25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 DIZIYAZI YEŞİLYURTTAN STRASBOURG'A B i r d ı ş k ı yedipme öykûsû CELAL BAŞLANGIÇ vm. Yeşilyurt kuşatılmış. Askerler. il- kokul binasındaki komulana koşup emir ahyorlar. Köyün ortasında toplanmış köylüler tedirgin. Muhtar Abdurrahman Müştak. daha öykünün başında: - Dokuz yıldır baskı altındayım ama devleti suçlamamak için şimdi- ye kadar şikayctte bulunmadım. Baktım baskılar duracak gibı de- ğü... Sözü yanm kalıyor. Bır askeri araç. tozu dumana katarak köy meydanına doğru gcliyor. Köylüle- rin gerginliği dorukta. Hemen bir önlem almaya çalışıyor milletvekili Cüneyt Canver: - Sen şimdi rahat rahat anlata- mazsın askerlerin yanında. Eğer bizi dinlemeye kalkarlarsa. ben sana "Muhtar. evınde birçay ikramet bi- ze" denm. Eğer peşimizden eve gir- meye kalkarlarsa da ıçeri sokmayiz. Anahtarları ver Bu önleme gerek kalmıyor. Top- luluğa fazla yaklaşmadan gelcn ara- an komutaru muhtan çağınyor. Herkes duyuyor muhtardan istene- ni: - llkokulun anahtannı ver. Yeşilyurt Köyü tlkokulu bir yı! önce kapatılmış: öğretmen atanma- dığı için. Muhtar elinı pantalonu- nun cebine atıp san. büyük bir anahtar çıkartıyor. Askeri araç, lo- dumana • Muh- tar elini pantalo- nunun cebine atti L\ ı zu katarak il- kokula doğ- ru gidiyor. Muhtan yeni bir te- laş sarmıştı. Milletvekil- lerine ve bize dönüp son bir çare olarak yakındı - Bakıu. daha bugün sabah köy basıldı Köyün hoparlöriinden, "Kimse evden çıkmasın. kımlik konırolü yapilacak, evler aranma- yacak" duyurusu yapildı. Köyün aşağısında amcaoğlum Halil Müş- tak'm evi var. On yıl önce evi bo- şaltıp Cizre'ye yerleşmişti. Ev vi- rane. Kapısı bezle bağlı. Evin içindc bana bir torba gösterdiler. tçinde beş tane el bombası vardı. Bırkaç ta- ne de tahrip kalıbı. Bir tutanak ya- pıp imzalatttılar. Torbalann başın- da da fotoğrafımı çeküler. Şımdi okulun anahtannı verdim. Nereden bileyim ıçine birşey bırakmayacak- lannı? - Haydi yürüyün, gidip okula ba- kalım... Bu, milletvekillerinin önerisiydi. Hep beraber kalkıldı. Atatûrk fotoğrafı Okulun çevresi askerlerle sanlıy- dı. tçeride kınk dökük sıralar, du- varlarda mevsimler şeması ve Ata- türk'ün fotoğrafı vardı. Bir yıldır okulun kapısı açılmamışu. Bir yıl önoe atanan öğretmenin yerine ye- nisi gönderilmemiş, bir süre önce de muhtara yapılan bildirimde. okulun boşaiuiması istenmişti. İlkokul bi- nası. karakol olarak kullanılacaklı. Bir yandan okulu gezerken, diğer yandan muhtar Abdurrahman Müştak anlauyordu yıllardır başına gelenleri: 1982 yılında köylerden si- lah toplanmaya başlanmış. Yeşil- yurt'tan kırk. mezralanndan da yır- mışcr silah istenmiş. JCısa süre içinde yüz seksen sılahı bulamaymca, bir gün köylülerin içinde, çeşmenin başmdakı dut ağacına kollanndan asıîıvermiş muhtar. O günden bu yana benzeri uygulamalar olmuş. Tümüne de ses etmemiş. Ta ki. en son olay meydana gelinceye dek. Yeşilyurt köyünü gezerken ilk gö- ze çarpan, dehşetli bir yoksulluklu. Köyün taş duvarlı, toprak damlı ev- leri birmerdivengibi.Cizreyi kuşa- tan dağın yamaçlanndan küçük bir vadiye iniyordu. Bir evin önüne çık- 19OCAK19S3SALI )zal-Kuşkulu Demird-Sert Yeşüyurt'un nüflısu 135 anayasayahayıroyu 135 Demorel: Dışkı olayı doğruysa sorumlularınburnurukm getirümeli tnönü:GerçekpayıolduğukanıtlanmıştırÖzal: Yadoğrudeğilse!\aönö _Ka&a Yılmazt tığınızda, başka bir evin toprak ' damına basıyordunuz aslında. < Köylülerin geçim kaynaklan ara- ı sında bıraz bahçecilık. biraz da hay- 1 vancılık vardı. Bunlan, tarlalann- ! dan topladıklan tahıl ve mercimekle birleştirip yılhk geçimlerini sağlıyor- lardı. Üst liste konulan laşlardan oluşturulan duvann üzerine dam olarak sıvanan toprak ve ınsanlann gıyimı, yoksulluğun boyutlannı gözler önüne scnyordu. Cızre'den yedi kilometre uzaklık- ta olan Yeşilyurt. Suriye sınınna da beş kilometre uzaklıktaydı. Suriye ile arasında ikı ayn muhtarlık daha vardı Ne zaman sınırdan bir geçiş olsa. Yeşılyurt köylülerinin sorumlu tutulduğunu anlauyordu muhtar. Her geçişten sonra köy meydanına toplanıp "Sımrdan geçenı bulun" denmesini duymaktan usanmış. Geçmiş yıllarda. köylülerden, ko- rucu olmalan da istenmiş. Ancak Yeşilyurtlular bunu kabul etmemiş. de olsa. 22 ocak tarihli Cumhuri- yet'te yayınlanmış. Şikayetin üze- nnden günler geçtıği halde, kımse gelip sormamış Yeşilyurt köylüleri- ne "Sıze bir bınbaşı dışkı yedirdı mi ?- diye. Oysa dağın başıydı Yeşilyurt. Şi- kayetçi olduklan görcvh ve onun emrindekılerle her an yüzyuzeydi- ler. Eğer bu şikayetlen yalansa, ne- den köylüler hakkında "Devletin güvenlik güçlerine iftira'"dan soruş- turma açılmıyordu? Köylüler. Cizreli ANAP milletve- kili Nurettin Yılmaz"a kızgındı: "Bi- ze yapılanlan gazete o kadar yazdı. Ne zamandır burada oturuyor. ge- lip halimizi sormadı. Halbuki CHP'deyken, kazanması için çalış- tık. Bağımsız aday oldu. yineestek- ledik. Bir ANAP'a geçtiğınde oy vermedık.' Son seçımlerde. köydeki tüm oy- lar SHP'ye çıkmıştı. Son referan- dumda yüz otuşbeş seçmenden yüz hangı bir ısnatla muhtar tutuklana- bihr. Köye bır yıldır öğretmen dahi atanmamış. İlkokul kapalı. Devlet baba Yeşilyurt köyüne asker değil öğretmen göndersin... Köyden aynlıyoruz. Yeşilyurtlu- lar el sallıyor arkamızdan. Geride sorularla dolu tedirgin gözleri kalı- yor, "Ne olacak şimdi?' IX. "Yeşilvurt olayı" 24 ocak tarihli Cumhuriyet'te tüm aynntılanyla yaymlanınca, ortalık kanşü. Adalet Bakanlığı, gazeie habenni suç duyu- rusu kabul ederek Mardın ve Cizre savcılıklanndan soruşturma açıl- masını istedi. Bır haftadır "yazısma- lar" nedeniyle bır türlü belirleneme- yen binbaşının kimliği de ortaya çıktı. Dışkı yedırdiğı savlanan bin- başının adı Cafer'di. Muhalefet de sert tepkıyle karşıla- dı olayı. DYP Genel Başkanı Süky- man Demirel "Şayet iddialar doğ- değilse" olasılığı üzerinde duranlar- dandı. 26 ocak günü gazeteciler Özal'a Yeşilyurt olayını soruyorlar. Verdiği yanıt ilginç: - Soruşturma yapılıyor. Üzüldü- ğüm bir nokta var. Bu konular haki- katen tahkik edılmeden de çok açık bir şekildc yazılıyor. Yani belki ileri- de şu konulan da düşünmemiz la- am. Yann bu tahkikatler netice ver- medığı, doğru olmadığı anlaşıldığı takdirde. bu yazılan yazılann ifade ettiği mana ne olur? Zannediyorum gazetelerimizin en önemli vazifesi, konulan tahkik etmeden, ispat et- meden bu kadar büyük ıthamlan yapmamaktır. BöyJe birşey duyu- lunca hemen soruşturma açılmıştır. Doğrudur. Biz hiçbir zaman işken- cenin yanında olamayız. Bizim in- san haklanyla ilgili olarak getirdi- ğımiz birçok yenilikler vardır. Ama bir taraftan da memleketin birliğını, bütünlüğünü düşünmek ve bu konu için çalışan insanlan hakikaten ra- hatsız etmemek lazım. Eğer böyle birşey yapılmışsa, gerekli cezayı gö- recektir. Ama yapılmamışsa. o vakit bu yapılan yayınlann ifade ettiği mana ne olacaktır diye de bir taraf- tan düşünmek lazım... İşın bıçimı, giderek değışiyordu. Gazetede haber çıktıktan bir gün sonra Emnivet Genel Müdürü Sa- Öğretmensiz ilkokul, karakolohıyor Okulun çevresi askerlerle sanlıydı. İçeride kınk dökük sı- lan büdirimde, okulun boşaltüması istenmişti. Bina, kara- Valar, duvarlarda mevsiınler şeması ve Atarürk fotoğrafı kol olarak kuİhunlacaktı. MiDetveküleri Canver, Atalay vardL Kapı bir yıldır açılmamıştı. Atanan öğretmenin ye- ve muhtar Müştak, öğretmensiz öğrencüerle okulun rine yenisi gönderilmemiş, bir süre önce de muhtara yapı- önünde...(Fotoğfaf: CENGİZ MUMAY) • İlk göze çarpan, ı dehşetli bir yok- sulluktu Dördü korucu yapılınca da bir süre sonra götürüp silahlannı teslim et- mişlerdi. "Biz yoksul insanlanz" di- yordu muhtar "devlete nasıl karşı olabiliriz ki? Geçimimizle uğraşıyo- ruz. Mesela ben yirmi nüfusa bakı- yorum. Beni gözaltına alsan, ne ola- cak bu yirmi nüfus? Biz köy oku- lumuza öğretmen atanmasını. oku- lumuzun açılmasını istiyoruz. Gerekirse kınk cam- lan onannz. Yeter ki co- cuklanmız okusun..." Muhtan dinleyen milletvekilleri soruyorlardı kendi kendılerinc: - Şimdi bu çocuklar ne olacak? İh- barçı mı, terörist mi? Öyleya. okul kapalı olduğunagö- re. buradan "abm" cıkmayacaktı ki... Önce askerkr getiyor Şikayet dilekçesıni savcıbğa ver- dikten sonra beklemeye başlamış Abdurrahman Müştak: "Bakalım önce kım gelecek köye" diye. İlk ge- len, askerler olmuş. Ardından mil- letvekilleri ve gazeteciler. Köylüler ilk dilekçelerini 16 ocak- ta vermişler savcılığa. Olay. kısmcn otuz beşi de "hayır" demiş. bir tek sandık başkanı "evet" oyu kullan- mıştı. Artık köyden aynlma zamanı gel- mişti. Köylüler "Gitmeyin, burada kalın" diye bakıyordu sanki. Gör- düklerine ilişkin değerlendirmesin- de Yeşilyurt olayına dikkat çekiyor- du milletvekili Âtalay: - Yeşilyurt köyünde olanlar, bu- gün Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'da gerçekleşen olayiann sade- cc bir ömeği. Insan dışkısının yurt- taşlara yedirilmesi. insanlann s«ra dayağından geçiriimesiyle devlet köyde ne yapmak istemektedır? Bi- ze anlalılanlar dehşet verici boyut- Iardadır. Bölgede yeni operasyonla- ra senaryo hazırlama girişiminin de- vam cttığıni Yeşilyurt köyünde de anladık. On yıl önce terkedilen vc oturulamaz halde bulunan evde ele geçtiğı ıddia edilen el bombalan ve tahrip kalıplan, köylülerin anlattık- lanna göre, senaryo gırişimlerinin sadece bir örneğiru .teşkil etmekte- dir. Siyasi iktidan, alışılmış yöntem- lerden bır an önce vazgecmesi için uyanyor. bütün demokratik güçle- rin dikkatlerini bu bölgeye yönelt- melerini bekliyoruz. Canver'in kaygısı Milletvekili Cüneyt Canver ise başka bır boyutuna değiniyordu olayın: - Yeşilyurt köyü, şu andan itiba- ren provokasyona çok açık. Her- nıysa. bunu yapanlann burnundan getirmek lazınıdır. Suçu işleyenlerle bitmeyeceği, ülkeyi yönetlerin siyasi sorumlu olduklan ortadadır. Akla hayale sığmaz bir olay. Aynca böyle bir şeye nasıl cesaret edebildikleri sorusu akla geliyor. Biz bu ıddiayı Meclis meselesi yapanz. TBMM'ye getırir ve sonuna kadar takipçisi • Su- riye'yle arasında iki köy vardı oluruz" di- yordu. İnönü'- nün tepkisi de sert oldu olaya: - Güven- lik güçleri- nin öldürül- mesi olayı- _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ^ _ ^ ^ nda suçlu- lann bulunmasmı istiyoruz. Arama sırasmda bazı masum vatandaş- lanmıza baskı uygulanmasıru. pislik yedirilmesi gibi insanlık dışı uygula- malann yapılmasını kabul etmiyo- ruz. Sonımlulann bulunmasmı isti- yoruz. Yeşilyurt köyünde meydana geldiği söylenen ve milletvekilleri- mizce incelenmiş olan, dolayısıyla gerçek payı olduğu kanıtlanan olayın araştınlmasını bekliyoruz. Milletvekillerimizın tesbitlerinden genel bir tedirginlik havası olduğu ortaya çıkıyor. Soruşturmalann bir an önce kesinleşürilmesini bekliyo- ruz. Soruşturma başlamıştı. Ama Baş- bakan Turgut Özal da "Ya doğru bahattin / J Çakmakoğ- Z-f^ iu, Olağa- < -^jx nüstü Hal \ Bölge Valisi 1 Hayri Ko- u zakçıoğlu j . ve Jandar- > ma Asayiş J , Komutanı JxJ fr. Yazdıgı- r \ nıız için, ı ) \ bizi }ft | PKK'h (7 f ilan ede- W*İ ceklerdi Hulusi Sayın Ankara'da ortak bir basın toplantısı düzenledi. Güneydoğu'da 28 arahkta büyük. bir operasyon başlatılmıştı. Adı "Birlik" olan operasyon, İstanbul'- dan Cizre'ye kadar uzanıyordu. Toplantıda öyle bir hava yaratılmış- tı ki, işte lam bu operasyon sırasında böyle bir olayı ortaya çıkarmak ya da böyle bir savda bulunmakla ope- rasyon baltalanmak istenmişü. Jandarma Asayiş Komutanı Sa- yına göre ise basında çıkan haberler yanlış ve maksatlıydı. Sayın. "Bazı gazete muhabirleri PKK'nın lehine, devletin aleyhine yazılar yazmayı görev alıruşlar sanki. Bunlar belki bilmeyerek, yanlış bilgi ile oluyor ama bazılan da özel nedenlerle yazı- lıyor" diyordu. Herkes öğrenecek Basın toplantısında sonılar Yeşil- yurt'a yönelmişü. Sonunda Yeşil- yurt köyüyle ilgili idari soruşturma- nın başlatıldığı açıklandı. Korgene- ral Sayın, olayı gazetelerden öğrenir öğrenmez, soruşturma için emir ver- diğini belirterek, bir anlamda soruş- turmanın sonucunu da açıklıyordu: - Olay en ince teferruatına kadar incelenecek ve kimse de korunma- yacakür. Bu iddialann birçok kıs- rrunın yanlış olduğunu, yapılacak olan açıklamalarla sizler de öğrene- ceksiniz. Emniyet Genel Müdürü Çakma- koğlu da benzer bir yaklaşımdaydı. "Karakolda doğru söyler mahke- mede şaşar" diyen Çakmakoğlu'.ıa göre. "Bu iddialar, kışılenn kendile- rini savunmak istemelerinden kay- naklanıyor"du. İş. ilginç bir noktaya gelmışti. Hakkında şıkayetçi olunan bin- başının kimliği yeni belirlenmişti. Yeşilyurt köylülerine daha "Size dışkı yedinldi miT' diye sorulma- mıştı Hatta binbaşı bile ifadesinı vermemişti, dışkı yedirme konusun- da. Ama bu ıddialan yazdığımız için, neredeyse bizi PKK'lı ilan ede- ceklerdi. SÜRECEK AINKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ İpekçi'nin İkinci Ölömü mû? Türk Dil Kurumu eski genel yazmanlarından 95 yaşın- daki Ömer Asım Aksoy , Altan Öymen'den sonra Milli £ğitim Bakanı KöksalToptan adabirmektupyazdı. Mil- lıyet in dağıttığı yanlışlarla dolu "Türkçe Sozlük" le ilgili olarak Altan Öymen e yazdığı mektuba bir yanıt alama- dı. Bu kez, sözlüğü öven Milli Eğitim Bakanı Koksal Top- tan a başvurmayı kararlaştırdı. 5 Ocak 1993 günlü mek- tubunda ûmer Asım Aksoy, bakandan olumfu ya da olumsuz bir yanıt beklediğini vurguladı. Milliyet, Abdi ipekçi zamanında dokuz yıl çalışoğım, dokuz yılın sonunda, dergi çıkarmak için kendi isteğimle ayrıldığım bir gazete. Vaktiyle çalıştğım tüm gazeteler, ajanslar gibi Milliyet de kıyamayacağım bir gazetedir. Çünkü ben ona emek verdim, o gazete de beni tanıttı. Eski sahibi Ercüment Karacan bir gün şöyle demiş: - Ekmekçi'nin Milliyet'e katkısı büyük, ama Ekmekçi'yi de Ekmekçi yapan biziz... Karacan doğru söylemişti. Hiç unutmam, Milliyet'ten ayrılırken Abdi İpekçi ağlamaklıydı - Senin ayrılmak istediğini, ben Ercüment Bey'e nasıl söyleyeceğim? diyordu. Şimdi düşünüyorum, 12 Eylülden sonra Atatürk'ün kalıtı ayaklar altına alınmış, isteği saygısızca sapttrılmış, elleriyle kurduğu Türk Dil Kurumu kapablmrş, onun yeri- ne bir devlet dairesi nıteliğindeki yeni Dil Kurumu oluş- turulmuş. İşte. eski gazetemin yanlış bulduğum davranı- şı burada. Bir 12 Eylül ürününü, okurlarına "Türkçe Sozlük" diye vermesi. Abdi İpekçi olsa bunu yapar mıy- dı? Yapsa, ben onu, tüm arkadaşlığıma, yakınlığıma kar- şın en sert biçimde eleştirmez miydim? Şimdiki Milli- yet'te, vaktiyle Atatürk 'ün Türk Dil Kurumu'ndan odül alanlar var, biliyorum. Demek onlar da bu ödülü hak et- memişler, yazık! Şöyle diyor ömer Asım Aksoy: "Milli Eğitim Bakanlığı yüksek katına, Bilindiği gibi, Atatürk'ün dernek olarak kurduğu Türk Dil Kurumu, Kenan Evren yönetimince hukuka aykın yollarla kapatılmış ve büyük kurucunun vasiyetname- siyle bu kuruma bıraktığı para da -hukukça ve tutumca halefi sayılamayacak olan bir kuruluşa- yine Türk Dil Kurumu adı verilen resmı bir devlet dairesine aktanl- mıştır. Bu kuruluş, kapatılan Türk Dil Kurumu nca ya- yımlanmış olan Türkçe Sozlük ü almış, içine yüzlerce yanlış katarak yeni baskı' Türkçe Sozlük adıyla piyasa- ya sürmüştür. Sözlüklerde bir tek yanlışa bile göz yumu- lamayacağını söylemeye gerek yoktur. Herkes doğruyu öğrenmek için sozlüğe bakar Devletin resmi ve bilimsel bir organınca hazırlanan ana kaynakta bu denli yanlış bulunması, bilimsel açıdan utanılacak bir durum olduk- tan başka devletin itibarına da gölge düşürebileceğin- den, hem ulusal onurumuzu hem kültürümüzü bu zarar- dan korumayı odev saymış, yayımladığım birçok eleştiri ile ilgililerin dikkatini çekmeye çahşmıştım. Ne yazık ki ilgililerden hiçbir yanıt gelmedi. Bu kez doğrudan dog- ruya yüksek makamınıza başvuruyorum. Dört yıldan beri bu sozlük, öğrencilere yanlış bilgileri doğru diye öğretmektedir. Savlanm bilimsel gerçekleri yansıtıyor. Bununla bir- likte inceletilmesini de öneriyorum. Haklt olduğum, yük- sek bakanlığınızca da saptanırsa bu sözlüğün okullarda kullanılmasını yasaklamak gerekir kanısındayım. Savfarımın boşlukta kalmaması için, Türkçe Sözlük'te şimdiye değin gördüğüm 400 (evet dört yüz) yanlıştan otuz kırk örneği ilişikte sunuyorum. Olumlu ya da olumsuz bir yanıt dilediğimi saygılarım- laarzederim." Aksoy, "Türkçe Sozlük "teki yanlışları sıraladıktan sonra şu notu da eklemiş: "Yeni T. Dil Kurumu bu yüzlerce' yanlışı katmasaydı, eski Türkçe Sozlük gereksemelerı karşılamaya yetiyor- du. Bu kurum -uygulamada pek de gerekli olmayan- başaramayacağı bir işe ya hiç girişmemeli ya da onu bi- lenlere yaptırmalıydı." Yerim kalmadığı için, Aksoy'un bulduğu yanlışlardan birkaçını verebileceğim. Şöyle: - "Mersiye" sözcüğünün Arapç3 aslı tek "y" ile "mer- siye" dir. Ş. Sami. bir uyan notu da ekleyerek "ya-yı müşeddede ile galattır" demiştir. Buna karşın -kaynak- ları arasında Ş Saminin sözlüğü de gösterilmiş olan- yeni baskı "Türkçe Sozlük" te bu sözcüğün aslı iki "y" li olarak verilmiştir. - Dilimizde "nalın" diye kullanılan sözcüğün Arapca aslı "na'leyn" dir. Türkçe Sozlük ise "na'lin" diye yaz- mışfcr. - T. Sozlük, iki sözcükten oluşan ve bitişik saytlmaları toplumca benimsenmiş oian, bilimsel açıdan da bitişik yazılmaları gereken pek çok sözcüğü ayırarak (iki söz- cük olarak) göstermiştir. İşte bırkaç örnek Ayşe kadın (fasulye). ballı baba (bitki), Demir Kazık (yıldız), kara fatma (böcek), kavun içi (renk), kaz ayağı (bitki). kırk ikindi (yağmur), kaba kulak (hastalık), pis bo- gaz, hava gazı. kat sayi, tere yağı, orta okul, dış işleri... - Tutarsızlıklardan da birkaç örnek: "Kırkayak" bile- şik, "kırk bayır" ayrı yazılmıştır. "Kuşburnu" bileşik, "kuş başı" ayrı, "karakaçan" bileşik, "kara kış" ayrı, "Kadıngöbeği" bileşik, "hanım göbeği" ayrı, "akbaba" bileşik, "akdan" ayrı, "karakulak" bileşik, "kara su" ay- rı, "karabasan" bileşik, "kara yel" ayn yazılmıştır. Daha ilginç bir örnek de, Amerika da yetiştiği köyün adıyla anılan "akala" pamuğunun iki ayn sözcük olarak "ak ala" biçiminde gösterilmiş olmasıdır. Abdi İpekçi'nin ikinci kez öldüğünü mü düşündüm?.. British Coüncil denetimli okullar Regent Language Training Hove Centre 18 Cromwell Road. Hove. EastSussexBN33EW Tel: 9.9.44 273 73 1684 faks: 9.9.44 273 32 45 42 • Başvuru: Paul Johnston Haftalık kurs ücreti: 92-143 pound Regent Language Traming London Centre 19-23 Oxford Street. London Wl R 1RF Tel: 9.9.4471 734 74 55 faks: 9.9.44 717344896 Başvuru- Healher Qualthrough Haftalık kurs ücreü: 99-156pound Regent Summer Schools 3rd Hoor. 19-23 Oxford Street, London W1R1RF Tel: 9.9.44 71636 96 02 faks: 9.9.44 717344896 Başvuru: Jane E. Merrick Haftalık kurs ücreti: 300-370 pound Richard Language College 43-45 Wimborne Road. Bournemouth. DorsetBH3 7AB Tel: 9.9.44 202 55 59 32 . faks: 9.9.44 202 55 58 74 Başvuru: Mr David Vann Haftaük kurs ücreti: 115-125 pound StClare's,Oxford 139 Banbury Road, Oxford OX2 7AL Tel: 9.9.44 865 520 31 faks: 9.9.44 865 3100 02 Başvuru: Mrs M Skartand Haftalık kurs ücreti: 292 pound St Giles College. Brighton Regency House, 3 Malborough Place, Brighton. East Sussex. BNI 1UB Tel: 9.9.44 273 68 2747 faks: 9.9.44 273 68 98 08 Başvuru: B.D.Graver Haftalık kurs ücreti: 71 -154 pound St Giles College, Eastbourne 13 Silverdale Road. Eastbourne EastSussex.BN207AJ Tel: 9.9.44 323 64 1502 faks: 9.9.44 323 72 13 32 Başvuru: Mr R.M. Elder Haftalık kurs ücreti: 76-144 pound St Giles College. Highgate 51 Shepherds Hill, Highgate. London N6 5QP Tel: 9.9.44 813409207 faks: 9.9.44 813489389 Başvuru: John H. Bradford Haftalık kurs ücreti: 71-154 pound ST Giles College, Westminster 16 Northumberland Avenue. Trafalgar Square Tel: 9.9.44 719305743 faks-9.9.44713210176 Başvuru: Mark Lindsay Haftalık kurs ücreti: 76-165 pound St Hilary Shool of English 2 and 4 Midvale Road". Paignton. Devon TQ4 5BD Tel: 9.9.44 803 55 92 23 faks: 9.9.44 803 66 30 20 Başvuru: Mrs S.M. Thorndyke Haftalık kurs ücreti: 120-140 pound St John's Wood School of English 126 Boundary Road, London NW8 ORH Tel: 9.9.44 71 624 19 25 faks. 9.9.44 7132868 77 Başvuru: Mr Peter H. Bulmer Haftalık kurs ücreti: 95-140 pound StJoseph'sHall Junctıon Road,Cowley, OxfordOX42UJ Tel: 9.9.44 865 71 1829 faks: 9.9.44 865 74 77 91 Başvuru: Dr. Peter Fisher Haftalık kurs ücreti: 212 pound St Patrick's Intemational School 24 GreatChapel Street. London VV1V3AF Tel: 9.9.44 71 734 21 54 faks: 9.9.44 712876382 Başvuru: Monsıgnor Giuseppe Blanda Haftalık kurs ücreti: 100-144 pound St Peter's School of English St Alphege Lane. Canterbury. Kent CT12EB Tel: 9.9.44 227 46 20 16 faks: 9.9.44 227 45 86 28 Başvuru: Peter Harris Haftalık kurs ücreti: 144-178 pound Salisbury School of Fnglish 36 Fowlers Road. Salisbury WiltshireSP12QU Tel: 9.9.44 722 33 10 11 faks: 9.9.44 722 32 83 24 Başvıru: Mr M Wills Haftalık kurs ücreti: 122 pound Scanbrit School of English 22 Church Road. Southbourne Boumemouth BH64AT Tel: 9.9.44 202 42 82 52 faks: 9.9.44 202 47 09 77 Başvuru: Andrew Hardy Haftalık kurs ücreti: 143-157 pound Scarborough Intemational School CheswokJ. 37 Stepney Road. Scorborough. North Yorkshire YO12 5BN Tel: 9.9.44 723 36 28 79 faks: 9.9 44 723 36 64 58 Başvuru: Rosemary Glyde Haftalık kurs ücreti: 234-256pound Schiller English Language Institute NVickham Court, Layhams Road West Wickham, Kent BR4 9HW Tel: 9.9.44 817778069 faks:9.9.44 8l776l312 Başvuru: Louise Cody Haftalık kurs ücreti: 147 pound School of Enghsh Studies Folkesone 26 Grimston Gardens. Folkestone, K;nt CT20 2PX Tel: 9.9.44 303850007 faks: 9.9.44 303 25 65 44 Başvuru: David Milne Haftalık kurs ûcreti: 146-177 pound SCLA 20 Castle Slreet. Shrewsbury, ShropshireSVI2AZ Tel: 9.9.44 74323 25 04 faks: 9.9.44 74^ 27 26 37 Başvuru: Mr James W T Rogers Haftalık kurs icreti: 150-260 pound Sels College London 64,65 LongAcre, Covent Garden, London WC2E 9JH Tel: 9.9.44 712402581 faks: 9.9.4471379 5793 Başvuru: Mr Y. Raiss Haftalık kurs ücretı: 28-285 pound Sidmouıh Intemational School May Cotıage, Sidmouth, Devon EX10 8EN Tel: 9.9.44 395 5167 54 faks: 9.9.44 395 57 92 70 Başvuru: Mrs M.S. Michelmore Haftalık kurs ücreü: 138-180 pound Southbourne School of English 30 Beaufort Road, Southbourne, Tel: 9.9.44 202 42 23 00 faks: 9.9.44 202 4 71 08 Başvuru: ItaloGallina Haftalık kurs ücreti: 168-350 pound Specialist Language Services Ltd 9 Marden Business Park, Clifton.YorkYO34XG Tel:9.9.44904691313 faks: 9.9.4490469 1102 Başvuru. BobWatt Haftalık kurs ücreti: 136-213 pound Stafford House School of English 8/9 Oaten Hill, Canterbury CT1 3H Y Tel: 9.9.44 227 45 22 50 faks 9.9.44227451685 Başvuru: Mrs J.F. Leader Haftalık kurs ücreti: 195 pound Stanton School of English 167 Queensway. London W2 4SB Tel: 9.9.4471 221 72 59 faks: 9.9.44 717929047 Başvuru: D.A. Garrett Haftalık kurs ücreti 15-92 pound SÜRECEK BULMACA 1 2 3SOLDAN SAĞA: 1/ Yaşar kemalin tek öy- kü kitabı. 2/ Yakut Türk- lcri mitolojisinde kötü ruhlann adı... Bağırsak- lar. 3/ Bir nota... Uzak- laşmak. ara acılmak. 4/ Kaza ya da başka bir ola- yı karadakilere bildirmek için gemilerden denize sa- 6 Iınun içi mektuplu şişe. 5/ -, Akdcniz bölgesinde bir akarsu... Doku teli. 6/ 8 Kalın bükülmüş sicim... g Radyumun sımgesi... Bir bağlaç. 7/ Bir ycrde biriken sıvılan dışanya akıtmak için kullanılan oluk ya da boru... "Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş,- El- aman ey dil ne müşkilter — olmuş siina" (Ncdim). 8/ Dav uı Peygam- bcr'in makamla okuduğu Zebur sürclcri. 9/ Kutsal sayılan hayvan- lura din bakımından saygı duyma anlayışı. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Vılmaz Güney'ın bir romanı... Gözleri görmeycn. 2/ Allından sopa gösterilir... Kaşındıncı bir deri hastalığı. 3/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Bir tür ipekli ku- maş. 4/ Biber... Bir orman ağacı. 5/ Bir keler türü... Su. 6/ Bir renk... Soylu. 7/ Yüz güzelliği... İsviçre'de bir kanton. 8/ Sina Yanmadası'nda yaşamış acayiplikleriyle ünlü birkabile. 9/ El- ma, armut. erik gjbi meyyelerin kurutulmuşu... Canlılann bö- lümlenmesinde. dallann bir araya gelmesiyle oluşan birlik.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear