25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20EKİM1993ÇARŞAMBA BIR YUZLU ULKE İ N D İ S T A N DIZIYAZI Yerli yapımı 'Hindistan Ambassador'lar içinde adeta çarpışan oto oynarcasına kötü araba kullanan Hintli şoförlerin hızını yalnızca inekler kesebiliyor. Caddede bir inek yürüyorsa ya da oturup dinlenmeye karar vermişse, bütün trafık ona göre yönleniyor. Durmadan korna çalan Hintlilerin, yolun ortasına serilmiş bir ineğe korna çaldığı hiç görülmemiş. Korna zorunlu bir gereksinim olmuş, çünkü nedense ayna kullanmıyorlar. Arabalann yan aynalannın çoğu kopanlmış. Hinduların tapındığıkutsal inekler, birçok kazada başrol oynayarak onlarca Hindu 'nun ölümüne neden oluyorDellıi trafiğini 'sokakinekleri'yönlendiriyor -2- Hindistan'da trafık başlı başına bir olay. Hep aynı tip küçük beya2 ara- balar, yerli yapımı 'Hindistan Am- bassador'lar içinde adeta çarpışan olo oynarcasına kötü araba kullanan Hintli şoförlerin hızını yalnızca inek- ler kesebiliyor. Caddede bir inek yü- rüyorsa ya da oturup dinlenmeye ka- rar vermişse. bütün trafık ona göre yönleniyor. IDur!Kutsal var Durmadan korna çalan Hintlilerin, yolun ortasına senlmış bir ineğe kor- na çaldığını hiç görülmemiş. Korna zorunlu bir gereksinim olmuş, çünkü nedense ayna kullanmıyorlar. Araba- lann yan aynalannın çoğu ko- panlmış. Otobüslenn ve kamyonlann ar- kasında "Blow Hom" ya da "Horn Please" yaayor - "Lûtfen Korna Çalın." Hintli şoförler sinyalı de farklı kullanıyor. Önünüzdeki araba sinyal verdiğin- de, eğer onlara özgü kurallannı bilmi- yorsanız sonsuza dek bir yerlere dön- mesini bekleyebilirsiniz. Oysa bu, "Beni geç" anlamma geliyor. Trafık zaten Ingılızlerden kalma bir alı- şkanlıkla. tersten... nekler. fıller, at~ " arabalan, kamyonlar. çılgın otobüs şoförleri ve düenciler, her gün 10 bini aşkın aracın katıldığı Delhi yollannı altüst ediyor. Hiç kimse trafık kuralı tanımıyor. Eskiden kamyonlann üzerinden geçtiği trafık lambalanna ise. bir ölçüde saygı duymayı öğrenmiş Hintliler. İnekler, fıller, at arabalan. eskimiş- likten artik yampiri duran kamyon- lar, çılgın otobüs şoförleri ve dılenci- ler. her gün 10 bini aşkın aracın katıldığı Delhi yollannı altüst ediyor. Hiçkimse trafık kuralı tanımıyor Eskiden kamyonlann üzennden ge- çerek ezdiği trafık lambalanna ise, bir ölçüde saygı duymayı öğrenmiş Hint- liler. Bu arada her trafık lambasının kendine ait kalabalık bir dılenci gru- bu var. Küçük çocuklar hemen cam- lara yapışıyor. Bir çingene kıza para yerine kolonyalı mendil venyorum. Kapıp kaçıyor. Ertesi gün aynı trafık ışıklannda durduğumuzda yine görii- yorum onu, bu kez elleriyle yüzünü okşayarak para değil. kolonyalı men- dil istedıgini ima ediyor. Hınt gazetelerinden çıkan görünü- me bakılırsa. bütün bu karmaşanın sorumluluğu en çok ıneklere çıkıyor. "Delhi yollan ineklerden sorulur" türü alaya başhklara sık sık rastlamak mümkün gazetelerde. Hindulann tapındığı kutsal inekler. birçok kaza- da başrol oynayarak onlarca Hindu'- nun ölümüne neden oluyor. ISahibini bekleyen inekler Beledıye'nin yaşadığı büyük sorun- lardan biri, inekler ağıla alındığında neyapılacağı. Delhi Belediyesi. heray bın dolavında "sokak ineğini" ağıla alıyor. Bu inekler. sahibinın gelıp al- ması ıçın bir hafta süreyle bekletili- yor. Sahıbı gelip de sokaktan topla- raa, bakım. beslenme vs. masraflan için yaklaşık 1500 rupı ödemesi gere- kivor ki bu da azımsanacak bir ra- nan "New Traffic SignaT adlı ki- tapçıkta. Delhi'li şoförlere pek yararlı uyanlarda bulunuluyor. İşte kitaptan bir bolüm: "Araba kullanırken yanunızda bir bayanın bu- lunmamasma dikkat etmeliviz çünkü bu kazaya sebebiyet verebilir." Hındısun'ın modernleşme sürecı- miryollan. Hindistan'da 7 bini aşkın istasvon var,II bın de lokomotif. Çoğu buharlı. Hindistan'da çoğu turist yalnızca bınncı ve ıkincı sınıf kompartmanlar- da yolculuk yapıyor. Eğer bu kom- partmanlarda yer yoksa. turistlerin daha aşağı "smıflara" zaten binmeye- vanyoruz. Bu kadar geç bir saatte, is- tasyonda binlerce ınsan var. Hayır, tren beklemıyorlar. Daha doğrusu. o gece tren beklemiyorlar. Ertesi günkü trenlerden bırine bınecekler Ve hepsi yatıyor. Yerlerde, kucak kucağa... Trenden ınip. istasyonun kapısı- ndan çıkana dek. ayaklar altında Hint gazetelerinde "Delhi'de karayollan ineklerden sorulur" türimden başlıklara sık sık rastianıyor. \ eni Delhi'de bir gece yartsı istasyonu göriinümü. İnsanlar *ahnh trenini geceden beklivor. Tüm kamyonlann arkasında "Hom please" yazısına rastlamak mümkün. Anlamı ise: "Lütfen korna çalın" kam değıl. "Terkedilmiş" inekler açı- karttırmaya çıkanhyor. İşe y aramay an inekler ise hep bekh- yor... Malum dınsel nedenlerle kesin- likle öldürülmeyen bu inekler tek çare olarak sokağa sahnıyor... Delhi trafı- ğı da işte böyle kanşıyor! Bu arada Delhi'de bir süre önce çok bozuk bır İngilizce'yle yayımla- nin yapı taşlanndan biri olarak deeer- lendınlen ve ABD. eskı SSCB ve Ka- nada'dan sonra dünyada dördüncü sırada yer alan, Hintlilerin gunır kay- nağı demıryollannın durumu da pek parlak değil. Bakımsızlık ve aşın ka- labahklardan kaynaklanıyor bu. Yıne de ülkede uzun yolculuklarda kullanılan en vavgın ulaşım aracı de- ceğini varsayarak, biletçiler "Trende yer yok" deyiveriyorlar. Sefaletı saklı- yorlar Oysa. sakladıklan sefaleti gör- mek ıçin trenin normal vagonlanna binmeye gerek yok. İstasyonlarda bu- lunmak yeterlı. Pembe Şehır Ekspresi'yle beş saat sürmesi gereken yolculuk. 9 saate uzayınca Delhi'ye geceyansına doğru uyuyan insanlara çarpmamaya, kol- lara bacaklara basıp tökezlememeye çalışarak yürüyorum. Bir yandan da ağlıyorum. Böyle bir görüntüyü bu- güne dek ancak beyazperdede gör- düm. Yarın:Ceometrik coğalannüfus POLTTIKAVEOTESI MEHMED KEMAL Diyarbakır Şad Akar... Gazetelerı açtım, bır de ne göreyim, bizim arkadaş- ları, telefonları dinlenen, dört bir yanı polis ve askerle çevnlen, olağanüstü rejimin işlediği Diyarbakır'dan ka- çırmışlar. Ama bizimkiler biraz daha aşağıdan alarak, bu kaçırmaya "tehdit" diyorlar. Tehdit olsun, olay olsun gene önemlı değil mı? Olayı, Diyarbakır temsilcimız Ziya Aksoy'un haberirv den bır de ben özetleyeyim. İki PKK'lı şehirdeki Güney- doğu Gazeteciler Cemiyeti'ne geliyor. Cemıyet Başka- nı Ramazan Pamuk'a Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Sabah, Günaydın ve Anadolu Ajansı büro şeflerini ça- ğırmasını söylüyorlar. 'nazikçe' uyarıp, 'sertçe' davranı- yorlar. Gazetecılerin hepsini toparladıktan sonra koca Diyar- bakır'ın ıçinden bir minibüsle çıkarıyorlar. Araba Silvan'a doğru yola koyuluyor. Biraz gittikten sonra Batman'a doğruluyor. Karşıda Malabadi Köprüsü vardır, oraya yö- nelmeden duruyorlar. Bır komut: "İnin aşağı!.." "Ne oluyoruz?" "Sizi dağa götörüyuruz" Dağlık ve engebeli bir yolda yürüyüş başlıyor. Nere- ye gidildiği, nereye götürüldüğü bilinmeyen bir yolcu- luk başlıyor. Bu yaya yolculuk bir buçuk saat kadar sü- riiyor Bir konaklama ve bır bıldiri, şöyle: " .Salı gününe kadar Diyarbakır'daki bürolannızı ka- patacaksınız. Sizin şahsınızda diğer çalışanlar da bu ka- rara uyacaklar Gazete patronlan sizi çalışmaya zorla- yacaklar. O zaman ıstifanızı verir, çekilirsiniz." Bu uyarıdan sonra gazeteciler, yeniden minıbüse bin- dırilir, Dıyarbakır'a yönelırler. Bundan sonra; 'Serbestsiniz..." derler El sıkarlar, ayrılırlar. Bundan sonrasını Zıya Aksoy şöyle anlatır: "...Dört militan basın mensuplarınt asfalta kadar gö- türdü. geri döndü. Bizi götüren militanlar minibüste bek- liyorlardı. Tekrar minıbüse binerek Diyarbakır'a hareket ettık. Kentin girişınde bizi minibüsten indirdiler. Oradan taksiye binerek kente geldik. Bu arada, gidiş ve gelişi- mizde hiçbir güvenlik birimine rastlamamamız dikkat çe- kiciydi." Diyarbakır'da bunlar olurken Başbakan Amerika'da, Dışışlen Bakanı da Tahran'a gitmek üzereydi. Olayı kü- çümseyenler olur, büyümseyenler olur. Ama İçişlerı Ba- kanının yorumlayışı şöyledir: "Polisi arasalardı." Tam teçhizatlı, siyahlı, gözü dönmüş militanlar karşı- sında hangı gazetecinın aklına polisi aramak gelebılır- dı. Gelse de arayabilirler miydi? Sıvas'ta 37 kişınin göz göre göre yandığı olayda da itfaiyecı aranmamış mıy- dı? Olay Başbakan Çiller'e bildirildiğinde şöyle ya- nıtlandı" "Gelişmeleri izliyorum. Eğer gerekli olursa dönerim." Bır başka bakan da olayı gazetecilerin korkuna bağ- lamıştır: Meslek elbette tehlikeli ve ölümcül olacaktı. Başka ülkelerın gazetecileri tehlikeye atılmıyor muydu? Olayın Amerıka'dan, Tahran'dan ve Ankara'dan görü- numü böyleyı Olaya bir tanım ve nitelik getırmek ister- sek İlhan Selçuk'un şu sözlerı dört dörtlüktür' "Ülkenin doğusunda gazetecilik yapamayan, batısın- da promosyon yaparak gazetecilik yapamaz; İstanbul 'payıtant' Ankara 'başkent', Diyarbakır da ikinci 'başkent' oldu mu, devlet ortadan kalkar." Olay cıddiyetını yıtirmiş, anlaşılmaz bir boyuta uzan- mıştır. Aklımızı başımıza toplamanın zamanıdır. Sonra geç kaldığımızı söylesek bile kimseyi inandıramayız. Âmerika'dan Diyarbakır'daki olaylara çare ararsak vay halımize vay!.. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA: 1/ Güney Afrika Curahu- riyetı'nin, Pretoria ıle or- tak başkenti. 2/ Kır yaşa- mı içinde aşk konusunu ışleyen kısa şıir... Çayın etkin maddesı. 3/ "Bî- baht olanın bağına bir ç katresi düşmez — yenne dürr ü güher yağsa semâ- 6 dan (Ziya Paşa).. Kayak. -, 4/ Bir ABD haber ajansı- nın simgesi.. Zekâ yok- 8 sunu. 5/ Çeşıtli bıtkiler- g den elde edılerek sepıcı- likte ve hekimlikte kullanılan tadı buruk bir madde... Rütbesız asker. 6/ Ağırlama... Temel ağırlık biri- mi. 7/ Kaçak tütün. 8/ Vücutta bıriken azotlu madde... Genişlik... Akıl. 9/ Tüfek, tabanca gibi ateşlı silahlan ağızdan doldurup sıkışür- mak. YL KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Afrika'da bir ülke ve aynı ülke- nin başkenti.. Antmetıkte bir kuvvetin derecesini veren sayı. 2/ Bir ilimizn merkezi. 3/ Yağı alındıktan sonra zeytının kalan po-' sası... İki borunun birbirine birleştirildiği yer. 4/ Bir göz rengi... Sıkıntı verme. üzgü. 5/ Eski dilde ekmek... Romatizma ağnsı. 6/ Bilgisiz. kültürsüz kimse... Bıkma. usanma. 7/ Kovboy filmi. 8/ Orta Amerika'da bır ülke. 9/ Enis Batur'un bir şiir kitabı... Yüz kahbı. SEVİŞMENİN GÜDÜKLÜĞÜ VE YÜCELİĞİ Melih Cevdet Anday 2. bası 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yavınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğiu-tstanbul İTHAL ODUN ALIM İLANI SEKA GENELMÜDÜRLÜĞÜ İZMİTKOCAELİ Teşekkölümüzce. 150.000 m 3 (solıd) çam cınsı ığne yapraklı ağaç- lardan yuvarlak kâğıı hamunı odunu şartnamelenmız esaslannda satın alınacaktır. İdari ve Teknik Şartnameler Izmit'te Genel Mudürlüğü'müzden Ankara. İstanbul ve İzmir Ahm-Satım müdürluklenmızden bedelsız olarak temın edılebilir Kapalı zarflarda verilecek teklifmektuplannın 22 Kasım 1993 gü- nü saat 12 00'ye kadar İzmit'teGenel Müdürlüğüraüz Haberleşme vc Arşıv Mudürlüğu'ne venlmesi gerekmektedır Postadaki gecikmeler kapalı zarfla venlmeyen ve tele\lefaxla bil- dırilen tekhner dıkkate alınmayacaktır. Teşekkulümuz2886 savılı kanuna tabı değıldir Emnıvetli, kârlı ve verimli teklif değerlendınleccğınden, fıyatı ucuz olan teküflenn dık- kate alınmaması. sıpanşin kısmen vev d lamamen ıptalı teklif sahıbtne bır hak sağlamaz S.S. GAZETECİLER KONUT YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU Kooperatıfimizın Sarıyer, Maslak'ta ınşa ettırdığı konutlara aıt dairelerin kur'a çekimlen 25-26-27 Ekım 1993 günleri kooperatif merkezinde yapılacaktır Kur'a çekılışıyle ılgili ortaklarımıza göndermış olduğumuz mektubu almamış olan ortaklanmızın aşağıdaki telefonlardan bilgı almalarını ve çekilişte bulunmalarını rıca ederız. Tel.: 511 48 17 - 514 06 94-96 T.C.BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI BANKALARYEMİNLİMURAKIP YARDIMCILIĞI GİRİŞSINAVI t.Ü. Hukuk Fakaltesi ögrenci kimlığini ve pasomu yitirdim. HükUmsüzdur. RAStM ÇELEBt Nüfüs cüzdanımı, sigorta kartımı kaybettim. Hukumsilzdür. EMİN AKŞAHİN SIVAS KATLÎAMIDOSY ASI "Karşı" dergısi 75 ve 76. sayılannı temmuz-ağustosla birleştirerek Sıvas olaylan ve kurbanlan ıçın özel bir sayı olarak yayımladı Ankara'da yayımlanan bu edebıyat, sanat, düşün dergısinde tanınmış yazarlanmızın ıçten duygularla dile getırdıkleri düşuncelenni bulacaksınız. T C. Başbakanhk Hazine ve Dı^Ticaret Müsteşarlığı Bankalar Yemınlı Murakıplan Kurulu Başkanlığı'nca 5 Aralık 1993 tari- hinde Ankara'da Bankalar Yeminli Murakıp Yardımalığı ginş sınavi yapılacaktır SINAVA KATILABİLMEK İÇİN; 1- Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesinde yazılı nıte- liklen taşımak. 2- 1.1.1993 larihınde 30yaşını doldurmamış olmak. 3- Ünıversitelerin ıktısat. malıye. ışletme. muhasebe. hukuk ve mesleğın konusu ile ılgili bır alanda en az dört yıl eğitım veren vükbeköğrenim kurumlanndan %a da bunlara denkhği yetkıli makamlarca kabul edüen yabancı fakülte veya dört yıllık yükse- kokullardan birini bitırmiş olmak gerekmekt'edir. İsteklilenn. sınav ıçın gereky belgelerle sınav konulannı belir- ten broşüru Ankarada Ankara-Eskışehir Karayolu, Inönü Bul- van. Emek adresindeki Haine ve DışTicaret Müstesarlığı Ban- kalar Yeminli Murakıplan Kurulu Başkanlığı'ndan, Istanbul'da da Halaskargazı Cad. 220'2 Osmanbey adresindeki İstanbul Grup BaşkanhğTndan bızzat veya mektupla sağlayarak, başvur- ma ve kavn işlemı ıçın 15 Kasım 1993 günü saat 18.00'e kadar Ankara"dakı Bankalar Yeminli Murakıplan Kurulu BaşkanlığY- na başvunnalanricaolunur. Basın: 38581 Nufus cüzdanımı, Ed. Fak. Öğr. kimliğimi ve İETT pasomu kaybettim. Hukumsuzdür. ŞEYHO KISA Kımlık kartımı kaybettim. Hukumsuzdür. EMRE ALBEK Ansiklopedileriniz ve romanlarınız yerinizdenalınır. TEL: 554 08 04
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear