25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL1993CUMARTESİ 12 DIZIYAZI Kel kafalar şiddetin simgesiAlman gençliğinin bir bölümü vakit- siz saç dökülmesinden mustanp. Yaşı on dört ile yirmi dört arasında değişen gençler arasında tuhaf bir kellik sendro- mu kol geziyor. Resmi raporlara bakılı- rsa sayılan 8-10 bini buluyor Dazlak- lann. Kel kafalar her yerde şiddetin sımgesı. Özellikle Türkler. gözlerini on- lara karşı dört açıyor. Metroya binen. sokakta dolaşan, bir lokale giren ya- bancı, önce etrafa "Dazlak var mı" diye bakıyor artık. Potansıyel düşmanınızın en belırgin özelliği. yaşına uygun olmayan kelliği. Ama önce ayaklanna bakarak da tanı- yabilirsiniz onu. Genellikle normal ayakkabı numarasından bir-iki numara büyük. "bebek tabutu" cinsinden dev si- yah çizmeler var ayağında. Önden bağcıklı. metal uçlu "Doc Martens" namıyla tanınan bu çizmeler, "Skinhe- ad" hareketinin de anavatanı olan İngil- tere'den gelme. Sırtındaki askeri mon- tuyla "Kel Rambo" göriinümü tamarn- lanıyor. Türkçeleştirdiğimiz "Dazlak" keli- mesinin kökeni Skınheads "Deri ka- falar" son yıllarda ırkçı ve neofaşist bir ıdeolojiyle ortaya çıkan yeru bir hareket değil: kökeni 1960'lara dayanıyor. öğ- renci hareketı kadareski. Proletarya gençliği ve Dazlaklık 1968de A\rupa'nın her yerinde ol- duğu gibi Londra'da da üniversiteliler "Ho-Ho-Hoşjmin" diye bağırarak so- kaklara dökülür ve kapitalizmi alaşağı etmeye çabalarken. bazılan bu uzun saçlı gençlere kuşkuyla bakıyordu. Parklarda ellennde esrarlı sigaralarla "savaşma, aşk yap" şiannı hayata geçi- ren ünı>ersiteliier. Londra'nın işçi semt- lennde oturan ve işçi sınıfına dahil ol- manın ne anlama geldiğini çok daha iyi bilen gençlerin gözünde birer "salon sosyalisti"ydi. Üniversiteliler Marx- Engels-Lenin klasiklerini devirip hangi yolun daha kestirmeden sosyalizme _ götürdüğü üzerinde tartışırken. on- lar pantolonlannın paçalannı sıvayıp işçi postallannı dünya ale- me teşhir etmeye başladılar gunırla. Gri pantolonlannın askılanru tişör- tün üstüne çıkarttılar, saçlannı kısacık kestirdiler. Alman Skinhead müzik gruplannın en ünlüsü "Böse Onkelz"/"Kötü Amcalar"ın ilk plağınm adını süsleyen sıfatlar "çir- kin. kan dökücü ve şiddet yanlısı" onlan tanımlayan üç özellıkti. Dazlaklar hakkında bir kitabın yazan Klaus Farin'in dediği gibi "sıfır numaraya vurdurulmuş kafa- lar yalnız 1960'lardaki üniversitele- rin uzun saçlarına tepki değil, aynı zamanda tngiliz işçi sınıfının temiz- lik idealinin simgesi; bireyselliği \e omıru çiğnenen bir gençliğin düzene karşı tepkisT'ydi Her yerde olduğu gibi İngiltere'de de o zamanlar ıslah evlerinde ve hapıshanelerde ılk iş olarak saçlar sıfır numaraya vurdu- ruluyordu. Gençler, kafalannı ken- dileri kazıtarak topluma isyan etti- ler. En alttakiler DİLEK ZAPTÇIOĞLU / BERLIN - 2 Xotansiyel düşmanınızın en belirgin özelliği, yaşına uygun olmayan kelliği. Ama önce ayaklanna bakarak da tanıyabilirsiniz onu. Normal ayakkabı numarasından bir-iki numara büyük, "bebek tabutu" cinsinden dev siyah çizmeler var ayağında. ndan kafa derisinin göriinmesiydi. Saç- larla çizmeler birlikte Daziağı oluştunı- yordu. Çizmeler ne kadar ağır olursa o kadariyiydi. Kılık kı\afetin insanları ür- kütmcsi önemliydi. Levi's 501 blucinler, sanki yıllardır giyiliyormuş izlenimi ver- mek için önce kihette klorlu suiaıia be- yazlatılırdı. Gömiek, kıyafeti tamam- İardı. Çiçekli desenlere kesinlikle rağbet edilmezdi. Re>açta olan. Ben Sherman marka. üniformayı andıran gri ya da haki renkli gömleklerdi. İşçi sınıfının son modasına uygun giyinip dünyayı fethet- mek için sokağa atnorduk kendimizi." Dazlak hareketinin anavatanı Lond- ra'nın işçi semtleriyse, ana mekanı fut- bol sıatlanydı. Futbol o zamanlar oldu- ğu gibi bugün de Dazlak hayatmın vaz- geçilmez bir parçasını oluşturuyor. Ama maç ya da ilk iki yan değil. Daz- laklann dediği gibi "uçuncu yarı" önemli. Yanı maçtan sonra karşj takımın taraftarlanyla verilen meydan kaygaları. İngiltere'de de 1960'lann sonundan itıbaren Dazlaklar polisin gözüne ilk kez sokakta değil. stadyumlarda bat- tılar. Rakıp takjmın taraftarlannın oturduğu tribünlere bira şişesinden tut dart oklanna.jiletten taşa kadar akla ne gelıyorsa "uçuruluyordu". Sonunda po- lıs olay çıkmasını baştan önlemek için stada girişlerde herkesin üstünü arama- ya başladı. Ama adam yaralamak için kullanılan silahlann başında. Dazlak- lann giydikleri uçu metal kaplı ağır çiz- meler geliyordu. İngıliz polisi, önce çız- melerin bâğcıklanm statlara gırişle top- lamaya başladı. Böylece Dazlaklann hareket kabıliyeti kısıtlanacaktı. Ama gençler ceplerine birer yedek bağ koya- rak polisin önlemlerinı boşa çıkarttılar Sonunda Dazlaklar stadyuma. camiyc girergibi ayakkabılannı. çızmelerini çı- kardıktan sonra çorapla alınmaya baş- landılar. Bundan sıkılanlar maça git- mekten sazgeçti. Futbol sevdasını her şeyin üstünde tutanlar ise saçlannı uzatıp kıyafetlenni "normalleştirdiler'". Böylece "Hooligan" dedığımiz. her maçta olay çıkartan tip doğdu. Kavga için bahane Dazlaklann bugün olduğu gibi o günlerde de müdavimi olduklan özel barlar. lokaller vardı. İçkileri bira, oy- nadıklan oyunlar dart, langırt ve bilar- doydu. Irkçı \e neofaşist düşüncelere henüz yabancı olan Dazlaklar, sıyah gençlerle birlikte diskoteklerde reggae müziği eşliğinde dans ederdi. Kısacası Dazlak olmak 1970'lere kadar derinin rengiyle değil. sınıfsal kökenle belırleni- yordu. Ama olay bu kadar masum değildi tabii. Saldırganlık ve herzaman şiddete başvurmaya hazır olmak da Dazlak ol- manın ön koşuluydu. Eski İngiliz Skin- head Gcorgc Marshall, "Kavga çıkmaz- 1950'lerden itibaren İngiltere'ye eskı kolonilennden göç başlamıştı. Karaib Adalan'ndan. Hindistan'- dan, Pakistan'dan gelen eski sö- mürgeliler Londra'da tahmin edile- ceği gibi "en aha" yerleştirildiler. Temizlikçi. garson. fabrika işçisi olarak en pıs ve ağır işler, tngilizle- rin görmek istemediğı işler onlara gördürülmeye başlandı. Londra'- nın içinde könut sorunu da aynı dö- nemde patlak verdi. Arsa ve ev fi- yatlan göğe tırmanınca spekülas- yon da aldı başını gitti. Simsarlar şehir içinde kıymetlenen semtlerde- kı evleri, yakmda yıkıp yenilerini inşa etmek üzere kendi haline bı- raktılar. Orta sınıf zaten bu yan vi- rane evlerde oturmak istemiyordu. Böylece bu semtler yabancılarla İngıliz işçi ailelerine kaldı. Paylaşım kavgasında toplumun en altındaki ıki kesim karşı karşıya getirildi -aynı Almanya'da yirmi yıl sonra yaşanacağı gibi. Skinheads. yani Dazlaldar, işte bu koşullarda ortaya çıktı. İngiliz sosyolog John Oarke'ın yazdığı gibi. "proletarya çocukları baskı ve yoksulluk koşullarında bir gnıba da- hil olma, bir cemaatin üyeleri olma ihriyacı hissettiler." Erkddik, milli kökeniyle övünme, sertlik, şiddet gibi unsurlan benimseyen Dazlak- lar, ilk ortaya çıktıklan dönemde de totaliter düşünceye yatkındılar, ama ırkçı özellikler taşımıyorlardı. Örneğin Dazlaklann dinlediğj "Ska" adıyla anılan müziğin kökü Jamaika ve reggae müziğiydi. Kendi hayatını anlattığı "Skinhe- ad Biyografisi'" ile tanınan eski İngi- liz Dazlaklardan George Marshall, "Saçların kaç santim olacağı bugün- kii kadar önemli değildi başta'" di- yor. "önemli olan, saçlann arası- 1992 yılının ırkçı cinayetleri Dragomir Cbristtnel, 18 15 Mart: Doğu'nun Saal kasabasında gençler bir mülteci yurdunda kalan Rumen Çingenesini döve- rek öldürdüier. Gustov Sdmeecfaus, 53 Ingo FuBiern,31 18 Mart: Batı'daki Buxtehude'de iki Dazlak. Hitler V ve faşizmi ekştiren bir Almanı döverek öldür- dû. 19 Mart: Kuzev Alman- ya'nın Flensburğ kentinde bir Dazlak, siyasi lartı- şmaya girdiği evsi: barksız bir Almanı dövdü ve denize attı; adam boğuldu. 25 Nişan: Berlin'in Mar- zahn üçesinde bir Viet- namlı btçaklandı. Kâtüsor- gusımda "Alman Halk Bir- BğT (DVVj partisine sem- pati duyduğunu söyledi. ofsten Lamprecht, 23 9 Mayıs: Doğu Alnum- ya'nın Magdeburg kentin- de 50 Neonazi, ptmktarın toplandığı bir lokantayı bastı. Yaralanan punklar- dan biri iki gün sonra öldü. Eraü WendiamLS0 1 Tetnmuz: Doğu'mm Neuruppin kentinde bir Ne- onazi evst barksız bir Al- manı bıçaklavarak öldür- dû. Sadri Berişa,55 8 Temmuz: Batı Abnan- ya nmBaden- tVürttemberg eyaletinde maskeli katiller bir Yugoslavı döverek öldürdüier. 1 Ağuştos: Ban'dakiBad Breisig'de 17 yaşmdaki iki genç. uyumakta olan bir ev- sti bıçaklayarak öldürdü. fİreneusz |Szyderski,24 3 AğltStOS: Doğudaki Stotternheim 'da bir disko- teğin aşırı sağcı "body- guard"j, hesabını ödemeye- ceğini düşündüğü Polonyalı bir işçivi vurdu. Gönter Sdıwannkfce.58 29 AğlBtos: Batı Berlin 'in Clıarlottenburg üçesinde iki Dazlak iki evsize saldırdı, yaralanan adam- lardan biri 5 evlülde öldü. Kart-Hans Rohn.53 12 Kasun: Batınm Wup- perial kentinde meyhanede Dazlaklar siyasi bir tartı- pnadan sonra Yahudi zan- nettikteri bir Almana alkol döktüler ve ateşe verdiler. Sfrio Mekr,27 21 Kasim: Bertin'de aşırı sağcı gençler, solcu bir Al- man gencini bıçakiadıtar. Alman genci, öteküerin ce- ketmdeki "Alman olmak- tan gurur duyuyorum" ar- tnastnı elestirmişti. Banide Arslan^l Ayşe Yilmaz,14 23 Kason: Mölbı'de iki Dazlak, Türklerin evini kundakladı; ikisi çocuk, biri kadm üç kişi öldü. sa çıkartmak için bahane bulur, hiçbir şey yapamazsak rakip çetelerin mahalle- sine hücum edipdö> iişürdük" dıyor. "Ka- fana uygun olmayan herkes düşmanındı. Garnizon şehirlerinde askeriere saldırırdık. üımersite civarında öğrenci- lere. şehir içinde homoseksüellere ve gö- zümü/e tekin göriinmeyen herkese. Hip- piler bizce yıkanmay ı bilmeyen bitli asa- laklardı." " "PakistanJı pataklamak" Çok geçmeden Dazlaklar, Asyalı göçmenlen keşfeuiler. Bugün Alman- ya'da "Türk avına çıkmak" neyse, Daz- laklar ıçın İngıltere'dcoyıllarda"Pakis- tanlı pataklamak" aynı şcy haline geldi. 1969 yılında Londrada yaşayan Pakis- tanlı üniversıte öğrencılerinın dörtıe biri en azından bir kez Dazlak saldınsı- na uğradıâını söylüyordu. Dazlak akımı~1970'lerdesöndü. 1976 yılında İngiltere'de birden yeni birgenç- lik hareketi salgın gibi yayıldı: Punk. Rengarenk saçlar. zincirler, kilitli iğne- ler. pisveyırıık bir kılık kıyafetlesimge- lcnen punklar kendi müziklerini de ya- rattılar. Ama punk. orta sınıf gençliği- nin hareketıydi. Amaç, anne babalan ve düzene uygun yaşayan herkesi iğren- dırmck. ürkülmekti. Birçok genci Daz- lak olmaya ıten arayışlar; erkeklık. sert- lik. dısiplın, şiddet onların en nefrct et- tiklen özclliklerdı. Bu yüzden punk ha- rckcti daha çok kız taraftar topladı. Dazlaklar ıse erkek ağırlıklı bir akımdı. 1970'lcnn sonlanna gelindiğinde İngillerede siyasi oriam sertleşti. Asyalı goçmenler. "yabancılar", 1980'lerde Al- manya'da olduğu gibi seçim kampan- yalanna alel edılmeye başlandılar. Ingıltere'de 1967'de "MiUi Cephe"/ "National Front" adlı ırkçı bir parti ku- rulmuştu. Alttan alta büyüyen parti, 1976'daki yerel seçimlerde birden yiız- lerce aday çıkardı. Ve "If thej're black, send them back"/ "Derilerinin rengi si- yahsa onlan geri yolla" sloganıyla 200 bıni aşkın o_\ lopladı. Toplumdaki yabana düşmanı eği- limi fark eden muhafazakarlar, aynı yöntemi 1977-78 genel seçimlerinde uyguladılar. Bu seçimlerde başba- kanlığa yükselen Margaret Thatcher, "Eğer göçe dur demezsek ülkemiz > a- kında farklı kültürden insanlar la- rafından istila edilecek" dıyordu. E\- lerde. pub'larda. fabnkalarda artık hep aynı konu konuşulmaya baş- landı: Asyalı goçmenlerin ginşinın önlenmesi. "yabancı istilası". İngilte- re'nin yabancılardan anndınlması. Ve Dazlaklar keşfedildi Irkçı aşın sağ "Milli Cephe" kendi- ne taze kan ararken gençliği. gençlık arasında da "düzen. disiplin. Ingiliz- Uk" ka\ramlanna en yakın olan Dazlaklan keşfetti. Liberal ve hoşgö- rülü görünmeye özen gösleren orta ve üst sınıflan ürkütmenin en kolay yolunun ırkçılıktan geçtiğini gören Dazlaklar da kısa sürede bu propa- gandaya kapıldılar. Bu arada punk akımı başladığı gibi sessiz sedasız sönmüştü. Eskiden punk olmayı se- çen gençler kafalannı kazıtmaya gi- riştiler. Dazlaklann aşın sağ ideoloji- lere kaymasında. ülkede kızışan pay- laşım kavgaian da önemli rol oynadı. Demir Leydi'nin Türkıye'de de taraf- tar toplayan ünlü "kemer sıkma" po- litikası ışçı sınıfını iyıce yoksullaştın- yor: refah aşağıdan yukanya doğru akıtılırken en alttakiler birbiriyie acı- masız bir rekabet içine sokuluyordu. Hitler hayranı faşisl bir partı olan "Milli Cephe", Dazlaklan sistematık olarak kendi saflanna kattı ve"beyaz ırkın Öncü mücahitleri" olarak gökle- re çıkarttı. Eski Skinhead George Marshall. "İlk kez si> asi bir parti bize küfretmiyor, bizi aşağılamıyor, tersi- ne ayağımıza kadar gelip bizle ko- nuşuyor. bize İngiliz gençliğinin kah- ramanları muamelesi >apıyordu"diye anlatıyor ogünlen. "Faşistleşme" olarak tanımlayabi- leceğımiz bu sıçrama Dazlaklann hepsi tarafından benimsenmedi. Kendıne "Leaque of Labour Skins"/ "İşçi Dazlaklar Ligi" adını veren bir grupdığerlennden aynldı. Ama Daz- laklann büyük çoğunluğu neofaşist ve ırkçı ideolojıye kapılarak İngil- tere'de "Milli Cephe" gibi partilenn vurucu timlerini. Almanya'da ise "Cumhuriyetçiler", "Alman Halk BiriiğT, "MiHi Alternatif' gibi parti ve örgütlerın militanlannı oluşturdu- lar. Dazlaklar. kısa adıyla SHARP ("Skinheads Agains Raeial Prejudi- ce") olarak tanınan "Irkçı Ön- yargılara Karşı Dazlaklar" gibi istis- nalar hariç, bir zamanlar SA birlikle- ri Hitler için ne ise. bugün neofaşist ve Neonazi örgüt ve partilerin timleri haline geldiler. Fazla örgütlü ve di- siplinlı davranmadıklan ve ideolojik açıdan temelsiz olduklan için neofa- şist parti ve örgütlerin gözünde "ap- tal ama faydalı" bir güç oldular. YARIN: Alman Dazlak "Hacki" anlatıyor ÇALIŞANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL Temmuz ayında özel tazminat ve makaııı tazminatı lam hizmeti 33 yıl 4 ay olan bir kıdemli albayın emek- li maaşı ne kadardır ve nasıl hesaplanmaktadır? 1993 yılı temmuz ayı ve sonrası maaş tutan ne olacaktır? YANIT: Makam tazminatlan emekli aylıklanna 926 sayılı Ya- sanın ek 18. maddesi uyannca koşullu olarak yansımaktadır "Bu kanuna ekli Ek-V makam tazminatı cetvelinde yazılı riitbe ve görevler- de bulunanlara hizalannda gösterilen gösterge rakamlarının memur aşlıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda makam tazminatı ödenir. Makam tazminatı damga \ergisi hariç her- hangi bir vergi>e tabi rurulmaz ve ödemelerde aylıklara ilişkin hükûm- ler uygulanır. Bu riitbe \e görevlerde toplam iki >ıl süre ile çalıştıktan sonra emekliye ayrılanlara yukarıdaki fıkra\a göre bulunacak mik- tarın tamamı hayarta bulundukları sürece her ay Emekli Sandığı'nca ödenir." 926 sayılı yasa> a göre. makam tazminatına. "bu riitbe ve gö- revlerde en az iki yıl çalıştıktan sonra" hak kazanılmaktadır. 486 sayılı Yasa Hükmünde Kararname ile Albaylar: Kıdemli Al- bay ve Albay olarak iki gruba aynlmıştır. Kıdemli Albaylar için be- lirlenen makam tazminatı da bu kararname ile 15 Temmuz 1993'ten geçerli olarak 3.000 gösterge sayısına yükselmıştir. 15 Femmuz 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan, 934616 savılı Bakanlar Kurulu Karan'nın 1. maddesi ile "1993 mali yılının ikmci yansı için; 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nda yer alan gösterge tablosundaki rakamlarla ek göstergelerin aylık rutarlanna çevTİlmesinde 1.7.1993 ile 30.9.1993 tarihleri arasında (835) katsayıa, 1.10.1993 ile 31.12.1993 tarihleri arasında (940) katsavBi" uyguİan- ması öngörülmüştür. Aynca. karann 11 maddesi ile, "Memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak katsayı 1.7.1993 ile 30.9.1993 tarihleri arasındaki sûre için (1775). 1.10.1993 ile 31.12.1993 tarihleri arasındaki süre için (2000) olarak tespit edil- miştir" 926 sayılı yasanın 138. maddesıne göre "Subay >e astsubay maaş tutariaruun besabı için gösterge tablolanndaki rakamların çar- pdacağı katsayı, devlet memurian için tespit edikn katsayıdır.'" 835 ve940 genel aylık katsayilan ile 1775 ve 2000 memuriyet taban aylık katsayılanna göre en az iki yıl bu görevde bulunmuş ve toplam 33 yıl 4 ay hizmeti olan bir kıdemli albayın 15 Temmuz 1993 ile 31 Aralık 1993 arasında alacağı emekli aylıklan; 1.8-30.9.1993 1.10-31.12.1993 Genel Ay lık Göstergesi 1.500 1.500 Ek Gösterge 4.300 4.300 KıdemAylık Göstergesi 375 375 Taban Aylık Göstergesi 1.000 1.000 940 3.00 2.820.000 500.080 33 yıl 4 ay %83.33 4.543.333 293.750 1.666.666 410.732 2.820.000 9.740.481 (1) Makam Tazminatı Göstergesi 15 temmuza kadar 2.000, 15 temmuzdan sonra 3.000 olarak, (2) Özel Tazminat oranı 15 temmuza kadar %4, 15 temmuzdan sonra %7 olarak uygulanacak, (3) Makam tazminat göstergesi ile özel tazminat oranının 15 tem- muzdan sonra değişmesi sonucu temmuz 1993 aylığı. 8 milyon 154 bin 292 lira. ağustos veeylül aylıklan ıseSmilyon 651 bin 117olarak ödenecektir. Özel tazminat oranının %4'ten. %7'ye 15 Temmuz 1993'ten geçerli olarak uygulanması duraksamalara neden ol- muştur. Gene! Avlık Katsa>ısı Makam Tazminat Göstergesi( 1) Makam Tazminatı %7 Özel Tazminat %I00'Ü(2) Hızmet(Yı! veAy) Aylık Oranı Genel Emekli Aylığı Kıdemli Emekli Aylığı Taban Emekli Aylığı 0 o7 Özel Tazminat Makam Tazminatı Toplam Emekli Aylıgı(3) 835 3.000 2.505.000 444.220 33 yıl 4 ay %83.33 4.035.833 280.937 1.479.165 370.182 2.505.000 8.651.117 POIITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Dostların Ardından Geçende bir mektubunda Samim Kocagöz, "Kitapla- nmı yolluyorum, mektupiar yazıyorum, eline geçmiyor mu?" diye soruyordu. Biraz dargın, biraz kırgındı. Mek- tubunu yanıtladım, gönderdiklerini aldığımı yazdım. Çok hasta olduğunu biliyordum. Ardından 1940 kuşa- ğının usta yazarının ölüm haberi geldi. Çoksızlandım. Benim acılı kuşak dediğim 40 kuşağının, teker teker ölüm haberleri geliyordu. Şurda kaç kişi kaldı? Parmak- la sayılacak kadar az Rrfat llgaz ı yeni gömmedik mi? Ömrüyle gidenlerin arasına bir de Sıvas Madımak Oteli'nde yananlar katıldı. Tanrı esirgesin Asım Be- zirci'nin yanı başında Cahlt Külebi'yi de yitirebilirdik. Gidenlere ağıt yakmak, nerdeyse ışimiz oldu. Samim Kocagöz'üdeyitirdik. 1940 kuşağının bu usta kalemi de aramızdan aynldı. Bir çınar çökerken. edebiyat tarihine bir altın sayfa daha eklendi. Bakıyorum, benden dört yaş büyükmüş. Bundan bir- kaç yıl önce Izmir'e gittiğimde, yazar dostu Nurullah Tuksevulun evinde beraber olmuştuk. içki içmiyor, ye- meklerde perhiz ediyordu. Bizim içmemiz karşısında, "Biraz da böyle idare edelim" diyordu. Biraz da böyle idare edip birkaç yıl daha götürdü. Ya- şından çok kıtabı olduğunu sanıyorum. Son zamanlarda "Bu da geçer yahu "diyor, durmadan yazıyordu. 12 Mart gelip çattı. Birçok bilimci, yazar, sendikacı ile Davutpaşa Kışlası'na tıktılar. Yattı yattı çıktı. 60 yıllık ya- zarlığında roman ve öyküden başka yüzlerce, türlü ko- nulardayazıları var. 40 kuşağının bu güçlü kalemini, doğum yeri olan Söke'ye gömdüler. Yıllar çabuk mu geçiyor, bana mı öyle geliyor? Za- man, bizleri sürükleyip alıp götürüyor. İşte eski dost Şahap Srtkı, öleli iki yıl olmuş. İki yıl hapis yatarsan zor. dışarda eşin dostunla birlikteysen kolay. Hatay Resto- ran'ın sahipleri (Tevfik Demir le Mehmet Ali Işık) bana bir kart göndermişler. Bir anmaya çağırıyorlar: "İki yıl önce bugünlerde yitirdiğimiz aziz dost, ağabe- yimiz. yazar Şahap Sıtkı'y/ anmak, anılanmızı tazele- mek ve onun için kadeh kaldırmak üzere toplanacağız. Sizi aramızda görmek dileğiyle..." Şöyle bir elimi şakağıma koydum, düşünmeye başla- dım. Şahap Sıtkı gideli, iki yıl içinde neler olmuş. "Âlem yine ol alem I Devran yine ol devran mı?" Bakıyorum si- yasal coğrafyaya çözüm bekleyen sorunlar, olduğu gibi yerli yerinde duruyor Demirel devletin başına geçti, Turgut Özal oldü Şahap'ı tanıdığım zaman bir lise öğrencisiydim. Çiçe- ği burnunda bir şairdim, şiirler yazardım. Şahap öykü yazar, dergilerde, gazetelerde eleştirileri çıkardı. O yıl- larda eleştıride Nurullah Ataç'tan sonra gelirdi. Bu yüz- den kimi şairler ona "acı eleştirmen" adını takmışlardı. Hiçbir şairin, yazarın gözünün yaşına bakmaz, acı acı, kıyasıyaeleştirirdi. Bir kendini bilmez "Isimler Sözlüğü"nde Şahap'ı öldü diye göstermişti. Bunafena halde kızmış, (kızılmaz mı?) telefonasarılmıştı. "Bak, ben öldüm mü, yaşıyorum" diye kükremişti. "Söyle sözlükçüye, doğrulasm" demişti. Sözlükte dü- zeltmek kolay da, gerçekten ölünce zor. Cenazeyi göm- dük. Kerem (oğlu) koluma yapıştı: "Amca" dedi, "bak selvilçrin altında. denizi goren ne güzel bir mezar bul- m'uşüm."Yahya Kemal'in dediği gibi: Yattık bülent servilerin gölgesinde şâd... BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Fızikte enerjı. yiik, açı- sal momentum ya da baş- ka fizıksel niteliklere iliş- kin doğal kesikli birim ya da paket. 2/ Şaşılacak ka- dar çirkin olan şey... İçine sulu şeyler konulan kap. 3/ Çiftçilikte toprağı işle- yerek ürüne ortak olan kimse... Derviş selarru. 4/ Grinin çeşitli tonlan kul- lanılarak yapılan ve ka- bartma ızîenimı uyandı- ran resim. 5/ İnatçı... Halk edebiyatında uyağa verilen ad. 6/Asker... Padişahın bir topra- ğı birine mülk olarak ya da sadece gelirinden yararlanması için ver- mesi. 7/ Demirin simgesi... Dili tu- tulmuş. konuşamaz hale gelmiş. 8/ " — buldu genc-i afiyet meyhâne küncinde Mübârek mülktür ol mülk virân olmasın yârab"... Adın durum eklerinden biri. 9/ Payla- ma... Neden. YL'KAJUDAN AŞAĞIYA: 1/ Eklemli iki koldan oluşan ve bir cismin boyutlannı birçizim üzerine aktarmaya yarayan ölçü aleti... Bir nota. 2/ Kuyrukso- kumu kemiği... Söz geçirme. 3/ Konuşma ya da okuma sırasın- da bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskıh söylen- mesi... Sıkıntı verme. üzme. 4/ Mübalağa... Kale hendeğj. 5/ Kitap getirmemiş peygamber... İlhan Berk'in bir şiir kitabı."6/ Serbest bırakma... Dııman lekesi. 7/ Bir çalgı... Kan, eş. 8/ Ca- milerde iki minare arasına gerilen ıpler üzerine elektrik ampul- leriyle yaalan yazı ya da yapılan resim... Bayağj. 9/ Kenar süsü... Bal, yoğurt gibi şeyler koymaya yarar tahta kova. MENGEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1980/9 KararNo: 1983/67 Davaalar Dûzköy köyü tüzelkişiliği ve Orman Idaresi ile Hazine adına Mengen Mal Müdürlüğü tarafından davalılar Hamdi Keskin ve arkadaşlan aleyhine mahkememize açılan Pazarköy köyü. Keleş- ler Mezarlıgı mevkii, 5 parsel sayıL taşınmazm kadastro tespit iptali ve tescil davasının açık duruşması sonunda mahkememizce davanın Orman İdaresi yönünden kabulüne. taşınmazın tespit harici bırakıl- masına dair verilen karar, davacılardan Mengen Mal Müdürlüğu'nce temyız edilmiş. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 4.12.1989 tanh ve 1986,7775 esas, 1989 13402 sayılı karan ile düzeltilerek onanmış, Yargıtay ılamı dahili davahlardan Mengen Pazarköy köyünden Ce- mile Keskin. Şerife Keskin. Sevinç Keskin'e tebliğ olunamamış, açtk adresleri de tespit olunamamış olup işbu karann ilan tarihinden itiba- ren 30 gün içinde taraflarca temyiz ısteminde bulunulmadığı takdirde kesınleşeceği tebliğ yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 50935 T.C. SIVAS SULH HUKUK MAHKEMESİ 1989'804-1989/433 Davacı İshak Kaska ve müşterekleri vekili tarafındandavalı Ze- ki Başakar aleyhine mahkememizde açılan men'i müdahale davası- nın yapılan açık duruşması sonunda davanın kabulü ile davalı ortak yerlerden olan apartmamn çaüsına tüm maüklenn iznı olmaksızın proje harici yaptırdığı 4 dairenin yıkılmasına ve apartmamn eski hale getinlmesine karar verilmiş, dosya karara çıküktan sonra davalı vefat etmiş olup davalının verasette adı geçen mirasçılanna karar tebliği cı- kartılmış. ancak davalı mjrasçılanndan Suzan Başakar, Muhammet İhsan Başakar, Nuran Başakar adına çıkartılan tebligaüar bila tebliğ ıade ediimiş ve adreslerinin bilinmediği bildirilmiş olduğundan adı geçen mirasçılara HUMK'mn 509 ve 510. maddesi gereğince karar teblığı yerine geçerli olmak üzere ılan olunur. Basın: 50922
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear