25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA 12 DIZI Üstün yetenekli çocuklann aileleri kendi dertleriyle baş başa Milli Eğitim'in katkısı sıfir Bu yaa dizimizde, üstün yetenekli çocuklann ge- nel sorunlan ve eğitirn sıkıntılannı ele aldık. Ülke- mizde bu çocuklarla ilgılı neler yapıldığı üzerinde durduk. Gördüğümüz manzara hiç de parlak de- ğikü. Yüzde 10 ile yüzde 1 orarunda çocuk nüfusu- nun üstün yeteneklılerle ılgili eğıtıme muhtaç oldu- ğunu uzmanlar behrtiyorlar. Bu çocuklarâ özel veya bireyseUeştirilmış eğitim yapılmazsa, büyük sıkınülar çekıyorlar ve okullan terk etme noktası- na kadar vanyorlar. Bu çocuklar yüzde bir oranın- da bile olsa sayılan yüz binlere ulaşıyor. Geleceğe yönelik projeler Ülkemizde ise bu yaa dizisi suasında ışaret ettı- ğinüz gibi ilkokul düzeyinde bir okul var. Bir kar- ma eğitim yapan ilkokul var. tnanç Vakfı'nın kur- tnayı kararlaşürdığı ve gelecek yıl eğitimine başla- nacak bir proje var hepsi bu kadar. Mılh Eğitim BakanlığYnm ise geleceğe ilişkin projeleri olduğu belirtiliyor. Yanı bu çocuklann, ancak 150-200 ka- dan eğitim olanağı bulabiliyor. Geri kalan çocuk- lar ise aılelenyle, kendilennden haben olması mümkün olmayan 70 kişıhk sınıflanyla yani ka- derleriyle baş başa. Büyük çoğunluğunun ola- naksızîıklar yüzünden eğitimlerini yanda bıraktığı. ağır psıkolojik sorunlara düştüğünü biliyoruz. Ülkemizde eğitim eksiklıği yanında bu konuda yeterli uonana ve altyapıya sahip olmadığımız da • Ülkemizde eğitim eksikliği yanında bu konuda yeterli uzmana ve altyapıya sahip ohnadığımız da bir gerçek. Bu tür sıkıntılara düşen ailelerin ve çocuklann başvuracağı merkezler ve bu konuda özel eğitim görmüş uzmanlar parmakla sayacak kadar az. bir gerçek. Bu tür sıkıntılara düşen ailelerin ve ço- cuklann başvuracağı merkezler ve bu konuda özel eğitim görmüş uzmanlar. parmakla sayacak kadar az. Aynı şekilde başvurulacak kaynaklar da sırurlı. Çok az sayıda insan bir şeyler yapabilmek ıçin ça- babyor. Her şey çok yetersiz. MiUi Eğitim Bakanlığı bu konuya acil bir şekilde el atmak zorunda. Bu alana hızla ve önemle yatınm yapılmalı. Bir uzmanın şu sözlen çok çarpıa: "Biz bir altın madenı üzerinde oturuyoruz, ama bunun değerini bilmiyoruz." Ço- cuklann altın madeni kadar dayanıklı olmadığı ise ayn bir gerçek. Eğer bu maden işlenmezse bir süre sonra işe yaramaz ve zararh bir metal haline dönü- şebilir. Doç.Dr.Füsun Akarsu, bu eğitımsızliğin yo- rumunu yaparken şunlan söylüyor: "Üstün ahın- sel yetenekMlerin yuzde sıfır okuİlaşma oranı ile re- ÇOCUĞUNUZ ÜSTÜN ZEKALI OLURSA MMLÇMJŞUR kor kırdığı gözlenmektedir.Bu istatistik iki biçimde yorumlanabilir: • a- Ülkemizde üstün zihinsel yetenekli çocuk yoktur. Dolayısıyla onlann eğitimi gibi bir sorunu- muz yoktur. • b- Ülkemizdeki üstün zihinsel yetenekli ço- cuklara (Genelde çağ nüfusunun yüzde 2'si yani yaklaşık 500.000 okul çağı çocuk), onlann özel ih- tiyaçlannı karşılamaya yönelik riiçbir sistematik eğitim faaliyeti yoktur, dolayısıyla üstün zihinsel yeteneklilerin eğitimi gibi çok ciddi bir sorunumuz vardır. "Biz, istatistik diline olan güvenimize, gözlem- lerimize ve çocuklanmıza karşı duyduğumuz so- nımluluk bıh'ncine dayanarak ikincı seçeneğin doğruluğunu düşünüyoruz. Üstün zihinsel yete- nekli çocuklann özelli'klerinı bir kategorik sınıfla- ma ık değil, göreliliğe dayalı bir dereceleme ile ele BİR ÖĞRETMEN KENDİNİ SAVUNDU Dalıa öııce bilinçsizdikCoşku İlkokulu 3.sınıf öğret- menı Ilter Arpacık: İlk öncelen ben onlan tanımıyordum, onlar beni tarumıyordu. Başta epeyce zoıiuk çektık Zaman içinde ço- cuklar arasındaki farklıhklar or- t?ya çıktı. Baalan biigiü fakat haşan davranıyor- lardı, serttıler. Ço- cuk kendini ispat- lamak için kıvranı- yor, bir şeyler gös- termet istiyor. Bu arada k ncı da olu- yor. Sonra ne ya- payım diye dûşün- diim Mesela bir öğrencim var. flk önce onda zorluk çeküm. 25 yülık millı eğitim kurum- lannda öğretmen- lik yaptım. Çok gü- zel olaylar ya- • şadım. Bugüne ka- -fr— dar, bu tür çocuk- » t e r larla ilgilendım ve birçok şeyler yaptım. O zaman da ustun yete- nekli çocuklan okuttum, fakat burada o tür çocuklarâ okulun bılim kurulunun yardımıyla daha bilinçli yaklaşıyorum. Bu çocuk ilk önce benı çok yordu Yazı yazmadı, dinlemedi, de- vamlı konuşmak istedi. kendisi- ni göstermek istedi. Bir ara hu- zuru sağlamak için teyp getire- lımdedik. "fstedığıniz müa'ği çalayım, bu arada siz yaan' sözlerim etkili ol- du. Teyp çok ışe yaradı. müziğı dinlediler. Bu arada müzikte an- laşamadık.Bazılan arabeski sev- diğini, bir grup pop müziği be- ğendığını söyledı. Çocuklann kendilerini göstermeleri için pro- jeler verdik. Bu arada yetenekle- rinı öğrendik. Bazısı tarihi, bazısı coğrafyayı, banlan hay- vanlan seviyor. öğrencilere iste- diği ödevı verdiğimiz zaman daha başanb oluyorlar. Sınıfa Ali köşesi, Memo köşesi gibi ço- cuklann ürünlennin köşelerini yaptık. Projelerinı getirdıler haarladılar oralara astık. Bu arada sınıfa yeni bir kız öğrencı geklı. Kendini göstermek isteyen öğrencim hemen ortaya çıktı ve kendini göstermek istedi. Bak bunlan ben yaptım diye öne atıldı. Şımdi çok sakıniz çok iyi- yiz. Şirndi daha fazla ileriye gıde- bilmemız lazım. Şimdı üçüncü sınıfta okuyoruz, çocuklarâ dör- düncü sınıfın derslenni veriyo- rum ve çocuklar bunu ahyorlar Hemen anlayamayanlar da var. Onlar için tekrar yapıyorum. Bu kez çabuk öğrenenkr tepki gös- teriyor. Seviye farkı Öğrencılerin hepsi birbirine \akın seviyede olsa daha başanlı olurum. Farklılıklan işi zor- laştınyor. Geoenlerde emekli ol- duğum okuluma gittim. Gerçek- ten o zamankj sıruflarda da üs- tün zekâlı çocuklar varmış. Biz onlara zeki çocuklar diyorduk. Bir çoğu daha sonra kolejleri ka- zandılar.Öğretmenler gününde arkadaşlanmın yanına gıtüğim- de hep bu çocuklann durumunu sordum. Yaptıklan hareketleri 'sordum. O zaman onlara davra- nışlanmı ve onlann davranışlan- nı düşündüm. Her şeyi bi- lıncsız yapıyormuşuz. Bazı arka- daşlanm, bir kısım çocuklan an- latırken onlardan şıkayet ediyor- lar. Yaramazlık yapıyor, beni öl- dürüyor, diyerek çaresızlıklerinı beUrtiyorlar. Baa bıbnçli sorular sordum ve bu çocuklann gerçek- ten yetenekli ol- duklan ortaya çıktı. Böyle ço- cuklan arka- daşlanm har- cadıklannı sanmıyorum. Sınıflar kala- balık olunca. buradaki eğiti- mi orada yap- mak mümkün değil. MiUi Eğıti- mın devlet okuüannda ye- —J dek öğretmen- ler var. Bu ye- dek öğretmenlerden bu yetenekli çocuklar için yararlamlabılir Omeğın çocuk için o ders sıkıa ve hafıf geliyorsa. öğretmeni onu yedek öğretmene gönderebilme- h'. Devlet okullannda öğretme- nin böyle bir yetkisi yok. Bu ko- nuda bir yönetmelik çıkanlabi- ür. Coşku İlkokulu Müdürü AydmCebeci Bu noktada öğret- menin hızrnet ıçi eğitimi son de- rece önemü. öğretmenin bu işe inanması gerekır Inanmıyorsa, kusura bakmayın bu iş sıanle yüriimez diyebilmeli.Bu tür ço- cuklar zor cocuklardır. Tıpkı özel eğitim alaruna giren ÇOCT1 C- lar gibi. Üstün yetenekliler için Türkiye oidukça kısır bir ülke. özel okul saytsının azhğı, devtetin ilgigitligi velikr tarafından protesto edüiyor. YENIUFUKLAR Normalüstü zekâhkmn okulııTürkiye'de yetenekli çocuklar için kurulan ilk özel oİcul Yeni Ufuklar okulu. Bu okulun nasıl bir eğitim yaptığını, amaçlannın neler olduğunu okulun Genel Müdürü Gülten Ülgen'esorduk. Ülgen şunlan aniattı: Bİ2 okula asgari 115IQ dereceb çocuğu alıyoruz. Zeka testleri ıkı vıida bir yeni ek ve değerlendırmelerle ele aknır ve uy gulanır. Biz bu gelişmeleri takip eden bir uygulama içindeyiz. 38 milyon tabii ki çok yüksek bir ücret. Ama sınıflanmız 8-10 çocukla eğitim yapıyor. Bazan 6 çocuğa 6 öğretmen bakıyor. Pek tabii bu ücretlerin yükselmesine, maliyetlerin artmasına neden oluyor. Okulumuzda lQ'sü 171 olan bir çocuk var. 160 cıvannda 8-10 çocuğumuz bulunuyor. Bu çocuklarâ üstün zekâlı demek yerine nonnal üstü demek daha doğru. Çünkü 115IQ derecesi normalin üstü anlamına geliyor. Üstün yetenekli çocuklarla, normal çocuklan aynı okulda okutmak rru. yoksa normal üstü çocuklar için özel eğitim kurumlan açmak mı daha doğru, henüz bu tartışma sonuca bağlanmış değil. Ancak diğer çocuklardan daha çabuk öğrenen. farklı özellik ve yetenekler gösteren çocuklarla özel olarak ilgilenen, onlara uygun bir eğitim veren kurumlara kesin ihtiyaç olduğu inancındayım. Bize gelen çocuklann birçoğu, normal okullarda eğitim sıkıntısı çekiyorlardı, uyumsuzluk sorunuyla yüzyüzeydiler. Burada bu sorunlan özel eğitimcilerin, uzmanlann yardımıyla aştığımızı söyleyebilirim. Böyle bir okulun paralı olması sorun. Ama ülkemizin koşullan belh. Asbnda bu çocuklar da özel eğiüme muhtaç çocuklar kategorisi içinde. Eğitim zorluğu çekiyorlar. Bunlara destek gerek. Belki uluslararası alanda destek bulabilinz umudu içindeyiz. Klasik okullaranlayışsızÜstün yetenekti çocuklarâ sahip aile- ler bu sıkıntıyla en fazla yüz yüze geüyor- lar. Çocuğun eğitim sorununu çözmek, gündetik hayata uyumunu sağlamak için bûtüh olanaklarnı seferber ediyorlar. Çünkü, bu çocuklarâ yaklaşım büyük in- ceBk istiyor. Yapılacak bir hatalı dav- ramş, öoıûr bo>ıı kalıcı olumsuz izler bı- rakabüiyor. Bazı aileler yaşadıklannı şöyle anlattdar Yeni Lfuklar llkokuhı İ^ınıf öğrencisi Cem'in annesi Halkfe: Cem benim ikinci çocuğum. Şirndi üni- versitede okuyan kızım. zekâ düzeyi ne- deniyle çok sikıntı çekmişti. Çe>Tesiyle uyum güçlüğü »çindevdi. Genümü ve zor bir öğendlik dönemi geçirdi. Cem için bu okul bir çözüm oldu. Onun birçok ihti- \acina okul cevap verebiliyor. Çocuğu- mun şimdi daha rahat olduğunu söyleye- bilirim. Yeni Ufuklar İlkokulu 3. Smıf öğren- cisi Denizhan'ın annesi Füruzan, çocuk- larnm küçükten itibaren, hızlı öğrenme- si, iki yaşlnda okuma yazmayı sökmesj nedeniyle, onun ihtiyaçlanna uygun bir çözüm arayışj peşine düştükJerini söyJe- di. Sırf çocuğun okuma ve öğrenme so- runlannı çözebümek için İstanbul'a gel- diklerim anlattı. Demzfaan'm sekiz yaş grubunda satrancta Türkiye şampiyonu oktuğunu söyfcyen annesi, çocuğun bu okulda muthı otduğunu beürtti. ftner'in babası Turhan ise şunlan söyiedi: u Ay- bars çok sıkmtı çekti. Her gittiğhniz yer- de, yaşıtlarryla ilişkide sorunlar çıktı. Hep bilgisi ve farklılığı nedeniyle dışian- mak tefab'kesiyle yüz yûze geldi. Onun so- rularma ve ihtiyaçlanna cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Kmlgan bir yapıa var. Aramızda, onun sürekli sorularma doğru fakat sade cevap vermek şeklinde bir flke bethiedik. Yine de tam bir uyum kurdu- ğumuzu söyleyemeyiz. Okul bir ölçöde yanümcı oluyor." KAŞİFLER KULUBÜ1991YHJINDA KURULDU Üstünyeteneklilerin hıftasonıı eğlencedAcıbadem'de bir çocuk kulübü. Hafta sonlan 5-10 yaşlan arasında çeşiüi yaşlardan çocuklar bir araya geliyorlar. Bu çocuklann IQ'lan en az 125-130. Kâşifler Kulübü. Petek ocuk Yuyası'- na bağb olarak 1991 yıhnda kurulmuş. Üstün yeteneklı(özellikb') çocuklann bo§ zaman etkin- liklerindeeğjtilmesi ve ailelerin karşılaşüklan sorunlarda onlara daruşmanbk yapıhııası ama- ayla çalışüklannı belirtıyor, Petek Çocuk evinin kurucusu Nihan Büyüksezer. Okul Müdürü Aynur özdemir ise, Doç.Acar Baltaş'ın ayda bir kez bu kulübe gelip seminer verdiğini söylüyor. Seminerin konusu ise. anne-baba ve çocuk arasında iletişim tekniği. Okulun psikoloğu Kutlu Ardab her hafta çocuklann ve ailelerinin karşılaşüklan sorunlara yardıma olmaya çahşıyor. Kâşifler Kulübü, aynı zamanda üstün yetenekb' çocuklar konüsunda tanınmış bir kunıluş olan vemerkezi fngiltere'de bulunan 'National Associaüon For Gıfted Oıildren'in (NAGQ üyesi. Yöneticiler, kulübün temel ilkesini şöyle açıkbyorlar "Her çocuğun kendi yeteneğine göre eğıtılme hakkı vardır. "Kulüpteki faab'yetler şunlar: Resim, seramik, vitray. El sanatlan, marangozluk. 15 günde bir dönüşümlü fotoğrafçıhk ve bilgjsayar. Kültürel animasyon. Satranç, leggo vepuzzle. Bu çabş- malara aileler de gönüllü olarak katılabılıyorlar Üstün yetenekli çocuklann yeteneklerini gebştirmeleri ve öğrenme ihtiyaçlanna cevap vermeyi amaçlayan bu kurum, kendi olanaklanyla küçük de olsa bu alanda bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Çağdaş demokrasinin ve Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusu, onurlu ve aydın insan UĞUR MUMOPnun katledilmesini nefretle kınıyor, ailesi ve tüm ulusumuza başsağhğı diliyoruz. İÇEL ECZACILAR KOOPERATtFİ Sevgili UĞURMUMCU Çoğalmaktayız... DEVLET TtY^TROSU ÇALIŞANLARI Degerli basın emekçisi UĞUR MUMOPnun banş ve demokrasi uğrundaki mücadelesini destekliyoruz. Yaşama hakkı ve düşiince özgürlüğünü yok etmeye çalışanlan şiddetle kınıyoruz. DUDULLU PHILIPS İŞÇİLEHİ POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMEDKEMAL AymYente-. abnak yerinde olur. Kaba bir tanımla, bu tür ço- cuklar yaş gruplanndaki normal arkadaşlanndan daha erken, daha çabuk, daha iyi ve daha farkb bir biçimlerde öğrenen cocuklardır. Dolayısıyla bun- lara sağlanacak eğıtimın daha kısa zamana yayıl- maa, daha zenginleştıribniş ve iyi niteükte obnası ve öğretim, eğitim programlannın farkhlaşünlması gerekmektedir." "Sorunlann boyutundan da anlaşılacağı gibi ül- kemizde üstün zihinsel yeteneklilerin eğitimi büyük ve çetın bir mücadele alanı olarak durmaktadır. Gerek genel eğitimde karşılaştığımız engeller, ge- rekse alanın kendine özgü zorluklan önümüzdeki yülarda bu konuya gereken önceliğin veribnesıni kaçınıbnaz kılmaktadır. Bu alanda Doğu'da ve Batı'dakı pek çok ülkenın kat ettiği yol, deneyimle- rin çeşitblıği ve zenginliği kendi modebmizi yarat- mada yardıma olabilir. Şu aşamada önemiı olan j bu tür eğiüme duyulan ihtiyacın farkına vararak < gerekü haarbklara ve deneme çabşmalanna başla- ' rnakür." Evet doğru söze ekleyecek bir şey yok. Üstün zi- hinsel yeteneklilerle ilgili yeni adimlar atıbnasını bekbyoruz. Bu sahipsiz alan mutlaka doldurulmalı ve bu cocuklanmızın ve ailelerinin sıkıntılanna or- tak olunmabdır. Ancak, şu anda görünen o ki bu işin asıi sahipleri ailelerdir. Birleşmek ve olanaklan zorlamak önce onlann görevidir. BİTTI Adı, Macar Mustafa'ydı, taharri memuru da derlerdi. Taharri memuru, yani gizli polis (ya da ajan). Ardından konuşurken Mustafası'nı dâ atarlar, sadece Macar kalır- dı. Küçük meyhanelerde görünürdü.. girer, birtane atar, çıkar; bir tane daha atardı. Elçilik şoförleriyle senli ben- liydi. Büyükelçilerin nerede olduğunu, nereye gidecek- lerini onlardan ögrenirdi. Bu Macarlık ona nereden gelmişti merak ederdim. Günün birinde öğrendim Macar işçiler yenileşmekte olan kente dolmaya başlayınca etii butlu, sarışın bir Ma- car kızıyla evlenmişti. Bu yüzden adının başına bir Ma- car kondurmuşlar, olmuş Macar Mustafa!.. Mübadil dedikleri Balkan göçmenlerindendi Her dilden çat pat birkaç sözcük bilir, konuşurdu. Kent o yıllarda kaynıyor. Ne olup, ne bittiğini öğren- mek için kulağı delik, "taharri memuru"na gerek var. Kentin ünlü polis komiseri Arnavut Hasip'ten iş istiyor; o da, "Gel seni taharri yapalım" diyor. Oluyor gizli polis (ta- harri memuru)... Sivil giyinmiş, kalabalık yerlerde dola- şırken kendini saklamış sanıyor, ama erbabının gözün- den kaçmıyor, şıpınşak anlaşılıyor; elbise Sümer Bank'- tan, kundura Beykoz'dan... Millî Şefli, tek partili, Ismet Paşa yönetimi, muhalifleri onlarla izletiyor, düşünceleri onlarla denetliyor. O yıllarda, 1940ların savaş Ankarası'nda böyle "teb- dil" gezen birçok gizli polis vardı. Bunlardan biri de Macar Mustafa'ydı. Ya Bulgar ömer? O da röleve şap- kası ile caddelerde gezer, bütün fiyakası ile gece kulüp- lerinde görünmez miydi? Yakın dostu Fethi Giray'dı. Savaş sırası sürgüne gönderilen aydınlar ve şairlerle düşüp kalkılmasını istemezdi, Fethi'yi uyanrdı, biz de uyanalım. Jurnal vermek, gammazlamak Abdülhamit dönemin- den beri var, Cumhuriyet döneminde niye olmasın? Cumhuriyet de kendine göre hafiye bulmuştur. Bunlar eski jurnalciler olmuştur? Son zamanlara gelince, solcu Ecevit hükümeti kurul- duğunda (Millî Selamet'le) telefonlarının MİT tarafından izlendiği, dahası telefon paralarının MİT tarafından ödendiği ortaya çıkmıştır Önce olay bir skandal olarak karşılanmış, sonra unutulmaya bırakılmıştır. Kontrgerillanın bir türlü üstüne varılamamıştır. Kimi siyasal iktidarlar bunu yadsımış, kimi de bilmezlikten gelmiştir. Faşist cuntanın bir kolu olan Faik Türün zamanında Ziver Bey'de işkence hücreleri kurulmamış mıdır? Konu ortaya çıktığında da hep yan çizenler olmuştur. Bugün ülkemiz işkenceci olarak tanınıyorsa bu yüzden değil midir? Bugün yüksek bir mahkemenin başkanı olan Yekta Güngör Özden, "Belki odamı bile dinliyorlar" diye ya- kınmıyor mu? Şöyle söylüyor. "Ben mafya babası, vergi kacakçısı, beyaz kadın taciri miyim? Ben yüksek bir mahkemenin başkanıyım. Ana- yasaya göre görev yapıyorum. Benim bekçim, polisim yok. Oğullanmın televizyonu, dostlarımın gazetesi yok." Yakınlarına tehdit telefonları geliyor. Odalar dinleni- yor. Sevinilecek bir olay da bütün demokratik kuruluşla- rın Yekta Güngör'ün yanında yer almasıdır. Bu, az güç ve kuvvet değildir. Bunun geçmişte örnekleri de var. Bir yüksek yargıcın üstüne gidildiğinde Yargıtay'ın üyeleri, yargı organlarının temsilcileri cüppelerini soyunup Anıt- kabir'de Atatürk'ün kabrine koymadılar mı? Bu cüppeler sonucu yeryerinden oynamadı mı? Demokrasiyi her zaman sıcak tutmak gerekiyor. Bü- tün cözümler demokrasi içinde vardır Sadece demok- rasi istemekle yetinilmez. Demokrasi birdüşünce rejimi olduğu kadar. bir de kendi kendini koruyan sistemdir. Herkes için demokrasi olduğu gibi, demokrasinin kendi koruması için de demokrasi gereklidir. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 l/Lütfiö.Akad'm."Ge- Kn" ve "Düğün" fılmle- riyle bir üçlü oluşturan fılmi...Zaman. çağ. 2/ Yük asansörü. 3/ Tırpa- na balığına verilen bir başka ad... Telli çalgılar- da tellen yüksekçe tutan tahta köprücük. 4/ Ağır- lama... Boru sesi. 5/ Gü- zel sanat... Yapraklan sebze olarak kullanılan bir bitki. 6/ Kesıntilerden sonra kalan miktar... Kansızlık. 7/ Çabuk davranma alışkanlığında olan. 8/ Yerli mah simgeleyen harfler... Bir nota... Uluslararası Basın Enstitüsü"nün simgesi. 9/ Bir peygamber... Bir alay işareti. VUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şerif Gören'in, yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödül kazanmış bir filmi... Titan elementinin sim- gesi. 2/ Asya'da bir ırmak. Fransa'da bir kent. 3/ "Sâdıklan tahkir ile red kâide oldu/Hırsızlara ikram ü inâyet - çıktı" (Ziya Paşa).. "Aptal kutusu"'nun kısa yazılışı. 4/ Etek ucuna doğru genişleyen givsi... Yabana. 5/ Uzakhk işareti... Zeki ve yara- maz çocuk. 6/ Çalgıç. 7/ Göğüs... SSCB'nin ünlü lideri. 8/ Tıp dilinde derinin kanlanmasına verilen ad... Matemaükte kulla- nılan sabit bir sayı. 9/ Yerfıstığı. A\HE_ cLüZ l\H\L £\A\Y rV]T^ R_ I D A ~ I\K\AMI e\6\Â\ı\e T\A\F\O\N • ^k'j •/ emc 1/ \s 7AWWK Bu ulusun; Atatürkçü, demokratik, laik, çagdaş evladı UĞUKMUMCU Senin için yüreğimiz yanıyor. Sevgisi, mücadelesi büyûyecek. Cumhuriyet ailesinin ve Türk halkının başı sağolsun. DENİZLtVleıı SeUhattin Smg, Zekal Ergat, Ali Helvacıo^n, tbrahim Bayrakçı, Ftrden Odnncnoghı, Fâsnıı Baykent, Darnt DoJfnn, Derya SanyıMız, SaUh Co«ar, Mattalip Gtataş, Kadir Bilgetekin, Aynnr Sag, Perrin Ergnt, Admmn W**j, UraUm Ibkat Demokrasinin cesur savunucusu, vatansever salrıncah piyadc UĞUR MUMOPvu kaybetmenin üzûntüsö içindeyiz. Başta ailesi, Cumhuriyet gazetesi ve onu seven bütün halkımızın acılannı paylaşır, bassağlığı dileriz. SOSYAL DAYAMŞMA BtRIİĞt ADINA BAŞKAN MERAL KAYAU XV. ARKAOAŞLAJU BERN-İSVİÇRE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear