18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 MART1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Yeniden Yaratma • Kültür Servisi- Ankara E>evlei Tıyatrosu'nda sahnelenen ve Ülkü Ayyaz'ın yazdığı, Tamer Leventin sahneye koyduğu "Yeniden Yaratma' adlı oyun Moskova turnesine çıktı. Arayış temasını ve bireyin kimlik arayışını geriye dönüşlerle, düşsel öğeler kullanarak işleyen oyunda ÜlküAyvazoyunuyla 1984 Enka Bilım Sanat Ödülleri tiyatro dalı birincisi olmuştu. Yanşmada ikinciliği Turgut Özakman, üçüncülüğü Ülker Köksal mansiyonlan ise Mehh Cevdet Anday. Turan Oflazoğlu. Güngör Dilmen veCahit Atay kazanmıştı. Din Kadına Nasıl Bakıyor?_l Kültür Servisi- İstanbul Ünıversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafindan düzenlenen konferanslar dizisinin sekİ2dncisi bugûn Beyaat Devlet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda yapılacak. "Dinler Kadına Nasıl Bakıyor" konulu toplantıya Meriç Velidedeoğlu konuşmacı olarak kaülacak. Tartışma bölümünde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyelennden Fatmagûl Berktay'ın görüşlerini açıklayacağı konferans saai 14.00-16.00 arasıyapılacak. Magritte'nin 'bilinmeyen'i • Kültfir Servisi - Marmara Ünıversıtesı Güzel Sanatlar Fakültesi ve İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbırlıği ile gerçekleştınlen Rene Magritte "Bilmmeyeni duyumsamak" konulu konferans bugün saat 15.00'te Fakülte Korifera'fls Salonunda yapılacak. Konferansta Fransız Pierre Calderon konuşacak. Emirdağ'dan Brüksel'e • BRÜKSEL(AA)- Belçıka'nın başkentı Brüksel'de " Brüksel'den Emırdağ'a bır bakış" adh bir fotoğraf sergisi acıldı. Mnharrem Türköz isimli bir Türk tarafindan gerçekleştirilen sergide 30 yıl kadar önce Afyon'un Emirdağ ilçesinden gelip Belçika'ya yerleşen Türklerin günlük yaşamlanndan görüntüler yansıtılıyor. Belçika'da bulunan yaklaşık 80 bin Türk vatandaşının yansını Emirdağlıllar oluşturuyor. Belçıka resmi makamlan da Emirdağ'ın "Türkiye'nın en büyük şehri" olduğunu sanmaya devamediyorlar. Çalıntı yapıtlar Sotheby's'te • LONDRA (Reuter)-1990 yıhndaki vahşi bir soygun sırasındaçabnanl8. yüzyıldan kalma ıki çok değerh portre tuhaf bir şekılde gün ışığına çıkü. Bir antika tüceannın siyah bir çöp torbasında değerlerini sormak için Sotheby's müzayede fırmasına götürdüğü portrelerin, 2.9 milyotı sterlin değerindeki çahnnuş başypıtlar olduğu anlaşıdı.Sotheby's fırmaanın sanat uzmanı Lucy Hodsoı tarafindan tanınaı yapıılar, ünlü ressanlar Thomas GainsSorou^ı ve Sir Joshua Reyndds'aat Yapıtlar 1990 yıhndı Loncra'daki resmi büroltrdan «abnmışü. Jutta Treiber Tûrkiye'ye gelıyor • K.ûtür Servisi- Tanınmış Aviisuryahyazar Jutta Trefibr. Istaıbul Avusturya Kültır Ofısı nin davetlisi olars. Türkye'ye gebyor. 15-1 <mart ürihlerinde Avusurya lisesi'nde gençsleştınecek tor>leıtılara<atılacak olan Treâfer, 16 nart salı günü CaFWrend, 17 martta İ. Ü Ede=ryat Fiültesi'nde 19 ma_xTa Ege Jniverşitesi'nde Ve Z^Imanuda A.Ü Dil Tar-i Coğrâja Fa^titesi'nte kıtaplan k d kmuşacak. Müziğiyle' tutkulu bir aşk arayışı'bırakan Çaykovski, ölümünüiı lOO.yıldönümünde Çddnmamak için müziğe sığmmışh EVTN tLYASOĞLL Çaykovski'yi ilk gençlık yıllanmda tanıma- ya başlamıştım. Büyük orkestrasındakı rüzgar yenı yeşeren duygulanmı savurur gibi eserdl. Aynı bÖlumu peşpeşe kaç kez dinler durur- dum. Senfonik dcrinliğın arasından patlayan gerçek top seslen, Kremlin'in çanlan. bale mü- ziklerinin masalsı ortamı benim için renk renk ve kat kat açılan bir dûnyaydı. Piyanoda onun Gençlik Albümü'nü çaldığım zaman hayretle- re düşmüştüm: Nasıl oluyordu da o kocaman senfonilenn dünyasını kuran bestecı bunca yalın, çocuksu şeylerle piyanomun tuşlanndan sesleniyordu! Fırtınaların insanı Zamanla öğrenmıştim: Aslmda bu karmaşık duygulann. fırttnalann ınsaru, bir yandan da hiç büyümeyen bir cocuktu. Peter llic Çay- kovski, 1840'ta Rusya'nın Vytka eyaletinde bir maden mühendisinin oğlu olarak dünyaya gel- mış. On dört yaşında annesini yıtırmesı yaşamı boyu onu etkilemiş. Soylu bir ailenin çocuğu olarak hukuk okuması öngörüldüğünden d o kuz yıl kadar okumuş, memurluk yapmış ve konservatuvara kaydolup, St. Petersburg'da Anton Rubinstein'm öğrencisi olmuş. Daha se- kiz yaşıdayken şarkı söylemesi ve piyanosu ile hayranlık kazanan Çaykovski'nin ılki ciddı yapıtı hemen annesinin ölümü ardmdan ortaya çıkar. "'Çıldırmamak için müziğin kurtancıhğı- na sığındım." Ve yaşam boyu bu böyle gıder: Hep büyük krizlerin, bunalımlann kurtanası müziği olmuştur. Romantik müzık tarihinde psikolojik sorunlan olan pek çok besteci bi- liyoruz. Schumann ve Musorgsky hemen akla gelenler. Ama hiçbirinde Çaykovski gıbi müzi- ğe sanlma. müziği bir supap gıbi kullanma yoktur Böylece çıldırmanın eşiğinden dönüp, dengesini kurmayı başarmıştır 'Patolojik' bir düşkünlûk Çaykovskı'nin büyük hırçınlıklan. insanlar- dan özellikle kadınlardan kaçışı ve eşcinsellik sorunlan annesine olan "patolojik" bir düş- künlükten kay- naklanır. Bu ne- denle hep ken- dini biraz korun- maya muhtaç, aanacak bir ço- cuk olarak du- yumsamıştır. Çaykovski'nin yaşadığı tarih di- liminde Rusya'- da, devrim gereği ulusaicılık rüz- garlan esmekte- dır. Rus Beşlen- nın halk ezgılen- ni tema olarak ele alıp çeşitleme- len, kendi özleri- ne dönmeleri olarak yorum- lanmaktadır. Çaykovski ise Fransız, Italyan ve Alman mu- ziklenni bir Rus olarak pota> a koymaktadır. Ulusal olmas, değil, uluslara- rası alana kendi renginı katması önemlidir onun için. Üstetik halk ezgilenyle birlik- le büyümüştür. Tıpkı diğer bes- tecıler gıbi. Ama halk ezgileri ona kişisel çağnşımlar getirir: An- nesini. kızkardeşlerini, sıcak evindeki çocukluk günlerini anımsatır. Bu nedenle halk ezgisini diğerleri gibı temel özdek olarak ele almaz, halka ezgisi zaten do- ğal olarak onun içindedır, bir yerlerde patlayıp çıkacaktır! 2. 4. senfonisinin fmalinde. keman konçertosunda, yayh çalgılar serenadında olduğu gibi.. Çaykovski'- nin yaşamına giren en önemli kadın Nadezh- da von Meck'- tir. I876'da mektuplaşma- ya başlarlar. Ve ilişkilerinin yıl- larca sürmesini hiç karşılaşma- maya, mektup satırlanndan öte gitmemeye boçludurlar. Zengin bir dul olan Bayan Meck, düşlerin- deki sanatçı oğ- lunu bulmuş- tur. Çaykovski ise annesinin sıcak ilgisini! Üstelık düzenli bir para yardımı. Bir yıl ıçinde kendine güven gelir. Eş- cinselliği konu- sundaki söy- lentileri bastır- mak üzere ev- lenmeye karar verir. I877'deki birkaç haftabk evliliği buna- F.rünaJann adant, Çaykovski, büyümeyen bir çocuktu. ^ çıkan Dördüncü Senfoni, Yevgeni Önyegin Operası ve keman konçertosu onu yine delir- menin eşiğinden döndüren kurtancıİandır. Söylentili olûm Mozart ve Bach'a hayranhğını 19. yüzynlm öznel romantiklerine karşı bir silah olarak kul- lanmıştır. Ona göre Wagner baştan başa bir sıkıntıdır. Beethoven'e zoraki saygı duyar. Mozart. müziğin ilahıdır Bellıni, Rossini ve Verdı dramatik anlatımda: Delibes. Bîzet sah- ne coşkusunda bale müzıklenne ve operalanna ışık tutmuştur. Ölümü üstüneçeşitli söylentiler hâlâsürüpgi- der, tam yüzyıldır. 1893'ten bu yana! Acaba kolera mıydı, arsenik içip intihar mı etmişti yoksa soylu bir aıle üyesı eşcinsel ilişkisi ortaya çıkmasın diye, bir skandalı önlemek amacıyla cinayete mi kurban gıünışti! Çaykovski bizlere ateşli ve tutkulu bir aşk arayışı bıraktı müziği ile. Tam yüz yıldır dün- yanın her konser salonunu inleten sesiyle. RossinTyi Sever misimz? İstanbul Devlet Operası Atatürk Kültür Merkezi'ndeki küçük salonda cuma gecelenni küçük operetler, müzikaller ve müzikli oyunla- ra ayırdı birkaç yıldır. Orkestranın sığamaya- cağı, dekor kurulup değişenıeyeceği küçücük bir sahne. Ama bazen öyk oyunlar sergileniyor- ki kocaman bir salonun ortamını arattırmıyor. Rossini'yi Sever misiniz başbklı oyun mevsim başından beri gösterimde. Her şeyden önce oyunun müzik yönetmeni ve piyanistı Aydın Karbbel'i alkışlamak gerek. Küçük salonun artık miyadını doldurmuş piyanosundan bir kocaman orkestra yaraüyor! Oyunu sahney koyan Stkneray Arnıan ve bu tür derleme fikrini yaratan, anlatıcı Müjgan özçay, Brecht benzeri, dinleyici sahneye katan yaklaşımlanyla güzel bir ortam oluşturmuşlar. On dokuzuncu yüzyıh anlatırken Madonna. bilgisayar gibi kavramlarla günümüz değerlen- nin kaynaşması bu derlemeve özellık kazan- dırmış. Keşke daha da cesaretle, biraz daha "absur- d"a kaçsa da bu aynntılar artabilseymiş. Nur- sel Öncül. Lynn Çagiar ve Nejat Boren başanlı oyunlan ve güzel Rossını ezgilenyje aynmsanı- yorlar. Nejat Boren'in besteciyi oynaması. hele ikinci perdede ahçıbaşı kılığındakı Rossini'yi canlandırması biraz abartıb da olsa eglenceli. Keşke her büyük opera bestecisi için böylesi özet derlemeler yapıbp gençlere, yeni tanıyan- lara sunulsa. Dört yıllık bekleyişin ardından yeni bir albüm Ten Summoner's Tales' Sting'den on yenî 6 mistik' nıasal BURAK ELDEM Sting bu kez hayranlannı ye- ni bir albüm için fazla beklet- medi. Oysa bundan önceki stüdyo çalışması "The Soul Ca- ges" tam dört yıllık bır bekleyi- şin ardından gelmiş ve neredey- sej)lak şirketiyle olan sözleşme- sindeki tarihe ucu ucuna yet- mışti. Bu gecikme Sting'e göre çok cıddi bir "bloke olma soru- nu"ndan kaynaklanıyordu ve genelde çok kolay ve hızb üre- ten bir sanatçı olmamasına karşın yaşamında ilk kez böyle- si bir durumla karşılaşmıştı Kuşkusuz "Soul Cages"ın dört yıl gecikmesine neden olan Sting'in yaratma zorhığunun açıklanabibr nedenleri \ar. Her şeyden önce, "NothingLikeThe- Sun" gibi sıradışı ve çok parlak bir albümün ardından, aynı ba- şanyı yineleme kaygısı Sting üzerinde etkili olmuşa benzı- vor Bunedenle"Fragile","Eng- lishman In New York" ve 'They Danced Alone'ndan aşağı kal- mayacak şarkılar yazma stresi, onun tümüyle bloke olmasına yolaçmış o günlerde. Öte yandan, plak şirketiyle olan sözleşmesinin getirdiği zo- runluluklar da zaman konu- sunda telaşa düşmesine neden olmuş. Özellikle sanat ve ya- ratım söz konusu olduğunda, eğer "zorunluluk" bu işten alı- nacak keyfın önüne geçiyorsa, sanatçıyı da olumsuz etkiliyor. Sting de "'1991 başına dek yeni albümü bitirmek zorundayım" geribmini yaşayınca, "Soul Ca- ges" bir hayb tehükeye girmiş. "Elimde tek bir melodi ya da tek bir şarkı sözü bile yoktu" diyor o günlerden söz ederken. "Ama albümü biürmek zorun- daydım. Kendime zaman sınır- lan koyarak ve yaratıabğımı zorlayarak stüdyo çalışmalan- nı gereken tarihte bitirdim. Söz- leri yazmak ise hepsinden güç oldu." Bunca uğraşının ardın- dan gelen "Soul Cages" piyasa- ya çıktığında, önce büyük bir il- giyle karşılandı müzik dünya- Sting'in tzmir ve İstanbul festivalkri için Tûrkiye'ye gelerek birer konser vermesi bekleniyor. sında. Ama kısa bır süre sonra vamadı ve satış grafıkleri hem men başında yayımladı. Üsteük Sting'de hem de şirketinde hüs-hayranlan, "Bir Sting albümü- ne benzemiyor" diye yorumla- dıklan "Soul Cages"ı kaldmp bir kenara attılar. Albümden sıngle olarak çıkanlan "AU This Time" ve "Mad About You" dışında hiçbu- parça, elle tutu- lur bir liste başansı sağla- rana neden oldu. Çoğu kişi, "Soul Cages"dan sonra Sting'in yine uzun bir bekleyişe gireeğini sanıyordu ama o herkesi şaşınacak "Ten Summoner's Tales" adını ver- diği yeni albümünü, martın he- bu kez "sözleşmenin dayatüğı" bir zorunluluk falan da yoktu üzerinde. Rahat Tahat çabşmış, esin perisinin desteğini de faz- lasıyla almıştı. Belki de bu ne- denle albüm, her şeyiyle "tam bir Sting albümü" havasında. Daha da ötesi, zaman zaman bir "The Police albümü" izleni- mi bile bırakıyor insanın üze- rinde. Belli kı Sting de eskı gün- lerin cazıbesine bır kez daha kapılmış ve The Police dönemi- ni özlemeye başlamış. 2^aten bi- raz bu duygulann etkisiyle olsa gerek, albümün ilk single diski o1an"rf ıtJverLospMyFsilhin You"nun yanına, ikt 'tane de eski Police parçası eklemiş: "Message In A Bottle" ve "Every Breathe You Take." Ama bunlar yalnızca single diskte var; albüme alınmamış. "Ten Summoner's Tales" toplam on bir parça var. Bun- lardan on tanesi, Sting'in bir' öykü anlaüa havasıyla haarla- dığı yeni masallar. Bir tanesi ise geçen yaz uzun süre listelerde kalan. "Cehennem Silahı 3" fil- minin en sevılen şarkısı "It's Probably Me." Bıliyorsunuz Sting bu parçada, Eric Clap- ton'la birlikte çalışmıştı. Albümün genel havası, Sting'in giderek daha mistik bir çizgıye yöneldığini gösteriyor. Özellikle ilk parça olan "If I Ever Lose My Faith In You", fazlasıyla manevi değerlere yö- nelik. "Heavy Cloud But No Rain"de ise "yağmur sıkıntısı" üzerine ilginç çeşitlemeler var. "She's Too Good For Me", rit- mı, akışı ve Stıng'in etkileyici performansıyla albümün en id- diab parçalanndan biri. Kısacası bu kez Sting, aradığını bulmuşa benziyor. Müzikal anlamda da bu kez tam istediğini yapmış: Sofıstike bir altyapı, bol miktarda caz kokusu ve kulağa hemen yerle- şen melodiler. Öyle görünüyor kı "Ten Summoner's Tales"- deki masallar, eski Sting hay- ranlannı bir hayli hoşnut ede- cek. Son olarak bir de notumuz var: Sting, (eğer beklenmedik bir aksibk olmazsa), İstanbul ve İzmır festivalleri için Türkiye'- ye gelecek ve 2 temmuzda Efes Antik Tiyatro'da, 4 temmuzda da İstanbul İnönü Stadı'nda bi- rer konser verecek. İDSO'da mart ayı Biret'ten Saint Saens Kıdtür Servisi- İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası mart ayı programı kapsamında bu hafta şef Gerard Akoka yönetıminde Giuseppe Verdi'nin "Tab'hin Kudreti" adlı uvertürünü, Edouard Lalo'nun "İspanyol Senfonisı" adlı yapıtını ve Maurice Ravel'- in süitlerini seslendirecek. Laurent Korcia (keman) konsere sobst olarak kaülacak. Devlet Senfoni Orkest- rası'nın 19 \e 20 martta vereceği konser- lerde İdil Biret (piyano) ve Ertuğrul Köse (komo) solıst olarak yer alacaklar. Şef Ge- rard Akoka'nın yöneümindeki orkestra VVagner'in "Rıenzı" uvertürünü, Saint Sa- ens"nın 2 no'lu piyano konçertosunu, Ric- hard Strauss'un "Korno Konçertosu"nu ve "Güllü Şövalye" operasmdan süitler seslendirecek. Opera ve bale. ' İstanbul Devlet Opera ve Balesı mart ayı programında 10,17,19 ve 24 mart ta- rihlerinde R. Rodgers'in "Neşeb Günler" adh iki perdelik müzıkalini sunacak. 12 ve 18 mart tanhlerindeki bale göstenlerinde ise Chopin'ın "Les Sylphides". Rahmani- nov'un "Rapsodi" ve L.Minkus'un "Paqu- ıta" adlı birer perdelik bale yapıtlannı sah- neleyecekler. İstanbul Devlet Opera ve Balesi 11 martta Puccini'nin dört perdelik "La.Bo- heme" adlı operasını, 13. 20 ve 27 martta Chr. W. Gluckın "Kadının Fendi Kadıyı Yendı" ve Menotti'nin "Medyum" adlı operalannı, 14 martta Thomass'ın "Sıhır- baz Oz" adb çocuk müzıkalini ve yine aynı gün Verdi'nin "Nabucco" adlı yapıtını sahneleyecek. Aynca Mozart'ın "Requiem" adb yapıtı 21 martta, Carl OfTun Carmina Burana'sı 25 martta, A.Egler'in "Karanfil Köy" adlı çocuk müzikali ve Çaykovdci'nin "Fmdık- kıran" adlı 3 perdelik balesi 28 martta ve Verdi'nin "Maskeli Balo" adlı operası 31 martta sahnelenecek. İzmir DSO'nun bu haftaki solisti Şefika Kutluer'in konsermaratonuNURAN BAYER ANKARA- 12-13 mar tta Josif Conta y önetımindekı İzmir Deriet Senfoni Orkestrası eşliğınde Detnerssemann'm "İtalyan Konçertosu"nu seslendirecek olan Şefika Kutluer İzmirli sanat- severlere bir de sürpriz hazırlıyor. Genellikle seçtıği eserleri Tür- kiye'de ilk kez seslendirmesryle tanınan sanatçının, bu yıl da ilk kefrîtafyan KonçertostH'nun ardından Brezrlyaftbesteci Hector Villa Lobos'un scvilcn eseri 5 numaralı Bachıanas Brezıleıras'- dan Aıya'yı viyolonseller eşliğinde flütle çalacağını öğreniyo- nız. Aynca 'Venedik Karnavair varyasyonunu da seslendire- cek. Flüt sanatçınuz Şefika Kutluer 'i bundan sonra büyük bir konser maratonu bekliyor : Önce Almanya ve İsviçre turnesi, aynca bu iki ülkede daha önce imzaladığı kontrat geregi iki tanınmış plak fırmasıyla compact disc kayıtlan... Ardından Rusya ve ve Japonya'ya gi- decek olan sanatçı, haziran ayında İstanbul Festivali'- nde çabnak üzere Türkiye'- ye dönecek. Daha sonra da Londra'da St.Martin in the Fidds'le konser, Amenka konserleri, birçok ünlü or- kestra eşliğinde konserler. plak-compact djsc çalışma- İan. televizyon program- lan... Sanatçıya bütün bunlan nasıl gerçekleşürdiğini sor- duğumuzda ise aldığımız yanıt bizi hayrete düşürdü. Çünkü böyle bir organizas- yonu gerçekleştirebılmek için ya ünlü bir konser ve tarutım ajansına üye ola- caksınız ya da yine tanınmış bir emprazaryonuz olacak. Ancak ülkemizde bu iki kurum da henüz yok. O zaman tek olasılık kalıyor o da, bizim gibi kendini dünyaya tanıtmak zorunda olan ülkelerin sanaunı ve sanat- çılannı bir sanat elçisi olarak değerlendirecek devlet polıtikası ve bunu uygulayacak makamlar. Oysa Şefika Kutluer bütün bu yoğun ve Türkiye'nin tanj- ülmasında çok önemb katkılan olacak etkinliklerini yalnız ken- di çabasıyla gerçekleştiriyor. Aynca son günlerde "devletin baa konularda yardımcı olacağını ümit ettiğini ancak henüz bir so- nuç alamadığmı" belirtiyor. Amenka'da aldığı bir eleştiride, J.Barry'nin belirttiği gibi "...mükemmel sanatçılıgmın vanında Türkiye için çok iyi bir sanat elçisi" Şefika Kutluer. Bu elçi dünya çapında geçerb' ev- rensel bir dili konuşuyor : Müzik, üstelik de bütün dünyanın kabul ettıği evrensel müzık ile ulaşıyor sanatçı dünyaya... Umanz hakkı olan desteği en kısa zamanda ahr. Çünkü bu ko- nuda Şefika Kutluer ve onun gibi sanatçılara veriîecek her des- tek, en kestirme ve en etkili yoldan, Türkiye'nin tanıtımı için yapılacak en yararb yatınm olacaktır. 10. Uluslararası Ankara Müzik Festivaline 15 ülkeden 645 sanatçı katılacak Cazuı yıldızları ilk kez Ankara'daANKARA (AA) - Bu yd 10. kez 4 ntsan-7 mayB tarihJeri arasmda yapılacak, "Uluslara- rası Ankara Müzik FestivalT'nde, müzikse>er- ler dünyaca tanınmış saantçılan izleme olanağı bulacaklar. Se\da Cenap And Müzik \ akfı ta- rafmdan organize edflen "Lluslararası Ankara Müzik Feso'valTnde Rusya Federasyonu, Amerika Buieşik Devfetleri, Küba, Fransa, Polonya, lngiltere, ttalya. Avusturya, Alman- ya, Monaco, Isveç, Beyaz Rusya, Kırgızistan, Japonya ve Türkiye oimak üzere, topiam 15 ülkeden 645 sanatçı kaülacak. Festhalin flaş sanatçrian arasmda, açıuş konserierini yönetecek olan ünlü şef Evgeni Svetlano>, iki konserle ilk kez Ankaralılar'ın karşısuıa çıkacak olan cazın yüdızlanndan "Chick Corea ve Akustik Band", İdil Biret, 70 yaşına karşın hala sahneye çıkan "Ballet Nati- onal De Cuba"nın baş balerini Alicia Alonso ile folk müzikte 25 yıldır zinedeki yerini koru- yan Fairport Convention \er alıyoriar. Açılışı Kültür Bakanı Fıkri Sağlar tarafi- ndan yapılacak olan festivali, Başbakanhk, Dışişleri ve Kültür Bakanbklan ile Anakara Büyükşehir Belediyesi, Ankara Valiüği ve TRTnin yanı sra sanatsever kamu ve özel ku- ruluşlar da destekliyor. Festival biletleri, 15 •4 nisanda başlayacak festi- valin açılış konserierini ünlü şef Evgeni Svetlanov yönete- cek. Chıck Corea ,ünlü balerin Alicia Alonso, Fairport Con- vention festivalin yıldızlan arasmda yer ahyor. marttan itibaren Sevda Cenap And Müzik Vakfı'nda sabşa sumılacak. 10. lluslararası Ankara Müzik Festivali'- mn gösteri programı şöyle: 4-5 nisanda, "Moskova Devlet Senfoni Or- kestrası"nBi konseri, 6 nisanda İdil Biret'in piyano resitali, 7-8 nisanda, "Chick Corea ve Akustik Band" konseri, 10-11 nisanda Ballet National De Cuba'nm "Balede Gezinti" adlı gösterileri. 13-14 nisanda "Balet Nancy"nin modern bale gösterisi, 16-17 nisanda "Polom a Müzik Tiyatrosu ve Poznan baksi"nin rock bale gösterisi, 17 nisanda Şirin Pancarcıoğlu'- nun arp resitali, 18 nisanda İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Herald Tnımpetts'in gösterisi, 23-24 nisanda, "Padova ve Veneto Oda Orkestrası'nın konseri, 25 nisanda Boğa- ziçi Üçlüsü'nün konseri, 26-27 nisanda Fair- port Comention'ın pop-folk dinletisi. 28 nisan- da "VVienear Mozart Trio"nun konseri, 29-30 nisanda "Arcata Stuttgart'uı gösterisi, 30 ni- sanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'- nın konseri, 1 mavısta "Çağdaş Bale Toplulu- ğu"nun gösterisi, 2 mayısta Per Tengstrand'ın piyano resitali, 4 mayısta "Radost Folk Dans Topluluğu"nun gösterisi, 5, 6, 7 mayısta da "Le Prestige Ordıestra"nuı caz konseri yer alacak. 18 marUa Cemal Reşit Rey'de Akustikpiyanoyla ChickCorea Chıck Corea Kültür Servisi - Caz dünyasi- nın ünlü isimlerinden Chick Corea, "Best of Sisley kon- serleri' Caz Serisi"nin ikinci konuğu. Chick Corea. 18 mart perşembe günü Cemal Reşit Rey'de, saat 18.30 ve 21.30'da vereceği iki konserle cazse- verlerin karşısında olacak. E>ört yaşında piyano çalma- ya başlayan ve Beetnoven, Mo- zart, Bach gibi ustalann klasık eserlennı djnleyerek büyüyen Chıck Corea, bfr süre Herbie Mann, Cal Tjader ve Mongo Santamarie gibi Latin müzığı- nin ustalanyla çabşan sanatçı daha sonra Stan Getz, Sarah Vaughan, Blue MitcheO ve Gary Burton'a akustik piyano- da eşlık ctti. 1968yıhndaMfles Davies'in "İn a Slient Wa\" ve "Bitches Brew" adlı çok önemli iki yapıtına imzasını attı. 1968-1971 yıllan arasmda "Circle"la avant-garde müzik çabşmalan yaptı. 70'li yıllarda Stanley Clark ile kurduğu " Re- turn f o Forever" topluluğu, fusion tarzınını en kuvvetb" ve aranan gruplanndan biri oldu. 80'li yıllann başında akustik piyanoya ağırlık veren Corea, 1985'te "Chick Corea Electric Band"i kurarak elektrikb' pi- yanoya dönüş yapü. Sanatçı, Grammy ödülü de dahil ol- mak üzere birçok müzik ödülü aldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear