23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM 1996SALI HABERLER K a r a A f r i k a ' n ı n D î b i / 3 'Atatürk entelektüel, Mandela değil'Türkiye Masası Sorumlusu Villiers: • Mandela 'nın Atatürk ödülünü reddetmesi geride kalmış bir durumdur. O dönem devlet başkanı değildi. • Türk Hava Yollan'nın ekim sonunda direkt seferlere başlayacak olması, ekonomik ilişkileri arttıracak. • PKK bir terör örgütüdür. Bu konudaki düşüncemiz nettir. Org. Karadayı bugün Çin'de • PEKtN(AA)- Geneikurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı. bugün özel bir uçakla Malezya'dan Çin Halk Cumhunyeti'nin başkenti Pekin"e gelecek. Orgeneral Karadayı, Pekin'de bulunduğu süre içinde. Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin. Savunma Bakanı Chi Haotian ve Genelkurmay Başkanı Fu Quanyu ile görüşecek. Daha sonra Şian, Şangay ve Guilin'e geçecek olan Orgeneral Karadayı, Şian'da askeri okulu, Şangay "da da deniz iissünü ziyaret edecek. Meclis sıraları üniversitelere • ANKARA(AA)- Yenilenecek olan TBMM Genel Kurulu salonu. inşaatı yapacak olan Emlak Konut'a teslim edıldi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli. Meclis'in gelecek yil açılışını bu salonda yapmak istediklerini belirterek "Size biryıl dahi süre vermiyorum. 24 saat çahşmak az gelıyorsa 25 saat çalışın" dedi. Genel Kurul salonundaki mevcut sıraların üni\ersitelere gönderilecegini kaydeden Kalemli. "Kimse nıerak etmesin. Salondaki tüm antikalar da korunacak" diye konuştu. Ankara Barosu seçimleri I ANKARA (ANKA)- Ankara Barosu Başkanlıgı için 19-20 ekim günlerinde yapılacak genel kurul öncesinde Demokratik Sol AvukatlarGrubu. Ünsal Toker'i aday gösterdi. Ankara Barosu başkan adayı Ünsal Toker. yaptığı yazıh açıklamada genel kurula "Demokratik Sol Avukatlar", "Meslekte Bırlik". 'Demokratik Birlık" ve "Çağdaş Avukatlar" olmak üzere dört grubun katılacagını belirtti. Eğil'de heyelan: 5 ölü • EĞİL(AA)- Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde dün saat 16.30*da olan toprak kayması sonucu. devriye göre\i yapan askerler, göçük alîında kaldı. Meydana gelen göçükten. 7 asker \e korucu yaralı olarak kurtanldı. Yaralılar. Diyarbakır Askeri Hastanesi"nde teda\ i altına almdılar. Göçük altında kalan gü\enlik görevlilerinden Jandarma erler Kadir Argun. Adem Ovar. Çağdaş Şimşir \e geçici köy korucusu Mehmet Uzan'ın cesetleri çıkanldı. Göçük altında kalan jandarma teğmen Ahmet Kara'nın hayatından ümit kesildiği belirtıldi. Türbanlı yargıç tartışnrası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler \ e Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK). bir süre önce kura çeken türbanlı yargıçlar Hülya Gerçeker ile Emine Uçar'ın, sicıl durumlannı dün görüşmeye başladı. Yüksek kurulun öğleden sonraki toplantısına Adalet Bakanı Şevket Kazan katılmazken geç saatlere kadar de\ am eden toplantı sonrasında açıklama yapan kurul üyeleri, türbanlı yargıçların sicil durumlannın gündemealınıp tartışılmaya başlandığını. ancak henüz bir karara varamadıklannı belirttiler. MUSTAFA BALBAV H atfield alanı. Pretoria'da genç- lerin buluştuğu yerlerin başın- da geliyor. İlk bakışta A\ rupa şehirlerindeki "eski kent" alanlannıanımsatıyor. Çevre- de. tabloyu andıran özenli binafar. alt kat- lan. bar. restoran. cafe... Güzel bir ışıklan- dırma. sokakgösterilenne. konserlerineuy- gun bölmeler... Üç akşamüzerini burada geçirdim... Bahann da kalkısıy Ja oisa gerek. cı\ ıl cı- vıldı... Burayı hele bir ekim sonunda görmeliy- mişim... Öyle dediler... Uç gün boy unca buradakı eğlence yerle- rine gelen tek siyaha rastlamadım. Arada. alanın ortasından geçiyorlar. biraz oyalanı- yorlarama, benimseyip kalmıyorlar. Yinegüneşlibirakşamüzen...Geçengü- nü günlüğe dökme>e çalışıyorum... Sık rastladıgını görüntülerden bıri... Yakasında kocaman bir yıldız. Siyah birbezin üzerin- de... Rengi gümüşü anımsatı>or. Pek çok yerde rastladım. Ama soramadım. Hatfi- eld'de biraz daha rahatım. Özür diley ip sordum: -Bu vıldıznedir? Başını biraz yukarı kaldırdı. göğsünü ha- fif şişirdi: - Church. church...( Kılı- se... Kilise...) Meğeraıt olduklan kılı- senin amblemiymiş... Büyük çoğunluğu \ıl- dız. Kimılennde güvercı- ne benzer bir kuş motıfı .. Ister istemez. dızi y azısı- nın ilk günü vurguladığım Kenyatta'nın sözü aklıma geldi. Güne> Afrikagezımın ı- ki günlük bölümü biraz resmiydi. Sırasıyla. Sovve- tan Gazetesi'nin Editöru Themba Molefe. Sunda> Independent Gazetesi'nin Editörü John Battersby. Johannesburg \Vitwaters- rand Üniversitesi'nde Prof Tom Lodge. Güne> Afrika Ünıversitesi'nden Okut- man DirkKotze\e Dışişle- rı Bakanlığı Türkiye Ma- sası Sorumlusu Delina dı? Villiers'le konuştum. Önce görüşmelerden çı- kardiğım genel sonuç: - Irkayrımı gibi savunul- ması olanaksız bir yükün üzerlerinden kalkmış ol- masının rahatlığı içindeler. - Ekonomide ve sosyal kaynaşmada işlerinçok iyi gitmediğinin ayırdındalar. Ancak. "yılların getirdiği sorunların kısa sürede ço- ztilmesinin güçlüğü" ge- rekçesı birincı dayanaklan. - Gelecekle ılsilı tıenel Kilise amblemi Afrika'da kimi sivahlar bağb olduklan kilisenin amblemini vakalanna rozet olarak takıyorlar. Buna rozetten çok, "madalyon" denıek daha doğru olur. Suncity. Pretoria'ya iki saat uzaklıkta bir "ha\al şehir". Yüzlerce kuıııar makinasının bulunduğu eğlence nıerkezi, diinya güzellik yanşmalarına e\ sahipliği yapmakla da ünlü. bir iyimserlik var. Temel endişe. ülkeye yo- ğunlaşan siyah göçü. sayılan şimdilik bin dolavında da olsa. beyazİann ülkeyi terket- me eğılimi içine girmesi... Sowetan Gazetesi'nin yazı işleri birimı. tipik birgazete... Çevrede arşi\ dolapları. üstleri yanları kitap-yayın dolu. Çok dü- zenli olmayan masalar... Salonda on kişi var, Cç-dördüvargücüvleçalışıvor. oradan oraya kosuşturuyor. Ötekilerden kımıleri sandalyeye poposunu yaymıs bulmaca çö- züvor. kimileri telefonda... Editörün bir masa iki sandalvenin zor sığdığı odasmda sohbet edi>oruz. Molefe. beyazİarın biraz daha sorumluluk alması gerektiğıni düşünü>or. "80 \ ıldır süren bir uv gulamanın izlerini hemen ortadan kaldırmakolanaksız. Birin- ci sorun insanların bannma gereksinimle- rinin karşılannıası. Mandela vönotinıinin hazırladığı >eni programa uluslararası ku- ruluşlar da destek \erirse. 2000 yılına dek temel sorunlar çöziimlenmiş olur" dı\or. Molefe başta Sovveto olmak üzere. si- yahların yoğun yasadığı \erlerde sorunla- nn henüz çözümlenmediğini vurguluşor. Battersbv "le görü^memiz ise Türkiye'nin turizmdeki yeri ile başladı. Geçen temmuz ayında Marmarıs'teymiş. Merhaba. teşek- kür ederim gıbi Türkçe sözcükleri arada bir yineledi. L'zun yıllar Kudüs'te gazete- cilik yapmış. Türkı\e')i tanışor. Battersby'nin verdiği rakamlara göre. Mandela yönetimi döneminde çevredeki fakirülkelerden Günev Afrika Cumhurive- tı'negelen sıvahların :>a\iM üç mıKonuge- çiyor. İşsızlik ise ürkütücü boş utlarda. Yüzde 40... Battersbv nın değerlendırmesi >öyle: -Afrika llusalKongresi(ANC)iktidara hiç zorlanmadan geldi. Bu. önceki mücade- le dönemiv le zıt bir durum. Ancak. tutun- ması için ekonomiye hakim olması gereki- yor. Önümüzdeki dönemin birinci sorunu. ülke ekonomisinin yönlendirilmesi ola- cak..." Hemen başarı beklenmez... Prof. Lodge'la üni\ersitedeki odasında kitap yığınlan arasında görüştiık. Masada- ki kitaplann bırkısmını yan tarafa ko> un- ca > üzünü görebildim. ~Be>azlara daha büyiik sorumluluk dü- şüyor. Daha fazla \ergi ödenıeliler. Fatura- ya katılmalılar" divor. Prof. Lodge'un san^ın tipik bir bevaz ol- duğunu vurgulayalım. Hemen başarı beklemenın yanlış olaca- ğını vurguluvor. Değerlendirmesı şösle: "Beyazlar hiikü'metten çekilmekle hata ettiler. Bunu herhangi bir haklı gerekçeye dayandıramazlar. Bu dönemin sorumlulu- ğu sadece Mandela yönetiminin üzerine bı- rakılmamalıydı. Şunu herkes kabul etmeti ki, şu anda sivahların temel sorunu, i>i eği- tilmiş olmamaları..." Demokrasi sancısı mı? Bu Afrika ülkelerinin türnünde >.ar. Gü- ne> Afrika Cumluıriyeti'ni (GAC) biraz da bulunduğu coğrafvavla birlıkte değerlen- dirnıek gerekivor.. Kotze ile görüşmemiz d^ "Türkiyegezi- siyle™ başladı. Geçen avlarda Ortadoğu Teknık LJni\ersitesi'nin uluslararası top- lantısı için Ankara'ya gelmiş. Kotze GAC'ııı bugünkü görünümünü şöyleözet- lıyor: "Celeneksellikle modernlik arasındaki dengey i tutturma çabası..." Anay asanın henüz oturmaması. \erel li- derlerin etkınliğinin sürnıe?ı ve bunu daha da artırarak devam ettırnıe istemleri, sivah- ların gelir düzevinin düşük olması. bir an önce be> azlar kadar ıv i >aşama_\ a başlama özlemlerı temel sorunların başında geliyor. Kotze GAC'daki demokrasıv ı yeterli bul- mavanlara şu >oruy u y önelttığıııı söy lüyor: "Afrika*da denıokrasisi mükemmel kaç ülke gösterebilirsiniz?" GAC'ııı dünyadaki verını alma stratejı- sinı de şöyle özetliyor: "A\usfralva. Hindistan. Malezy a, Singa- pur hattıyla bir kuşak oluşturma..." Kotze. verel lıderlerın. kabıle reislennin etkınlıklerinin kınlamamasının çağı yaka- lamada sorun oluşturduğunu vurgularken. koıuı bir yerde Atatürk-Mandela karşılaş- tırmasina geldi. "Çok fark var" dey ıp devam ctti " Mandela senıbol. Popüler bir lider. Tüm dünyada tanınıyor. Ancak. Mandela'nın yepyeni bir ülke yaratmahedefi olduğusöy- lenemcv. Atatürk. sadece ulusal kurtuluş sa\a>ını kazannıış bir asker değil. Ülke ku- ran bir lider. Benim önem verdiğim bir ay- rım da şu; Atatürk entelektüel. Mandela değil..." Türk Hava Yolları... GAÇ Dışışleri Bakanlığı. Başkanlık Sa- rayı'nın hemen yanında. \üksek tepede. geniş bahçelerin ortasında... Saray ve çevresı beyaz yönetim döne- minde yapılmış. Kolonyal bir vapı. Şimdi Mandela oturuyor. Binanın ıçı de yüksek sütunlan. işleme- li bölümleriy le Av rupa havasını yansıtıyor. Villiers'ın odasında ilk dikkatı çeken du- vardaki Moskova'yı anlatan poster. Tepe- sinde. "Moskova'yı seviyorum" vazıyor. "Seviyorum" sözcüğü kalple anlatılmış... Kızıl Mevdan'da herkes birseyler satıvor. satın alıyor. Arkada askerler kaz adımla yürüyor. Kremlın Sarayı'nın kubbeleri... \ılliers'ın son yurtdışı görevi Mosko- va'vmiş. Villiers öncelikle. ikibin y ılına dek plan- lanan yenı kalkınma hedefinden söz ettı. Yıldabir mılyonkonutun yapılması hedef- leniyor. "Gelinen nokta küçümsenemez" dey ip devam etti: "Seçimle gelmiş bir hükümet var. Bu süreçte herhangi bir olumsu/luk yaşaıımadı. Bu- gün karşüaşılan sorunlar ise, temeldeçözüm sürecinin baş- lanıasından kaynaklanıyor. ^erel yönetimlerin güçlü ol- ması olumsu/luk değil. Onlar bi/iııı kırsal alanımı/da ya- şayan insanlar. Tabii ki diile- rini de konuşacaklar. 11 res- mi dilden dokuzu yerel. Şim- di rahatlıkla dillerini konu- şuyoriar. geleneklerine bağlı olarak yaşamlannı sürdürü- yorlar." \illiers. dünyadaki olu- şumlarıntümüyleilgılendik- lerini. Afrıka'da öncü güç olarak bölgesel ışbirliğinin de güçlendırildiğıni vurgu- larken konu Türkiye'ye de geldi. Işte Türkiye ile ılgıli değerlendirmeleri: - Asy a ile Av rupa arasında köprü. büy ük potansiyele sa- hip bir ülke... - llışkılerimiz istenen dü- zeyde değil... - Sürmekte olan silah am- bargosunun yakın gelecekte son bulacağını sanıyorum. - Mandela'nın Atatürk ödülünü reddetmesi geride kalmış. bir durumdur. O dö- nem dev let başkanı degildi. - Türk Hava Yolları'nın ekim sonunda direkt seferle- re başlayacak olması. ekono- mik ilişkileri artıracak. - PKK bir terör örtrütüdür. Bu konudaki düşüncemiz nettir. Gökkuşağı ülkesi... GAÇ'ı tanıtan yayımlar şu tanımlamayı çok sık kullanıyor: "Gökkuşağı ülkesi..." Gerçekten birdizi renk birarada... Biraz da "zorunlu"olarak birarada yaşayan in- sanlar yıHarca birbiriyle "sorunluydu". Siyahlarla beyazlar. siyahlarla siyahlar karşı karşıya... Düny a doğal olarak siyah-beyaz aynlığı- nı ön plana çıkarıyor ama. sıyahın siyahla çekişmesinin sonuçlan da çok acı. Örnegin. sadece Zulu bölgesinde. Zulularla Mande- la'nın kabilesi Koza'lar arasındaki catış- malarda ölenlerin sayısı onbinlerle ifade edıliyor. Uzun yıllar yaşananacılannardından bu- gün herkes birarada yaşamanın koşullarını olıışturmakta hemfikir görünüyor. Çadırınınçevresinde 13 karısınaayrıay- n küçükçadırlarkurduranZuluKralıGud- vil'le. Avrupa tipi yaşam tarzını yerleştir- miş. değiştirmeye de nıyeti olmayan bey az adam barış içinde birarada yaşamanın koşullannı oluşturmaya çalışıyor. Bu bir bakıma. sadece Afrika'nın en dibindekı insanlann çabası değil. insanlığın sınavı . YARIN: Yoldasla Mister arasında Ttü.Z YAZIIORHAN BİRGİT Çeyrek yüzyıldır siyaset ya- şamımızda boy gösteren Er- bakan, partisinin beşinci kongresinde sergilediği ılımlı görüntü ile kuşkusuz gerçek- ten bir kimlik değiştirmeyi amaçlamıyor. Kocaman birsi- yasi partinin, bir gece içinde "radikal islami söylemlerden " vazgeçıp "cumhurıyetin ve anayasal düzenin bütün ilke- lerini benimsemesi", üstelik bu değişımı, parti programın- da tek bir kelimeyi bile yerin- den oynatmadan yapması el- bette inandırıcı değildir. Zaten, her çorbaya mayda- noz olma alışkanlığındaki sa- yılı birkaç yazar-yorumcumu- zun dışında böyle bir değişime inanan da ortada görünmüyor. O kadar ki önceki günkü be- şinci kongrede "Hoca "larının yeni söylemini yadırgamadan dinleyen ve içlerine sindirme- yen delegelerin en fazla oyla yeni Merkez Yönetim Kuru- lu'na seçtikleri isimler arasın- da, "Atatürkçü olduğunu söy- leyenlere tükürülmesinı salık veren" Çalışma Bakanı Neca- ti Çelik var. En fazla alkışlanan milletvekili de Şevki Yılmaz. Beşinci kongreyi en öven medya da "Refah 'ın şahlamşı" manşeti ile en radikal islamcı gazete "Akit". Anlaşılan "Mutemeru'l Kıya- de 7 Şaabu 'llslamiye" cephe- since. yani "İslam Halk Komu- tanlığı"nca kararlaştırılan ta- kıyye böyle bir dönemin 20- runlu olduğu görüşünde olma- lı. Deneyimlı siyaset adamı Bülent Ecevit, Erbakan'ın ye- ni ve yumuşak üslubunu "fîe- fah Partisi'nin gerçek eğilim ve niyetlerini kamuoyundan saklamaya yönelik bir örtü'' olarak görüyor. Bu "örtü", Refah Partisi'nin başında bulunduğu bir hükü- metin ülkemizi dış ilişkilerde çok güç duruma düşürmesi- nin hesabının sorulacağı ya- rınki gensoru görüşmelerin- den önce güncel siyasetin üzerine serilmek istenilen bir şal olmalıdır. Bence kamuoyu önüne getirilmek istenilen bu Ortüyeni tartışma aracı ile ciddi bir uğraş içine girmeden Re- fah'sız bir hükümet arayışının taşlarını üst üste koymaya ça- lışmalıdır. DSP Genel Başkanı Ecevit, dünkü basın toplantı- sında. var olan hükümetin üç ay gibi kısa bir sürede ülkemi- ze nelere mal olacağını şu ana bölümlerde vurguiuyor: Laik demokratik cumhuriyeti te- mellerinden sarsacak: kadın- erkek eşitliğini engelleyecek: basın özgürlüğünü kısacak; ekonomik sorunları büsbütün ağırlaştıracak bir icraat zinci- ridir bunlar. • • • Bir haftadan berı. bu hükü- met giderse yerine nasıl ve ki- minle bir yeni hükümet kuru- lacağı hesaplarına. DSP Ge- nel Başkanı'nın getirmek iste- diği yeni boyut da ilginçtır. Öy- le anlaşılıyor ki DSP. istenirse bir DYP-ı- ANAP koalisyonun- da bu kez açıktan yer almaya kendisini hazırlamaktadır. Ecevit. böyle bir hükümetin iki partinin liderlerı dışında. a- ma aralarındaki devlet dene- yimlı milletvekillerinden birisi- nin başbakanlığında anlaşıla- rak kurulmasını düşünüyor. Hükümet içindeki anlaşmaz- lıkları çözmek için de koalis- yon ortakları arasında bir "or- taklık kurulu" öneriyor, Ekonominin düzlüğe çıkışı için, "Ekonomik ve Sosyal Konseyln etkin katılımı ile ha- zırlanmasını önerdiği üç yıllık bir çalışma prograrnının ge- rekli olduğunu söylüyor. Ara yerel seçimlerin genel yerel seçimlerte birlikte yapılmasını, hangi yerleşim birımlerinin bel- de. ilçe ve il olacağının nesnel ölçülere bağlanmasını istıyor. DSP lideri. tek dereceli ve makul genel barajlı nispi tem- sil dışında bir seçim sistemine karşı olduğunu bildiriyor; seç- men kütüklerinin güncelliğini savunuyor. Partilere yapılan bağışlarla ilgili kuralların işler- lik kazanmasını, uyum yasala- rının hızla çıkarılmasını ileri sü- rüyor. Ecevit, böyle bir hükümet için "laikliğin, eğıtimden baş- lanarak sağlam güvencelere dayandırılmasını, Sünni-Alevi ayırımcılığının önlenmesini ve din hizmetlerinde devlet katkı- sında eşitlik sağlanmasını" ko- şulları arasında sayıyor. Yargı erkinin gerçek bağımsızlığı, Yüksek Denetleme Kuru- lu'nun özerkleştirilmesi, Gü- neydoğu halkının ekonomik, sosyal ve eğitsel gereksinim- lerinin karşılanması, özel tim- le ilgili sorunların çözümü de Ecevit'in önerileri arasında. • • • Böyle bir oluşumun gerçek- leşmesi, Türkiye'yi siyaset bu- kalemunluğundan da kurtara- cağı için, Ecevit'in önerilerini bir küçük ekleme ile destekli- yorum. Mademki Anavatan ve DYP genel başkanlarının baş- bakanlığında bu iki parti anla- şamıyorlar; böyle bir hükümet için Bülent Ecevit'e, "Kram- ponlarını giy ve alana in" çağ- rısı yapılmalıdır. Içişleri Bakanı kararname konıısıında komışmadı 'BakanAğar imzalamasa bile Afrikage&si resminitetikli' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmertin Erbakanın "diplomaside örneği bulunmayan skandal" olarak değerlendırilen Afrika '" gezisinin tartışmaları siirerken Içişleri Bakanı Mehmet Ağar. geziye ılişkin kararnamey le ilgili "' soruları yanıısız bıraktı. Kararnamenın çıkmamasına ' karşın gezisinin resmi nitelik taşıyacağı öne sürülürken Libva hükümetınin de Mısırgıbı Erbakan'ııı ziyaretini "gayri resmi" olarak kabul ettiğî bildirildi. Ağar. gazetecılerin Başbakan Erbakan'ın - Libya gezisine ilişkin kararnamey i imzalayıp ımzalamadığı yolundaki sorularını yanıtsız bırakan Ağar. görüşmenın ardından Dışışleri Bakanı. -j, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'le birlikte J, Eskışehır'e gıttı. " Çadırında düzenlenen ortak ba^ın toplantısında J Erbakan'a "aşağılayıcı" sözler yönelterek Türkiye'de tepkiyle karşılanan Lıbya Devlet Ba^kanı Muammer Kaddafi'nm. Erbakanı "Türkiye Başbakam" olarak değil. "JsJam Komutanlığı üyesi" olarak tanıttığı "; bıldınldi. ' " •' • îçişleri Bakanı Ağar, Başbakan Necmettin Erbakan'ın Afrika gezisine ilişkin kararnameyi imzalavıp imzaiamadîğına ilişkin sorulan yanıtsız bırakırken, kararnamenın imzalannın tamamlanmaması durumunda da gezinin resrni nitelik taşıdığı ileri sürüldü. Hürriyet gazetesınin dünkü sayısında yayımlanan haberde. Libya Devlet Başkanı Kaddafi'nin Erbakan'ı "İslam Komutanlığı üyesi" olarak tanıtan sözlerinin. basın toplantısim Arapçadan Türkçeye çev ıren dıplomatın "sansürüyle** gızlendiği belirtildı. Kaddafi'nin teybe alınan sözlerinin deşıfre edilerek çev ırilmesiyle yenı bir skandal ortaya çıkarken bu A kayıtlara göre Libya Dev let Başkanı. konuşmasını / şöyle tamamladı: r ; "Şu anda bana soru sormay ın. Sorabileceğiniz her şeye ce\ap verdiğimi sanıyorum. Zaten yapacağımu bir toplantı daha var. Kendisiyle "İslam Halk Komutanlığı Kongresi'nin toplantısına gidiyoruz. Türkiye ve Erbakan da bu komutanlığın üyesidir." . Haberde. Kaddafi ile Erbakan'ın baMiı toplantısının , ardından 2 saat baş başa görüştükleri kaydedıldi. •; Kaddafi tarafından kurulan -Uluslararası İslama u ÇağnCemiyeti"nın gınşiınıyle 1989 > ılında oluşturulan belırtilen İslanı Komutanhğı'nın üyeleri • arasında Sudan. Tunus. Cezay ir gibi ülkelerin de - bulundugu belirtıldi. İslama Çagrı Cemiyetı. ,< Türkiye de 19ti9 yerel seçimleri öncesinde RP'ye -. •>' J yaptığı 500 bın dolarlık yardımla adını duyurdu. d Cumhuriyet. Erbakan'ın Lıbya zıyaretınde. bazı RP'lılerın İslama Çağrı Çemıyetf nin üst düzey ^ yöneticıleri ile gayri resmi düzeyde bazı görüşmeler - yaptıklarını ortaya çıkanniştı. içişleri Bakanı Ağar Fçişleri Bakanı Mehmet Ağar. İngili/ İçişleri Bakan ^ardımcısı Sackv ille ile görüştü. (Fotoğraf: A A) 6 Terör-uyuşturucu baglantısmm somut göstergeleri var' ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu)- İçişleri Bakanı Mehmet Ağar. Belçika polisinin geçen ay PKK'nin yayın organı MED-TV'ye yaptığı operasyonun. Türkiye'nin y ıllardan beri onaya koyduğu "terör-uy uşturucu" bağlantısının somut bir göstergesi olduğunu belirtti. Mehmet Ağar. İngiltere'nin uyuşturucu maddelerle mücadeleden sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Tom Sackulle'y 1 dün makamında kabul ederek bir süre görüştü. Ağar. görüşme sırasında yaptığı açıklamada. son dönemlerde "Balkan rotası" diye bilinen güzergâhta ele geçirilen uyuşturucunun yüzde 65'inin Türk polisi tarafından. yüzde 35'ınin de diğer Av rupa ülkelerinin polis teşkilatları tarafından ortaya çıkarıldığını bildirdı. Türk polisinin uyuşturucu maddelerle çok ciddi bir şekilde mücadele ettiğini v urgulayan Ağar. şöyle konuştu: "Hiç şüphesiz. bu görüşme çerçevesinde diğer organize suçlar kapsamında olan. uy uşturucunun terörle bağlantılarını da ' gündeme getireceğiz. Parlamentomuzda bugün ' BütçePlan Komisyonu'nda olan ';- kara para ile ilgili kanun tasansının da bu ay içinde yasalaşacağını ümit 'j ediyorum." Belçika poli>inin geçen ay içinde ,.' yaptığı operasyonlarda. _. kara para aklama işinin ,' PKK'nin y ay ın organı MED-T\"nin sahibinin ' ] de aralarında olduğu t kişiler tarafından yapıldığının net şekilde .• ortaya çıktığını kaydeden,,, Ağar. konuşmasını şöyle ,,ı sürdürdü: "Böylelikle y ıllardan beri bizim , söy lemiş olduğumuz terör, \ e uy uşturucu madde bağlantısının ortaya çıkışında somut bir •., gösterge daha görülmüş iı- oldu. Bu. bizim somuta ,v ulaştığımız .-.1 belgelerimizin, '. argümanlanmızın • + doğrulanması açısından >-\ son derece önemli bir >; operatikfaaliyet olarak -! görülmektedir. Bundan - [ sonraki dönemde, .'_ özellikle Av rupa ülkelerinin polis ' teşkilatları ve diğer /abıta- - teşkilatlany la yapacağımızişbiriiği için "• de önemli bir dönüm «'• noktası olmaktadır." ••'"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear