14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 OCAK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA GENÇLIK • EGITIM SHP,laikeğitimdehatasınıdüzeltiyorİmam hatip ortaokullarının 8yıllıh zorunlu eğiiimden sayılmasına ilişkin taslağı onaylayan SHP 7/bakanlar, imzalarını çekmek için hazırlıkyapıyor. SHP Parîi Meclisi üyesi Mustafa Gazalcı,' 'Zorunlu îemel eğitim, ülkenin heryerinde bölünmeden, aynıprogramlayürütülmelidir'' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP. Mılli Eğıtım BakanlığTnca haarlanan ve imam hatip ortaokullannın da 8 yıllık zorunlu eğitimden sayılmasına ilişkin taslağa karşı çıkıyor. Yapılan uyan üzerine. taslağa imza koyan Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı dışındaki SHP'li bakanlann, onaylanru geri çekmek için hazırlık yaptıklan öğrenildi. SHP Parti Meclisi (PM) üyesi Mustafa Gazalcı, zorunlu temel eğitimin. ülkenin her yerinde, bölünmeden. ayn programla yürütülmesi gerektiğini söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'nun imzasma açılan Milli Eğitim Temel Yasası'nda değişiklik öngören taslağın ek 3. maddesinde. "Genel, mesJeki ve teknik ortaöğretim kurumları bünyesindeki ortaokullarda • erilen eğitim de zorunlu eğitimden sayılır" hükmü öngörüldü. SHP PM üyesi Mustafa Gazala, bu madde ile imam hatip ortaokullannın da "zorunlu eğitiın" kapsamına alınmasının eğitim birliğini bozacağını savunarak konuyu parti yönetim organlanna götürdü. Gazala, özetle şu göriişleri savundu: Çocuklann zorlanmasını istemiyonız "Zorunlu temel eğitim, aynı program uygulanarak demokratik. laik, bilimsel. Atatürk ilkeleri doğrultusunda \ apılmalıdır. Bu, hem ulusal bürünlük açısından hem eğitim birliği açısından çok önem taşımaktadır. Zorunlu 8 ydlık eğitimden sonra herkes istediği okula gitsin. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın getirdiği tasJak, çocuklann dinsel eğitimden geçmesini öngörmekte, eğitim birliğini bo/maktadır. Meslek seçimini insanlar. çocuk v aşta yapamazlar. Çocuklann 14\aşına kadar, bu secimlerini yapmakta, bilinçli \ a da bilinçsiz zorlanmasını doğru bulmuyoru/." Gazalcı. imam hatip ortaokullannın da zorunlu temel eğitimden say ılmasına ilişkin taslak hükmünün. şu biçımde dcğiştirilmesini önerdi: "Genel, mesleki ve teknik ortaöğretim kunımlarına 8 yıllık zorunlu eğitimden sonra öğrenci alınır. Bu liselerin bünyesindeki mevcut ortaokullar, ilköğretim kunımlarına devredilir." Gazalcı'nın bu uyan ve önenleri üzenne SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ın. konunun üzcrinde titizlıkle duruimasını \ e laslağın yeniden gözden geçirilmesini istediği öğrenildi Bu inceleme sonunda, Onur Kumbaraabaşıdışında. yasa taslağını ımzalayan dığer SHP'li bakanlann da onaylannı geri alabileceklen bildınldi. CemBoyner ÇAY, DEFTER, KİTAP VE SOHBET-Cniversite öğrendleri dcrslerinden fırsat bulur bulmaz kendilerini en yakın kafetery alara atıyor. Kimi sevdiğinden kimi de okulda sosyal tesis olmadığından "cafe"leri yeğliyor. Buralarda okuyor, sohbet ediyor, ders çalışıyorlar. Öğrendninikineiadresi: 'Cafe'lerGençlik-Eğitim Servisi- Hiç düşündünüz mü, İstanbul'dakiüniversitelerdeokuyanöğrenciler.okul dışındaki zamanlannı nasıl geçirirler? Biz söyleyelim, çoğunluğuna -eğer yoğun derslerdcn firsat bulabilirlerse- üniversitelerin yakm çevrelcrinde bulunan kafetery alarda. günün herhangi bir saatinde rastlamak mümkün... Öğrenciler bu mekanlarda kitap okuyor. sohbet ediyor ve ders çalışıyor. Biz de üniversitelilenn "ikinci adresleri"nde birgezinti yapmak amacıyla. üniversite gençliğine kucak açan bazı kafeterya ve kahveleri dolaştık... İlk uğrak yerimiz. Çorlulu Ali Paşa Medresesi. Daha kapıdan adımınızı atar atmaz hoş bir atmosfer sanyor sia. Osmanlı mımarisinin örneklerinden olan medresede. dikkati çeken ilk şey duvarlardakı kiJımler ve masalardaki nargileler. Buray ı "Eski İstanbul'u " anımsattığı için çok sevdiğini söyleyen İstanbul Ünivcrsitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Emel Koca. dinlendirid olduğunu da ekliyor. sınıf arkadaşı Elvin Şensan da. burayı. otantik döşendiği için sevdiğini belirtiyor. Medrese. öğrenci gençliğın yanı sıra turistlerin de uğrak yeri. Okullanna yakın olduğu için gençlerin gıtmeyi tercih ettikleri ikinci biryerde Cafe Plaza. Günün her saatı dolu olan kafeye gelenlerin hemen hcmen hepsi öğrenci. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi öğrencisi Bahadır Çaiışkan. buraya. okullannmkantini olmadığı için geldiğini belirterek. şöy le diyor: "Ben sporcuyum ama okulumuzun olanakîarı yeterli olmadığı için spor yapamıyorum. Olanaklarımız yeterli olsay dı ben de /amanımın çoğunu burada geçirmezdim." lktisat Fakültesi öğrencisi EylemAktepeiseders saatleriarasındakiboşluktanyakınıvorve"0 saatlerde okulda oturup beklemektense kafeye gelip birşeyler atıştırıyorunı" dıyor. Sürmene Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı. alt katlannın ışyerlcn olarak kullanıldığı. herkesimdcn insanın geldiği bir kafc. Burayahaftadaenazbirdefa geldiğini söyleyen İstanbul Üniversitesi Edebiyaı Fakültesi öğrencısi AlpasJan Mücahitoğlu. fiyatlann diğeryerleregöreçok ucuz olduğunu da belirtiyor. Mücahitoğlu, arkadaşlan da sürekli buraya geldiği için yabancıltkçckmcdiğinıdcsözlerine ekliyor. Adıyamanlılar Kıraathanesi. öğrcncilerin yanında işçilerin. yaşhlann da geldiği biryer. Döşerliş özelliğiy le ve gclen insanlanyla tîpik bir Anadolu kıraathanesini anımsatıyor Kıraathaneye ucuz olduğu için sürekli geldiğini söyleyen Hukuk Fakültesi öğrencisi Yıldıray Efil. ortamın da diğcr ycrlerden farklı olduğunu. günlük gazetelcri okuyup tartıştıklannı belirtiyor. Gençlerin sıkça gıttiğı başka biryerde ElifCafe. Kafenin ilk katında oy un oynanıyor. ikinci katında yemek yenilip birşeyler ıçilıyorson katında ısecanlı müzik var. Okulunda kantin olmadığı için ders çıkışlannda buraya geldiğini söyleyen Hukuk Fakültesi öğrencisi Musa Gökmen. oy un oynamak ycrinearkadaşlanyla sohbet ettığını söylüyor. Gökmen.canlı müziğin deılgisiniçektiğini belirtiyor. 'Düzeni degjştirmek içinçalışın' • Yeni Demokrasi Hareketi'nin sözcüsü işadamı Cem Boyner, Marmara Üniversitesi öğrencileri ile sohbetinde olumlu puanlar aldı. Ancak gençler, Boyner ve arkadaşlannın dûzeni nasıl değiştirebileceklerini tam "anlayamadılar." Gençlik-Eğitim Servisi- Yeni Demokrasi Hareketi sözcüsü işadamı Cem Boyner. gençlere. "Sizler hali hazırda bulunan düzene uymak için çalışıyorsanızçok yazık. Ama değiştirmek istıyorsanız buna değer" dedi. Marmara Üniversitesi "Marmara Society" kulübü tarafından gerçeklcştirilcn sohbet toplanusına katılan işadamı Cem Boyner, konuşmasınıbırsüreöncebaşlattıklan Yeni Demokrasi Hareketi'nin tanıtım niteliğinde yaptı. Yeni Demokrasi Hareketi'nin ülke yönetiminde vasatlığı kabul etmediğini belirten Boyner. hareketin çok değişik platformlardakı ınsanlara seslenebildiğıni. sıstemdeki tüm ükanıklıklariçinçözümüretebıldiğıni söyledi. Ünıversitelere kapılannın sonuna kadar açık olduğunu, düşüncelerinin aynı olmasının önemli olmadığını söyleyen Boyner. gençlerden baskılara karşı koymalannı. haklanndan vazgeçmemelerinı. kendi kaderlerine sahipçıkmalannı ıstedi. Boyner'in konuşmasının sonunda Cem Boyner'in konuşmasını değerlendirmelerini iştediğimiz gençlerden Marmara Üniversitesi. İşletme Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Senan Oigun. "Yeni Demokrasi Hareketi zamanı gelen bir uygulama. Bu hareketin ünıversıteler gibi özgür ve bilimsel ortamlarda açıklanmasını doğru buluyorum. Cem Boyner. bu harekettegençleri. dinamızmi vesüreküliğisağlayanetken olarak görüyor."dedi. Uluslararası İlişkiler birincı sımföğrencisi Mehmet Ali Ünlü YDP'y i çok yeni bir hareket olarak nitelendırirken, Cem Boyner'in şımdilik kamuoyunu tarttığını söyledi. Aynıbölümdeokuyan BaşarMünirise YDP'nin gençliğe bakışı konusunda "Gençlenn dinamızminin farkındalar. Bize değer veriyorlar fakat nasıl kullanacaklannı bilmiyorlar" dedi. Uluslararası ilişkiler ikinci sınıf öğrencisi Gürkan Köse bu konuda •"Sistemdedeğişiklikler yapmak istiyorlar. Önemli olan gelecekte bu değişikliklen başanp, başaramayacaklan. Hareketlerinde gençlere y er v erip. bizi silah olarak kullanacaklar" diye konuştu. iliyoruz... (Biliniyor...) Üretmek, ürettiklehni, paylaşmak için can atarçoğu insan... Fotoğraf, karikatür, resim, heykel, öykü, şiir... Sanat biçimlerinin tümü... Kend'mi ifadc elmenin, en keyifli, en dolaysı:, en insanı yolu sanalsal üretim. Bu yollardan hiç değilse birini denemeden ' 'gençlik köprüsü' 'nden geçen var mı? Aşkla, aşk kırılmalanyla, politik keşiflerle, dnygunun her türünü taşlayıp da sanat ürelmeyen var mı? Öyleysc sarılın nu'kiuplaru. "Btxyaptıkoldu"kendini "genç" sınırına sokan herkesin. Pazartesifotoğraf, FERİTEDİZ-İstanbul salı şiir, çarşamba karikatüre ayrılan "Bix yaptth oldu.' 'sizden gelen ürünlerle oluşacak. Diası çekilmiş ve her tür malzeme kullanılarak yapılmış resim, afy, heykel ve alanımızyetecek olursa kısacak öykülereyer vermek istiyoruz. Haftamn diğer günlerinde karma bir mantıkla ühmlerimizi yayımlayacağız. Sözde kalmasm... "BixyaptıkoUlu"di\ehilelim. Adres: Biz YaptıkOldu Gençlik-Eğitim Sayfaxi. Cumhuriyet Gazetesi, Türkoıağı Cad. 30 41 Cağaloğlu-İsıanbul • Üniversite, öğrenmenin öğretildiği yerdir. Tersi olursa, o öğretim kurumu üniversite değil, "uzatmalı lise"dir. Alınan diplomalann da nerede, ne kadargeçerli olduğu konusu tartışmaya açıktır. Üniversitedeğil hizjatmahtise' Okullar hayatın gıdışini ayarlar: Peki. hayatm gidişı nedir? Bu, hayatımızı hangı biçimde geçireceğimizdir. Hayatımızı nasıl geçireceğimizc karar vermeye kimin yetkisi olabilir: Tabii ki kendimizin... Evet. hayat bize sınırsız seçenekler sunuyor ve insan kendisini yaratmak için sürekli seçmek zorunda. Üstelik secmenin kendisine sorumluluk yüklediğinin bilincinde olarak seçmek zorunda. Unutmayalım: "Çiviye yandan vuracak olduktan sonra, çekice sarılmak hiçbir işe y aramaz." Yükseköğreum, ortaöğretimden sonra gelen bir eğitim, öğretim ve araştırma aşaması olarak kimi nitel farklılıklargösterir: Bir yandan, toplumda geçerli olacak bir uzmanlık alanında meslek edindirme: bir yandan gençliğincoşkunluğunuve özlemlennı doyurucu bir kultür vc sanal ortamı yaratma: bir yandan da. bilgininvedeney üretme yöntemlennin aktanldığı birçevreolma... Üniversite. öğrenmenin öğretildiği yerdir. Tcrsi oiursa. o öğretim kurumu üniversite değil. "uzatmalı lise"dir. Yazık ki üniversıtelerimiz çoğunlukla Türkiye gerçekierine ilgisiz. tekelci sermayeye ve uluslararası çıkarlara hizmet edecek araa elemanlar yetiştiımeye yönelik. derslerin ezberletilıp öğretildiği lise uzantılan görünümündedir. Eldeedilen • diplomalann da nerede, ne kadar geçerli olduğu konusu tartışmaya açıktır. Zuhal Elibol/ İstanbul İLAN NEVŞEHİR SULH HLT(UK MAHKEMESİ'NDEN 1992 242 Davaa İsmail Memişiler ile davalılar Fikret Ansoy. Yusuf Yıl- maz. Maliye Hazinesi. Sadı Aydoğan. Mehmet Aydoğan ve Yalçın Karatepe aralanndakı ızaleyı şüyu davasına ait 1992 242 esas, 1992 689 karar sayılı 15.9.1992 tarihlı karann hüküm özetı olan: Da- va konusu Nevşehır Merkez Yeni Mahalle. pafta 20 M.l, ada 2390, parsel 3'te kayıtlı (arsa uzerindeki şerhlerle birliktc) genel şahıslar arasında açık arttırma suretiyle satılarak ortaklığın giderilmesine. harç, vekâlet ücretı ve masraflann hisseler oranmda hıssedarlardan alınarak davaaya verilmesine. yasa yollan açık olmak üzere verilen karar. kendisine tebligat yapılamayan Yusuf Yılmaz'a ilan tarihın- den itibaren 8 gün içinde lemyiz yoluna ba^vurmadığı takdırde kara- nn kesinte>eceği ılanen tebliğ olunur. 23.12.1993 Basm:45122 DNÇ Kemal Gökhan Gürses Nasıl inanacağım size? Sizden ayrıydım çoktandır. Şimdi ara- nıza döndüm. Saçlarım sizinki gibi değildi. Sakalım yoktu. Bıyığım yok- tu. "Ne önemi var ki bunun" diyorsu- nuz, biliyorum. Siz de hep kabak ka- falara baksaydınız aylarca, ne demek istediğimi anlardınız. Orada, hepimiz çok erkektik. En uza- ğa biz işerdik. En hızlı biz koşardık! Onemşememek mi? Elbet. o da bir yol! Önemsemeyen, ilgilenmeyen. o- rada yokmuş gibi yapan kendini bu "erkek" insanların ortasında maskara edilirken bulur! Bir küçücük yağmur damlası düşse. en kötü düşmanın bombasından daha tehlikeli olur... Bu damla. ya yardan gelmişse, ya memlekettense, eşten, dosttansa... İşte o zaman bir çavlana, bir sele dönüşürdü bu çok erkek ba- kışlı çocuk kalpli çocuklann gözle- rinde... Her şeyi öyle bir ciddiye alışımız var - dı ki... Ve geçmişimizden; üç gün ön- ce bir bisikletin selesinde, bir kaporta- nın çekicinde, bir okulun sırasında, bir sıcacık avucun içinde bıraktığımız geçmişimizden uzaklaşır uzaklaşmaz onu öylesine tanınmaz bir öyküye çe- viren yalancı gözlerimizle öyle bir bakışımız vardı ki, anlayan bir akla acı verirdi! Acı; alay bile edemeyen bir gülümseme... Bet Muhabbetler -Ozsaygınu yitirdim... -Niye? Söylediklerimle yaplık- larımın hiç ilgisi yt)k! -Peki ni\e'.' Söylediklerim hep GELECEK ZAMAN. yuptıklanmsa GEÇMİŞ ZAMAN! Şimdi soruyorum; sıfır olmak zorunda mıyız bir olmak için? İnandığımız şeyleri unutmak zorunda mıyız koca bir yalanı incitnıemek için? "Hayır" demek isteyip de susuşumuz dünyanın suskunluğuna eş mi? Ken- di yarattığımız canavan. o büyük ve yokeden yalanı. çocuklanmıza da yutturmak için. elimizde para dolu çanta okul mu arayacağız biz? "Görüldü" damgası vardı sevdiğiınin gül kokan mektubunda... Ben de ek- liyorum bir kocaman öfkenin o sessiz el yazısıyla: "Görüldü! Ama, anlaşılamadı!" Sizden aynydım çoktandır... Yine na- sıl inanacağım size, bilemiyorum.' •\»-y.-». . : . • •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear