25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23KASIM1993SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Eğitimde demokratikleşmenin neresindeyiz? Bugün Talım ve Terbıve bır bılım ve uzmanlar kurulu mu? Bakanlığm öbür bınrnlennde olduğu gıbı, Talım ve Terbıye Kurulu başkan ve üyelen belirlenirken "Türk-Islam Sentezci" oluşlannın önemle dikkate alındığı herkesçe bıhniyor. Bu uzmanlann (!) uzmanlığı meydanda!. Prof. Dr. MAHIVIUT ADEM Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Eğıümde demokraükleşmenın nere- sindeyiz9 Bu bağlamda en onemh plat- form. hıç kuşkusuz bu yıl toplanan XIV Mılh Eğıtım Şûraa'dır M. Eğitim Şûrasfndan ne bekleniyor? 10 Hanran 1988 ve 10 Ocak 1993 tanhlı yonetmehğınegore Mılh Eğıtım Şûrası, Mılh Eğıtım Bakanlığı'nın en yuksek danışma organıdır Şûranın amacı. Turk Milli Eğitiminin geliştiril- mesi için gerekli onkmleri almak. eği- tim sonınlarını tespit etmek \e bunların çözümu için tekiifler getirmektir. Mılh Eğıtım Şûrası, bakan. muste- şar, musteşar yardımcıları vb doğal üyeler, Mılh Eğıtım Bakanfnca çağn- lan eskı Mılh Eğıtım Bakanlan. eskı musteşarlarvb da>etli uyelerle. seçim- le gelen uyelerden oluşur Bızce. şûranın en antıdemokratık nıtelığı, seçımle gelen uyelenn seçılme surecındedır 12 Eylul asken yonetımı donemınde toplanan X ve XI şûralar bıle. XII. XIII ve XIV şûralardan çok daha demokratık bır yapıya sa- hıptı Tum unıversıte rektorlenyle -kı o zaman hepsı seçımle bu gorevlere gelmışlerdı- başta eğıtım olmak uzere tum fakulte temsılcılen. fakulte kurul- D YP-SHP 1 ve 2 koa- hsyon hukumetlen- mn protokol ve prog- ramlannda temel hedef. 12 Eylul asken yöneüm donemlenn- den kalan, başta anayasa olmak uzere tum yasalardan antıdemokratık hu- kûmlen ayıklamaktı Bu bağlamda hem protokol, hem hukumet progra- mında Yüksek Öğretım Kurulu'nun (YÖK) kaldınlacağı ongörulmuştur Hatta Çıller hükumeü programında "Bilimsel kurumlann özerkliğinin ... demokratikleşmenin vazgeçilmez koşu- lu olduğuna inanırız" denılmektedır Demırel hukumetı programında ıse "YÖK sistemi kaldırüacak, unhersite özerk olacakür" hedefı yeralrruştır İkı yıla yakın bır zamandır ıktıdarda bu- lunan DYP-SHP koahsyon hukumetı. bu sozunu yenne getırmemıştır YÖK donemınde 1402 sayılı Sıkıyonetım Yasası ıle uruversıtedekı gorevıne son venlen ya da gorevınden a>nhnak zo- runda kalan profesorlenn hükumet uyesı olmasına karşın Hukumetın kuruluşunda. bırbınne taban tabana ters duşen ıkı buyuk sı- yasal partıyı koahsyon çaüsı altında bırleştıren temel nokta. demokratık- leşmedır lannca seçıhyorlardı 1988 ve 1993 yıl- lannda yapılan değışıklıklere göre, YÖK tarafından seçılen şûra uvelen şunlardır Ikı YÖK uyesı.beş unıversı- te rek toru,eğıtım bılımlen. eğıtım. teV - nık \e meslekj eğıtım fakultelennden on dekan, on oğretım uyesı, bu fakul- teler dışındakı fakultelerden on beş oğretım uyesı YÖK. 12 Eylul asken yonetım uru- nu oluşu, yasal olmayan keyfi ve antı- demokratık yapısı ve uygulamalanyla on ıkı yıldır en çok eleştınlen bır kuru- luştur YÖK'un onlarca keyfi uygula- malannı yargıya goturerek ıptal ettı- ren değerİı bır hukukçu, YÖKu şo>le değerlendırmektedır "...YÖK, vasa dinlememektedir. Yargı karanna saygı duymamaktadır. Böylece belki kunıluşu bir anayasa ku- ralına dayalı bir temel yasanın olması- na rağmen, yavaş ya\aş bu y argı karar- larına karşı koymaktaki tutumu nede- niyle açıkça ifade etmek istivorum, aıiık > asal bir kurum olmaktan çıkmış- tır. Bir kuruluş bu denlı yargı kararları- na karşı cephe alma\ ı mutat hale geti- rirse bir istikrar kazaıunış durum haline getirirse, o kurula meşrui>etini kaybet- miş, yani yasadışılığa doğru gitmiş bir kurum nazarola bakma hakkımız ol- duğu kanısınday ım." (*) Bu nıtelıktekı bır YÖK tarafından behrlenen şûra uyelenne seçımle gelen uyeler denılebıhr mı° Talim ve Terbi\ e Kurulu Mılh Eğıtım Şûrasfnda alınan ka- rarlar. bakarun onayından sonra Ta- lim ve Terbi\e Kunılu'nca uygulamaya konulmaktadır Talım ve Terbıye Ku- rulu. 1926 tanhlı Maanf Teşkılatına Daır Kanun da önenlmış, ta^annın TBMM'de goruşulmesı sırasında ya- pılan sert tartışmalar sonucu kurul- muştur Zamanın Mılh Eğıtım Bakanı Hamdullah Suphi Tannöver, TBMM'- de Talım v e Terbıy e Kunılu'nu şu soz- lerle savunmuştur "Tûrk ulusunun okul içinde ve dışında eğitim ile ilgili bu- yük sorunları ile uğraşacak >e eğitim bakanhğma manevi kontrol görevi ya- pacak bir bilim ve uzmanlar kurulu ola- cak." Bugun Talım ve Terbıye bır bıhm ve uzmanlar kurulu mu9 Bakanlığın obur bınmlennde olduğu gıbı. Talım \e Terbıye Kurulu başkan ve uyelen belirlenirken "Tûrk-İslam Sentezci" oluşlannın onemle dıkkdte alındığı herkesçe bıhniyor Bu uzmanlann (') uzmanlığı meydanda' 1993 yılı Mayıs a>ı venlenne gore. Mılh Eğıtım Bakanlığı Merkez Orgu- tu Daıre Başkanlannın o ol3'u. şuly mudurlennın ° o9'u. eğıüm uzmanlan- nın ° o 10"u Dın Kulturu ve Ahlak Bıl- gısı dersı oğretmenıdır Tum orta dere- celı okullarda görevlı oğretmenlenn ancak %4 5 kadan Dın Kulturu ve Ahlak Bılgısı oğretmenı olmasına kar- şın, anılan okullardakı yonetıcılenn (müdur, mudur yardımcısı) %7 5'ı bu dal oğretmenlennden seçılmışlerdır Ortaokul ve lıse programlannda haf- tada ıkı saat Dın Kulturu ve Ahlak Bılgısı dersıne karşılık. Turkçe ve Ede- bıyat 6, Matematık 6-8 saat ve daha fazla okutulmaktadır Ancak okul yo- netıcılenyle bakanlık merkez orgutle- nndekı yoneüalenn çoğunun Dın Kulturu ve Ahlak Bılgısı oğretmenle- nnden seçılmesı duşundurucudur Boylece ulusal eğıtımımızı kımlenn yonettığı. açık seçık ortadadır Soz, Mılh Eğıtım Bakanlığı'nın soz- de bılım \e uzmanlar kurulu Talım ve Terbıye'den açılmışken bır noktaya değınmedengeçemeyeceğım Talım ve Terbıye Kurulu salonuna başkan ve uyeler ayn kapılardan gınyorlar Baş- kan, uyelerden bır metre kadar yuk- sekhktekı bır kursude oturuyor Ne- den9 Bakanlar Kurulu'nda başbakan, Mılh Guvenhk Kurulu'nda cumhur- başkanı ya da asken şûrada başkan, uyelerden daha yuksekte mı oturuyor9 Talım ve Terbıye Kurulu Başkanı'- nın. kurul salonuna gınş ve çıkışında uyeler hep bırlıkte ayağa kalkıyorlar Bızce burada onemh bır nokta unutul- muş Başkan gırerken \e çıkarken "dikkat çekecek" kıdemlı bır gorevlı' Bu eksık de tamamlanırsa Talım ve Terbıye Kurulu tam bır asken kışlaya benzeyecektır Öyleyse Talım \e Ter- bıye Kurulu, terbıyeden çok tahm ıle ılgılı olmalı' Böyle bır ortamda çalışan Talım ve Terbıye Kurulu. bılım ve uz- manlar kurulu olabıhr mı° Ulusal eğı- üm pobtıkasını oluşturacak duşunce uretebıhr mı"1 Bu yapı ve anlayıştakı Talım ve Terbıye Kurulu'nca duzen- lenmış bır Mılh Eğıtım Şûrası ndan ne beklenır9 Hukumetın DYP kanadı. Sn Hik- met Çetinkaya'nın dedığı gıbı tarikatçı rektör, Türk-İslam Sentezci yonetıcı atarken, programında laıkhğı cumhu- nyetın vazgeçilmez temel oğesı sayan SH P'lı bakanlar ne y apıy orlar9 Huku- met programında eğitim reformundan mı soz edılıyor'' Hayal1 Ulusal eğıtı- mın demokratıkleşmesı mı0 Başka bahara' • V ah> a Zabunoglu V uk^ekogretımdc Başlıca So runlarPanelı Yuksekoğreümde Değışmeler Turk Eptım Demep YaMnlan Ankara 1989 s 90 ARADABIR ÜMİT ŞARIASLAN Resim ve Sanat Tarihi Öğretmeni Dingin Sokak Aranıyor... Pazar gunlerı kıtaplara daha yakın olmaya çalışırım Buna çaba gosterırım Koca haftada bır tek gun yapa- bıldığımız sabah kahvaltıları gıbı Geçıp gıdeceğız şu dunyadan Şu kıtapları, dergılerı, yazı notlarını, kâğıtları daktılo- yu azıcık kararsız, ınatsız olsam şu yazıyı ruzgâra ver- mekışten bıle değıM Yalnız 'ev halı" mı sızı yazmaktan, notlannızı yazıya donuşturmekten alıkoyan'' işte şu gurultu kaynağı, te- dırgınlık, tatsızlıkureten sokak sokaklar Evınızde lyi- kotu kırada ya da "mulk edınmek şansını bulduğunuz dort duvarın arasında, sızı kendı kendınıze bırakmaya- cak şey mı arıyorsunuz Çocuklar sokakta, yolun ortasında oynuyorlar Nere- de oynayacaklar'' Hangı ınsan sılosu (apartman) yapı- lırken çocuklar duşunuluyor? Sokaktan geçen, geçme- yıp sızın ıçınızı oyan duşuncelerınızın, duygularınızın, yalnızlığınızın en uzak koşelerıne tecavuz eden dort te- kerlı tanrılar varken, ustune oturduğu aracı, kışılığının, kımlığının belırtgesı sayan suruculerı varken Kendı- nızle kalmaya, kendınıze bakmaya, ıçınıze donmeye hıç hakkınız, şansınız yoktur Ataç "Ankara'da sokak yok ' dermış Dermış ya, Cumhurıyet başkentının ılkyıllarındakı gorkemlı anayol- ları nıtelemek ıçın Daha istanbul'dakı gıbı oykusu, ta- rıhı olmayan, belleğı oluşmamış sokakları nıtelemek ıçın söylermış Ataç'ın Ankarası ndan bu yana yetmış koca yıl geçmış nerdeyse Var mı şımdı Ankara'da oyle sokak'' Yetmış yaşındakı başkentımızın yaşına yakışır kaç sokağı vardır'' Kendı evınızde surgunde, kendı dunyanızda soğuk otel odalarında gıbısınız 'Nezaret" yalnızlığındasınız Oktay Akbal'ın deyışıyle "gelıp geçen her yuzden gızlı bır akıs kalmış kuflu aynalar 'ın donuk yalnızlıklarıyla uşuttuğu otel odalarında, ' nezaret korıdorlarında gı- bı Haftanın altı gunu kendınızı sureklı erteledığınız bır koşunun yorgunluğuyla ' ev e atıyorsunuz varlığınızı Duru, dıngın bırkaç saat umuduyla, ayaklarınızın ucuna basarak sabahı karşılıyorsunuz Gırıyorsunuz kıtapları- nızın arasına kıtapların evrenıne Arabasını sevdığı kadar çocuğunu 'sevmeyen ' her pazar onu opup okşadığı kadar çocuklarını da kucakla- mayan ınsanlar otomobıllerını yıkıyorlar Insanları kon- serve eden 'sılo 'larıyla, uzerınde dort ayaklı motorlu tanrıların yerlı yersız homurdandığı yorulunca da bul- duğu yerde yan gelıp yattığı sokakta Yakalayın yakala- yabılıyorsanız o bekledığınız, duşledığınız zaman kesı- tını Bırakınız Ataç'ın 'oykulerı olan" sokaklar ozlemını, ruh sağlığınızı butun butun dağıtmayan beden sağlığı- nızı yarım edıp, ortadan kaldırmayan dupeduz, oyküsuz sokaklar ozluyoruz bız Kentlerı kent yapan ınsanın kendıne bıçtığı değer ol- malı Evlerı sokaklardan sapılarak saklanılan barınaklar değıl, sokakları her yanıyla butun bır yaşamımızın akıp geçtığı evlerımızın doğal bır uzantısı sayan anlayışa ulaşmalıyız dıye duşunurum Belkı o zaman her sokağın bır öykusu de olur Insan ve ınsanın ozu de betonun ve çeliğın -hareketlt ya da hareketsız- sınır tanımaz talanın- dan kurtulur, bu talandan kaynaklanan kazançların gü- ducülerinın at koşturduğu alanlara donuşmez OKURLARDAN Mozaik ustası aranıyor L urkiye'nın, ıçınde bulunduğu problemknnı çozmek ıçın ozel orduya, ozel tıme. eğıtıbnış askere. pohse ıhtıyaa olabılır Fakat bunlardan daha onemlısı lıder ınsan ıhtıyaadır Lıder Önder, baş, sıyasal partı, sendıka ya da hareketın yönetıası demektır Bu tanıma gore lıder tıpı Turkıye'ye uyan, son yıllarda çok kullarulan "mega" sıfaüı olanıdır Nıye *^nega Kder"ın gerekh olduğunu. Turkıye'nın problemı olan etnık. dın, mezhep. gıbı sorunlara bakınca daha ıyı anla\ abılınz Önce. bız ve ozellıkle mega lıder olarak tanımladığımız kışı, Turkıye'run gerçeğı olan, Turk kokenlı ve Turkum dıyen bırçok halkın. dını ve mezhebı farkh bırçok topluluğun v ar olduğunu kabul etmelıdır Kelımerun tam anlamı ıle Turkıye çok renklı bır mozaıkür Turkıye'run bır mozaik ustasına ıhüyaa vardır Öyle bır usta kı o taşlan dızecek, baküğınız zaman tüm taşlar aynı hızada olacak Bın aşağıda bın yukanda olursa yııkanda olan mozaik taşına ayağıruz takılır duşersınız Turkıye'dekı dengelenn daha da bozulmasını ıstemıyor ısek bu mozaik ustasını bulmamız şart. Erdem Akgünlü TARTIŞMA Antalya Film Festivali kurumlaşmalıdır.. E skılenn ne kadar ılen goruşlu olduklannı şımdı dahaıyianhyoruz Yıllaronce Antalya kuçuk. uzak bır guney kentı ıken. Tdrkive'nın ılk film festivali burada başlaulmış Ancak bu ılen goruşlu temelın uzenne hıçbır taş konmamış yıllar ıçınde Heryılfestıvalzamanı geldığınde yenıden başlayan tartışmalar. 30 yıl geçmesıne rağmen hala kurumlaşamamanın göstergesı Oysa Antalya o gunlerden bugune ne kada r y ol almış Kentbuyumuş.dunyaya açılmış, ancak bakış açılan, hep aynı darhkta kalmış ne yazık kı Antaly a Film Festıvalı'nın kurumlaşması. kısa vadeh pohtık çekışmeler dışına çekılmesı zamanı artık gelmış de geçmektedır Çunku bugunku şekh ıle devam ederse başka festıv aller one geçecek ve y ıllann bınkımı ıle yıllar oncesının ılen gonışluluğunun mırası yok olup gıdecektır Nıtekım İstanbul Film Festivali, Antaly a'y ı çoktan sollamıştır Sımdı de Altın Koza korkusu yaşanmaktadır Bu turkurumlaşmalann hertur kısa surelı pohtık ruzgardan etkılenmemesı onkoşuludur Önumuzde İstanbul Festivali \e Kulrûr-Sanat V'akfı gıbı çok olumlubırornek vardır Burada. vakıfkonusunda hemen kotu bırdeneyımden sozedılecektır \ntal>aKultiır veSanat Vakfı. Ancak 80 lı yıllarda kurulan soz konusu vakıf. film festıvalını ıkıncı planaatarakvesadecebır partının polıtıkasına bağlı olarak kurulduğundan. ıçınde kultur sanat adamlan ıle kuruluşlan yer almadıgından başından ben bır olu doğumdu Kısaca kultur v e sanatla adından başka ılgısı olmay an bırkuruluştu Sanat ve kultur kuruluşlannın gelışıp kurumlaşmasının onkoşulu ıse gerek dev let gerek beledıye gerekse dığer sponsor kuruluşlann bu kurumun sanat polıtıkasına kanşmamasıdır Antaly a'da artık on yıllık geçmışı olan bır unıversıte vardır BırDevletTivatrosu vardır Etkınbırmahallıbasın oluşmuştur Bağımsız-yan bağımsız sanat ve cevre derneklen \ ardır Kısaca, resmı nıtelığı olmav an bır kultur v e sanat alanı doğmuştur Tunzm sektorunun de sanat alanına doğal bır ılgısı v ardır. olmak zorundddır Avnca Antalya artık bır "dünyakenti"dır En azından A\rupa dd Antdlva sozcuğuınsanlara bırşev ıfade etmektedır Bunedenle uluslararası bağldntıldrın oluşması vebuımd|i buturbır kurumldşmd ıle pekıştırmek hıç de zor olmay acaktı r Kanımca ılk ydpılması gereken bır " \ntaly a Film Festivali Vakfı"oluşturulmaMdır Bu vakıf,beledne ıl. unıversıte tıyatro. muzevb kultur kuruluşlan. turızm sektoru. sanat derneklen. bdsın, ulusal film kuruluşlan temsılctlennın bıraraya geldığı. bıleşımı ıtıbany ld ozerk ve polıtık etkılenmelerden uzak kalabılecek veamacınsanatsal aktıviteden başka alanlard kay masını engelley ecek bır nıtelıkte olmahdır Vakfa kuruluştan ıtıbaren guçlu ve sureklıhğı olacak finansal destek sağlanmah. bu suretle tıcan etkılerden uzak kalması sağlanmalıdır Vakfa bağlı festıval organızasyonuna her şeyden once bağımsız ve tam yetkılı bır sanat dırektöru atanmalıdır Festıval jünsının bıleşımı hervıl değıştınlmeyen kesın kuralldra bağlanmdlıdır Ulusal festıvalın bır sure sonra Akdenız ulkclen çapında gennlemesı planlanabıhr Yıneoncelıklı olarak bolgemızın ozclhklennı de dıkkdte alan film gostenm dlanldn vdratılmdlıdır (dçıkhdvasınemdldngıbı) Tum yıl boyunca kenttecdnlı bırsınemdortdmıoluşmdM sağldnmdlıdır Akdenı/ unıversıtesının de bu olıışuma bır "sineraa enstitüsû" kurarak katkıdd bulunmdsı beklenır Anldly a artık kesin olarak uzun vade ıçın bir tunzm kentî olmuştur Tunzm kentlennın onemh bır nıtelığı de kultur ve sanat kentı olmalandır Antalya'da bunun oluşması ıçın sınema çok olumlu bır unsurdur 1960'ldnnılen goruşluluğune muteşekkır olarak. bu olanağı kurumldştırmakta dahd geç kalmamahyız Doç. Dr. Mehmet İArman Akdeniz L ni\ersitesi Laiklik için dayanışma D ınınsıyasetealet edılerek ınsanlann caruna kast edılmesı geçmışte çok yaşanmıştır Ataturk devrimlerine yurekten bağlı Kubilay'ın kafasının şenat yanlısı yobazlar tarafından, testere ağızh bağ bıçağıyla kesılmesı \e sonra da dıreğe geçınlmesı olayını onlarca yıl sonra okuy up oğrenenlcr ıçın lanh. bır daha boylesı bır v ahşete tanık olmay acak gıbıydı Gerçekten "Menemen" olayından sonra uzun yıllar. dın uğrunacınayetler ışlenmedı Fakat laıkhğı ıçlenne sındıremeyen, gehşmekte olan ozgurluk ortamında ınsanlann demokratık haklara sahıp olma ıstemlennı hazmedemeyen guçlerpusuda beklıyorlardı Son yıllarda dın uğruna çok aydınlarolduruldu Hele ırtıcanın. ulkenın kultur hazınesı olan sanatçı, yazar ve aydınlanmızı. duny a kamuoyunun gozlen onunde dın dın yakma boyutlanna varanevlemlen duşundurucudur \ e belleklerden sıhnmeyecektır Artık, ınsan haklannı sa\ unan doğrudan, haktan. guzelden y ana olan tum demokrat v e devnmcılenn guçlu bır day anışma ıçme gırmesı y aşamsal bır sorun haline gelmıştır Her geçen gun şenat y anlılannın v erdıklen tehlıke ışaretlen daha da buyumektedır Turkıye'nın gundemınde elbet pek çok sorun vardır Fakat ulkeyı y uzlerce yıl oncesıne goturmek ısteyen guçlenn varlığı bellıyken. laıkhğeyara bıle aldırmamak en acıl sorunumuz olmalıdır Laıkhk, bağımsız ve ozgür duşunmenın ve bu say ede ınsanlığın sorunlanna çozumler bulmanın yolunu açar Dunyaışlen bılım ve sıyaset gıbı alanlan kapsar Bılımde laıkhk, bıhmsel esaslara dayalı bır bılgı duzenı kurmayı amaçlarken. sıyasette laıkhk. teokratık bır dev let yenne. bağımsız ozgurbır dev let duzenı kurmav ı hedefler Dev let duzenının dınden bağımsız ışlemesı ınsanlann mutluluğu ıçın gereklıdır Çunku bır toplumda farkh etnık kokenden gelen ınsanlann, çeşıtlı ınanç gruplannın yonetımını ustlenen dev let, bu farkh ınançtakı kışılen, sahıp olduklan. ınandıklan dının gereklennı yapmalannda ozgur bırakmıştır Hıçbır ınanç grubu manevıbaskidltına gıımemelıdır Yuzyıllarboyu devletı dını esaslarîa y oneten egemen guçler. kendı çıkarlan uğruna dını alet etmışler. kul ettıklen ınsanlan manevi baskı altında tutarak kayıtsızşartsız boyun eğmelennı sağlamak ve bu sayedeegemenlıklennı sürdurebılmek ıçın ınsanlan hak isteyemezduruma getırmışlerdır Fakat laık devlet duzenı bıhr kı, dının değışmez kurallanyladoğa vetoplum yasalannın değışkenlığı ıçınde devletıyonetmek kışıhdkve ozgurluklennıtumuvleortddan kdldırmak demektır Laık dev lette bır y onetım bıçımı oldrak demokrası. değışık sıyasal gomşlen bırarada tutmayı gerekh kılarken ancak bunyesınde uygulanabıhrhk şansı olan laıkhk ılkesı de. farkh ınanç v e dınsel duşuncelenn bır arada yaşamasına olanak sağlar Şuhdlde laıkhk. dm-dev let ayınmından da genış kapsamlı sureklı çağdaş olma durumunda olan bır ılkedır Bugun "laikliği korumak'" dıye bır sorunumuz bıle olmamahydı Amagorunen koy kılavuzıstemıyor "Şeriat'ahayır"dıyenlerıçin. laıkhğı korumak, gehştırmek. zedeletmemek bırınsanhk gorevıdır Guçlu bır day anışma ıçınde olmamız ıçın yıtırecek zamanımız yoktur Gülümser Sarayköylü PENCERE Devletin İçinde Yuvalanan... Eskıden uç yasak vardı Şenatcılık Boluculuk. Komunızm 1923 Devrımı bu uç yasağa dayanarak amacına doğ- ru yurumek zorundaydı Neden? Mustafa Kemal'ın kuşağı, 1911de Trablus'tan baş- layarak 1922'de Yunanlıları Ege Denızı'ne dökunceye kadar tam 11 yıl durmadan savaştı Galıçya'dan Cebelubnan'a Bağdat'tan Baku'ye Trablus'ta Mustafa Kemal 30 yaşındaydı, Izmır'de duşmanın ardından yorgunluk kahvesını ıçerken 41 ya- şına basmıştı, sonra "Mıllı Mısak" sınırlarını Lozan da guvenceye bağlayacak ve 1923'te Cumhurıyet'ı kura- caktı Sovyet Sefırı Aralof, Ataturk'e ne demıştı - Sosyalızmı kurun' Mustafa Kemal, Anadolu halkının toplumsal açıdan o aşamaya gelmedığını bılıyordu, bız henuz 'Aydınlanma Devrımı' nın eşığındeydık, Batı nın yuzyıllar boyunca yaşadığını 10yılasığdıracaktık, bu tasarım Prens Saba- hattin'ın ademı merkezıyet' ruyasına sığmazdı, dev- rım, otorıter ve merkezıyetçı bır yonetım ıstıyordu; yenı kuşaklar laık oğretımden geçırıleceklerdı okullarda fel- sefe oğretılecektı, kadınları ınsanlaştırma yolunda hu- kuk devrımı yapılacaktı öyleyse şenatcılık, boluculuk ve komunızm propagandası yasaklanacaktı, tek partı yonetımı, devnmın doğasından ıster ıstemez doğuyor- d u * Ataturk1 un yakın arkadaşı ismet inönü, Ikıncı Dunya Savaşı ndan sonra çok partılı rejıme geçmenın gereğını gordu, demokrası surecını başlattı 1950seçımlerınde Demokrat Partı, oy sandıklarını sılıp supurerek ıktıdara geçtı Yaptığı ılk ış nedır"? Fıkır ozgurluğunu sağlamak mıdır7 ? Sendıkal hakların yasalarını çıkarmak mıdır'? Hayır Cok partılı rejımde, Demokrat Partı, yasakları koru- makla kalmadı, ağırlaştırdı 1923 Devrımı bıtmış, tek partı yonetımı gerıde kalmış çok partılı donem başlamıştı ama, 1990'ın eşığıne kadar şenatcılık-boluculuk-komunızm ' yasakları surdurul- du Sovyetler dağılıp da komunızmın kıymet-ı harbıyesı kalmadığı gun, ulke polıtıkasında guçlenen ' takunyalı bıraderler fırsat bu fırsattır dıyerek Ceza Kanunu'ndakı 163 ve 142 ncı maddelerı kaldırdılar Pekı yasaklar kalktı mO • Bugun Turkıye'de şenatcılık serbest Komunızm sızlere omur Boluculuk yasak Şenatcılık butun olanaklarıyla ışlıyor laıklık duşman- ları devletin ıçınde yuvalanıyor dın devletının mılıtanla- rı mıllı eğitimde ıç ışlerınde, emnıyet kesımınde kılıt noktalarına yerleşıyor, ımam okulları laık oğretımı sıfır- lamak uzere seferberlıktedır şenat, bankalarını şırket- lerını, yayın kurumlarını geleceğe yonelık olarak kuru- yor Pekı.şerıatçılıkyasaklansın mı? , Hayır. Bız devletin, laık Cumhurıyetın mantığma uyarak, şe- rıatçılığadesteğını kesmesını ıstıyoruz Şenatcılık, devletı kullanıyor Devlet Hazınesı'nden yararlanıyor, Mıllı Eğıtım butçesı şerıatın kulturel altya- pısını oluşturmak amacıyla harcanıyor 21 ıncı yuzyıla -bu gıdısle- Aydınlanma yolunda değıl, şerıatın alacasında gırebılırız JT ADA YAYINCILIK VE MUZIK GÜLBAfHAR DÖNÜlMEYtN GÜLBAHAR Dönulmeyen Gıtmeler Sjhıcı bu mu7ik e\rcninc volctılıık ÛITMELER CAN TUFAN Sevgılım Olu Asker Ftno pıotest pop Pop ta vol ayııuı «ÖNC B İ HAZAI 2V A B Sü I MOZAİK Olumden Once Bır Hayat Vardır Dunva nııi7ij»ındcn scımtlcı GRUP TINI Oğrencı Indırımı Rock'ımı/cla Hıızun Var" G*n«f Da#rtMt>: »AHİN MAK SiMınörORTAKOY Tiyatro sanatçısı ZİHNİKÜÇÜMEN'in 1940-1950Ortakoy'unu,ergenlıkçağının anılan ve ızlenımlerıyle değerlendıren anlatısı Remzi Kitabevi PROF. 1\)R. TARIK ZAFER TUNAYA'NIN ANISINA ÇARŞAMBA TOPLANTILARI Konu Sunuş Konuşmacı Tarih Saat Ver GLNEYDOĞU SORUNU RıdvanAKIN Kâmuran GLHL N (Bu\ ukelçı) 24K.asım 1993 ÇARŞAMBA 1700-1900 istanbul Buyukşehır Beledıyesı TARIK ZAFER TUNAYA Kültflr Merkezi (Eskı Beyoğıu Evlendırme Daıresı - Tünel) ONİKİDEN ONİKİYE TÜRKİYE AliSirmen 3 baa 30 000(KDVıçınde) Çağdaş Yavınlan TurkocağıCad 39-4] Cağaloğlu-İstanbul ödemeli göaderilmez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear