23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 KASIM 196 CUJIARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER BTS'Lİn ıaporunda Dünya Bankası'nm demiryollannı yağmalama peşinde olduğu ileri sürüldü 'Otoyollar Türldye için Kiks' \TJSUF OZ^AN ANKARA-Birleâk Tişımacıîık Ça- lısanlan Senikası'nTi (BTS) hazırladı- ğı raporda. liinya tankisı'nın. Türki- ye'deki derrryollarnı uğmalama pe- şinde olduğı Mirgulınarak. otoyollann ülke içın lük. olduğj ka>dedildı. BTS Genel Başkaı Orhaı Aİtuğ da. Türkı- ye'nin en öncnıli sorınlarndan bıri olan ulaşım sisteiindekı çarpıklığın. 1946 .yılından bu \wa u>i.»-ilanın yanlış poli- tikalann bir »mucuoduğunu belirterek. giınde ortalrma 20 insanın ölümüne. mılyarlarca Ira para»al kayba yol açan çarpıkJığın çczlimünin. demiryollannın geliştirilmesnde yatığını bildirdı. BTS, ulaşın sistenindeki çarpıklığın giderilmesin vönelk olarak "Veniden Yapılanma Aiı \ltin4a Demiryollanmız Üzerinde Oyıanan CKunlar" başlıkh bir rapor hazırlaıi. BTSGenel Başkanı Aİ- tuğ. yetkili rr*kamla"a gönderilen rapo- run sunuş yaasında. »elişmiş ülkelerde- ki gibi Türkiyî'de de Jemiryollanntn ge- liştirilmesı. bınun içn yatınmlar yapıl- ması gerekirlen. şirrdi var olan demir- yollannın da Dünya Sankası'nın dayat- malan dogrutusundı tasfiye edilmeye çalışıldığını »ıldirdi Aİtuğ. "BTS ola- •Birleşik Taşımacılık çalışanlan (BTS) Sendikası Genel Başkanı Orhan Aİtuğ, Türkiye'nin en önemli sorunlanndan biri olan ulaşım sistemindeki çarpıklığın, 1946 yılından bu yana uygulanan yanlış politikalann bir sonucu olduğunu belirterek günde ortalama 20 insanın ölümüne. mılyarlarca lira parasal kayba yol açan çarpıklığın çözümünün demiryollannın geliştirilmesinde yattığını bildirdi. rak. demiryollanmızın, emperyalizmin bir kunımu olan Dünya Bankası aracılı- ğıyla tasfiye edilmesine karşı çıkıyoruz" dedi. BTS'nin 11 sayfalık raporunda. Dün- ya Bankası tarfından kiralanan ABD'li "Booz-Allen & Hamilton" adlı danış- manlık firmasının Türkiyc Cumhurive- ti De\letDemiryollan'nın(TCDD)"ye- niden yapılanmasr çalışmalannı yürüt- tüğü anımsatılarak, şöyle denildi: "Demiryollanmızın gerçekten bir ye- niden yapılanmaya ihtiyacı vardır. Aİna Düny a Bankası'nın tuttuğu firma, işte bu özlemi çirkin enıellerine alet ediyor. Ama- cı TCDD'yi küçiiltmek. tasfiye etmek \e arta kalanı yerli. yabancı sermavedarla- ra peşkeş çekmek olan, bırakalım TCDD'yi çağdaş hale getirmeyi, mevcut yenileme yatırımlarına bile karşı olan Dünya Bankası, TCDD'yi yağmalama planını 'yeniden vapılanma' adı ile yut- turmaya çalışıyor. TCDD gibi stratejik bir kurumu özelleştireceğim, yabancıla- ra satacağım diyemiyor." Türkiye'de karayolu taşımacılığının yüzde 95'inin karayolu. y iizde 3-4'ünün demiryolu, kalanının da dcniz ve hava- yolu ıle yapıldığı belırtilen raporda. yük taşımaeılığının da \ü/de 80'inin kara- yolu. yüzde 10'unun ise. demiryolu ara- cılığıyla yapıldığı vurgulandı. Yolcu ve y ük ta^ımacılığında tüm ağır- lığın karayoluna binmesinın. 2. Dünya Savaşı sonrası uygulanan bilinçli. dışa bağımlı ulaşım politikaların bir sonucu olduğu kaydedilcn raporda, 1955 yılın- da demiryollannın yük taşımacılığında- ki payının yüzde 53. yolcu taşımacılı- ğındaki payının da yüzde 24 olduğu anımsatıldı. 2. Dünya Savaşı sonrası. cumhuriyet döneminde uygulanan ulaşım politikala- rının terk edilerck. tüm kaynaklann ka- rayolu yapımı. pctrol ve otomobil dışa- lımı içinseferberedıldiğı vurgulanan ra- porda. şöyle devam edıldı: **Karayollanna dayalı bu ulaşım siste- nıi. halkımıza, ülkemize e,ok pahalıya mal olmaktadır. Bu maliyetin başında trafik kazalarının neden olduğu can kaybı get- mektcdir. İilkemi/de günde 20-25 kişi, bay ram tatillerinde 250-300 kişi. > ılda 7- 8 bin kişi trafik ka/alannda can \ ernıek- tedir. V ü/binltrin üzerinde insan da ya- ralanmakta \e sakat kaln.akiadır. İ ç y ıl- lık Kurtuluş Savaşı sürcsincc ülenlerin sayısı. 1 yılda trafik ka/alannda ülenle- rin say ısından daha a/dır. Sermayenin sözcüsü basına \e yetkililere göre bu du- rumun sorumlusu "irat'ik canavarı'dır. Trafik canavan dedikleri de, süriicüler- den başkası değildir. Fakat esas trafik ca- na\an, ülkemi/ ulaşımını kendi çıkarla- n için bu halesokan ve karayollannı mez- bahaya çeviren uluslararası potrol, oto- mobil tekelleri \e bunlann yerli işbirlik- çileridir." Karayollannadayalı ulaşımın, sonde- rece pahalı olduğu. kcntlerde hava kırli- liğine yol açtığı. ormanlan yok ettiği de dile getirılen BTS raporunda. üç şeriıli bir otoyol yapımının. saatte 260-400 ki- lometre hıza elverişli demiryolu yapımı malıyetinden 1.5 ile 3 kat pahalı olduğu belirtildi. Raporda. böyle bir demiryolu- nun ömrünün 30 yıl olmasına karşın. oto- yol ömrünün 10 yılla sınırlı olduğu kay- dedilerek "Demiryolu için 50 metre ka- mulaştırma gerekirken, otoyol için 100 metreye gereksinim vardır. Taşıma açısın- dan demiryolu yüzde 200 daha fazla ka- pasiteye sahip ve enerji tüketimi açısın- dan da 2-10 kat daha ucu/dur" denildi. Raporda. şu görüşlere yer \erildi: "İ Ikemi/de yapılan ve yapılmakta olan, 'çağ atlamanın' kanıtı olarak gös- terilen otoyollar, bu ülke için lükstür, sır- tımı/da bir yüktür veTürkiye'nin ulaşım sorununu çözmekten çok uzaktır. Hem kay nak yokluğundan şikâyetetmek, borç batağı içinde boğulmak hcm de ulaşım alanında demiryolları, denizyoüarı yeri- ne en pahalı ve ülkemiz için gereksizolan otoyollara dünyanın parasını harcamak tam bir saçmalıktır. İ Ikemi/de otoyollar yüzde 2-5 kapasite ile kullanılmaktadır. î stelik otoyollardaki trafiğin yüzde 45- 6O'ı ağır vasıtadır. Yani Türkiye, kam- yonlar veotobüslerle taşımacılık yapmak için otoyol inşa eden bir ülkedir. belki de bu saçmalığı yapan tek ülkedir." SSK batırılırken özel hastaneler beslendi Kaynaklar düşük faizli tahviQere yafarddı BANU SALV1AN ANKARA - Sosyal Sigortalar Kurumunun (SSK.) nakit kiynaUannın düşük faızlı tahvil- İereyatınldığı jrtayaç ktı. Hazine tah\il \ebo- nolan bankalaageçenseneyıllık yüzde 130 fa- ızle venlırken SSK'nın kaynaklan yıllık yüz- ' de 107dolayıniafaizlerledegerlendınldi.SSK.. dışandan satır aldığı sağlık hızmetlennden 14 kat daha fazla hızmet. erdığı kendı hastanele- rine tedavı için 18 trihon 132 milyar lira har- carken, özel scğlık kurulıı^lanna tedavilcr için 4 trilyon 31 mıhar lira ödeme yapmak zorun- da kaldı. Hazine'nın de. batın- lan Istanbul Bankası ıle özcl- leştirilen TÖBANK'tan kuru- ma devredilen emekli sandıkla- nnın toplam 7^.4 trilyon liraci- \annda olan yükü karşılama ta- ahhüdünü hâlâ yerine getirme- dığıbildırildı. ' SSK Genel Müdürlûğü'nün 1996 Nisan raDoruna göre. ik- tidar KİT'lerde olduğu gibi. SSK'nin nakitlerini de düşük faizli tahvillere yönlendırdi. Raporda. SSK'nin. De\let Ya- tınm Bankası tah\ illenne yıllık yüzde 107.77 oranında faizle I milvar 500 milyon lırasının. CİN annda olduğunu. bu yılıtı ekim sonu itibany- la da bu rakamın 150 trilyon liraya ulaştığını be- lirttıler. Rapora göre. kurumun 1994 yılında 207 mıI- yar 769 milyon lira olan kira gelirfen. 1995 yı- İında 406 miKar liraya ulaştı. Raporda. kuru- ma aıt 24 bina. 84 dükkân \e toplam 1 milyon 137 bin 42 metrekarelik arsanın 5 tnlyon lira- ya Emlak Bankası'nadevredildiği ve 1 Temmuz 1994 ile 2 Nisan 1996 tarihleri arasında kuru- ma toplam 8.7 tnlyon lira taız getınsı olduğu kaydedildi. Devire ilişkin olarak 1993 yılında çıkanlan yasada bu maharlıklarının Emlak Bankası tarafından satışı daön- • SSK, dışandan satın aldığı sağlık hizmetlerinden 14 kat daha fazla hizmet verdiği kendi hastanekrine tedavi için 18 trilyon 132 milyar lira harcarken özel sağlık kuruluşlanna tedaviler için 4 trilyon 31 milyar lira ödeme yapmak zorunda kaldı. aylık yüzde 9.03 faizli Hazine tahvıline 5 tril- yon lirasının \e yıllık TEFE+6 faizle Hazine tahviline de 940 milyar lirasının yatınldığı bıl- dirildi. SSK yetkilileri. bankalara geçen yıl yüz- de 130 faizle Hazine tahv illeri verilirken. kuru- mun nakitlerinin düşük faizle değerlendirilme- sinin hükümetın baskisından kaynaklandığına dikkat çektiler. Raporda. repoya \ atınlan nakitlerden de ku- rumun geçen \ıl 1 trilyon 365 milyar lira. buyı- lın ilk 3 ayında 920 milyar lira gelir elde ettiği bildirildi.'SSK \etkilileri. 1995 yılı içinde re- poda aralıklarla dönen paranın 155 tnlyon lira Çalışma \c Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan bir yetkili hü- kümetin TBMM'ye sunduğu SSK'nin malvarlıklannın satı- şıyla ılgıli düzenlemenın Yö- netim Kurulu'nabırakılmasına lilişkin yasa tasansına göre tüm maKarlıkfannın satılabileceği- nri6e1irtirXen. Emlak Bankası gibi bir araci kuruluşun \e de- \ irden sonra kuruma gelen fa- ızın de ortadan kalkacağına dikkat çekti. SSK. 1995 yılında 47 trilyon 616 milyar lira sağlık harcama- sı yaptı. SSK. kendı tesislerinde 408 bin liraya tedavısini vaptığı bir hasta için özel sağlık ku- ruluşlanna 1.5 milyon lira ödedi. Yatan bir hasta için de. kurumun sağlık tesis- lerinde günlük 667 bin lira harcanırken. özel ku- ruluşlara 2 milyon 700 bin lira aktanldı. Kuru- mun 1994 \ ılı raporlannagöre. SSK, kendı sağ- lık tesislerinde gerçekleştmlen 947 bin 666 y a- takta \e 34 mıKon ayakta tedavı içın 18 trilyon 132 milyar lira öderken; kurum dışındaki has- tanelerde yapılan 2 bin 971 yatakta tedavı ve 2 milyon 589 bin 841 muayene için 4 tnlyon 31 milvar lira ödemek zorunda kaldı. 153 yıllık Servres porselen vazo da müzayedenin ilginç eserleri arasında yerini al- dı. 85 cm yüksekliğindeki \azonun satış fıyati 220 mil- vonlira. • -. v .- Istte: Yüz milyon lira- dan satışa sıı- nulan hransız bronz saat. 19. vü/yıl Bo- hem çamçak isesağda. Preziosi'nin İstanbul ko- nulu suluboya tablosuise460 nıilyona satışa sunulacak. *- J Annkavesanateserierimüzayedesi.yannsaat M.OO'te Çırağan Sarayı Balo Salonu'nda gerçekleştirilecek. Bugün Çırağan Saray ı Balo Salonu'nda tanıhmı yapılacak olan eserlerin arasında.çeşitli anrika eşvalar. takılar \f >ağtıboya tablolar yer alıyor. 1'ablolann arasında, Ali Halil tarafından yapılmış olan ~Çengelkö\" adlı tu\al ü/erine yağlıboya taMo gibi birçok eser bulunuyor. Tarihi eserierin fıyarlan 9 - 500 milyon lira arasında değişiyor. Suçlama sürüyor ama sorumlu yok 4 yaşındaki Şenol Pehlivan'ın penisilin enjekte edilmesinden sonra yaşamını yitirmesinden sorumlu tutulan Çağn Tıp Merkezi yetkilileri tüm önlemleri aldıklannı belirterek suçlamalan kabul etmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-4 yaşın- daki Şenol PehJivan adlı çocuğun. penisilin enjekte edilmesinden sonra yaşamını yitir- inesi olayından sorumlu tutulan Çağn Tıp Merkezi yetkilileri, çocuğun kurtanlması l«çin bütün önlemleri aldıklannı ve gereken îıertürlü müdahalede bulunduklannı bıldir- »iler. J Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nün incele- Jnesi sonucunda da gerekli önlemin alındığı J*elirkndi. Sağlık Bakanhğı Müsteşar Yar- «dımcısı Dr. VecdetÖz. olayla ilgili soruştur- *na yapmak üzere uzman birbaşmüfettiş gö- îev lendirdiklerini belirterek "Olümün peni- silin alerjisinden olup olmadığı belli değil. Jiaşka bir neden de olabilir. Jiunu soruşturma sonunda ^nlavacağız'" dedi. Türk Ta- «bipleri Birliği (TTB) Merkez jConseyi Başkanı Dr. Füsun "Bsıyek. bu tür olaylar bahane ledilerek penisiline karşı Scampanya başlatılmasının 5^anhş olacağmı söyledi. * Altındağ Selahattin Doğan Mahallesi'ndeki Ulubey Çağn Tıp Merkezi-nde. ön- cekı gün pöıisjlin iğnesi ya- pılan 4 yaşındaki Şenol Peh- 'İivan, bir süre sonra yaşamı- vitirdi. Pehlivan ailesi. siyapılmış. Tekrar tekrar testyapılmaz. Çün- kü alerjinin ne zaman olacağı belli olmaz. İğ- nevi yaptıktan sonra, kalp basıncı. suni solu- nunı uygulandı. Alerjiyi önlemek için adre- nalin. dekort, avil enjekte edildi. Oksijen ve- rildi. Ama hasta eks oldu. Ölümün alerjiden olduğu bile belli değil." Sağlık Müdürlüğü'nce yapılan inceleme- de de iğnenin yapıldığı kliniğin donanırrunın yeterli olduğu ve gerekli tüm öniemlenn alındığı ortaya çıktı. Öz. olayın soruşturulması için dün sabah birbaşmüfertışatadıklannıanımsatarak "Pe- nisilin alerji oluşturabilir. Bu ilk dozdada or- taya çıkmayabilir. Bu tür antibiyotikiere kar- şı kliniklerin her zaman hazırüklı olması la- zım. Şimdi biz penisiiinden olduğunu düşü- nerek konuşuyoruz. Ancak iilüm sebebi fark- b bir şey de oİabilir"dedi. Konunun Adli Tıp'a intikal ettiğini anım- satan Öz. gerçek ölüm nedeninin Adli Tıp ra- poruyla belirleneceğinı söyledi. Öz. Adli Tıp raporuna göre iğne yapılan kliniğin sorumlu bulunması durumunda hcm mesleki hem de adli yaptınm uygulanabile- ceğini bildirdı. TTB Başkanı Dr. Füsun Sayek de penisi- lin alerjilenne her zaman rastlanabileceğıni belırterek "Ancakpenisilin bizim için,herşe- ye rağmen gerek maliyeti, gerekse etkinliği açısından hâlâ çokdeğerli bir ilaç. 2'nci. 3'ün- cü,4'üncü nesil antibiyotiklerçıkmasına rağ- men, penisilin kadar etkili değil çoğu" dıye konuştu. Bu tür olaylar bahane edilerek top- lumda penisiline karşı kampanya başlatma- nın yanlış olacağını vurgulayan Sayek, şöy- le konuştu: "Ankara'daki olay büyükbirşanssızlık.A- ma test sırasında bile alerji olabilhor. Olayı araştınyoru/. Penisilin alerjisi her zaman ola- biliyor. Toplumsal bazda \e hasta bazında düşündüğümüzde, pcnisilini suçlayan birta- \ıryanlışolur. Çünkü bizim en ürktüğünıü/ olay, bu yaygin. uygun olmayan antibiy»tik kuİlammı nedeniyle direnç gelişmesi. Direnç gelişmemesi için de en uygun antibiyotiğin dcntnmesi laam. Bu da çoğunlukla penisilin- dir." nı olayla ilgili olarak özel tıp merkezini sorumlu tutarken Sağlık Bakanlığı da soruştur- mabaşlattı. Çağn Tıp Merkezi yetkıli- ılen, medyanın kendilenne 1 "yargısız infaz" yaptığını sa- vunarak. penisilin alerjisine karşı her türlü önlemi aldık- lannı söylediler. Tıp merkezi yetkılilen, şöyle dedi ler: "Çocuğa başka doktor ta- ranndan reçete verilmiş. !800Mük penisilin yazılmış, yapmak zorundaydık. Bize gelmeden bir gece önce de Şe- nol Pchli\an"a penisilin iğne- Islamcılar Turizm Bakanı'na kızgın GÜNDÜZtMŞİR Başbakan Necmettin Erbakan'ın, hac gezisinin karayohıyla da yapılabileceği yönündeki açıkla- masından sonra trilyonluk hac pastası için kolla- rı sıvayan tsiamcı kesim, sahibi olduğu medya aracılığıyla "hac volundaiki takoz"olarak nitelen- dirdiği Diyanet fşleri Başkanlığı ile Turizni Ba- karuJîahattin Yücel'ı topa tuttu. îngilizTurizm Acenteleri Birliği'nin Lütfi Kır- dar'daki kongresine katılan Turizm Bakaru Ba- hattin Yücel, bazı insanlann kendilerini daha Müslüman görmelerinin. hac konusunda onlara ekstra avantajlar sağlayacağı anlamma gelmedi- ğini söyledi. Yücel, Diyanet Işleri Başkanlığı'nm da devlet eliyle hac turizmi yaprnasını uygun bulmadığını vurgulayarak."Diyanetİşleri Başkanlığı hac orga- nizasvonundan çekilmeti ancak denetleme görevi- ni yerine getirmebdir" dedi. karayoiu ile hacca gidilip gidilmemesinin sa- dece güvenlikle ilgili bir konu olduğunu kayde- den Yücel, "1618 sayüı^asanın getirdiklerini uy- guluyoruz. Kendilerini fslami kimlik alonda daha rahat hissediyorlar ve öyle davranıyorlar diye on- lara hac yapmay la ilgili yasalara aykın herhangi bir nak ve yetki düşmez. Buna hnkân da tanıma- • Yücel, Diyanet İşleri Başkanhğf nın da devlet eliyle hac turizmi yapmasını uygun bulmadığını vurgulayarak "Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyonundan çekilmeü, ancak denetleme görevini yerine getirmelidir" dedi. yız" diye konuştu. Yaklaşık 15 trilyon liralık hac geliri üzerinde yaratılan kavganm ardmda İsviç- re. Avusturya. Singapur ve Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye aktanlan "Hoca kontenjanrnın yattı- ğı belirtildi. RP'nin, iktidar gücünü kullanarak Miili Gençlik Vakff nın da içinde yer aldığı u Mil- K Görüş" tarafından sağianan yaklaşık 7 bin kişi- lik bu lisanssız kota ile trilyonlarla ifade edilen kâr yanında Suudi Arabistan'da "siyasi kari/ma"nın da peşinde olduğuna dikkat çektiler. Erbakan'ın hac konusunda yaptığı son açikla- malar üzerine başlayan tartışmanın geçmişi 1985 \;ıhna dayanıyor. Dönemin başbakanı Turgut Özal, Milli Göriiş Teşkilatı'nm önderliğindeki acentelerin yaklaşık 3 bin kişilik lisanssız kotası- nı fark edince "Devlet içinde devlet oünaz" diye- rek yasal kotanın dışındaki hac seyahatini engel- lemişti. Bu gelişme üzerine piyasanın altında bir kâr ile hac seyahati gerçekleştiren Milli Görüş'ün kiraladığı 12 uçak gen çevnlmışti. Peşin alınan paralann da hacı adaylarına geri ödenmesi nedeniyle RP büyük zarara uğramıştı. Söz konusu dönemde Milli Görüş adına seyahati organize eden '"Van Der Zee" şirketinin yönetici- leri arasında "RP'nin kasa$ı" Beşir Darçın da yer almıştı. Turizm çevreleri, Necmettin Eribakan'm hac se- yahati ile yapmayı plandığı yeni düzenlemelerin 1985 yılının rövanşı niteliğinde olduğunu, bu kez farklı olarak RP'nin iktidan elinde tuttuğunu be- lirtiyorlar. Adını açıklamak istemeyen ancak uzun süredir hac seyahati gerçekleştiren bir turizm şirketinin üst düzey yetkilisi de hac organizasyonunda yet- ki verilen A grubu seyahat acentelerine getirilen yıllık 1 milyon dolarciro şartmınözelliklebuşart- lan yerine getiremeyen Islamcı kesim acenteleri- ni rahatsız ettiğıne dikkat çekerek şunları söyle- di: "Bu şarb yerinegetiremeyen acentelerin büyük çoğunluğu Milli Görüş'e bağlı acenteler. Bu acen- tclersadece 15 trilvonluk pastan pay almak için sa- dece hac döneminde ortaya çıktıklan için istcnen şartian yerine getiremiyor.1 " Misilleme Refah TRT'de ortağını kenara itti HLLYAKAR.\BAĞH ANKARA-DYP'nin ağırlığını koyduğu gerekçesiy le TRT Genel Müdürlüğü aday listcsine tepkisini. atamayı askıya alarak yapan RP. haber bültenlerinde avantajlı duruma geçti. MuhaleteneykenTRT ekranından istediği ölçüde yararlanamayan RP. genel müdür boşluğundan da yararlanarak ana haber bültenlerinde süre yönünden DYP'ye karşı ayantaj sağladı. ^ Başbakan Necmettin " * w Erbakan ın. TRT Genel - Müdürlüğü'ne atama yapmayı Afrika gezisine ilişkin kararnamenin imzalannın DYP'li bakanlarca tamamlanmasına bağladığına işaret edildi. Demirel de sıcak bakmıyor Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın de olası spekülasyonlan dıkkate alarak akrabası \e TRT \'önetim Kurulu üyesi Tuncer Enginertan'ın genel müdürlüğüne sıcak bakmadığı bildirildi. Radyo ve Televizyon Üst Kuriılu'nun(RTİJK.) hükümete TRT Genel Müdürlüğü için yaklaşık 1 a> önce bildirdiği üç adayla ilgili sorun aşılamadı. Adaylar arasında RP'li isimlerin yer almamasına tepki gösteren hükümet ortağı RP. geçiş sürecinden yararlanma yolunu seçti. TRT Genel Müdürlüğü boşluğundan yararlanan RP'nin. TRT'nin ana haber bültenlerinde süre yönünden DYP'ye önemli ölçüde fark yaptığı bildirildi. Çiller ve Gül devrede Vekâletle vönetilen TRT'de. RP'li Devlet Bakanı AbduilahGül'ün haber sıralamasında ve seçimınde söz sahibi olduğu belrrtılirken. DYPGenel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in Basın Müşa\ iri ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Bican'ın bültenlerdeki etkisini geri plana çektiği bildirildi. TRT çevreleri.vargı karanyla göre\ i düşürülen Tayfun Akgüner'in genel müdürlüğü döneminde Akgüner'e karşı olumsuz tutumuyla dikkat çeken Mehmet Bican'ın. Hacı Ali Demirel'in damadı Tuncer Enginertan'ın genel müdür olması için kollan sıvadığını dile getirdiler. Bican ile Enginertan'ın TRT Yönetim K.urulu'ndaki uyumlu çalışmalanna dikkat çeken TRT yetkililen. Engınertan'ın genel müdür olması durumunda TRT'nin idan anlamda da DYP'nin etkisıne gıreceğine işaret ettiler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Hiç mi Değişmediler?.. Bundan bir süre önce bu sütunda yayımlanan, "Değişen Kim?" başlıklı yazım, çoğunlukla arka- daşlarımdan gelen bir dizi eleştiriye neden oldu. Kimi okurlarım anımsayacaklardır, ama ben kısa- ca yeniden özetlemek istiyorum. O yazının ana dü- şüncesi, şu anda hükümet ortağı olan iki partinin ve liderlerinin, çok büyük bir değişiklik içinde olma- dıkları iai. Daha ilk ortaya çıktıklan andan itibaren önce Milli Selamet Partisi'nde, daha sonra da Re- fah Partısi'nde, "ılımlılardan radikallere" uzanan bir yelpaze olduğunu; Doğru Yol Partisi içinde de, ik- tidar olma "açlık ve iştahının" her şeyin önüne ge- çen bir biçimde var olduğunu dile getiriyordum. "Insaf" diye karşı çıktı kimi arkadaşlarım, "Erba- kan Hoca'nın kendini 'gerçek' Atatürkçü ve laik i- lan etmesi, Anıtkabir defterine Atatürk övgülerı düzmesi; Tansu Çiller'/n elde tespih 'Sıyaset dinin hizmetindedir' diye konuşması, bunlann ciddi bi- çimde değiştiklerini göstermiyor mu? Bundan iki yıl önce böyle davranırfar mıydı, böyle konuşuriar mıydı?" Doğrusunu isterseniz, ben o yazıyı kaleme aldı- ğım zaman, Tansu Çiller "Siyaset dinin hizmetinde- dir" incisini (!) henüz dile getirmemiş, TBMM DYP Grup Toplantısı'nda, elde tespih gazetecilere poz vermemiş ya da en azından böyle resim çekilme- sinden rahatsız olmamıştı. Fakat yazımın ana dü- şüncesınin doğru olduğuna hâlâ inanıyorum. Gerek MSP zamanında, gerekse RP zamanında Necmettin Hoca, hep ılımlı davranış ve konuşma- ları yeğlemiştir. Parti içindeki "radikaller" ya da bir başka deyimle "katılıktan yana" olanlar, iktidar ol- mak ve iktidarda kalmak uğruna hep çenelerini kıs- mak zorunda kalmışlardır. Tabii iktidarda olmanın ni- metlerinden sonuna dek yararlanmasını da bilmiş- lerdir. Her iki tarafın tutumlarının Müslümanlığa ne derece yakıştığı da tartışılması gereken ayrı bir ko- nudur. Doğru Yol Partisi ve onun öncesindeki Adalet Partisi, tipik birer kadro partisi özelliğindedirier. Bu- nu geçen yazımda da vurgulamıştım. Bu tür parti- ler seçim dönemlerinde "kitleselleşirier". Ve iktidar olmak ya da iktidarın ciddi bir biçiminde "alterna- tifi" olmak zorundadırlar. Zaten eğer bu izlenimi uyandıramazlarsa, silinir giderler. Bugün Doğru Yol Partisi'nin yöneticileri ve millet- vekilleri iktidar olmaya ne denli koşullanmış durum- daysalar, parti örgütleri ve hatta seçmenleri de o denli koşullanmış durumdadırlar. "iktidar", bu tür partilenn varlık ve variıklarını sürdürebilme nedeni- dir. Sanıyorum 1987 Mılletvekili Genel Seçimle- ri'nden önceydi. Antalya'ya giden Süleyman De- mirel'i karşılamak isteyen DYP seçmenleriyle po- lis arasında çatışma çıktı. Ve kimi DYP'liler adama- kıllı hırpalandılar. Hiç alışık olmadıkları bir davranış biçimiydi bu. Şaşkına döndüler. Ve sanıyorum o olaydan sonra Demirel 1987 seçimlerinin hedefini küçülttü ve "çekirdekbirgnıp" kurmanın mücade- lesine başladı. Ve gerçekten 1987 sonrasında siya- sete yeni atılıyormuşçasma çalışmaya başladı. Ve bu çabayla 1991 Milletvekili Genel Seçimleri'nde yüzde 30 oy topladıktan sonra, Özal'ın ölümü üze- rine başbakanlığı bırakarak Çankaya'ya "kaçması- nı" mazur gördüm... Ama daha sonra Tansu Çiller'le baş başa kalan Erdal inönü'nün bu işı götüreme- mesi de çok doğal. Eğer Özal'dan sonra Demirel Çankaya hırsına ka- pılmasa ve Çankaya'ya bir başkasını göndererek koalisyonu sürdürseydı, sanırım bugünkü sorunla- rm pek çoğunu yaşamazdık. Neyse, bunlar artık gerilerde kaldı... 1995 Milletvekili Genel Seçimleri'nden sonra Tan- su Çiller'in laiklik ve Atatürkçülüğü öne çıkarması- nın temel nedenleri; hem partisinin içindeki "dev- let uzantısı" milletvekillerini tatmin etmek ve hem de ANAP'ın RP ile bir koalisyon kurmasını engelle- mek idi. Zira ANAP'ın yapısı ve en azından seçmen- lerinin bir bölümü, RP ile koalisyon kurmalarına DYP'den çok daha uygundu. Ancak ANAP-RP koalisyonu, tam tabiriyle "90'dan döndü" ve değişimli başbakanhk formü- lüyle ANAYOL koalisyonu kuruldu. Tansu Çiller baş- bakanlıkta ilk sırayı boşuna vermemişti. Fakat Me- sut Yılmaz çetin ceviz çıktı, "el köftelerine" tav ol- madı. Ve ANAYOL kısa sürede çöktü. ANAYOL'un yıkılmasından sonra yurtdışında ve yurtiçinde sürdürülen "laiklik" kampanyası da, ANAP-RP koalisyonu korkusunun temeline daya- nıyordu. Zaten DYP Meclis Grubu da, kısa sürede tadını aldığı ve alıştığı iktidarın gitme korkusuna ka- pılmıştı. Hemen her şeye razıydı. Erbakan Hoca, kimi konularda cin gibidir. Sinir bozucu bir biçimde, "çatır çatır" pazairlık eden bir Mesut Yılmaz yerine, tam bir "teslimiyet" içindeki Çiller'i yeğledi. ANAP'ın RP ile koalisyon yapması gündemde iken, ANAP'lı kadınlar izlenimini vererek mitingler yapan DYP'Iİ hanımlar nerede şimdi? Nerede TB- MM'yi basacak kadar "laik" ve "Atatürkçü" geçi- nen hanımlar? Kendı köşelerinde iktidarın nimetle- rini kendi çaplarında paylaşıyorlar. Laiklik falan umurlannda değil... Çiller DYP Başkanlığı'ndan kolay kolay düşürü- lemez. Ama DYP Meclis Grubu (eğer istese) Çiller'i frenleyebilir. Ama ya daha sonrası?.. iktidar olma- manın maliyetini nasıl öderler? TURBAN'da suçlanan genel müdür hem millet- vekili hem de kendisi için kurulan komisyonda üye. Böyle şey duyulmuş. işitilmiş değildir. Ama ortada büyük çıkarlar var. Ve hepsi kendince bir pay kapı- yor. Çiller'in elindeki tespihten çok daha önemli tes- pihler var, zincirler var. Menfaat zincirleri, menfaat tespihleri. Ve bunlarda bir noktada kopma olursa bütün tespihler darmadağın olur. "Siyaset dinin emrindedir' cümlesine gelince... inanıyorum ki, ne anlama gelebileceğini düşün- memiştir. Düşünse, söylemezdi. Gün Y*r PANEL Cumhuriyetin Dinamikleri İlhan Selçuk (Yazar) Doğu Perlnçek (İP Genel Bafkanı) Ali Topuz (CHP Genel Başkan Yardımcısı) Yöneten İsmet Kemal Karadayı (Yazar, Şaır, Hukukçu) 2 Kasım 1996 Cumartesi Saat 15:00 Caddebostan Küttür Merkezi Plajyolu, Haldun Taner Sk. Caddebostan ^ PARTİSİ KAOKÛY LÇE ÛRGLtTÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear