23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
# 2 ICASIM 1996 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 8» Istanbul EEdırne C^anskkale Kccaeli zmır S*/ani-sa Cenızlı B B B A A A A 15 16 17 20 1/ 24 21 bınop B 16 Aaana Samsun B 17 Giresun 20 Ankara B 15 Konya B 15 Eskişehır B 17 Sıvas B 12 Züoncjuldak B 15 Antalya A 26 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van A B B B B B B 23 16 18 14 14 7 8 Bütün bölgeler az bulutlu veaçık geçecek. Mar- maraileyurduniç kesimlerinde yer yersisgörülecek. Hava sıcaklığı bi- raz artacak. Rüz- lerden hafif ola- rak esecek. Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel Y Y Y Y Y Y B Y 11 13 21 11 12 1 Q 16 12 Atına Milano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Vıyana Bonn B Y K K K B B Y 20 23 -3 3 3 18 18 11 Budapeşte B 15 Münıh 11 Taşkerî 'Tahran Moskova B Aşkabat Almatı Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahıre Y K Y Y K B B 11 -5 11 12 -3 11 29 Şam B 22 Parçaıı bulutlu Sısı Bulutlu L Çok bulutlu H f c Yağmur'u Karlı Sulj kar Gok gurnttulı G U N C E L CrNEYTARCAYÜREK B Btaştarafı 1. Sayfada yeca<nlandırıyor. 10 Kasım mesajında Atatürk'ün temel ilkelerini sıolarken laikliği saymamış. Neredeyse kimi çevre- le-rle yazarlar bu eksiklıği gidennesini rica edecek- |©r Hoca'dan. Ne diyormesaj: "Milletlercamiasında, yeryüzün- de huzur ve barışın temınatı olan Türkıyemiz, hızla rnadden ve manen kalkmırken 10 Kasımları, Ata- türk'ü gerçek ve doğru manasıylaanlama ve anlat- mayı öngören biryaklaşımla yaşamaktadır. Bu düşüncelerle Mustafa Kemal Atatürk'ü say- g/yla ânıyoruz." Her cümlesi elbette. her sözcüğü bile inanmadı- gını "mecburen" ymeleyen yalanlar dizisı. Çünkü kımliğinı ve kişıliğıni yıllardır izleyenlerin saptamalarına göre, Erbakan bugün böyle konuşu- yor, ancak yarın "Ben, bir noktaya gelebilmek için bu yoJu geçmeye mecburdum" dıyecek. Köktenci, şeriatçı. dınci... Nasıl adlandırırsanız adlandırın, bu tür içerikteki gazetelerde Erbakan'ın Atatürk posteri astırmasına ya da toplumun ve dev- let kurumlarının duyarlı oldukları günlerde yayımla- 'iğı rnesajlarda Atatürk'ü övmesine karşı çıkılıyor rnu? Hayır! Hedefe varmak için.. her yol geçerli o cep- (jede yaşayanlara. jJisfami kural ve söylemleri gerçekten bildiğine irîandığımız kışiler, Erbakan'ın bu bıçim siyasetini ki- mi hadıslere dayanarak açıklıyorlar: "Allah yolunda hizmet verenlerin savaşta 'hud'a'ya, yanı hileye başvurmasının mübah oldu- ğunu " söylüyorlar. Erbakan'ın yaptığı da bu. Inanmıyor, ama inanı- yor gibi görünerek ''hileye başvuruyor". Kuşkusuz, şaşırtıcı bır olay degil. Marifete örnekler ~ Bilinmesı ve unutulmaması gereken nedir? Erbakan'la yaşanırken hiçbir olay, eylem. söylem şaşırtıcı olamaz. Çünkü Hoca'dan kaynaklanmak- tadır. Yeni bir örnek mı. buyurunuz: Gelen iktidarlarla lyı geçinmenin yollarını her za- man açan bırgazetemizın başyaz'arlıktan yanyazar- lığa terfı eden kalemi. Hoca ıle saatler boyu görüş- müş. Hoca'dan dıkkatı çeken bir cümle aktarıyor: "Bırincı kaynak paketınden beklediğimiz 10 mil- yar doların 8.5 milyarı Hazine 'nin kasasına girdi bi- le." Atma Depreli Hasan, yapma. Tabii yazardöküm aramadığı gıbı, istemiyor. Oysa. Hoca NeTansu'nun uyguladıkları ekonomi- dekı son model sisteme göre, "bütün devlet gelir- teribirhavuzda"toplanıyor. Hoca'nın Hazine'yeya- ni havuza girdığinden söz ettiği 8.5 milyar doların 4 milyar dolan zaten "devletin norjnal" geliri. Yeni kaynakların getirdiğı para değil.V ' ' .••-•< • »•• -" > - Hoca'nın bu açıdan "kaynak övünüleh" saf RP'li- leri aldatacak, şeriat gözleyen açıkgözlere malze- me olacak nitelikte. Ya Hoca'nın Ankara'nın ilçesi Beypazan'ndaki müthiş Atatürkçülük nutku ve "yıllardır üzehnde gezdığimizzenginliği keşfedip" trona yani soda ya- taklarına temel atması! Bakınız şu ifadeye ve neymiş Atatürkçülük, Ho- ca'dan öğreniniz: "Atatürk; lafla, sözde ve sokak- larda bağırarak çağırarak değıl, fabhkalar kurarak anılır"nruş. Beypazan'nda bu anlamsız konuşma yapılırken yüz binler Aia'nın huzurunda RP'ye ve gericiliğe tepkilerini sergiliyorlardı. Beypazan'ndaki soda yatakları gerçekten değer- lı. iki yüz milyon ton rezerv. Ne var ki, dünya soda piyasasını. biri Amerikan öteki Belçikalı iki büyük şir- ket "elinde tutuyor". Bu iki şirketten biriyle anlaşmadan, sodayı dün- ya piyasalarına çıkarmamız olanaksız. Temel atmanın sürüncemede kalmasının asıl ne- deni bu. Yoksa Hoca'nın süper modern Atatürkçü- lük anlayışı değil. Üstelik üretilecek soda ancak küt- !e nakliyesiyle kurulacak demiryolu sistemiyle taşı- nabiliyor. Demiryolu kurulabilse bile astarı yüzünden paha- lı bir sisteme geçiliyor. Hoca'nın denk bütçesı, kaynak paketleri gibi 36 milyar dolarlık son soda kaynağı da "hayal-iham". Geniş yürekli Hoca'ya ne gam! Özer Çiller MİT'e de uzandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DYP Genel Başkanı \ e Baş- bakan Yardımcısı Tansu Çiller'in başbakanlığı dönemmde "gölge başbakan" olarak adlandırılan eşi Özer L'çuran Çiller'in. son olarak Milli îstihbarat Fe^kilatı'na (MlT) danışmanını soktuğu iddi- ası. yeni soruları gündeme getir- di. İP Genel Başkanı Doğu Perin- çek ise Özer Çiller'in. ünlü mafya babası Alaattin Çakıcı ile çekilmiş bır fotoğrafının bulunduğu iddiası- nı ona>a attı. Tansu ve Özer Çiller. iddialara açıklama getırmezken DYP de "suskunluğu"tercih etti. Yolsuzluk ıddialan ve kuşkulu serveti ile kamuoyu gündeminden düşmeyen Çiller ailesi hakkında • Eşi Tansu Çiller'in başbakanhğı döneminde 'gölge başbakan' olarak nitelenen Özer Uçuran Çiller'in, son olarak MİT'e danışmanını soktuğu iddiaları ortahğı kanştırdı. tşçi Partisi lideri Perinçek'in. Özer Çiller'in ünlü mafya babası Alaattin Çakıcı ile fotoğraflannın bulunduğu iddiası, aileyle ilgili yeni soru işaretlerini gündeme getirdi. MlT-mafva bağlantısına ilişkin iddi- alar yeni soru işaretlenni gündeme getirdi. Çiller'in "siyasi danışmanr gibi çalışan Özer Uçuran Çiller'in bakanlık seçiminı de yönettiği. eski İçişleri Bakanı .Mehmet Ağar'jn sözlerivle ortava çıktı. Ağar'ın ya- kın çevresine. göre\den alınmasın- da ÖzerÇiller'in parmağı olduğunu. "Beni enişte (Özer Uçuran Çiller) harcadı" sözleriyle dile getirdiği sa\landı. Siyasi kulislerde. İçişleri Bakanlığı'na yapılan atamanın ilk gününde, ÖzerÇiller'in. Ağar'ın is- tifasını sağladığı gibi Meral Akşe- ner'ı de yerine atadığı belirtildi. Es- ki DYP'fı olan ANAP Genel Baskan Yardımcısı Naşar Dedelek, Ak^e- ner'in atanmasına tepki gösterirken. atamanın Özer Çıller'in talimatıyla yapıldığını ileri sürdü. Özer Çiller son olarak MlT ve mafva bağlantı- ları ile ilgili iddiaların odağındaki isim oldu. İstihbarat kavnaklarının verdiği bılgiye göre MlT raporunun ardından emeklive ayrılan Mehmet Eymür'ün yeniden teşkilata dönme- sınde de Özer Çiller'in etkisi oldu. Bu kaynaklara göre MlT Istanbul teşkılatının telkınlerı doğrultusun- da Özer Uçuran Çiller. Evmür'ün yeniden teşkilata dönerek "kontr- terör" biriminin başına getırilmesi- ni sağladı. Özer Çiller'in. daha ıvı istihbarat alabilmek için danışnıanı TolgaAtik'ı MİT'e soktuğu iddiala- rı tartı^ma^ı tırmandırdı. Perinçek ise önceki akşam "TekeTek" prog- ramında. Özer Çillerın kaçak maf- va babası Alaattin Çakıcı ile fotoğ- raflannın bulundu&unu sövledi. Kazan: Yargıya ve devlete güven azaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlığı ile yüksek vargı organlannın bütçelerinin görüşül- düğü TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda. "devlet-mafya" ilişkisi konusunda yoğun tartışma ya^andı. RP Karaman Millenekili Zeki Ü- nal, Türkiye'de insanlan suça iten bir ortam geliştiğini ve mafyanm adaleti "özelleştirmeyebaşladığmı" sövledi. DSP milletvekilleri de çek- senet mafvasının yargının yerini al- maya başladığını ve özellikle eko- nomik konularda Türkive'nin maf- vaya teslim olduğunu belirttıler. Muhalefet temsilcileri>le birlikte yargıdaki tıkanıklıktan \akinan Adalet Bakanı Şevket Kazan. mah- kemelerde 9 milyon 500 bin dava dosyası biriktiğine dikkat çekti. TBMM Plan ve Bütçe Komısvo- nu'nda. Adalet Bakanlığı. Anavasa Mahkemesi Başkanlığı, Yargıtayve Danıştay başkanlıklannın 1997 yıh bütçeleri görüşüldü. Adalet Bakanı Kazan. komisyonda yaptığı konuş- mada. yargıya \e devlete güvenin azaldığını belirterek. "Natanda^ımn zın haklannı aramakta yasadışı yol- lara başvurmasını önlemek \e dev- leteolan gü,\eoinj giiçlefldjr rnek için, adalet dağıtımını htylandu nıava ça- lışıyoruz" dedi. Mafya olgusunun. yargı üzerindeki etkisini itiraf eden Kazan. "Inşallah gelecek vıl çek-senet ma(Ş ası kal- maz" dedi. Kazan. yargı- daki iş v üküne değinirken. tüm mahkemelerde 9 mil- yon 500 bin dava dosyaM- nın görüşüldüğünü anını- satarak. her davada l'er tane sanık ve mağdurun yanında 1 detanığınoldu- ğu düşünüldüğünde. Tür- kiye nüfusunun yansının mahkeme kapılannda bu- lundugunu sövledi. \argı- nın tıkanıklık içinde oldu- ğunu vurgulayan Kazan. nüfus artışı. kentleşme. sosyo-ekonomik gel işme- ler nedeniyle dava sayıla- rının yanı sıra türlerinde de giderek değişmeler ol- duâunu sövledi. cak'ın varalanmasıyla sonuçlanan trafik kazasına ilişkin incelemenin sürdüğünü belirterek. "Bu tahkikat- la ilgili hiçbir şey gizli kalmayacak- tır" dedi. Kazan. TBMM Plan ve Bütçe Komisvonu'nda bakanhğının bütçesi üzerinde yapılan eleştinleri yanıtlarken soruşturmanın gereği gibi >apılmadıgı yolundaki sav iarın doğru olmadığını bildirdı. Savcıla- nn cörev lerini canla başla yaptığı- nı, Ttalya'daki gibi "süper savcıîa- ra" gereksinımın bulunmadığını kavdeden Kazan. "Bukonudavürii- tüîen soruştıırmav a etki v apmamak için Adalet Bakanı da konuşmaz Başbakan da konuşma/" dedi. So- ruşturmanın selametı için bu >olu seçtiklerdini belirten Kazan, şıınla- n sövledi: "Soruşturmayı yüriiten savcı son derece dirayetfi sa>cı. Soruşturmavı gereği gibi yapacağına inanıvorunı. Bu konuda ben üzerime düşeni yap- tım. Balıkesir Başsavcısı ile Istanbul Başsavcısı'nı aravıp soruşturmavı hiçbir etki altında kalmadan viirüt- meleri talimatinı vcrdim. İstanbul Başsav eısı'ndan a>nca olayın soruş- turmasında iki savcı görevİendirme- sini istedira. Kazada iiç kişi açısın- dan dava zaten diişmiiştür. Dördün- cii kişi milletvekili sıfatıv la halen has- tanede vatmaktadır. Bu kişi Beııım dokunulmazlığım var'dherekifade vermeyebilir. Ama, savcı dirayetli bir savcıdır. Ben kendisine gereken tali- matı vermişimdir." CHP'li üyelerin Hâkimler ve Sav- cılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) vapısına ilişkin eleştirilerini yanıt- larken. kendisinin bu kurulda tam biryansızlık içinde görev yaptığını ileri sürerek. kendisini tazminata mahkûm eden bir asliye hukuk yar- gıcına dokunmadıgına dikkat çekti. NazmiŞarvan'ın Ankara Başsav- cılığı görev inden alınmasına ilişkin bir eleştinyi yanıtlayan Kazan. "Nazmi Şanan, Ankara Başsavcılı- ğı yapamaz. Çünkü icraatı ortada- dır. Bu konuda haklı ve isabetli ka- rar verdiğimize inanıyorum" di>e konuştu. Kazan. Şarvan'ın göreve getırilmesi için dönemın Adalet Ba- kanı'nınbukonuda 5 kezHSYK'ye - öneride bulunduğunu söyledi. Şar- van'ın 5. öneri sonucunda 3 retoyu- na karşılık 6 oyla görevden alındı- ğını kaydeden Kazan, bu konuda haklı ve isabetli bir karar verdikle- rine inandığını belirtti ve veartıkbu konunun Türkiye gündeminden düşmesi gerektiğini savundu. j^azan. komisyon üyelerinin türz ban tonusundaki eleştirilerini va- nıtlarken, "Neden Ya^ar Kemal'in konuşmalannda ideolojive bakılmı- Susuriuk soruşturması Kazan. Susurluk'ta meydana gelen v e üç kişi- nin ölümü. DYP Şanlıur- fa Millenekili Sedat Bu- Sedat Edîp Bucak'ın dokunulnıazhğı tarbşılıyor ANKAR.A (Cnmhuriyet Bürosu) - Anka- ra Oniversitesi Idare Hukuku Profesorü Me- rin Günda>. Susurluk'ta meydana gelen ka- zada yaralanan aşiret reisi ve DYP Şaniıur- fa Mületvekiü Sedat Edip Bucak'ın doku- nulmazhğının, ruhsatsız silah taşımak su- çundan kaldınlması gerektiğini söyledi. Günday. birmilletveküinin susturuculu silah taşımaktandolayı da dokunulmazlığınm kal- dınlmasınm istenebileceğini belirtti. tdari Hukuku Profesorü Metin Günday, Susurhık kazasında agır yaralanan DYP'li Sedat Edip Bucak'ın dokunulmazlıgının kal- dınlması gerektiğini söyledi. Günday; Bu- cak'm dokunulmazlıgının kaza yerinde bu- lunanveruhsatsızoldugusanılan'Saddam' marka silah nedeniyle kaldinlabileceğini be- lirtti. Günday, Susuriuk kazasında kesinleş- meye en yakm suçun ruhsatsız silah taşımak olduğunu söyiedi. Günday. "Bahçelioier katliamından sorumlu tutulan ve Interpol'ce kırnıızı bültenlearanan Abdullah Çatlı ileay- nı arabada buiunması, Bucak'ın dokunul- ma/lığının kaldınlnıasi için dayanak duştur- maz mı" sorumuzu ise şöyle yanıtladı: "Bucak'uı Abdullah Çatünın kimligini bilmemesi neredeyse olanaksız. Buna daya- narak dokunulmazlığın kaldınlması taİep edilebilir. Burada Bucak'ın Çatlı'nın kimli- gini bilmcdtğini söyiemesi de hukukça çok ge- çerli bir mazeretolamaz.Çünkü Bucak, Çat- ü'nın kimligini bilebilecek durumda. Ancak ruhsatsız siiab taşımaktan dolavı dokunui- maztığı kaldınldıgında aynı dava içinde bu konularda günışığınaçıkar. Buradakiensağ- lam dayanak, ruhsatsu silah taşımaktır." Günday, bir milletvekiiinin suikastlarda kuilanılan susturuculu silah taşımasmın da dokunulmazlıgının kaldınlması için gerek- çe olabilecegini vurguladı. vor da başörtülii iki bavan vargıcın başını örtmesinde ideolojhe bakılı- yor? \aşar Kemal de>azısını jazsın, isteyen başörtüsü taksın, istemeven taknıasın" dedi. Kazan. idam ceza- larına ilişkin tutumunu soran bir milletvekıline. "Bukonudareferan- duma gidilsin, nıillet ne divorsa o olur" karşılığını verdi. k Yargıya çeteler hâkim" Adalet Bakanlığı'nın 1997 rnalı yılı bütçesinin görüşülmesi sıra.sın- da konuşan DSP Istanbul Milletve- kili Hikmet L luğba>. Adalet Bakan- lıgı'ndaki ödenekyetersizliği nede- niyle vargılama hızının yava^ladı- ğını. bu durunıun yurttaşlan hukuk dışı vollara başsurmava ittığini be- lirtti. Uluğbay. "Hakkını alamavan vatandaşımızın vargıya ve devlete güveni azalmaya başlamış. vasadışı vollarla hak arama yolu açılmış \e çek-senet mafyası gibi çeteler. yargı- nın verini almava başlamıştır. Bu du- rum ise devletimizin geleceği açısın- dan son derece tehlikeli bir dıırunı- dur~dedi. DSP Istanbul Millenekili Zekeri- ya Temizel. Türkive'nin ekonomik sorunlann çözümünde mafyav a tes- lim oRiügunu belirtti." RP Karaman Millenekili Zeki Ü- nal. kendisine mafya di>en bazı ki- şılerin. adaleti özelleştir- meye başladığını kavdetti. Türkiye'de insanlan suça iten bır ortam geliştiğini savunan Ünal. insanlan .suç ışlemeve vönelten en büyük olgunun alkol oldu- ğunu. cinavet. ırza geçme ve trafik kazalarının v üzde 60'ının alkol yüzünden meydana geldığinı söyle- di. Ünal. cavdmeılık sağ- lanması için cınayet ve ır- za geçme suçlarına idam eezası uvgulanmasını iste- di. Komis>onda. daha son- ra Adalet Bakanlığı'nın 1997 vılı bütçesi ovlandı. Oylamada. bakanlığın 1997 mali yılı bütçesi 60 trılyon 681 milyar 420 mil- yon. Anavasa Mahkeme- si'nin bütçesi 298 milyar 50 milyon. Danıştay'ın bütçesi 820 milyar 175 milyon. Yargıtav 'ın bütçe- si de 236 milyar 700 mil- yon lira olarak kabul edil- di. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Önce, Bucak ailesine geçmiş olsun diyelim. Sağ- lık ciddi bir konu. Doktorların verdiği bilgilerden öğ- rendiğimiz kadarıyla Bucak'ın sağlık durumu iyiye gidiyor. İlk günden beri öyle diyorlardı. Ama iyiye gide gıde nereye kadar gidecek merak ediyoruz. Akşam haberlerinde doktoruyla canlı bağlantı ku- ruluyor: - Sedat Bey'in bilinci nasıl? "Şu aşamada yarım..." - Nasıl yani?.. Konuşabilecek durumda mı? "Konuşuyor, ama henüzbilincinin tam olarakye- rine geldiği söylenemez." - Ne zaman gelir? "Ne gelir?" - Sedat Bey'in bilinci diyoruz... Kazayla ilgili bil- gi verebilecek duruma ne zaman gelir? "Şu aşamada bir şey söylenemez..." Aynı saatlerde öteki kanalda öteki doktor devre- de: - Sedat Bey'in bilinci nasıl? "Gayet iyi..." - Her şeyi hatırlıyor mu? "Buyönü biziilgilendirmiyor, ama sağlık durumu iyi..." Gece yansı bir başka kanalda, başka doktoruy- la görüşme: - Sedat Bey'in bilinci nasıl? "Gitti..." - Nasıl yani?.. "Birarayerine gelmişti, ama şimdigitti... Kazay- la ilgili bilgı veremez..." Günlerdir bu durum yineleniyor. Sedat Bey'in bi- linci, Istanbul Menkul Kıymetler Borsası gibi, bir yükseliyor, bir düşüyor... Bu belirsizlik ister istemez, soru çengellerinin, soruşturma engellerinın artmasına neden oluyor. Konu bugün TBMM'de. DYP'nin yaklaşımmı Ömer Barutçu çok net ıfade etti: - Bucak bir ulusal kahramandır... Abdullah Çatlı için de aynı niteleme yapılmıştı. Ya biz, ulusal kahramanlığın ne demek olduğunu bilmiyoruz ya da bu kavram biçim ve içerik değiş- tirdi. Araştır-ma önergeleri... ANAP ve CHP'nin verdiği araştırma önergeleri büyük bir olasılıkla kabul edilecek. Bu tür araştır- malar, "araştır-maa"niteliğitaşıdığı için,zorlanıpbir şeyler bulunduğunda da faili meçhul cinayetler ra- porunda olduğu gibi, sonuç alınamadığı için RP ve DYP de "evet" oyu verecek. Dün Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Deniz Baykal'la görüştüm. Yılmaz, derin nefes alıp için- de bir süre tuttuktan sonra, "Sıkıntıdayım" dedi. Sıkıntısının nedenini şöyle açıkladı: - Olayın boyutları devleti, sistemi etkileyecek dü- zeyde... Yılmaz bugün Demirel le görüşecek. Partisinin takınacağı tavrı bundan sonra belirleyecek. Demi- rel'in düşüncesi net: - Soruşturmayı gittiğiyere kadargötürün... Ama sonradan düşünce değiştirip "Devleti tar- tışma konusu yaptırmam" derse bilemeyiz tabii... Ecevit, eski istihbarat başkanlarından Mustafa Yiğit'in, "Temel, Özel Harp Daıresı'nde atıldı" de- ğerlendirmesinin "ciddı" olduğunu söyledi. DSP li- deri şu düşüncede: "1970 'lerdeki kontrgerilla örgütlenmesiartıkyok. Bununyanlışlığını askerlerdegördü. Ancak bugün- kü görünüm onlann tortusu... Kendilerini ömür boyu yurtsever ilan edenler var." Baykal ise "Ya sonj işaretleri tümüyle ortadan kaldırılır ya da devlet bunun altında kalır" diyor. Baykal, Yılmaz'ın bildiği her şeyi söylemesi gerektiğini söyleyip ekliyor: - Bilip söylememek de yapmak kadar suç... Mafya-devlet ilişkisi bugün TBMM gündemine gelirken 23 demokratik kitle örgütü de Mülkiyeliler Birliği'nde bir araya gelerek gelişmeleri aktif olarak izleme kararı aldı. Sedat Bucak'ın bilinci gidip geliyor. Açılıp ka- panıyor. Toplumun bilinci nasıl dersiniz? Yılmaz belgeleri Köşk'e götürüyor Başsavcı memurlann peşini bırakmıyor • Bûftarafı 1. Sayfada dırmevı vaptılar: "Genel başka- nın elinde MİT ve müfettiş ra- porlan olmaü. Bu biigilerin sade- ce Çiller ve> a bazı DYP'lilerle sı- nırlı olduğunu sanmıvoruz. Me- sut Be\. bugüne kadar dev letin zarar görmemesi için elindeki bazı bilgi ve belgeleri kaınuov u- na açıklamamış olabilir. Ancak devlerin temizlenmesi ve kamu- oyunun tatnıin edilmesi için kir- li birtakım ilişkilerin açığa çıka- rılması için açıklanması zamanı gelmiştir. Mesut Be>. eğer elin- deki bilgi ve belgeleri açıklamaz- sa güven kavbeder. Bu sıkıntı içinde olabilir." TBMM Genel Kurulu'nda bugün Susurluk'ta- kı trafik kazasıv la öncelikli sıra- ya alnıan devlet-mafva-aşiret ilışkilerine ilişkin araştırma önergeleri ele alınacak. Önerge- lerin.tümpartilerınovbirliğivle kabul edilmesi beklenirken. İçişlen Bakanı Meral Akşener de kazanın soruşrurulması için mülki>e müfettişlerini görev len- dırdi. Muhalefet partilerinin kaza- dan sonra verdikleri araştırma v-1 genel görüşme önergeleri. TBMM Genel Kurulu'nda bu- aun bırleştirilerek ele alınacak. rstifa\a zorlanan eski İçişleri Bakarı Mehmet Ağardakonuy- la il.g] ı Meclis araştırması açıl- nıası .önünde ov kullanacağını açıklamıştı. Muhalefet partileri- nin \inı sıra iktıdar partiîerinin de debteğivle araştırma önerge- sminkabuî edılmesi beklenıyor. RP'li Kapusuz. bu araştırma önergelerıne destek verecekle- rıni bildirdi. Dev let-mafya-aşi- ret ılişkilerınin kamuoyunda so- ru işaretlerine neden olduğunu belirten Kapusuz. "Bukonu.hü- kümetler üstü. tarafsız kurum olan TBMM'ce araştırmalı. Bu konuda her rürlü katkıyi \ apaca- ğız" dedi. Kapusuz, Özer Lçu- ran Çiller-MİT bağlantısı ile il- gili iddialann da çok iyi araştı- rılması gerektiğini vurgulava- rak. Meclis araştırması açılma- sı durumunda bu konulann da aydınlığa kavu^acağını umdu- ğunu sö\Iedi. Görüşmeler sıra- sında sert tartışmalar yaşanma- sı beklenirken. gözler önemlı belgelere sahip olduğunu açık- layan ^'ılmaz'a çevrildi. 'Bizdeki mafva farklı' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. mafyanın dünyanın her \erinde var olduğunu. ancak Türkiye deki durumun farklı ol- duğunu söv ledi. Türkiye'de dün- yanın aksine mafyanın dev let hi- mayesinde olduğunu iddia eden Baykal. sözlerini şöyle sürdür- dü: "Abdullah Çatlı, uvuşturucu kaçakçüığmdan hüküm giymiş ve Isviçre'de cezaev inden kaçı- nlmıştı. Bahçeliev ler katliamın- dan dolav ı mahkûm olan sanık- la ilgili mahkeme kararında bu cinaveti işleven teşkilatın başın- da Çatlj'nın olduğu yer almıştır. Böyle özellikleri olan birisini dev letin arayıp vargıya inrikal et- tirmesi gerekirken, Interpol kır- mızı bültenle ararken böyle hiz- met pasaportunun v erilebilmesi, kimlik kartının veriiebilmesi önem taşıvor. Bunlan sahte ola- rak almak mümkündür. Burada öyle bir durum yok. Bunlar ger- çektir. Kamu otoritesinin bövle dav ranma yetkisi var mıdır? Bu voktur. ama olabiuniştir. Bu çok önemli. Kimdir bu Meclis üstün- deki otorite? Bunlan kim vapı- yor? Hizmet pasaportu verilme- sini talep eden kimdir? Bu kim- lik kartının, silah ruhsatının ve- rilmesini talep eden kimdir?" Bu güçlenn cumhurivet rejı- mi için tehlıke oluşturduğuna dikkat çeken Baykal. Çatlfmn üzerinden çıkan belgelerin kim- ler tarafından venldiğinin araş- tınlmasının büvük önem taşıdı- ğını vurguladı. " CHP Gaziantep Millenekili Hikmet Çetin de demokrasiv le yönetıldıği iddia edılen üikeler- de Susuriuk ve benzeri olaylann vaşanma>acaâını savundu. Eski CHP Genel Sekreteri Er- Uığrul Günay. Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı Tan- su Çiller'in "gaflet" içinde bu- lunduğunu sövledi. Günay "Ağar'ın istifasıvla ilgili olarak kızının hastalığı ve I.ibva karar- namesi gerekçelerini gösteriyor. Buna kargalar bile güler. Çiller, milleti unutkan. cahil. aptal ye- rine koymaya çalışıvor. Buna inanmak, Sedat Bucak "ın hafıza kav bına inanmakla eşdeğer" de- di." NECATİ A\ GIN İZMİR - İş bırakma eylemine katıldıklan sa- \ ıylayargılanan Tüm Yargı-Sen yönetici ve üve- lerine verilen beraat karannı İzmir Cumhuriyet Başsav cısı Melih Tan temyiz etti. Beraat karan- nı veren İzmır 13. Asliye Ceza Mahkemesi Yar- gıcı Kemal lalav. memurlann ev lemlerinin Tür- kıve'nin ımza kovduğu ve TBMM'ce kabul edı- len ILO sözleşmelerıne göre, "hak arama" ol- duğunu v e suç sa> ılmadığı görüşünü sav unmuş- tu E\ leme katılan memurlan aklayan mahkeme- nın vargıcı Kemal Talay. ıdarenin memur kesi- miyİe ilgili vasalar konusunda. SSK kapsamına giren çalışanlara gösterdiği duvarlılığı göster- mediğine. TBMM tarafından onaylanmış ulus- lararası anlaşmalardan doğan haklann hukuka geçirilmesi açısından da oldukça ağır davranıl- dığına dikkat çekti. Dava konusu olan kamu çalışanlannın eylem- lerinin anav asav a ve yasalara a_v kın olmadığının. mahkeme kararlanv İa da kanıtlandığını belirten Talav kamu çalışanlannı aklavan karannda şu görüşlere >er vermişti. "Sanıklann bu e> lemlerinin uluslararası anlaş- malar ve anavasa hükümleri ışığında suç teşkil edip etmediğinin incelenmesi gerekir. Bilindiği gibi sendika özgürlüğüne ve örgürienme hakkı- nın korunmasına ilişkin 151 savılı ILO sözleşme- leri TBMM tarafından onav lanarak kabul edil- miştir. Çalışan kesimde çalışma banşının sağlan- ması açısından gelişmiş ülkelerin normlannın va- kalanması için işçilerle ilgili olarak 2821 sayılı Sendika Kanunu, 1475 savılı İş Kanunu ve506 sa- vılı SSK Kanunu gibi yasalann çıkanlarak uv gu- İamava konulmasına rağmen idarenin memur kesimiv le ilgili \ asalar konusunda aynı duyaruu- ğı göstermediği ve TBMM tarafından onaylan- mış uluslararası anlaşmalardan doğan haklann mev zu hu kuka geçirilmesi açısından ağır dav ra- nıldığı bir gerçektir. l luslararası anlaşmalann onavlanmasından bu vana geçen sürede gerekli düzenlemelerden hiçbirinin vapümadığı. bunun memur kesimim'n sendikal faaliyetlerini engelle- v ici bir durum olarak kabul edildiği anlaşümak- ta oiup, bunu vasalaria sağlanan haklann özüne ve adalete uvgun olarak kabul etmek mümkün değildir. Sanıklann içinde bulunduklan sosval. ekonomik koşullann düzeltilmesi isteklerini ka- nıuovuna duvurmak amacıvla İnsan Haklan ve Temel Özgürlükler. Av rupa Sözleşmesi. Av rupa Sosval Şartı. İnsan Haklan Evrensel Büdirgesi ve yukanda belirtilen ILO sözleşmeleri gibi vazılı belgeler ışığında. sendikal faaliyetlerde bulun- mak haklannı kullanarak. bunun bir ifadesi ol- mak üzere kısa bir süre için görev lerini terk et- melerinde hukuka ve yasalara av kın bir yön gö- rülmemiş. bu nedenle tüm sanıklann beraat- lanna karar vermek gerekmiştir."' 4 Kontrgeriflaınn tortusu sürüyor^ Trafik kazasında 18 kişi öldü ELAZIG (AA) - Elazığ- Bıngöl karavolunda meyda- na gelen trafik kazasında. ilk belirlemelere göre 18 kişi öl- dü. 39 kişi yaralandı. Saat 21.3*0 sıralannda me> - dana gelen kazada. Muş'tan İstanbul'a gitmekte olan 34 LAR 91 pfakah otobüs, 21 TD 335 plakalı traktöre arka- dan çarptı. Şahabettin Sany ıldız > öne- timindeki otobüs. daha sonra karşı yöndeki İlyas Çalış- kan'ın kullandıgı 23 P0512 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada. 18 kişi öldü. 39 kışı de yaralandı. Kazada hayatını kaybeden- lerden kimliği belirlenen 12 kişininadlarışövle: İlyas Ça- lışkan. Şahabettin Srıyıldız. Sabahattin San>ıldız, Enver Emre, İhsan Geldi, Vaşar Gökmen, \e>sel Babaoğlu, Semra Sağkürk, Avdın Ada- man. Hikmet Bacallı, Kerem Tora, Cihan Tuncer. Yaralılar. Elazığ'daki has- tanelerde teda\ i altına alındı. • Baştarafı 1. Sayfada Cumhuriyet'e vaptığı açıklamada. Interpol tarafından aranan Abdul- lah Çatlı'nın.elini koluna sallayarak v urda girip çıkması. cebinde dev le- tin yeşil pasaportunu taşıması ve devletin yüksek düze\ emnivet gö- rev lisi ilebirpolitikacınınarabasın- da birlikte olmasının dikkat çekici olduğunu v urguladı. Son skandalın. bazı dev let kuruluşlanmn bazı siya- si evlemcilere 12 Eylül öncesinden dıvet borcunun kaldığını ortava çı- kardığını anlatan Ecevit. "Belli ki bazı dev let kuruluşlan birtakım def- terler ve dosvaların kanştinlmasını istemivoriar1 " dedi. Eceut. 1970'li yıllarda devlet içinde örgütlenen kontrgerillanın or- taya çıkanldığını anımsatarak. u Si- lahlı Kuv^vetler'in eski düzenlemeyi sürdürdüğünü zannetmiyorum. Ö- nun bütün sakıncalan ortav a çıktı. O dönemde resmen kuilanılan değil de 'ömür bo>u vatanseverler' olarak adlandırılanlar. görev lerini herkesin gözleri önünde verine getirme>e de- vam ediyorlar. kontrgerillanm tortu- su sürüvor" diye konuştu. Susuriuk'taki trafik kazasıyla ilgi- li olarak sürekli tepkilerin ortava konulduğunu. ancak bunun yeterli olmadığını vurguiayan Ecevit. bu konuda çözüm üreten tek siyasi ku- ruluşun DSP olduğunu savundu. Adaletin veterince baüımsız olma- ması nedeniv le bu tür olaylann üze- rine veterince gidilemediğini anlatan Ecevit. şugörüşleri dile getirdi: "Bir noktadan sonra adalet tıkanıyor. Çok iyi niyetJi hâkimler ve savcılar var. Fakat bu tür olaylann üstüne bir ölçünün ötesinde yürüdüler mi he- men başka görev lere aktarılıvoriar. Bu olav laryolsuziukla bağlantılı. \o\- suzluklann üzerine rahat gidilebij- sin dive Yüksek Denetleme Kuru- lu'nun Başbakanlık'tan avnlıp ba- ğınısı/ bir kunıluş durumuna getiril- mesini önerdik. ^'argı bağımsızlığı daha dov urucu bir düzeye varsın di- ve anavasa değişikliği hazırladık." Ecevit. hazırlanan yasa önerileri- ne destek gelmediğini kavdederek ilk başta ANAP'ın önerilere imza vennesi gerektiğini belirtti. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "Devlet baştan aşağı yapılanmalı- dır" sözlerini anımsatan Ecevit. "Bunlar güzel sözler. Ama yapılan- dırma çok zaman alır. Biz çok basit iki çözüm öneriyoruz. Kısa sürede sonuç verebilecek iki öneri" dedi. Ecevit. milletvekillerinin doku- nulmazlıgının kaldınlmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisinin de önemine ışaret ederek "Meclis için- de söv lediklerini dışanda da söv le>e- bilirler. Ama onun dışındaki her rür- lü suç iddiası karşısında dokunul- mazhkları kalkmalıdır" di>e konuş- tu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear