25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14HAZİRAN1994SAU 12 DIZIYAZI Hedef,devIfr orduyerine,hareketyeteneğineveson dereceetfdnbiryapıya sMpsikıhh kuvvetler Y.eni ordunun hedefı Batfyla savaşa hazırlanmak ya da Doğu Avrupa'yı denetlemeyi sürdürmek yerine, eski Sovyetler Birliği sımrlan dahilinde Rus çıkarlannı korumaya yönelik. Ordunun yeni planlan, devasa tank ordulan yerine hızlı hava indirme birliklerine dayanıyor. M.oskova'nın 1985'te241milyardolar olan askeri harcamalan, 1992'de39.6milyar dolaradüştü. 1995'edek 1.5 milyona indirilmesi kararlaştınlan askeri güç Amerikan Haberalma'ya göre şimdiden bu rakama inmiş bulunuyor. Üstelik düşme devam ediyor. Yeni ordunun hedeflcrinden biri Batı'y la sa> aşa hazırlanmak ya da Doğu \\ rupa'yı denedemeyi sürdürmek j erine, eski Sovyetler Birliği sınırlan dahilinde Rus çıkarlannı korumaya yöneliyor... RusOrdusuyenimisyonanyor Moskova'nın bin kilo- metre güneydoğusundaki steplerde Tuğgeneral Antoli Sidyakin askerleri- ne yeni bir askeri dersi öğretmeye çalışıyor. Sovvet ordusunun kaymak tabakası olarak tanınan 27. Tümen, tam 40 yıldır Almanya Sovyet Gücü olarak Doğu Almanya'da Amerikan askerleriyle gözgöze nöbet beklıyor- du. Ne ki tümen, şimdi Avrupa'daki eski karargahından çok uzaklarda ve görevi. de Balı'yla savaşa hazırlan- mak değil, Sovyetler Birliği'nin kalın- tılanndan yeni bir Rus gücü yarat- mak. Tümenin karargahı, üst rütbeli su- baylann "barışı koruma" olarak ad- landırdıklan yeni sorumluluklan doğrullusunda bir eğitim alanına dö- nüştürülmüş durumda. Bu, ordunun eski Sovyetler BirliğTnin özellikle de İslami etkiye açık olan Kafkasya ve diğer bölgelerin istikrarsızhğı ve bu- ralann Moskova'nın nüfuz alanı da- hilinde kalması yönündeki arzusunu yansıtması açısından ilginç bir görüş. Geçenlerde General Sidyakin'in as- kerleri bir kontrol noktasını parüzan saldınsına karşı savunduklan bir tat- bikat sırasmda kurşunlar vızırdıyor- du. Kısa süren çatışmadan sonra. iki tank ortaya çıkıp "saldırganlan" ya- kalayıp tatbikata son verdi. Daha çevik ordu Bu teorik düzeyde bir ahştırma de- ğil. Birliğe bağlı bölükler Moldova'- daki Trans-Dinyester ve Gürcistan'- daki Osetya bölgesine gönderildi ve aralanndan 12 asker yaralandı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasın- dan üç yıl sonra, Rusya bir dünya gücü olarak konumunu koruyabil- mek için nükleer silahlara dayanma- nın yanı sıra ordusunu daha çevik. hareketli bir orduya dönüştürme sü- recine girdi. Yeni ordunun hedefı Batı'yla sava- şa hazırlanmak ya da Doğu Avrupa'- yı denetlemeyi sürdürmek yerine, eski Sovyetler Birliği sınırlan dahilinde Rus çıkarlannı korumaya yönelik. Ordunun yeni planlan, devasa tank ordulan yerine hızlı hava indirme bir- liklerine dayanıyor. Pek çok güçlük bekliyor ndeki imparatorluk çı- karlannı korumak için kullanmalan olasılığı. Yeni ve daha dar sınırlar. daha küçük bir bütçe ve asker top- layacağı daha düşük bir nüfusla \üz yüze olan Rusya. doktrinınj yeniden gözden geçir- mek zorunda kaldı. Bu görev büyük ölçüde or- duya bırakıldı. Rusya'nın Savunma Bakanlığı bir sivile değil. 1991 darbesindc Mihail Gorbaco'a karşı Boris Yeltsini des- tekleyen General Graçev'e verildi. Başkan Yeltsin'in bu sonbaharda parlamentodaki isyanın basunlması yönündeki karan ulusal güvenlik so- runlannda generallerin etkinliğini daha da. güçlendirdi. Moskova'daki Jeopolitik ve Askeri İncelemeler Merkezi Başkanı Aleksev Arbatov, "Ordu, askeri siyasalar ko- nusunda eski donemde bile sahip olnıa- dığı bir özerkliğe sahip durumda. Yeni doktrin. daha geleneksel ordu göriişü- ne dönüşü temsil etmekte" diyor. Eski Doğu-Batı tehdidinden ayn- lan yeni doktrin. Ruslar ve eski Sov- yet cumhuriyetlerindeki üslerini ko- rumayı amaçlıyor ve Rus> a'daki çalı- şmalan durdurabilmek adına güç kullanmayı meşrulaştınyor. Bu doktrini uygulayabilmek için ordu, Tacikistan ve Afganistan gibi sorunlu sınırlarda varlığını sağlam- laştırmayı planlıyor. Ordu birliklerinin büyük bir ço- ğunluğu 1996'ya kadar Rusya'ya çe- kilmiş olacak. Ancak. hızlı hava in- dirme birlikleri ve helikopter saldın birlikleri. eski Sovyetler Birliği'nde tutulmaya devam edecek. Ve uzun dönemlı garnizon görevi için eğitim ve donanım \erilen 27. Motonze Topçu Tümenı gibi birlikler, hava in- dirme birliklennin çekilebiimelen ve diğer bunalımlarda kullanılabilmele- rinı sağlamak üzere düzeni koruma görevini üstlenecekler. Yeni doktrin, Rusya'nın küresel güç olma yönündeki heveslerini ger- çekleştirmek üzere, ülkenin nükleer ve uzay etkinliklerine de özel bir önem verivor. Bir hükümet yetkilisi, "Toprak kaybını, Varşova Paktı itti- fakının kaybını >e ordunun küçülüşümi telafi etmek amacıyla veni doktrin, stratejik roket güçlerini daha merkeze kaydımor" dedi. Ordu parasızlıktan kıvranıyor Doktrin konusunda ordu. daha ile- rici unsurlarla yaptığı mücadeleyi ka- zandığı için enerjisinin ve kaynak- lannın çoğunu gücünün yeniden ver- leştirilmesi. bannması ve eğitimine vöncltmiş durumda. L'luslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Mosko\a'nın 1985'te 241 milyar do- lar olan askeri harcama- lannın. 1992'de 39.6 mil- yar dolara düştüğünü be- lirtiyor. Rus Parlamento- su dağıtılmadan önce as- keri gücün 1995'edek 1.5 milyona indirilmesi ka- rannı almıştı. Ne ki Ame- rikan Habcralma'ya göre Rus ordusu şimdiden bu rakama inmiş bulunu- yor. Üstelik düşme de- vam ediyor. Bunun bir sonucu, kara ve hava birliklerinin izin verilen gücan yüzde 50'sine. hatta daha azına düşmesi. Yeni asker alınamaması ve subay- lann mevkilerine adeta yapışması. or- duda üst düzev subaylann kalaba- lıklığına ve kadının rolünün artması- na >olaçıyor. Eski Sovyet ordusunda hizmet eden kadın savısının çok düşük ol- masına karşın, bugün 30 bini kara kuvvetlerinde olmak üzere 100 bin kadın asker yer alıyor. Riga (Leton- ya) dışındaki hava üssündeki nöbetçi kulübesınde bekleyen, bir Rus su- bayının kansı ve 6 yaşında bir çocuk annesi olan 26 yaşındaki Anna E. Koval. orduya bir tek nedenle katıl- mış: Para kazanmak. "Uzun süre iş aradıktan sonra, orduda bir iş buldunt >e gjrdim" diyor. Ordu. polise karşı gücünü koru- mak amacıyla bazı birliklerini hazır- lıklı durumda bekletiyor. Silahlı avaklanmacılara karşı Tacik hükü- metini koruyan 201. Tümen, tümü>le profesvonel askerlerden oluşan, güç- lübirbirlik. Ordunun sürekli yozlaşması. Rus generallerinde yeni güvensizlikler ya- Ne ki mali yoksunluklar ve birlikle- ri Doğu Avrupa'dan Rusya'ya ko- nuşlandırma gibi dev boyutlarda bir hedefı gerçekleştirmenin güçlüğü. or- du birliklerini yeniden yapılandırma amacını sürüncemede bırakıyor. Or- dunun yeni imajı ve misyonunun odağını oluşturan 27. Tümen gibi gözde birlikler bile bu güçlüklerin dı- şmda kalamıyor. General Sidyakin 8.500 birliğjne yeni banşı koruma be- cerilerini öğretirken tümenindeki bin- lerce asker yeni görevlerinin gerektir- diğj hafıf süahlardan yoksun. Üst düzey subaylar. erler, Rus ve Amerikan uzmanlanyla yapılan tüm görüşmeler eski Sovyet silahh kuvvet- lerinin kötü bir kopyasını. yeni bir dizi tehdide karşı koyacak biçimde donatılmamış bir ordu resmini ortaya koyuyor. Bu yüzden Pentagon artık Rusya'run nükleer olmayan güçlerini bir tehdit olarak kabul etmiyor. Rus ordusuna karşı stratejisini de bu yön- de yeniden biçimlendirmiş durumda. Ne ki eski Sovyet tehdidini yeniden ortaya çıkaran etkenler Washington'- da yepyeni bir kaygı doğurdu: Ko- num ve yetenek açısındaki çöküşe karşı olan Rus generallerinin, güçleri- ni banşı korumak gibi meşru bir amaçla değil; eski Sovyetler Birliği'- N\ -ew York Times'dan Michael Gordon, Ural Dağlan'nın derinliklerinde Rus mü- hendislerinin nükleer savaş durumunda kullanılmak üzere inşaettikleri bir kuman- da merkezini ziyaret etti. Füze taşıyan denizaltılar ve karada üslenen hareketli füzelerle haberleşmeyi sağla- yan bir antenle donanmış bu kumanda merkezi. Rus- ya'nın küçülen stratejik nükleer güçlerini çağdaşlaş- tırmak için başlattığı milyarlarca dolarhkçabasının yeni bir parçası. Rus askerleri bir iki maaş çekini kaçırsalar da fark etmez. çünkü ordu Rusya'nın nükleer bir süper güç olarak konumunu korumakta kararlı. Bu çabalar soğuk savaş günlerinin kindar tutumuyla karşılaştınldığında ol- dukça alçakgönüllü Rusya'nın nükleer füze taşıyan denizaltılannın çoğu limanlarda ve ha- reketli kara füzelerinin çoğu da genellikle ka- rargahlarda kapatılmış durumda. Ne ki Rus- ya'run nükleer güçleri büyük ölçüde iyi ko- runmuş olarak hazır bekliyor. Bundan başka. Rus ordusu üç yeni füze ge- liştirmekte: Yeraltında saklanan güdümlü füze, SS-25 tek savaş başbğı verleştirilmiş yeni bir hareketli füze ve yeni bir denizaltı fü- zesi. Aynı derecede önemli olan bir başka nokta da ordunun nükleer silah- lara ilişkin ağız değiştir- miş olması. Yeni dokt- rini, Moskova'nın uzun zamandır vaat ettiğı nükleer silahlan ılk ateşleyen olma- yacağı sözünü geçersiz kılıyor. Artık Rusya nükleer si- İahlara sahip olan devletlere ve bunlarla ittifak halinde- ki nükleer gücü olmayan devletlere karşı ilk silah kul- lanma hakkını saklı tutuyor. Bu formülasyon. Sovyetler Birliği'nden miras aldığı nükleer silahlan kullanan Uk- rayna gibi ülkelere baskı uygulamak ve Doğu Avrupa ülkelerini NATO'ya katilmaktan caydınnak için kul- lanılıyor. Amerikalı yetkililer. başlangıçtaki vaadi hiç- bır zaman ciddiye almamakla birlikte. Rusya'nın nükle- Rusya, nükleer güç olarak kalmakta kararlı TüfeMerMraz pastansada er silahlar konusunda değişen düşüncelerinin. konvan- siyonel güçlerde yeni bir indirime gitmesini gerektirdiği- ni belirtiyorlar. Ama ordunun nükleer silahlara yeniden vapışmasının bedelinin ödenmesi kaçınılmaz. Clinton yönetimi yetkililerinden biri. "Eğer yeni silahlar için mil- yarlar harcarsanız eskilerden kurtulmanız için gereken paradan olursunuz" divor. Sovvetler Birliği'nin çöküşü, Rus konvansiyonel güç- lerinde bir hasaryaratmakla birlikte. Rusya'nın nükleer hevesleri üzerinde hiçbiretki yaratmadı. Batılı kaynak- lara göre eski Sovyetler Birliği'nde 7 bini Rusya'da ol- mak üzere, toplam 10 bin savaş başlığı vardı. Rus ordu- su Bevaz Rusya ve Ka- zakistan'daki nükleer silahlann kontrolünü de hala elinde tutuyor. Ukrayna ise özel bir vaka. Sovyetler Birliği daâldıa zaman. 176 adet SS-19 ve SS-24 çokbaşlıklı nükleer fü- zeyi elinde tutmak- taydı. Şu sıralar 20 tane SS-19 füzesini silolan- ndan çıkarmış olmasına karşın. nükleer gücü-. nün büyük bölümü el değmemiş duruyor. Ancak, füzeleri koru- yan stratejik roket bir- liklerinin ülkeve bağlılık derecesi bilin- miyor. Rusya "daki ve ABD'- deki nükleer güçlerin korunması tuhaf bir durum yaratıyor. So- ğuk savaş bittiği halde. her iki tarafın binlerce nükleer silahı duruyor. Nükleer etkinlikleri si- yasal gerçeklik düzeyi- ne çekmek için Rus ve Amerikan uzmanlan. uzun men- zilli füzelerden çok sayıda savaş başlığını çıkarmak gibi önemli adımlar atmış durumda. Ancak. Aleksey Arba- tov'un bir araştırma grubunca yayımlanan raporunda belirttiğine göre her iki tarafın üzerinde anlaştığı silah indirimleri, silah denetimi sürecinin son aşaması olarak kabul edilmemeli. Arbatov. durumun tam tersine. "So- ğuk savaş sonrasında büyük güçler arasındaki stratejik ilişkilerde başlayan yeni dönemin ilk aşaması" olarak gö- rülmesi gerektiğını belirtiyor. i • ı ratıyor ve Batı'nın niyetleri konusun- daki eski kuşkulan güçlendiriyor. Or- duda gittikçe güçlenen incinebilirlik duygusunun farkında olan Pentagon, zorlama stratejisini yumuşattı. Sözge- limi. Moskova'nın NATO'nun Doğu Avrupa'ya vayılmasına karşı çıkışı üzerine, Clinton yönetimi karara uydu. Pentagon. Rusya'yla olan iliş- kilerini de genişletiyor: 3. Piyade Tü- meni'nden ABD ordu birlikleri ile Rus 27. Tümeni askerleri geçen yaz ortak bir tatbikat yaptılar. Pentagon'un bağlan güçlendir- mekteki amaçlanndan biri. amiral ve generallerini reformlan desteklemele- ri vönünde teşvik etmek. Pentagon'- un Siyasa Planlama Dairesi Başkanı Graham Allison, "Reformlann gelece- ğinin dayanak noktası ordu. Yeltsin'in reformlarını tek çare olarak görmeleri bizim çıkarımıza" diyor. Banşı koruma Diğer amaç. güç kullanma sırasın- da ordunun mantıklı davranmasını sağlamak. Clinton vönetimı yetkilile- ri, eski Sovyetler Birliği'nin her yerin- de ortaya çıkan etnik çatışmalardan sonra. Rus ordusunun eski Sovyet cumhuriyetlerindeki olaylara kanş- mamasını beklemenin gerçek dışı ola- cağını söylüyorlar. Ne ki bu tür mü- dahalelerin eski Sovyet imparatorlu- ğunun kalıntılannı birleştirmek ça- basına değil. söz konusu cumhuri- yetin ve uluslararası toplumun ona- yıyla banşı koruma amacına yönel- mesinin de mümkün olduğunu belir- tiyorlar. Orta Rusya"daki karargahında Ge- neral Sidyakin. geleceğe yönelik bir güç oluşturmaya çalışıyor. Trans- Dinyester ya da Güney Osetya'da ba- nşı koruma görevi. gönüllülere verili- yor. Gönüllüleri teşvik etmek için banş aücünde hizmet eden birere, ay- hk 3 bin 200 rublenin (2.70dolar) yanı sıra 16 bin ruble (13 dolar) ekstra üc- ret verili\or. Ayda 70 bin ruble alan suba\ lara da teşvik primi aylık 20 bin ruble kadar. Banşı korumada füzelerden yararlanma Ordunun. henüz damgalannda orak ve çekici kullanmayı bırakmadı- ğına bakılırsa henüz çok büyük deği- şim sürecine gırmediği söylenebilir. 27. Tümen'in banşı koruma misyo- nuna hazırlanması niyetine karşın, hala soğuk savaş döneminden kalan silahlan. sözgelimi karadan havaya atılan nükleer füzeleri tutuyor; buna karşılık. generalin Moskova'daki üst- lerine defalarca bildirdiğine göre hafıf zırhlı araçlar gibi hafıf silahlan yok denecek kadar az. Tümenin şu andaki silah mevcudu ve vapısı. General Sidyakın'in Nevv York Timcs'dan Michael Gordon'la vaptığı bir görüşmede belirttiğine gö- re "Banşı koruma gibi bir amacı ger- çekleştirmek için pek uygun değil."' Sidvakın. "Yeni bir >apı oluştunılma- masının temel nedeninin mali olduğun- dan eminim" divor. Gene de general. geleceğe ilişkin güvenini dile getir- mekten de kaçınmıyor: "Eğitim ilerli- yor. Yakında Rus ordusu de\ bir ordu değil, hareket yeteneğine sahip ve ça- tışma bağlamuida son derece etkin bir yapıya sahip olacak." Ancak, yolun aşağısında, Sylvester Stallone'un afışleriyle süslenmiş so- ğuk barakalarda, keşif birliği olarak seçilmiş ve 18 aylık eğitimden sonra orduda kalması planlanan sadece 20 asker var. Çelyabınsk'ten gelmiş 20 yaşındaki bir asker. "İki yıl çok bile" diyor. "Artık herkesin kendi işini kur- ması gerektiği günlerde yaşıyoruz." SÜRECEK ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI Adamla Uğpaşma, İş Yap 27 Mayısçı, eski Tabii Senatör Sami Küçük'ten Türkeş in anıları ile ilgili bir açıklama aldım. Açıklama gerçekte Sabah gazetesine gönderilmıştı. Sami Küçük, şöyle diyordu: "Sayın Mustafa Ekmekçi, 11 Haziran 1994 günü 'Sabah' gazetesinin 'Fırtınalı Yıllar' yazı dizisinde; beni, Nâzım Hikmet'in Harp Okulu öğrencile- riyle temasını ihbar etmekle suçlayan ve bu ihbardan ötürü idarece bir altın saatla ödüllendirildiğimi yazan Sayın Alpas- lan Türkeş'e aynı gazete aracılığıyla verdiğim yanıt ekte sunulmuştur. Değerlendirileceğini umut eder, saygılar sunarım. Sami Küçük" Sabah'a gönderdiğı açıklamada da Sami Küçük şöyle di- yor: 'Sayın Türkeş suçlamayı belgeye değil, halen hayatta ol- mayan bir subayın nakline dayamaktadır. Halbuki Nâzım Hikmet dosyası hakkında bugüne kadar çeşitli kalemler, çe- şitli zamanlarda incelemeler yapmış ve bu incelemeler ya- yımlanmıştır. Bunların hiçbirinde adımdan söz edilmemek- tedir. Anılar, belgelere dayandığı zaman tarihi bir değer taşır, mış mışlarla değil.. Kaldı ki bu anılarda olayların ve kişilerin birbirleriyle karıştınldığı görülmektedir ki, kuşkusuz bunlar da asıl ilgililerce kamuoyuna doğrularıyla sunulacaktır. En nefret ettiğim konulardan biri olduğu için hayatımda ih- bara yer vermedim ve ihbarlara da itibar etmedim. Ama ih- barı meslek edinenler veya bundan hoşlananların kendileri- ne yandaş aradıkları da bir gerçektir. Nâzım Hikmet'i ihbar eden veya edenler arasında değilim. Bu, âdi bir iftiradır. Kaldı ki, Turk dilini en iyi kullanan, Türk şiirini dünyaya tanıtan ve Kurtuluş Savaşı Destanı'n/ bugü- ne kadar rastlanmayan yüce bir duygu ile dile getiren bu şai- ri takdir edenlerden biri olduğum da beni tanıyan herkesçe bilinmektedir. Ben, Bursa Askeri Lisesi'ni 1936'da birincilikle, Harp Okulu'nu 1938'de ikincilikle, Kara Harp Akademisi'ni 1948de birincilikle bitirdim ve bu birincilikler altın saatler'/e ödüllen- dirildi ki hepsini saklamaktayım. Bunların dışında, hele hele yapmadığım ve yapanlan nefretle kınadığım bir ihbarcılıktan ötüru saat almış değilim. Bu, en hafif deyımiyle iftiradır ve yazan da müfteridır. Saygılanmla " ••• Prof. All Nesin, 'Matematik ve Korku" kıtabı ile "Matema- tik ve Oyun" kıtaplarını bırakmış. imzalayıp. "Matematik ve Korku"nur\ üçuncü baskısı yapılmış, sevındim. Ali Nesin, şöyle yazmış: "Sevgili Mustafa Ağabey, Bu yazıları yazarken yazarlığın neredeyse matematikçilik kadar zor bir meslek olduğunu anladım! En iyi dileklerımle." Bırıncı Dünya Savaşı ndan önce, Türkıye'den iki genç, Ah- met Şükrii Esmer'le Ahmet Emin Yalman, gazetecılık öğren- mek ıçın Amerıka'ya gıderler. Kım bılır ne güçluklerle gıder- ler, o ayrı sorun. Küçuk beyler, Amerıka'da gazetecılık, yazarlık öğrenıp dönecekler, Türkıye'de gazetecılık yapa- caklar. ilk derse, Amerıka'nın tanınmış profesorlerınden bırı gırer, bir yazı nasıl yazılır onu anlatacaktır. Şöyle der: - Kendinize bir konu bulacaksınız, onu açacaksmız, bitirin- ce de noktayı koyacaksınız. Ikı genç bırbirlerıne bakarlar: - Biz, ta Türkiye 'den bunu oğrenmek için mi geldik? derler. Ahmet Şükrü Esmer. bunu anlattıktan sonra şöyle der: - Altmış yıldır yazı yazarım, hâlâ noktayı koyamadım! Noktayı koymak öylesıne güç bir şey kı... Ahmet Emın Yalmanla birlikte çalıştım. Beni önce ışe al- mak istemedı, sonra da bırakmak ıstemedi! Ahmet Şükrü Esmer'le çokluk kokteyllerde karşılaşır, görüşurdük Koştu- ran, haber kovalayan gazetecılerden olduğumdan, bende çok haber olduğunu sanır; karşılaştığımızda: - Ne oluyor? Sen bilirsin! derdı... Yazı yazması, yazarlık öyle kolay olsaydı, annem de ya- zardı, diye geçıriyorum ıçımden. Dıyelım, bir kışı, fılanın anı- larını, anlattıklarını aktarıyor. Bunu yapanın hiçbir sorumlu- luğu yok mudur? Olmaz olur mu? örneğın, yukarıda geçen Türkeş'ın anlattıklarında, araştırmaya, soruşturmaya gerek duyulacak şeyler yok mudur? Bunları yazanın, bir zahmet edip suçlanan kışiye de sorması gerekmez mı? - Efendim, sizin için şöyle şöyle deniyor, ne dersiniz? Yine öğrendığını yazsın, ama, suçlanana da sorduktan sonra... Doğrusu, yıUarımı verdiğim Mıllıyet'te, Abdi Ipekçi'den, gazeteciliğın bu püf noktasını öğrendım! 1980 öncesindeydı, Cumhurıyefteydım. bir mektup gel- mişti. Alpaslan Turkeş'le ilgiliydı. Başkalarına da gönderildı- ğıni sanıyorum, hatta üstü kapalı yazıldı da. Ama, ben elimi sürmedim. öyle bir mektubun içerığını. doğruluğunu araştır- mak bile ıstemedım. Türkeş ıçın en ağır eleştirilerı yazdım ama, bu mektubu, hayır! insanların kökenleri, ırkları ılgilen- dırmiyordu beni. İlhan Selçuk, bir gün dört sözcükten oluşan bir tümcenın yer aldığı bir kağıt tutuşturdu elıme. Şöyle yazıyordu kağıtta: "Adamla uğraşma. iş yap!" Kağıt odamda asılı durur. ••• Bu hafta sonunu, Bil-iş Sendikası uyeleriyle, Abant'ta ge- çirdık. Sendıka yönetıcıleri, eşimle birlikte çağırmışlardı. Ben de sendıkacılara bir konuşma yaptım. Sosyal-İş Sendi- kası Genel Başkanı özcan Kesgeç de gelip konuştu. Bil-İş IBM'deçalışan, bılgısayarcı ışçıler.. uyanık, aydın kışıler. • • • Ressam Rasin, bir Atatürk portresı gönderdı, Cumhuri- yet'te odama astım. Şöyle yazmış: "Kendini laikliğe siper eden Mustafa Ekmekçi'ye bir ressamın şükranlarıyla, 1994". Bu portrelerden. Rasin, Yekta Güngör özden'e, Ahmet Taner Kışlalı ya da yolladı. BULMACA 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Yurtlanna şan vermiş kişilerin gömüldüğü ulu- sal anıt. 2/ Bursa'nın İne- göl ilçesi yakınlanndaki kaplıca... Rütbe ya da kı- demce küçük olan asker. 3/Birnota... Darbirelbi- se üzerine giyilen. ince kumaştan üstlük. 4/ Ap- tal, sersem. 5/ Telli balık- çıl... Kahverengi ve tüylü kabuğu olan. C vitami- nince zengin bir meyve. 6/ Birdenbire akla gelen, içe doğan... Bir çalgı. 7/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... Ürik asidin tuzu ya da esteri. 8/ Bir ha- ber ajansının simgesi... Yapım. 9/ Oyun yazma ve yönetme kurallan- nı bilen. bir oyun yazılır ya da sah- nelenirken bu bilgisinden yararla- nılan kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Anlamsız, boş, önemsiz" anla- mında argo sözcük... Dilbilgisin- deki sözcük türlerinden biri. 2/ Avuçiçi... Hayvanın eskiyen nallannınçivilerini değiştinneişle- ; mi. 3/ Hollanda'nın plaka işareti... Tiyatroda sahne. 4/ Az piş- miş et... Parola. 5/ Eşya üzerindeki miİcrop ya da ufak böcekleri başınçlı buharla öldürmeye yarayan büyük kazan... Üzerinden geçtiği insanlara mutluluk ve zenginlik getirdiğine inanılan mi- tolojik kuş. 6/ Bir şiirin içinde birçok kez yinelenen bölüm. 7/; Divan şiirinin, XVII. yüzyılda yaşamış ünlü bir ustası... Eski dilde erik. 8/ Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi. 9/ Küçük bitkilere verilen ortak ad... Kısık sesli küçük keman... Gümü- şün simgesi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear