23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7HAZİRAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 17 Çalışan en eski gemi ve en büyük kitap fuan 'Doulos' ülkemizde DünyadaMen büyükaçlık;kitaba! TUNA ERDEM Malta bandırab "Doıılos" adlı bir gemi, olağan ulusJararası bo- ğaz trafiğine kanşarak Kuruçeş- me nhtımına demirledi. İlk bakı- şta lüks yolcu gemilerinden biri izlenimi bırakan "DoukK", aslı- nda 35 değişik ulustan 350 kişi ve 300 tonluk bir kitap stokunun yanı sıra dünyanın halen çalışan en eski gemisi. dünyanın en bü- yük kitap fuan ve dünyanın tek yüzen uluslararası komünü gibi sıfatlan da beraberinde taşıyan çok özel bir gemi. "Herkese Iyi Kitap VakfTnın gemiyi satın aldığj 1978'den bu yana 72 ülkede 296 limanı gezen ve 20 milyon ziyaretçi tarafından gezilen bu yüzer fuar, önce Mer- sin'e uğradıktan sonra İstanbul'a ulaştı. Yemek kitaplanndan, klasik edebiyat yapıtlanna, ço- cuk kitaplanndan, sanat kitap- lanna kadar çok çeşitli konular- da İngilizce, Almanca ve Türkçe kitabın sergilendiği "Doulos"ta uluslarüstü bir para birimi kul- lanılıyor: Ünite. Bir ünitenin 50 bin Türk Lirası olduğu fuarda tüm kitaplar indirimli fıyatlarla satıhyor. "Doulos"un halkla ilişkiler müdürii Jane Barkro'dan gemiy- le ilgilı bilgi aldık: - Doulos'ım gönüllü personeli arasında milliyet. yaş ve mesleki geçmiş açısmdan çok farklı kişiler bulunuyor... Ingıltere'den Kenya'ya. Ar- navutluk'tan Uzakdoğu ülkele- rine kadar 33 değişik ülkeden gö- nüllü personelimiz var. Yaş ve meslek açısından da aynı çeşitlilik söz konusu. Burası küçük bir $e- hir gibi her mesleğin temsilcisi var. Zaten gemide belli sayıda doktorun, güverte görevlisinin. makinistin bulunması yasal bu zorunluluk. Ancak şu anda bc> doktorumuz var ve bir tane^ fınnda çalışmayı tercih ediyor. Gönüllü personelin yaşı da 60 ile 17 arasında değişiyor. Bu yaş farklıhğı sağlıklı birortam yaratı- yor. Liseyi bitirdikten sonra. üni- versiteye girmeden önce dünyayı gezmek. yaşamda hangı yolu seçeceğine karar vermek içın bize katılan birçok 17- 18 yaşında genç var aramızda Ancak per- sonelin çoğunluğu 25-30 yaş arasında. - Doulos'ta görev dağıiımı nasıl yapdıvor? Görev dağıiımı tümüyle gönül- lülük temeline dayanıyor. Kişile- rin daha önce yaptıklan işe uy- gun bir görevde olabiliyor tama- men farkb bir görevde. ömeğin 20 yıllık dişçi mutfakta görev aldı. Berber var ama bu işi yap- 1978'den bu yana 72 ülkenin 2 % limanında, 20 milyon ziya- retçi nin gezdiği bu > üzer fuar- da 4 bin çeşit kitap bulunuyor. Depoları yarım milyon kitabı barındırabiliyor. (FotoğraflanHATİCETUNCER) mak istemediğı için, bu konuda hiç bir deneyimi olmayan biri berberlik yapıyor. Bu yüzden he- pimiz tuhaf saç kesimleriyle do- laşıyoruz. - Kimsenin yapmak istemediğı işler olmuyor mu? En zor işler güverte görevlisi olmak ve makine dairesinde ça- lışmak. Makine dairesinde 35 de- rece sıcakta karanlıkla çalışmak gerekiyor ama ilginçür baa arka- daşlar bunu tüm işlere tercih edi- yor. Neyse ki insanlar çok çeşitli ve herkesin yapmak istedigi iş farklı. Zaten bu geminin varoluş amaçlanndan biri de bu çeşitliliği vurgulamak ve böylesi çeşitli in- sanlann bir arada mutlu yaşaya- bileceğini eöstermek. - Gönüllüler ne kadar süre "Doulos"ta çauşıyorlar? Kalış süresi değişken. Aslında isteğegöre de belirleniyor. Genel- likle iki yıl içinde hcrkes >oml- muş. tükenmiş ve evinı özlemeye başlamış oluyor ve birçok hevesli yeni gönüllüye yer açmak içın avnlıyor. Birkaç yıl sonra geri dönmek de olanaklı. Buraya dı- şardan bakılınca lüks bir dünya turu gibi gözüküyor ama aslında işler çok ağır. Ben hayatımda hiç buradaki kadar çok çalı- şmamıştım. Farklı kültürlerden gelen ve her şe\ı sizden farklı ya- pan kişilerle anlaşmayı ve insan- lan sev me> i öğreniyorsunuz. - Fuarda ne tiir kitaplar bulu- nuyor? Kitaplar tükenince ne >apı- yorsunuz? Aslında 4000 ayrı başlıkta top- lanabilecek kitabımız vardı. An- cak Dubaı ve Bahreyn'de bekle- mediğimiz yoğun bir ilgiyle karşı- landık ve şu anda 3000 ayn konu- da kitabımız var. Kitaplar deniz yoluyla bize geldiğinden üç ay- dan önce elimize ulaşamıyor. -"Doulos"un kitap fıtanndan başka etkinlikleri de var mı? Ucretsız İngilizce kurslan. ge- minin uluslararası personeliyle tanışıp konuşma olanağı tanıyan "L'luslararası Kahve", sinema gösterileri ve dans ve müzik gös- tcnlcn ctkınliklcrimiz arasında. 11 hazıranda Rumelihisan'da böyle bir uluslararası dans ve müzik gecemiz \ar. Ancak "Dou- los'un pek bılınmeşen yardım et- kinlikleri de var. Örneğin konser- ve. gıyecek \e ılaç içeren 6000 ku- tuyu halka dağıtması için Mo- zambikli kabile liderlerine ver- dik. Batı birçok ayncalığa sahip. Aldığınız eğilim ve imkanlan do- ğal kabul ediyor ve bunlann karşılığını dünyanın sizin kadar şanslı olmayan yerlerindekilere ödemeniz gerektiğini düşünmü- yorsunuz. Işte biz bunu yapma şansını eldc ediyoruz. Benim gibi her köşe başmda bir kitapçıya rastlanan bir ülkeden gelince, Tanzanya'daki kitaplann top- lamının bir kütüphaneyı geçme- diğini gördüğümüzde tam bir kültür şoku yaşadık. Dünyadaki en büyük açlığın yiyeceğe değil, kitaba karşı olduğunu düşünü- yorum. Dünyanın en iyi edebiyat yapıtlannı buralara ulaştırmak bizim için çok önemli. Üstelik 200 dolar fıyatı olan ders kitap- lannı buralarda 6 dolara satıyo- ruz. Gittiğimiz ülkelerdeki yerli kitaplan da fuanmıza katmaya gayret ediyoruz. - Türkiye'den sonra progra- mınızda hangi ülketer var ? 2, 3 aylık programlar yapıyo- ruz. Genellikle Üçüncü Dünya ya da gelişmekte olan ülkelere gitmeyi tercih ediyoruz. Gor- don'daydık Süveyş Kanalfnı geçerek Mersin'e geldik. Cape Tovvn'da. geminin elektrik tesi- satı için 170 gönüllü elektrik mü- hendisi ve makinist bizimle bir- likte çalıştı. Aslında gemi çok eski ve çalışması bile mucize. 1914'te yük gemisi olarak çalışmaya baş- lamış. 1950"lerde Avrupa'dan Avustralya'ya göçmen taşımış, 2. Dünya Savaşf nda sahil güvenlik gemisi olarak görev yapmış. Bu- radan Ukrayna. Yalta, Roman- ya ve Bulgaristan'a gideceğiz. Yıl sonunda ise ""Doulos"un 80. yaşını kutlamak üzere İtalya'ya demirleyeceğız. -" Doulos"un masraflan nasıl karşılanıyor? Günde 50 ton suyun harcan- dığı. 3700 Iitre boyanın kulla- nıldığı bir geminin toplam mas- raflan çok yüksek tutuyor. Bun- lan vakfa yapılan bağışlardan ve kitap satışı gelirlerinden karşılı- yoruz. Aynca tüm personel bir biçimde kendi harcamalannı karşılıyor. Bazı yerlerde su fiyat- lannda indirim yapılıyor. Satüğımız kitaplar da genellikle bağış olarak veriliyor. Çoğu za- man biz sadece taşıma parasını yükleniyor ve fiyata da yalnız bunu yansıtıyoruz. - "Doulos"a beş Tûrk perso- nelin alınacağı açıklanmıştı. Bu personeli nasıl belirleyeceksiniz? Aslında şu anda kadromuz ta- mamen dolu. Ancak aramızda Türklerin de bulunmasını çok is- teriz. Üç dört aylığına da olsa bu- radan beş kişiyi de almak istiyo- ruz ama henüz belirlemedik. Parliament Superband CazFestivali bugün başlıyor CEM YEGÜL Sonunda Parliament. düşünü gerçek- leştiriyor ve "Parliament Superband Jazz Festival" de İstanbul'un festivaller kervanına kaühyor. Festival programına bir göz attığımı- zda, ilk yılında Parliament'in, cazsever- lerin yakından tanıdığı isimlerle karşımı- za çıktığını göriiyoruz: The Brecker Brothers, Chick Corea Etektric Band II, Tania Maria, Flora Purim&Airto ve Ja- mes Brown. Ancak benim favorilerim. festivalin kapanış konserini verecek olan James Brovvn ile birlikte, bu akşam festi- valin ilk topluluğu olarak izleyeceğirniz ve belki de bu zengin program çerçeve- sinde cazseverlerin çok az tanıdıklan: belki de hiç tanımadıklan "The Rebirth Brass Band." Eski ile yeniyi harmanhyor Cazm ve aynı zamanda "brass" gele- neğinin doğum yeri olan New Orleans kökenli çok genç müzisyenlerden oluşan The Rebirth Brass Band, bu geleneği sürdünneye çalışan ender topluluklann başında geliyor. Karumca bu genç topiu- luk gerçekten de günümüz caz dün- yasının en heyecan verici topluluklan- ndan biri. Bir ayaklan sıkı sıkıya gele- neklerine bağb olan topluluk, enerjı kat- sayılannı da müzikJerinin vazgeçilmez bir unsuru yaparak kendi seslerini yaka- lamışlar. Eski ile yeniyi başanyla har- manlayan The Rebirth Brass Band, Lou- is Armstrong ve Mkhael Jackson'ı aynı ustabkla yorumlayabiliyor ve aynı pota- da eritebiliyor. The Rebirth Brass Band Louis Armstrong. Presenation Hall, Dr. John, The Neville Brothers, Dirty Dozen Brass Band ve şimdi de The Re- birth Brass Band... Evet New Orleans müzik geleneği yukandaki isimlerin de anlatabileceği gibi çok geniş ve zengin bir yelpazeye yayıhyor. Bılindiği gibi caz, r&b ve blues üzerindeki etkisi ol- dukça bebrgin olan New Orleans "brass" müziğinin çok köklü bir gecmişi var. Son on yıl içinde pek çok "brass" topluluğu da bu derin geleneği devam et- tirmek için müziklerini deneysel plat- formlara taşımaktan çekinmediler. Hiç şüphesiz bu yeni "brass sound"unu şekil- lendiren topluluklann başında da The Rebirth Brass Band geliyor. Topluluğun genç müzisyenleri, müziklerine o kadar hakimlerdi ki Bourbon Street, uluslara- rası bir caz festivab ya da bir rock kulü- bünde çalarken kendilerini hep evlerin- deymiş gibi hissediyorlar. Davullar ve nefesblerden oluşan The Rebirth Brass Band, yine bu geleneğin vazgeçitaıez bir unsuru olan cenaze tö- Yedinciyıl, festivalle geldi T he Brecker Brothers'dan Chick Corea Electric Band'e, Airto Moreira ve Flora Purim'den James Browrfa dek caz dünyasının ünlü isimlerini bir araya getiren Parliament Superband Caz Festivali, 11 hazirana dek sürecek. renlerinin de en çok aranan topluluğu New Orleans'ta. Bugüne kadar yüzden fazla cenaze töreninde çalmışlar. Bu tö- renlerin çoğu da "crack" yüzünden kay- bettikleri arkadaşlan içinmış. Bu yüzden de topluluk elemanlan uyuşturucular konusunda gençleri uyarmayı kendileri- ne görev edinmişler. The Rebirth Brass Band davullarda Keith Frazier ve Ajay Malkry, trompetlerde Glen Andrevre ve Kennethy TeiTy, trombonlarda Reginald Stewart ve Tjrus Chapman, saksofonda Roderick Paulin \e tubadd Philip Frazi- er'dan oluşuyor. Brass geleneğinin sınırlannı zorlayan \e bu türü bambaşka bir platforma taşı- yan The Rebirth Brass Band'in konseri- ni kaçırmamanızı ta\siye ederim: tabii bu tavsiyc için geç kalmamışsam. "Century of Jazz" adını taşıvan festi- valin açıiış gecesi izleyeceğimiz dığer topluluk da herkesin yakından tanıdığı The Brecker Brothers. Michael ve Rand> Brecker'ın kurduğu The Brecker Brot- Chick Corea'nın ElectricBand eşliğinde vereceği konser, 8 haziran çarşamba günü saat21.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilecek. Konserinilk bölümünde solo konser vermesi beklenen Corea, ikinci bölümde topluluğuyla birlikte çalacak. hers günümüzün en gözde "fieion" top- luluklanndan biri. Tenor saksofonda Michael Brecker, trompcttc Randy Brec- ker, gitarda Dean Brown, tuşlularda Ge- orge VV'hitty, başta James Genus ve da- v ulda Rodney Holmes'dan oluşan toplu- luk tam bir vıldızlar topluluğu aslında. En çok taklit edilen saksofoncu Michael Brecker için son çeyrek yüzyıbn en fazla taklit edilen saksofon- cusu deniliyor. Bu yakıştırma ne derece doğrudur bilinmez ama. kardeşi Randy ile birlikte Biliy Cobham'ın Dreams adiı topluluğu. Horace Süver'in beşlisı ve ayn ayn pek çok ustayla olan birliktelik- leri göz önüne alınırsa. "caz ve uzantı- ları" dünyasında kendine sağlam bir ycr edindiği söylenebilir. Michael'in "Don't Try This At Home" ile bir "Grammy"si de bulunuyor. James Brown, Herbie Hancock, Mike Mainieri, Chick Corea, Qtıincy Jones. Biliy Joel, Eric Clapton ve John Lennon; Viichael Brecker'in birlik- te çaldığı isimlerin sadece birkaçı. Randy Brecker da "Blood, Sweat&Tears"ın ku- ruculanndan. Randy'nin birlikte çaldığı ustalar arasında Oark Terry, Duke Pe- arson. Joe Henderson. Larry Coryell gibi ısimleri sayabiliriz. Michael ve Randy Brecker, caz, r&b. funk ve rock&roll'u harmanlayarak "fiı- sion" içinde kendilerine has bir "sound" yakalamışlar. tşte bu "sound"un adı da "The Brecker Brothers." Keyifli bir festival geçirmenizi dibyo- FELSEFE YOLONDA ARSLAN KAYNARDAG Adalet Kavramı ve Bir Seminer Tarihte toplumlar belli bir aşamaya gelince "hukuk" önemli bir sorun olarak ortaya çıkmış ve adalet kavramı oluşmuştur. Bu kavramın çok eski zamanlardan beri terazi ile sim- geleştirilmesi dikkatimizi çekiyor. Yunan mitolojisinde adalet tanrıçasını, bir elinde terazi, öteki elinde kılıç tu- tan gözü bağlı bir kadın olarak görüyoruz. Böylece adil olmanın doğruluk, eşitlik ve nesnellikle eşanlama geldi- ği belirtilmek isteniyor. Filozoflar bu kavram üzerinde durdular, onun ne oldu- ğunu anlamak ve anlatmak istediler. Platon'un birkaç diyaloğunda birden adalet kavramı ele alınmaktadır. Platon'a göre temel erdemler dört tanedir. Bilgelik, ce- saret, ölçülülük ve adil olmak. En değerli erdem adil ol- maktır. Bu erdem ruhun soylu ve üstün niteliklerini ıçe- rir. Platon, başlıca konusu adalet olan Gorgias diyalo- ğunda, adil olmayanın mutlu olamayacağını anlatır. Adı geçen diyalog, felsefe tarihinde hak ve adaleti yücelten yapıtların başında gelmektedir. DevletveYasalaradını taşıyan diyaloglardada adalet kavramı incelenmiştir. Platon'un ahlak ve siyaset felse- fesinde, adil olma ve zorbalık karşıt kutuplardır. Zorbalık bilgisizlikten, insanın ve toplumun temelindeki bozuk- luklardan ileri gelir. Platon, erdemlerin öğretilmesinin devletin ödevi olduğunu söyler. Adalet öğretilebilir. Platon gibi Aristoteles'in de adaleti erdem olarak nite- lendirdiğini görüyoruz. Adalet öylesine harika bir şeydir ki, "akşam yıldızı ve sabah yıldızı onun parlaklığı yanın- dahiçkalır."T) Poİitika ve özellikle Etik ( 2 ) adındaki kitabında bu kav- ramı ele alan Arıstoteles, dağıtıcı (eşitlikçi) ve denkleşti- rici adaletin birbirinden ayrılması düşüncesindedir. "Eşitlikçi adalet mutlak değil göreli nitelik taşır. Denk- leştirici adalet, bireyin gördüğü zararın giderilmesi an- lamına gelir" demektedir. Tarihte toplumlar değişip geliştikçe. insanların yeni gereksinme ve istekleri ortaya çıkıyor, adalet kavramı da bunlara bağlı olarak yeni bir anlam ve içerik kazanı- yor. Örneğin sosyal adalet kavramı Büyük Fransız Dev- rimi sırasında, yani 18. yüzyıl sonlarına doğru dile geti- rilmiştir. Hukukun temel kavramları değeriendirilirken, her yerde olduğu gibi ülkemizde de felsefeye söz verilmesi gerekiyor. Türkiye Felsefe Kurumu 1992 yılında adalet kavramı semineri düzenledi Seminerdeki konuşmalar bu yıl kurum taratından kitap halinde yayımlandı. ( 3 ) Açış konuşmasını yapan değerli hukukçu Yekta Gün- gör Özden'in söylediklerini kısaca özetliyorum' "Adalet insanın ve toplumun en soylu kavramıdır. Toplumlar hukukun özü olan ahlaka değer vermeden ayakta kalamaz. Hukuk insan haklarına dayanmadıkça eksik olacaktır. Bir insana karşı işlenen suç, tüm insanlı- ğa karşı işlenmiş sayılmalıdır." Seminerde felsefecilerimiz ve hukukçularımız 12 ko- nuşma yapmışlar. Prof. İoanna Kuçuradi nın Adalet Kavramı başlıklı bildirisinden şu düşünceleri aktarıyo- rum: "Adaleti isteyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır'' diyen Kuçuradi "adaletned/r?"sorusundanonce, "acfa- letsizlik nedir?" sorusunu soruyor ve şu sonuca varıyor: "Adalet, insanlara uygun hukuk koşullarınm yaratıl- masına ilişkin sürekli bir istektir. İnsanlar kendilerine verilmesi gerekenlerin verilebileceği. başkalarına ver- mesi gerekenleri verebileceğı koşullann yaratılmasını istiyor. Laiklik, özgürlük, kurumsal özerklık gibi ılkeler bu koşullann içindedir. Adalet, insan hakları için bir is- tem ilkesidir. Buna temel hakların korunması ilkesi de diyebiliriz. Adaletin temel ilke oluşu insan felsefesini de ilgilendirmektedir." Adalet Kavramı adındaki bu kitabın editörlüğünü ya- pan, yayınlamması için büyük çaba gösteren. hukuk fel- sefesi profesörü Adnan Güriz'e özellikle teşekkür et- mek gerekiyor. Felsefenin adalet konusunda söyleyeceği daha çok şey vardır. Bunlar söylenmeli ve söylenenlere başta hu- kukçular ve siyasetçiler olmak üzere herkes kulak ver- mejidir. Hukuksuz toplum olmaz. Felsefesiz de hukuk olmuyor. İçinde bulunduğumuz hukuk uygulama düzenine ada- let dediğimiz gibi, olması gereken, özlenen hukuk düze- nine de adalet diyoruz. Özellikle bu ikinci anlamdaki adalet, bizi felsefe yapmaya götürüyor. Ve asıl o zaman "adalet kavramı" kendini göstermeye başlıyor. (1) Nikomakhos'a Eük. 1968 (Çev Saffet Babur). s 95 (2) Yukandaki notta be.ırtıldtğı gıbı kıtabm tam adı Nftomakhos'a Elifc'tır (3) Adalet Kavramı (Edıtor Adnan GOrız) Ankara. 1994 Yayınlayan Turkıye Felsefe Kurumu Körler Vakfı yararına resim sergisi Kültür Servisi - Türkiye Körler Vakfı \aranna düzenlenen resim sergisi açıldı. Harbiye Askeri Müze Kültür Merkezi'nde. Koleksiyon Sanat Eserleri MüzayedeOrganizasyonu tarafından düzenlenen sergide. l lötablosatışasunuldu. Sergide ycr alan eserlerden I8"inindoğrudan Körler Vakfı'na bağışlandığını. kalan 98 eserin gelirinın de bu \ akfa verileceğini belirten yetkililer. resimlerin 60dolarile 195 dolar arasında satılacağını belirttiler. Kıyı'nın 99. sayısı çıktı KültürSenisi-Nisan l986"danbuyana;Trabzon"dadüzenli olarak yayımlanan, aylık kültür vcsanatdergisi. KIYI'nın99. sayısı çıklı. Derginin 'atardamar" bölümünde: ölümünün 5. yıldönümü nedcniylc. şair ve yazar Hasan İzettin Dinamo'nun büyük yapıtı "Kutsal İsyan'da Doğu Karadeniz İnsanı" Suat İskcnder'in kalcmindenyansıtılıyor. Muzaffer L'yguner; "Kansu'nun Derlencn Şiir ve YazılarT. Nazif Ev ren. "Hasan Ali YüceFi Anma Günü"". Muhsine Helimoğlu Yavuz; "Şiirin Gizli Gerçeği: Simurg"". O.Nuri Poyrazoğlu. "Nereden Nereye yada şu 'Emmi'nin İşleri. Ruşen Hakkı: "Okurken Düşülen Notlar". Muzaffer Gündoğar. ""ŞiirSofralanÖksüz Kaldı" Betül Tanman:" 1919"da Kastamonu'da Kadınlar Mitingi". Mehmet Güler; "Doğumunun 80. yılında. Ses Bayrağı Bir Şair: Dağlarca". Mustafa Duman; Atatürk. Türk Devrimive Gençlik Konusu"nda'" adlı yazılanyla yeralıyorlardergide. Özgen Seçkin. Ahmel Uysal, Gündoğdu Sanımer. Tuğrul Asi Balkar, Nurettin Özdemir. Arife Kalender Önel. Sıtkı^alim Gör. Murat Üstübal. Mehmet Sarsmaz, Faruk Bal. Oya UysaL, Yalçın Aydın Ayçiçek, Osman Bolulu, Ömer Kayaoğlu. Neriman Calap, Mustafa Yıldız, M. Mazhar Alphan dergide şiirleriyleyeralıyorlar. M. Reşat Sümerkan'ın fotoğraflan. Abidin Dino ve Metin Altıok'un desenleri, derginin görsel üriinlerini oluşturuyor. Milliyet Kardeş Dergisinin resim sepgisi KühürServisi - Milliyet Kardeş Dergısi'nin geleneksel 23 Nisan Büyük Yanşmasf nda dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan resimler 13 haziran tarihine kadar Bey oğlu Yapı Kredi Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Buyıl 10'uncusu düzenlenen yanşma, banş, çevre ve 23 Nisan konulannı kapsıyordu. Yanşmaya yurdun dört bir yarundan 6-13 yaş arası 10 bine yakınçocukkatıldı. Dereceyegiren vemansiyon alan öğrencilerin başan belgeleri ile armağanlan okullannda yapılan törenlerde kendilerine verildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear