23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 1994 ÇARŞAMBA DIZIYAZI New York Metropolitan yöneticisi Montebello, müzelerin geleceğini Climhuriyet 'e yazdı Uyuyan vahalann canlanışı B ir yanda önemli ölçüde çogalan zi- yaretçılerin beklentilerinin artması, öte yanda tüzel kişilerin ve devle- tin desteğınin azalmasının kesişti- gi bir kavşakta, New York'ta ve dünyanın diğer yerlerindeki sanat mûzelerinin, eşigine geldiğimiz yeni yüzyılı, ye- ni binyılı nasıl karşılayacaklan, bana sık sık so- ruluyor. Gerçek şu ki dünyanın büyük sanat müzelen hep çelişkiler ve paradokslar karmaşası içinde kalmıştır Ama kesinlikle, ciddiyetle ele alınma- sı gerçekten gereklidir. Son zamanlardaki şaşırtıcı başanlanmıza kar- şın, müzelerin süreklilığinin tehlıkede görülme- si, çelişki yaratmaktadır. Sanat müzeleri artık sa- natseverlerin uyuyan vahalan değildir. Göz ka- maştıran sergiler, nefes kesen bir hızla, bırbiri ar- kasına hızla çoğalarak gerçekleştirilmekte ve zi- yaretçilerle dolup taşmaktadır. -Sadece Metropo- litan'ı yılda4.5 milyon kişi gezmiştır!- Çocuklar. aileler. yetişkinler. hatta fiziki özürlüler içın ha- zırlanan programlar ve etkinlikler yankı uyandır- mıştır. Müzelerdeki satış yapan bölümler de bu il- giden payını almakta ve müzelerin üye listeleri hızla kabarmaktadır. New York'ta 1992 yılı unutulmaz bir mevsim oldu. Modern Sanat Müzesi 'nde özel Matisse ser- gisi, Guggenheim Müzesi'nde Rus Avangartlan sergisi ve Metropolitan'da Magritte ve Ribera ge- ri dönüşümlü sergisi açıldı. Kentimizın biradı da "Müzeler bölgesi" olan kısmı, -dünyanın hıçbir yeri, Manhattan'ın 5. caddesindeki kadar sanat yapıtı sergileyen binalan bir araya toplamamıştır- hiç bu kadar dolup taşmamıştı. Bu üç müzenin yaptırdığı araştırmalar, her kö- şeden ve yeryüzünün her yanından ziyaretçilerin özellikle bu sergileri görmek içın geldiğinı gös- terdi. Bunun ekonomik sonucu olarak devlete ve bölge vergi dairelerine kalan kâr, 60 milyon do- lar(2.1 trilyon lira) gibi harika rakam oldu. Sanat açısından elde edilen kazanç ise elbette ölçüle- mez. alusal miras üzerinde tartışmalara neden olan aşın duygusallık, dünyanın büyük sanat mûzelerinin varoluş nedenlerini yok etmekle tehdit etmektedir. Oysa bu müzeler, tüm kültürlerin ve tüm insanlann yaratıcılıklan için kamuoyuna olabildiğince geniş bir pencere açmaktadır. Bu verimlilik bir sonrakı yıl da sürdü. Modern Sanat Muzesi'nde Joan Miro'nun geri dönüşüm- lü sergisi açıldı. Guggenheim da Roy Lichtenste- in'ınsanatınısergiledi. Bizde Metropolitan'data- mamen yeniden inşa edilen ve uzun zamandırbek- lenılen galende 19. yüzyıl Avrupa Resmi ve Hey- keli sergisinin açılışını yaptık. Batı yanmküresi- nin izlenimci sonrası sanatçılannın başyapıtları- nı kapsayan sergiyı ıse 21 güzel sanat galerisin- den oluşan bölümde titiz bir çalışma sonunda zi- yaretçilerin ilgisine sunduk. Kamuoyunun ılgisi umduğumuzdan da büyük oldu ve ilk 3 ayda mü- ze içindeki müzeyi 750 bin kişi gezdi. 1994 bahannda Güney ve Güneydoğu Asya sa- natı için Florence ve Herbert Inving galerilerinin açılışı programlandı. Çin sanatı ve görkemli Yu- nan ve Roma koleksiyonlannın sergilenebilmesi için yeni galerilerin açılmasına ilişkin tasanmlar üzerindeki planlama çalışmalan sürüyor. Bütün kültürlerden ve çağlardan insanoğlunun yaratıcı- iığını gösteren metropolitanın bunca büyük ör- nekleri daha önce böyle avantajlı bir ortamda şa- şırtıcı biçimde sergilenmemişti. Öyleyse yanlış olan ne olabilir? Gerçekten ce- saret verici olan ziyaretçi ilgisi karşısında tek bir korku kalıyor: Gerçek sanat arayışı ne olacak? Her müze, insanlann gözünü ve tininı nasıl en doğru bir biçimde doyurmalıdır? Günümüzün ka- labalık müze galerilerinde bir sanatçının yapıtla- n nasıl ve ne kadar değerlendirilebilir. Kısaca ha- zırladığımız, sayısız denılecek kadar çok olan et- kinliklerde bir sağlık pınltısı mı, yoksa bir hasta- lık ateşinin uyanlan mı var? Tanıyı doğru koyabilmek için büyük müzelerin standart konulan olan büyük yapıtlan koruma ve sergileme biçimlerini özenli bir dikkatle incele- memiz gerekır. Bu birincıl işle\den önemsiz bir sapma bile. sadece degerlerinden bir sapmaya de- ğil, standartlann kaçınılmaz olarak bozulmasına da neden olur. Son yirmi yıl içinde müzelerin bü- yümesi ve ziyaretçilerinin artması bızim için. halk için iyi olmuştur ve gelecek için güçlü bir temel oluşturmaktadır. Müzeler temel ılkelenni yeni- den gözden geçirmeli, kısa vadede kârlı, ama uzun vadede tehlikeli olabilecek çekici görüntülü tasa- nmlardan uzak durmalıdır. Akılsızca hazırlanmış sergiler, kaba ve nefes ke- sen rekJam tanıtımlan, siyasal ve tecimsel amaç- lı etkinlikler, halkın susuzlugunun gitgide ancak daha çok "egzotik" konularla giderilebilmesine yol açar. Böyle birdurum. müzeleri. sanattan ödün vermeye, ciddi tasanmlardan vazgeçmeye zorlar, De Montebello müzelerdeki gelişmelerle iJgili olarak, "Sanat müzeleri arök sanatseverierin uyuyan vahalan değildir. Göz kamaştıran sergiler, ne- fes kesen bir hızla, çoğalarak gerçekleştirilmekte ve zivaretçileıie dolup taşmaktadır" değerlendirmesini yapıvor. Louvre da bu müzelerden biri. Portre Resim, satranç ve tenise meraldı M Fransa'da Paris'te doğdu. 1950'de Amerika'ya geldi. 1955'te Amerikan vatandaşı oldu. Çok iyi derecede Fransızca ve Ispanyolca, orta derecede Italyanca, Rusça ve Almanca bilir. Satranç ve tenis oynamak ve eski ustalann resimlerini biriktirmekten hoşlanır. Orta öğrenimini Fransız okulunda bitirdikten sonra 1958'de Harvard Koleji Sanat Tarihi Bölümü'nden Eugene Delacroix tezini hazırlayarak mezun oldu. New York Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde 1976'da master yaptı. 1963'ten 1969'a kadar New York Metropolitan Sanat Müzesi Avrupalı Ressamlar Bölümü yönetici yardımcılıgı. 1969'dan 1974'e kadar Houston Texas Güzel Sanatlar Müzesi müdürlüğü, 1974'ten 1977'ye kadar Metropolitan Sanat Müzesi müdür yardımcılıgı, 1978'e kadar Metropolitan Sanat Müzesi yönetici yardımcılıgı ve bundan sonra günümüze kadar da müzenin müdürlügünü yüklendi. Karun Hazinesi'nin Türkiye'ye geri verilmesinin pazarlıgını yapmak üzere 1992 Aralık ayında bir heyetle birlikte Türkiye'ye geldi. New York Metropolitan Sanat Müzesi ve Houston Müzesi bültenlerinde Rönesans döneminden çagımıza kadar sanat hakkında yazılan yayımlandı. McGraw-Hill Sanat Sözlügü'nde Valazques, Murillo ve Goya gibi iki yüz kadar ünlü sanatçı hakkında tanıtım yazılan hazırladı. Aynca Houston ve Metropolitan mûzelerinin yayınlannda sayısız yazılan çıktı. Peter Paul Rubens hakkında bir incelemesi vardır. New York Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü mütevelli heyet üyeligi, Colombia Üniversitesi Sanat \e Arkeoloji Bölümü danışmanlıgı, Amerikan Müze Müdürleri Çalışma Komitesi üyeligi, Amerikan Müzeler Birligi üyeligi gibi çeşitli dernek ve kuruluşlarda üyelikleri vardır. Amerika'nın dışındaki ödüllerinin yanı sıra kendisine Ingiltere, Fransa ve Ispanya'da da şövalye unvanı verildi. Philippe de Montebello personelin zaman kaybı- na neden olur: hepsin- den daha kötüsü ise sa- natın bağışlanmaz bir biçimde tehlikeye atıl- masıdır. Daha pek çok sorun var. Siyasal dogrulugun gelişen gündemi gerçek- te niteligi korumak içın antidemokratik kalması gereken katı ilkeleri zor- lamaktadır. Ulusal miras üzerinde tartışmalara neden olan aşın duygu- sallık, dünyanın büyük sanat mûzelerinin var- oluş nedenlerini yok et- mekle tehdit etmektedir. Oysa bu müzeler, tüm kültürlerin ve tüm insan- lann yaratıcılıklan içın kamuya olanagınca ge- niş bir pencere açmaktadır. Sonuç olarak kapalı gişe durumundaki bazı sergiler de bütün müzele- rin temel gücü olan sürekli kolesiyonlan ezmek- le tehdit eder. Öyleyse yeni yüzyıhn şafagında bütün dünya- daki müzeler ve müze müdürleri halka neler borç- lular? Müdürlerin ve öteki görevlilerin binnci işi, büyük müzelerin sahip oldugu degerlı koleksi- yonlan sanat aşkı ile sevmek, yapıtlan dikkatlice A ,/J.kılsızca hazırlanmış sergiler, kaba ve nefes kesen reklamlar, siyasal ve tecimsel amaçlı etkinlikler, halkın susuzlugunun gitgide ancak daha 'egzotik' konularla giderilebilmesine yol açar. Böyle bir durum, müzeleri, sanattan ödün vermeye, ciddi tasanmlardan vazgeçmeye zorlar, zaman kaybına yol açar; hepsinden daha kötüsü ise sanatın bağışlanmaz bir biçimde tehlikeye atılmasıdır. korumak. titiz ve göste- rişli bir biçimde halka lkinci iş, bütün kültür- lerden ve bütün zaman- lardan sanat yapıtlannı elde etmek ve sanatsal farklılığı değerlendire- cek da\ ranışlarda bulun- maktır. Dünyanın her yanından gelmış büyük sanat hazınelenni değer- lendırmenın en iyi yolu onlan saklamak değıl. sergilemektir. Eger sü- reklı sergılenecek bir koleksıyon için daha bü- yük bir yer. geçıcı. ama heyecan yaratacak bir sergi için ise daha küçük bir yer gerekiyorsa. öy- le yapılmalıdır. Uçüncü ış ıse eğıtımi- mizi ilerletmekte kararlı olmamızdır. Ne yazık ki Amerikan okullannda güzel sanatlar eğıtimi yok oldu. Bu açıgı sanat müzeleri kapatmaya çalışı- yor ve çalışmalıdırlar da. Bu hedeflerden hıçbinne hayır sahıplerinin \e dogal olarak dev letin ümit veren desteği olmadan erişilemez. Üzülerek söylüyorum ki. tüzel ve özel kişilerin yardımlan gerilemiştir. Daha da cesaret kıncı olan, devlet desteginin gitgide azalmasıdır üzeler sanata uygun ortamı sunmalı ve bunu gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Eğer başanlı olabilirsek, yeni binyılın sanat müzeleri demokratik bir görevi yerine getirecekler. Bu görev yalnızca giderek daha çok sayıda insanın kısa bir ziyaretle galerilere çabucak göz atmasını sağlamak değil, olabildiğince çok ziyaretçiden uzmanlaşmış sanatseverler yaratmaktır. Bu sadece Amerika için degıl. bütün dünya için geçerhdır Louvre'ın yeni bölümlen açılmadan hemen önce resmi destekte yapılan kesintiler. h- panya'da yeni hükümetin Prado'nun fonunda ke- sintiler yapacagını açıklaması bunun örneklendır. Beledıye desteginin aşamalı azaltıldıgı ve dev- let desteginin neredeyse tamamen kesil^igi New York'ta durum farklı degıl. Sonuç olarak hafta içı günlerinde Metropolitanın büyük binasının sade- ce yansı açılıyor. Devletin kültüre yatınm yapma- sının sadece kültür için degil. toplumu ılgilendı- ren diğer konular için de iyi olacağı yönünde tar- tışmayı sürdüreceğiz. Daha dogrusu bunu ümıt et- meyi sürdürüyoruz. Müzeler turistlen mıknatıs gibi çeker. (Örnegin Metropolitan Müzesi Nevv York'un en çok turist çeken yeridir.) Ve dev let. gö- revlerini yenne getırebilmesi için gerekli olan pa- rayı büyük ölçüde turizm gelirlennden (müzeler dedahil) sağlar. Bizım için. bütün büyük müzeler için her şeyin özünde olan sanattır. Çok kişinin daha önce hiç tatmadığı ve pek çoğunun bir daha vaz- geçemeyeceği zevkleri sağlayacak değişikliklen hazırlamışsak. sanatı sergilemekte başanlı ol- muşuz demektir. lnsanlar gerçeklerle yüzleşmek ve kültürel bakımdan kalkınmak için sanat müzelerine gelir- ler. Ziyaretçi sayısını sabit tutmak, onlan hoşnut etmek. hatta şaştrtmak içın sanatın meziyetlerine olan inancımızı yıtirirsek, gerçek nıteliği daima koruyarak çekmeyı umduğumuz pek çok zıyaret- çimizi yitirebilıriz. Müzeler sanata uygun ortamı sunmalıdır ve bunu gerçekleştirmek içın ne gerekiyorsa yap- malıdır. Metropolitan Muzesi'nde. sadece yirmi yıl önce açılışı yapılan modern açık hava sergi alanlanmn yerini. 19. yüzyıl yapıtları için ve klasik ölçülere uygun olarak yapılan yeni galeriler aldı. Müzeler eğer bu tür deneyimlerinde başanlı olamamışsa bunu hemen kabul edip çabucak uyum sağlamalı. Ziyaretçiler en iyisine layıktır. Eğer başarılı olabilirsek. yeni binyılın sanat müzeleri demokratik bir görevi yerine getirecek- ler. Bu görev yalnızca giderek daha çok sayıda in- sanın kısa bir ziyaret sırasında galenlere çabucak göz atmasını sağlamak degil, olabildiğince çok ziyaretçiden uzmanlaşmış sanatseverler yarat- maktır. 21. yüzyıl dünyanın büyük sanat müzelerine bundan daha büyük bir zafer getiremez. Yarın: Kafka ödüllü yazar Mary Lee Settle Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e C ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z T ü r k i y e ' d e k i L o n d r a ENGLISH FA5TLONDRA ANKARA İZMİR KADIKOY MECİDİYEKOY BAKIRKOY PENDİK (71)497 8166 (0312)425 44 42 (0232)484 77 93 (0216)349 00 26 (0212)275 43 98 (0212)542 56 27-28 (0216)390 44 99 (0312)434 2295 (0232)425 5137 (0216)349 00 45 (0212)275 43 99 (0216)390 45 00 HUKUKSUZ DEMOKRASİ HalitÇelenk 3. bası50.000(KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Mozart Şöleni... Konserden üç saat önce Aya Irini avlusu Mozart'ı dost sayanlarla dolmuştu. Nadir Nadi, onun için 'Dostum Mo- zart' diyordu, kendini dost sayanlar da onu dost bellemiş- lerdi. Usta Nadir Nadi, odasında tek başına kaldığı saat- lerde kemanına sarıhr, dostu Mozart'la beraber olurdu. Babası Yunus Nadi Bey, Kuvayı Milliye döneminde ona, Ankara'da olduğu zamanlar Ankara'da, Istanbul'da olduğu günler Istanbul'da keman dersini hiç savsaklat- mamıştı. Yazının, çizinin yanı başında birde müzik kültü- rü vardı ki Nadir Nadi ona da sarılmıştı. Kültür Bakanlığı Müsteşarı Emre Kongar, konser öncesi buna degindi. Şimdi Nadir Nadi'nin kişiliğinde bir 'trioya' vardı ki şöyle üçleşiyordu: Mozart, Atatürk, Nadir Nadi... Kültür Müsteşarı Emre Kongar'ın sözlüğünde şu tanım- lar vardı: Tek sözcükle olursa insansever, iki sözcükle olursa insansever gazeteci, üç sözcükle insansever Ata- türkçü, gazeteci, müziksever, yazar... Böyle sıralanır gi- der. 46'dan sonra demokrasi kavgasına girildiğinde Nadir Nadi gerçek demokratların safında yerini aldı. Demokra- si, yeni girıldiğı için saflar arasında dalgalanıyordu. 46 ıle 50 arasında demokrasi bayrağı DP'nin elindeydı. Nadir Nadi bağımsız mılletvekilı olarak DP saflarında yer aldı. Özgürlük, demokrasi, insan hakları yolunda yürüdü. 50'den sonra DP demokrasi yolundan sapınca bu kez bağımsızlar arasında demokrasi savaşımı verdi. Bu, de- mokrasinin ilk yıllanydı. Demokrasi yolunda köklü sapma- lar olunca 27 Mayıs geldi. Nadir Nadi 61 Anayasası'nı ya- panların safında yerini aldı. Askeri darbeler dönemi başladı. 12 Mart ve 12 Eylül dar- becilerine karşı çıktı. Gazete zaman zaman kapatıldı. Ça- lışan yazarlardan kimileri tutuklandı. Ortaklar arasına ay- rılık gırince gazeteden uzaklaştınldı. Cumhuriyet'in önü- ne çıkan her türlü engele karşı çıktı. Nadir Nadi için şimdi yok diyemeyiz. Soluğu ve gölge- si her zaman üstümüzdedir. Aya Irini'de verilen konser- ler, varlığının tanığıdır. * • • Dil-Tarih denince akla demokrasi yolunda savaşan gençlık eylemleri gelir. Bu eylemlerin sağı da vardır, solu da vardır. Reşat Şemsettin Sirer'in sağcı ekibi, solcu ho- caları fakülteden uzaklaştırmak istemişlerdir. Solcu hoca- laryılmamış, savaşımlarını sürdürmüşlerdir. Bu yolda Na- dir Nadi'nin sürekli yazdıkları vardır. Bu hocalar yıllar geç- tikçe kimi unutulur gibi olmuşlar, kimi hatırlanmışlardır. "Kültür Bakanlığı Kültür Sanat Büyük ödülü" folklor us- tası Pertev Naili Boratav'a verilince, yıllar sonrası, göğ- süm kabardı. Televizyon ekranlannda armağanın veriliş tö- renini görünce, sevinçten gözlerım yaşardı. Pertev Naili Boratav'ı ülkesinde barındırmamışlar, Pa- ris'e gıtmek zorunda bırakmışlardı. Ama Pertev Hoca boş durmamış, kendi dalında çalışmalarını orada da sürdür- müştü. Bakıyorum da aradan 46 yıl geçmiş. 46 yıllık bir gecik- meyle de olsa bir ödülün verilmış olması, soylu bir anım- samadır. Pertev Hoca, Fransa'da boş durmamış, kaynak yok- sunluğuna karşın çalışmalarını gene de sürdürmüştür. Birçok belgeyi, fotokopilerinı getirterek çalışmıştır. Bilimsel çalışma bir gerçekçi atılımdır. Aradan yıllar geç- se de, unutulur gibi olsa da, gözden ırak kalsa da günü gelince ortaya çıkar, değerini bellı eder. Pertev Boratav gerçeği de bunun tanığıdır. BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 1/ Kuzey Amerika'da bi- > zona verilen ad. 2/ Kaba- dayı... At eğitimine vebu 2 egitimin yapıldığı v ere ve- « rilen ad. 3/ Aynı motifın yinelenmesinden ibaret canh ve hareketli bestele- re verilen ad... Bir pey- gamber. 4/ Maiyet memuru ya da hizmetçi. 5/ Vücut ısısı... Çingene- leri oluşturan üç gruptan 8 birinin üyesi. 6/ Yapı, g yontu gibi şeylerin taslak durumundaki küçük örneği... Ta- kımlar grubu. 7/ Müstahkem yer... Deniz giysisi. 8/ Belirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçte- ki en küçük askeri birlik... Akarşu debisinin yıl boyunca gösterdiği değişikliklerin tümü. 9/ Eskiden kullanılan bir çeşit devrik yakah kürk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Turunçgıllerden bir meyve. 2/ Kimliği belirlenemeyen uzay ci- simlerine verilen ad... Yol. 3/ Çöl tilkısi... Fas'ın plaka işareti. 4/ Tesisat. 5/ Malezya halkına özgü bir tür öldürücü delilik... Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bıçak. 6/ Bir nota... Rütbesizasker... Giysi İcolu. 7/ Rüyabilim. 8/ No- tada durak işareti... Bir sonı eki... Dolma yapmak için haarla- nan kanşım. 9/ Gizli görevli... Göl ve bataklık kjyılannda av kuşlannı çekmek için kurulan ve altında bannılabilecek yeri olan tuzak. VEFAT Sevgili annemiz VELİYE BtÎYÜKBALa'yı kaybettik. Cenazesi 5.10.1994 (bugün) Üsküdar Doğancılar Camii'nden öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarbğı'na defnedilecektir. OĞULLARI Yunus, Yavuz Büyükbalcı "IÇKt tçr.RKEN SANAT ve POLtllKA KONUSMAYIN" Ogu/. ARAL UD & SAZ RUŞEN RUŞRR Ana (et) yemeğı s oğu ^ Rez:246 44 18 J Ehlıyetimı. nüfus cüzdanımı, 34 MAY 85 plakalı araca ait ruhsat ve trafık tescil evraklanmı. Yapı Kredi Bankası Kredi Kartımı ve ATM yitirdim. Geçersizdir. HASANDÜNDAR ARIMAN A.H.L.G.G. Müd. 30.9.1994 tarih 75197 nolu beyanname ıle ilgılı gümrük vezne alındı makbuzunu kaybettik, hükümsüzdür. ÜTÜSAN ELEKTRİKLt CtHAZLARSAN. VETtC.AŞ. M. Ü. kimligimi vepasomu kaybettim.Hükümsüzdür. F.SİBELDAĞC1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear