23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19HAZİRAN1994PA2AR 12 UÇUNCU BEV YILA DOGRU Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali uluslararası gelişmeleri Cumhuriyet'e yazdı DünyanınveBM'nin7sorunuakın zamana değin. soğuk savaşm sımrladığı Birleşmiş Milletler, günümüzde uluslararası ilişkilerin merkezi konumundadır. Devletler, örgüte daha da artan bir biçimde başvuruyorlar. Bir örnek vermek gerekirse 1993'te Güvenlik Konseyi; soğuk savaş bunalımırun başladığı 1948'densonraki berhangi biryıla kıyasla daha etkindi. Birleşmiş Milletler, ilk 40 yıhndakinden daha fazla banş harekatıru soğuk savaşm bitişinden sonra düzenlemiştir. Bu arada banşı korumanın doğası da değişmiştir. Geçmişte, banşın korunmasında edilgen rol üstlenen örgüt, artık daha etkin ve daha kapsamhdır. Şimdi, Birleşmiş Milletler'in askeri personeli; dünya çevresindeki bir dizi ülkede seçimleri yönlendirmeye, silahlı kuvvetlerin ve polisin yeniden düzenlenmesine yardım gibi pek çok eyleme katılmaktadır. IBM, başlıca Insancıf yardım sağlayıcı ve koonfJnaîöı*dflr Resmi olmayan örgütlerle yakın işbirliği ile çalışan BM, dünya çevresinde başlıca insancıl yardım sağlayıcı ve koordinatör olmuştur. Kalkınma için Birleşmiş Milletler, vazgeçilmez biçimde kavramsal, teknik ve koordinasyon rolünü oynamayı sürdürmektedir. Birleşmiş Milletler'in -kadınlar ve çocuklar, çevre, insan haklan, nüfus ve göç, sağlık, uluslararası hukuk ve ticari sorunlargibi- küresel sorunlan geniş bir yelpaze içinde her gün daha da büyümektedir. Fakat, ciddi sorunlarla yüz yüze gelinmeh'dir. Üye devletler, örgüte yeni görevler yûklediler. Ancak ne var ki yerine getirmeleri gereken sorumlulukJannın, sadece bir karar sureti çıkarmakla bitmediğini ise hiçbir zaman anlamadılar. Simgesel, ancak önemli davranışın ardındaki. kendi güçleri de gösterilmeliydi. Devletler; kuruculann Birleşmiş Milletler Anayasası'nda niyet ettikJeri biçimde, BM'nin uluslararası banş ve güvenliği: ekonomik, toplumsal ve öteki konularda işbirliğini güvenceye alan evrensel bir araç olmasına gerçekten karar vermelidirler. Birinci sorun, uluslararası sistemin bizzat kendisidir. Devletler; Napolyon savaşlanndan ve bu yüzvılın iki büyük dünya savaşından sonra, devletlerarası ilişkilere yeni düzenlemeler için görüş birliği amacıyla bir araya geldiler. Bir dizi kritik alanda anlaşmaya varmadan, merkezinde Birleşmiş Milletler'in bulunacağı yeni bir uluslararası sisteme yönelik gelişme engellenecektir. Birinci sorun, uluslararası sistemin bizzat kendisidir. Devletler; Napolyon savaşlanndan ve bu yûzyıhn iki büyük dünya savaşından sonra, devletlerarası ilişkilere yeni düzenlemeler için görüş birliği amacıyla biraraya geldiler. İki kuşak boyunca, uluslararası ilişkilerdeki iki kutuplu yapının dojçusu, yeni bir uluslararası oluşum getirmedi. Örneğin, devletlerin "nüfuz aJan|arı n nda bir uzlaşı yoktur. Yeni birjeopolitik uzlaşı gereksinimi ile yakından ibşkili ikinci nokta ise ulusal egemenlik kavramıdır. IEgemen devletlerin oluşturduğubirlik Birleşmiş Milletler, egemen devletlerin oluşturduğu bir birliktir. Kısmen de olsa üye devletlerin egemenliğine mutlak saygı ükesi üzerine kurulmuştur. Bununla birlikte, devletlerin mutlak egemenliğine, gerek yukandan üstün ulusal güçler ve gerek aşağıdan parçalanmış yeni güçler meydan okumaktadırlar. Devletleri etkileyen -ticaret, iletişim ve çevre gibi- pek çok konu, ulusal sınırlan aşmakta ve tek bir ülkenin hareketiyle kontrol edilememektedir. AIDS salgını, uyuşturucu trafıği, dünyadaki göçmen ve yurtsuz insanlann sayılanndaki artışlar, dramatik, çağdaş örneklerdir. Devletlerin egemenlik ve bütünlüğü; içeride etnik, dinsel, toplumsal, kültürel ve dil farklılıklan savlanyla ortaya çıkan gruplarca tehdit edilmektedir. Tek bir milletin sınırlan içindeki çok kültürlü ve hoşgörülüdevlet kavramı çeşitli bölgelerde saldın alündadır. Uluslararası düzen ve gelişmenin temel taşı WOME WITH Al DEAD BUTNC DISABLE Btrieşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali, devletleri etkile\ en AIDS salgını, uyuştunıcu trafıği, dünyadaki göçmen ve yurtsuz insanların sayılanndaki artış gibi pek çok konunun, ulusal sınırlan aştığını >e bir ülkenin hareketiyle denetlenemediğini vurguluyor. PORTRE Diplomat, hukukçuvebilimadamı BM Genel Sekreterliği'ne 3 Aralık 1991 'de atanan Butros GfüTnin sorumluluğu resmen I Ocak 1992'debaşladı.Şuandadünyanın 1 numaralı dipiomatı olan Gaii; BM'nin New York'takikarargâhının 38.katındabulunan odasmda, çeşitli uluslararası çatışma, sürtüsme ve (oplanülarla iigili olarak etkinlik veyetkisizh'k arasında bir ileri bir geri gidip gehyor. Mısır'm dışişlerinden sorumlueski Başbakan Yardımcist iken BM Genef Sekreterliği'ne getirikn Butros Gaii, bu görev için bir beş yıl daha yeniden adayhğmı koyabileceğini iki hafta önce açikladı. Koltugunun gerektirdiği tarafsi2İık ilkesinden doiayı şu ana kadar anJaşmazlıklara bulaşmış ülkeleri memnun ve tatmin edemeyen Gah'nin sosyalist birdüşünsel çizgideolduğu biliniyor. Sosyalist Enternasyonal'in başkan yardımcılığına seçilen Gali, Mısır Parlamentosu'nda Demokrat Partı Genel Sekreterliği'nde de bulunmuştu. BM'de göreve başladiktan sonra topladığı Güvenlik Konseyi zirvesinden "Banş Gündemi" oluşturulması hakkında bir karar çıkarttı. Bu arada Meksika'da El Salvador Banş Aniaşmasj na katıldı. İki ay sonra eski Yugoslavya'da ortaya çıkan çatısmalan önlemek amacıylaönerdiği BM Banş Gücü'nün (UNPROFOR) kurulmasını Güvenlik Konseyi kabu] etti. Ancak bugünkü uygulamada GüvenHk Konseyi ite Bosna'daki Banş Gücü ve özei temsilcisi ve aynca NATOarasındaki kopukluktan taraflar şiddetfc yakımyoriar. Kamboçya'da BM Geçiş Yetkisi (UNTAC) ve Angoia'da secimi gözleme için UNAVEM II gibi banş uygulamalanna öncülük yapb. Somalya, Afriİca Bırliğı ve İslam Konferansı gibi topiantılara kauldı ve çeşiüi banş güçleri önerdi. De\'let ve hükümet başkanlannın en geniş katılımıyla dünyamn en büyük çevre toplanasını Rio'da gercekleştirdikfen sonra GüneyAfrika"daki siyasaJ gelişmeieri iztemek amacjyte BM Gözlemcifer Teşkilaü'm kurdu. Kendisinden önce iki genel sekretereskitmiş olan BM'nin, kronik Kıbnssorununun çözümü îçin yarduna ve damşmanten iledeyreye girdi. Bu konuda • Amerikanveİngiiizdipiomatlannın olan devlet. evrim geçirmektedir. Üçüncüsü, askeri ve siyasal müdahale sorunudur. Soğuk savaş döneminde, her şey basit görünüyordu. Herhangj birçatışma ne kadar "yerel" olursa olsun, yine de önemli varsayılıyordu. Bugün, devletler bir başka aşırıüğa kaçmış gibi görünüyorlar. Ulusal çıkar bağlantısını acıkça tehdit etmedikçe, bazen çatışmalargörmemezlikten bile gelıniyor. Şimdi genellikle üzerinde görüş birliğine vanlan nokta, önleyici eylemlerin -önleyici diplomasi ve gelişme cephesindeki eylemler de dahil- yönfcndirmeleri ileçeşitli aşamalarda, başta Kıbnslı Türkler olmak üzere, zaman zaman da Rumlan kızdıran raporJar verdi. Gali'nin Kıbnsgirişimleri sürüyor. GaH, Bağımsız DevletİerTopiuluğu'na (BDT) üye bazı ülkeler arasındaki çaüşmalar için çeşitli BM heyetlerini Azerbaycan, Ermenistan, Moldova, Gürcistan ve özbekistan'a gönderdi. însancıl olaylar ile ilgilenmek üzere birgenel sekreteryardımabğı oluşturdu ve bu göreve Türkiye'nin eski Dışişleri Bakanı Büyükelçı İHer ftâ-kmen'i aiadı. 25'i aşkın ülkeyi ziyareteden BM Genei Sekreteri, uluslararası sorunlanyakından izleyen bir dıpiomat, hukukçu, bılım adamı ve kitap yazandır. Bu göreve geünceye değin 1979'dan iübaren Uluslararası Hukuk Komİsyonu ve Uîuslararası Hukukçular Komisyonu'nda üye olarak bulundu. Uluslararası İnsan Haklan Enstitüsü. Fransa Bilim Akademisi ve Afrika Şiyasal BilimlerCemiyeti üyeliğinden başka son40 yü boyunca pek çok uluslararası toplantıya dipiomat, poütikaa, bilim adamı olarak kattldı, bildiriter verdi. Ihraü-Mısırarasında barışı sağlayanCampDavid zirvesinde Emer Sedat'ın arkasındaki "beyio" olarak tarumlanır. Kahire Üniversitesi'nden başka Paris Üniversitesi'ni de bitiren Butros Gali, 1949'da aym ünivefsitede uluslararası hukuk alanında doktorasînı yapü. Kahire Üniversitesi'nde 1979'a kadar uluslararasi hukuk öğreten Gaü, Arap Sosyalist Birliği Siyasal Büro üyeliğiJide de bulundu. New York Colombia, Hollanda Lahey, Fransa Paris üniversiteierinde konuk profesör olarak dersler vedünyanın pek çok üniversitesindekonferanslar verdi. Çeşitli kuruiuşlarda başkanlık ve üyelık yapti. 1960'ta ünlü "AI Atoaın" gazetesinin ekonomi sayısını kurdu ve î 5 yıl yaa işleri müdürlüğünü yapti. Şimdiye değin 30kitap ve lOÖ'den fazla uluslararaa makale yazan Butros GaS, özellikle BM, Arap Birliği, NATOve Varşova Paktı üzerine yazdığı yazılarla görüşlerini açikladı. Aralannda Yunanistan'ın da bulunduğu 24 ülke kendisine, madalya ve nişan verdi. Mısır'm Koptik kökenü kavminden gelen ve Hıristiyan Arap olan Butros Gali evlidir. BUTROS GALİ bunalımlann savaşadönüşmesini önlemeye yardım ettiğidir. Fakat, dışandan bir müdahalenin. savaşan iki taraf arasında banşı sağlayacaği tartışması yapanlann daima bulunacağı olaylar da olacaktır. Yinede uluslararası müdahalenin haklılığı ile iigili bir durum için siyasal, ahlaksal ve güvenlik öğeleri açısından yeni bir tanımlama gereklidir. Dördüncü sorun psikolojiktir. İnsanlar kendilerini hangi yerel. ulusal ya da uluslararası siyasal birimle özdeşleştiriyorlar? Eski ulusal, kültürel ve toplumsal >aşam bağlan aşındıkça. bireylergüvensizlik duygusuna kapıldılar. Yeniden ortaya çıkan kavimcilik, ulusalcılık. korumacılık ve köktencilik kavramlannı çekici bulmaya başladılar. Buradaki çelişki şöyledir: fnsanlar yeni psikolojik destekler ararken çoğunlukla değişıme en geniş anlamda karşı çıkan doktrinlere doğru sürüklendiler. IKalkınma nekolaynede kendiliğinden olmuştur Beşinci sorun ise kalkınmada yaşanan bunalımdır. Süreklilik gösteren kalkınma -insanlann çoğunluğuna yarar sağlayan ekonomik ve toplumsal getişme- ne kolay ve ne de kendiliğinden olmuştur. Pek çok ülkede. ileriye doğru büyük adımlar atılmışür. Hastabk ve salgınlann kontrolü gibi bazı belirli alanlarda, büyük başanlareldeedilmiştir. Fakat bazı ülkelerde büyük refahın yanı sıra bazılanndaki savaş ve ayaklanmalar varlıklannı tehdit etmekle kalmadı. Aynca, Örgüt açılıp yayılmalıdır. Üye devletler, örgütün gücünü gerçekleştirmeye hazır olup olmadıklanna; onu kendi egemenliklerinin ve yetkilerinin bir yansıması mı yoksa ayn bir şey gibi mi gördüklerine karar vermelidirler. yoksul kahnalanna ve gerilemelerine de neden oldu. En yoksul ülkeler; süper güçlerin bir zamanlar Üçüncü Dünya ülkelerinin bağımlıbğını elde etmek amacıyla rekabet içinde olduklan dönemin, kendilerine sağladıği pazarhk gücüne bile artık sahip değiller. Kalkınmaya yönelik eski yaklaşımlann artık yetersiz olduğu ve yenilerinin de hemen hemen denendiği görülüyor. Altınası ise iletişimde birçelişkinin varlığıdır. Biryanda, dünya çevresinde bilgi akışının hızında ve niceliğinde çok büyük artış olan küresel bir iletişim ağına sahibiz. Öte yandan, kitle iletişim araçlan, halka bilgilerin çok azını yansıttığı için seçici olmak durumundadır. Dramatik görüntüler yansıtıLrken çok daha önemli uzun süreli gelişmeler, görsel etkisi bulunmayan, örneğin gelişmenin tartışmalı yönleri de dahil, haber programlanna hemen hemen hiç konu olmamaktadır. Sonuçolarak, BM'nin kendi rolüneilişkinbir sorun da vardır. Uluslararası topluluk; hizmetinde, işbirliğinin sağlanmasında Birleşmiş Milletler gibi paha biçilmeyen bir araca sahiptir. Onun evrensellik veyasallıği. iki eşsiz özelliği olup kendisine neredeyse sınırsız bir güç vermektedir. Ancak örgüt, açılıp >a>ılmalıdır. Üye devletler, örgütün gücünü gerçekleştirmeye haar olup olmadıklanna; onu kendi egemenliklerinin ve yetkilerinin bir yansıması mı yoksa ayn bir şey gibi mi gördüklerine karar vermelidirler. Eğer, üye devletier bu sorunlan çözümleyebilirlerse Birleşmiş Milletlerdaha büyük küresel birliğe, adalete ve başanya doğru yönelecektir. Artık karar zamanıdır. Yeni bir uluslararası çağ için, yeni bir Birleşmiş Milletler yaratmak için hala geç kalınmış değildir. Yeni biryüzyıl>aklaşırkenbirümitgündemi haarlamalıyız. YARIN.MarioSoares. Y A Y I N H A K K I C u m h u h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z BAKIRKÖY3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1993 500 Davacı Solmaz Çelikkaya ve- kili Av. Doğan Sargın tarafın- dan davab Bahadır Çelikkaya aleyhine açılan boşanma dava- sında verilen karar üzerine: Davalı Bahadır Çelikkaya'ya tebligat yapılamannş olup adre- si zabıta kanab ile de tespit edi- lemediğinden davab adına ila- nen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davalı Bahadır Çelikkaya'- nın mahkememizce tayin olu- nan 20.7.1994 günü saat 09.30'- da hazır bulunması veya kendi- sini bir vekille temsil etürmesı, aksi takdirde HUMK'nin 213 ve 377. maddeleri gereğince tah- kikata ve yargılamaya yoklu- ğunda devam edıleceğı ve hü- küm verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere iJanen teblığ olunur. Basm: 6735 RADYONUZ 106.8'de İSTANBUL ve BURSA AT YARIŞLARTNINAKLEN DİNLEYEBİLÎRSİNİZ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Necdet Uğur'la Söyleşi: (2) Topluıa Yeni Şarkı Bekliyor Necdet Uğur'la, solun durumu, birleşmesi üzerine ko- nuşuyoruz; O, yeni toplumu veri diye kabul edip, yeni bir yöne doğru ışık tutmak gerektiğini söylüyor. Şöyle sürdü- rüyor konuşmasını: - Bunun arayışı var el yordamıyla, yıllardan beri zaten süregeliyordu bu arayış. Çeşitli denemeler oldu, bir kısmı tabii. Yani, bu denemelerden ülke yararlanıyor, ediyor ama, bence toplum çok hızlı ve (bu) yeterli kalmıyor. Yani, yeni bir bireşim, yeni bir sentez gerekli. Bu yeni sentezle, Türkiye'deki toplumun bugün vardığı noktaya çok açık bir teşhis koymak gerek. Fotoğrafı çekilemez böyle aynntıla- rıyla ama, belli, hepimiz hissediyoruz bunu. Bizim bildiği- miz şey değil; bizim kullandığımız sloganlar, falan filan.. bunlar güzeldi fakat, evet, bitti şimdi, Bugünün karşılaştı- ğı sıkıntılar, bugünün yanıt aradığı sorular başka ve çok da değişken. Çok hızla değişen şeyler. Öbür taraf, örne- ğin Refahınhikâyesinigörüyoruzişte.O,birklasik, "din" artı "gizli sol" izlemeye çalışıyor biryerde! - Gizli sol?! - E, tabii, bir yerde onun ışığını başka adlarla vermeye çalışıyor. Onun yanında da, din gibi çok önemli bir şeyi alıyor eline; bir yandan kendi kadrolarını yerleştirmekle birlikte, dikkat ederseniz sola yönelik olan birtakım yakla- şımları var;yani, açık bir kapitalistya da cüretkârbirkapi- talist politika sözcüsü olmaktan ve görünmekten kaçını- yor. - Anlıyorurrf. - Şimdi, bu muhafazakâr denilen bile kendi dilinde bir lafattı, işte "adil düzen" diye. Biraz sıkıştırınca, "adil dü- zen"de bir bakıyorsun sol yansımalar getiriyor içine. Böyle bir şeyler yapıyor. Bu, hem tabanını tutmak için; fa- kat şimdi Refah da bunu kullanır hale geliyor. Tabii, zaten birtakım şeyler artık topluma kabul ettirilecek şeyler değil söylediği, çoktan kabul edilmiş. Sağ da kabul etmiş, kabul etmek durumunda kalmış. Gerçekleştirme sorunu var, o da mali durumla iigili olarak filan düşünülüyor, yoksa esası tartışılmıyor. Oysa, partilerdeki bir dünya görüşü- dür ve yeni bir dünya görüşüdür. Şimdi, bu partilerin so- lunda ve ortadakilerinin de Türkiye için çözümlerinde bir öncelik şey var; daha fazla öncelikle biri, birinci maddesi yapıyor, öbürü ikinci, üçüncü maddesi yapıyor. O kadar bir fark var ama, ana temalar olarak kimsenin elinde değil bu. Yani sol, onun için bence, şahıslardan daha çok, bu toplumdaki gittikçe hızlanan büyük değişimin sözcülüğü- nü yakalamak lazım. Bundan on yıl önceki, yirmi, yirmi beş yıl önceki şeylerdi solun yaklaşımları anımsarsan. Onun üzerinden kaç seçim geçti... İşte bir ölçüde, herkes bir uygulama noktasına geldi, derken onların bir kısmını sağ da alma durumunda kaldı. Başka sloganlarla o da karşısına çıkmıyor hiçbir zaman, benimsemese bile, onu bir polemik konusu yapmıyorsa.. hatta, Erbakan'/n yaptı- ğı gibi de, sankı onu da bir başka kisve altmda yapacak- mış izlenimini de veriyor... Bence, mesele şeyde.. - Anladım. - Yani toplumdaki bu değişimin yaygınlaşması, bütün toplumda büyük ölçüde yaygınlaşması ve yeni şeylerin... Artık yaygınlaştı ama, toplumda yine tıkanıklıklar var, yi- ne bir aşama yapma gereksinimi var. Bunun yeni çözüm- lerinin, yeni sentezlerinin gelmesi gerek. Ve bu nedenle, bu bakımdan, çok insan harcanır daha, bu bulunmazsa... -Anlıyorum. - Şahıslar da, hepsi de iyi niyetle ellerinden geleni yapı- yorlar. Soldaki kimsenin kasıtlı olduğunu sanmıyorum. Aklı başmda çocuklar, iyi niyetleri var, hepsi var. Ama, ne yani? Dükkan açıyorsan, açıyorsun. Ne satıyorsun dük- kanda? E, o andaki şey değil. O malları denemiş veya zaten sahip olmuş onlara. Başka şey bekliyor. Refah 'taki, ezeli bir şeyi.. toplumlann en dar zamanda, sıkışık za- manda kaldıkları, sığındıkları dini kullanıyor. O, tam umutsuzluk anının gerçek bir yanıtıdır. Tabii, o da yetmi- yor. Çünkü onu, zaten büyük kitle yadsımış değil. O da, kendi başı derde girdiği zaman, sıkıntıda olduğu zaman, o diyaloğu kendisi kişisel olarak da kuruyor. Kitle de kuru- yor. Bu politikaya Refah da yetmeyecektir. Zaten o da bil- diği için, son zamanlarda görüyorsunuz, işte o "adil düzen'Vn altından solçıkarmaya başladı. Ucundan, kena- rından falan... - Üc partinin birleşmesi haberleri var. Erdal Bey arabu- luculuk yapacak deniyor, bundan bir sonuç çıkar mı? - Ne söyleyecek? Mesele burada. O zaten.. üçe bölün- müş olmanın gerisinde de bu var. Yani, her birinin ortaya çıkardıklannın yetersiz kalması var zaten. Üç tane yeter- siz kalan olunca, birleşince büyük, tek bir yetersiz olur. Bence bu, sorunu çözmez. Kimse, kişilere bir şey demi- yor. Bülent Bey (Ecevit) hala saygıdeğer, hala temiz in- san. SHP'nin içindekiler, bütün son talihsiz olaylara kar- şın ayaktalar aslında. İşte, Deniz de (Baykal) bir yerlerde barınmaya çalışıyor. Eee, kitle? Kitle, bir başka yerde. Çok değişik oluşumların içinde. Her gün kendini ayakta tutmanın güçlükleri içinde, tanımadığı sorunlar karşısın- da. Tabii, burada da ister istemez şeye yöneliyor. Tür- kiye'de toplum, alışılmışın dışında bir şarkı bekliyor. Umduğunu verecek, yahut umutsuzluğunu kıracak bir şey bekliyor. Bütün partiler, üç aşağı beş yukarı, dikkat eder- sen aym şarkıyı değişik tonlarda söylediler. Özünde ben- zer bir noktaya doğru gitiler. Tabii, koalisyonda da öyle. Koalisyonun yapısı da öyle. Koalisyondakı ıkı partinin bırı orta sağında, biri orta solunda. ikisi birlikte ortak politika yapıyorlar demektir bu. Uzlaşma ortada olur tabii. Birinin "sağ yapıyorum" dediğisağ değil, öbürünün "sol yapıyo- rum" dediği sol değil! Bir "ortayolcular" olma zorunda kalındı, yapısı öyle zaten... BULMACA 1 2 3 1 2 3 4 5 6 7 • I ^ m \ • b y 6 7 8 9 • • SOLDAN SAĞA: 1/ Briçte. kazanılan her ele verilen ad... Yılmaz Güney'ın bir filmi. 2/ Ka- dınlar. kızlar... Doğu ve Güneşdoğu Anadolu'da konar-göçerlenn kıl ça- dırlanndan oluşan yayla yerleşmesı. 3/ Görgülü, tcrbiyeli ve olgun kimse... Tuzağa düşürülen şey. 4/ Din adamlannın simgele- ri sayılan başlık... Ince dantel. 5/ Mantıkta. di- ğer önermelerin ön daya- nağı olan temel önerme. 6/ Ulusla- rarası Basm Enstitüsü'nün simge- si... Ortodokslarda tahta pano üzerine yapılan her türlü dinsel resme verilen ad. 7/ Bir gösterme sıfatı... Kendini beğenmiş kimseler için kullanılan bir alay sözü. 8/ Bir dokuma maddesi... Sanat yapıtla- rının saklandığı ve sergilendiği yer. 9/ Paltoya benzer bir tür üstlük... Birşeyin özûnü oluşturan ana öğe. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nemli tropıkal bölgelerde yetişen bir meyve ağacı... Leyleğe benzer bir kuş. 2/ Ehemmiyet... Geminin arkası. 3/ Küçük ya- pılı bir kanguru cinsi... İki borunun birbirine birleştirildiği yer. 4/ Mantık... Yankı. 5/ Saçörgüsü. 6/ İsrail yapısı hafıf makineb tüfek... Yerine koyma, yerine kullanma. 7/ Molibdenin simge- si... Tunç Okan'ın, uluslararası yanşmalarda birçok ödül ka- zanmış filmi. 8/ Eski Türklerde cocuklan koruyan tannça... Çekişme, kavga. 9/ Fide yetiştirmek için aynlmış toprak bölü- mü... Yunan mitolojisinde savaş tannsı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear