22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZIRAN1993 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Siyasalyozlaşmavekleptokrasi-1 Ülkemızde geçen yaklaşık son on yıl ıçensınde akıl almayacak türde ve boyutta ortaya çıkan, hızla yaygınlaşan \e kurumsallaşan siyasal yozlaşmalann ortadan kaldınlması için mutlaka onlemler almması zorunludur Doç. Dr. COŞKUN CAN AKTAN Dokuz Eylül Ünıv. kundur Rüşvefc Kamu gorevlılennın kamu- sal mal ve hızmetlenn arz edılmesınde gorev ve vetküenru kotuye kullanarak ve muhaiap olduklan kışı ve kurumla- ra ayncabkb ışlem yaparak para ya da başka şekıllerde bır çıkar sağlamalan- na rüşvet adı venlmektedır Zimmet: Kamu gorevlılennın para ve mal rutekğı taşıyan kamusal bır kavnağı \asalara aykın olarak kışısel kullanımı ıçın harcaması ya da kullan- ması zimmet olarak adlandınlmakta- dır Siyasal kayırmacüık: Siyasal paru- lenn, ıktıdara geldıkten sonra kendıle- nru destekleven seçmen gruplanna çe- şıtb şekıllerde ayncalıklı ışlem yaparak bu kımselere haksız yere menfaat sağ- lamalanna "siyasal kayırmacüık" adı venlmektedır Siyasal kayırmacılık, "siyasal yandaşlık" ya da "partı- zanbk" olarak da adlandınlmaktadır Patronaj: Burokrasının ûst düzeyın- de siyasal kayırmaalık eğılımlen pat- ronaj (patronage) olarak adlandınl- P olıük karar alma mekanız- masında rol alan aktörle- nn (seçmenler, polıtıkacı- lar burokratlar, baskı \e çıkar gruplan) "özel çıkar" sağlama gavesıyle toplum- da mevcut hukukı, dını, ahlakı ve kul- turel normlan ıhlal edıcı davranış ve eylemlerde bulunmalanna politik yoı- laşma adı venhr Sıvaset bılımalen, halk dıbnde "'yolsuzluk', ' yağmacı- lık", "yıyrabk", "fırsatabk", 'koşe donuculuk", "soygunculuk", "torpıl" ve daha buna benzer pek çok kavram ıle ıfade edılen polıtık yozlaşmalan po- litik patoloji adı venlen bır alt dısıplın ıçensınde ıncelemektedırler Poîıük patoloji kısaca, polıtık yozlaşmalan, deyım yenndeyse "siyasal hastahkla- n" ınceleyen bır bıbm dalıdır Politik yozlaşmanın tûrieri Siyasal karar alma surecınde ortaya çıkan siyasal yozlaşmalann başlıca turlennı şu şekılde ozetlemek mum- maktadır Bır başka deyışle seçımı ka- zanan siyasal partının, ust duzey bü- rokratlan gorevden alması ve bun- lann yenne kendı siyasal yandaşlanru ve partı mensuplannı yerleştırmesı, patronaj olarak bıbnmektedır Nepotizm ve kromzm (stdam kayır- macılık): Bır kımsenın becen, kabıb- yet, başan ve eğıtım duzeyı vb faktör- ler dıkkate abnmaksızın sadece pohtı- kaa ve bûrokratlar ıle olan akrababk ve dostluk ılışkılen esas ahnarak kamu görevbsı olarak ıstıhdam edıbnesı, po- btık yozlaşmanın bır başka türudur Akrababk ıbşkılenne dayab olarak bır kımsenın kamu gorevıne atanmasma nepotizm, arkadaşbk-dostluk ıbşkıle- nne dayalı olarak yapılan bır atamaya ıse kronızm adı venlmektedır Hizmet kayırmacılığı: Siyasal ıktı- dann yenıden seçılebılmek amacıyla bütçe tahsısatlannı oylannı maksımı- ze edecek şekılde kendı seçım bölgele- nne tahsıs etmesı ve butçe kaynaklan- nı yağmalamasıdır Lobicilik: Baskı ve çıkar gruplan- mn, siyasal partıler, burokrası, basın ve kamuoyunu kendı çıkarlan doğrul- tusunda etkıleme çabalan lobıalık olarak adlandınlmaktadır Rant koUama: Baskı ve çıkar grupla- nnın devlet tarafından "yapay" (sunı) olarak yaratılmış bır ekonomık trans- fen elde etmek ıçın gınştıklen faabyet- lere, rant kollama va da transfer kolla- ma adı venbr Rant kollamarun, tanfe kollama, kota kollama, teşvık kolla- ma gıbı değışık turlen mevoıttur Kamu sırlannı sızdırma ve vur- gunculuk: Gızlılık ıçensınde korun- ması gereken bılgı ve belgelenn kamu gorevblennce özel çıkar sağlama gaye- sıyle bazı ozel kışı ve kurumlara açı- klanması >a da aktanbnasına kamu sırlannı sızdırma adı v enlmektedır Bu tür pobtık > ozlaşma halk dılınde yaygın bır şekılde "vurgunculuk" ola- rak adlandınbnaktadır Gönül yapma: Siyasal ıktıdann, se- çım oncesınde kendısıne > ardımcı olan ve destek veren bazı partızan gruplan seçım sonrasında devleUn olanak ve kaynaklanndan daha fazla vararlan- dırması "gonul \apma" va da "suvas- yon" olarak adlandmlmaktadır Politik dalavere: Aşın vaatte bulun- ma, yalan, propaganda, aşın bılgı sun- ma ve gtzblık, pobtık dalaverenın baş- bca turlennı oluşturmaktadır Pobtık dalavereve "pobtık manıpulasyon" adı da venlmektedır Kleptokrasi Siyasal yozlaşmalar gunumuzde, çağdaş demokrasılerde addı ve tehb- keb boyutlara ulaşmışUr Çağdaş de- mokrasılerdekı bu yapıyı kleptokrasi olarak adlandırmak mumkundur Kleptokrasi, kısaca hırsızlığın ve yol- suzluğun, bılımsel bır ıfadeyle "siyasal yozlaşmalann egemeri olduğu devlet duzem"dır Kleptokrasi, etımolojık açıdan eskı Yunancadakı ıkı sozcuk- ten (klept ve kratos) turetılmıştır Klep ve klepteın sozcuklen. eskı Yunanca- da "çabnak", "hırsızlık etmek" an- lamlanna gelıyordu Kratos ıse "ıktı- dar", "erk" anlamındadır Kleptos- kratos, hırsızlık ve yolsuzluğun devlet- te egemen olması demektır Türkije'de... Ülkemızde geçen yaklaşık son on yıl ıçensınde akıl almavacak turde ve bo- yutta ortaya çıkan, hızla yaygınlaşan ve kurumsallaşan siyasal yozlaşmala- nn ortadan kaldınlması ıçın mutlaka onlemler abnması zorunludur Ülke- mızde uretken toplumdan rant toplu- muna ya da transfer toplumuna doğru yönebşın onemb sosyal mabyetlen ol- muştur Toplum vaşamımızdakı tüm bunabmlann ve sorunlann er ya da geç hukukla çozumlenebıleceğıne \e demokrasının tum hastabklanrun daha fazla demokrası ıle çozumlenebı- leceğıne ınanmab ve bu uğurda muca- dele vermebyız Gelecek yazımda kleptokrasının neden ve sonuçlan, bu- nun >ok edılmesı ustünde duracağım ARADABİR AYNUR SOYDAN IÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Araştvrma Görevlisi YaratmaveBilgilenme Özgürsüzlüğû Tarıhsel sureç ıçınde ınsan denılen canlı turunun, obur canlılara ustunluğunu vurgulamak ıçın sureklı bır ayırdedıcı özellık ya da ozellıkler arama çabasmda ol- duğu goruluyor Insanı obur canlılara ustun kılan onemlı ozellıklerınden bırı de okuyabılme yetısı Insan aklının yaratıcılığı yazıyı keşfettığınden berı okuyabılıyor ınsan Dılı gorselleştırıp kağıda doken yazı, aynı zamanda en eskı ve en onemlı ıletışım araçlarından bırı olarak karşı- mıza çıkıyor Kağıda dokulen bu çeşıtlı ışaretlere dayalı dtzgenırt (sıstemın) bır alıcı tarafından algılanmasıyla gerçekleşen ıletışım de ' okuma ' olarak nıtelendırılıyor Okumanın, buna bağlı olarak bılgılenmenın ozgurce bır eylem olarak gerçekleştırılmesı ne yazık kı çeşıtlı za- manlarda, çeşıtlı bıçımlerde engellemelerle karşılaşt ve bu engellemeler ozellıkle az gelışmış ulkelerde ıçın- de bulunduğumuz çağda da suregelmekte Ancak, ın- san aklının gorelı ozgurleşmış olması da bu eylemı o denlı anlamsız kılmakta Gelışmışlık koşullarını henuz tumüyle sağlayamamış ülkemızde okuma ozgurluğu konusunda karşılaştığımız çelışkılı goruş ve eylemler de bu durumun bır yansıması olarak karşımıza çıkıyor Kutuphanelerımızın duvarlarında yer alan "okumak gelışmektır' 'okumak ozgurluktur okumak yaşa- maktır" tumcelerını okuduktan sonra, bır gunluk gazete- de kıtap toplatılması yolundakı yazıya rastlanıyor ve bu durum da gerektığı gıbı tepkı gormûyorsa, okuma (bılgı- lenme) özgurluğunun ıçerığme ılışkın soru ışaretlerı kaçınılmaz oluyor Insanımızın yaratma ve bılgılenme ozgurluğune ındı- rılen en son darbelerden bırı de llhan Arsel ın, yılların bırıkımı ve çalışmasıyla urettığı 'Aydın ve Aydın ' adlı kıtabının TCK'nın 175/3 sayılı maddesıne muhalefet ge- rekçesıyle toplatılması sonucunda gerçekleştı Arsel, kı- tabında dunya muslumanlarının %99'unun "akılcı uy- garlığın" oluşmadığı bolgelerde yaşadığı duşundurucu gerçeğınden yola çıkarak, daha oncekı yapıtlarında da vurguladığı gıbı şerıatçı bakış açısının akılcı duşunceyı engelledığı temasını ışlemekte Arsel'm bır duşunce ta- rıhı nıtelığındekı' Batı dunyası halklarının gelışmışlığıy- le, şerıat dunyası halklannın gerılığı arasındakı farkın, bırbırınden değer ve derece ıtıbarıyle farklı aydın tıplerı- nın yarattığı sonuçlardan kaynaklandığını' vurguladığı yapttının yasa gereğı toplatılması, yaratma, okuma ve bılgılenme özgurluğunun gerçekte var olmadığını orta- ya koymakta Bu arada kutuphane duvarlarında yer alan "*t>kumayı ozendırıcı nrtelıktekı tumcelerı de anlamsızlaş- tırmakta Içınde yaşadığımız kısır duşunsel ortama katkı yap- maya çalışan araştırmacıların yılgınlığa suruklenmesı, uretımlerının engellenmesı, gunumüze dek yapılmış ha- taların yınelenmesınden başka hıçbır anlam taşımaz Uygarlığın bugun geldığı aşama ve yaşadığımız ulkenın bu uygarlık ıçınde yer alma savı da bu turden davranış- ları hoş goremez Ayrıca belırtmek gerekır kı kıtap top- latmanın htçbır gerekçesı olamaz Son yıllarda gelıştırı- len polıtıkaların ve bu yonde davranan kıtle ıletışım araçlarının (medyaların) toplum uzerındekı yoğun etkısı uyuşturucu ışlevı gormuş ve kulturel yozlaştırma surecı başlatılmışken, maddı değerlerın ınsanların yaşamında btrıncıl ışlevı sağlanmışken, kıtap toplatılması bu etkıle- nn kalıcı olmasını sağlama çabası gıbı gozukmektedır Bılınmelıdır kı uygarlığın gelışımı verılı değerlerın reddedılmesı, buna bağlı olarak da aykırı duşuncelerın ortaya çıkıp çeşıtlı yollarla kanıtlanmasıyla gerçekleş- mıştır Bu yolda nıce araştırmacı, duşunür ve bılımcı acı- lar çekmıştır Toplumlar da bu acılara ortak olmuştur Geçmışı bu denlı net görebılıyor ve yargılıyorsak, şu ya da bu bıçımde okuma şansına sahıp oluşumuzdan- dır Tarıhten ders çıkarma olanağımızın bulunması ha- talarımızı azaltmalıdır BİZİM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VAKFI YARARINA KARMA RESİM SERGİSİ Ülkemızıngüzıdevetanınmışressamlarınm BİZİM LÖSE- MİLİ ÇOCUKLARVAKFI'naarmağan ettığı değerlıtablolardan oluşan karma resım sergısı 28 hazıran -11 temmuz tarıhlerı arasında The Marmara Sergı Salonu'nda gerçekleşecektır Tüm vakıf dostları davetlıdır VMufBaşkanı Prof. Dr. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU SARIYER SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı 1993 383 Mahkememızın 1993 383 esas 993/460 karar sayılı 26 5 1993 tarıhlı ılamı ıle Sıvas, Zara, Karahısar kovu alt 076 02 hane 45,42 savfada nufusa kayıtlı 1973 doğumlu Hamıde Eser'ın annesı Senem Eser'ın vela>etı altına dhnmasına karar \ enlmıştır Hukum ozetı venne kaım olmak uzere ılancn leblığ olunur Bavın 6^70 TARHŞMA Şu "kaybolup gitme" konusu D emırel. "gerçek ıcra katı" olan hükumetten aynlıp, "gerçek ıcra kaü" olmayan Cumhurbaşkanlığı'na geçıp oturdu AmaTurk siyasal yaşamından, orada etkıb ve etkın olmaktan kopmayı da gonlune bır türlü sındıremıyor gabba kı 'Çankaya'da kaybolup gıtmeyeceğını" soyluyor Pobtıİcayı oradan yuruteceğını duyumsatıyor Cındoruk da onun bu eğıbmıru sezdığı ıçın onun golge başbakanı olmayı reddettı Nasıl sezmesm kı, Demırel anayasa sınınnı aşmamak üzere, fakat ana> asal yetkılennı de kullanarak halkın sıvıl toplum kurumlanyla y akın ılgı kuracakmış, yasama organıyla hukumet arasında da bağ kuracakmış, yabancı ulkclerle dıyalog kurmada olan deneyımınden > ararlanılması gerekırmış, devletı de rasyonabze etmek aynca gerekırmış Onun ıçın Çankaya'yı bır protokol yen kılmayacakmış, (yanı, orasını, Turkıye'nm kafası-ıstencı-dıh olarak. etkıb ve etkın kılacakmış, )AmaBeyaz Saray"dan da aynmb olacakmış ÇunkuBeyaz Saray'ın efendısı (senyorü), sıstemın ruüru ıçınde. danışmanlanna dırayetını ve serbesthğını kapünrmış Musaadenızle, bu değerlendırmeyı ve bır başkancıbk programını andıran bu tasanmlannı tartahmmı 9 I- Hem "82 yetkılenne sanlmak", hem de "anayasa sınırlan"nı aşmamak, demokraük ve tutarb gıbı gozuküyor Amadeğıl 1 "82 yetkılen", demokrası >etkılendeğıldır Onlar, bır anayasal bıçım alünda "demokrasının gaspı" yetkılendır, demokrası yenne, ona harus (sadakatsız) olanlann kendı bıreysel-ındı ıstenç ve sultalannı koyma araçlandır Tanhın. Demırerın omuzlanna yukledığı mısyon ıse 82'yı bertaraf etmek ıçın çaba harcamak, en aşağı, ona sığınmamak değıl mıdır 9 Öyledır Fakat Çankaya'ya çıİcınca neden 82'nın "gasıp"lannı kullanacağını soy leyıp duru> or° Neden oıüann "demokrası hukuku" ıçınde olma> an ve asbnda demokrasıyı "asıyaî bır pederanebk velayetı" \çıne sokan hukukunun sınırlan ıçınde kalacağını yıneleyıp duruyor 9 "Ortada bır anayasa var Elbette ona uyacağız, uymayıp sunş (karmaşa) mı yaratalım" dememeb Ortada bır 'demokrası' var, uygulanacak ve uyulacak olan, onun yüzyıllardan gelen ve süreklı olan kuramlan -kunımlan- ılkelen -mekanızmalandır 82'ye karşın (rağmen). bunlann nasıl kullanılacağını uzmanlardan once Demırel'ın devlet deneyımı ve formasyonu pek âlâ bulur II- Halkla, sıvıl toplum kurumlanyla bağ kurmak, her kamu gorevbsının ve pobükaanın ışıdır Ama bunda temel ışlev ve etkıbbk - etkınbk, sorumluluk asbnda hukumetındır Hele \ asama v e hukûmetın arasındakı bağı. parlamentanzmde, ıdarerun -yuruünenın-sonımlu hukümeün şefı olan, aynı zamanda ıcranın davandığı başat çoğunluğun lıden. onun ortaklannın da kılavuz onden olan başbakan kurar Parlamentanzmde, boyle oknuştur III- Demırel ın, yalnızyabancı ulkelerde dıyalog kurma deneyımlennden değıl, butun _deneyımlennden, akılb bır demokrası, elbette yararlanır Ama Türkıv e'nın dıb-kafası- ıstena olma hakkı, yetkısı, vetısı, tekelhabnde hukumetındır O,ncaetüğı vakıt cumhurbaşkanı. bu alanlarda rol alır IV- Dev letı, rasyonalıze etmek, elbettegerekır Toplumlarve dev let ılışkılen hızlı bır değışım ıçındedır Elektronıkçagını, bılgı çağı ızlemektedır Insan haklan hıçbır zaman bugunku kadar \ ay gın-denn bır doktnn durumuna gelmemıştır Uluslararası Komısyon-Dıvan- ve mahkeme, butun dunya y onetıcılenru susta durduruyor Her şe>den once ulusal hukuklan kullanan yargıçlar. ulusalbk ustu bır hukuku uyguluyorlar, artık sı>asal-sosval-kulturel ılışkılen kendınde toplavıp yonetme ıstıdadı olan bır kureselleşme akımı ılerh>or Ama butün bu olumluluklara karşı ırkçlık-ırk vedınaynmına davalıbır ulusçuluk-dunvevilığı uhrevıyetle butunleşüren bır koktenalık, uluslararası bır kartelahğın kâr, faız, rant çıkarcıbğı da hıçbır zaman bu megapol bovutlanna çıkıp yüku alt sosval katmanlann omuzlanna yukleme vahşıbğıneduşmemıştı Onun ıçın ulus v e ulusustu alanlarda bır rasyonabzasyon. elbette gerekır V- Şu Be>az Sarav fenomasını da ıyı bılmemız gerekır Başkanb hukumet sıstemı. Amenkan toplumunun, İngılız mustameresı (somurgesı) olduğu zamanlardan ben gelen bır gebşımın urûnudur Bu gehşımın dışındakı ulkelerde de mutlu sonuç vermemıştır Ama şunu da bılelım kı oradakı başkanlar, dırayetlenru ve serbestbklennı danışmanlanna kaptırmazlar, tersıne, onlann efendısı olurlar VI- Gelebm şu kaybolup gıtme ışıne Demırel acabaTurk pobtıkasında, kendı partısının Türkler mi, yabanalar mı?.. abana duşmanbğı tenmının tanımı kısaca, başkasının varbğını kendı yaşam alanı ıçınde kabul etmeme dıye olabıbr Özneolan -"kendı"-nesne>i-"başkası"- tanımıyor, onu reddedıyor ve gerekırse ozne, nesneyı yok etmeyıbılegözeabyor "Yeru ırkçıhk" ıdeologlan, bılımsel olarak yokluğu kanıtlanmış "ustun ırk" kuramlannı bır kenara bırakıp, bır gnıbun ya da bır toplumun siyasal, ekonomik ve kulturel kunbğını başka bır gruba, bır topluma ve ulusa karşı korumaya soyunuyorlar "Kendı kıinbğım ebmden gıdı> or", "bütun sorunlanmın nedera, o" savlanyla kendı kendını koruma duygulan vurgulanıyor, ön plana çıkıyor . O, yanı "başkası", oznenın kendısıne, oznenın uyesı olduğu gruba ya da topluma karşı parazıt bır v arbk olarak gostenbyor Parazıtın temızbğı ıse ancak ona düşman olunarak hayata geçınlebılecek bır şey, Yabana duşmanbğı. ırkçıbk Eten Balıbar'ın bır cûmlesıyle, bugûnun yabana duşmanbğı "ıçınde ırk olmayan ırkçıbk" Irk sözcüğunu kullanmadan yapılan ırkçıbkla, aşın sağ veya yenı faşışler kendılennı duyurmak ıçın acaba taktık mı ışguzarlannca hazırlanan o şu kadar ımzab ada> bk belgesıne , "Bevler ben parlamenter demokrasının en dınamık. en yetkılı en etkıb yönetıcıbk vennde kabp. Turkı> e'nın venıden yapılanması, dev ınımlendınlmesı gebştınlmesı gelecek çağlara taşınması ışlev ımde kalmak ıstıyorum Çunkuorası demokrasının başat ınşa >endır" dıyerek şıddetle karşı gelmedığı. dost ortaklannın uyanlannı dınlemedığı tersıne yenı duşler gormeve başladığı zamandan ben kaybolmadı mı 9 ' Demokrasının parlamentanzmı, bunu gerektırmez mı 9 Evet, Çankaya bır protokol ven olmasın ama 82'nın fuzub, haşıv. demokrasıyı gudukleştırme > etkılenne day anarak'Turkıy e'nın sev k ve ıdare edıldığı bır tepe. hıç olmasm " Olursa, o, bır "parlamenter demokrasıf degıldır Hıç kımsenın akbna da Mustafa Kemal, İsmet Inönü orneklen gebnesın Onlar. yepyenı bır laık \e sosyal orgude olacak olan bır "asn heyet-ı ıctımaıyye kurma" ışlevının, gorevının kuruculan-koruyuculan-gelış- tınalen ıdıler Bundan gelen bır mısyonla. rejımle butunleşmışlerdı Beraberce gerekb de\ nmlen y aptılar Turkıv. e yı de sav aş ateşlen dışında tuttular Şımdı artık parlamenter demokrasımızı. ınsan haklanna butün sosyopobük ve kulturel "srvıl toplum dınamıklen"nın eleştınlen v e katkısına dayah bır' konsensus demokrasısf'ne açma donemındevız Bu açıhmın sahıbı ulustur -onun dınamıklendır- baş dınamık olan partılerdır -partılenn sorumlu hukumetlendır Prof. Bahri Savcı PENCERE değışünyorlar9 Değışen dunyayı şaşkınbkla seyreden "sokaktakı ınsan" büyuk sorulara hemen kısa yoldan yanıt anyor Bu arayışa, bılgı susamışbğına yenı faşızmın ıdeologlan, kuramcılan bır > andan dını bo> utlarda, bır > andan mılhyetçı açıdan ya da salt "görûnen şey' le yanıt venyorlar "Goruvorsunuzya. bunlann hepsını at dışan. bak o zaman ışsızbk nasıl çözümlenır " Gelışmış Avrupa ulkelennde, kafalan fazla yormamak ıçın ırk sorununu gündeme geürmeden yaşanan sorunlan o "gorunen şey". "başkasıyla" açıklamak en "anlaşıbr" bır yanıt oldu Yenıfaşızmm lokomoüfı bugûn, ırk sozcuğunu kullanmadan "yabana duşmankğı" oldu Sıyası alanda yabana duşmanbğı butün sıyası goruşler tarafından -sol'un bır bölümu de ıçınde- kullanıbyor Nedenı ıse "buyuk oy kazançlan" Böylece hıç kımse bu o> pazannı kaybetmek ıstemıyor Abnanya'da, özebnde Turkıye kokenlı topluma, Belçıka'da, ozelınde Fas kokenb topluma, Fransa'da, ozebnde Cezayır v e Fas kokenb topluma, Ingıltere'de, ozelınde zenalere yapılan saldınlar, gerçek anlamıyla tüm yabanalara karşı yapılmış ve v apılan saldınlardır Onun ıçın sorun salt bır topluluğun sorunu değıl. Avrupa'da > aşayan butun yabanalannsorunudur Vebu sorun bır sıyası sorundur Aycan Hamarat Brüksel - Sosyal Hizmet Uzmanı Turan'ın Kapısı... Azerbaycan duman oldu bırbırıne gırdı, tozdan du- mandan ferman okunmuyor Neden'? Neden Ermenıstan duman olmuyor da Azerbaycan'ın altı ustune gelıyor? Neden Baku de polıtıkacılar bırbırı- ne gırıyor^1 Neden Ermenıler Dağlık Karabağ'ı ele geçı- rırken toplum ortakduşmana karşı seferberlığegırışmı- yor da kendı ıçınde bırbırını boğazlamaya kalkışıyor^ Ulkenın her yanında bırtakım lıder ozentılerı neden ayaklanıyorlar'' Halk neden olan bıtenlere umursamaz, uzak, ılgısız ve çaresız"? Bır dış polıtıka yazarı Azerbaycan'ı aniatmak ıstedığı zaman postekı saymaya başlayacaktır, çıkmaza sapla- nacaktır, Baku den başlayıp Ankara dan hesap soracak- tır ortaya saçma sapan bırşey çıkacaktır Azerbaycan, Turan'ın kapısı değıl rr\P Turan ın kapısını Turkıye kollayamıyor, elden kaçırı- yor, Iran ya da Rusya Azerbaycan'ı avucuna alırsa bız ne yaparız? Eh, Adnyatık kıyılarından Çın seddıne kadar dunya coğrafyası bıze sorulduğundan, derdımız buyuki Hık- met Çetın'ın ellerı armut mu devşırıyor? Cumhurb^ka- nı Suleyman Bey şekerleme mı yapıyor^ Ah, şımdı özal olsaydı neler yapmazdı1 Ankara Elçıbey e neden sahıp çıkmadı/? Dış polıtıkamız oteden berı cıcoz Azerbay- can'ı komunıstler ele geçırıyor, bız burada susup oturu- yoruz öyle mı9 Insanın soracağı gelıyor - Yoksa bu Azerbaycan, bağımsız bır devlet değıl mı? Baku Ankara ya mı bağlı7 Olçuyu endazeyı coktan berı kaçırdığımız ıçın, dış po- lıtıkada neyı yapıp neyı yapamayacağımızın hesabını şaşırıyoruz kımtnın kafası 1918 de Alman Fon Kress le bırlıkte Baku'yu kuşatan Enver Paşa nın amcası Nurı Paşa'nın pusulasına endekslı çalışıyor, neredeyse otu- rup elbırlığıyle ağıt yapacağız • Azerbaycan ın hal-ı pur melal' ıne bakttkça ınsan Rusların yuzlerce yıl bu ulkeyı neden kolayca çekıp çe- vırdığını de anlıyor, çunku kardeşlerımızın kendı kendı- lennı çekıp çevırecek hallerı yok1 Bağımsızlık sorumluluk ıster' Toplumda sorumluluk bılıncı oluşmamışsa dışardan müdahalenın de yararı yoktur, çunku kaypak zemınde duşup kalkan polıtıkacılardan bırını tuttuğun zaman öte- kılerı karşına alırsın, kımı tutarsan tut elınde kaldığı an ızledığın sıyaset boşluğa duşer Azerbaycan da bugun sahnedekı polıtıkacılar, ayaklarını basacak sağlam bır zemın bulamıyorlar sıyasetı Moskova da oğrenmış Azerılerbıleneyapacaklarınışaşırıyorlar, Azerbaycan - da adına ordu denen askerı bırlıkler, Dağlık Karabağ'da savaşacak yerde Baku yu kuşatıyorlar Nıçın? Siyasal ıktıdar ıçın • Dunyanın her yanında Muslumanlar dayak yıyortar Sırplar Boşnakları boğazlıyor Ermenıler Azerılerı pa- taklıyor Amerıka ummet-ı Muhammet ı şamaroğlanına çevırdı, Israıl Arapların ıcabına bakıyor, ustelık Afganıs- tan'da ya da Azerbaycan da Musluman Muslumanla kı- ran kırana Ne ıbret verıcı tablo' ' Dünyacoğrafyasında Islam ın bulunduğu yerde mara- za var 1 Bağnazlık yuzunden m ı ' llkellıkten mı' Emper- yalızm kaynaklı mı' Yoksa tumu bırden mı' Pekı.aklımı- zı başımıza ne zaman devşıreceğız' Insanlık '3"uncu Bınyıl"a gırerken, Islam ın durumu acıklı değıl m ı ' IBRAHIM İŞYAR'ı YİTİRDİK. O, hep seruv enı ve utop> ası olan bır devnmcı olarak yaşadı Muhalıf kımhğını her koşulda korudu Boyun eğmedı Anısı >Tİreklenmızde yaşıyor ARKAD4ŞLARI XİÜ TOPRAK, Hûseyın L\ SAL, Musa KASA, Hasan GÜRKA>, Muhsın AYDIN, Güngor SEZG^, M. Emin GUŞA, Mustafa ERBAŞ. Ah KUR^ AZ, Galip GÖKp:, Reşat BAL-4BAJN, Mehmet KUR>AZ, Emre ÖZLEM, Suleyman KARAKAŞ, Ayhan ONGL^S, Ali ÇAPAINOĞLL, Kadri Ş. YALÇEV, Ismel EYUBOĞLU Not Cenaze 23 Hazıran 1993 Çarşamba günü öğle namazından sonra Fevzıye Camıı'nden (tzmıt) kaldınlacaktır Yaşamım, eğitimin demokratikleşmesi ve eğitimcilerin orgutlenmesine adayan sendikamızın onur uyesi IBRAHIM ÎŞYAR ağabeyımizi kaybettik. Ailesine ve eğitim çalışanlanna başsağlığı dileriz. EĞİTİM-İŞ SENDİKASI İSTANBUL ŞUBESİ Öğretmenlerın ağabeyı, oğretmen orgutçuluğumuzun yığıt erı fflRAHIM IŞYUl'ı kaybettik Dostlanmn başı sağolsun. EĞÎTİM-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear