25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1994 CUMARTESİ 10 DÎZİ-YAZI Avrupa'daki sosyal demokrat partilerin oylanndaki artış, bunalımm aşıldığı anlamına gelmiyor Çözüm, reformist öze dönüşte'Sosyal demokradann dömlşü' cümlesı ile ıfade ettığım manzara, ilk gün de kısaca özetledığım gi- bi kabaca şöyle: lskandinav ülke- lerinde, ama esas olarak Isveç'te Sosyal Demokrat Parti, tarihinin en yüksek oyımu alarak bir önce- ki dönemde kaybettiği hükümeti geri aldı. Ingiltere'de kendine ye- ni bir lider seçmiş ve vitrinini ol- dukça değiştirmiş olan lşçi Parti- si, tüm 1980'leri muhalefette ge- çirdikten sonra şirhdi ilk seçim- lerde hükümet olmaya hazırlanı- yor. En az bunlar kadar ilginç olan bir üçüncü gelişme de Doğu Av- rupa'da eski komünist partilerin, çeşitli isimler altında 'sosyal de- mokrat' partiler olarak sıyaset sahnesine çıkmalanydı. Litvan- ya'da Kasım 1992'de eski Komü- nist Parti yöneticilerinden Algir- das Brazauskas devlet başkanı se- çildi. Polonya'da eski komünistle- rin oluşturduğu Demokratik Sol lttifak. Eylül 1993 seçimlerinde yüzde 20 oy aldi. Eski Komünist Partisı'nin geleneksel müttefiki Köylü Partisi de bu seçimlerde yüzde 15.4 oy alınca Polonya'da hükümet. bu ittifakın eline geçti. Macaristan'da Mayıs 1994'te ye- ni ismı 'Sosyalist Parti' olan eski Komünist Parti. serbest piyasa yanlısı hükümeti devirerek iktida- ra geldi. Doğu Almanya'da ise De- mokratik Sosyalızm f%rtisi (PDS) istikrarlı bir şekilde gücünü arttı- rarak son seçimlerde meclıste 30 sandalye elde etti. bveç: Reform değl! Restorasyon beHci!.. Seçımler. Isveç'ın 1930'lardan sonra yaşadığı en şıddetli ekono- mik kriz ortamında yapıldı. lşsiz- lik, yaklaşık yüzde 14'tü. kamu borcu GSMH'nın yüzde 78'ine ulaşmıştı. Kamu sektörü harcama- ları GSMH'nın yüzde 70'inden daha fazlaydı. tktidardaki merkez- sag hükümet, bu sorunlarla piya- sa ekonomisı. serbest rekabet, özelleştirme ve kamu harcamala- nnda kesintiler gibi 1970'lerson- rası gelıştirilen, 1980'lerde artık 'klasik' hale gelen politikalarla - 'düzenleme' yöntemleri ıle- mü- cadeleetmeyeçalışıyordu. Sosyal demokratlar. bu ortamda seçimle- re muğlak bir 'restorasyon* vaadı ile gırdiler. Isveç'in en çok satan gazetesı Expressen'in editörü se- çim atmosferirti şöyle özetlıyor- du: "Şu sırada gördüğümttz şey, eski günlere bir für nostalji. Sosyal Demokrat Parti'nin sorunu da bu- radayatıyor. Birtaraftanönümüz- de çok zor günler olduğunu söyle- yerek seçmeni uyanyorlar. diğer taraftan da bir şekilde eskiye dön- menin mümkün olduğunadair bir umut vayıvorlar." (Financial Ti- mes. 14.9.1994) Seçmen sola kayıyor Sosyal Demokrat Parti. 'mer- kez sağ' hükümetin uygulamaya koyduğu, telekomünıkasyon ve radyo-telev ızyon sektöründeki özelleştirme ve serbestleştirme; okullara. sağlık. çocuk bakımı sektofleriııe genrdikleıi lekabet prensıbı ve serbest piyasa kuralla- n gibi 'reformlan' geri çevirmeyi- planlamıyordu. Amaçları basıncı azaltmak ve refah dev letinı daha ^fazfa sota kayışotmadarn dahsrya» vaş bir şekilde tasfiye etmek, ama mutlaka sonunda tasfiye etmek. Bu yüzden Muhafazakâr Parti'nin başkanı. merkez sağ politikalann devam edeceğinden kuşku duy- muyordu. Tek endişesi "Mr. Carrbon'un(SDlideri)ekonomi- de yapılması gerekli değişiklikle- ri yeteri kadar hızlı bır şekilde ye- rine getiremeyecek olması" idi. (Wall Street Journal, 17.09.1994). Geçen 62 yılın 51 'ini iktidarda geçiren Sosyal Demokrat Parti. üç yıl aradan sonra tekrar hükümete geri döndü. Sosyal demokratlann yüzde 45.6 oy aldıklan seçimler- de eski ismi komünist, yeni ismi 'sol' olan parti ise 1948'den bu ya- na en yüksek oyu aldı. Diğer bir 'soTparti olan Yeşiller de oylannı Sosyal demokrasi hiç vakit geçirmeden, gerçekten reformist ve . sınıfsal olarak tarif edilebilir bir parti haline gelmelidir. Sadece kapitalist toplumda demokrasinin geleceği değil, genel olarak toplumsal gelişmenin de kaderi bu konuyla yakından ilişkilidir. Sosyal demokrasi ve refah devleti. yükselttiler. lsveçli seçmende ge- nel bir sola kayış gözlenıyordu. Ancak Sosyal Demokrat Parti'nin sağ kanadtndan Persson \ e Sahlın gibi uzman politikacılardan olu- şan 'Ekonomi Politikası Tımi' bu- gün bu gerçeği görmek istemiyor. Ağustos kararları denen bır seri ekonomik kararla iş çevrelerinin sempatisini kazanan. Persson'a göre, "sosyal demokratlann seçim başansı genel olarak bir sola kay- madan değil. daha ziyade hükü- metteki merkez sağ partiler koalis- yonunun altında refah de\letine karşı başlaülan saldırıy a karşı olu- şan protestooy lanndan kay nakla- nıyor"du (Financial Tımes. 20.9.1994). Sosyal demokratların ekonomi politikalan. merkez sağ hükümet- ten farklı değil. Sosyal Demokrat Parti de işsizliğı azaltmak ıçın özel sektörün potansiyellerine. bütçe politikalannı hayata geçirebilme- nın aracı olarak kullanmak istiyor. Ancak sosyal demokrat hükü- metin ekonomik krizi durdurmak içın uygulayacağı tedbirler, kitle- lenn nefretinı çekerken her tered- dütü 'gerektiği gibi hızlı' gidere- memesi, iş çevreleri ile arasını açacak. Böylece krızın ağırlığı, sosyal demokratlann gecıkmesine bağlanarak faturası onlara çıkan- lacak. Sonuç: Gelecek seçimlerde belki de büyük bir yenılgi... Bu çözümlemeler, Sosyal Demokrat Parti'nin seçim zaferinin. gelecek günlerde hep berabeT göreceğimız gibi. Isveç'te sosyal demokrasinin krizinı daha da derinleştireceğini düşündürtüyor. Doğu Avrupa'da 1989 sarsıntı- sının arkasından 'eski rejimlerin' yönetici kesiminin en üst elit taba- kası. bir anlamda buzdağının ucu tasfiye oldu, emekliye aynldı. geniş kitlelere vaat ettiğı refahı ge- tirebildi. Aksine sabit gelırli ke- simlerin ve işçilerin y_aşam koşul- lannı kötüleştirdi. Ustelik, top- lumsal düzenin bozulması, çürü- menin artması, giderek Batı'nın yörüngesine girmek gibi gelişme- lerin politik-psikolojik baskısı. ekonomik krizin etkılerinı daha da dayanılmaz hale getirmeye başla- dı. Dün 'komünizm cehennemdi' gerekçesı ıle her türlü fedakârlıga katlanmaya hazır olan kitlelerın ruh halı büyük ölçüde değişti (Le Monde Dıplomatıque Ocak 1994). Işte bu koşullarda, değışıklık- lerı yavaşlatmak. devlet ışletmele- rinı korumak gibi taleplerle hare- kete geçen 'yumuşak reformistler' ıle geniş kitlelerin isteklen bırbı- rine yakınlaşmaya başladı. Eski Komünist Partililerin. 'yenisosyal demokratlar' olarak Polonya'da rinde yüzde 18-23 arası oy alarak kendını doğu topraklannda (Lan- der) üçüncü büyük güç olarak ka- bul ettirdi. 1990 genel seçimlerin- den 1994 seçimlerine PDS gücü- nü yüzde 100 arttırdı ve tüm Al- manya çapında oy oranı yüzde 2.4'ten 4.4'e, sandalye sayısı da 17'den30'açıktı. Başarısını esas olarak doğunun çıkarlannı savunmaya, sırf Lan- der için üçüncü bır meclis kurul- ması talebine borçlu olan PDS'nin parlamento grubu başkanı Gregor Gysi eski bir Komünist Parti üye- si. Gysı. baş yardımcısı Andre Brie, STASI (D. Alman gizli ser- visı) muhbın olarak karalanınca ve kendısı hakkında da bu tür de- dikodular dolaşmaya başlayınca PDS Başkanlığı'ndan istifa etmek zorunda kalmıştı. Gysi, 1989'de bırgrup reformist Komünist Par- tılı arasında dıkkatı çekmeye baş- osyal demokrasinin krizini aşamaması, büyük bir reformist parti boşhığo yaratacaktır. Daha radikal, devrimci akımlann bu boşluğu doldurmaktan çok uzak olduklan bir dönemde; meydan, her türlü, baskıcı, gerici ve akıldışı teorilerle areket eden— akıma kalacaktır. Doğu Avrupa'da serbest pa/ar ekonomisi. den hem PDS hem de aynı pren- sipler ve sosyal taban üzerinde yükselen Polonya ve Macaris- tan'daki benzer partilerin uzun va- dede pek bir geleceği yok gibi gö- züküyor. Bu kısa değerlendirmeden son- ra "Son yülardagüçlenmekte olan sosyal demokrat partiler krizden çıkmamn yolunu mu bulmuşlar- dır ya da en azından bizim de öğ- renerek bazı dersler çıkarabilece- ğimiz değişikler mi yaşamaktadır- lar" sorusuna iyimser bir cevap vermenin pek mümkün olmadığı- nı düşünüyorum. "Sosyal demokrasi krizden nasıl çıkabilir, çıkabilir mi" so- rulanna kesın bir cevap \ermek oldukça güç. Ama bence şurası kesin: Herhangi bir cevap dene- mesine, sosyal demokrasinin kri- zinin gerçeğe mümkün olduğun- ca yakın bir çözümlemesı ile baş- lamak gerekiyor. Ben, dizinin bundan öncekı günlerinde sosyal demokrasinin krizini iki bileşenin kesişmesıne atıfla açıklamaya çalıştım. Bu bi- leşenlerden birincisi, reformist (sosyalizme reformlar yolu ile ba- nşçıl bir şekilde geçmek) gelenek- ten uzaklaşmak ve bir 'düzenle- meci parti' haline dönüşmek. Bu gelişme, sosyal demokrasinin top- lumsal tabanının homojenliğini bozmuş ve onu bir sınıfın (ışçi sı- nıfının) blok desteğinden yoksun bırakmış, bireylerden oy alan bir parti yapmış, böylece tabanını ıs- tikrarsız bir hale getirmiştir. lkincisi. dünya ekonomisı 1970'lerde global-yapısal bir kri- ze girince, sosyal demokrat parti- lerin sahip olduklan 'düzenleme- ci' programlar işlevsiz hale gelme- ye başlamıştır. Ne var kı sosyal demokratlar yeni bir 'düzenleme' önerisi geliştırememişler, giderek muhafazaârlann, yani sermaye sı- nıfının organik partilerinın önerı- lerini ve programlarını benimse- meye başlamışlardır. Bu gelişme içinde sosyal demokrasinin istik- rarsızoy tabanı giderek muhafaza- kârlann ve lıberal partilere kay- mıştır tetikparfe tabanın önemi Sosyal demokratlann yeni bır 'düzenleme' önerisi getırememe- leri, daha önce göstermeye çalış- tığım gibi bir beceriksızlik üriinü değildir. Bu amaç ile sosyal de- mokrasiden, bir akım olarak bek- lenen görev arasında köklü bır uyuşmazlık vardır. Bu uyuşmazlık sosyal demokrasinin tarihsel kök- lerine atıfla ve kendinden bekle- nen görevler lehıne ortadan kaldı- nlmalıdır. Bılindiği gıbı istikrarlı bırtaba- na sahip olmayan partilerin. tutar- ı programlar üretmeleri çok zor- dur. Toplumun dikkatınin sadece bir tek konwTıedef üzerinde (ulu- sal kurtuluşçuluk. Müslüman-laık çatışması. adıl düzen ısteğı. anti- faşıst cephe vb) yoğunlaştığı dö- nemlerde, geçıci olarak bu tutar- sız programların zaafları ortaya çıkrnayabılir. Ancak genel kural olarak, programları tutarsız olan partilerin. knz dönemlerinde. top- lum ıçındeki ekonomik \ e politik I l l l l l tanfpfli- lebilır sınıf veya zümre çıkarları- na ya da tutarlı ve güçlü bır şekıj- avığmı azaltınak içm de-6zcHc?tw- 'Radtkar değt melere ve piyasa ekonomısınin et- kilerine güveniyor. Bu yüzden Sosyal Demokrat Parti liderliği. seçmenin tutumunun merkez sa- ğın bu politikalannın özüne karşı bir tepkiden değil. bunlann fazla şıddetli uygulanmasına karşı bir tepkiden olduğuna inanmak ve herkesi de inandırmak istiyor. Gerçekte ise toplumda genel bir sola kayış var ve bu yönelimin beklentilerine sosyal demokratlar hiçbir şekilde cevap verecek du- rumda değil. Sosyal Demokrat Parti, seçmenin sola kaymasından oluşan seçim potansiyelini. muğ- lak bir restorasyon vaadi ile ken- dine çekerek, seçimleri kazandık- tan sonra şimdi de Muhafazakâr Parti'ninkıne benzer 'düzenleme' den, şok—vf Mıiffaristan'da tekrar ıktıdara ladı Paha tedbırlerden yana olan kadrolar, hızla öne çıktı. 1989 öncesinde komünist partilerde ortaya çıkan, devlet kapitalizminin krizini, ku- manda ekonomisinı ve merkezi kontrolü, ıslah ederek aşmaktan yana olan 'yumuşak reformisder' (Gorbaçovcular). kenara ıtildıler. Ancak kamu işletmeleri ve fab- rika yöneticilerinden, dev let me- murlanndan, subaylardan, öğret- menlerden, sendika bürokratlann- dan oluşan, bir anlamda eski reji- min yönetici sınıfınm belkemığı- ni oluşturan kesim. tüm ekono- mik-politik çıkarlan ve beklenti- leriyle olduğu gibi ayakta duru- yordu. 'Serbest piyasa ekonomisine ge- çiş' süreci. ne krizi çözdü ne de gelmesinin, Almanya seçimlerin- de Demokratik Sol Parti'nin (PDS) mecliste 30 sandalye elde edip anahtar partilerden biri hali- ne gelmesinin arka planını. işte bu gelişmeler oluşturuyor. Bu gelış- meler içinde. özellikle ilgi çeken ve hatta yeni bir sosyal demokrat hareketin (atılımın) başlamakta olduğu şeklinde yorumlanan PDS'ye yakından bakmak, belki sosyal demokratlann bu canlan- masına biraz daha fazla ışık tuta- bılır. Demokratik Alman Cumhurı- yeti (Doğu Almanya) döneminde. Komünist Partisi'nın yaklaşık 2.3 milyon üyesi vardı. PDS, bu taban üzerinde işe başladı ve kısa zaman sonra, girdiği tüm eyalet seçimle- Almanya'nın döğusuridaTDS güçlendLdeTarifeaTîrhış prögrafn % e hedef- ^ — — - • — — — ~ ^ — — lere sahip olan partilere oy kaptır- ^GarhaçflLİli ma olasılıltlan ; olarak bilinen bır grup üniversite profesörü. felsefeci \e sanatçının desteğini alarak güçlenen Gysi li- derlığindeki PDS, bugün artık. 'sı- nıf mücadelesi', 'kapitalizme kar- şı mücadele' gıbı ka\ramları hiç kullanmıyor. Programı 'devletka- pitaüzminden serbest piyasa eko- nomisine geçişte, sosyal sarsınûla- n' engellemeye yönelık, basıncı azaltıcı bir seri önlem içeriyor Gelecekte ne olabilir? Bu yüzden PDS. "yenibirA\nı- pa solu oluşturma hayallerine rağ- men' (Le Monde 18. İ 0.1994) Do- ğu Almanya'nın özgül koşullan ıle sınırlı. geleceği büyük ölçüde 'eski rejimin orta sınıfının' değiş- me htzına bağlı bır partı. Bu yüz- Bu demektır kı sosyal demok- rasınm krizini aşamaması. büyük bir reformist partı boşluğu yarata- caktır. Daha radikal, devrimci akımlann bu boşluğu doldurmak- tan çok uzak olduklan bır dönem- de: meydan. her türlü. baskıcı, ge- ncı \e akıldışı teorilerle hareket eden akıma kalacaktır. Kısaca sos- yal demokrasi hiç vakit geçirme- den. gerçekten reformist \e sınıf- sal olarak tanf edilebilir bır partı haline gelmelidir. lkinci bölümde kısaca savunduğum gıbı sadece kapitalist toplumda demokrasinin geleceği değil, genel olarak top- lumsal gelişmenin de kaderi bu konuyla yakından ilişkilidir. "5nî IFSAK 10. İSTANBUL FOTOĞRAF GÜNLERİ'NDE BUGUN Panel: "2000li Yıllarda Türkiye'de Fotoğraf" Yöneten: Merih Akoğul : Katılanlar: Ersin Alok-Nevzat Çakır-Sabit Kalfagil-Kaya Özsezgin Aksanat Kültür Merkezi / Taksim Saat 14.00 ZONGULDAK 2. İCRA DAİRESİ GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 1993 1568 Satılmasma karar verilen gayrimenkulün cinsi. kıymeti, adedi. evsafı: Tapunun Zonguldak Merkez Terakki Mah. İlitçik mevkii ada 371, parsel 421 pafta 14/2'de kayıtlı altı kaüı ve on bir daireli apartmanın; Kütük 1486"da kayıtlı bodrum kat bağımsız (I) bölüm, Kütük 1487'de kayıtlı zemin kat bağımsız (2) bölüm, Kütük 1489'da kayıtlı 1. kat bağımsız (4) bölüm, Kütük 1491'de kayıtlı 2. kat bağımsız (6) bölüm, Kütük 1495'te kayıtlı 4. kat bağımsız (10) bölüm. Kütük 1496'da kayıtlı 4. kat bağımsız (11) bölüm olan 6 adet bağımsız bölüm daire açık arttırma suretiyle satılıp paraya çevrilecekür. (1) no'lu bağımsız bölüm. binanın bodrum katında mesken niteliğinde 2 oda. 1 salon mutfak, banyo ve VVC'den ibaret olup, ısıtma sistemi kaloriferlidir. Kullanılan faydalı alan 85 m2 'dir. (2), (4), (6), (10) ve (11) no'lu bağımsız bölümler ise her bir da'ire 2 oda, bir salon. mutfak. banyo ve VVC'- den oluşmakta, banyoda küvet ve şofben bulunmaktadır. Kullanılan faydalı alan ise 105 m J 'dir Isıtma sis- temi kaloriferlidir. Manzara yönünden iyi konumda olup. deniz manzaralıdır. Ulaşım sorunu bulunma- maktadır. Kamu hizmetlerinden faydalanmaktadır. İmar durumu: Zonguldak Belediye Başkanlığı'nın 21.4.1994 tarih ve Ge. 994-826/353 sayüı yazılannda bina yüksekliği 3 kat, inşaat nizamı aynk nizam olarak bildirilmiştir. Yukanda özellikleri belirtilen taşınmazlann değeri ise; (1) no'lu bağımsız bölüm 300.000.000 - TL (2) no'lu bağımsız bölüm 350.000.000.- TL (4) no'lu bağımsız bölüm 400.000.000.- TL (6) no'lu bağımsız bölüm 450.000.000.- TL (10) no'lu bağımsız bölüm 450.000.000.- TL (11) no'lu bağımsız bölüm 450.000.000- TL Toplam 2.400.000.000.- TL olarak hesaplanmıştır. Satış şartlan: 1. Saüş 3.1.1995 salı günü saat 15.00'ten 15.30'a kadar Zonguldak Terakki Mah. Kerem Sok. No. 1 Kat. 2'de Zonguldak 2. lcra Dairesi'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilçn kıyme- tin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle aha çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 13.1. 1995 cuma günü Zonguldak Terakki Mah. Kerem Sok. No: 1 Kat: 2'de Zonguldak 2. İcra Dairesi'nde saat 15.00"ten 15.30'a kadar ikinci artürmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok artura- na ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin tahmin edilen (malın) kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflanm geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle aha çıkmazsa satış talebi düşecek- tir. 2- Artırmaya iştirak edecekJerin. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, abcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıaya aittir. Bi- rikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgelerle on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yaUrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılieri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dai- remize tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden ahnacaktır. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir ömeği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin 1993 1568 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 14.11. 1994 (İc.If. K. 126) (*) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 52684 POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Mülkün Sahibi Susuyor. Yağmurların bol olduğu mevsimlerde halkın "domalan" dediği patatese benziyen bir tür mantar, toprak azıcık ka- bardı mı attından yumruklanmış gibi boy gösterir. Yoksul, yoksun takımı buna domalan dediği gibi "kırpirzolası" da der. Bu kır pirzolasını yağmuru bol bahariar, son baharlar getirir. Bazen mevsimini şaşınr, kış başında, ortasında da kendini gösterir. Belli ki mantariar (domalanlar), bu yıl da yollannı şaşır- mışa benzer. Işte gecekondu bölgelerinde, kırtık yeıierde görünen zehirli mantartar bir ara bolca düşen yağmurla- nn izleridir. Halk mantarı gördükçe üstüne üstüne saldır- dı. Zehirli mantariar ağaç diplerinde, sulak yeıierde gö- ründüler. Ümraniye, Beykoz, Sultanbeyli, Sarıgazi'de gö- rünen bolluk budur. Toplayıp toplayıp yiyorlar. ölümle bir savaş olduğu halde gene yiyecekler. Açlık aman dinlemez. Hastaneler; zehirlenmiş hastalar, morglar ölülerle dolu. Ölüler daha şimdiden 20'yi aşmış. Olay basit bir mantar zehirlenmesi değildir. Halk açlıktan ve yoksulluktan zehirli mantara sarılıyor. Görenler, bura- da kalmayacağını zehirlenmenin daha da yayılacağını söylüyorlar. Mantardan zehirienmiş ölüler geliyor. Gaze- teciler bır bilen, bir sorumlu anyorlar. işte Hikmet Çetin- kaya, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayalçın'a soruyor: "Istanbul'un varoşlarında yoksul insanlar yedikleri mantardan ölüyohar, buna ne diyorsunuz? "Bu soruyu Sağlık Bakanı'na sormanız gerekir." Bu "sosyal demokratyanıt" değil mi? Demiryolları işlemiyor. Haydarpaşa Garı indirmiş ke- penklerini, kapatmış kapılarını, bir gar değil, sanki koca- man bir han... Anadolu-Bağdat demiryolunun simgesidir Haydarpaşa Garı... Zaten adı üstünde Haydar adlı bir pa- şa yaptırmış. Sonra burdan başlamış, taa Bağdat'a ka- dar uzanmış... Bizde devlet adamları içinde en çok bilinen demiryolu meraklısı Ismet Paşa denir, ama daha önce Abdülaziz gelir. Demiryolu gelipTopkapı surlanna, yani Saray'ın bah- çesine dayanınca ulema ve vüzera ne yapacağını şaşınr. Öyle ya.. bu demiryolu Saray'ı da yanp geçecek değil ya!.. Sıra Abdülaziz'e geliyor. Padişah rızası vardır, demiryolu bahçeyi yanp geçiyor. Padişaha soruyorlar. "Neoluyor?" "Mülkün sahibi istiyor, izin veriyor, yapılsın" diyor pa- dişah. "Ülkemden demiryolu geçsin de sırtımdan geç- sin..." ismet Paşa'ya gelince, Paşa demiryolunu Ankara'dan alıyor, Kayseri'ye, Sıvas'a kadar uzatıyor. Ismet Paşa'nın merakı demiryoludur. Serbest Fırka tartışmaları sırasında karşıtı Fethi Bey, "israf" diye demiryollannı eleştirir. Is- met Paşa da göğsünü gere gere, "Demiryolu geçsin de bağnmdan geçsin" der. Demiryolculann grevi var. Karatren söndürmüş kömü- rünü, durdurmuş sesini, çekmiş lokomotifini kıyıya, sus- muş.. Bir Özelleştirme rüzgârıdır (fırtınaya dönüşmüş) esiyor Anadolu'nun bağrında. Bakalım neleri alıp götürecek, ne- leri getirecek? Orhan Koloğlu çizelgesini tutmuş; Ittihat ve Terakki'nin önde gelenleri Abdülhamit'in otuzuncu saltanat yılında şu yaşlardaymış: Dr. Nazım (36), Cemal Paşa (34), Talat (32), Enver (25), Mustafa Kemal (25), Kazım Karabekir (24), Ismet (21).. Sade demiryolu değil, PTT de susmuş; kömür bölgesi de.. Zonguldak Ereğli, Karabük, memurlar, doktorlar da sokakta.. Bir mantar zehirlenmesi değil, her yan zehirli mantarla dolu... Ha, birşeyi unutmayalım, "son sosyalist"bizmişiz, onu da özelleştirmeyle şimdi yıkmışız. BULMACA SOLDAiN SAGA: 1/ ,\zla yetinen. kanaat- kâr. 2/ Ağızda güç eriyen bir şeker cinsi... "Çok önemli kişi" anlamında uluslararası kısaltma. 3/ Sakızla tatlandınlmış ra- kı. 4/ Sarkının sert bir 1 2 3 4 biçimde vurgulandığı dıs- ko müzik üslubu... Çalış- ma, emer. s; sanat yapıtında işlenen ö/ Asur_kralİ!ânın__8 başkenti... Peygamberleri Hud'u dinlemedikleri için Tann tarafından yok edilen ka- vim. 7/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 8/ Tavlada bir sayı... Ay- dın'ın Çine ilçesi >akınlanndaki ünlü antik kent. 9/ Maksim Gorki'nin bir romaru... İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Orta Asya'da yapyan Türkler arasında yaygın olan ve hayvarun kiirek kemiğini ateşe tuttuktan sonra üzerinde beliren şekilleri yo- rumlayarak bakılan fal... Asker. 2/ Birleşmeçizgisi... Öngün. 3/ Üstü deriyle kaplı ve küre biçiminde bir davul. 4/ Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı... Yassı ve enlice bağ. 5/ İçinde bir su canavan yaşadığına ilişkin söylentilerle tanınrmş İskoçya'- daki göl... Yüce, ulu. 6/ Az pişmiş et. 7/ Bulaşık yıkanan mus- luk teknesi... Bir İngiliz uztınluk ölçüsü birimi. 8/ İyi, hoş, gû- zel... Bir otomobil markası. 9/ Boksta, rakibin yumruklannı çelerek önleme eylemi... Satrançta bir taş. DİYARBAKIR VE BATMAN BÖLGE BAROLARININ ÜYELERİ OLARAK İstanbul Barosu üyelerinden hukukçu Av. Medet Serhat'ın 12.11.1994 tarihinde karanhk güçler tarafından kalleşçe ve hunharca öldürülmesini tel'in ediyor, Ailesine, yakmlanna ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Av. Gazanfer Abbasioğlu, Av. HamduDafa Acar, Âv. Sabahattin Aear, Av. F.ıııin Aktar, Av. Fikret Aktaş, Av. Kasun Alpkaya, Av. Arif Alünkalem, Av. Sıraç Anık. Av. Fırat Ayla, Av. Alıdullah Akm, Av. Ayşe Aslan, Av. Sahih Ataç, Av. Oktay Bagatur, Av. Ekrem Atalay, Av. Meral Beştaş, Av. Mcsut Beştaş, Av. Cihan Biçen. Av. Mehmet Biçen Av. thsaıı Biçiri, Av. Cemşit Bilek, Av. AbduDah Çağer. Av. Feridun Çflik. Av. Sedat Çınar, Av. Mesut Değer, Av. Baki Denıirlıan. Av. Zeki Ekmen, Av. Muhittin Erdoğan, Av. Zülal Erdoğan, Av. Vedat Erten, Av. Tahir Elçi. Av. Neymetullah Gündüz, Av. Zafer Giir, Av. Nevzat Güven, Av. Semir Güzel, Av. Fethi Güıııüş, Av. Fahri Karakoyunlu, Av. Nevzat Kaya, Av. Zeynep Kaya. Av. Scliuı Kurbanoğlu, Av. Feride Laçin, Av. Halil Blilli, Av. Hü.şııiye Ölmez, Av. .Mustafa Özer, Av. Sedat Ozevin, Av. Kadir Pekdemir, Av. Muazzez Pekdemir, Av. Mahmut Şakar. Av. St'zjön Tanrıkulu. Av. Sinan Taıırıkulu. Av. Ali Tayfun, Av. Hüseyin Tayfun, Av. Sıddık Toz, Av. Şinasi Tur, Av. Murat Turhan, Av. Mefadi Tüzün. Av. Mehmet Taşkıran, Av. A. Kadir Yıldınm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear