23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 7OCAK1994CUMA KULTUR AvrupaŞanatçüar Forumu'nun İsîanbulda îoplanmasına öncülük edenCevatÇapan: Sanatçılanmız içinyenibir olanak DİKMEN GÜRt N UÇARER G nlliver"ler aralık ayı içm- de İstanbul'da toplandı. 1987"de Amsterdam'da. 1990'da Leningrad'da toplanan Av- rupa Sanatçılar Forumu. 3. Genel Toplantı için İstanbul'u seçti. Tabıi. bu secimde Prof. Dr. Cevat Çapan m rolü büyüktü. Küitür Bakanhş da öneriyi destekleyince birçok ünlü ya- zar ve sanatçı "AvrupalıluV". "kültürel (sbirliğT. "bireyin bağımsızlığı ve so- nımluluklan" gibi sorunlan tartışmak üzere İsîanbulda bıraraya geldi. "Gulliver" toplantılannda tiyatro açısından ne gibi sorunlar iizerinde durulmuş, bu sorunlann irdelenmesi ne gibi sonuçlar doğurmuştu? Bu so- rulan öncelikle toplantıya katılan ti- yatro adamlannı tanıtarak yanıtlıyor Cevat Çapan: "Gulliver grubu içinde eski Yugoslavy a'dan gelen ünlü bir yö- netmen vardı. Ljubisa Ristic. . Nek Hartling ise Berlin'deki Hebbel Tiyat- rosu'nunyönetmeniavrıea çeşitli ıdus- lararası kuruluşlarda çok kültürtü ta- sarılarda danışman veva üve olarak rol oynayan bir insan. Bu ikisinin dışında, Macaristan'dan yönetmen Katalin La- bam konuğumuzdu. Yine eski Yugos- lavy a'dan gelen Dragan Klaiç ise tiyat- ro profesörü vedramaturgaynca Hol- landa'nın lluslararası Tiyatro Enstifü- sü Müdürii." Çapan, Gulliver toplantısının ana konusunun "çok kültürlülük" olduğu- nun altını çizdikten sonra, Ljubisa Ristic'inçok kültüdülüğe yaklaşımı iizerinde duruyor. "Ristic, eski Yugos- lavya'nın bugünkü durumunun dramını vaşamakta. Eski Yugoslavva bir an- İamda çok kültürlülüğün laboratuan olarak 50 yıl geçirmiş bir ülke. Etnik gruplar, çeşitli dinler birarada voğrul- muş. Ristic'in bugüne kadar vaphğı iş- ler çok kültürlüliikle ilgili." - Eski \ ugoslavv a'nın dramını yaşa- yan Ristic Avrupa kûltürel birliği konu- sunda ne düşünüyor? Halka açık toplantılardan birinde Ristic bu konuvu gündeme getirdı \e dedi ki, "Biz bir zamanlar Spotice'deki tiyatromuzda Sırpça dışında Macarca, Mekadonca ovunlar da oynuyorduk. Topluluğumuzda Yugoslavy a'nın ber kesiminden insan vardı. Bu insanlar arasında ayrılık gaynlık yoktu. Ama şimdi Yugosla>ya düşman kardeşlerin birarada yaşavamayacağı bir ülke dunımuna geldi. Bu yuzden bizim tiyat- romuz da bir başansızhğın vaşaridığı ülkede, tarihte kalmış bir tiyatro görii- nümünde. Ne yazık ki çok kültürlülü- ğün yaşanamadığını bİ2 şimdi göriiyo- ruz." Klaiç ise bir tiyaıro adamından çok sosyolog olarak katıldı bu konuş- malara. Belgrad Üniversitesi'nde ti- yatro derslen verdığı yıllarda Yugos- lavya'nın çeşıtlı kesimlennden gelen ınsanlarla tanışmıştı. Bılgısinın. gör- güsünün bu çok kultürlülüğe da- \andığını \e bunun tivatro ıçın çok sağlıklı bir şev olduğunu dile getırdı. - Avrupa ülkelerinin Bosna konusun- daki çekimseriiği sözkonusu ooMu mu? Şu gerçek iizerinde duruldu; eski Yugoslavya'da yaşanan durum bi- lınçli bir kayıtsızlıkla önlenemiyor, yani eski Yugoslavya bugün başka bir politikanın aracı olarak kullanılıyor. Bu konuda da Avrupa'nın ehnin ko- lunun bağlı olması dünyadaki tek sü- per gücün işine yanyor. -' Bugün Vugoslavya'da etnik grup- lar, farklı dinler sözkonusuyken ör- neğin Almanya'da durum daha farklı... Çok kültürlülük dedığimiz durum salt bir ülkede o ülkenm yurltaşlannın değışık kültürlere sahıp olmasından kaynaklanmıyor. Bir ülkeye başka ül- kelerden gelmış yabancılann da ya- rattığı bir ortam. Bugün Avrupa'da özellikle zengınleşmiş. sanayıleşmiş Avrupa ülkelenndeçalışan milyonlar- ca yabancı işçi var. Bunlara "göçmen işçi" yahut "konuk işçi" deniyor ve onlara Avrupa'nın benımsedığini id- dia ettiğı insan haklanna saygılı bir yaşama ortamı sağlanmaya çalışılı- yor. Oysa. gerçekte çok büyük sorun- larla karşı karşıya olduğunu görüyo- ruz bu ınsanlann. İnsanlar arasında bir takım önyargılar kolay kolay orta- dan kalkmadığı için bu önyargılar sınırlargetınyor. aynmcılık >araüyor, iletişimi güçleştiriyor. Böylesı durum- lan ortadan kaldırabilecek bir yak- laşım yine sanatçılardan, aydınlardan bekleniyor. Bunun da yalnızca resmi kuruluşlann iyi niyetli politikalanyla değil. doğrudan doğruya birebir insan ilışkıleriyle, dostluklarla olumlu bir doğrultuda gelişebileceğini göriiyo- ruz. Sınırlı zaman ıçınde yaptığımız bu toplantıda bizlerin de bir takım ön- yargılanmız olduğunu ama tartışmay- la, konuşmav la bu önyargılann bir öl- çüde ortadan kaldırüabileceğinı gor- dük. Türkıye'ye herşeye rağmen Av- rupa'nın kıyısında bir ülke olarak bakıyorlar. Avrupa kültürünün dışında bir küitür olarak yaklaşıyor- lar, ama toplumu doğrudan doğruya onun içine girerek yaşadıklan zaman bir küitür şoku geçinyorlar. Bu küitür şoku son değerlendirmede olumlu bir sonuç yaratıyor. Gelmış olmalan. bırayı kısa bir süre de olsa tanımış ol- malan olmlu etkiler bırakıyor. - Gulliver'in Türkiye'deki tiyatro et- kinlikleri açısından kısa bir değerlen- dirmesini vapabilir misiniz? Tiyatro uzmanlanndan hem eğıtım hem bilgi alışverişi konusunda istifade edebiliriz. Bizim tiyatro sanatçı- lanmızın Avrupa'daki meslekdaş- lanyla çalışmalan içim olanaklar sağİanabilırKonuklar arasında adını anmadığjm bir üyatrocu daha vardı; Erik Antonis. Anvers'in Avrupa'nın Küitür Başkenti olması dolayısıyla düzenlenen etkinhklerin sorumlusuy- du. Anverse giden topluluklanmızın çalışmalannı görmüş ve beğenmiş. Bu toplantıda Antonis'in Türk sanatçılar için bazı olanaklar hazırlayacağı orta- ya çıktı. Gulliver'in uygulamada ya- rarlı olduğu konulardan biri, Avru- pa'da çeşitli kuruluşlann elinde bulu- nan kaynaklann nasıl kullanılabilece- ğ yolunda bılgi sahibı olması. Araşu- rma bursu olarak. seyahat bursu ola- rak, ortak tasanlann gerçekleştirilme- sı olarak yararlanılabilir bu kaynak- lardan. Bugün Avrupa'da bu bılgile- nn elde edilebıleceğı belli merkezler v ar; şimdi tstanbul da bu merkezler- den biri oluyor. Sanatçılanmız için venı bir olanak. Çaykovski'nin ölümsüz bale yapıtından uyarlanan Tmdıkkırarf sinemalarda Küçük Tındıkkıran'yinezirvede Küitür Servia - Çayko>ski'nın ölümsüz yapıtı "Fmoıkkıran Ba- lesfnin sinema versıv onu. "Geor- ge Balanchinenin Fmdıkkjran'r Istan- bul'da Şişli Site, Kadıköv Reks. Bevoğlu Dünya. Çemberlıtaş Şafak. Bakırköv tncirii. Ankara'da Batı ve Derya. Antaî- ya'da LTusov sınemalannda ve Adana Gaieria'da gösterime gırdi. St. Peters- burg'da bundan tam ikı yüzyıl once ılk göstenmi yapılan "Fmdıkkıran"ın sonra- ki yüzlerce sahnelenışimn bınnde, Georgc Balanchıne 15 yaşında Fındıkkıran pren- si rolünün üstlenmiş, yıllar sonra Nev\ \'ork Şehir Balesı'nde ılk koregrafı çalı- şması da yıne "Fındıkkıran" olmuştu Nevv York Şehır Balesı ile "E>de Tek Başma"dan tanıdığımız çocuk yaldı? Ma- caulay Culkin. fılmde başrolü üstleruvor 13 yaşmdaki Macaulay Culkın'in ma- nejerliğıni üstlenen babası Kit Culkin de çocukken Fmdıkkıran prensı rolünü ov- namış bır sanatçı. Bu nedenle oğluna Fmdıkkıran'ın sinema u> arlarnasmda rol alması tekhf edıldığinde her zamankıne oranla alçakgönüllü bir ücret karşılığı teklifı kabul etmiş. Çocuk yıldLZ Macau- lay "Evde Tek Başma 2" için bej milvon dolar artı hasılatın yüzde beşınden oluşan bir sözkşmeye imza attığı halde "Fındıkkıran*" ipn sadece 10 bin dolar ve hasılatın yüzde beşinden oluşan bır ücrete anlaşmış. Bunun karşılığjnda Kiı Culkin, yapımcılann *'Fındıkkıran"a sadık kal- masını ve sınemava uyarlamak verine sahnelenişinin aynen fılme çekilmesını ıs- temiş .Ancak deneme gösterimlerinın ardından sorunlar başgostesterdı:Dene- me göstenmleri çocuklann konuyu anla- makla zorlandıklanru ortaşa kovdu ve yapıma fırma Wamer Bros, Kevin klein- in öyküyü anlatmasına karar verdı. IKevin Kline'ın sesi tartışma \arattı Kit Culkin fılmın bu halini se\rettik- ten sonra ¥4 Çayko«ki'yi kattetmişsHttz" diyerek Kleın'm sesınin çıkanlmasında diretti. Eğer KJeın'ın açıklamalan kalırsa Macaulay fılmin rekJam ve promosyo- nunda hİç yer almayacakü. Eğer ses çı- kanlırsa Macaulay yüzde beşlik hakkı- ndan vaz gececsktı. Ancak Wamer Bıra- deler bu anlaşmayı kabul etmedı ve kasım ayında fılm Amenka'da göstenme girdiğinde Kleın'ın sesi müziğı duyulmaz kılarak şöyle açıklamalar yapıvordu: "tşte Noel Parnsinin konuklan salona giri- yorlar" "•Fmdıkkıran" İnglızce konuşul- mayan ülkelerde göstenme ardığınde ise bu ses fılmi açıklama ışlevmi lamamen yı- tirip. müziği bozmakla kaldı. "Fmdıkkıran" rolüne hazırlanmak için iki yıl dans derslen alan küçük vıldız Macau- lay Culkin. onun adına yürütülen bu tartışmalardan tümüvle habcrsiz. Yıne de bır ış adamı tavnyla "Gecen yıl ve ondan önceki yü noetde Evde Tek Başmaiar vizyona girdi. Bu noel de Fındıkkıran. Gelecek noel gösterime gire- cek olan 'Pagemaster'uı çekimleri bitti bile. Kısacası noel tatiHerini kapattım " dı- yebüı\or, Ancak mılvarder bır çocuk ol- duğunu pek fark etmıvor "Bu filmlerden ne kadar kazandığnnı bilmivorum. 10 do- lara ihtivacını olunca gidip annemden isti- vorum. Bazen hayır veremem dediği bile ohıyor." 1~988 yılında "Rocket Gibrahar" fil- mınde Burt Lancaster'ın çocuklanndan birini oynayarak sinemaya ilk gırişinı ya- pan Culkin. 1989da "Lnde Buck". 1990'da "Jacob's Ladder"da rol aldı 1990 ve 1992'de cevnlen "Evde Tek Başuıa"filmlenylede zırveye oturarak en çok araralan çocuk vildız olmayı başardı. Peri masahmn büyüsüKüitür Servisi - "Jurassic Park" sine- mada. game boylarda. ovuncakçı dük- kanlarının v\innlennde çocuklann kal- bını fethetü ama Nevv York'tan Lond- ra'ya. Pans'ten Lvon'a. Perrault'dan, HofTman'dan. Anderscn dcn etkilenerek sahnelen balelere de yoğun olarak yer veriliyoı repartuarlarda... "Fındıkkıran", "Ormanda Lyuyan Güzel'' v e "Kuğu Gölü" Marius Petipa - ya ılham vermış 1847 yılında Petipa Marseille'de doğduğu zaman, St. Pe- tersburg'dakı Kraliyet Balesi'nde mü- dür olarak çalışmaya başlamış.. O za- manlarda 1832"de koregraflığını Fıllıp- po Taglıonı ve 1841 yılında ise Öan Co- rallı ve Jules Pcrot bırlikteliklerim sür- dürerek. yaratıcılıklannı sürdürmüşler. Fakat bu arada. pen masallannın vel- pazesını genışleten Manus Petipa değıl. Alexandrovıtch Vsevolojski olmuş. Kraliyet Tıyatrosu'nun müdürü Ça- yovski'den "Ormanda Lyuyan Güzel" adlı masah konu alan bır bale müziği bestelemesıni ıstemış. "İnsan belli bir konu iizerinde de haval gücünü özgürce kullanabilir ve Lullv, Rameau ve Bach gibi ölümsüz > apıtlar besteleyebilir. Eğer bu konu sizin hoşunuza gittiyse neden bir beste yapmayasınız? Sizin konuya hakim olabilmeniz için Pcrrault'nun tüm eserle- rine sahip olmanız gerekiyor. Çizmeli Kedi, \lavi Sakal. Kulkedisi, gibi masal- ları okumanız gerekiyor." Çaykovski bu konuda hıç tereddüt et- memış. Tekrar eden temalan düzenle- mış, masallann sembollerinı gözden ge- grmış, Marius Petipa'nm çalışmalanna da katılmış. Tüm bu çalışmalar besteci- nm keyüni yerine gitirmeye yetmiş. O bu durumu şu sözlerle açıklıyor "Bale tüm sanarlar arasında en masum. en te- miz olandır! Eğer böyle olmasavdı çocuk- larımızı da bale izlemeye götürür müy- dük?*^ Çaykovski ve Petipa'nm uyumu bır dönüm noktası olmuştur aynı za- manda. Dans kendinı bır yüksek sanat olarak ıfadeedebilmıştır Artık gunümüzde tüm bu klasikler belleklerden silınmek bır yana. özel ola- rak ıncelenen sanat eserleri olarak önemlerini korumay a devam edıy orlar. Cesur venı koregraflar klasikleri ye- nıden gözden geçırip danslann tozunu aldılar Pans Opera ve Balesı'nde Fındıkkıran'ı sahneleyen John Neumei- er şöyle der "Ben bugün yaşıyorum ve masallann bugünün enerjisiy le yonımlan- masını istivorum. Ben burada klasik dan- sa duyduğum hayranlığı göstermeye çalıştım. üramatik bir oyun ve seıtfoıük bir bale sahnelmemeye çalıştım. Benim Fındıkkıran'ım klasik dansa ve Marius Petipa'ya bir saygı duruşudur." Klasikler. farklı v >rum - larla sevırcıye ula^ıyor. Peri masal- lan da çağa ayak uydurarak değişıyor- lar fakai asla büvülerini viürmıvorlar... Carl Henning Pedersen'in sergisi bugün Ankara Galeri Nev'de açılıyor Resimdekizehirliyılan... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) "COBRA": COpenhangen J - BRussels + Amsterdam. Ölüm- cül ve efsanevi bır yılan. COBRA gnıbu- nu oluşiuran ressamlara göre ise "kendi içinde sonsuz bir çelişki". 1948-51 yıllan arasında birarada bulunmuş. fakat son- rasında, dünya resmini \e sanat an- layışını yıllar bovu etkilemiş COBR.A grubundan Carl Henning Pedersenin re- simleri, bugünden itibaren Galeri Nev'- de. Kopenhag'da 1913'de doğan sanatçı. Amsterdam. Toledo. Mmneopolıs. New York. Pıttsburgh. Vıvana. Paris. Dublın. Milano. Hamburg. Oslo. Ostende ve Zü- rih'te kışısel sergiler açtı. Venedik (1948-62). Sao Paulo( 1963) bıneallennde temsıl edılen ressamın. pek çok kolleksı- yonda yapıtlan bulunuyor Carl Henning Pedersen'in dc kurulu- şunda ver aldığı COBRA, bütün sanat akımlan gıbi geçmişi reddederek. 1948"- de kuruldu. 2 Dünya Sa\aşı sonrasında \arolan kûltürel değerlere kuşkuyla vak- la^an bazı sanatçılann. Kopenhag. Brük- sc\ ve Amsterdam'da oluşıurduklan grup. bir kaç vönüvle 1. Dünva Savaşı sonrasında oluşan Dadacılık akımını undınyordu. Savaş sonrası ortava çıkan bu iki akım, gerek onaya çıkma biçimle- rı. gerekse önerdıkleri sanat felsefesıyle upık bırer "savaş sonrası" sanat akı- ınıydı. Rasvoncl kültürün ve onun da- •-atıığı esteıiğın sorgulanmasıyla ışe baş- luyan COBRA. felsefe. polıtika ve psi- Redersen'in de kuruculan arasında yer aldığı COBRA grubu, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki kûltürel değerlere kuşkuyla bakan sanatçılann biraraya gelmesiyle oluştu; Kopenhag, Brüksel ve Amsterdam'da... koloji ile olan ilişki biçimi bakımından Dadaizm'i andınyordu. Zehirli yılana göre. bütün estetik ku- rallar reddedilirse. her insanda varolan ıfade etme özgürlüğü ortava çıkacak ve herkesın sanatçı olduğu kanıtlanacaktı. "Batı'nın klasik kültürünün" sınırlannı yerle bır etmek güdüsü. COBRA'yı tarih öncesi sanatta. Doğu hat sanatında. bü> ü. folklor v e efsanelerdekı ka\ naklan aramaya ittı Hatta çocuklar ve akıl has- tahklanndaki yaraücılık güdülerinı bile araştınnaya başlavan COBRA'cılar. C. Gustav Jung'dan etkilenerek bılınçaltı katmanlannda gızlı kalan düşsel tasan- miardakı (fantazı) anlığa dönmcye çalıştılar. COBRA ütopyası. sekız ülkeden elli sanatçıyı ancak üç yıl boyunca birarada tutabilmesine karşın. kendisinden önceki yanm yüzyılın entellektüel söyleminı ayı- klayarak ve eleştirerek varoldu. COB- RA'yı oluşturan sanatçılann. kendilerin- den sonraki yanm yüzyıla ılişkin güçlü sezgileri. resim üzerinde belirleyici ol- muştu. Cobra manifestosu. grafitti (du- var yazısı)'nın meşruluk kazanmasına daha 30 yıl varken. "sokak karalamalan- na" ılışin umutlanndan söz ediyordu. "Popüler küitür, aborjinal sanat. marji- nallik" gıbı. bugün gündemde olan söz- cükler, COBRA'nın söylemme, bundan yaklaşık elli vıl önce girmış ve savunul- muştu. COBRA'nın kurucusu Christian Dot- remont. "Bir tablonun toprağında, estetik teorinin gökyüzünden daha fazla şev vardır" derken coğrafyanın ve kronoloji- nin önemine dikkat cekiyordu. Dotre- mont'un düşünceleri çevresinde oluşan COBRA, her ne kadar kısa bır süre varlığını sürdürmüşse de, daha sonra COBRA "adına" değil de. COBRA "üze- rine" açılmış sergiler. 1960'dan beri dün- ya sanat gündemınde kaldı. Ankara'da. 1992 yılında Sanart. Gale- ri Nev ve Danımarka Büyükelçilıği'nin ginşımlenyle açılan COBRA sergisi, gördüğü bü\ük ilgıden sonra. bu kcz de COBRA'dan Carl Henning Pedersen'in sergisi. Ankaralılan beklivor. 2 şubata kadar açık kalacak olan sergı. 27 mayısta İsianbul Galen Nev'de vınelenecek. Gülsüm Akyüz 'denyeni birşiir kitabı: 'Mayısta ÜzgünGönlüm' KültürSenisi- İlk şiir kitabı "Eylül DeyişlerTni 1987 yılında yayımlayan Gülsüm Akyüz'ün ikinci kitabı "Sevdamız Çiçeklenir Zulada"dan sonra, üçüncü şiir kitabı "Mayısta Üzgün Gönlüm" Demet Yayıncılik şiir dizisinde yayımlandı. Çocuk yazını dalında yayımlanmış on beş kitabı ve oyunlan da bulunan Akyüz son şiir kitabında. yakın geçmişte yaşadığımız olaylardan etkilenerek yazdığı şürleri toplamış. Kitap; "Mayısta Üzgün Gönlüm". "Istanbul Resimleri", "Yaşamanın Yedi Rengi Var". "Balıkesir Şıirleri" ve "Yandım Ateşlerde" başlıklı bölümlerden oluşuyor. tlginç bir dergi: 'GüzeV Küitür Servisi - Fotokopiyle çoğalularak dağjtımı yapılan "Güzel"deTürk sinemasına yıllarca emeği geçmiş, fakat adlannı hatırlamakta zorlandığımız oyuncular yakından tanıtılıy or. Abdurrahman Palay'ın Hadımköy'de bir süre PTT memurluğu yaptığını, Davutpaşa A Takımı'nda futbol oynadığını. "Oski" lakaplı Hüseyin Zan'ın 1968"de sinema oyunculanna kavga derslen verdığini, Hafız Burhan'ın Fevzi Çakmak'ın kızının mevlid duasmı okurken 45 yaşında kalp krizi geçirerek öldüğünü, Süheyl Eğriboz'un gençlığinde ıyi bir yüzücü olduğunu ve 100 metrede 1946'da kırdığı ve ancak 1952'de Engin Cnal'ın egale ettiği bır İstanbul şampiyonluğu olduğunu dergide bulabilirsiniz. Yanında ek olarak bir adet kaset (onun da içinde ilgınç kayıtlar var) ve bir adet poster verilen dergi Serhat Köksal tarafından hazırlanarak dagıtılmış. Halide Edip Adıvarh anma toplantısı bugün Ankara'da Küitür Servisi - Ankara Mülkiyeliler Birliği'nin Halide Edıp Adıv ar'ın otuzuncu ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlediğı toplantı. bugün saat 14.00'te izlenebilir. Mülkiyeliler Birliği binasında yapılacak toplantıda Olcay Önertoy. Halide Edip'ı öykü \e roman yazan olarak inceleyecek. Ayla Kutlu bir Osmanlı aydın yazann serüvenini anlatacak. Emre Kongar Halide Edıp ve dönemini anlatacak. Şükran Kurdakul ise "Halide Edip ve Sinekli Bakkal" üzerine konuşacak. Feride Binicioğlu ve Ahmet Özel '94 ArtEx ToyamaSanatFuarı'nda Küitür Servisi - Ressam Fende Binicioğlu ve ressam Ahmet Özel 21 ocak tarihınde Japonv a'nın Toyama şehrindeki Kenminkaikan Müzesi salonlannda açılacak olan "94 An Ex Toyama Sanat Fuan"na çağnlı olarak katılıy orlar Japonya'nın önemli sanat galerilerinden biri olan Paleıte House tarafından dav et edilen iki sanatçı kendilenne aynlan mekanlarda büyük boyutlu çalışmalar sergileyecekler. "21. y üzyıla girerken venı aravışlar ve yeni yaratımlar" sloganı ile içeriğini belırleyen Fuar Komitesi; Fransa. Amerika Bırleşık Devietleri. Kanada ve Kore'den de sanatçılar davetettı. FuaraTürkiye'yitemsilen katılan Fende Binicioğlu. 1986yılında MimarSinan Üniversitesi Resım Fakültesı'nden mezun oldu ve pek çok karma sergiye katıldı. 2 kişisel sergi açan Bınicioğİu.çeşitli vanşmalardaödüllerdekazandı. AhmetÖzel ise 1982 \ ılmda Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden mezun oldu. 1987-88 yıllan arasında resim araştırmalan y apmak \ e resım restorasy onu eğıtımi için İtalya'da bulundu. Yurtiçiveyurtdışında pek çok karma sergiye katılan sanatçı iki kişisel sergi açtı. Kile Sanat Galerisi'nin ikinci müzayedesi Küitür Servisi -16 ocak pazar günü Kile Sanat Galerisi'nin organızasyonu ve Aziz Ustel'in yönetimiyle Harbiye Küitür Merekzi'nde bir resim müzayedesi yapılacak. Müzayedede: Halil Paşa'nın "Göksu" \e "Pembe Sandal"ı. Nazmi Ziya'nın "Büyükdere Eteresi" ve "Boğaziçi'nden Görünüm"ü, Hüseyin Zekai Paşa'nın "Salacak'tan İstanbul" ve "Peyzaj"ı, Şevket Dağ'ın "Ayasofya Enterior"u ile Hoca Ali Rıza. İbrahim Çallı, Fikret Mualla, Hikmet Onat. Hamit Görele. Cevat Dereli ve Ali Çelebi'nin eserleri yer alacak. Müzayedede. ünlü ressam "Miro"nun imzalı bir eseri de alıcılann beğenisine suunlacak. Aynca. bütün tablolar 14 ve 15 ocak tarihlerinde Harbiye Küitür Merkezi'nde gezilebilecek. Ressam Aydın Arkun f un sergisi Atatürk Küitür MerkezVnde Küitür Servisi - Aydın Arkun'un "Kozmik Kişiler" adlı resim sergisi Atatürk Küitür Merkezi Sergi Salonu'nda bugün açılıyor. Sergi 21 ocak tarihine kadar açık kalacak. Sanatçı. sanat felsefesini şöyle açıklıyor: "Ben şımank ve tatminsiz insanoğlu olarak mümkün olan her türlü zevki tadabilmek. v ar olan bütün nimeüerden faydalanabilmek, korkaklığımdan dolayı da herkes ve her şeyden güçlü kendimi kılabilmek için dünyanın alunı üstüne getirmekten dolayı en ufak bir tedirginlik ve vicdan azabı duyTnuyorum. Ben nasıl olsa kendi yaşam sürem içinde dünyanın daha tükenmeyeceğinden eminim. O halde daha kenanndan köşesinden yok etmeye devam edebilirim." Pen Yazarlar DerneğVnin 1993-94 Öaulü Küitür Servisi - Pen Yazarlar Derneği, 2 temmuz 1993 günü Sıv as'ta devlet güçlerinin gözü önünde yakılan 37 yazar, sanatçı ve aydının anısını yaşatmak amaayla "Düşünce Özgürlüğü ve Laiklik" konulu bir inceleme ve araştırma yanşması düzenledi. Scn katılma tarihinin 15 Mayıs 1994 olarak belirlendiği yanşmanın Seçiciler Kurulu; Prof. Dr. Bedia Akarsu. Prof. Dr. Cem Eroğul, Vedat Günyol, Alpay Kabacalı ve Prof. Dr. Zafer Üskül'den oluşuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear