'ye ait Adıyaman İşletmcsi'nde soğuk hava deposu olarak kullanılmak üzere süren inşaatın da Hazine'ye devrini kararlaştırdı. "borç-ödeme-borç" döngüsü ile yak- laşık 10 trilyon lira olan mal varlığı- nın çok üzerinde bir borç yükü ile karşı karşıya bulunuyor. Çay-KurGcncl Müdürlüğü tarafın- dan hazırlanıp, kurumdan sorumlu Devlet Bakanı Eyüp Aşık'a sunulan özel dosyada, kuruma Hazine'ce 10 trilyonluk sermayeye karşılık 12.5 tril- yon ödeme yapıldığı. ödemelerin bü- yük bölümünü devlet tahvili ve ikraz anla^malanndan doğan faizlerin oluş- turduğu belirtildi, Raporda kurumun gclirlerini. satış ve ödenmemış ser- mayeye karşılık Hazine tarafından ya- pılan ödemelenn oluşturduğu vurgu- landı Borç ne kadar? Bakan Aşık'a sunulan özel rapor- da kurumun kredi borcunun, gecelik faizlerin yüzde 1000'lerc ulaşması, bankalann tek taraflı olarak sözleşme faizlerini 4-5 katına çrkarması ile bü- yük miktarlara ulaştığı belirtildi. Ku- rumun özel bankalann bu uygulama- ları karşılığında mahkemclcrc baş- vurduûu bildirıldi. IŞÇEMNEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Çok Geç Kalmadan Üniversitede bilim insanı olmak, dekanlık gibi yö- neticilik görevleri üstlenmek, övünç, onur kaynağı idi. Şimdi, dışarıda para kazanma yollarını yaratmamış- sa bilim insanı, yoksulluk sınınnda yaşıyor. Saygın- lık hak getire. Dekan, öğretim üyesi arkadaşlann, üniversitelerin durumuna ilişkin anlattıkları, sözde en acı gerçekle- rı bildiğimizi sandığımız halde inanılacak gibi değıl. Son birkaç yıldır, her tür yatırım, harcamanın durdu- rulması ile ortaya çıkan tablo, korkunç bir çarpıklık. Bir yandan komik komik küçük paralar verilmedi- ği için, insana ve araçlara yönelik çok pahalı yatırım- larboşagidiyor. Milyonlaresirgendiği için, trilyonlar- la, trilyaıiarla devlet gideri boşa harcanmış, para öl- çüsüyle bile akıl almaz bir akılsızlık yapılmış oluyor. Çok değedi, ister insan sağlığı ve hizmetine dö- nük, isterse bilimin her alanına yönelik araç-gereç; toplum yarartanması dışına. hurdaya atılryor. Bilim yu- valanna, bırakınız yeni araç ve gereçlerin, kitaplann, bilimsel kaynakların ulaşmasını; en sıradan bilimsel yayınlar, kullanım malzemeleri bile alınamaz oluyor. Bilim insanının bilimsel çalışması, gelişmesi don- duruluyor, bilim kalitesi hızla aşağı çekiliyor. Yeni ye- tişmekte olanlar ve öğrenciler yetişemiyor. Hani toplumu bir yerden bir yere getirecek olan bi- lim, sağlık ve eğitim var ya köküne kibrit suyu ekili- yor. Dışarıda yaşamanın, gelişmenin, para kazanma- nın yolları aranıp bulunduğunda bilim insanının bili- me, eğitime, etik değerfere ilişkin ölçüleri değişiyor: Hastane, muayenehane, hastanede ek paralı hızmet saatleri, özel hastane arasında koşuşturma, para kazanma hırsı öne çıktığında ne hastanın can derdi, ne ögrencinin yetiştirilmesi kaygısı kalıyor. Beynini holdinglerin, büyük para ve çıkariann hiz- metine sunmuş bilim insanının durumu daha da ür- kütücü. Bilime, yaşama ilişkin gerçekleri görmemez- likten gelme, kamu yaran, insana arka dönerek bil- gi birikimini kullanma gündeme geliyor.. Kamu hizmeti yapan en saygın mesleklerin sahip- leri doktorlar ve öğretmenlere bakıyoruz. Yaşamın, yükselen degerlerin zorlaması ile bir çıkmaza sürük- lenmişler. Kamunun hastanelerinde, okullarında akıl almaz zor ve olumsuz koşullarda, asgari ölçüleri ile sağlık-egitim hizmeti veremeden, aşın yorulmanın ve maddi-manevi karşılığını da alamamanın öfkesini ta- şıyortar. Bir yanda en önemli insan haklanndan olan yaşam ve eğitime ilişkin haklannı kullanamayan milyonlar, diğer yanda akıl almaz büyük paralarta satın alınan sağlık ve eğitim hizmetleri. Paranın dini-imanı olma- dığı için de para ile işlediğinde daha çok para için boşuna ameliyat edilen. aşın ilaç verilen, olmayan has- talıklanndan tedavi gören hastalar, para ile satılan dip- lomalar... En çok da bu gerçekler yok sayılarak sağlık ve eği- timin özelleştirilmeye kalkışılması gibi bir çılgınlığa, bunun utanılmadan savunulabilmesine, en son sos- yal güvenlik sistemlerinin kaldınlmak istenmesine öfke duyuyorum. Beyinlerini sermayedardan daha çok sermayeye satmış olanların son çılgın projelerine, ince kapalı bir üslupla sermaye bile karşı çıkıyor. "Özel sektör, özel sosyal güvenlik sistemıne henüz hazır değil. Olsa ol- sa genel sosyal güvenlik sistemt yanında, sağlık hiz- metterine yönelik özel sigorta sistemi düşünülebi- lir" türünden açıklamalar geliyor. Beyinlerini sermayedardan daha çok sermayeye satmış olanlar, özelleştirme saplantısında eğitim ve sağlığı, sosyal güvenlik sistemlerini de özelleştirme- ye kalkışıriarken yine çok büyük yalanlar atıyorfar. Dün- yada doğrudan devletin elinde olmayan eğitim ve sağ- lık hizmetlerinin nasıl işledığine bile bakmak zahme- tine katlanmıyorlar. Amerikanın bir benzeri Türkiye'de oluşturulabile- cekmiş gibi, ağız sulandırarak anlatılan paralı üniver- sitelerinin kârla eğitim yapan özel sektör kurumları olmadıklarını, büyük kamu desteği de alan vakıflar halinde, çok güçlü bir kamu ve toplumsal denetim- le çalıştıklarını, bizde yapılmak istenenlerle hiçbir ilişkisinin olmadığını yok sayıyoriar. Bilimin paraya sa- tılmasının titizlikle engellenmeye çalışıldığını. top- lumsal denetim mekanizmalannın işlediğini ve bilim- den, bilim özgürlüğünden asla ödün vermeyen yö- netim yapılarını atlıyoriar. Yine Amerikada var cHan özel sağlık sigortası sis- temtnin, var olan yaygın kamu sigorta sistemine ek olarak birincisinin yeterli olmaması ile bağlantılı gel- diğıni unutuyorlar. Çok daha önemlisi, dünyanın en zengin ülkesinde akıl almaz sayıda halk çogunluğu- nun, milyonlarla insanın sağlık ve sosyal güvenlik hiz- metlerinden yararlanmacJa akıl almaz geri bir düzey- de, olumsuz koşullarda yaşamaya mahkûm olduğu- nu söylemiyorlar. Sermayenin para koyduğu kadan ile eğitim, sağ- lık ve sosyal güvenlik alanlanna bulaşması değil ür- kütücü olan. Urkütücü olan; bu ideoloji ile zaten çok geri kalmış eğitim, sağlık, bilimsel çalışma, üniver- sitelerin, yapılması gereken reformlar çok acilken daha da çökmeye terk edilmeleri. Kaybedilen her gün, yaşamımızın geleceğine, ülkemizin gelişmesine, in- san kaynağına akıl almaz büyük darbeler oluyor. Bu işlerin özelleştirme ile olmayacağını, bu alan- lann tümünde ciddi reformlarla işe koyulm amız ge- rektiğini sonradan kavrasak bile, her anlamda be- deli katlanılmaz olacak. Çok geç kalınacak. Son dakika anlaşmasıyla ücretler % 61 arttı SASA'da grevin eşiğinden dönüldü ADAJVA (Cumhuriyet) - Sabancı Holding'e bağlı SASA fabrikasında çalışan 2 bin 837 işçi adına. greve birkaç saat kala toplu iş sözleşmesi imzalandı. Kıran kırana geçen pazar- lık sonucunda asgari ücretle çalışan- iann aylığı iyileştirilirken maaşlara yüzde 61 artı 5 milyon lira zam ya- pıldı. İstanbul Silivri'deki işyeriyle bir- likte toplam 2 bin 837 sendikalı işçi- nin çalıştığı SASA'da dün sabah 07.00'de başlayacak grev öncesinde taraflar son kezbirarayag_eldiler. İşve- reni temsilen Omer Saban- cı, Endüstri ilişkileri Daire Başkanı- Nihat Yüksel, Personel Müdürü Cum- hur TuranİL,diger yetki Iiler Uğurtan Doğan vc İskender İnce, işçileri adı- na Petrol-İş Sendikası Genel Başka- nı Bayram Yüdınnvnerkez yöneti- cileri Yusuf Doğan, MustafaÇavdar, şube başkanı Refik Deviren, Hasan Va- vuzveişyeritemsilcılerinın hazır bu- lunduğu toplantı önceki akşam 20.00'de başladı. Sabah 02.00'ye dek S A süren göriişmelerin ardından el sıkı- şan taraflar. sözleşmev i de dün sabah 04.00'te imzaladılar. SASA Personel Müdürü Cumhur Turanlı'nın verdiği bilgiye göre I Ocak 1996'dan başlayarak iki yıl sü- re>le geçerli toplu iş sözleşmesiyle üc- retlere birinci yıl yüzde 61 artı 5 mil- yon lira, ikinci yıl ise yüzde 60 ora- nında zam vapıîdı. Ancak enflasyon oranı yüzde 60"ı geçerse geçen mik- tann yansı kadar zammın ücretlere yansıtılması da kararlaştınldı. Anlaşma>- la SASA'da son 1.5 yıldır asgari ücretle (5.5 milyon lira) çalışma 2% işçinin aylığı önce iyileştirilerek 13 milyon liraya yük- seltildi. Bu miktann üzerinde yüzde 61 artı 5 milyon lira zam aynca va- pıldı. Yakacak, izin ve bayram harçlığın- dan oiuşan üçlüpaketin birinci yıl IK milyon lıra. ikinci yıl 20 milyon lira- ya çıkanldığı sözleşmcylc lOyıllık iş- çininortalama aylığı (çıplak-brüt) 58 milyon liraya yükselmış oldu. Tek seçenek: SCORPIO... Standart özellikleriyle rakip tanımaz. ABS fren, hem sürücü, hem yolcu tarafında hava yastığı, hıdrolik dıreksiyon, seyahat bilgisayarı, klıma Rakiplerınde isteğe bağlı olan tüm özellikler, Scorpio'da standart Üstelik dılersenız, bu eşsız otomobıle Türkiye'nin en hesaplı tüketici kredisi ile sahip olabılırsiniz: Koçfinans Tüketici Kredisi'yle. Scorpio 46.325 DM. «^ v. Ford'da hep daha fazlasını bulacaksınız. BoJg«niıdeki Ford Yetkili Satıalanna ulafabileceğiniz telofon mnıuralan: t u m • Sönmeıfcoç (224) 261 03 27 Çortu • ErVan Oto (282) 652 62 45 Eskifhir • Porsuk (222) 227 74 37 kUnbul • Adım Otomotiv (216) 391 07 00 • Atakoç (216) 302 36 32 • Bajpınarlar (212) 280 26 72 • Bozkurt (212) 509 96 00, 570 22 78 • Doğan Oto (216) 326 29 55 • Gûrbaşlar(216) 413 72 00 • K*l*}kr (212) 612 74 01 • Motör Ticaret (212) 275 72 80 • Standarri Beldc (212) 232 15 00 • Şahsuvarajiu (216) 441 42 78 • Tem Oto (216) 335 1166 Koc—li ' Is Oto (262) 331 33 34 Sakarya • Akgün (264) 275 55 50 ZonguhUk • Azim (372) 323 07 45
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear