23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN1994ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Demir-çeliktesislerininkapatılması... KARDEM "in zarar etmesinin temel nedenleri, Ankara'da verilen Fıyatlama, yatınm ve fınanslama kararlanyla ilgilidir. Bu kararların, işletmeyi iyi tanıyan kendi yöneticilerine bırakılmasıhalinde, tesislerinkısasüredeönemli kâr düzeylerine ulaşması beklenmelidir. Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSAN H ükümetin uygulama- ya koyduğu 5 Nisan Kararlan içınde. Ka- mu İktisadi Teşeb- büslerine (KİTlere) ait birçok kuruluşun 1994 sonuna kadar, birleştırme ya da kapatılma volu ile faaliyetlcrine son verilmesi kararlaştınlmışür. Bu arada. Karabük Dtmir ve Çelik Fabrikaları Mütssesesi'nın özelleştınlmesi olanağı bulunamadığı halde. yıl sonunda faa- liyetlerinin durdurulması öngörül- müştür. Bu yazı. Karabük Demir-Çelik İy letmeleri (KARDEM) ile ilgili karann yerindeliğini irdelemek amacını güt- mektedir. Kararla ilgili olarak yaptığı- mız araşürmalar. kapatmanın siyasal ve sosyal zararlannın vanında 'Ha- zine'nin gelir kaybına neden olacağı'nı göstermekıedir. I939'da çalışmaya başlayan KAR- DEM, Türkışe Demır-Çehk İşletme- leri (TDÇİ) Gencl Müdürlüğü'ne bağlı bir "müesseseM dir. 1993 yılında 5964 işçı ve 1227 memurun çahşması sonunda kapasiıenin yüzde 106'sı ora- nında 722 bin ton sıvı çelik üretmiştir. KARDEM'in 1993 yılı zaran. 2.4 tnl- yon TL olarak gerçekleşmiş. 1994 yılı zarannın 4.9 trılyon TL'yc ulaşacağı tahmın edilmiştır. Tesislerin kapatılması amacıyla kul- lanılan zarar rakamlan. temelde "işlet- nıenin çalışacağı varsayımf" ile > apılan hesaplamalara dayanmaktadır. "Işlet- menin faaliyetlerinin durdurulacağı varsayımı". bu temel varsayımın tam tersidir. Onun için. tesislerin kapatı- lması karan verilmeden önce. bu ikin- d varsayımla yapılacak tahminler ın- celenmelidir. Elimizdeki rakamlarla ulaştığımız sonuçlar aşağıdadır: l. Kapatma karannın, gelirleri (na- kıt girişleri) ile kapatma karannın gi- derleri (nakit çıkışlan), işletmenin 1993 yılında kâr-zarar hesabında gös- terilen gelirler ile giderlerden çok fark- lıdır. Bu nedenle, 1993'te gerçekleşen zarar ile 1994 ıçin tahmin edilen zarar rakamlan. kapatma karan için anlam- sız (irrelevant) tutarlardır. Kapatma karannın bu karar için anlamlı (relevant) gelirleri, şunlardan oluşacakür: a) Tesisleri kapattıktan sonra. öden- meyecek olan üreıimin değışken gider- leri. Elimizdeki 1993 verilerivle bu tu- tann, 1994 yılında >aklaşık 5-6 trilyon TL düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilebilmektedir. Tesisler kapan- dıktan sonra bu tutar, sonsuza dek her yıl için kazanılmış olacaktır. b) Elimizdeki bilgıler. KARDEM fabrika ve tesisleri ile personel lojman- lannın 8 mılyon m2 arazi üzerine kuru- lu olduğunu göstermektedir. Fabrika kapatıldığı takdirde, Hazine'nin ola- cak (ya da satılabilecek) bu arazinin satış değeri de kapatma zarannın ge- lirleri arasında hesaba katılmahdır (Elimizdeki rakamlara göre. orada mr si 1 milyon TL'den olmak üzere. 8 milyon m2 araziden 8 trilyon TL elde edilebilecektır). Tesisler kapandıktan sonra bu tutar. yalnız bir kez elde edı- lebilecek bir gelirdır. c) Tesisler kapandıktan ve KAR- DEM'in borçlan ödendikten sonra. artık ödenmeyecek olan faiz tutarlan da kapanma kararının gelirleri arasın- da sayılabılecektir (Elimizdeki bilgile- re göre. KARDEM'in 1994 yılı fi- nansman gıderlerınin 4 trılvon TL'ye ulaşabileceği tahmin edilebilmekte- dir). ç) Elimizdeki bilgilere göre, işletme- ye ait olup lojman olarak kullanılan 1500 kadar konutun. işletme kapatıl- dıktan sonra elden çıkanlması ile elde edileceği tahmin edilen nakdın de ka- patma karannın gelırlen arasına kon- ması gerekecektır. Bu bılgıler. bu tuta- rın da 1 trilyon TL'yı aşabıleceğıni göstermektedir. d) Hurda satışlardan da 1 trilyon TL elde edilebilecektir. Önümüzdeki karar alma sorununu çok kanşlırmamak için. kapatma ka- rannın gelirleri arasındakı zamanlama farklannı yok sayarak (günumüzdekı faiz hadlerinde bu v arsay ımın fazla za- ran yoktur). 1994 yılında kapatılacak tesısİenn 1995'te toplam olarak Ha- zine'ye.vaklaşık 19-20 trılvon TL gelir sağlayacağı tahmin edilebilecektır. 2- Yukandakilere karşılık. kapatma karannın giderleri de \ ardır. a) Kapatma karannın en önemli gi- deri. kapatma ile bırlıkte. yitırılecek olan satış geliridır. Elimizdeki bilgilere göre. 1994"te tesisler çalıştınldığı tak- dirde. 700 bin ton çelik üretilebilecek ve bundan yaklaşık 7 trilvon TL satış gelin elde edilebilecektır. Bu tutar. ka- patma karannın sonsuza kadar her vıl sürecek bir gıdendır. b) İşten av nlacak çalışanlara ödene- cek kıdem ve ihbar tazminatlan ile on- lara ödenecek her türlü özendırme pri- mi. kapatma karannın önemli giderle- ri arasındadır. Elimizdeki bilgilere göre. çalışan başına bu ödentilerin 200 mily on TL'y e v e > aklaşık 7 bin çalışan üzerinden bu tutann 1.4 tnlyon TL'ye ulaşacağı tahmin edilebilmektedir. c) Çalışanlann veniden işe yerleşti- rilmesi için gerekli olabilecek ö'demele- rin de bu giderler arasına konması ge- reklıdir. Bu tutann da 1 tnlyon TL'ye ulaşacağı tahmin edilebilmektedir. ç) Kapatmadan sonra müesseseye ait borçlann Hazıne tarafından öden- mesi gerekecektir. Elimizdeki bilgilere göre bu tutar. 6.5 trilyon TL'dir (Tesis çalıştığı takdirde bu lutar. KARDEM tarafından normal çahşmalar içinde ödenecektir). d) Tesislerin kapatılmasından son- ra. KARDEM'de üretılen çeliği ala- rak işleyen endüstri işletmelerine. vıl- da 700 bin ton çelik elde edilerek sağ- lanması gerekecektir. Eğer bu çehkler sağlanamazsa o endüstnlerde ortaya çıkacak katma değer ve ıstıhdam kayı- plannın da kapatma karannın gıderle- ri arasına konması gerekecektir. Ek olarak gerekli olacak" bu 700 bin ton çelik. ithal edılecek ise elimizdeki bilgi- ler. bunun içinde her vıl 5-6 trilvon TL harcama gerekeceğinı göstermektedir. Yukardakı kaba tahminler. kapat- ma karan giderlennin. 1994 sonunda tesisler kapatıldıktan sonra. 1995 yı- lında. 21-22 trilyon TL'ye ulaşacağını göstermektedir (Enflasyon. gelir ve gi- der bılgilerini avnı ölçüde etkıleyeceği için. rakamlar hesaplanırken nazara ahnmamıştır). Kapatma kararlannın. sadece yıllık 'kâr-zarar rakamlan'nabakılarakveril- memesi gerektiğıni, bu örnek bile açı- kça göstermektedir. Kapatma ka- rannın yukardakine benzer bir yarar- zarar (cost-benefıt) hesaplaması yapıl- madan verilmesi halinde Hazine'nın büvük zararlara uğraması söz konusu olabilir. "Fırsat maliyetleri" (opportu- nity cost) kavramı. bu kararlar için dafıa uygun temelleri oluşturacaktır. KARDEM'in tüm bunlann üstün- de. bir de ERDEMİRdeki yüzde 25.5 oranındaki sermaye payının. Kamu Ortakhğ) İdaresi'ne (KOİ) bedelsiz olarak de\ redilmiş olması sorunu var- dır. ERDEMİR hisselerinin bugünkü pazar değerine göre tutan. 2.5 - 3 tril- von TL'dir. Bu lutar 30 Nisan 1987de Bakanlar Kurulu, ERDEMİR'in özelleştirme karannı (K-54) aldıktan sonra. 3291 savılı kanunun birinci maddesi hükmü gereğince. KAR- DEM elindeki ERDEMÎR hisselen KOİ'ye devredilmiş ve karşılığında KARDEM'e bir bedel ödenmemiştir. Tüm yukardakiler göz önüne alı- nınca, Karabük tesisleri ile (ve aslında bütün kapatma kararlanyla) ilgili ka- rann veniden ele alınması aerektiğı gö- rülme'ktedir. Cstelik KARDEMın zarar etmesinin temel nedenleri, An- kara'da verilen fıyatlama. yatınm ve fınanslama kararlanyla ilgilidir. Bu kararlann. işletmevi iyi tanıyan kendi vöneticilerine bırakılması halinde. te- sislenn kısa sürede önemli kâr düzey- lenne ulaşması beklenmelidir. KAR- DEM'ı kâra geçirmek sıv asal. sosyal v e ekonomik açılardan zararlan olan ka- patmayı gerçekleştirmckten çok daha kolay olsa gerektir. ARADA BİR DR. MAHMUT TOLON 0y Kullandırılmayan Bir Milyon Seçmen ''Turkiye 'de en zengin bir milyon seçmenin oy verme- siyasak!" Çok şaşırdınız değil mi? Ama gerçek bu! Türkiye'nin en zengin, en iyi okumuş ve ülkenin iemsilinde en etkin bir konumda olan kesimi oy kullanamıyor! Nerede ise son yerel seçimlere göre yüzde 10'a yakın bir seçmen kesiminden söz ediyorum. Bu acı gerçeği, politikacıları- mız ve gazetecılerimiz anlamadılar. Anlasalar bu sorun çözülene kadar gündemden düşmezdi! Otuz yıldır bu böyle. Genel seçimlere ıki yıldan az kaldı ve ülke ekonomisi- ne en fazla katkıda bulunan kesim, oy veremiyor. Şu ana kadar bu satırlan okumuş olsanız bile az sonra sıkılıve- feceksiniz biliyorum. Alamancılardan söz edince Tür- kiye'deki okurun gözü aniden yan sayfadaki resimlere takılıveriyor herhalde. Alamancıların sorununu günde- me getirmek zor. Garipler ne Almanya'da ne burada oy sahibiler. Kötü niyetten falan değil, olayı tam anlama- maktan ve anlatamamaktan! Düşünün, tüm Bursa ya da Ankara seçmeninin oy vermesi yasaklansa ya da bece- riksizlikten önlense, demokratız diye geçinenler ülkede böyle bir skandal olduğunu anlasalar, gereken düzenle- meler çoktan yapılırdı diye düşünüyorum. Ama yapılmı- yor! Bırakın bu tür bir düzenlemenin yapılmasını, bu konuda basmda bir yazıyı çıkarmak bile zor. Bundan yir- mi beş yıl kadar önce ilk defa binlerce imza toplayıp Bonn'daki büyükelçiliğe bu konuda bir dilekçe verdik. Sonra imza toplamaya harcananın üç katı çaba ile üç santimlik bir haber çıkarabilmiştik gazetelerde. MArkası 19. Sayfada Liselerimiz diploma dağıtmamerkezleri mi? Deps geçme ve kredi sisteminin amacı. öğrendnin veteneğine ve becerisine göre kendini geliştirmesi ve zaman kaybına neden olmadan bilgili \e büinçli gençleri mezun etmekti. Ucuzdiploma dağıtmak değil! Doç. Dr. SUZAN ERBAŞ Hacettepe Vni. Eğitim Fakültesi D ers geçme ve kredı sisteminin özü, yararlan ve zorluklan dünkü vazımda irdelcnmıştı. Kredili sıstemın başanvla uy- gulanabilmesi için okul. veli ve öğrenci tarafından \apı- lması oiası bazı >anlışlıklan açıkça sövlemek- te yarar vardır. Okul tarafından vapılan yanlışlıklann başında (sıstemın anlaşı- lmadığından ve >eterlı derecede esnek dav- ranılmadığından) öğrencilere sunulan ders yelpazesinin çok dar olması, öğrencileri ilk yanyıldan itibaren klasik matematik, fen ve edebiyat kollan gibi bir zorunlu dal grubuna sokup daha sonraki yanyıllarda öğrencılerin yeteneklerine göre gruplannı değiştırme ola- nağı tanınmaması gelir. Başka bir yanlışlık da öğrenciye. temel bir dersi başarmadan bir ust 'kur'u okul idaresi tarafından vermektir. Ör- nek olarak fen I ve H'yi bitırmedcn bivoloji. fızik ya da kimya dersi vermesi. ya da fızik I ve II'>i okumadan fızik III'ü vermesidir. Veli tarafından vapılan yanlışlıklann ba- şında çocuğun veteneklen ve becerılennı yargısız değerlendırmek yenne. kendi bas- tınlmış duygulanna, ısteklerine v e kompleks- lerine göre (oğlum kızım doktor olacak...) çocuğunu vönlendirmesı gelir. Öğrenci ta- rafından vapılan vanlışlıklann başında okulu veterlı derecede cıddıye almamak gelmekte- dır. Sınıfta kalmak kalktığından. bir boşver- mişlıkle öğrenci, devamsızhk vapabilmekte va da dersını çalışmamaktadır Şımdı. bu sistemın uygulamasının üçüncü vılında, 1994'ün bahannda ortava çıkan so- runlara bakılmalıdır. Şubat ayında ilk me- zunlannı veren bu sısteme göre lıse son sınıf öğrencılennın vaklaşık üçte bin mezun ola- bılmıştir. Bu şu demektır; devlet okullannda en az 134 va da daha fazla kredı alabilen ba- şanlı. bılinçlı veokul idaresi tarafındandoğru yönlendırilen öğrenciler mezun olmuştur. Mezun olabilen öğrencilenn bazılan. zorunlu kredı savısını yirmi kredı ile aşabılmışlerdır Bu öğrenciler rahat bir bıçımde ünıversıte gı- riş sınavına evlennde ve dershanelerde hazı- rlanmaktadır. Bununla beraber dört yan yılda ancak 66 kredı alabilmiş öğrencilere ünıversite sına- vına girme hakkı tanındı. Bu öğrenciler. her yanyılda ancak 16-17 kredılık bir ders yükü- nü başanvla bıtırebılmıştir. Devlet okullan- nda haftada 30 ders okutulduğuna göre -okuldan kaynaklanan ders açmama durum- lannın dışında- bu öğrenciler. ya kendıliğın- den ilk dört yanyılda 17"şer kredi almakla. lı- seyi ancak sekiz yan yılda bitirmeyi baştan göze almışlardır ya da bırçok dersten ba- şansızlardır. Bu sıstem zaten daha önce bu- yük sayıda öğrencinin sınıfta kaldığı dıkkate almarak geliştınlmıştır. Ders geçme ve kredi sıstemı bırkaç dersten başansız olan öğrenci- lere üç yılda. zaman kaybına uğramadan okulu bitırme nrsatı tanımak \çin > ürürlüğe kondu. Ama unutulmaması gereken bir du- rum var: Eskıden beş. aln ya da fazla dersten buıunlemeye kalan öğrencilenn büvük bir kısmı sınıf tekrarladılar ve bu öğrencilenn ol- dukça büyük bir bölümü de okulu bırakmak zorunda kaldılar. Ba^ka bir ıfade ile. eskı sıstemde Iıseye baş- layan her öğrencinin üç yılda lıseyi bıtirmesı olanaksızdı. 1994 yılı üniversite giriş sınavına daha on- cekı yıllara göre başvuru sayısı daha da drtmıştır. Bu artışın nedeni. eskı sistemle karşılaştınldığında. lısenin birinci sınıfını an- cak bıtırebılmış temel derslennı bütünüyle ta- mamlayamamış. lıse son sınıfının sevıyesıne ulaşamamış zayıf öğrencilenn Öğrenci Seçme ve Yerleştırme Sınavı'na girme hakkı kazan- malanndan kaynaklanmaktadır. Bu zayıf öğrencilere akşam. hafta sonu ve yaz tatilı kurslan vermekle. bilgıleri bir lise mezunu- nun sevıyesine getirilebilecek ve üniversite kazandınlacak mı? Üniversiteyi kazanabılse- ler, üniversite seviyesinde bir eğitımı ızleyebi- lecekler mi. ya da üniversitelerimizın eğitim öğretim !*viyesını daha da mı düşürecekler? En korkunç olanı. Milli Eğitim Bakanlığı'- nca. kredilerini tamamlamayan öğrencilenn üniversite kazandığı takdirde. durumlannın "düşünülmesi" sözü verilmiş olmasıdır. Bu sistem bu kadar yozlaştınldıktan sonra. liselerimiz kay ıt olan her öğrenciye başansına bakmaksızın diploma verir duruma getıril- mişlerdır. Ders geçme ve kredi sisteminin amacı. öğrencinin yeteneğine ve becensıne göre kendını geliştırmesi ve zaman kaybına neden olmadan bilgili ve bilınçli gençlen me- zun etmekti. Ucuz diploma dağıtmak değil! Bir "lise"nin amacı mezun ettiği öğrenciyi bellı bir kültür ve bilgı düzey ine sahıp. bilinçlı bırey haline geürmektır. Oğrencıyi zorunlu bir zaman okulda tutup. diplomasını eline vermek değil! PENCERE Çiller Hangi Galakshle Yaşıyoı 1 ?.. Başbakan Çiller iki anahtarla birlikte anılıyor, bunlar- dan biri ev anahtarı.. Ikıncisi otomobil!.. Çiller'in verdiği söze göre enflasyon, yüzde 10'a ine- cek, her aile ikı anahtara sahip olacaktı. Yurttaş sevinç içinde anahtarlık satın almaya kalkıştı. Piyasada çok güzel anahtarlıktar var, kimi mavi boncuk- lu, kimi gümüş işlemeli, kimi madenden, kimi deriden; al ıki anahtarı tak anahtarlığa keyfini çat!.. Gerçi saf genç kızları da böyle kandırıyorlar, magan- da bozuntusu yeni zengin, 'kara para' bezirgânı, hayali ihracat kodamanı. mafiozi milyarderi, piyasada rasladı- ğı tazeyi iki anahtarla şavulluyor Birincisi, metres tuta- cağı kızın altına çekeceği otmobilin anahtarı, ikincisi alacağı apartman dairesinin anahtarı!.. Kızcağız filmler- de gördüğü hayatı yaşamak için iki anahtara fit oluyor, anahtarlığına takıyor. Bir de saçını uzatıp sarıya boyattı mı, ıki anahtarlı püfür püfür bir metres oluyor. 1991 seçımlerınde yurttaşa ikı anahtarın sözünü ver- mek kandırmaca mıydı?.. • Otomotivcıler de sevinmişlerdi.. Bir siyasal ıktidar, yurttaşı kontak anahtarmın sahibi yapmaya yönelırse ne olur?.. Otosatışları artar. Ne yazık kı beklentiler çıkmadı; oto satışları düştü; ama. enflasyon yüzde 100'ün üstüne çıktı... ikı anahtar suya düştu. Anahtarlık elde kaldı.. Dargelırli şımdı burnundan soluyor, emekçinin hali bi- tik, köyluyü zaten defterden sıldık, memur ne yapacağını şaşırmış, Koç bile yakınıyor Çiller mutlu1 Başbakanımız: "Ben" demiş "kendi iç dunyamda çok rahatım, çok iyi bir hesaplaşma veriyorum. Insanın kendi kendine verdi- ği hesaplaşma, en önemli hesaplaşmadır." Hürriyet, 7 Haziran 1994 Çok güzel. Yalnız Bayan Başbakanımız dikkat etmeli, kendi ken- dine hesaplaşması da devletin hesaplarına dönüşme- sin; çünkü Hazıne. Merkez Bankası. döviz kuru, faiz derken son aylarda birdenbıre ortalık şallak mallak ol- du Çiller kendi iç hesaplaşmasında da enflasyonu yüz- de 100'un üstuneçıkarmasın, faiz oranlarını yüzde400'e tırmandırmasın.. Çünku bu gıbi durumlarda IMF'ye başvuramaz, gıde- ceğı yer ruh doktorudur. • Çiller diyorki: "Kendi iç dunyamda çok rahatım. " Gerçek mi?. Yüzbinlerce işçi sokağa atılıyor, ocaklar sönüyor, aile- ler yıkılıyor Ucuz ekmek büfelerinin onundeki yoksul kuyrukları gun geçtikçe uzuyor. Devletin KIT'leri sudan ucuza elden çıkarılıyor. Zonguldak kara kara duşunüyor. Karabük karalar bağlıyor. Sanayici ne halt edeceğını şaşırmış, bankalara şimdjy den gözdağı verıyor: - Borcun vadesı geldiğınde benden zırnık alamazlar, yok ki vereyim.. Dargelırli, orta hallı, şırket sahibi, küçük memur, es- naf, köylü ne olacağız?' diye sabah akşam düşünüp geceleri uyuyamazken. batan bankalara parasını kapttr- mış yurttaşlar ne yapacaklarını şaşırmışken Çiller: "Ben" dıyor "kendi ıç dunyamda çok rahatım.." Ne biçim dünya bu?.. O dunyada köylünün, işçının, memurun, dargelirlinin hiç mi yeri yok? O dünyanın coğrafyasındaTürkiye, hari- tadan mı silınmiş?. O dünya bir uzak galakside mi kurul- muş?.. EĞER PENCERELERÎNİZ HÂLÂ PIMAPEN DEĞILSE... BlRAKIN, KÜRÜ ÇEVREYE SAYGILI OLMAK KARANLIKTA KALMAK DEĞİLDİR 5 - '2 hazTan Dun/o Çevre Hahosını hep bırLkre kutlayalım I • • • Korkuyoruz. Yeşil çevrenin yok olmasından, dünyamızın yorulmasından korkuyoruz. Doğru! Ve karşı çıkıyoruz. Zehirli atıklara, kumsallara otel yapılmasına, termik santrallere... Peki karşı çıkmak yeterli mi? Çözüm getiren önlemlerin yanında olmamız gerekmez mi?... Mesela pencerelerimiz PİMAPEN olmalı. PİMAPEN, sağladığı yakıt tasarrufu sayesinde her yıl, bir termik santralin ürettiği enerjiyikarşılıyor. Azşeymibu?...Hadi,pencerelerimizePİMAPENtaktıralım. Çünkü enerji çok kıymetli. Çünkü enerji tasarrufu evlerimizden başlıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear