22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 OCAK1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Festivale hazırlık • ANKARA(UBA) -Ankara 5.Uluslararası Film Festivali'ne haarlanıyor. Festivalde "canlandırma sineması'run ünlüörnekleri sunuiacak ve yanşma düzenlenecek. 5-14 mart günleri arasında gerçekleştirilecek olan îesıvale 12 ülkeden 45 film başvurdu. Başvurular arasında Türkmenistan. f îçre, İngiltere, Hollanda. eç, Gürcistan, Litvanya gıbi ülkeler bulunuyor. Seyhan'da kûltüp şenliği •ADANA(Cumhuriyet) , -Seyhan Belediyesi'nin ' gelenekselleştirdiği kültür şenliği kapsamında uluslararası düzeyde bir fotoğrafyanşması düzenlendi. 7-16mayıs tarihleri arasındaki 'Seyhan 4.Kültür Şenliği 1 etkinükleri arasında düzenlenen yanşma siyah-beyaz ve saydam dallannda yapıhcak ve konu serbestolacak. Merkea Belçika'da bulunan Fl AP kuraHanna göre düzenlenen yanşmada i dereceye giren eserlere FIAP ,' madalyası ve para ödülü verilecek. Yapıtlann 10 nisana kadar Seyhan Uluslararası Fotoğraf YanşmasıAFADPK322 Gar 61122 Adana adresine gönderilmelerı gerekiyor. pemKaraca İzmip'de 'ÎZMİR(Cumhuriyet>- . ..nakent Belediyesi'nin 1993 yıh etkinliklerinden ilki Cem Karaca konserleriyle gerçekleştirilecek. Cem Karaca, Cahit Berkay ve Uğur Dikmen'in bugün ve yann vereceği konserlerin biletleri 30 bin liradan saübyor. Bugün saat 20.00 ve yann saat 15.00'te İsmet Inönü Sanat Merkezi'nde yapılacak konserin biletleri Ileri Kitapevi, Alsancak Bravo, Sisley ve Vakkorama'dan saun alınabilir. Anadolu sergileri IANKARA(ANKA>- Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nin düzenlediği "Anadolu Sergileri" Ankara, Nevşehir ve Eskişehir'de gösterime açılacak. Turgut Akan'ın eserleri 2 şubatta Ankara GESAM Kültür Sanat Merkezi'nde, 12 şubatta Nevşehir Devlet Güzel SanatlarGaerisi'nde, 16 şubatta da GESAM üyelerinin karma sergisi Akbank Eskişehir Sanat Galerisi'nde izlenebilir. ppotesto •Kültür Servisi - Başkarütğtnı Ahmet Tüzün'ün yaptığı 1992 yıbndan beri faaliyet gösteren Antalya Sanatçılar Birliği 25. Söyleşi Toplanüa'nın bugünkü konuklan Necati Güngör ve Barlas Özankça, Necati Güngör 'Hikayemizin Son 20 Yıh', Barlas özankça da Problemli İnsanlarve Problemh' Uluslar Dünyasında Edebiyatın Anlanu' konulu konuşma yapacakJar. Şimdiye kadar 17 sergi acan, güncel konular hakkında toplantı düzenleyen Antalya Sanatçılar Biriiği yine aynı gün Uğur Mumcu cinayetini protesto yürüyüşüne öncülük edecek. 'Yüısüı' Kayseri'de •KAYSERİ(AA) -Ankara Ekin Tiyatrosu oyunculan 'Yüzsüz' adlı oyunlanru Kayseri Büyükşehir Belediye Tiyatro Salonu'nda sahneliyor. Selçuk Uluergüven yönettiği iki perdelık komedi, 4 şubatta izlenebilir. TörkHalkMüziği KOPOSU •GAZİANTEP(AA)- ^aziantep Kültür lüdürlüğü tarafından 'Türk Halk Müziği Korosu' kurmak için çalışmalara başlandığı bildirildi. Türk Halk Müziği'nin yaygınlaştınlması ve mevcut potansiyelin en iyi şekilde Jeğerlendirilmesini ağlamak için koro kurmaya lcararverdiklerin söyleyen Kültür Müdürü Bekir Taş Büimsel müzik eğitimi rermek ve yeni sesler tazandırmak amacıyla Gaziantep Üniversitesi ile ışbirligine girdik. Güçlü bir Halk Müziği Korosu sluşturacağız.' dedi. Mumcu, Türkiye'deki sanatm modernizmden post-modernizme geçişine yön vermişti Baş sanatçı olarak tarihegeçmeli• Uğur Mumcu'nun her gün yazdığı yazılar, bu sayfada Türk halkına ve dünyaya seslenen bütün sanatçılar ve sanat yazar- lan için bir çağdaş uygarlık düzlemi ve alanı yaratıyordu. Atatürk devrimlerinin ve demokrasinin yılmaz savunucusu Uğur Mumcu, bu açıdan, Türldye'deki sanat olgusu içinde çok önemli bir aydındı. BERAL MADRA Cumhurivet gazetesinin bu sayfalan, Türki\e'deki sanatçılara, sanat ve kültür etkiıdiklerine, eleştirel düşünceye aynlmıştır, çünkü bu gazetede Türkiye'- nin sanat ve kültür kimliğinin kalesini oluşturan ve ona bekçilik eden baş > azar- lar ve köşe vazarları \ardır. L ğur Mumcu'nun her gün yazdığı yazı- lar. bu sayfada Türk halkma ve dünyaya seslenen bütün sanatçılar ve sanat yazar- lan için bir çağdaş uygarlık düzlemi ve alanı yaratıyordu. Bu yazılar, sanat üreti- minin nasü bir ortamda gerçekleşebilece- ğini, sanatçılarm nasıl bir ortamda etkin- lik göstererek düny aya seslenebUecekleri- ni tanımlıvordu. 20. yüzytlın ikinci yansındasiyaset- ekonomi-bÖim ve teknik yanında, bu ol- gulan vorumlayan, eleştiren, \arancı dü- şünceye dönüştüren sanat olgusu. ülke kimliklerinin altyaptsını nasıl oluştunı- yor? Tophıma, dünyaya egemen olan siya- serJerın, ekonomik modeuerin üstüne ÇH karak bir değerlendirme ve yorumlama gücü vermeyi ve yol göstermeyi işle> edin- miş, yaşamlannı ülkesinin cağdasjaşması için bir "yatırım" olarak ortaya koymuş hireylerin yürekliliği »e özverisiyle oluştu- ruyör! Siyasal, ekonomik, toplumsal. ekono- mik özgürtüğe ve bağunsızlığa sahip bir ortamda düşünce akımlan yaratma, yay- ma >e gdeceği belirleme gücü olan, geliş- me >e ilerleme isteği olan insanların çalı- şmasıyla oluştumyor! Uğur Mumcu, sanat olgusu için bu alt- yapıyı otuşturan aydınlann önde geleniy- di. Bu ülkede modern sanat ve modermzm gündeme geldiğiııde, Türkiye içinde bu- lunduğu kültür kimliği değişinıi dolayısıy- la buna hazırdı. Atatürk devrimieri mo- dern sanatm ve modernizmin Türkiye'- deki vaıiığının hazırla> ICRI ve savunucusu olmuştur. Modernizmin toplumudaha iyi- ve ve daha ileriye götürme kavramı ile Atatürk devrimieri bir uyum oiuştunnuş- tur.Türkiye'de modernizm batılılaşma ve uluslararasılaşma proramlannın bir par- çası oünuş, sar.atçı bu program içinde üre- time yönlendirilmiş, modernizmin öncü ve devrimci özelliğiyle Atatürkçü sanat ve kültür politikası eşgüdüm içinde getişmiş- tir. Atatürk devrimlerinin ve demokrasi- nin yılmaz savunucusu L ğur Mumcu, bu açıdan, Türkiye'deki sanat olgusu içinde çok önemli bir aydındı. 80'li yıllarda. geleneksel külhjrterin, yerel kültürlerin. kitle kültürlerinin varuğını ve konınmasını ongören. Avnıpa ve ABD dışındaki bütün ölkelerin sanat ve kültür olgularını gündeme getiren ve küre- sel sanat olgusunu yaratan post-moder- nizm de gücünü, yeni sjy asal, ekonomik ve toplumsal çözümleri arayan, gösteren ve ülke kimliklerini yozlaştırmaya, yok et- meye, ülkeler arasındaki sanat ve kültür ilişkilerini bozmaya yönelik karanlık >e gerici düşünceye, kör inanca karşı çtkan düny a aydınlarından aldı ve alıyor. Uğur Mumcu, bu dünya aydınlarından birisıy- di. Uğur Mumcu. bütün olgulan sorgula- yan, irdeleyen ve kültür kimliğimizi yoz- laştıran siyasal-ekonomik-toplumsal bu- nalımların, 15 yıldır her gün haritasuıı çı- karan ve bıkmadan pusulanın yönünü dü- zelten bir aydın olarak, Türkiye'deki sa- natm modemizmden post-modernizme geçiş aşamasında, sanatçdara yön veren bir BAŞ-SANATÇI'ydı. Uğur Mumcu. 1975'ten bu yana Cum- huriyet gazetesindeki yazılanyla, kitap- lanyla ve örnek kişiliğiyle, sanatm ve kül- türün özgür \e bağunsız bir ortamda geliş- mesini. sanatçılann etrensel sanat içinde yer almalannı sağlayan BAŞ-SANATÇ1 olarak da Türkiye'nin 20. yüzyıl sanat ve kültür tarihine geçmelidir. Bütün sanact- lar ve sanat kurumlan L ğur Mumcu'ya bu ünvanı vermek üzere birleşmelidir. 'Külkedisi'müzikali îyiniyetve hoşgörü Kültür Servisi - 1991- 92.Ti- yatro sezonunda îstanbul Üni- versite Devlet Konservatuan çıkjşlı genç tiyatroculann kur- duğu "Oyuncular" topluluğu, 92-93 sezonunu "Külkedisi" adb çocuk müzikaliyle açtı. Oyun, her cumartesi günü saat 12.00'de Beyoğiu Karaca Tiyatro'da sahneleniyor. "Külkedisi"ni özgün masa- lından oyunlaştınp yöneten Çi- men Turunçoğlu Baturaip. Oyunun dekor ve kostümleri Naz Erayda'ya ait. Müzik yö- netmenliğini ise Ayşe Sezerman üstlenmiş. Oyunda başbca rol- leri îstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Tıyatro-Şan Bö- lümü öğrenci ve mezunlanndan oluşan Selma Köksal, Gülsüm Şpydan, Şebnem Köstem, Esra Özbir. Efe Kışlalı, Kaan Esten, Nejat Kanter ve Çimen Turun- çoğlu paylaşıyor. CSO'nun geçen haftaki konserlerinin solisti ünlü viyolonsel virtüozu Julian Llyod Webber 'di Çellomla aramdaki ilişki evlilik gibi NURAN BAYER Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası geçtiğimiz hafta ünlü bir sanatçıyı sessiz sedasız ağrJadı ; "Evita", "Cats" "Phanton of theOpera-Opera- daki Hayalet" gibi sevilen mü- zikallere imzasmı atan popüler bir ismin, Andrew Uoyd Web- ber'in en az onun kadar başanlı ama medyanın onun kadar ilgi- lenmediği kardeşi ünlü viyolon- sel virtüozu Julian Uoyd Web- ber'di bu... Abisinden üç yaş küçük olan Julian'ı Türk dinleyicisi daha önce tanıma olanağı bula- mamıştı. Köıfez Savaşı'nın ol- duğu yılki îstanbul Festivali'ne savaş nedeniyle gelemeyen sa- natçı bunun kendisinde bü>oik bir hayalkınklığı yarattığını be- lirtirken, poliükanın sanatı et- kilemesinden de hayli yakındı.' 25'den fazla eserin ilk kaydını gerçekleştiren Julian Lloyd NVebber için ünlü besteci Rodri- go da bir viyolonsel konçertosu yazmış. Müzikallerin "alün ço- cuğu" olarak nitelendirilen kar- deşi Andrevv Lloyd VVebber'in onun için yazdığı eserin başlığı ise "Variatons - ÇeşMemeter"... 1979 yılında yaalan bu eser başlangıçta "Çello ve Rock Topluluğu" için yapılıp sonra Türk sanatı etkinlikle tanıtılıyor Parîs'te Turidye'den Görüntüfar' MEHMET BASUTÇU Paris'in batısında bulunan yakın banliyö merkezi Argen- teuıl'de, beş hafta boyunca Türk sanatmın değişik yanlannı tanı- tacak olan bir dizi etkinlik baş- ladı. Argenteuıl Belediyesi'nin kültürel hizmetleri arasında yer alan, "'Türkiye'den Görüntüler" (Images De Turquıe) adlı bu ge- niş programda. 27 şubat tarihine dek sürecek Türk müziği. edebi- yatı, fotoğrafı, sineması, gelenek- sel danslan ve çocuk tiyatrosu ta- nıtılacak. Ara Güler'in yaklaşık kırk si- yah-beyaz fotoğrafının yer aldığı sergiyle başlayan bu kapsamlı gösteri programında. aynca "Kürdistan'dan görüntüler" adlı başka bir serginin de bulunması Paris'teki resmi Türk çevrelerin- de rahatsızhk yarattı. Argente- uıl'deki etkinliklerin gerçekleş- mesıne yardıma olan bazı dernek ve kişilerin, Paris konsolosluğu- muzun yüksek düzey yetkıüleri tarafından uyanldıklannı öğren- dik. Başkanı Fransız Komünist Partisi üyesi olan Argenteuıl bele- diyesine bağlı Kültür Servisi'nin Türkiye ile ilgili eıkinlikleri ha- zırlamasına yardıma olan ku- ruluşlar arasında Paris Kürt Ens- titüsü'nün de bulunduğu dikkati çekjyor. Kürtlenn yaşadtklan bölgeler- deki günlük yaşamı gösteren yir- mi fotoğraftan oluşan sergiye gösterilen bu tepkiden üzüntü duyan Kültür Servisi yetkilileri, '"Biz Kürdistan'ı bir devlet olarak değil, Türkiye'nin bir bölgesi ola- rak algılıyoruz; devlet olarak de- ğil, Türkiye'nin bir bölgesi olarak algılıyoruz ; aynhkçı bir politika- ya atet olmak istemeyiz"dediler. "Türkiye'den Görüntüler" programının tanıtıa kitapcığın- daki önsözde şu satırlar yer alı- yor: "...Türk kültürünün farklılı- ğının, özgünlüğünün, hatta Er- meni ve Kürt özellikleri ara- cılığıyla, çok değişik öğelerden oluşan çok katmanb yapısının anlaşılmasına yardımcı olmak ıs- tiyoruz. Geçen yıl Japonya öme- ğinde olduğu gibi, amacımız şu yaklaşımın alünı çizmektir : Dış görünümlerin, önyargılann, art- niyetlerin gerisindeki "başka in- sanı* anlayabilmenin tek yolu, onu tanıyabilmek için çaba gös- termekten gecer." senfonik orkestra ıçın uyar- lanmış. Paganini'nın ünlü bir teması üzerine yazılan bu çeşit- lemeyi Julian "'çok iyi bir par- ça" olarak niteliyor. - Çello için yazılan bir eserin size göre bazı özellikleri olmalı mı? Çağdaş bir beste düşünür- ken mekjdisi olan bir eser mi düşünürmüsümiz yoksa "yeni müzik" türünde bir eser mi? Çello. çok şeyler yapma ka- pasitesine sahip bir enstrüman, çok değişik stıllerde çalma ola- nağınız var. Ben kendimi "ro- mantik' bir yorumcu olarak gördüğüm halde çelloda çok şeyyapabilirim. Çello için bir çok beste yapıldı çağımızda : Örneğin Şostakoviç çok iyi iki eser yazdı. sonra yakınlarda Lutos- • lawski'nin ki var; onun bestesi- nin çok melodik olduğunu söy- leyemeyiz ama yine de oldu. Eğer bir besteciye çello için bes- te yapmalannı söylersem, ne yapacaklan bence onlara bağlı olmalı. Bestecilere her zaman şunu söylcrim : Teknik konulan çok fazla düşünmeyin çünkü çello- da. yazabilecekleri hernen her- şeyi çalmanın bir yolu var. Ben kendi adıma. herhalde 'melodi' yazabilen bir besteci arardım. Çünküçello çok lirik bir enstrü- man ve bu lirizmi onun gücü. J.L.NVebber oldukça müzikal bir ortamda yetişmiş. Annesi ve babası da müzisyen. Annesi küçük çocuklara piyano dersi l ıttie ve Andrevv'un söz yazan Yinı Rke da onlarla birlikte olur. Julian'a zaman zaman abisinden daha popüler birşey- ler yapmayı düşünüp düşünme- ilgili değil. Bu açıdan rekabet etmeye çalışmak bile gereksiz. Ben yaptığım işten çok hoşnu- tum, işime aşığım, seyahati se- viyorum uçaklan seviyorurn. Bu Julian Lloyd YVebber'in enstrüramıyla ara^mdaki olağanüstü ilişki konserinde de göziemleni- yor. VVebber, konserde çaldığı Dvorak konçertoyla, Andrew Lloyd VV'ebber'in bir A>rupa pro- düksiyonu müzikaliyle Baskentli izleyicilerden ötivük ilgi gördü. (Faruk ALTINTAŞ) verirken, babası da org çalıp diğini sorduk : beste vapıyormuş „ .. , "Benım için daha-popüler Daha sonra abisinin besle birşey yapmak istememin tek nedeni daha fazla para kazan- mak için olabilirdi. Biliyorum çalışmalan ve piyano çalması eklenmiş buna. Birara konser piyanisti John ki. medya klasik müzikle fazla beni endişelendiren bir konu aLgll. - Peki, son yıllarda klasik mü- zik dünyasındaki değişimi nasıl karsılıyorsunuz? Pop müzik en- düstrisinin yöntemlerini kullan- ması sizce doğal mı? Çok ilginç bir soru. Klasik müziğin günümüzde reklamı- nın yapıldığını düşünüyorum ve bunu zamanımızın bir gös- tergesi olarak görüyorum. Dünyamızda, değişik, farklı şeyler yapmak isteyen o kadar çok insan var ki. Bu nedenle medyada yer edinmek için müt- hiş bir baskı var. Bircok ülkede olduğu gibi İngjltere'de de göz- lediğim, eskiden konser eleştiri- leri yazan gazetelerden çoğu- nun arük buna yer vermemtsi. Bu çok kötü bir durum. Bu ne- denle. klasik müzik sanatçı- lannın bir "pop star" gibi rek- lamının yapılması bu umutsuz- luktan kaynaklaruyor. Bir müzisyen ancak ola- ğandışı bir şey yaparsa - mesela saçı uzun olursa. küpe takarsa ya da son moda giysiîer giyerse- ancak basın ilgi gösteriyor. Siz bir Dvorak Konçerto çaldığnıı- zda ^gilenmiyorlar, çünkü bu çok normal birşey. Bu tanıtma işi biraz umutsuzca bir tepki, müzik için iyi olduğunu düşün- müyorum ama bu içinde bulun- duğumuz çagın sorunu: O ka- dar çok müzisyen var ki o ka- dar çok kişi aynı şeyi yapmaya çahşıyor ki...Ama özeİlikle mü- zisyenler hakkında uydurulan öyküler, müzik yapma zevkini ve müziğın büyüklüğünü ucuz- latıyor, basitleştiriyor. Bu ken- di kendini yiyen bir döngü, ne- reye kadar gidebilir? " Bir kaç yıl önce Türk basını- na kadar yansıyan Lloyd NVeb- ber ile ilgili" Kansına nafaka ödeyebilmek için çellosunu sattı" başlığıyla verilen haberin, bugün sanatçının ağzından ne kadar yanlış olduğunu öğreni- yoruz. Guarneri marka olan ve sattığı viyolonselini o zaman da kullanmayan sanatçı şimdi kul- landığı Stradivari'yi çalıyormuş yine. Onun için vazgeçilmez olan enstrümanla iüşkisini ise şöyle açıklıyor "Olağanüsıü bir ilişki bu... Sürekli ayru çelloyla seyahat ediyorsunuz. evde sürekli onla çalışıyorsunuz, konserlerinizi onla veriyorsunuz, çok kişisel anlanruzı paylaşıyorsunuz sah- nede... Birçok bakımdan ona güve- niyorsunuz, çünkü benim baş- ka çellom yok. Aniden bir baş- ka çelloyla konser verecek ol- sam, benim için çok zorolurdu. Bununla o kadar yakınım ki ona birşey olursa neler hissede- ceğimi düşünmek'bîle fs^rfliyo- rum. O nedenle çelloma çok dikkatle ve özenle bakıyorum. İnanın bu bir evlilik kadar yakın bir ilişki. Bu birgerçek..." Genel Sekreterimiz SUAT SKZAİ GtİRÜ (1954-) Birarkadaşımız, birdemokrat Insan sevgisini bilen, insanlığın mutluluğuna yaşamını adayan bir dava arkadaşımızı elim bir trafık kazasınck kaybettik. Arusını yaşatacağız. TMMOB Makina Mühendisleri Odası îstanbul Şubesi 30Ocak 1993 Cumartesi günü saat 14.00'te TMMOB binası önünde, 31 Ocak 1993 Pazar günü saat 11.00'de Makina Mühendisleri Odası îstanbul Şubesi önünde tören yapdacakur. Cenazesi Tophane Karabaş Camisi'ndeki öğle namazmdan sonra Karacaahmet MezarbğYna defnedileoektir. însan olmanın tüm erdemleri üzerine yılmadan savaşım veren bir güzel insanı, Sevgili UĞUR MUMCTPyu yitirmenin hüznü içindeyiz. Acımız sonsuz, öfkemiz büyük. "Uçurumlarda açan kır çiçeklerinin yanına yazdık adını" EÜ. FEN FAKÜLTESİ KtMY\ BÖLÜMÜTNDEN ÖGRETİM ELdEMAJNLARI Aklı güzel, beyni güzel, Büyük UĞUR Sevgili dost, gözlerimizde yaş, gönlümüzde laiklik ve demokrasi ile seni yolcu ettik. Atatürk'e ve onun ideallerine bağb ülkene ve milletine tüm yaşamınca yaptığm hizmetin gücünü ve büyüklüğünü bir görseydin milyon kere mutlu olurdun. Sana minnettarız, huzur içinde uyu. AVUKAT ERGUN ZOGA Demokrasi mücadelesi içinde ön saflarda bulunmuş olan değerli insan, iyi gazeteci UĞUR MUMClPyu katledenleri şiddetle kınıyor, eşinin ve çocuklarının acılannı paylaşıyor, yetkililerden, sorumlulann bulunmasını istiyoruz. MARMARA ÜNtVEKStTESl ULUSLARARASI ÜJŞKİLER BÖLUMÜ ÖĞRETtM ÜYELERİ, VARDIMOLARI ve ÇALIŞAıNLARI 43.Uluslarası Berlin Film Festivali 11-22 şubatta gerçekleştirilecek Bu yılın konusu ırkçüık, cinsellik • Woody Allen'ın yenifilmi'Kocalar ve Kanlar' filminin katılacağı 'Panorama' bölûnıünde Sinan Çetin'in 'Berlin in Berlin' filminin de gösterilmesi bekleniyor. GtTVER YÜREKLtK BERLÜN- Uluslararası Berlin Film Festivali'ne katılacak film- lerle ilgili ilk açıklama yapıldı ve Woody Allen'ın "'Husbands and Wives-Evli Erkeklerve Evli Kadmlar" adlı yeni filminin "Panoro- ma" bölümünde gösterileceği bildirildi. "Panoroma"da genellik- le, dünya prömiyeri olacak ya da geldiği ülke dışında ilk kez Ber- lin Festivali'nde gösterilecek yanşma dışı filmlere yer veriliyor. Önümüzdeki 11-22 şubat tarihleri arasında bu yıl 43. kez düzen- lenen Uluslararası Berlin Festivali'nde, Sinan Çetin'in "Berlin in Berlin" adlı filminin de gösterilmesi bekleniyor. Sinan Çetin ga- zetemize yaptığı açıklamada. fılmini festival yönetmeni Moritz de Hadeln'e teslim etiğini, ancak kendisine herhangi bir bilgi ve- nlmediğini sö>ledi. Sinan Çetin büyük bir bölümünü Berlin'de çektiği filminde bir Türk'ü öldüren bir Alman'ı ve evipe sığındığı Türk ailesini anlatıyor. Filmde Hülya Avşar ile Cem Özer başrol- leri paylaşırken, Zafer Ergin, Aliye Rona ve Eşref Kolçak diğer önemli rolleri oynuyorlar. Festivalin "Panoroma" bölümü, bu yıl ırkçılık ve cinsellik gibi iki ana konuya aynldı: Bu bölümde Jahr Derek'in "VVittgenste- in". Stephan Frears'in Dustin Hoffman ileçevirdiği "Normal Bir Kahraman", Marshall Herkovitz'in "Jack the Bear" filmleri de gösterilecek. "Jack the Bear"de oynayan Danny De Vito, yönet- menliğini yaptığı ve başrollerden binni paylaştığı "Hoffa" adı fil- miyle festivalin yanşma bölümünde de izlenecek. Fransa ise "Panoroma"da, Edouard Molinaros'un yönettiği, Claude Brasseur ile Claude Rich'in oynadıklan "Le Souper" ile temsil edilecek. 'Kızkulesi Şiir Cumhuriyeti' Kızkulesi ile ilgili tüm belgeler kitaplaşıyor İSTANBUL(AA) - îstanbul ve Üsküdar'ın simgesi Kızkulesi, onanlarak Türk kültürüne ve turizmine yeniden kazandınlmayı bek- lerken, bir yandan da değişik sürprizlerle karşılaşıyor. Anahtar Ya- vınlan tarafından yaklaşık bir ay sonra piyasaya cıkanlacak olan ve "Kızkulesi Şiir Cumhuriyeti" adını taşıyan kitap da bunlardan biri. Anahtar Kitaplar Yayınevi yönetmeni ve kitabı hazırlayanlardan Safa Fersal, yayınevinin Îstanbul Yıh çerçevesinde bir kuleler-köprü- ler dizisi başİattığını ifade ederek, bşair Sunay Akm ile kitabtn hazı-. rlanması için uzun süreden beri çahştıklannı söyledi. Kitabın adının 9 mayıs 1992 yılında bir grup şair tarafından Kı- zkulesi'ne "Şiir Cumhuriyeti" adi verilmesinden doğduğunu belirten Fersal, "Kulenin kalıcı bir simge olmasını sağlayacak mimari, edebi ve görsel tasanmlar kitapta sunulmaktadır. Aynca Kızkulesi ile ilgili şiirler, çizgi romanlar, anılar, belgeler de kitapta yer alacaktır" dedi. Ote yandan kitap çalışmalan için okurlardan da yardım isteyen Fer- sal, Kızkulesi ile ilgili gerek belgesel, gerekse görsel katkılarda bulu- nabilecek okurlann en kısa zamanda kendilerine başvurmalannı iste- di. Fersal, aynca kitapta yer alan desenlerin Semih Poroy, çizgi ro-. manlann Kutsi Akıllı tarafından çizildiğini, şiir dergilerinin ve şairie- rin de katkılan bulunduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear