Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 1993 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çocukta suçluluk
Çocuk suçluluğu. genelde sosyal bır uyumsuzluktur. Dolavısı
ile suç ve suçluluğun salt hukuksal bır sorun olmadığı,
suçlunun, ınsan \e sosyal ozellıklerınden anndınlarak ele
alınamayacağı bır gerçektır
GANİMET GÖNÜL SEÇİLMİŞ Yargıç, İstanbul 1.
Çocuk Mahkemesi
nnın önüne tam olarak geçılemedığı
de bır gerçektır Turkıye'de çocuk ıh-
mal ve ıstısman, henuz sosyal problem
olarak kabul edılmemıştır Bu yuzden,
konuyla ılgılı ayn bır yasa yapmak ıh-
üyacı duyulmamış. ancak çeşıtlı yasa-
larda bu konuy a yonelık hukumler yer
almıştır Bu yasalann en önemlılen
Çocuk Esırgeme Kurumu Kanunu.
Çocuk Mahkemelennın Kumluşu.
Görev ve Yargılama Usullen Hakkın-
dakı Kanun. Türk Medenı Kanunu
Turk Ceza Kanunu. İş Kanunu'dur
Çok kısa, bellı başlı orneklerle bu ya-
->alan ıncelersek. orneğın Turk Mede-
nı Kanunu, çocuklann bakılıp gozetıl-
mesı yetıştınlıp topluma kazandınlma-
si gorevıru, oncelıkle ana-babaya
vermış. bu konuda ıhmalı gorulen
ana-baba ya da çocuğa bakmakla yu-
kumlu olan kışıve vela>etın, >a da ve-
sa>etın nez'ı yanında suç da sayarak.
Ceza Kanunu'nda cezalandıncı hu-
kumler getırmıştır
Ekonomık yetersızlık veya çeşıtlı
sosyo-psıkolojık nedenlerle çocuk ter-
kı suç sayılmış. ebeveyne çeşıtlı cezaı
hukumler geunlmıştır Ana-babanın
çocuğunu eğıtmek amacıyla başvur-
duğu dısıplın araçlannı kötuyekullan-
masını kanunlanmız suç saymış. cezaı
hukumler getırmıştır Keza çocuğunu
ıstısmaredıp.dılencıbkvs gıbı kullan-
mayı fıılı suç saymış teczıyesı cıhetıne
gıtmışür Çocuğun ırzına geçmek, ve-
>a buna teşebbus etmek, ağır cezayı
gerektıren bır suç sayılmıştır Çocuğu
fuhuşa tevşık etmek de suçtur
B
u yıl, Çocuk Haklan Bıl-
dınsı'nın 30 yıldönumu-
dur Gecen 30 yılda,
çocuk haklannın ulusla-
rarası duzeyde yeten ka-
dar korunmadığı ortaya
çıkmış. bunun uzenne sozleşme \le gu-
vence altına alınması gereğı. Bırleşmış
Mıüetler'ce kabul edılmıştır Çocuk
Haklan Tasansfnın hazırlanıp uye
devletlenn onayına sunulması ıle bır-
hkte. bunu ımzalayacak devletler ul-
kelenndekı çocuklann "fîziksel. duy-
gusal, zihinsel ve sosyal gelişmelerini
engelleyici >eva beden »e ruh sağlıkları-
ra zedeleyici davTanış \e koşullan orta-
dan kaklırmakla yukumlu" olacaklar-
dır Çocuk Haklan Tasansı'run
kamuoyuna duyurulması. kıtlelere be-
nımseltınlmesı \e uygulamaya geçınl-
mesı ıçın, her kuruma gore\ duşmek-
tedır
23 Nısan gununun ulkemızde çocuk
bayramı olarak kabul edılmesı. yan-
mn guvencesı olan çocuklara, Turk
mılletırun verdığı onemı gostermekte-
dır Cumhunyeünkuruluşununılkyıl-
lannda kurulan Çocuk Esırgeme
Kurumu, ulkemız çocuklannın muh-
taç, bakımsız, eğıtımsız kalmasını on-
lerneye çahşmıştır Konunun her gun
daha fazla onemsendığı ulkemızde, bu
alanda hızmet veren gonüllu kuruluş-
larvardır Aynca 1988 >ılında kurulan
Çocuk İstısmannı ve Ihrnahnı Önleme
Demeğı. 6 yıldır olumlu çalışmalannı
sürdurmektedır
Ancak, hala çocuk ıhmal ve ıstısma-
Keza Iş Kanunumuz, çocuklann
çalışması yoluyla istısmannı önleyıcı
mahıyette hukumler getırmektedır 12
yaşından kuçuk çocuklann çalışması
yasaktır 16 yaşından kuçuk çocuklar
ıse ağır ve tehlıkelı ışlerde çabştınla-
mazlar Çalışma surelen 7 5 saatı aşa-
maz Ilkokula gıden çocuklann, okul-
lanna gıdebılmelen sağlanıp. çalışma
surelen okulda geçecek sureye eklen-
dıkten sonra 7 5 saatı aşmayacak bı-
çımde düzenlenmelıdır Çocuklar
maden ocaklannda, tunel ınşaatlann-
da. kanalızasyon ınşaatlannda çalıştı-
nlamazlar Çocuk, ışe abnırken ve
çalıştınlırken, her 6 ayda bır sağlık ku-
rulundan geçınlmelıdır
Çocuk Mahkemeleri
1957 sayılı Muhtaç Çocuklann Ko-
runması Hakkındakı Kanun u yurur-
lukten kaldıran 1983 tanhlı Sosyal
Hızmetler ve Çocuk Esırgeme Kuru-
mu Kanunu ıle bedensel, ruhsal. ah-
laksal guvenlıklen ve gelışmelen tehlı-
kede olup anasız. babasız, ve ana-
babasız olan. bunlar tarafından terk
edılen veya ıhmal edılerek fuhuş, dı-
lencılık, alkol veya u>uşturucu kullan-
mak gıbı her turlu sosyal tehlıkelere
karşı savunmasız bırakılan çocuklar,
korunmaya muhtaç çocuk kavramına
alınıp. bakım ve korunmalan bır dev-
leı bakanlığına bırakılmıştır
2253 sayılı Çocuk Mahkemelennın
Kuruluşu Görev ve Yargılama Usul-
len Kanunu da. korunmaya muhtaç
çocuklan benzer bıçımde tanımladık-
tan sonra bunlar hakkında onlem
aJmak gorevını çocuk mahkemelenne
vermektedır 17 11 1979 tanhınde ka-
bul edılerek 1 6 1982 tanhınoe vurur-
luğe gıren bu kanunun ongordüğu
bıçımde, oncelıkle istanbul. Ankara.
İzmır ve Trabzon'da kurulan çocuk
mahkemelen halen bu bolgelerdekı
çocuk suçlan ıle ılgılı davalara bak-
makta, dığer ıllerde ıse şımdılık. ozel
>etkı venlmış genel mahkemelerden
bın. bu ışlen yurutmektedır Çocuk
mahkemelen, 11-15 yaş grubu ıçınde-
kı çocuklann ışledıklen suçlardan do-
layı C Savcılığı nca haklannda açılan
kamu davalanna bakar Ulkemızde
halen uygulanan sıstem bu olmakla
bırlıkte, yakın bır gelecekte yururluğe
gırmesı umut edılen ve halen TBMM'-
de göruşulme sırasını bekleyen tasan
da ust smın. son derece ısabetlı bır sap-
tama ıle 18'e yukseltmıştır
Çocuk mahkemelennın kurulma-
smda asıl amaç, yasanın da ruhuna
uygun şekılde. suç ışlemış çocuklan ce-
zalandırmak değıl, topluma uyumlu
hale getırmek, yenıden topluma ka-
zandırmaktır Bu sebeple de 2253 sayı-
lı yasanın 10'uncu maddesı, tedbırlere
oncelık hakkı vermış. yargılama sıra-
sında \e hemen sonrasında mahkeme-
nın koruyucu mudahalesı sağlanmış-
tır TCK ıle Çocuk Mahkemelen
Kanunu'nda 0-11 >aş grubu arasında
suç ışleyen çocuklar, mutlak sorumsuz
kabul edılmışlerdır Bu çocuklar hak-
kında takıbat yapılmaz Ceza venle-
mez 11-15 yaş grubu çocuklar, ışle-
dıklen suçlardan, eğer suçu ışledıklen
sırada fank ve mumeyyız ıseler, hakla-
nnda ceza tertıbıne gıdılebılecek,
ancak cezalanndan yaşlan gereğı ka-
nunı ındınmler yapıldıktan sonra,
şartlan haız ıse paraya çevnlebıhp, uy-
gun goruldüğunde erteleme yapılabı-
lecektır Çocuk, fank ve mumeyyız
değılse hakkında ceza tertıbıne gıdıl-
meyecek. yasanın ongörduğü tedbır-
lerden bınne karar venlerek korunabı-
lecektır Bu yaş grubundakj suçlu
çocuklann muhakemesı gızlı yapılıp.
haklarında uç yılı geçmeyen. hürnyetı
bağlayıcı cezayı gerektırmeyen haller-
de tutuklama karan venlemeyecektır
Haklannda 3005 sayılı meşhut suçla-
nn muhakemesı hakkındakı kanun
hukumlen tatbık edılemeyecek. hurn-
yetı bağlayıcı ceza venldı ıse bunlann
mfazı çocuk ıslahevı veya kuçüklere
mahsus cezaevlennde yenne getınlebı-
lecektır Çocuklann suçlan veya yar-
gılamalan ıle ılgılı olarak, her turlü
yayın yasak olup, bu* yaşlardakı
kuçukler hakkanda yenıden suç ışle-
melen halındc oncekı mahkumıyetlen
de tekerrure esas teşkıl etmeyecektır
Kuçuklenn sorgu ve muhakemelen sı-
rasında, avukat bulundurma mecbun-
yetı vardır
Sonuç
Gorûldüğu gıbı Turk hukuk sıste-
mınde. çocuk ıhmal ve ıstısman konu-
sundakı hukumler ayn bır duzenleme-
yı gerektırecek olçude yetersız değıl-
dır Ancak sıstemın gerekürdığı
kurumlann kurulması ve ışletılmesı
açısından buyuk eksıklıkler bulundu-
ğunu kabul etmek zorundayız
Çocuk suçluluğu, genelde sosyal bır
uyumsuzJuktur Dolayısı ıle suç ve
suçluluğun salt hukuksal bır sorun ol-
madığı, suçlunun ınsan ve sosyal özellık-
lennden anndınlarak ele alınamaya-
cağı bır gerçektır O halde yetennce
sosyal benhğe kavuşmamış çocuk ve-
ya gencin ışledığı suç nedenı ıle onu
kntık jıelışme donemlennden soyut-
layarak yalnızca suçlu gözüyle bak-
mak. ınsancıl bır duşunce olamaz
Çocuk suçluluğunun sebebı ne olur-
sa olsun, sosyal ve eğıtsel açıdan henûz
gelışmemış olan çocuklar ıçın, genış
anlamda tedbır paketının getınlmesı
ve du.zenlenmesı, bu çocuklann reha-
bılıtasyonu ıçın kurum dışı tedbırlere
ağırlık venlmesı. gonullu kurum ve
kuru'ıuşlara. topluma benımsettınlme-
sı. çocuklara karşı tolerans ve hassası-
yetın oluşturulması, ınsanca ve evren-
sel bır yaklaşım olacaktır Konu, tek
bakanlığın sorumluluğu değıl, tum ba-
kaniıklann sorumluluk ve ışbırlığını
ıvedı olarak gerektırmektedır
ARADABIR
Doç.Dr. ŞERMİN TEKİNALP
• • •
istanbul Universitesi
Televizyonun Dûğmesi...
Sanıyorum 1992 yılının mayıs ayında Netaş'ın duzen-
ledığı bır paneldı Hurrıyet gazetesı yazarlarından Sayın
Ertuğrul Ozkök, bu panelde ıletışım teknolojısının ve oz-
gurlüğunun ve ozel TV'lerın onemını vurgularken, tele-
vızyonda duğme denılen bır aygıt olduğu, ızleyıcının
ıstemedığı programları duğmeye basıp ızlemeyebılece-
ğı, kıtle ıletışım araçlarına konulacak kısıtlamaların
demokrasıye ters duşeceğı, ızleyıcıye guvenmemız ge-
rektığı gıbı sozler etmıştı Konuşması bıtınce, televizyo-
nun duğmesı ıle ılgılı bır soru sormak geçtı ıçımden
Ancak paneldekı genel hava soracağım sorunun yadır-
ganacağı ızlenımını verıyordu Hemen hemen butun
konuşmacılar, ıletışım teknolojısının, ozel gırışımcılığın
ve ıletışım ozgurluğunun erdemlerını kendılerınden ge-
çercesıne goklere çıkarırken, kamu hızmetı yayıncılığı'-
nın ne anlama geldığını, boyle bır yayıncılıkta ozgürlu-
ğun nerede bıteceğını ya hıç bılmıyorlar ya da bılmezlık-
ten gelıyorlardı Şımdı sırası mıydı, bır kamu hızmetı
olan radyo-televızyon yayıncılığındakı ozgurluğu, tele-
vizyonun duğmesıne bağlamanın yanlışlığını tartışma-
nın"
Aynı yıl ağustos ayında, Uluslararası Kıtle Iletışım
Araştırmaları örgutu IAMCR ın Brezılya'nın Sao Paulo
kentınde duzenledığı bır konferansa, Turkıye'dekı 1991
genel seçımlerınde ozel TV lerde kullanılan sıyasal rek-
lamlarla ılgılı bır araştırmamı sunmak uzere çağrıldım
Konuşmamın başında, doğal olarak, Turkıye dekı ozel
TV'lerın yasalar karşısmdakı durumundan söz ettım
Konferansta ABD ve Avrupa başta olmak uzere, Latın
Amerıka, Asya Ortadoğu ve Afrıka ulkelerınden bırçok
ıletışım araştırmacısı bulunuyordu Konuşma bıtınce
dınleyenler şaşkınlıklarını dıle getırerek, nasıl olur da
cumhurbaşkanı hukumet ve hatta muhalıf sıyasal partı-
ler, yasalann ızın vermedığı bır yayıncılığın destekçısı
danası açıkça kurucusu olabılırler gıbı sorular yonelttı-
ler Anlaşılan, hıçbır konuda dunyaya onculuk yapama-
yan Türkıye, sınır otesı yayıncılık kandırmacasıyla ko-
şulsuz, kuralsız tecımsel, kışısel ve çıkarsal TV yayıncı-
lığı konusunda tum dunyanın onderı durumuna gelıver-
mıştı Konferansa katılanların hepsı de bılıyardu kı,
dünyada hıçbır ulke yasasız ve kuralsız yayıncılığın
açıkça destekçısı olmamış, korsan yayınlar hukumetın
soluğunu hep ensesınde hıssetmış ve yakalandıkları
yerde faalıyetlerıne son verılmıştı Ne var kı gelışen tek-
nolojıye koşut olarak başlayan kovalamacalı korsan
radyo-TV yayıncılığı, yayın yasalarının çıkmasını ıvedı-
leştırmıştı Turkıye'de ıse bırakın sozde sınır otesı yayın
yapan korsan ozel TV lerı kapatmayı, ulkenın başbakanı
ve sonrakı cumhurbaşkanı bıle bır korsan yayının kuru-
cusu ve destekçısı olmuştu Konferansa katılanları en
çokşaşırtan vetekrartekrar 'doâ/'urnu"dıyesormaları-
na neden oıan da ençokbudurumdu Coğunluk sıyaset
adamları demokrası ve kıtle ıletışım araçlarındakı oz-
gurluk anlayışını gunu kurtarma ve kısa donemlı sıya-
salarıyla ıçselleştırerek basmakalıp, yuzeysel ıfadelerle
tanımlamayaçaiışmışlar, 'radyomu ısterım ', "coğulcu-
luk", "çokseslılık ', 'ozgurluk gıbı moda sloganlar kul-
lanarak kamuoyunu kandırma yontemlerını lyı kullan-
mışlar ve tek ıstedıklerı kuralsız ve yasasız yayıncılık
yaparak kârlarına kâr katmak, gazetecılık, bankacılık ve
her tur pazarlama ışlerıne el atıp ulkeyı babalarının çıftlı-
ğı gıbı kullanmak olan ozel tecımsel yayıncıların çıkarla-
rına çanak tutmuşlardır 8u yayıncılar bılmezler mı
hangı polıtıkacıyı tutacaklarmı, hangısını yerın dıbıne
batıracaklarınP Vafan mıltet Sakarya oıel yayıncılara
sataşmama ılkesını sıyasal ılke edınen kof polıtıkacıları
başlarının tacı etmezler mPNeresı bunun "çoğulculuk'
' çok seslılık', "ozgurluk' Sayın Ertuğrul özkok, TV ku-
ruluşunun ırkçılık, hareket ve ozel yaşama saldırı gıbı
basın yayın ahlak ılkelerıyle ve de tum ulkelerdekı yayın-
cılık yasalarıyla (Avrupa Sınır Ötesı Televızyon Yayıncı-
lığı Sozleşmesı de dahıl) ters duşen ve savcılığın hemen
soruşturma başlatması gereken, Hurrıyet gazetesıyle ıl-
gılı yayınına ılışkın 4 Ekım 1993 tanhlı yazısında "Yenı
bır demokrası tarıfı gerekıyor dıyor ve soruyor ' De-
mokrası kaos mu? Sayın Ozkok o gun de yanılıyordu
bugun de yanılıyor Demokrasının yenıden tarıfı yapıl-
maz, demokrası demokrasıdır, ancak ozel televızyonla-
nn yasası ve kuralları olur, ozgurluk, televizyonun
duğmesıne hapsedılemez
Çok seslılık, nereden hangı kaynaklarla beslendığı
kuşkulu ınsanların ya da kuruluşların bır ozel televızyon
kurup, her ıstedığını ıstedığı usluplasoyleme ozgurluğu
değıldır
TARTIŞMA
PENCERE
Dil Bayramımız
B
u bayram.
ulusal
benlığımızı
kazanmamızın
b'üyuk
etkenlennden
bın olan dıl devnmımızın
anısına, 26 Eylul 1932 yılında
benımsenmıştır Türklenn.
tutsak olarak
yaşamayacaklannı Kurtuluş
Savaşı ıle dunya devletlenne
kanıtıamalanndan sonra
kurulan cumhunyetımızm, hıç
unutulmaması gereken bır
ılkesıdır
Dunyada hıçbır ulusun bu
olçude gerçekleştıremedığı dıl
değışımını bızım
gerçekleştırmış olmamızı,
ozgurluk konusundakı
ateşımıze. dılımızın yabancı
dıllenn bovunduruğu altına
gırmış olmasıvla ve en onemlısı
başımıza Atatürk gıbı.
tanhımızın acı olavlan ıle
yuğnılmuş, ılen gonışlu bır
ondenn geçmış olması ıle
acıklayabılınz Bu buyuk ınsan,
Türklenn gonlunde yâtan
ısteklen onlara açıklama
yolunu gostennce. ulusal
bılınçten y oksun az sayıda
aydının engellemelenne karşın,
cumhunyetın otekı ılkelen gıbı,
dıl dev nmı de kolayca
gerçekleşmışür
Bu kjsa y azıda, unlulerden
seçüğım bırkaç alıntı ıle
konunun onemını belırtmeye
çabşacağım
1 - Lord Kinross, Atatürk -Bır
Mılletın Yenıden Doğuşu-
1970adlıyapıtmda
"Bö> lece türkler. y azı dili ile
konuşma dilı arasındaki
ucununukapatan ve okuması
olan herkesin anlay abıteceği,
sade bir dile kavı^tular.
Gazi'ran butun doTİmleri
arasında, onlarda Türklıik
şuurunu en çok geliştirmeye
v aray an bu devrim oldu"
demektedır (S 703)
2- Yakında yıürdığımız, felsefe
tenmlennın
Turkçeleştınlmesınde buyuk
katkısı olan Prof. Vlacit
Gökberk. (1908-1993) Değişen
Düny a, Değişen Dil adlı ozgun
yapıtında, dil özleşmesine karşı
çıkanları şoy le tanımlank
'\ a da bunlar, bir kültur dili
olarak Turkçe'nın butun
toplumu kolayca aydınlatıp
karanlıktan kurtarmasından
korkanlar,taalkınkaranlıkta
kalmasından yanui olanlardnr."
(S 167)
3- Baki Suha Ediboğlu, Falıh
Rıfkı Atay Konuşuyoradlı
yapıtında (1945 basınu),
Atay'danşunlan
aktannaktadır
"Şimdi zevk, değjşen zevk,
mıllileşen zevk, binm zevkinrıiz,
herkeste ilerlediği kadar ve
kendiliğinden bir ay ıklama
yapıyor. Bu ne tenkitohnuüıilir,
ne de bunun önüne gecilebilir.
Turkçe'nin millileşmesıni
istemiyor mu idik, işte
olmaktadır. Hem busefer, sözle,
teori ile ve mantıkla değil, kendi
kendini yufurarak obnakt adır."
(S 116) "Dılalmıs
yurumektedır Hakıkatonun
yöneldığı yol ustundedu"
Yannkı Turkıye'nın nasnl
olacağını hepımız şımdıden
anlayabılınz " (S 117)
(Bu satırları. özellikle,
Atatûrk'ön bu devnmderı
döndüğune F.R. \ta\'ıtanık
gösterenlerin, duşunerek
okumalan çok yararlı
olacaktır.)
4-1993 yılında Adam
Yay ınlan'ndan çıkan, Nâzm
Hikmet adlı yapıtın 51.
sayfasında, yazarın, N.
Hıkmet'in, şu yargsı da çok
sevindiricidır.
"Turkçe bır donum yerindedir.
Er şeç bu donumü dönecektir.
Dilunizin temizliğe, güneşli su
gibi tşıklılığa do^u akışmın
onune geçilemez."
Bu oz dılımızle, cumhunyetın,
bızı sonsuza dek guçlu ve mutlu
bır toplum olarak y asatacak
olan tüm ılkelennın denn
anlamını kavrayalım
Başanmızın, abecemızdekı
harflenn 1353 sayılı yasa ıle
belırtılmış olan okuma
bıçımlenne bağb kalmaktan
kaynaklanacağını
unutmayabm
Be,Ce.De,E,Fe,(He),l,Ke,
Le.Me,Ne,(Re),Se,Te.Ve
harflenmızı,
Bı. Sı, Dı, t, eF, (-aş, Ha. eyç),
ay,Ka,eL.eM.eN.(eR-aR),
eS.Tı.Vı bıçımınde
okumayahm
Nıce mutlu dıl bayramlan
gorelım
RüştöErgun
Işınbılımcı (Radyolog)
Nüfus artışının düşündürdükleri
1
0 nısan 1993 gunü
Cumhunyet'ın arka
sayfasında Cenova da
toplanan Avrupa
Nufus Konseyı'nın
ılgınç bır raporu
vayımlandı Buna gore Avrupa
anakarasında y er alan 20
ulkede yaşay an nufusun,
gelecek yuzyılın ortalanna
doğru 449 mılyondan 342
mılyona duşmesının beklendığı
açıklanıyordu
Yıne aynı raporda şu bılgılenn
yeraldığı bıldınlmektevdı
"Durağan nufusa ulaşmak için
gerekli olan doğum hızı binde 2.1
olduğu halde. Guney Amıpa
ülkelennde ortalama hızın bınde
1.28'e duştuğu gozlenmektedır.
İtah a'da bu eğilım surerse 2050
yılında nufusunu 57 milyondan
40 milyona gerileycccği,
İspanyolların da aynısürede 10
müyon azalacağı
öngorulmektedır."
Toplam nufusbakımından
Avrupa da Almanya'dan sonra
ıkıncı ulkedurumundakı
Turkıye, bınde 25 ıle en y uksek
nufus artış hızına sahıpür (1985
-1990) Bu yuksek artış oranı
ıle dunya ortalamasının (bınde
18)oldukçauzenndeyız Nufus
artış ortalamalan bınde 2'lere
çekılen gehşmış Avrupa
ülkelennden onıkı buçuk.
nufus artış ortalaması bınde 6
oranında seyreden Av rupa
Ekonomık Işbırlığı ve
Kalkmma Orgutu (OECD)
ülkelennden dort kat daha
hızla çoğalıyoruz Bugunku
artış hıayla 2030 y ıhnda
ulkemız nufusunun 110
mılyonu aşacağı. 40 yılda ıkıye
katlanacağı varsayılmaktadır
Nufus artışı ıkı y anı keskın bır
bıçak gıbı hem doğal
kaynaklann hızlı tuketılmesıne,
hem de bu kaynaklara duyulan
gereksınmeyı arttırdığı ıçın
doğal çevrenın dengesının
bozulmasına neden
olmaktadır Gelışme yolundakı
ulkemızı kısır bır dongu ıçıne
alan başıboş artan nufus
y oksulluğu, yoksulluk da
doğurganlığı koruklemektedır
Etkın bır aıle planlaması
yoluyla bu kısır donguden
kurtulmadan gehşmış ulkeler
arasına gınnemız olanaksızdır
Aıle planlamasında temel
amaç, "her ailenin istediği
kadar, bakabileceği sayıda
çocuğa sahip olma^ı"nı
sağlamak, yan aç yan tok
kalabalıklar uretmek yenne,
yeter sayıda "karnı tok, sntı
pek" sağhklı ve ıyı eğıüm
gormüşkuşaklar
yetışürmektır 1983yıbnda
Anayasa'ya gıren aıle
planlaması ıÖce*.ı ve ay nı yıl bır
y asa ıle kurtajın aıle planlaması
yontemlen ara;>ına abnması bu
bakımdan çok yararlı bır
uygulama olm uştur
Ise var kı, salt doğum denetımı
yöntemlenyle nufus artışımn
önune geçılemeyeceğı
bılınmektedır Ekonomık
gebşmey le nufus artışının
kendıbğmden yavaşladığı da
bır gerçektır Tanmdan
sanayıye, kırsal yaşamdan
kentsel y aşarna geçış sürea
ıçınde yüksek ölumluluk ve
doğurganbk duzeylen de
duşecek, nufus artışı yenıden
bırdengeyeoturacaktır Ancak
bu denge toplumlann gebr,
geçım ve gonenç düzeyını
arttmcı polıtıkalarla
kurulabılecektır 1974'te
Bırleşmtş Mıllet m duzenledığı
uluslararası nufus konferansı
sonunda yayımlanan ortak
bıldırgede. nuıus artışının
ulkelenn gebşmelen açısından
onemb bır sorun olduğu kabul
edılmış, ama bu sorunun
yalnızca doğum denetımı
programlannın
yaygınlaştınlmasıyla
çozulemeyeceğı, yaşam ve geçım
duzeylennı yukseltmeye
yonebk pobtıkalann da
nufusun arüşını dengelemekte
onemlı rol oynadığı
vurgulanmıştır
Bu bağlamda ulkemızde
uygulanan butun kalkınma
planlannda aıle
planlamasından soz edıldığı
halde, ulusal gelınn daha hızlı
artünlmasının ve daha adaletlı
boluşumunun bu sorunu
çozecek en etkıb onlem olduğu
gerçeğı gozardı edıbnıştır Yanı
pastayı paylaşanlann sayıca
azaltılması yanında, pastanın
buyutulmesı konusuna
gerçekçı ve etkın bır bıçımde
yaklaşılmamıştır Bu yüzden
ekonomık buyume hep nüfus
artışının gensınde kalmış,
gebşmış ulkelerle aramızdakı
açıklık gıderek buyumuştur
Umut Aydemir
A.Ü. Eczacılık Fakultesı
Senin Darben lyidir!..
Eskıden İstanbul da Rus salatasını çok guzel yapan
ucuz yerler vardı
Beyoğlu nda boyle bır yere dalıp sosıs, kızarmış pata-
tes, Rus salatasını soyledın mı masayı donatmış olur-
dun, ustune bır de bıra ısmarladın mı gel keyfım gel
Sonra ne olduysa oldu, bırdenbıre Rus salatasının adı
değışıverdı
-Ver bır Amerıkan1
Rus salatasının Amerıkan salatasına nasıl donuştuğu
anlaşılamadı Bır yasa mı çıkarılmıştı'? Lokantalara 'feb-
lıgat mı yapılmıştı1
? Yoksa hınzır rttıhatçılaryada Kema-
lıstler darbe yaparak salatanın adını mı değıştırmışler-
dû
Hayır
Aşağıdan yukarıya doğru demokratık bır gelışmeyle
Rus salatası Amerıkanlaştı
Yaşayaşa gortemasa1
•
Rusya'da Lenıngrad ın adı Sen Petersburg a çevrılın-
ce, Turkıye'de Rus salatası da eskı adına kavuşabıldı,
bır sorunumuzu da boylece çozduk
Ama bır de beyın salatası sorunumuz var
Çoğu kışının kafatasının ıçındekı beyın salataya do-
nuşmuş ustune lımon sıkılmış
Moskova'dan gelen haberlerın yerlı yorumlarına ba-
kınca beyınlerın nasıl salatalaştığı goruluyor, ama, bu
da Amerıkan salatası' Çunku bızım yazarımız, çızerı-
mız, uzmanımız gazetecımız polıtıkacımız, mılletvekılı-
mız kesımınde dunya ahvalıne ılışkın bır tek laf etmek
ıçın bıle gozunu VVashıngton a çevıren o kadar çok kışı
varkı ınsan şaşırıyor
VVashıngton Yeltsln'ın Moskova'da parlamentoyu to-
pa tutup yuzlerce kışıyı oldurmesını nasıl yorumladı1
'
Amerıka, darbeyı desteklıyor
Eh, oyleyse Turkıye'dekı entel de darbeyı destekler,
ustune ustluk alkışlar
•
Bızım ulkemızde oteden berı Arısto mantığı genelge-
çer duşunce bıçımıdır, her olayın ustune eğılıp somut
koşullarını ıncelemek yenne, soyut genellemeler yap-
makla yetınırız Çoktandır 27 Mayıs'ın yanında olup 12
Mart ve 12 Eylul e karşı çıkanlara ne denıyordu
- Darbe dedm mı, hepsı bırdır,' senın darben kotudur,
benım darbem lyıdır dıyemezsın
- Neden?
-12 Eylul de kotudur, 12 Mart da kotudur 27 Mayıs da
kotudur, hepsı bırçuvala gırer
Şımdı Moskova dakı Yeltsın darbesını destekleyen bu
takıma bakıyorum
Meğer ıyı darbeler de varmış
Eğer darbenın lyısı olmasaydı parlamentoyu tanklar-
la çevırıp topa tutan ve askerle bırlıkte butun yasaları
çığneyıp ortalığı kırıp geçıren Yeltsın ı Fransa, Ingıltere,
Almanya gıbı Batı nın demokrası şampıyonları tutarlar
mıydı''
Amerıka Cumhurbaşkanı Clinton, Yenı Dunya Duze-
nı' adına Yeltsın ı alkışlar mıydı
7
•
Yeltsın ın darbesı lyıdır
Batı ıyı dedı mı darbe lyıdır
Kotu dedı mı, kotudur
Akılcılık yerıne nakılcılık Doğu'nun mantığı değıl mı,
kullan kullan, tukenmez
Bır"banşsavaşçısfnı,
MAHMÜT
DÎKERDEM'i
yıtırdık.
Turkıye'de banş savaşımı onunısmınde somutlaşü.
Türkıye ınsanı onunla banşı \enıden öğrendi.
Türkıyeışçısınıfı banş vesosyalızmın ıkız kardeşlığının
en seçkın orneğını onun mücadelesınde tanıdı
12 E>lül faşızmıne karşı aklın, onunın vedırenarı
anıtı oldu
Anısıönünde sa\gı\la eğılıyoruz.
SOSYALİST BtRLİK PARTİSt
Genel Merkezı
Banş Derneği Başkanı
MAHMUT
DİKERDEM'i
kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.
Onun anısı. Türkiye ve dünyada
artarak duyulan banş özlemiyle
birlikte yaşayacaktır.
Halis Aydıntaşbaş, Figen Aydıntaşbaş,
Adnan Cemgil, Nazife Cemgil, Hasan
Çakır, Haüt Çelenk, Şekibe Çelenk, Fösun
Demirel, Güner Eliçin, Erhan İşözen,
Orhan İyiler, Cemal Kıral, Uğur Kökten,
Nurettin Şen, Meral Taygun, Orhan
Taylan, Müzehher Vâ-Nû, Levent Yılmaz.
MAHMUT
DÎKERDEM
Banşa ve demokrasıye adanmış bir
yaşamın önünde saygıyla eğiliyoruz.
KRİSTAL-İŞ SENDİKASI
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU