23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12MART1996SALI Sungurlu'dan Genelkurmay'a nezaket ziyareti • ANKARA. (Cumhuriyet Bürostı) - Mıllı Sav unma Bakanı Oltan Sungurlu, görev ı sırasında yararlı çalışmalar yapma gayreti içinde olacağinı bıldırdi. Sungurlu. dün Genelkurrnay Başkanı Orgeneral Ismaıl Hakkj Karadayı'yı zıyaret ederek, bir süre görüştü. Görüşmenın başlangıcında bir açıklama yapan Sungurlu. göreve atanması nedeniyle Karadayı'yı ziyaret ettigıni belırterek, bakanlığı sırasında >ararlı çalışmalar yapma>ı amaçladığını söyledi. Karadayı da, Sungurlu'nun başanlı çalışmalar yapacağına rnandığını vurguladı Demokrasi ve Barış Partisi • AINKARA (AA) - Demokrasi ve Banş Partisi (DBP) kuruldu. Refık Karakoç bpşkanlığındaki kurucu üyeler, partınin kuruluşuna ilışkın belgeleri, dün Içışlen Bakanlığı Genel Sekreterlığı'ne verdiler. Karakoç, burada yaptığı açıklamada. DBP'nin 128 kurucu üyesı bulunduğunu ifade ederek, partı amblemlennın de nergız çiçeğı olduğunu soyledi. Sendikacı Gözaltında • İstanbul Haber Servisi - Tüm Saglık-Sen Genel Sekreten Se\ıl Erol, üyelennden Mahmut Pulgu'nun öncekı gece Fatih'teki evini basan polisler tarafından gözaltına alındığını söyledi. Erol, yaptığı yazılı açıklamada, Fatih Karakolu'ndakı tüm girişımlenne rağmcn Mahmut Pulgu'nun gözaltına alınıp alınmadığına ilışkın hiçbır bılgı edınemedıklennı, "kaybedılmesınden" endişe duyduklannı belırttı. CHP gençlik kolları • İstanbui Haber Servisi - CHP İstanbui Gençlik Kolu'nun oncekı gün yapılan kongresınde, seçimlen. lıderlığını Alp Kantoğlu'nun yaptığı "Genç Sol"' grubu kazandı. Alp Kantoğlu, yaklaşık 450 delegenın katıldığı kongrede 224 oy aldı "Demokratık Sosyalizm Hareketı" grubunun liderligıni yapan Cem Yılmaz'a 160 ov verilırken Kemal Kızılırmak ıse 36 kişinin oyunu aldı. Eğitim-Sen'e destek • İstanbui Haber Servisi - Araştırma Görev lılen Derneğı üyeleri, 9 martta Ankara Güven Park'ta Efitim-Sen'ın protesto eylemınde polısin şıddete başvurmasını kınadıklannı açıkladılar. Dernek üyelen, yaptıklan yazılı açıklamada, "Eğıtım-Sen"ın "Temel ve demokratık bir hak olan örgütlenme üzenndeki baskıların kaldınlması için yürüttüklen meşru mücadeleyı desteklıyoruz" dedıler. Anıt Mezar'a agaç İstanbui Haber Servisi - istanbui Büyükşehır Beledıye Başkanı Tayyıp Erdoğan'm "İstanbul'a 100 bin ağaç kampanyası ' çerçe\esinde, Ümranıye Kocatepe Mezarlığı ıle Anıt Mezar çe\ resındekı alana ağaç dıkıldı. Ağaç dıkme törenlenne katılan Semra Özal. ılgılilere teşekkür ederek kampanyanın devam etmesı dıleğınde bulundu. Sağlıkta özelleştinme • İstanbui Haber Servisi - Yenı kurulan ANAP-DYP koalısyonunun. bugüne kadar hiçbır hükümetın cesaret edemedığı derecede sağlıkta özelleştırmeyı önplana aldığı ve halkın sağlık güvencesını özel sigorta şirketlerinın elıne devretmeyı planladığı bildınldı. İstanbui Tabıp Odası Başkanı Prof. Dr. Zekı Karagülle, Başbakan Mesut Yılmaz'ın öncekı gün TBMM'dehükümet programını okurken bu bölüme ilışkin bılgıleri açıklamamasını, "özelleştıımeye karşı verilen bünca mücadelenın karşısına fütursuzca çıkılamaması" şeklınde değerlendırdi. HABERLER 12 Mart'ın 25'inci yıldönümü Mektupla gelen darbeOrgeneral Tağmaç: Biz hazırız 3 Mart 1971 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç iki bin civarında üst rütbeli subayı Genelkurmay'da toplayarak "Sosyal uyanış, ekonomik gelişmenin önüne geçti. Türkiye hiçbir zaman sokağa bırakılamaz. Durum vahim değildir. Her şeyi biliycruz, hazırız ve ne yapılacaksa biz yapacağız" diyordu. 7 2 Mart muhtı- rasının bugün 25 yıldönümü. Türkıyede dü- şünceye, örgut- lenme>e, temel hak ve özgürlüklere, kısa- cası demokrasıye ılk büyük darbe 12 Mart' 1971 günü vuruldu. Ancak 1971 yılına gelınceye kadarTürkiye de. devrımcı-faşıst çatışması. her kesımden toplumsal mu- halefetın yükselmesı. ışgal- ler. ıdamlar, hükümet knz- len. kısacası çok şey yaşan- dı. 12 Mart 1971 gününe Tür- kıye'nın nasıl geldığını an- layabılmek ıçın bıraz genle- re, 1965 yılına donmek ge- rekıyor. 1965 yılına gelın- dığınde Demokrat Partı an- layışı mdhkûm edılmış, Baş- bakan Adnan Menderes ıle Malıye Bakanı Hasan Po- latkan ve Dışışlerı Bakanı Fatin RüşhıZoriunun ıdam- lan. 22 Şubat ve 21 Mayıs darbe gınşimlen genlerde kalmıştı. Kısacası 27 Mayıs dönemı kapanmıştı... lşte 1965 yılından sonra- kı gelışmeler Türkıye'yı 12 Mart'ataşıdı.. 1965yılında. 1961 Anayasası'nıngetırdı- gı haklarveözgürlüklerçer- çevesınde toplumsal muha- lefet hızla yükselıyordu. 61 Anayasası kışılere. sosyal kategorılerıne, sınıflarına bakmadan ınsanca yaşanacak bir düzen v e adı1 sosyo-eko- nomık ılışkılergetırmek ıçın düzenlenmıştı. Bu çerçeve- de toplumun her kesımı ör- gütlenıyordu. 10Ekıml965'te yapılan seçımlerle 27 Mayis dönemı- nesonvenldı Demokrat Par- tı'nın devamı olan Adalet Partisi (AP) oylann yüzde 52.87"sını alarak tek başına ıktıdar oldu. Ancak bu se- çımlenn en önemlı sonucu, TfP'ın 14 mıfletvekılıyle TBMM'ye gırmesıydı. Artık sosyalıst düşünce. antı-em- pervalıst düşünce her alanda kendını hısset- tınyordu Meclıs"te, ünıversıtelerde, fabnka- larda. dev let daırelerınde ınsanlar düşünce- lennı rahatlıkla söylüyor ve örgütlenıyorlar- dı. Solcu aydınlann düşüncelen gazetelerde. dergılerde yer alıyordu. Aralık 1965'te ayn ayn örgütlenen ünıver- sıte ve yüksekokul gençlığı, Fıkır Kulüplen Federasyonu'nu(FKF)kurdu I3§ubat 1967 tanhınde ıse Türkiye Devnmcı İşçı Sendı- kalan Konfederasyonu"nu (DlSK) kuruldu Aralannda TİP'lı sendıkacılann da bulundu- ğu DlSK'ın kurulmasından sonra ışçı hare- ketı daha örgütlü bir hal aldı. 1968 yılına ge- lındığınde ıse dünyada ve Türkıyede "de>- rim" sözcüğü telaffuz edilıyordu. Tüm dün- yada olduğu gıbı Türkiye'de de ışçisinden Demokrasıye ındırılen balyoz D E N İ Z T E Z T E L 9 martçılar satılıyor Evet "her şeyi" askerler yapacaktı. Ancak gerek ordu içinde gerekse ordu dışında büyük bir iyimserlikle "iierici darbe" bekleniyordu. Aslında "iierici darbe" için tarih bile belirlenmişti. 9 mart... 9 martçılar hazırdılar. Anayasalarını yapmışlardı. Ama evdeki hesap "orduya" uymadı. 9 martçılar kendi deyimleriyle Faruk Gürler ve Muhsin Batur tarafından "satıldilar". polıs ablukası altındaydı. 17 Temmuz 1968 günü sabaha karşı öğrencı mücadelesının üssü konumunda olan Talebe Bırlığı veyurt bınalan toplum polısı tarafından basıldı. Polıs öğrencılen gözaltına aldı ve vahşıce dövdu. 53 öğrencı ya- ralandı. Hastaneye kaldırılan TİP üyesı ve hukuk fakültesı öğ- rencısı VedatDemircioğhı'nun polıs tarafından pencereden atıldığı haben yayıldı. Demır- cıoğlukomayagırdı. Bu haber üzenne öğrencıler kıtleler ha- lınde İTÜ önünde toplanmaya başladılar. Polısin de kızgın kıt- leden çekınerek engellen kal- dırması üzerinegertçlerDolma- bahçe'ye ındıler. Ve ABD er- lerı dev nmcıler tarafından dö- vülerekdenizeatıldı. 12 Mart 1971 günü Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetler komutanlanyla birlikte Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ile TB.MM Başkanı \e Cumhuriyet Senatosu Başkanlığı'na muhtira verdiler. Saat 12.40'ta Tümgenaral Musa Öğün Anka- ra radyosuna gelerek muhtıranın saat 13JO'da radyodan okunmasını sağladı. 12 Mart muhtırasının okunmasından 4 sa- at 18 dakika sonra Başbakan Süleyman Demirel istifasını verdi \c şapkasını alıp gitti. Muhtıra metni• 'V arlamento ve hükumet süregelen tutum, görüş m J ve ıcraatı ıle yurdumuzu anarşı, kardeş m kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar ^K. ıçıne sokmuş. Atatürk'ün bıze hedef verdığı çağdaş uvgarlık sevıyesıne ulaşmak ümıdını kamuoyunda yıtırmış ve Anayasa'nın öngördüğü reformlan tahakkuk ettırememış olup, Türkiye Cumhunyetı'nin geleceği ağır bir tehlike ıçine duşürülmüştür. 2 -Türk mılletinin \e sıncsınden çrkan Silahlı Kuvvetlen'nın bu vahım ortam hakkında duydttğH üzuntü ve ümıtsızlığı gıderecek çarelenn partıler üstü bir anlaşıyla meclıslerimizce değerlendınlerek mevcut anarşık durumu gıderecek ve Anayasa'nın öngürdüğü reformlan Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve ınkılâp kanunlannı uygulayacak kuvvetlı ve ınandıncı bir hükümetın demokratık kurallar içinde teşkılı zaruri görulmektedır 3 - Bu husus süratle tahakkuk ettınlmedığı takdirde Türk Silahlı Kuvvetlerı kanunlann kendisıne venmış olduğu Türkiye Cumhuriyetf ni korumak ve kollamak görevini yerine getırerek idareyi doğrudan doğruya üzenne almağa kararİKİH-. Bılgılennızc... MEMDLH TAĞMAÇ (Orgeneral) Genelkurmay Başkanı ve Mıllı Guvenlık Kurulu Üvesı FARLKGURLER (Orgeneral) Kara Kuvvetlerı Komutani ve Mılli. Guvenlık Kurulu Üyesi CELAL EYİCEOĞLU (Oramıral) Denız Kuvvetlen Komutani ve Mıllı Güvenlik Kurulu Üvesı ML'HSİN BATl'R (Orgeneral) Hava Kuvvetlen Komutani ve Mıllı Guvenlık Kurulu Üyesı hukukçusuna, ögretmenınden öğrencısınc. aydınından köy lusüne kadar herkes "ayaktay- dı". Köylülertoprak ışgallen gerçekleştınyor. ışçıler fabrıkalan ışgal edıyordu. Hukukçu- lar. ünıversıte hocalan "demokratik hak ve özgürlükler 1 " ıçın yürüyordu. Ünıversıte ve vüksekokul gençlığı daha ıyı bir eğıtım için okullarda bo\ kotlar. ışgaller gerçekleştınyor- du. Hazıran ayında ünıversıte işgalleri tüm yur- da yay ıldı. Bu olav lardan üç yıl sonragerçek- leştınlecek oîan Î2 Mart asken darbesının başbakanF Nihat Erim. 1968 yılının toplum- sal muhalefetı karşısında 21 Hazıran 1968 günü TBMM'dc CHP Grubu adına şunlan söy- lüyordu "Bu bir patiamadır. Genç kuşağin padamasHİır. Genciiğûnizesasında yerdengö- ğe kadar haklıdır. Cniversitelerimiz ve genel olarak bütün eğitim sistemimiz baştan sona reforma, düzeltilmeye muhtaçtır. L'niversite- lerimiz reform tstivor. Bunda şaşılacak üzü- lecek bir nokta yoktur." Temmuzda. ABD emperyahznıının sım- ges! halıne gelen 6. Fılo'nun Istanburagelı- şı. eenışçaplı bırdırenışı ba^lanı 15 temmuz- daÎTL 'dedevnmcı örgütleraraMiıdabırtop- lantı düzenlenerek. yjpılacak protesto eyle- mı tartışıldı. Toplantının dağılmasından son- ra gençlerın TakMmalanınaçıkmasını engel- leyen toplum polısı (günümüzün çevık kuv- vetı), Uoğrencı lıdennı hiçbırgerekçegös- termeden gözaltına aldı. Ertesı gün bu olay ı protesto eden öğrencıler, Dolmabahçe'dekı bayrağı yas işareti olarak yany a ındırdıler. tTÜ, M a r t ' ı y a ş a y a n l a r a n l a t ı y o r 4 ABD isterse darbe olur' Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan, 12 Mart'ı değerlendirmek için 27 Mayıs 'a kadar gitmek gerektiğini söylüyor Hükümet destekli dinci eylemleri Vedat Demırcıoğlu 24 tem- muzda öldü. 27 Mayıs sonra- sında ılk ölüm olay ı polıs tara- fından gerçekleştınlmıştı. Ar- tık taraflar arasındakı kutup- laşmanetleşmıştı. Bırtaraftan devnmcıler, yurtseverler, ay- dınlar "tam demokrasi" ıçın mücadele edıyor. bir taraftan da hükümet bu mücadelenın önünü kesmek ıçın her çareye başvuruyordu. Komümzmle Mücadele Demeğı hükümetın de desteğıyle dıncılen sokağa dökrii. Türkiye'de sag-sol ça- tışması tam anlamıyla başla- mıştı.Cumhunyetçı Köylü Mıl- let Partısı'nı eîıne geçıren Al- parslan Türkeş. partının adını Mıllıyetçı Hareket Partisi (MHP) olarak değıştırdı. Ve bu partintn göriişlen doğrultu- - «unda komando kamplan ku- ruldu. Faşıstler hıç çekınmeden bu kamplarda mılıtanlanna si- lahlı eğıtım venyorlardı. Hü- kümetın de desteğıyle 1969'la- nn sonuna doğru bu kampla- rın sayısı 45'e yükseldı. 1969 yılının ekım ayına ge- lındığinde ı>e gençlik içinde yenı bir örgütortayaçıkıyordu. FKF adını de- ğıştırdı ve Türkiye Devnmcı Gençlik Fede- rasyonu (Dev-Genç) kuruldu. Artık Deniz Gezmiş, Tay lan Ozgür. Sinan Cemgil, Harun Karadeniz, Mahir Çayan. Yusuf Küpeli, Hü- seyin Cevahir, Yusuf Aslan. Hüseyin İnan gı- bi devnmcı gençler antı-emperyalıst müca- delenın ön sıralannda yer alıyordu. Ve gelı- şen olaylar sonucu zaman içinde Dev-Genç'm ıçınden Türkıye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) ıle Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephcsı (THKP C)örgütlen çıkacaktı. 1970 y ılına gınldığınde Türkıye'de her şey daha da kötüye gıdıyordu. 274 sayılı Sendıkalar Ya- sası tüm ış kollannda Türk-lş'ı yetkılı kıla- cak şekılde değışıklık üzenne 15-16 olayla- n yaşandı. 1971 yılına gmldığınde boykot- lar. grevler. ışgaller her yanı sanr.ıştı. Beledıye çalışanı, ış- çıler, öğretmenler, memurlar, hatta hükümetın merkeze al- dığı valılerbıledıreruşteydı. Ve gencılenn saldınlan da tüm hı- zıyla sürüyordu ÎJerici darbe beklentisi 7 2 Man asken darbesını en yakından ya^a- yanlardan bm de emekJı kurmay y arbay İa- latTurhan.Turhan. 1964 yılında sıyasetyap- tığı ıçın kurmay yarbay lıktan emekli edıl- dı. Ancak Turhan sıyaset yapmaktan vazgeçmedı 12 Mart'ın en önemlı davalanndan 'Bomba l)ava- sı'nın bir numaralı sanığı ıdı. 1974 yıluıda çıkan- lacak aftan -vararlanmamak istediğini'' bıldıren ilk kışıydı. Ancak ıstemı kabul edılmedı ve Bom- ba Davası af kapsamına sokularak dü>urü!dü. Tur- han. yaşamı boyunca kontrgenlla. CIA'nm dene- tımınde yürütüîen darbeler, Özel Savaş taktıklen gıbı konularda araştırmalar yaptı Çalışmalanru hâlâ sürdüren emekli kurmay yar- bay Talat Turhan'la kütüphane ve çalışma odası- na dönüştürdüğü ev mde. yıllardır y aptığı çalışma- lar sonucu oluşturduğu düzenli dosyalar ve bınler- ce belge arasında görüştük. 12 Mart asken darbe- sıni gerçekleştırenlen "ürkektiler" dıve nıtelendı- ren Turhan,"Amerika isterse darbe olur istemezse oimaz" dıyor. 12 Mart'ı değerlendirmek ıçın 27 Mayıs'a git- mek gerektığıne değınen Turhan. sözlennı şöyle sürdürüy or- "27 Mayıs dış güçlerin veya empen a- ILst mihraklann haberi olmasına karşın müdaha- le etmediği kontrolünden kaçmış bir harekettir. Onlar için Adnan Menderes'in fonksiyonu bitmiş- ti ve gitmesi lazımdı. Ama 27 Mayıs'ın bo> utunu hesapedemedilerve kontroUerinden çıkn. Kontrol- den çıkan darbeyi ray ına oturtmakgerekiyordu.Özd savaş kavramında istikrar harekâtı denen bir bö- lüm vardır. Bu nederdedir ki 1960-1970 y ıllan ara- sındaki süreç bu ray ından çıkmış hareketi tekrar rayına oturtma dönemidir. O yıllardaki butun ha- reketler. iktidann tutumu. sağı-solu birbirincçatış- tuma. kısacası her şey bu anlayış Kindt «eliştirildi. \e bu ortam içinde 61 Anayasası suçlandı. Çünkü özgürlük kav ramı ortadan kalkmalıv dı. Siv il kad- roanayasayıortadan kaldıramazdı. Dolayisıyiaas- kerlerin yapnuş olduğu 61 Anavasası'nı askeriere değiştirtmek gerektL" Turhan'a göre. 12 Mart'ta taraflardan biri pembe, diğeri koyu pembeydi. Dönemm Genelkurmay Başkanı Memduh Tağ- maç' ı "Cuntanın başı" olarak nıtelendıren Turhan. "Hedefe ulaşmak için de en uygun kişi Tağmaç'tı" dıyor. Tağmaç'ın sosyal uyanmaışlevını bastirma- yı üstlendığını anlatan Turhan, şunlan söylüyor: "Ama yapısı hibarıy la cuntada bulunan insan- lara baktığımız Aanıan o adamlar ürkek adamlar- dı ve tam da bir darbe yapamazlardı. Düşünün bir kere muhtıra veriyorlar, ama paıiamentoduruyor. Ve anayasayı sosyal uyanışı basnrma mantığı için- de değiştirdirler. Kısır dünya göriişleri içinde dü- zene egemen olarak bütün halkı yönlendirmeye çalışblar. İlk günden o ürkek dört cuntacı birbiriy- lc kavgaya başladılar. Bu kavga benim baş sanığı olduğum bomba da\asınayansıdL Şimdi nirtaraf- ta Sunay. Tağmaç, Türün bir tarafta Gürler, Ba- tur, Kayacan... Bunlar birbiriyle tepişmeye başla- dılar. Birtaraf dföerini ekarteedecekti ki tam Ame- rikancı bir düzen kurulsun. Oburlen de Amen- kancı dcğıl' demiyorum: ama işte bir taraf pem- be,diğertaraf koyu pembe. Birbirterininyerineonır- mak istiyoriar kısacası; ortada ideolojik bir çatış- ma yok. Benim yargılandığım Bomba Davası. 12 Mart'ın iktidar kav«jasını yansıtan bir davadır. Dar- belerin içerisindeki insanlar. kişisel ihtiraslannı bu şekilde kullanırlarsa o darbe de azgelişmiş bir dar- be olur." Türkıyedekı darbelerın bırbınnın aynı olduğunu söyleyen Turhan. Genelkurmay'ın ter- cüme ettırdığı "Ayaklanmalan Bastırma Harekâ- tı" adlı kıtapta bir darbenın nasıl gerçekleştınle- ceğının. sıyası partılenn kapatılma.sından yenı bir sıyası partının kurulmasına kadar akla gelebılecek her şeyınanlatıldığınıbelırtıyor. Amenka'da 'Dar- be Okulu' bulunduğunu. bu okulun bir benzennin de Almanya'da olduğunu anlatan Turhan. "De- mokrasiyegeçtik.r ' •'Herşey rayınaoturacak" söy- lemlennın doğru olmadığını belırtıyor Ve "Ame- rikan çıkarian zedelendiğiiKİedarbeden kaçış yok mu" sorusuna kesın bırdılle "Yok" yanıtı vererek şunlan söylüyor: -Amerikaolaylara "dığerülkelenn ulusal çıkar- lan ıle bızımçıkarlanmızarasındakı bağnedır' di- ye bakar. Ve çıkarian açısından hiç ödün vermez. \e maalesef düny adaki darbeler konusunda en kö- rü puan Fürkive'nindir. Vunanistan'dadarbeciler hâlâ içeride hem deCIA darbecileri olmasına rağ- men. Arjantiıı 34 bin kayıbı kabul etti \e halktan öıür diledi. Vani öncelikie bir kere hatay ı kabul et- meklazım. Biz hiçbir şey yapmıyoruz.Başkaülke- lerde darbecilerden hesap sorulurken biz kimseden hesap sormuyoruz. Darbecilerin bu kadar rahat, elini kolunu sallav ıp itibar gordüğü bir yerde, dar- becilerden hesapsormadan hem demokrasi için bir potansiyel tehlike yarahyoruz hem de diğer dar- belerin yolunu açıyoruz." Mart ay ına gelındığınde ya- şanan kanşıklıklar nedenıyle herkes "devrim" beklıyordu ve bazı kesımleraskerlerden me- det umuyordu. 3 mart günü Genelkurmay Başkanı Orge- neral Memduh Tağmaç ıkı bin civarında üst rütbeli subayı toplayarak ''Sosyal uyanış,eko- nomik gelişmenin önüne geç- ti. Türkiye hiçbir zaman soka- ğa bırakılamaz. Durum va- him değildir. Her şeyi biüyoruz. hazırız ve ne yapılacaksa biz yapacağız" diyordu Evet "herşeyi" askerlerya- pacaktı. Ancak gerek ordu içinde gerekse ordu dışında büyuk bir iyimserlikle "iieri- ci darbe" bekleniyordu. Aslın- da "iierici darbe" ıçın tanh bıle belirlenmişti: 9 mart... 9 martçılar hazırdılar. Ana- yasalarını yapmışlardı. Ba- kanlar Kurulu'nun üyelennı belırlemışlerdı. Darbe günü kımın ne vapacağı çok önce- den bellıydı Ama evdeki he- sap "orduya" uymadı. 9 mart- çılar kendı deyimlenyle Faruk Gürler ve Muhsin Batur tara- fından "sadldılar". Ikı kuv- vet komutani Gürler ve Ba- tur, Sunay ve Tağmaç'la anlas- tı. Ve demokrasıye, toplumsal uyanışa. emekçı sınıfın yük- selışıne, devnmcı gençlığe, aydınlara. kısacası Türkıye'nın gelışmesıne en büyük darbe- yi vuracak olan hazırlıklar ta- mamlandı. Toplumsal muha- lefetın her kesımının kendı le- hıne yorumlayacağı bir me- tın hazırlandı. Bu metın 12 Mart muhtırasıydı SÜRECEK GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Halkımız Neyî Anlayamıyor? Prof. Mümtaz Soysal'ın sözleri ne düşündürücü! Diyor ki: "Cumhuriyetin Kemalist özüne ters, halk yığınla- nnın çıkariarına aykırı hükümet programı ile ANAP'ın tarikatçı, DYP'nin çıkarçevrelerineyakın, çılgın libe- ralizme yatkın bakanlan tam bir uyum içindedırier. Cumhuriyetin geleceği bakımından hüzün venci ve sosyal dengeler açısından endişe verici bir tutum- dur bu." "Hüzün verici", evet, çünkü yeni yöneticiler, eski- lerle birleşerek, cumhurıyetımızı ters yöne çeviriyor- lar. "Endişe verici", evet, çünkü yöneticiler, cumhuri- yetimizin bir halk devleti olarak kurulduğunu unut- mak vs unutturmak istiyoriar, bu tutumun yakın ge- lecekte ne gıbı patlamalara neden olacağını hiç he- saba katmıyorlar, çünkü burjuvazimizin tarihsiz oldu- ğunu bilmıyorlar, çünkü çağdaş teknolojide çok ge- ri kaldığımızı ve bilimsel yaratıcılık alanında çok de- neysiz olduğumuzu bilmiyorlar. Sayın Soysal'ın, koalisyon kuran iki partı bakanla- rının "tam bir uyum içinde" olduklan sözüne gelin- ce, ANAP'ın ve DYP'nin sağ partıler olduğunu göz önüne aldığımızda, bunu olağan karşılamak gerekir elbet. Ancak burada da düşündürücü olan, bu partilerin neden ıkı ayrı çatı altında bulunduklan sorusudur. Yoksa daha "Partı" denilen sıyasal kurumun ne ol- duğunu anlayamadık mı? (Gelecegiz.) Anlayamadığımızı sanıyorum; koalisyon uygula- malarımız da gösterıyor bunu. Bakın, programları ayırdedılemeyecek denlı bırbirine benzeyen iki sağ- cı parti koalisyon yapıyor! Buna koalisyon denmez ki! Dahası var... Sayın Soysal'ın da çok yerinde ola- rak belirttiği gibi, bu iki sağcı partı koalisyon içinde koalisyon yapıyorlar. Ne demek? Şu demek; ANAP tarikatçılarla, DYP lıberallerie koalisyona gıtmiş değil mi kabıne içinde? Bir koalisyondur gıdıyor! Gerçekte bunlara koalisyon demek yanlış; bunlar bu partılenn doğal eylemlennden sayılmak gerekir. Bunun gıbi sağda birkaç partinın kurulmuş olma- sı da, kolayca anlaşılır değil. Yoksa bu partılenn baş- kanları "part/"nin ne demek olduğunu bilmiyorlar mı? Evet, bılmıyortar ve bu nedenle de koalisyona ken- dilerınce bir anlam venyorlar, temel görevlerinı "ko- alisyon" sanıyorlar. Sağcı partıler konusunda söylediklerim, elbette soldakı partılerimiz için de geçerli. Bir adım daha atayım. Sağcı ya da solcu partiler arasında da dışe doku- nur bir aynm göremiyorum. Bu yüzden olacak ki, bir solcu partimızle bir sağcı partimız arasındaki koalis- yon hiçbir sorun çıkarmadı ortaya. Yoksa bizde partilerarası değil de, kişilerarası uyuş- mazlıklar mı var? lşte halkımız bunu anlayamıyor. Demektır kı, demokrasiyi de anlayamıyor bu yüz- den. Bu yazıya başlarken Avrupa'da partilerin nasıl baş- ladığını anlatmaya nıyetlenmiştim, yazdıkça vazgeç- tım. Kazaıı: Yeminini çiğnedi RP'nin hedefi Başkaıı Kaleıııli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Grup Başkanvekıh Şevket Kazan. TBM>" Başkanı Mustafa Kalemli'nın, hükümet programı ıle ılgılı görüşmeler sırasında tarafsızlık yemınım çığnedığını öne sürdü. Kazan. bu tav nnı sürdürmesı durumunda Kalemlı ıle çalışmalannın mümkün olmadığına dıkkat çekerek "Meclis Başkanı bu tutumunu sürdürürse, o görevden ahnması için elimizden ne geliyorsa onu yapanz" dedı Kazan. dün TBMM'de düzenlediğı basın toplantısında sert bir dılle eleştırdığı TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nın tarafsızlık yemınım çığnedığını öne sürdü. Kazan. Meclis Başkanlığı'na seçıldığı gün "tarafsız bir başkan olacagı" yönündekı sözlennı anımsattığı Kalemli'nın bir aydan bu yana yaptığı davranışlarla anayasanın öngördüğü ılkelere uymadığını ve verdığı sözlere sadık kalmadığını savuııdu. Kazar., şöyle dedı: "RPile ANAP arasında hükümet kuruluşu için çalışmalar yapıldığı günlerde, ordunun ve bazı çevrelerin Meclis'te bulunan siyasi partikre. dolayısrylaTBMM'ye baskı yaptığı rfvayetleri karşısında ilk tepkiyi göstermesi gerekirken suskun kalmış ve ancak bizim uyanmız üzerine, haşka bir konu hakkında düzenlediği basın toplantısında bir basın mensubuna soru sordurarak işi savuşturmaya çalışmıştır." Kazan, Kalemlf nır hükümet programı üzennde öncekı gün yapılan görüşmelerdekı tutumunun da anayasanın HOve 112. maddelenile Meclıs lçtüzüğü'ne aykın olduğunu belırterek "O gün bu konudaki itirazjmızı basite indirgemiş ve reddetmiştir. tçtu/ük hükmünü çiğnemiştir" dıye konuştu. Kazan, Kalemli'nın oturumda diğer konuşmacılara gösterdığı esneklığı RP mılletvekıllenne göstermedığmı, sataşmalar karşısında da kendılenne söz hakkı tanımadığını kaydettı. Kalemli'nın bu tutumuyia tam bir adaletsizhk örneğı sergıledığını savunan Kazan. şunlan söyledi: "TBMM'nin saygmbğmı sav unamayan. anayasa ve içtüzük hükümkrini göz göre göre çiğneyen, mizacı tarafsızlık ilkesi ile bağdaşmayan, seçildiği gün Meclis huzunında verdiği sözleri tutmayan Meclis Başkanı ile bu tutumunu sürdürdüğü sürece birfikte çalışmamız zordur. Bugün RP olarak bizim kaldığınuz muamekye yaruı bir diğer parti maruz kalabüir." Istifayaçağn Bır gazetecının. "Meclis Başkanı'nı istifaya mı çağmyorsunuz" sorusu üzenne Kazan. "Biz, kendisinden 25 ocakta verdiği sözü tutmasını istiyonız. \bksa görevinden almak için ne gerekiyorsa onu yapanz. Ancak şu anda bu gibi konulan düşünmek bile istemiyoruz" yanıtını verdı. Kazan. RP Grup Başkanvekıh Necati Çelik'ın, Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'le tsraıl'e gıden heyette yer alan DYP İstanbui Mılletvekih Cefı Kamhi'den özür dıledıği yönünde çıkan haberlere de değınerek bunun gerçeğı yansıtmadığmı söyledi. Kazan, şöyle dedı: "Sayın Demirel, Kamhi'yi götürebilir. Ancak Cumhurbaşkanı her geziye 5-6 milletvekili götürürken neden bu geziye sadece Kamhi'yi götürüyor? İnsanuı akhna, "Acaba bu ışın içinde başka ış mı var' diye bir soru geliyor."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear