14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18TEMMUZ1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER HAFTAYABAKIS AHMET TANER KIŞLALI PKK'ya KarşNeYapmalr?(1) Artık herkesin "terör" olarak nitelendirdiği "siyasal amaçlışiddet'in, kuralları veamaçları bellidir. Çocuk, kadın. yaşlı. silahsız ve savunmasız insanlar niçin "acımasızca"öldürülür? Tek tek insanlara ve bütün olarak topluma "dehşet" salmak için. Bireyler korkutulur; 7/?6a/-"etmesinler, "haraç" ver- sinler, "yardım" yapsınlar diye... Toplum korkutulur; "bu işin sonu yok, isteklerini yerine getirelim de huzur' bulalım"düşüncesi egemen olsun diye... Yapılan "vahşet'ın adına "silahlt propaganda" deme- leri boşuna değildir. TV'leri, radyoları, gazeteleri ile basın "acımasız ey- lemleri" ne kadar büyütürse bu "propaganda "ya da o ölçüde hizmet etmiş olur. "Ülke yangın yerine döndü" gibisinden manşetler, sa- dece o yangının daha da büyümesine yararlar... "Daha acımasız" eylemlerin yapılmasını özendirmiş olurlar... Terörist yüreklenir. Halkta "panik" başlar. Güvenlik güçleri, "Acaba sonuç alamayacak mıyım?" kuşkusu içine düşer. ••• Ne yapmalı? Çok açık.. Once -çok geniş bir uzlaşma ile- "temel ilkeler" sap- tanmalı. Sonra da Apo ve yandaşları ne yaparlarsa yap- Sfnlar; bu ilkelerdehiçbirdeğişiklikolmayacağı "inancı" yaygınlaştırılmalı... "Tek yurt, tek bayrak, tek resmi di\L." Bu çerçeve, toplumdaki demokratik güçlerin büyük çoğunluğu tarafından "asgari müşterek" olarak kabul edilmelidir. Hangi siyasal iktidar gelirse gelsin, bu "teme/"den ödün verilmeyeceği '7carar////ğ/"gösterilmelidir. Ne bölge halkının ne de -sivil ya da üniformalı- "kamu görevlisi"ri\n kafasında, "acaba" ile başlayan sorulara yer kalmamalıdır. İnsanlar "güçlü vekararlı"o\anayöne\ir\er. Elbette ki devlet teröristten çok daha güçlüdür. Ama "güç"ün üstünlük sağlayabilmesi, "kararlı" olmasına bağlıdır. Ozaman "kitleler"de, '7camugö'rev//7e/7"dehesapla- rını ona göre yaparlar... PKK'lılar da... ••• Niçin "tek yurt, tek bayrak, tek resmi dil?" Çünkü bu çerçeve. bu topraklar üzerinde yaşayan in- sanların "ortak yararı"dırdaonun için... Çünkü bu, yaşadığımız günleri mumla aratacak bir "kardeş kanı" selinin akmamasının "ön koşulu'dur da onun için... Güneydoğu'yu "federe "yada 'bağımsız" devlet yap- sanız; yurdun her köşesine dağılmış milyonJarca Kürt kökenli yurttaşı ne yapacaksınız? Kürtçeyi de "ikinci resmi dil" saysanız; başka etnik kökenlerden gelmiş olanlara ne diyeceksiniz? "Sizin sayınız az, üstelik de teröre başvurmuyorsunuz" mu di- yeceksiniz? Insanları birbirlerine bağlayacak "ortakyan"ları, "or- tak kültür'ügüçlendirmeyerine, farklılıkları kurumlaştı- ran Yugoslavya'nın bugünkü "acıklı" halinden çıkarıla- cak hiç mi ders yok? Ama "tek yuri, 4ek bayrşk.teAresmtçtjl" çerçevesi içindeki her "demb^ar/)f"çözümedeâçı'k*ölmalıyız. örneğin, yerel yönetimlerin "yerel hizmetlerde tam yetkili" kılınmasını, zaman yitirmeden sağlamalıyız. irv sanların kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi, hem "katılımcı demokrasi"n\r\ gereğidir hem de sorunlarının çözümü konusunda başkalannı suçlamamalarmın ön koşuludur. "Ku/"luktan "yurttaşlık"a geçmenin de belki en kısa yoludur... ••• PKK'yakarşı izlenecekyolda "toplumsaluzlaşma"ve "kararlılık" sağlanması; savaşımın "olmazsa olmaz" koşulu olarak çok önemli... Ama elbette ki "yeterli" değil. Savaşım üç "cepfte'den birden yapılmakzorunda: Si- lahlı saldınyı "en aza" indirmek için... Dış desteği "en aza" iridirmek için... Iç desteği "en aza' indirmek için... O konularda ne yapılması gerektiği de çok açık. Gelecek yazımda dile getirmeye çalışacağım... Türkiye nereye? 1 Ayda 2.Basım IMGE lutabevı Alımel Tuner Kışlalı ATITLRK'E HAF/FI.İĞİ 376 Sayfa 59.000.-TL l'Cl't MVMCVYA ARDUĞA* Çağlar Kvçalc TÜRKİYE'DE GERİCİÜK 301 Sayfa 57.000.-TL 384 Sayfa 50.000.-TL İLAN ERZURUM ASLİYE 3. HLIKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1992,578 Esas Davacı Arif Sebahattin Gül vekiii Avukat Muslafa Nuri tara- fından davah Serpıl Gül aleyhine açılmış olan boşanma davasının yapılan açık duruşması ve verilen ara karan gereğince: Davaa vekili Avukat Mustafa Nuri Akbulut tarafından davalı Serpil Gû] aleyhine 3.12.1992 tarihli dilekçede boşanma davası açıl- mış olup tüm aramalara rağmen Serpil Gül bulunamadığından dava dilekçesinin duruşma günü ilanen tebliğine karar verilmiş olup yargı- lanıa günü olan 14.9.1993 günü saat 09.00'da duruşma>a gelmediği veya bir vekil de göndermedıği takdirde duruşmanın ve verilecek ka- rann gıyabında devam edeceği hususu iJanen tebliğ olunur. 28.6. 1993. Basın: 49714 İlan edilmemiş savaş bölgesi Güneydoğu'dan izlenimler Devletinîron ve Jrok'asessiz kcıhşı askeriçiledençıkmyor • İran sınınndaki Alan Karakolu'nda bir rütbeli haykınyor: Devlet dairelerine PKK sempatizanlan doldu. Kaymakam gitti, doktor yok. Bizden başka artık kimse kalmadı. Karşıdan dağlardan iniyorlar, gelip vurup gidiyorlar. En kısa süre içerisinde bu karakol da baskına uğrayacak. Ondan sonra. şehitler için 'evlatlanm, yavrulanm' diye nutuklar atılacak. EVREN DEĞER ŞIRNAK/HAKKARİ/BİN- GOL- Hakkan Dağ ve Ko- mando Tugayı Komutanı Tuğ- general Utku Giiney anlatıyor: "Allah dağlan yaratmış. son- ra bunlara marş marş demiş. Dağlar ilerlemeye başlamış. Bir yere gelince bunlara "dur' emri- ni vermiş. Öndeki dağlar, bunu duymuş ve durmuşlar. Ancak arkadakiler durmaymca, önde- kilerin üstüne üstüne yığılmış- lar." Gerçekten. Güneydoğu'da. Türkiye'nin Irak ve İran'la "sı- rurdaş" olduğu yörede dağlar, üst üste yığılmış. Her taraf, uç- suz bucaksız dağ kümeleri. ta$- lar. kayalarla çevrili. Dağlann en büyük sorunu, terör. PKK'nın, 1984 yılında baş- lattığı eylemler sonrasında, böl- gede ismi konmamış bir savaş yaşanıyor. Bu savaşm portresi ise korkunç: Binlerce ölü. bin- lerce yaralı. Ateşkes sürecinin. Elazığ- Bingöl karayolunda 33 silahsız askerin katîedilmesiyle bozul- masının ardından, bölgede da- ha önceden de sürdürülen ope- rasyonlara hız verilmiş durum- da. Operasyonlar sürüyor, an- cak yetkililer. sorunun bu yön- temle çözümlenemeyeceğj inancında. Sorun için askeri yetkililerin önerdiği çözüm, devletin bölgede lopyekün mü- cadele. Valisiyle kaymaka- mıyla, doktoruyla bölgede et- kinlik ve yöre halkına iş olanağı için yatınm. Tabiı bazı şahinle- rin önerisi ise PKK terörüne karşı "devlet terörii". BÖlge halkı, ikiye aynlmış du- rumda. Kimisi "devlet van- daşı", kimisi belki korku. belki de sempatinin etkisiyle PKK- nın yanında. Şırnak yakınlann- da, Gabar Dağlan'nın eteğin- deki Kırkkuyu Köyü, PKKr nın evlemlennin ilk başladığı yer. Son yapılan aramalarda. bu köyde bir de sığınak bulunu- yor. JCöy halkı. olaylardan ta- mamen bezmiş durumda. Orta yaşlı bir Kırkkuyu sakini. köy- deki arama sırasında askerlerin yanında bu bezginliğini, "Eski- den burada hayvancılık yapar- dık. çiftçilik yapardık. ama ar- tık yapamıyoruz. Şurada katı- nm kayboldu. operasyon var diye, katınmı aramaya çıkamı- yorum. Artık ne size ne de onla- ra karşı koyacak gücümüz var" diyerek anlatıyor. Bölgedeki korucular ise can pazannda. Derecik'in Koçyiğıt Köyü koruculan Casim Uysal, PKK'nın 1984 yıitnda başlattığı eylemden sonra bölgede ilan edilmemiş bir savaş yaşanıyor. Güvenlik kuvvetlerinjn PKK'ya karşı operasyonları artarak sürüyor.(Fotoğraf: A.A) Zekri Direz ve Menaf Tekin, te- rör öncesi gecmişlenni tama- men unutmuş durumdalar. Artık "Bizim için sadece silah var" diyorlar. Hayvancılık. çiftçilik ise geçmişten küçük bi- reranı. Bölgede görev yapan askerle- rin. geceleri ve gündüzleri bir- birlerine kanşmış durumda. Kelimedağarcıklanda "operas- yon. pusu, çalışma" gibi söz- cüklerle smırlı. En büyük ya- kınma, örgüte Kuzey Irak ve İran'dan sağlanan destek. Bu destek karşısında. devletin "iyi komşuluk ilişkileri" çerçevesin- de sessiz kalışı ise rütbelileri bile çileden çıkanyor. İran sınınn- daki Alan Karakolu'nda bir rütbeli haykınyor: "Devlet' dairelerine PKK sempatizanlan doldu. Kayma- kam gitti. doktor yok. Bizden başka artık kimse kalmadı. Karşıdan dağlardan iniyorlar. gelip vurup gidiyorlar. Hiç me- rak etmeyin, en kısa süre içeri- sinde bu karakol baskına uğra- yacak. Ondan sonıa. şehitler için 'evlatlanm, yavrulanm' di- ye nutuklar atılacak İrarTın PKK desteği Bölgedeki istihbarat birimle- rinin verilerine göre (ran'da bi- nin üstünde PKK'lı bannıyor. İran'daki çeşitlı askeri tesisleri üs olarak kullanan PKK'lılar, saptamalara göre baskınlara da askeri araçlarla geliyos. Geçti- ğımiz yıl 30 ağustosta Alan Ka- rakolu baskınının ardından. PKK'lılann İranlı Devrim Mu- hafızlan'nın (Pastarlar) araç- lanna bındıkleri tespit ediliyor. Ancak "komşuluk ilişkilen" nedeniyle sıcak takip yapılamı- yor. İran bu arada sınır kara- kollannı da sınırdan 15 kilo- metreye içeriyeçekmiş. İstihba- rat birimleri bunun nedenini de "PKK'ya harekat kabiliyeti sağlamak" olarak açıklıyor. Mezargediği Mezrası'nda ko- nuşlu piyade taburu da bugüne kadar Iran tarafından gelen PKK'lılann iki kez baskınına uğramış. İlk seferinde "keşfe" geldik- len saptanan PKK'lıIar, ikinci kez 500 kişilik bir güçle saldın- yor. Yoğun çatışma sonrası püskürtülüyor. Sıra takipte. Ancak İran sınınndan sonrası imkansız. İran nezdindeki diplomatik ve resmi girişimlerden ise sonuç alınarnıyor. Tıpkı. İşlami Hare- ket Örgütü'nün militanlannın İran'da askeri eğitim aldıklannı açıklamalanjıa karşın verilen "amaçsız ve sonucsuz yanıtlar" gibi. PKK için de verilen yarut aynı: "Hayır. biz destek vermi- yoruz. Biz teröre tamamen kar- şıyız" türünden. Ama İran'ın taktiği de aynı. İslami Hareket Örgütü için. "Siz de Şah yanlılanna yardım ediyorsunuz" kıstası, PKK için de "Siz de Hizbul. demokrat" beslemevin şeklinde. Güneydoğu'da yaşananlar, Ankara'dan görülenin çok dı- şında. Dağlann doruklannı sa- ran kekik değil. barut kokusu! POLITIKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Karagülle EfendL Şeriatçı. ümmetçi 'Komik Fehmi'nln kayınpederi Sü- leyman Karagülle bize gönderdiği açıklamada bakın ne diyor: "Ben, Akevler Kooperatifi'ni kurdum, 20 yıldan fazla bir süreyle de yönettim. Babamdan kalan taşınmazlan sattım ve 300 bin dolarlık miktarını kooperatife ver- dim..." Demek ki şeriatçı, ümmetçi, 'Komik Fehmi'nin kayın- pederinin Allahı 'cfo/ar'mış. Türk parasıyla pek ilişkisi olmadığı boyleceortayaçıkıyor. Karagülle, islam'da 'fa- iziharam'görüyor, ama 'yatırımlannı'yada 'hibe'yi do- lar üzerınden yapmayı sevap' sayıyor. Süleyman Karagülle şu anda Kırgızistan'da yatırımlar yapıyormuş. Çok güvenilir bir insan olduğu için de Ame- rika'dan, Avrupa'dan, Arabistan ve Türkiye'den yardım alıyormuş. Güzeeel! Karagülle anlatıyor- "Bana buralardan para gönderilmekte ve beni Kırgı- zistan da yatınm yapma veya hayır işleme konusunda vekil tayin etmektedirler Bir senedir bana gelen para- nın miktarı 50 bin dolann üstündedir..." Vay. vay, vay.. Siz gördünüz mü işi... Süleyman Etendi devam ediyor "6u tür yayınlar devlet görevlilerinin tedirgin olması- na ve kararlar alırken çekinmelerine sebep olmaktay- dı..." Ne zamana dek? Türkiye'de 'yağmacılık dönemi'ni başlatan ANAP ikti- darı dönemine kadar mı? Yoksa şeriatçı, ümmetçi Ko- mik Fehmi'rim Çankaya akşamlarında 'atari oynama merakının başlamasına kadar mı? Süleyman Karagülle soluk soluğa yazmış olmalı ki heyecanlı... Şöyle diyor "Fakat zamanla bu yayınların iftira, yalan ve tahrifler- den oluşan yayınlar olduğunu onlar da anladılar. Dolayı- sıyla artık bunlardan korkan, çekinen hakim ve savcı da kalmamıştır. Yakında bunlann güvenini sağlama imka- nını da Allah nasip edecektir..." Süleyman Efendi bağımsız yargıç ve savcılara da ak- hnca gözdağı veriyor.. Bıtmedi devam ediyoruz: "Sayın Hikmet Çetinkaya, benimle ilgili yazdıklarınız ve yazacaklarınız konusunda sizi hesaplaşmaya davet ediyorum. Bir hakem siz seçin. Kimi isterseniz seçin. Bir hakem ben seçeyim. Onlar baş hakem seçsinler. Olayı çözemez ve de baş hakem seçemezlerse biz iki hakemi de değiştirelim. Hakemler beni muhakeme et- sinler. Tum savunma iddialarını yayımlaym. Onların ka- rarlannı da yayımlaym. Iddiada ıstediğinizi söyleyin ve yayımlaym. Savur\maları da yayımlaym. Ancak sonunda hakemler ne karar verirlerse ikimiz de kabullenelim. Bunu da yayımlaym. Onlar beni suçlu bulurlarsa cezama razıyım. Ben ise sizin müfteri cezası de cezalanmanızı istemeyeceğim. Gazetenizin çok faz- la bir şekilde artacak tırajından dolayı da bir hak talep etmeyeceğim." Süleyman Efendi'ye bizim de sorularımız olacak: 7- Akevler Kooperatifi'nm 20 yıl sureyle başkanhğım yaptığınıza gore devlete ne kadar vergi ödediniz? Eğer ödemediyseniz ya da affa uğradıysanız hangi yılda ver- gi affına girdiniz? 2- ANAP iktidan döneminde kimi bakanlara ve millet- vekillerine konut verdiniz mi? Bu bakan ve milletvekille- ri kimlerdir? 3- İki bin ortaklı kooperatifin malvarlığı 1987 yılında 5 milyar liraydı. Şimdi kooperatifin malvarlığı ne kadar- dır? Siz niçin mahkemede yargılanıyorsunuz? Dolandı- rıcılıkla suçlanıyor musunuz? 4- Kırgızistan 'da ne gibi yatırımlar yapıyorsunuz? Su- udi Arabistan'la ilişkinizin boyutu nedir? Ortaklarınız kimlerdir? Size 50 bin dolar gönderenle- rin adlarını, soyadlannı, mesleklerini açıklar mısınız? 5- Şeriatçılığın laiklik ve demokrasi olduğunu savunu- yor, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin Islam devletine donüş- türülmesini istediğinizi daha önceki yazılarınızda ve ko- nuşmalarmızda açıklıyorsunuz. Bunu bir kez daha yi- neler misiniz? Evet, bu soruların yanıtlannı bekliyorum Süleyman Efendi'den... Akevler Kooperatifi'nde çalışanlara "para haramdır" deyip onlara emekleri karşılığı çimento, demir verenler demek ki dolar ve markları "haram" saymıyorlar... Ne demeli? Siz ve sizin gibilerin Allahları 'dolar', peygamberleri ise mark'\\r. Şimdilik bu kadar... Yine görüşürüz... PKK'ya karşı ekonomıksavaş Bakanlar Kurulu,perşembegünüHakkari veya Şırnak'ta yapacağı toplantıda trilyonlukyatınm paketini açıklayacak DOĞANAKIN ANKARA - Bakanlar Kurulu. pilot uygulama olarak Şırnak ve Hakkari'de uygulamaya konulacak ekonomik pa- ketin tamamlanmasından sonra, Gü- neydoğu'da ilk toplantısını yapacak. Alınacak önlemler çerçevesinde, Doğu ve Güney.doğu'daki KITlerözelleştiril- meyecek, işsizlik sigortası uygulaması- na geçilecek ve sıfır faizli hayvancılık kredisi verilecek. Güneydoğu paketi içinde. "bölgede sürekli Kürtçe yayın yerine, belirli arahklarla yayınlanacak Kürtçe program hazırlığı yapılmasının da" bulun- duğu. ancak bu projenin. başta DYP grubu olmak üzere çeşitli kesimlerden gelen yoğun tepkiler üzerine askıya ahndığı bildirildi. Devlet Bakanı ve Hükümet Söz- cüsü Yıldınm Aktuna. "bölgede uygulanacak politikalarda. ülkenin içindeki siyasi dinamiklerin dikkate alı- nması gerektiğmi" söyledi. Hükümet Sözcüsü Aktuna. Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlarken hükü- metin Güneydoğu'da yapacağ) toplantı için. " Bakanlar Kurulu. geçmişte de Güneydoğu'da yapıldı. Yaptık, ama ne oldu? Yaptık. geldik. Bakanlar Kurulu. orada toplandığı zaman o yöreyi kalkındıracak yeni yatınmlar ve yeni is- tihdam alanlannı gündeme getirecek program gerekir. Hemen uygulamaya hazır hale getirilmiş bir paketle oraya gi- dilmeye çahşıhyor. Yani o gidiş, sadece hayvancılığı yoğun bir şekilde geliştire- cek politikalar uygulanacağjna dikkat çekerken " Sıfır faizli kredilerin yanı sıra belki başka türlü destekler de sağlanabi- lecek" diye konuştu. Bölgede yürürlüğe konulacak önlemler arasında. Şırnak ve Hakkari'de işsizlik sigortası için "pilot uygulamaya" geçilmesi de yer alacak. Doğu ve Güneydoğu için hazırlana- cak pakette, bölgede belirli aralıklarla yayınlanacak "Kürtçe programlara" yer verilmesınin de öngörüldüğü, ancak ±1 akkari ve Şırnak pilot bölge oluyor. Bölgedeki KÎT'ler özelleşmeyecek. Bölgede işsizlik sigortası uygulanacak. Sıfır faizle hayvancılık kredisi verilecek diyemezsiniz. Dolayısıyia orada yapıla- cak çalışmalann, dikkatle ve ıhtiyatia yapılması gerekir. Her şeyden evvel ül- kenin bütünlüğü önemlidir. Kürt soru- nu diye bir sorunu kabul etmiyoruz. PKK. bir terör örgütüdür. Kürt isyanı, cumhuriyetın kuruluşundan bu yana tekrar eden bir olay. Oyle bir çözüm ge- tireceksiniz ki Kürtleretnik kökenlerin- den gurur duysunlar. ama bızımle bü- tünleşerek yaşamayı kabullensinler ve terör hareketlerini banndırmasınlar. İhtilal yaparsın, askeri idare ku- rarsın ve doğru gördüğün tedbir- leri uygularsın. Ama demokrasi içinde politika üretirken uzlaşma aramak zorundasınız. O bölge in- sanını dikkate alıcı düzenlemeler olabilir." "Kürt sorunu vok" Aktuna, "Kürt sorunu" diye bir soru- nu kabul etmediklcrini vurgularken "Kürt isyanı, cumhuriyetin kuruluşun- dan beri tekrarlanan bir olay. Öyle bir çözüm getireceksiniz ki Kürtler etnik kökenlerinden gurur duysunlar, ama bizimle bütünleşerek yaşamayı kabul- lensinler ve terör hareketlerini banndı- rmasınlar" dedi. gösteri gidişi olmayacak" dedı. Şırnak ve Hakkari'de uygulamaya konulacak pakete. henüz son şeklinin verilmediğini anlatan Aktuna, bölgede- ki KİT'lerin "şimdilik" özelleştirme kapsamında tutulmayacağıru söyledi. Aktuna. "KİT'lerin özelleştirilmesine hızlı bir şekilde girilecek. Ama Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki KİT'ler ve devlet kuruluşlan, şimdilik bu özelleş- tirmenin dışında tutulacak. Devlet ora- da. sübvanse edici, destekleyici, yöre halkını koruyucu tavnnı sürdürecek" açıklamasını yaptı. Hükümet Sözcüsü Aktuna, bölgede başta DYP gmbu olmak üzere, çeşitli kesimlerden gelen )oğun eleştiriler ne- deniyle bu projenin askıya ahndığı bildi- rildi. Bu konuda. "Henüz öyle bir şey yok şu anda" diyen Yıldınm Aktuna, "Dıle ılişkin bir hazırlık yapılmayacak mı" sorusuna, şu yanıtı verdi: Bütünleşerek yaşama "Önümüzdekı günlere bir bakalım, neler olur. Tabii hükümet, bir politika uygularken ülkenin içinde bulunduğu siyasi dinamikleri dikkate almak zorun- da. 'Doğrusu budur, ben bunuyapanm" Çiller'e komando fulan Aktuna, önlemler paketinin yann yapılacak Bakanlar Kurulu'na yetişme- yeceği, hazırltklann tamamlanmasının ardından kabinenin perşembe günü Şı- rnak ya da Hakkari'de toplanabileceği- ni bildirdi. Aktuna, Bakanlar Kurulu'- na ilişkin ikinci bir olasıhk olarak top- lantının Hakkari'de yapılabileceğinı ve Şırnak'a ilişkin paketin hükümet üyele- rinin katılımıyla bu ilde açıklanabilece- ğini dile getirdi. Bölgeye yapılacak gezi nedeniyle Baş- bakan Tansu Çiller için. 36 numara pos- tal. 38 numara kamuflaj elbisesi ve ko- mando fulan hazırlandığı bildirildi. Işikhu'ı/ı isyanı 'deKUer'e ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - TBMM Başkanvekili ve SHP Diyarbakır Milletve- kili Fehmi Işıklar. hukukta de- lil değeri taşımadığı halde teyp bandı çözümlerinm, Anayasa Mahkemesi tarafından mıllet- vekilliğinin kaldınlma karan- na dayanak oluşturmasıru ka- bullenemiyor. Mahkemede, suçlamalara temel oluşturan \e 43 yerinde "aniaşıla- mamıştır" ibaresi konulan band çözümlerine karşı sa- vunma yapması da engellenen Işıklar, "çarpıtılan" konuş- malannda eşitlik, kardeşlik ve banş olgulannı savunduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesinin karanna neden olan iddiana- mede suçlama konusu yapılan konuşmalannın. birer bant çözümü olduğunu ve bunlann hukuken delil değeri taşı- madığının hukuk fakültesin- de okuyan bir öğrenci tarafı- ndan dahijbilindiğini söyleyen Işıklar, "Üstelik bu bant çö- zümlerinin büyük bölümü- nün anlaşılamamış olduğu id- dia makamı tarafından da itj- raf edilmiştir" dedi. Işıklar, kendisi hukukçu oimamasına karşın, bant çözümlerinin de- lil sayılamayacağını bildiğjni, ancak Anayasa Mahkemesi gibi bir yargî organının bu çö- zümleri nasıl delil olarak ka- bul ettirdiğine akıl erdireme- diğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear