Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL1993CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
Kel kafalar şiddetin simgesiAlman gençliğinin bir bölümü vakit-
siz saç dökülmesinden mustanp. Yaşı
on dört ile yirmi dört arasında değişen
gençler arasında tuhaf bir kellik sendro-
mu kol geziyor. Resmi raporlara bakılı-
rsa sayılan 8-10 bini buluyor Dazlak-
lann. Kel kafalar her yerde şiddetin
sımgesı. Özellikle Türkler. gözlerini on-
lara karşı dört açıyor. Metroya binen.
sokakta dolaşan, bir lokale giren ya-
bancı, önce etrafa "Dazlak var mı" diye
bakıyor artık.
Potansıyel düşmanınızın en belırgin
özelliği. yaşına uygun olmayan kelliği.
Ama önce ayaklanna bakarak da tanı-
yabilirsiniz onu. Genellikle normal
ayakkabı numarasından bir-iki numara
büyük. "bebek tabutu" cinsinden dev si-
yah çizmeler var ayağında. Önden
bağcıklı. metal uçlu "Doc Martens"
namıyla tanınan bu çizmeler, "Skinhe-
ad" hareketinin de anavatanı olan İngil-
tere'den gelme. Sırtındaki askeri mon-
tuyla "Kel Rambo" göriinümü tamarn-
lanıyor.
Türkçeleştirdiğimiz "Dazlak" keli-
mesinin kökeni Skınheads "Deri ka-
falar" son yıllarda ırkçı ve neofaşist bir
ıdeolojiyle ortaya çıkan yeru bir hareket
değil: kökeni 1960'lara dayanıyor. öğ-
renci hareketı kadareski.
Proletarya gençliği
ve Dazlaklık
1968de A\rupa'nın her yerinde ol-
duğu gibi Londra'da da üniversiteliler
"Ho-Ho-Hoşjmin" diye bağırarak so-
kaklara dökülür ve kapitalizmi alaşağı
etmeye çabalarken. bazılan bu uzun
saçlı gençlere kuşkuyla bakıyordu.
Parklarda ellennde esrarlı sigaralarla
"savaşma, aşk yap" şiannı hayata geçi-
ren ünı>ersiteliier. Londra'nın işçi semt-
lennde oturan ve işçi sınıfına dahil ol-
manın ne anlama geldiğini çok daha iyi
bilen gençlerin gözünde birer "salon
sosyalisti"ydi. Üniversiteliler Marx-
Engels-Lenin klasiklerini devirip hangi
yolun daha kestirmeden sosyalizme _
götürdüğü üzerinde tartışırken. on-
lar pantolonlannın paçalannı
sıvayıp işçi postallannı dünya ale-
me teşhir etmeye başladılar gunırla.
Gri pantolonlannın askılanru tişör-
tün üstüne çıkarttılar, saçlannı
kısacık kestirdiler. Alman Skinhead
müzik gruplannın en ünlüsü "Böse
Onkelz"/"Kötü Amcalar"ın ilk
plağınm adını süsleyen sıfatlar "çir-
kin. kan dökücü ve şiddet yanlısı"
onlan tanımlayan üç özellıkti.
Dazlaklar hakkında bir kitabın
yazan Klaus Farin'in dediği gibi
"sıfır numaraya vurdurulmuş kafa-
lar yalnız 1960'lardaki üniversitele-
rin uzun saçlarına tepki değil, aynı
zamanda tngiliz işçi sınıfının temiz-
lik idealinin simgesi; bireyselliği \e
omıru çiğnenen bir gençliğin düzene
karşı tepkisT'ydi Her yerde olduğu
gibi İngiltere'de de o zamanlar ıslah
evlerinde ve hapıshanelerde ılk iş
olarak saçlar sıfır numaraya vurdu-
ruluyordu. Gençler, kafalannı ken-
dileri kazıtarak topluma isyan etti-
ler.
En alttakiler
DİLEK ZAPTÇIOĞLU / BERLIN - 2
Xotansiyel düşmanınızın en belirgin özelliği,
yaşına uygun olmayan kelliği. Ama önce
ayaklanna bakarak da tanıyabilirsiniz
onu. Normal ayakkabı numarasından bir-iki
numara büyük, "bebek tabutu" cinsinden dev
siyah çizmeler var ayağında.
ndan kafa derisinin göriinmesiydi. Saç-
larla çizmeler birlikte Daziağı oluştunı-
yordu. Çizmeler ne kadar ağır olursa o
kadariyiydi. Kılık kı\afetin insanları ür-
kütmcsi önemliydi. Levi's 501 blucinler,
sanki yıllardır giyiliyormuş izlenimi ver-
mek için önce kihette klorlu suiaıia be-
yazlatılırdı. Gömiek, kıyafeti tamam-
İardı. Çiçekli desenlere kesinlikle rağbet
edilmezdi. Re>açta olan. Ben Sherman
marka. üniformayı andıran gri ya da
haki renkli gömleklerdi. İşçi sınıfının son
modasına uygun giyinip dünyayı fethet-
mek için sokağa atnorduk kendimizi."
Dazlak hareketinin anavatanı Lond-
ra'nın işçi semtleriyse, ana mekanı fut-
bol sıatlanydı. Futbol o zamanlar oldu-
ğu gibi bugün de Dazlak hayatmın vaz-
geçilmez bir parçasını oluşturuyor.
Ama maç ya da ilk iki yan değil. Daz-
laklann dediği gibi "uçuncu yarı"
önemli. Yanı maçtan sonra karşj
takımın taraftarlanyla verilen meydan
kaygaları.
İngiltere'de de 1960'lann sonundan
itıbaren Dazlaklar polisin gözüne ilk
kez sokakta değil. stadyumlarda bat-
tılar. Rakıp takjmın taraftarlannın
oturduğu tribünlere bira şişesinden tut
dart oklanna.jiletten taşa kadar akla ne
gelıyorsa "uçuruluyordu". Sonunda po-
lıs olay çıkmasını baştan önlemek için
stada girişlerde herkesin üstünü arama-
ya başladı. Ama adam yaralamak için
kullanılan silahlann başında. Dazlak-
lann giydikleri uçu metal kaplı ağır çiz-
meler geliyordu. İngıliz polisi, önce çız-
melerin bâğcıklanm statlara gırişle top-
lamaya başladı. Böylece Dazlaklann
hareket kabıliyeti kısıtlanacaktı. Ama
gençler ceplerine birer yedek bağ koya-
rak polisin önlemlerinı boşa çıkarttılar
Sonunda Dazlaklar stadyuma. camiyc
girergibi ayakkabılannı. çızmelerini çı-
kardıktan sonra çorapla alınmaya baş-
landılar. Bundan sıkılanlar maça git-
mekten sazgeçti. Futbol sevdasını her
şeyin üstünde tutanlar ise saçlannı
uzatıp kıyafetlenni "normalleştirdiler'".
Böylece "Hooligan" dedığımiz. her
maçta olay çıkartan tip doğdu.
Kavga için bahane
Dazlaklann bugün olduğu gibi o
günlerde de müdavimi olduklan özel
barlar. lokaller vardı. İçkileri bira, oy-
nadıklan oyunlar dart, langırt ve bilar-
doydu. Irkçı \e neofaşist düşüncelere
henüz yabancı olan Dazlaklar, sıyah
gençlerle birlikte diskoteklerde reggae
müziği eşliğinde dans ederdi. Kısacası
Dazlak olmak 1970'lere kadar derinin
rengiyle değil. sınıfsal kökenle belırleni-
yordu.
Ama olay bu kadar masum değildi
tabii. Saldırganlık ve herzaman şiddete
başvurmaya hazır olmak da Dazlak ol-
manın ön koşuluydu. Eski İngiliz Skin-
head Gcorgc Marshall, "Kavga çıkmaz-
1950'lerden itibaren İngiltere'ye
eskı kolonilennden göç başlamıştı.
Karaib Adalan'ndan. Hindistan'-
dan, Pakistan'dan gelen eski sö-
mürgeliler Londra'da tahmin edile-
ceği gibi "en aha" yerleştirildiler.
Temizlikçi. garson. fabrika işçisi
olarak en pıs ve ağır işler, tngilizle-
rin görmek istemediğı işler onlara
gördürülmeye başlandı. Londra'-
nın içinde könut sorunu da aynı dö-
nemde patlak verdi. Arsa ve ev fi-
yatlan göğe tırmanınca spekülas-
yon da aldı başını gitti. Simsarlar
şehir içinde kıymetlenen semtlerde-
kı evleri, yakmda yıkıp yenilerini
inşa etmek üzere kendi haline bı-
raktılar. Orta sınıf zaten bu yan vi-
rane evlerde oturmak istemiyordu.
Böylece bu semtler yabancılarla
İngıliz işçi ailelerine kaldı. Paylaşım
kavgasında toplumun en altındaki
ıki kesim karşı karşıya getirildi
-aynı Almanya'da yirmi yıl sonra
yaşanacağı gibi.
Skinheads. yani Dazlaldar, işte
bu koşullarda ortaya çıktı. İngiliz
sosyolog John Oarke'ın yazdığı
gibi. "proletarya çocukları baskı ve
yoksulluk koşullarında bir gnıba da-
hil olma, bir cemaatin üyeleri olma
ihriyacı hissettiler." Erkddik, milli
kökeniyle övünme, sertlik, şiddet
gibi unsurlan benimseyen Dazlak-
lar, ilk ortaya çıktıklan dönemde de
totaliter düşünceye yatkındılar,
ama ırkçı özellikler taşımıyorlardı.
Örneğin Dazlaklann dinlediğj
"Ska" adıyla anılan müziğin kökü
Jamaika ve reggae müziğiydi.
Kendi hayatını anlattığı "Skinhe-
ad Biyografisi'" ile tanınan eski İngi-
liz Dazlaklardan George Marshall,
"Saçların kaç santim olacağı bugün-
kii kadar önemli değildi başta'" di-
yor. "önemli olan, saçlann arası-
1992
yılının
ırkçı
cinayetleri
Dragomir
Cbristtnel, 18
15 Mart: Doğu'nun Saal
kasabasında gençler bir
mülteci yurdunda kalan
Rumen Çingenesini döve-
rek öldürdüier.
Gustov
Sdmeecfaus, 53
Ingo
FuBiern,31
18 Mart: Batı'daki
Buxtehude'de iki Dazlak.
Hitler V ve faşizmi ekştiren
bir Almanı döverek öldür-
dû.
19 Mart: Kuzev Alman-
ya'nın Flensburğ kentinde
bir Dazlak, siyasi lartı-
şmaya girdiği evsi: barksız
bir Almanı dövdü ve denize
attı; adam boğuldu.
25 Nişan: Berlin'in Mar-
zahn üçesinde bir Viet-
namlı btçaklandı. Kâtüsor-
gusımda "Alman Halk Bir-
BğT (DVVj partisine sem-
pati duyduğunu söyledi.
ofsten
Lamprecht, 23
9 Mayıs: Doğu Alnum-
ya'nın Magdeburg kentin-
de 50 Neonazi, ptmktarın
toplandığı bir lokantayı
bastı. Yaralanan punklar-
dan biri iki gün sonra öldü.
Eraü
WendiamLS0
1 Tetnmuz: Doğu'mm
Neuruppin kentinde bir Ne-
onazi evst barksız bir Al-
manı bıçaklavarak öldür-
dû.
Sadri
Berişa,55
8 Temmuz: Batı Abnan-
ya nmBaden- tVürttemberg
eyaletinde maskeli katiller
bir Yugoslavı döverek
öldürdüier.
1 Ağuştos: Ban'dakiBad
Breisig'de 17 yaşmdaki iki
genç. uyumakta olan bir ev-
sti bıçaklayarak öldürdü.
fİreneusz
|Szyderski,24
3 AğltStOS: Doğudaki
Stotternheim 'da bir disko-
teğin aşırı sağcı "body-
guard"j, hesabını ödemeye-
ceğini düşündüğü Polonyalı
bir işçivi vurdu.
Gönter
Sdıwannkfce.58
29 AğlBtos: Batı Berlin 'in
Clıarlottenburg üçesinde
iki Dazlak iki evsize
saldırdı, yaralanan adam-
lardan biri 5 evlülde öldü.
Kart-Hans
Rohn.53
12 Kasun: Batınm Wup-
perial kentinde meyhanede
Dazlaklar siyasi bir tartı-
pnadan sonra Yahudi zan-
nettikteri bir Almana alkol
döktüler ve ateşe verdiler.
Sfrio
Mekr,27
21 Kasim: Bertin'de aşırı
sağcı gençler, solcu bir Al-
man gencini bıçakiadıtar.
Alman genci, öteküerin ce-
ketmdeki "Alman olmak-
tan gurur duyuyorum" ar-
tnastnı elestirmişti.
Banide
Arslan^l
Ayşe
Yilmaz,14
23 Kason: Mölbı'de iki
Dazlak, Türklerin evini
kundakladı; ikisi çocuk,
biri kadm üç kişi öldü.
sa çıkartmak için bahane bulur, hiçbir
şey yapamazsak rakip çetelerin mahalle-
sine hücum edipdö> iişürdük" dıyor. "Ka-
fana uygun olmayan herkes düşmanındı.
Garnizon şehirlerinde askeriere
saldırırdık. üımersite civarında öğrenci-
lere. şehir içinde homoseksüellere ve gö-
zümü/e tekin göriinmeyen herkese. Hip-
piler bizce yıkanmay ı bilmeyen bitli asa-
laklardı." "
"PakistanJı pataklamak"
Çok geçmeden Dazlaklar, Asyalı
göçmenlen keşfeuiler. Bugün Alman-
ya'da "Türk avına çıkmak" neyse, Daz-
laklar ıçın İngıltere'dcoyıllarda"Pakis-
tanlı pataklamak" aynı şcy haline geldi.
1969 yılında Londrada yaşayan Pakis-
tanlı üniversıte öğrencılerinın dörtıe
biri en azından bir kez Dazlak saldınsı-
na uğradıâını söylüyordu.
Dazlak akımı~1970'lerdesöndü. 1976
yılında İngiltere'de birden yeni birgenç-
lik hareketi salgın gibi yayıldı: Punk.
Rengarenk saçlar. zincirler, kilitli iğne-
ler. pisveyırıık bir kılık kıyafetlesimge-
lcnen punklar kendi müziklerini de ya-
rattılar. Ama punk. orta sınıf gençliği-
nin hareketıydi. Amaç, anne babalan
ve düzene uygun yaşayan herkesi iğren-
dırmck. ürkülmekti. Birçok genci Daz-
lak olmaya ıten arayışlar; erkeklık. sert-
lik. dısiplın, şiddet onların en nefrct et-
tiklen özclliklerdı. Bu yüzden punk ha-
rckcti daha çok kız taraftar topladı.
Dazlaklar ıse erkek ağırlıklı bir akımdı.
1970'lcnn sonlanna gelindiğinde
İngillerede siyasi oriam sertleşti. Asyalı
goçmenler. "yabancılar", 1980'lerde Al-
manya'da olduğu gibi seçim kampan-
yalanna alel edılmeye başlandılar.
Ingıltere'de 1967'de "MiUi Cephe"/
"National Front" adlı ırkçı bir parti ku-
rulmuştu. Alttan alta büyüyen parti,
1976'daki yerel seçimlerde birden yiız-
lerce aday çıkardı. Ve "If thej're black,
send them back"/ "Derilerinin rengi si-
yahsa onlan geri yolla" sloganıyla 200
bıni aşkın o_\ lopladı.
Toplumdaki yabana düşmanı eği-
limi fark eden muhafazakarlar, aynı
yöntemi 1977-78 genel seçimlerinde
uyguladılar. Bu seçimlerde başba-
kanlığa yükselen Margaret Thatcher,
"Eğer göçe dur demezsek ülkemiz > a-
kında farklı kültürden insanlar la-
rafından istila edilecek" dıyordu. E\-
lerde. pub'larda. fabnkalarda artık
hep aynı konu konuşulmaya baş-
landı: Asyalı goçmenlerin ginşinın
önlenmesi. "yabancı istilası". İngilte-
re'nin yabancılardan anndınlması.
Ve Dazlaklar keşfedildi
Irkçı aşın sağ "Milli Cephe" kendi-
ne taze kan ararken gençliği. gençlık
arasında da "düzen. disiplin. Ingiliz-
Uk" ka\ramlanna en yakın olan
Dazlaklan keşfetti. Liberal ve hoşgö-
rülü görünmeye özen gösleren orta
ve üst sınıflan ürkütmenin en kolay
yolunun ırkçılıktan geçtiğini gören
Dazlaklar da kısa sürede bu propa-
gandaya kapıldılar. Bu arada punk
akımı başladığı gibi sessiz sedasız
sönmüştü. Eskiden punk olmayı se-
çen gençler kafalannı kazıtmaya gi-
riştiler. Dazlaklann aşın sağ ideoloji-
lere kaymasında. ülkede kızışan pay-
laşım kavgaian da önemli rol oynadı.
Demir Leydi'nin Türkıye'de de taraf-
tar toplayan ünlü "kemer sıkma" po-
litikası ışçı sınıfını iyıce yoksullaştın-
yor: refah aşağıdan yukanya doğru
akıtılırken en alttakiler birbiriyie acı-
masız bir rekabet içine sokuluyordu.
Hitler hayranı faşisl bir partı olan
"Milli Cephe", Dazlaklan sistematık
olarak kendi saflanna kattı ve"beyaz
ırkın Öncü mücahitleri" olarak gökle-
re çıkarttı. Eski Skinhead George
Marshall. "İlk kez si> asi bir parti bize
küfretmiyor, bizi aşağılamıyor, tersi-
ne ayağımıza kadar gelip bizle ko-
nuşuyor. bize İngiliz gençliğinin kah-
ramanları muamelesi >apıyordu"diye
anlatıyor ogünlen.
"Faşistleşme" olarak tanımlayabi-
leceğımiz bu sıçrama Dazlaklann
hepsi tarafından benimsenmedi.
Kendıne "Leaque of Labour Skins"/
"İşçi Dazlaklar Ligi" adını veren bir
grupdığerlennden aynldı. Ama Daz-
laklann büyük çoğunluğu neofaşist
ve ırkçı ideolojıye kapılarak İngil-
tere'de "Milli Cephe" gibi partilenn
vurucu timlerini. Almanya'da ise
"Cumhuriyetçiler", "Alman Halk
BiriiğT, "MiHi Alternatif' gibi parti
ve örgütlerın militanlannı oluşturdu-
lar. Dazlaklar. kısa adıyla SHARP
("Skinheads Agains Raeial Prejudi-
ce") olarak tanınan "Irkçı Ön-
yargılara Karşı Dazlaklar" gibi istis-
nalar hariç, bir zamanlar SA birlikle-
ri Hitler için ne ise. bugün neofaşist
ve Neonazi örgüt ve partilerin timleri
haline geldiler. Fazla örgütlü ve di-
siplinlı davranmadıklan ve ideolojik
açıdan temelsiz olduklan için neofa-
şist parti ve örgütlerin gözünde "ap-
tal ama faydalı" bir güç oldular.
YARIN: Alman Dazlak
"Hacki" anlatıyor
ÇALIŞANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Temmuz ayında özel tazminat ve
makaııı tazminatı
lam hizmeti 33 yıl 4 ay olan bir kıdemli albayın emek-
li maaşı ne kadardır ve nasıl hesaplanmaktadır? 1993 yılı
temmuz ayı ve sonrası maaş tutan ne olacaktır?
YANIT: Makam tazminatlan emekli aylıklanna 926 sayılı Ya-
sanın ek 18. maddesi uyannca koşullu olarak yansımaktadır "Bu
kanuna ekli Ek-V makam tazminatı cetvelinde yazılı riitbe ve görevler-
de bulunanlara hizalannda gösterilen gösterge rakamlarının memur
aşlıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda
makam tazminatı ödenir. Makam tazminatı damga \ergisi hariç her-
hangi bir vergi>e tabi rurulmaz ve ödemelerde aylıklara ilişkin hükûm-
ler uygulanır. Bu riitbe \e görevlerde toplam iki >ıl süre ile çalıştıktan
sonra emekliye ayrılanlara yukarıdaki fıkra\a göre bulunacak mik-
tarın tamamı hayarta bulundukları sürece her ay Emekli Sandığı'nca
ödenir." 926 sayılı yasa> a göre. makam tazminatına. "bu riitbe ve gö-
revlerde en az iki yıl çalıştıktan sonra" hak kazanılmaktadır.
486 sayılı Yasa Hükmünde Kararname ile Albaylar: Kıdemli Al-
bay ve Albay olarak iki gruba aynlmıştır. Kıdemli Albaylar için be-
lirlenen makam tazminatı da bu kararname ile 15 Temmuz 1993'ten
geçerli olarak 3.000 gösterge sayısına yükselmıştir.
15 Femmuz 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan, 934616
savılı Bakanlar Kurulu Karan'nın 1. maddesi ile "1993 mali yılının
ikmci yansı için; 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nda yer alan
gösterge tablosundaki rakamlarla ek göstergelerin aylık rutarlanna
çevTİlmesinde 1.7.1993 ile 30.9.1993 tarihleri arasında (835) katsayıa,
1.10.1993 ile 31.12.1993 tarihleri arasında (940) katsavBi" uyguİan-
ması öngörülmüştür. Aynca. karann 11 maddesi ile,
"Memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak katsayı
1.7.1993 ile 30.9.1993 tarihleri arasındaki sûre için (1775). 1.10.1993
ile 31.12.1993 tarihleri arasındaki süre için (2000) olarak tespit edil-
miştir" 926 sayılı yasanın 138. maddesıne göre "Subay >e astsubay
maaş tutariaruun besabı için gösterge tablolanndaki rakamların çar-
pdacağı katsayı, devlet memurian için tespit edikn katsayıdır.'"
835 ve940 genel aylık katsayilan ile 1775 ve 2000 memuriyet taban
aylık katsayılanna göre en az iki yıl bu görevde bulunmuş ve toplam
33 yıl 4 ay hizmeti olan bir kıdemli albayın 15 Temmuz 1993 ile 31
Aralık 1993 arasında alacağı emekli aylıklan;
1.8-30.9.1993 1.10-31.12.1993
Genel Ay lık Göstergesi 1.500 1.500
Ek Gösterge 4.300 4.300
KıdemAylık Göstergesi 375 375
Taban Aylık Göstergesi 1.000 1.000
940
3.00
2.820.000
500.080
33 yıl 4 ay
%83.33
4.543.333
293.750
1.666.666
410.732
2.820.000
9.740.481
(1) Makam Tazminatı Göstergesi 15 temmuza kadar 2.000, 15
temmuzdan sonra 3.000 olarak,
(2) Özel Tazminat oranı 15 temmuza kadar %4, 15 temmuzdan
sonra %7 olarak uygulanacak,
(3) Makam tazminat göstergesi ile özel tazminat oranının 15 tem-
muzdan sonra değişmesi sonucu temmuz 1993 aylığı. 8 milyon 154
bin 292 lira. ağustos veeylül aylıklan ıseSmilyon 651 bin 117olarak
ödenecektir. Özel tazminat oranının %4'ten. %7'ye 15 Temmuz
1993'ten geçerli olarak uygulanması duraksamalara neden ol-
muştur.
Gene! Avlık Katsa>ısı
Makam Tazminat Göstergesi( 1)
Makam Tazminatı
%7 Özel Tazminat %I00'Ü(2)
Hızmet(Yı! veAy)
Aylık Oranı
Genel Emekli Aylığı
Kıdemli Emekli Aylığı
Taban Emekli Aylığı
0
o7 Özel Tazminat
Makam Tazminatı
Toplam Emekli Aylıgı(3)
835
3.000
2.505.000
444.220
33 yıl 4 ay
%83.33
4.035.833
280.937
1.479.165
370.182
2.505.000
8.651.117
POIITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Dostların Ardından
Geçende bir mektubunda Samim Kocagöz, "Kitapla-
nmı yolluyorum, mektupiar yazıyorum, eline geçmiyor
mu?" diye soruyordu. Biraz dargın, biraz kırgındı. Mek-
tubunu yanıtladım, gönderdiklerini aldığımı yazdım.
Çok hasta olduğunu biliyordum. Ardından 1940 kuşa-
ğının usta yazarının ölüm haberi geldi.
Çoksızlandım.
Benim acılı kuşak dediğim 40 kuşağının, teker teker
ölüm haberleri geliyordu. Şurda kaç kişi kaldı? Parmak-
la sayılacak kadar az Rrfat llgaz ı yeni gömmedik mi?
Ömrüyle gidenlerin arasına bir de Sıvas Madımak
Oteli'nde yananlar katıldı. Tanrı esirgesin Asım Be-
zirci'nin yanı başında Cahlt Külebi'yi de yitirebilirdik.
Gidenlere ağıt yakmak, nerdeyse ışimiz oldu. Samim
Kocagöz'üdeyitirdik.
1940 kuşağının bu usta kalemi de aramızdan aynldı.
Bir çınar çökerken. edebiyat tarihine bir altın sayfa daha
eklendi.
Bakıyorum, benden dört yaş büyükmüş. Bundan bir-
kaç yıl önce Izmir'e gittiğimde, yazar dostu Nurullah
Tuksevulun evinde beraber olmuştuk. içki içmiyor, ye-
meklerde perhiz ediyordu. Bizim içmemiz karşısında,
"Biraz da böyle idare edelim" diyordu.
Biraz da böyle idare edip birkaç yıl daha götürdü. Ya-
şından çok kıtabı olduğunu sanıyorum. Son zamanlarda
"Bu da geçer yahu "diyor, durmadan yazıyordu.
12 Mart gelip çattı. Birçok bilimci, yazar, sendikacı ile
Davutpaşa Kışlası'na tıktılar. Yattı yattı çıktı. 60 yıllık ya-
zarlığında roman ve öyküden başka yüzlerce, türlü ko-
nulardayazıları var.
40 kuşağının bu güçlü kalemini, doğum yeri olan
Söke'ye gömdüler.
Yıllar çabuk mu geçiyor, bana mı öyle geliyor? Za-
man, bizleri sürükleyip alıp götürüyor. İşte eski dost
Şahap Srtkı, öleli iki yıl olmuş. İki yıl hapis yatarsan zor.
dışarda eşin dostunla birlikteysen kolay. Hatay Resto-
ran'ın sahipleri (Tevfik Demir le Mehmet Ali Işık) bana
bir kart göndermişler. Bir anmaya çağırıyorlar:
"İki yıl önce bugünlerde yitirdiğimiz aziz dost, ağabe-
yimiz. yazar Şahap Sıtkı'y/ anmak, anılanmızı tazele-
mek ve onun için kadeh kaldırmak üzere toplanacağız.
Sizi aramızda görmek dileğiyle..."
Şöyle bir elimi şakağıma koydum, düşünmeye başla-
dım. Şahap Sıtkı gideli, iki yıl içinde neler olmuş. "Âlem
yine ol alem I Devran yine ol devran mı?" Bakıyorum si-
yasal coğrafyaya çözüm bekleyen sorunlar, olduğu gibi
yerli yerinde duruyor Demirel devletin başına geçti,
Turgut Özal oldü
Şahap'ı tanıdığım zaman bir lise öğrencisiydim. Çiçe-
ği burnunda bir şairdim, şiirler yazardım. Şahap öykü
yazar, dergilerde, gazetelerde eleştirileri çıkardı. O yıl-
larda eleştıride Nurullah Ataç'tan sonra gelirdi. Bu yüz-
den kimi şairler ona "acı eleştirmen" adını takmışlardı.
Hiçbir şairin, yazarın gözünün yaşına bakmaz, acı acı,
kıyasıyaeleştirirdi.
Bir kendini bilmez "Isimler Sözlüğü"nde Şahap'ı öldü
diye göstermişti. Bunafena halde kızmış, (kızılmaz mı?)
telefonasarılmıştı.
"Bak, ben öldüm mü, yaşıyorum" diye kükremişti.
"Söyle sözlükçüye, doğrulasm" demişti. Sözlükte dü-
zeltmek kolay da, gerçekten ölünce zor. Cenazeyi göm-
dük. Kerem (oğlu) koluma yapıştı: "Amca" dedi, "bak
selvilçrin altında. denizi goren ne güzel bir mezar bul-
m'uşüm."Yahya Kemal'in dediği gibi:
Yattık bülent servilerin gölgesinde şâd...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Fızikte enerjı. yiik, açı-
sal momentum ya da baş-
ka fizıksel niteliklere iliş-
kin doğal kesikli birim ya
da paket. 2/ Şaşılacak ka-
dar çirkin olan şey... İçine
sulu şeyler konulan kap.
3/ Çiftçilikte toprağı işle-
yerek ürüne ortak olan
kimse... Derviş selarru. 4/
Grinin çeşitli tonlan kul-
lanılarak yapılan ve ka-
bartma ızîenimı uyandı-
ran resim. 5/ İnatçı...
Halk edebiyatında uyağa verilen
ad. 6/Asker... Padişahın bir topra-
ğı birine mülk olarak ya da sadece
gelirinden yararlanması için ver-
mesi. 7/ Demirin simgesi... Dili tu-
tulmuş. konuşamaz hale gelmiş. 8/
" — buldu genc-i afiyet meyhâne
küncinde Mübârek mülktür ol
mülk virân olmasın yârab"... Adın
durum eklerinden biri. 9/ Payla-
ma... Neden.
YL'KAJUDAN AŞAĞIYA:
1/ Eklemli iki koldan oluşan ve bir cismin boyutlannı birçizim
üzerine aktarmaya yarayan ölçü aleti... Bir nota. 2/ Kuyrukso-
kumu kemiği... Söz geçirme. 3/ Konuşma ya da okuma sırasın-
da bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskıh söylen-
mesi... Sıkıntı verme. üzme. 4/ Mübalağa... Kale hendeğj. 5/
Kitap getirmemiş peygamber... İlhan Berk'in bir şiir kitabı."6/
Serbest bırakma... Dııman lekesi. 7/ Bir çalgı... Kan, eş. 8/ Ca-
milerde iki minare arasına gerilen ıpler üzerine elektrik ampul-
leriyle yaalan yazı ya da yapılan resim... Bayağj. 9/ Kenar
süsü... Bal, yoğurt gibi şeyler koymaya yarar tahta kova.
MENGEN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1980/9
KararNo: 1983/67
Davaalar Dûzköy köyü tüzelkişiliği ve Orman Idaresi ile Hazine
adına Mengen Mal Müdürlüğü tarafından davalılar Hamdi Keskin
ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açılan Pazarköy köyü. Keleş-
ler Mezarlıgı mevkii, 5 parsel sayıL taşınmazm kadastro tespit iptali
ve tescil davasının açık duruşması sonunda mahkememizce davanın
Orman İdaresi yönünden kabulüne. taşınmazın tespit harici bırakıl-
masına dair verilen karar, davacılardan Mengen Mal Müdürlüğu'nce
temyız edilmiş. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 4.12.1989 tanh ve
1986,7775 esas, 1989 13402 sayılı karan ile düzeltilerek onanmış,
Yargıtay ılamı dahili davahlardan Mengen Pazarköy köyünden Ce-
mile Keskin. Şerife Keskin. Sevinç Keskin'e tebliğ olunamamış, açtk
adresleri de tespit olunamamış olup işbu karann ilan tarihinden itiba-
ren 30 gün içinde taraflarca temyiz ısteminde bulunulmadığı takdirde
kesınleşeceği tebliğ yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 50935
T.C.
SIVAS SULH HUKUK MAHKEMESİ
1989'804-1989/433
Davacı İshak Kaska ve müşterekleri vekili tarafındandavalı Ze-
ki Başakar aleyhine mahkememizde açılan men'i müdahale davası-
nın yapılan açık duruşması sonunda davanın kabulü ile davalı ortak
yerlerden olan apartmamn çaüsına tüm maüklenn iznı olmaksızın
proje harici yaptırdığı 4 dairenin yıkılmasına ve apartmamn eski hale
getinlmesine karar verilmiş, dosya karara çıküktan sonra davalı vefat
etmiş olup davalının verasette adı geçen mirasçılanna karar tebliği cı-
kartılmış. ancak davalı mjrasçılanndan Suzan Başakar, Muhammet
İhsan Başakar, Nuran Başakar adına çıkartılan tebligaüar bila tebliğ
ıade ediimiş ve adreslerinin bilinmediği bildirilmiş olduğundan adı
geçen mirasçılara HUMK'mn 509 ve 510. maddesi gereğince karar
teblığı yerine geçerli olmak üzere ılan olunur.
Basın: 50922