Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT1994 CUMARTESİ
12 DUNYADAN
Dayanışma tekrar sahnedePolonya hükümetinin pazarekonomisine geçiş için aldığı sert önlemlerden sonra, Doğu Avrupa'nın
ilk bağımsız sendikası Dayanışma'nın düzenlediği gösteri yürüyüşüne 30 binden fazla kişi katıldı
SfceÜfeUrjjork STınteö
Polonya'da komünizmin
çöküşünden bu yana
yapılan en büyük göste-
ride 30 binden fazla insan yürii-
dü Geçtığimiz çarşamba günü
hülcümetin yeni bütçe tasansı-
na karşı çıkan işçiler, kara ve
soğuğa karşın gösteriyi sürdür-
düler.
.' Dayanışma sendikası tara-
fından düzenlenen gösteriye
katılım oranı çok yüksekti. Ül-
kenin dört bır yanından gelen
işcıler, yeni hükümeti seçim
kamyanyası sırasında verdikle-
ri sözleri tutması. ücret artışı ve
kamu harcamalannı arttınnası
doğrultusunda uyardı.
IPara politikasında
göriiş aynlığı
İktidarda bulunan koalisyo-
nun ortaklanndan Demokra-
tik Sol Ittifak ve Polonya Köy-
lii Partisi, para politikasına
ilişkin konularda göriiş birliği-
ne varamıyor. Hükümet prog-
ramında sıkı para politikasının
yanı sıra piyasa ekonomisine geçış sürecini hı-
zlandırmak içın reformlann devamı öngörülü-
yordu.
Köylü Partisi lideri Başbakan Waldemar
Pawlak geçiş sıirecıni kolaylaştırmak için kamu
Dayanışma'nın geçtiğimiz çarşamba günü düzenlediği yüriiyüş, komünizmin çöküşünden bu yana yapılan en büyük gösteriydi.
şimdi bize yalan söylüyor" diye
konuşuyor.
Gıda sektöründe çalışan Ma-
ria Joannak, yeni hükümeti
şöyle değerlendiriyor: "Eski
komünistler, merkezi hükü-
metleri aratacak kadar kötü."
36 yaşjndaki Eugeniusz Orzec-
hovvski, Silesia'dakı maden
ocağından yürüyüşe kaülmak
üzere Varşova'ya gelmiş. Anne
ve babasının emekli maaşı ile
geçinemediklerini söylüyor.
Eski komünistlerin ıktidara gel-
mesinden sonra ailesinin duru-
munun daha da kötüleştiğine
dikkatçekiyor.
Eski komünistlerin seçim
kampanyası sırasında, emekli
ayhklannı artüracaklanna iliş-
kin verdikleri sözü tutmadıkla-
nndan yakınıyor.
Dayanışma sendikası yöneti-
cilennden Marian Fyrkovvski
hükümetin sert önlemlerden
ödün vermemesi durumunda,
sendikanın genel greve gidece-
ğini belirtiyor. Dolayısıyla tüm
ülkede ekonomik etkinliklerin
felç olabileceğinı de ifade et-
mekten çekinmiyor.
Dayanışma, Sovyet bloğun-
harcamalannm arttınlması yönünde çalışmalar ereceğine ilişkin kuşkulara kapılmışlardı. Oysa,
yapıyor. Geçtiğimiz yılın eylül ayında yapılan
seçimlerden sonra eski komünistlerin devamı ni-
teliğindeki Demokratik Sol İttifak'ın iktidara
gelmesiyle, Batılı gözlemciler reformlann sona
yeni hükümet bu korkulann yersizoldugunu be-
Ûrterek ortalığı yatışmayı başardı.
Diğer taraftan seçmenler kandınldıklannı id-
dia ederek. "Oyumuzu komünistlere verdik, ama
daki ilk bağımsız sendika niteliğini taşıyordu.
1989 yılında ülke geneline yayılan grevlerin so-
nucunda Komünist Parti'nin çökmesine yol
açan sendika, bugün ekonomik reformlara karşı
çıkıyor.
FildişiKıyısıbeürsizliğesürükleniyor• Fildişi Kıyısı'nı demokrasi ve uygarlık
kavramlanyla tanıştıran Devlet Başkanı Felix
Boigny'nin ölümüyle ortaya çıkan iktidar
boşluğunun, ülkeyi kargaşaya sürüklemesinden
korkuluyor.
£t lîîondt
Fildişi Kıyısı, 7 aralıkta
vaşamını yitiren Devlet
Başkanı Felhc Houphou-
et-Boigny"yi toprağa verdi.
Halk bır yandan cumhuriyeti
kuran, demokrasiyi ve uy-
garlığı Fildişi Kıyısı'na getiren
ulusal liderleri için yas tutar-
ken, dığer yandan da yönetim-
de oluşan boşluğun getirdiği
beürsizlikten kaygı duyuyor.
Houphouet-Boigny'nin ana-
yasal vekili Meclis Başkanı
Henri Konan Bedie'yle zamanı-
nın Başbakanı Alassane Dra-
raane Ouattara arasındaki, bo-
şalan devlet başkanlığına otur-
ma savaşı halen sürüyor. Ko-
nan Bedıe. Houphouet-
Boigny "ın ölümünden hemen
sonra, 7 aralıkta, anayasanın
11. maddesine dayanarak ken-
disıni devlet başkanı olarak ilan
etti ve bu makamın getirdiği gö-
rev ve sorumluluklan üstlendi.
Bunun üzerine Ouattara, 9 ara-
lıkta başkanlık ettıği hüküme-
tin isüfasını verdi.
I Muhalefet
I seçimden yana
Bu iki lider arasındaki savaş
yaklaşık iki aydır süriiyor. Fil-
dişi Kıyısı basınının tutumuysa
bu savaşı körüklüyor. Muhale-
fet gazeteleri, Konan Bedie'nin
seçimle devlet başkanı ol-
madığını ve seçim yapılması ge-
rektiğini öne sürerken, iktidara
yakın gazeteler Ouattara'yı ül-
İceyi sonu belirsiz bir maceraya
sürüklemeyi istemekle eleştiri-
yor.
tki liderin savaşı yandaşlan-
na da sıçrayınca. hükümet or-
duyu ve poiisi olası olaylara
karşı güvenlik önlemi almalan
için uyarmak zorunda kaldı.
İstıfa ettikten sonra sessiz
kalmayı yeğleyen Ouattara,
1995'te yapılacak başkanlık se-
çimlenne kaltılmakta kararstz
gözüküyor. Danışmanlan
onun henüzkarannı vermediğı-
nı ve bugünlerde Dünya Ban-
kası'ndan gelen biröneriyi ince-
lediğini belirtiyor. Ama birçok
diplomat Ouattara'nın bâskıla-
ra dayanamayarak önümüzde-
ki haftalarda politıkaya döne-
ceğınden emin olduklannı be-
lirtiyor.
IKabilelerin adayı
bellideğil
Ouattara politıkaya dönerse
özellikle tek parti PDCI'nin
içinde birçok sorun çıkacak.
Hatta PDCI bölünme tehlike-
siyle karşı karşıya kalabilir. Ou-
attara'nın parti içinde birçok
yandaşı var ve bunlar Konan
Bedie'nin devlet başkanı olduk-
tan sonraki tutumunu eleştiri-
yor. Eleştirilerin odak noktası,
Konan Bedie'nin yakın çevre-
sindekılerin ve yeni kurduğu
hükümette kendi kabilesinden
gelenlerin çoğunlukta olması.
Houphouet-Boigny ve Ouatta-
ra'nın aynı kabileden olması ve
bu kabileden olanlann sayı-
lannın gerek parti içinde gerek-
se hükümette azalması, tartı-
şmalann ve eleştirilerin yoğun-
laşmasmı körüklüyor.
1995'te yapılacak se-
çimlerde her iki liderin
şanşlan eşıt gibi görünse
de bu denge her an bo-
zulabilir. Ülkedeki kabi-
lelerin ve gruplann kımi
destekleyeceği bugün
için belirgin değil. Bu
belirsizlik ortamına he-
çen hafta para biriminin
yüzde 50 oranında deva-
lüe edilmesi de eklenince
ulkenin politik ve eko-
nomik durumu iyice
kannaşıklaşıyor.
Frederic Fritscher
Flldlsl Kıyısı, devlet baskanını 14 ay sonra uğurladı
Başkcıntühayet toprağa veviM
Geçtiğimiz yıl
7 aralıkta
yaşamını yi-
tiren FiJdişi Kıyısı
Cumhuriyeti Devlet
Başkanı Feiix Houp-
houet-Boigny, nihayet
toprağa venldi. Dev-
let başkanının cenaze
törenine binlerce kişi
katıldı. Mumyalanan
devlet başkanının na-
aşı, silahlı kuvvetlerin
ileri gelen sekiz üyesi
tarafından taşındı. 89
yaşında ölen devlet
başkanı. ülkesini
bağımsızlığına kavuş-
turarak cumhuriyeti
kurmuştu.
Fildişi Kıyısı'nın
başkenti Yanıousso-
ukro'nun tozlu sokak-
lanndan geçen tören
alayı. Afrika'nın en
büyük katedrali olan
Meryem Kilisesi'ne
ulaştığında. cenaze
askeri taşıttan alına-
rak eller üzerinde kili-
senin içindeki katafal-
ka taşındı.
Cenazenin etrafı
külce altm ve süs eşya-
lanyla donanmıştı.
Batının dini gelenek-
leriyle Afrika kültürü-
nün içiçe geçtiği tö-
rende. Handel'in Re-
quem'i ile Afrika tam-
tamlan birbirine
kanşıyordu. Cenaze
törenine katılmak
üzere ABD'den gelen
Beyaz Saray temsilci-
si, gördükleri karşısı-
nda ıçine düştüğü şaş-
kınlığı açıkça belirtti.
Cenazenin etrafında Fdix Houphouet Boigny'nin cenaze törenine binlerce kişi katıldı.
yığıiı duran kıymetli hediyelerden çok.
Batılı devlet adamlannın törene katı-
lmayışı karşısında şaşırdığıru belırten tem-
silci, Afrika'nın bu en uzun süre iktidarda
kalan devlet adamına, Batı'run bu kadar
az önem vennesine üzüldüğünü söyledi.
Yalnızca Fransa'nın devlet başkanı dü-
zeyinde temsil edildiğini kaydeden temsil-
ci. "Felix Houphouet-Boigny'nin kaybı Af-
rika, Avnıpa ve ABD için çok önemli" dedi.
fngiltere törene Kent Düşesi'ni gönder-
mişti. Birçoklanna göre Felix Houphouet-
Boigny. son yolculuğuna prens veya
hükümet başkanı tarafından uğurlan-
malıydı.
IBütün Afrika
cenaze törenindeydi
Cenazeye Afrika kıtasının hemen he-
men tüm liderleri katıldı. Biafra lideri
Emeka Ojukmı Nijerya genelkurmay baş-
kanının yanında tö-
reni ızierİcen üzüntü-
sünü açıkça belli edi-
yordu. Felix Houp-
houet-Boıgnv. Nıjer-
ya'nın askeri müda-
halesinden korktu-
ğundan, Fransa'nın
Biafra politikasını
onajlamak zorunda
kalmışlı. Biafra Dev-
let Başkanı yenilgiye
uğradığında Fildişi
Kıyısı'na sığınarak,
Houphouet-Boigny'-
nin himayesine gir-
mişti.
Fransa Cumhur-
başkanı Mitterrand.
eski ve şimdiki baş-
bakanla törene katı-
larak Fildişi Kıyısı'-
na verdiği önemi göz-
ler önüne serdi. Ne
var ki. Fildişi Kıyısı
Halkı ABD'nin
Enerji Bakanı Hazel
O'Leary'nin baş-
kanlığında 15 kışilık
bır ekiple temsil
edilmesi karşısında
hayal kınklığına uğ-
radı. Birgazeteci tün;
yabancı diplomat-
lann ülkeyi terket-
mesinden sonra olay-
lann şu şekilde gelışe-
ceğini belirtti: "Bu-
gün resmi matem biti-
yor. Bundan sonra
Boigny ailesi sarayın
kapılannı kapavacak
*e cenazeyi hediveler-
le birlikte gömecek.
Sonra ne olacağını
Tann bilir." Clkede
herkes olacaklan bü-
yük bir endişe ije bek-
liyor. "İhtiyar
Adam"ın ölümüyle yıllardır huzurlu ve
istikrarh bir yaşam süren ülke halkı, ge-
lecek günlerde büyük kargaşa içine sü-
rüklenmekten korİcuyor. Boigny, Fildişi
Kıyısı'nın yönetimini 1960 yıhndan beri
elinde tutmakla. Küba'da Castro. Kuzev
Kore'de Kim H'Sung'dan sonra iktidar-
da en uzun süre kalan lider niteliğini taşı-
yordu.
Kenneth B.Noble
Batı'ya sırtını, Asya'yayüzün
• Batı'nın Afrika'ya olan ilgisizliği, kıtayı "Asya tipi" bir
gelişmeye yönlendiriyor. Afrika, Asya ülkelerinin
kalkınmasım, Batı'nın önerdiğinden farklı bir model
uygulanmasına bağlıyor.
B
atı ülkeîennin eski Sovyetler
Birlığı'ne, Doğu Avrupa ülke-
lenne ve Fılistin'e yaptığı bü-
yük yardımlardan dolayı. Afnka ülke-
Ieri, ekonomik destekten kendı pay-
larına düşenin azalacağı endişesinde-
ler.
Geçen kasım ayında Tokyo'da. Af-
rika'nın kalkınması üzerine yapılan
konferansta, Batı'nın bu ülkelere
yaptığı yardımın bicimi eleştiriliyor ve
Asya'nın kalkınma modeline sıcak
baktıklan görülüyordu.
Afrikalılar. 1980 yıllannda Asya'-
nın gösterdiği hızlı gelişmeye büyük
ilgi duyuyor. Çoğu, bu gelişimı Batı'-
nın önerdiklerinden farklı bir model
uygulanmasına bağlıyor.
Asya modeli. devlet denetımi al-
tında ihracatın arttınlması ve yabana
sermayenın ülkeye getirilmesi üzerine
kurulmuştur. Konferansın Tokyo'da
yapılmış olması da bu ülkelerin Asya'-
ya sıcak baktıklannı gösteriyor.
Afrikalı yöneticiler, Asya'nın ken-
dine özgü tarihi ve kültürü olan özel
bir bölge olduğunun, bu yüzden uy-
guladığı modelin her yere uygun ola-
mayabilecegnin farkında olmakla
birlikte, bu riski göze almak niyetinde-
ler. Bunun nedeni ise Afriİcahlann
Batı'dan artık ne moral ne de para
yardımı beklentilerinin kalmayışıdır.
Batı'dan yardım alan ülkelerden
bın olan Tanzanya'nın başbakanı
John Malecela, hoşnutsuzluğunu şöy-
le dile getinyor: "Afiika'ya yapılan
yardımlar çoğu zaman devlet yardı-
mlanna, memur sayısının azaltılniasına
ve devaiüasyona gidilmesine bağlı."
Afrikalı yöneticiler, Batı'nın değer
sistemini benimsemek için yapılan
baskılan da eleştirirken, ekonomik
yardımın ülkenin politikası üzerinde
baskı kurma araa olmaması gerektı-
ğini savunuyorlar.
Soğuk Savaş'ın bitıminden beri Af-
rika'ya olan ilgi azaldı. Batı bir yan-
dan Rusya ve Filistin'e yardım yap-
malı, diğer yandan da onu yormaya
başlayan Afrika'yı desteklemeli. Geli-
şrniş ülkelerin çoğu mali zorluklar
içinde ve aslında hiçbiri Afrika'ya
yapılan yardımlan arttırmak niyetin-
de değil. Hatta ABD bakan yardımcısı
Richard Moose, Amerika'nın bu
yardımlan azaltmayı düşündüğünü
saklamıyor. Dünyanın Avrupa Birliği
ve Kuzey Amerika Birliği gibi blokla-
ra aynlması, ülkeleri korumacıhğa
zorluyor.
Gelecekle ilgjlı planlarda ise tek cins
ürüne dayalı tanm ekonomisinden
vazgeçmede bütün ülkeler hemfikir.
Daha şimdiden Fildişi Kıyısı çok çeşit-
li ürctime başladı. zümbabve'nin eko-
nomisi hem tanma hem de endüstriye
dayanıyor.
"Bütün bu ülkeler yabancı serma-
yeye çok güveniyor" diyen Fildişi
Kıyısı'nın ekonomiden sorumlu ba-
kanı Kablan Doncan. Japonya'dan
aldıklan destek sayesinde beyaz eşya
üretimine başladıklannı ve bunlan dı-
şanya satmayı planladıklannı belirti-
yor.
Gana Cumhurbaşkanı Jerry Raw-
lings. dilenci olmadıklannı büyük bir
gururla söylüyor.
İleride bu ülkeler üzerinde şimdiye
kadar egemenlik kurma isteği olma-
yan Japonya'nın. Afrika'ya yapılacak
yardımlar konusunda önemli bir yere
sahip olacağı ise başka bir gerçek.
Courrier International
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Boğaziçi'nin Bir Yaltstrtda...
Nâzım Hikmet Moskova'dan döndükten sonra iş arı-
yor. Eski dostu Vâlâ Nurettin'in aracılığıyla Resimli Ay
dergisinde bir iş buluyor. Birdenbire derginin yöneticile-
ri arasında yer buluyor Oysa Nâzım dergide "musah-
hihliğe" (düzeltmenliğe) bile razıdır.
Dergide "Putları kınyoruz"diye bir yazı dizisine başlı-
yor. Put olarak gösterdiği Namık Kemal, Abdüfhak
Hâmit, Ahmet Haşim gibi şairleri, elinde bir balta kırma-
ya başlıyor.
Bir gün Abdülhak Hâmit'ten umulmadık bir yemek
çağrısı geliyor. Büyük şair, Nâzım'ı bir akşam yemeğine
çağırıyor. Bu çağrı bizde alışılmamış bir gösteridir. Sof-
rada söz dönüp dolaşıp "Putları kınyoruz" dizisine geli-
yor. Hâmıt, aralarında hiçbir şey yokmuş gibi şunları
söylüyor:
"Putlan kırmakta haklısınız; biz de edebiyat hayatına
atıldığımız zaman, aynı şeyleri yaptık. Divan edebiyatını
yıkıp Tanzimat edebiyatını getirdik. Türk edebiyatında
yeni hamleler yaptık. O vakit biz onları yıktık, şimdi siz
de bizi yıkacaksınız."
Yıldız Sertel yıllar sonra babasının, annesinin, kendi-
sinin anılarını yazarken bu konuya değiniyor. Kitabının
adı, "Nâzım Hikmet ve Babıâli"d\r (Adam Yayınları).
Geçende, Dr. Kaya Ergün Dizdaroğlu'nun baştabip oi-
•duğu Paşabahçe Sigorta Hastanesi'ne gitmiştim. Ben
Dr. Dizdaroğlu'nun yönettiği hastaneye "Sağlık fabrika-
sı" derim. 600 personelin çalıştığı, 600 hastanın yattığı
bu hastaneyi fabrikaya benzetırim Doktoru odasında zi-
yaret edenler arasında Nâzım Hikmet'in teyzesi Sare
Hanım da vardı. Nâzım Hikmet'i konuştuk. Sare Hanım,
"Çok çekti" dedi. "Şimdi onun adından yararlananlar
var." Bir anısını anlattı: "Hapishaneye bir gün terlik gö-
türdüm. Hemen geri gönderdi terlikleri. Hapishanede
takunya giyilirmiş. Terlik olmazmış. Zorunlu olarak ter-
likleri geri aldık."
Yıldız Sertel anıları arasında Nâzım'ın bir hobisini
anlatıyor Ipekçiler film atölyesinde çalışırken aylığını
aldı mı eve taksiyle gelirmiş. "Benim en buyük zevkim
arabaya binmektir" dermiş. "Para bitene kadar bine-
rim. Sonra para bitince yaya gider, gelirim."
Moskova'dayken Nâzım'a bir araba, bir de sürücü
vermişler Bundan çok hoşlanmış.
Sare Hanım, konuşmamız sırasında Mocan yalısının
satılığa çıkarıldığını söyledi. Mocan yalısı bir zamanlar
Kuzguncuk'ta bır efsaneydi. Yalı 250 yıl önce yapılmıştı.
Sonra Tekirdağ'da ormanlan da olan Şevfcet Mocan al-
mıştı. Mocan, Vâlâ Nurettine tabanca çekmesiyle de
ünlüdür. Ben Mocan'ı 1950yılında Demokrat Parti iktida-
rı aldığında Tekirdağ milletvekiliyken tanıdım. Antiko-
münist olarak ün salmıştı. Daha ayağının tozuyla Mec-
lis'e girer girmez "Komünistlerin idam edilmesini iste-
yen önerisini" vermişti.
1960tan sonraydı, Mocan yalısına bir kez gitmiştim.
Avukat Merih Sezen davetliymiş, "Sen de gel... "demiş-
ti. Dündar Baştmar dostlarına bir şölen veriyormuş,
"cümle eş dost" varmış, bulunursam memnun olurlar-
mış... Gittim. Görkemli bir yalıydı. Dündar'ı eskiden tanı-
yordum. Ağabeyi Zeki'y'e dostluğumuz vardı. Şölende
20-25 kişi toplanmıştı. Kemal Tahlr'i ve kimi tiyatrocu ar-
kadaşlan orada tanıdım Dikkatimi çeken bir şey vardı.
Yalı ikiye bölünmüştü. Bir yanda damatlardan biri, öte
yanda biri oturuyordu. Vereseler arasında anlaşmazlık
varmış. (Son yapılan arttırmada ya/ının tumü Ayşe Baş-
tımar'ın üstünde kalmış.)
Sare Hanım, "Yalı yabancıya gitmedi"diye seviniyor-
du.
Şölen öğleden başlıyordu öğle rakımızı içtik, çok gü-
zel iri iri kalkanlar yedik. Bir daha ne zaman kalkan ye-
sem Mocan yalısındakileri anımsarım. Dündar Baştımar
dostum, "Kalkancılar bu yalıyı bilirler, iyisini verirler"
demişti.
Putları kırmaktan Mocan yalısına değin uzandık. Yalı-
da çok zenginin gözü varmış ama, punduna getiremedi-
ler. Hayırlısı olsun. Nâzım'ın bu yalıdan Rusya'ya kaçtığı
söylentileri çıkmıştı ama, aslı yok! Boğaziçi'nin bu yalısı
neler görmüş, neler gecirmiştir..
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Beyaz üstüne koyu be-
nekli postuyla tanınan
köpek cinsi. 2/ Bır şeyi
oluşturan parçalann ken-
di aralannda ve parçalar-
la tüm arasında bulunan
uyguniuk... Uzaklık ışa-
reti. 3/ Plastik su şişeleri-
ne venlen ad... Trafiği
yoğun yol. 4/ En kısa za-
man süresı... Sınır nişa-
nı... Adlan sıfat yapmak-
ta kullanılan bır yapım
eki. 5/ İpten düğümlü sa-
çaklarla oluşturulan bir el sanatı.
6/ Savaşlarda giyilen zırh. 7/ Üstü
toprakla örtülü saman yığını... Sı-
kıntı. güçlük. 8/ Bulgaristan'ın
para birimi... Kurnazlığa aklı er-
meyen 9/ Güneydoğu'dan esen
yel.
YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Be-
yinde bulunan vesiniriletisinderol
oynayan azotlu organik bıleşik. 2/
Boğa güreşi yapılan alanv
. Ispan-
yollann sevinç ünlemi. 3/ İslamlık-
tan önce Kâbe'de duran üç puttan bin... Mısır fıravunu II.
Ramses ile Hitit kralı III. Hattuşili arasında imzalanan tarihin
en kısa yazılı antlaşması. 4/ Manganezin simgesi... Kale hende-
ğı... Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme
mektubu. 5/ Sac üstünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan yas-
sı, tahta aygıt... Yemek. 6/ Balıkçılann. ateşbalığı avlarken üze-
rinde çıra ve funda yaktıklan ızgara. 7/ Çeşitii renklerde kareli
olan kumaş. 8/ Kınk kemikleri bir arada tutmak amaayla kul-
lanılan tahta gibi düz nesne... Rahat, huzur. dinlenme. 9/ Ura-
nus gezegeninin bir uydusu... Demirin simgesi.
T.C.
OĞUZELİ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR.
Dasacı (lyasGüngör. Müdahıl Reşit Kılınçoğlu ve Fe\a Kılınçoğ-
lu tarafından davalı Mehmet Şekip Maraşlı ve Maiiye Hazınesi aley-
hıne açılan tespıt ve komısyon karanna ıtıraz davasının mahkeme-
mizdeyapılan açık vargılaması sonunda;
Oğuzelı ılçesi Selmincik Köyü Bozyer mevkimde bulunan 177 no'-
lu parsel i)e yıne aynı köj Sındık tarla mevkiinde bulunan 63 no'lu
parseller hakkında, davacı İlvas Güngör'ün feragat nedeniyle davası-
nın reddıne, müdahıl davacılann davasının da reddine. dava konusu
taşınmazlann tespıt ve komısyon karannda olduğu gıbı davalı Meh-
met Şekip Maraşlı adına tapuya kayıt ve tescihne karar venlmtş:
Mahkememızce karar ve temyiz dilekçesınin davacı ll>as Gün-
gör'e tebiığı ıçın tüm aramalara rağmen bulunamadığı ve aynca zabı-
ta araalığı ile de yapılan araştırmada davacının kesin adresinin bu-
lunmadığı. köyden uzun zaman önce göç ettiği, adresinin mechul
olduğu anlaşılmakta;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun, ilgilı maddeleri gereğince adresi
bılınmeven ve meçhul olan Mehmet oğlu İlyas Güngör, ilan tanhın-
den ıtıbaren 1 gün sonra mahkememıan 9.12 1993 tarih. 1988 31
esas. 1993 29 karar sayılı ilamı ile 16 12.1993 ha vale tanhii temyiz di-
lekçesınin tebliğ edılmiş sayılacağı ve bu tarihten itibaren de temyiz
süresinin başlayacağı ılanen duyurulur I 2.1994
Bâsın- 19938