23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC ImfiyazSahİbi: Berin"Nadi Çetinkava 0 Yazıışlerı Mudurlen Ibrahim S ıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) • Haber Merkezı Muduriı Hakan Kara 0 Göoel Yonetmen Fikret Eser Vıldırım • • K u l t u r Genel Yayın Ydnetmenı Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Balcı 9 (stıhbarat Ceneiz Yayın KumlaİlhanSdçukiBaşkan). Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Yıldırım 0 Ekonomı Bülent Kızanlık orhan Erinç, Okta> Kurtbdke, - - - — -- • "••''••' Handan Şenkoken 9 Spor Yücelman 9 Makaleler Sami 9 Duzdrme Abdullah Yazıcı 9 Fotoeraf Erdoğan Köscoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Suğra 9 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç Hikmet Çetioka) a, Şükran Soner, Ergun Bafct. Dinç Tayanç. İbralüıı V ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba», Hakan Kara. Ajıkara Temsılcısı Mustafa Balbay 9 Haber Müdürti Doğan Akın Atatürk Bulvan \'o 125, Kaı 4, Bakanlıklar- Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks. 4195027 • izmır Temsılcısı. S«rdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel 4411220.Faks.+419117«AdanaTema!cısı ÇeJmYigenogtu. InönûCd. H9S.No 1 Kat-l.Tel: 3522550, Faks 3522570 Mûessesc Mudürij. ErolErfcut9 MEDYA C: • Yonelım MEDYA G : • Koonjınatör Ahmet Konıban 9 Kurulu Ba$kanı-Genel Yönetım Kurulu Muha&ebe BükntYenCT 91dan: Müdür Gâlbin Erduran Başkanı - Genel tlüseyioCürer91şietmeÖnder • Koordınalör Reha Muaûr Üıtûn Çeiik 9 Bılgl-lşlcm Nail İnal 9 Mrtman • Genel Müdur Akmen • Murahhas Bılgısayar Sıstenv Mürüvet Çikr Yarduncısı Mine Mtdağ üye Bora Gönenf y y n ve BasaD: Yenı Gun Haber Atansı. Basın \e \a>ıncıhk A Ş Turkotajı Cad 39 41 Cagaloglu 14134 Isl PK. 24* Islanhul Tel (0 212) *» 12 05 05 (20 hall Faks |O'2I2) 513 85 95 15OCAK 1996 Imsak:5.50 Güneş:7.21 Ögle: 12.20 İkındi: 14.44 Aksam 17.06 Yatsı: 18.31 MEDYACTel 51407 53-513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466 Atatürk konulu şiir yarışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Atatürk konulu bir şiir yanşması düzenledi. Bınnciye 5 mılyon lira ödül verilecek yanşmaya katılmak ısteyenler yapıtlannı, daktilo ile yazılmış 5 nüsha halinde ve engeç 15Mart 1996 tarihine kadar ADD'ye ulaştınlmak üzere, yanşmacının adı, soyadı, adresi ve kısa özgeçmişi ile birlikte taahhütlü olarak ADD Genel Başkanhğı, Gazi Mustafa Kemal Bulvan No: 7/3 Kızılay - Ankara adresine postalayabilirler. ADD'den örnek kampanya • GEBZE (AA)- Atatürkçü Düşünce Derneği Gebze Şubesi, Türkjye Bilimsel ve Teknik Araştirma Kurumu'nun (TÜBfTAK) Gebze'deki tesislerinin bulunduğu alana 2 bin 500 çam fıdanı dikti. Şube Başkanı Şendoğan Tezyüksel, fıdan dikimi dolayısıyla dün düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Atatürkçü Düşünce Derneği 'ni ebedileştırmek amacıyla kampanya başlatıldığını vurguladı. Doğal yaşamm onemi' • İstanbul Haber Servisi- Doğal Hayatı Koruma Derneği, "Doğal Yaşamın Korunmasının Önemi" konulu bir panel düzenledi. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bugün saat 18.30'da başlayacak toplantıya eskj Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürü Nezat Ceylan konuşmacı olarak katılacak. 40 milyar linalık kaçak eşya • tstanbul Haber Servbi- Emnıyet Müdürlüğü İstanbul Malı Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre Kadıköy Acıbadem'deki bir depoda ele geçirilen yaklaşık 40 milyar lira değerindeki kaçak eşyalarla ilgili olarak Murat Kavrak ile Mehmet Öğütçü gözaltına alındı. Açıklamada, elektronik eşyalann yurda girişine yardım eden eski gümrük memuru Sebahattin Yiğit'ın de yakalanmasına çalışıldığı belirtildi. Kongar'a liyakat haçı nişanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Federal Almanya Cumhurbaşkanlığı Türk- Alman kültür ilışkiienne katkılan nedenıyle Kültür Bakanliğı eski Müsteşan Prof. Dr. Emre Kongar'ı büyük liyakat haçı nişanı ile ödüllendirdi. Almanya Büyükelçisi Dr. Hans Joachim Vergau tarafından verilecek nişan için bugün saat 11.00'de Almanya Büyükelçiliği'nde bir tören düzenlenecek. Define arayan çok, bulan yok • İZMİR(AA)- Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınanı bilgiye göre, ülkemizde yüz binden fazla insanın define arama ruhsatı bulunuyor. Sadece son 3 yılda 570 define kazısı gerçekleştirilmesine karşılık bugüne kadar 'Define buldum' diyen olmadı. Define aramak ısteyenler r.rayacaklan yerin bağlı olduğu mülki aminne başvuruda bulunmak zorundalar. Arama maksadınm ve defîn-; aranacak yeri tam olarak ve kime ait olduğunun belirtilmesi, fotoğraflann da çekilmesi gerekiyor. Chagalhn tablosu çalmdı • KUDÜS(AA)-Ünlü ressam Marc Chagall'ın 'Jacob'un Merdiveni' adlı tablosu Tel Aviv'deki bir galeriden çalındı. Polis yetkililerinin verdikleri bilgiye göre tablo, Gordon Gaîeri'den geçen cuma günü çalındı. Sanatçının 1950'lerin sonlannda yaptığı tablonun değerinin 140-150 bin dolar olduğu hilrfirilivor Yasayı, çokuluslu ilaç şirketleri olumlu karşılarken eczacı örgütleri ve SSK sert dille eleştiriyor Patent, ilaç seklörünü îldye böldü• Eleştirilerin odak noktası Patent Yasası'yla birlikte ilaç fiyatlannda göriilecek astronomik artışın yanı sıra yerli ilaç sanayiinin çökrnesi endişesine dayanıyor. GÜ1VDÜZ tMŞtR Son yılllarda süreklı olarak gündemde tutulan, ekonomik, sosyal ve hukuksal bo- yutlan ile yoğun tartışmalara konu edilen 'Patent Yasası"nın sessiz sedasız yasalaşma- sıyla birlıkte ilaç sektöründe ilginç bir cep- heleşme yaşanmaya başladı. Yasanın getı- rip götüreceklen konusunda taraflar ara- sında büyük birçelişki yaşanıyor. Yasa, ço- kuluslu ilaç şirketlerince olumlu karşıla- nırken başta yerli sanayiciler olmak üzere eczacı örgütlen, SSK ve diğer sağlık mes- lek kuruluşlan tarafından sert bir dille eleş- tiriliyor. Eleştirilerin odak noktası ise başta Patent Yasası'yla birlikte ilaç fiyatlannda göriile- cek astronomik artışın yanı sıra yerli ilaç sanayiinin çökmesi endişesine dayanıyor. Bu da beraberinde Türkiye'nin Patent Yasasf- nın uygulamaya konulacağı I Ocak 1999 ta- rihinden itibaren ilaçtatamamen dışa bağam- lı hale gelip gelmeyeceği sorusunu günde- me getiriyor. Yıllardır Patent Yasası'nın çıkması için her türlü yolu deneyen çokuluslu ilaç şir- ketlerine göre 'Patent YasasT globalleşme- nin önemli bir adımı. İlaç işverenleri ser- best ticaretanlaşmalannın önkoşulu olan pa- tentin en önemli özelhklerinden birisi ola- rak ülkedekı araştırmayı geliştirmesinı gös- teriyor. Türk Eczacılar Birlıği ıse ilaçta pa- tenfi kabul eden ülkelerde dahı patentin ül- keye getirdiği yararlann tartışıldığına dik- kat çekerek, eleştirilerinı şöyle özetliyor Yûksek fiyath ilaç "Ülkemize bu alanda >eni teknolojilerin gjrmesi olanaksız bir dunıma gdecek. l lus- lararası tekeller, ilacın patent kapsamına ahnmasıyla birlikte,vüksekfi>-atlanailaç pi- yasasına girecek, böylece ilaç fiyatlan ast- ronomik miktariarda artacaktır. Aynca ilaç hammaddeleri halk sagltğını doğrudan ii- gilcndiren stratcjik hammaddelerdir. Dola- yısıyla bu alanda dışa bağımlı olmak, savaş, ambargo gibi kririk durumlarda sağbğm tehlikcve girmesini doğuracaktır. Son yıl- larda büyük getişme gösteren gen müben- disüği, mikmbi\uloji gibi teknolojilerin ül- kemize girmesi olanakstz dunıma gelecek- tir. Yeıii sanayii,gdişmenin aksine,önce du- raklav^cak Ueride ise ya fason ilaç yapar dunıma geiecek ya da fabrikalannı kapa- T Ü k ı y e ' d e t e n t i n ö y k ü 1950'lerden beri tartışılıyorPatent konusu ülkemizde 1950'li yıllardan ben tartışılıyor. Aslında Türk hukukunda patent dıye bir sözcük yok. Bunun karşılığı olarak kullanılan deyim 'thtira beraü.' Ihtira, buluş veya yeni bir şey türetme, icat etme; berat ise kişiye verilen resmi belge, imtiyaz hakkı, rütbe anlamına geliyor. Uzmanlar, patenti somutlanmamış yaratıcı düşünceyi, yenı bir hakkı devletçe belirli bir süre güvence altına aJan resmi bir belge olarak tanımlıyor. Patent aynı zamanda ticaret ve üretım ilişkilen açısından buluşu yapanın haklannı korurken ona bir tekel de sağlıyor. Ihtira Beratı Nizamnamesi'nin konusunu işte bu haklar oluşturuyor. Işin en önemli yanı buradaki kamu yaran. Çünkü kamunun yaran her yeni buloştan yararlanmak yönündedır. Burada da ikilem şu: Biryandan yaratıcı düşünceyi, emeğı koruyacak, özendirecek ve maddi yönden yararlanmasını güvence altına alacaksınız, diğer yandan kamu çıkarlannı gözeteceksiniz. İşte patent hukuku, bu karşılıklı çıkarlann dengeii bir şekilde uzlaştmlması gereksiniminden doğuyor. Ülkemizde "İhtira Beratı Nizamnamesi"nın yayın tarihi ise 1879. Şu anda ülkemizde geçerli en eski yasalardan bınni oluşturuyor.Bu nızamname 1844 Fransız Patent Kanunu'ndan alınmış olup ilaçlar için patent verilemeyeceği son derece açık şekilde dıle getirilmiş. l950')ı yıllarda ıse Yabancı Sanayii Teşvik Kanunu ile ülkemıze gelen yabancı şirketler, yasanın boşluklanndan yararlanarak patent alma girişimlerinde bulunuyor. Ancak 1961 yıiında Kurucu Meclis bunu engelliyor. Her şeye karşın patent almak için yabancı şirketler 196O'lı yıllardan bugüne kadar dış baskılar kurup, ikili anlaşmalarla bu hedeflerini zorluyor Yabancı ilaç şirketleri "gizfi" de olsa patent uygulamasına 1984 yıiında İlaç Fiyat Kararname'siyle ilk adımı atıyor. Böylece son 11 yıldır tartışılan eşdeğer ilaçlar arasındaki fiyat farklılıklan uygulamaya konuluyor. yacakür. Arastırma gelistinne>'e imkânlan olma\acağı gibi patentli ilaçlar bugün üret- tikleri Uaçlann yerini alacakûr. •' Riskler ortadan kalkacak Çokuluslu ilaç şirketleri ise Patent Yasa- sı'nı çok farldı özetliyor. Örneğin ilaçta pa- tentin kabülüyle patentsizliğin getirdiği ba- zı risklerin ortadan kalkacağı, ülkede bü- yük ölçüde teknolojik gelişme ve yatınm- lann gerçekleştirileceğini ileri sürüyor. Bu- nun yanı sıra patentin uygulamaya konul- masıyla bırlıkte ilaç fiyatlannda en çok yüzde 2'lik bir artış olacağı vurgulanıyor. İlaç şirketlen patentin getireceğı diğer ya- rarlan ise şöyle sıralıyor: Piyasa hisseleri arttı - Patentin kabulünde yerli ilaç sanayii çö- ker şeklindeki yorumlan kabul etmek yan- hşbr. Yurtdışında patenti kabul eden hiçbir ülkede bu gelişme ölmarnıştır. Aksine paten- tin kabulünde örneğin İtalya ve İspanyaYla yerB şirketler gelişmiş ve piyasa hisseleri art- mıştır. A> nca patente itiraz eden şirketlerin ço- ğu bugün aynj zamanda çokuluslu Uaç şir- ketleriyle lisansflişkileriiçindedir. Bu neden- le patentten doiayı yerli şirketlerin iflas ede- cekleri tddiası sa\unulamaz. İlaçta patentin tekel yaratfjgı iddialan tamamen yannştır. Patentli olsun olmasın her yeni ilaç pryasa- da mevcut veya piyasaya girecek birçok ilaç ve buluşla rekabet etmek zorundadır. Bu- gün Türkiye'de, antibiyotikler konusunda rekabet eden uluslararası patentli Uaç sayı- sı 20nin üzerindedir. Kalp ilaçlannda da bu sayı IS'in ahında değüdir." tlaçta patentin yasalaşmasıyla birlikte gö- rülen en büyük değişım 1970-80'li yıllarda ülkemizı terk etmiş çokuluslu ilaç şirketle- ri ile dünya ilaç devlerinin yeniden Türki- ye'ye dönüp, milyonlarca dolar yatınma gi- rişmeleri olarak özetlenıyor. Bristol-Me- yers Squibb, Servier, Merck Sharp Dohme, Eli Lily ve Glaxo Wellcome da ülkemıze ya- pılan dev yatınmın öncülerinden sayılıyor. Roche, Hoechest, Bayer, Pfizer ve benzeri ilaç devleri de daha şımdıden yeni yatınm- lar için hazırlık yapıyor. Halen ülkemizde 70 trilyon liralık bir ilaç pazan mevcut. Bu pazarda 5 bini as,kın ilaç satılıyor. Satılan her dört ilaçtan biri antı- bıyotik. 100'ü aşkın ilaç şirketi ülkemizde son 10 yıldır lisans anlasmalanyla ürün pa- zarlıyor. Bugün ülkemizde var olan 105 firmadan ilk 5'i iç pazann yüzde 45'ini kontrol edi- yor. Bu ilk 5 firmaıun 3'ü ise yabancı. Yi- ne, ilk 10 firma ise pazann yüzde 65' ini kont- rol ediyor. Bunun yüzde 6'sı da yabancı. İlk 30 firma ise pazann yüzde 94'ünü kontrol ediyor. Bunun da yüzde 14'ü yabancı şırket- lere ait. D r . C e n g i z Y u r t o ğ l u Kabul için tanınan 4 yıllık süre az İstanbul Haber Servisi- Çokuiuslu ilaç şirketleri- ne karşı başlattığı ucuz ilaç kampanyası ile tanınan Yurtoğlu Farma İlaç. San. ve Tic. AŞ'nin Yönetrm Kurulu Başkanı Dr. Cen- giz Yurtoğlu, ülkemizde 1984 yılından bu yana uy- gulanan 'gizii patent' uy- gulamasının dünya ilaç devlerinin ekmeğine yağ sürdüğünü ıleri sürdü. 'Pa- tentin kabulü'nün ahlaki bir anlayış gereği olduğu- nadikkat çeken Yurtoğlu, "Ancak patentin ülkemiz- deki kabulû için tanınan 4 jıllık süreçok azdır. Bbden daha gelişmiş ülkeier için tanınan 8-9 yıllık süre ül- kemizde neden uygulan- madu bu araşünlması ge- reken önemli bir sonı- dur"dedı. TBMM'den sessiz se- dasız çıkanlan Patent Ya- sası'na yönelik eleştiriler yoğunlaşarak sürüyor. Türk Eczacılar Birligi'nce sert bir şekilde eleştirilen Patent Yasası'na ilışkin di- ğer ilginç bir yorum da Dr. Cengiz Yurtoğlu'ndan gel- di. Dr. Cengiz Yurtoğlu'na göre ülkemizde 1984 yı- lından bu yana uygulanan gizli patent uygulaması sonucu eşdeğer ilaçlann fiyatlan arasında yüzde 250-300'e varan farklılık- laroluştu. Dr. Cengiz Yur- toğlu, bu uygulama ve özelliklenni şöyle sıralı- yor: "28.12JŞ94 w 18619 sayılı Resmi Gazete'nin 84/8845 sayıb karan ile ül- kemizin ithal ettiği ilaç hammaddeJcrineadeta bir patent uygulaması olana- ğı getirilmiştir. Bunun so- nucunda da aynı eşdeğer ilaçlannfiyatlan îld iiç kat artmıştır. Bunun anlamı aynı ilaç hammaddesini, A firması kilosunu 100 do- lara ithal ederken aynı hammaddeyi bulan B fir- nıasının kilosunu 300-350 dolara ithal etmesine ola- nak sağlanmışür. Bu uy- gulama halen bütün htny- bsürmüktedir. Bubakım- dan çokulusiu ilaç şirket- leri ve onlarla işbirliği ya- pan diğer Uaç şirketleri bu tür bir uygulama Ue Uaç- ta hakn gizli patenti de- vam ettirmektedirler ve bunun sonucunda ülke- mizde, dünyanuı herhan- gi bir başka ülkesinde gö- riilmeyen şekilde eşdeğer Uaçlarîda fiyat farkİılıkla- n görülmektedir.'' Kendi ülkelennde satış- lan üzerinden yüzde 25-30 arasında kâr sağlayan ço- kuluslu ilaç şirketlennin ülkemizde uygulanan sa- tış üzerinden yüzde 15'den faizla kâr elde edememe zorunluluguna karşın mil- yonlarca dolarlık yatınm yapmalannın şaşırtıcı ol- duğunu vurgulayan Dr. Yurtoğlu, yapılması gere- kenleri şöyle sıralıyor: -BuçelişkiyiSağlıkBa- kanlığı ve TBMM mutla- ka araştırmalıdır. Sağlık Bakanhğı'nın dünyada bu- lunan her yeni patentli ila- cın ruhsatına müsaade et- mesi ve ö/ellikk 1999 yılın- dan sonra bu tür üaçlara derhal izin vermesi bahis konusu olmamalıdır. Bu- gün ABD Sağlık Bakanb- ğı ilaç bölümü (FDA), Av- nıpa'da kullanılan birçok patentli ilacı yıllar sonra çok ckldi bir seleksryon- dan gecirerek kabul etmek- tedir. Bu bakımdan T.C. Sağlık Bakanlığı da her patent almtş ilaca ruhsat vermemelklir." Hindistan'da kız çocuklar bir yükolarak goruluyor. Çünkü kı/larım e\ lendiren aileler geleneklere göre oldukça yüJksek başhk parası ödemek zorunda kabyor. Hindistan'da erkek doğmayan, ölüme mahkûm Çeviri Servisi - Hindistan'm bazı bölgelerinde, anneler yok- sulîuk yüzünden yeni doğan kız çocukJannı boğarak ya da dil- lerine zehirli zakkum sürerek öldürüyor. 1 ocağa kadar, gebe kadınlar doğurmak istemedikleri kız ço- cuklannı yasal olarak kürtajla aldırabiliyorlardı. Ama hükümet yenı bir yasayla gebe kadınlann cinsiyet testi yaptırmasını ya- sakladı. Hint otoriteleri artık ceninin cinsıyetinı belirleyen am- nıosentez ve ultrason gibi yöntemlerin uygulanmasına izın ver- miyor. Bu karann alınmasında rol oynayan en büyük etkenler- den biri Hindistan kadın nüfusundaki büyük düşüş. Dünya ge- nelinde 100 erkeğe 105 kadın düşerken, bu ortalama Hindis- tan'da 100 erkeğe 95 kadına düştü. Bazı bölgelerde ise bu oran 100 erkeğe 85 kadına kadar düşmüş. Hindistan'da 1 erkek cenine karşılık 1000 kız cenin kürtajla alınıyor. Kız çocuklann öldürülmesi 1870 yıiında îngilizler ta- rafından yasaklanmıştı ama bu gelenek hâlâ varlığını sürdürii- yor. Kız çocuklar bir yük olarak görülüyor çünkü kızlannı ev- lendiren aileler geleneklere göre oldukça yüksek baslık parası ödemek zorunda kalıyor. Kızlannı öldürenler yalnızca yoksul aileler değil. Unicef'e göre Haryana ve Pencap gibi iki zengin bölgede 100 erkeğe 87 kadın düşüyor. Hindistan'a gelen turist- leri en çok şaşırtan şeylerden biri de kadınlann azlığı. Köylüler, geleneksel olarak kız çocuklara sahip olmayı para ve yiyecek kaybı olarak görüyor. Çünkü kızlar büyüyor, evlenip gidiyor ve kendi ailelerine hıçbır katkıda bulunmuyor. Bir ata- sözü şöyle dıyor: "Kız çocuğu büyütmek komşunun bahçesini sulamak gibidir.** Ama orta sınıf aileler bile erkek çocuklan kız çocuklara tercih ediyor. Bir araştırmaya göre hastanelere getiri- len çocuklann yüzde 84'ü erkek. Aileler kız çocuklannı ancak ölmek üzereyken hastanaye getiriyor. Amerika'da çahşan 'kalp sihirbazı' 35 yaşındaki Türk doktorun başansı Dr.Oz9 uısana ıııekaııik kalp takma izni aldı ÖZGENACAR ANKARA-Amerika'da ''kalp sihirbazı'' denilen 35 yaşındaki Dr. Mehmet C. Öz, kalp nakli yapma- dan insanlara 45 gram ağır- lığında bir mekanik kalp takma iznini alarak yeni bir başanya daha imzası- nıattı. New York'taki "Colom- bia Presbyterian Hastahanesi"nde çahşan ve ge- çen hafta boyunca hastaneden çıkmadan sürekli olarak çeşitli ameliyatlar gerçekleştiren Dr. Öz'ü bir boş anında bulduk ve son başansı hakkında şu bılgilen aldık: "Amerikan Gıda ve tlaç Yönetimi (FDA) daha ön- cehayvanlarda başan iledenedigimi/,'Jarvik 2000' adlı kalp pompası niteliğindcki mekanik kalbi in- sanlarda da denenmesi volundaki önerimizi kabul etti. Bu aygıtı önce biz kalp nakli yapüamayacak 120 insanda deneyeceğiz. Sağiayacağımız başan orant- nın yüksekliğine göre FDA öteki insanlarda da kul- lanılmasına izin verecek.'' Daha önce Ne\v York'ta kendisi ile yapüğımız bır konuşmada Dr. Öz, kalp nakli yapılamayan hasta- larda u Jarvik7" adlı biraygıtın kullanıldığını, bu- nun ağır ve kısa ömürlü olduğunu, aynca felce yol açtığını söylemişti. Dr. Öz zamanla oluşturulan ve sadece 800 gram ağırlığındaki u Thermo Cardiosystems Heartma- te" adlı bir başka kalp pompasının devreye sokul- duğunu da anlatmıştı. Bu aracın ıç yüzeyi paslan- maz ve dümdüz olduğu için kan hücreleri metalin yüzeyine yapışıyor ve üst üste tutuşuyorlardı. Da- ha sonra bu pıhtılar kopup hastanın beynine ulaş- tığında felce neden oluyordu. Bu olumsuzluğu gi- dermek amacıyla aracın iç yüzü zımpara yüzeyi gi- bi pütürlü hale geririlmişti. Aynca güçlü kalp pil- lerinin hasta vücudunun dışında koltuk altında ta- şınması gerekiyordu. Aygrt takıldığında hastanın ken- di kalbı vücutta bırakılıyor, bu pompa hastalıkJı kalbin yanında ek bir supap görevi yapıyordu. Dr. Öz, çeşitli denemelerden sonra oluşturulan ve sadece 45 gram ağırlığında "Janik 2000" adıy- la tanınan bir pompa üzerinde uzun bır süre çalış- tı. Bir insanın işaret parmağı büyüklüğünde ve bir duş hortumu görünümündeki bu pompa ile ilgili ça- lışmalan hakkında Dr. Öz şu bilgiyi verdi: "Bu pompayı önce inekte denedik. Öteki aygrt- lar büyük olduğu için çocuklarda vegençlerde önem- li sorunlar yaratıyordu. Inekten sonra bu pompayı koyunda ve en son olarak da geçtiğimiz yaz köpek- te denedik. Başarüı sonuçlar ahnca bu konuda tam yetkili olan FDA'ya, bu mekanik kalbin insanJarda da kullanümasma izin vermesi için başvurduk. TCI Heartmate denilen bu aracı FDA inceledL FDA, bu aygıtı tıbbi müdahale ile kalp nakli yapılamayacak 120 hastada denememize 'olur' verdi. 120 hastada alacağunız başan oraıunın > üksekliğine göre öteki hastalardada kullanımınayine FDA karar \erecek." Dr. Öz, "Böylece bu arastırma, insanlann kalp nakli olmakstzın sadece mekanik kalple yaşayıp ya- şamayacaklannı da ilk kez ortaya koymuş olacak- ür" dedi. Dr. MehmetÖz, ilk mekanik kalbin subat ayı için- de adını vermediği bir gence takılacağını açıkladı. Siyanürle altın çıkanmı kitap oldu İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Bergama'nın Ovacık ve Edremit'in Havran yöresinde siyanürle altın çıkanmıyla ilgili gelişmeler kıtap oldu. 'İzmir Çevre Hareketi Avukatları'ndan Senih Ozay, uluslararası altın firması Eurogold'a karşı verilen hukuk savaşımını tüm aynntılanyla gözler önüne serdiği kitabına Shakespeare'ın 400 yıl önceki yaklaşımından esinlenerek, 'İnsanhğuı Ortak Orospusu Altın' adını koydu. Mudzesanşın Türkiye'nin çevre gündeminde önemli yer tutan, başta Bergama, Artvin olmak üzere çeşitli yörelerde siyanür kullanılarak altın çıkanlması tartışmalanna yazdığı kitapla açıklık getiren Senih Özay, kamuoyunu uyanyor. Aİtını "Ona dokunanı eriten, kraUann başuıa taç, kiminin de Idozetinin bir parçası olan mucize sanşuu." dıye tanımlayan Ozay, "Altm kraDığı IJdya'nın krallanalün kadehleriyle zehirlenmedi mi? Amerika'nm ilk sahipleri altın yüzünden bu hale gelmedi mi" sorulannı yönlendirdiği okuruna şöyle sesleniyor: "Bırakın şu sanyla hava afmayT, kendiniz, kendiniz gibi olun. Dünyanın, hepimizin hammaddesi toprak bizim kalsuı. AJünı gösterişe değil, tedaviye bu-akın, bambaşka bir değer yaratuı" SOS Âkdeniz Derneği Yayınlan arasında çıkan kitap çevrecı örgütler tarafından ilgiyle karşılandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear