22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK1993 CUMARTESİ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Türk Özelleştirmesi Prof. Dr. LÜTFÎ DURAN T ürkıye'de alü-yedı yıl- dır sık sık sözû edıien ve sayıh da olsa, uygu- laması yapılan "ozelleş- tvme ' operasyonunun bugüne kadar yeteriı düzenlemelerfe hukuksal bırçerçeveye oturtulamamış olduğu ve bu yuzden bırtakım guçlüklere ve sakıncalara yol açüğı ılen surülmektedır (x) Meğer, özelleşürme konusundakı eksıklık bundan ıbaret değılmış Enerjı ve Ta- bu Kaynaklar Bakanı'tun açıklaması- na göre fîkrı altyapısı olmayan bır meflmtn (ımış) bu Türkıvede" O ne- denle hükümete geldıklerınden berı özelleştırme ıçm Bakanhğa bağlı kuru- htşlarda "duşünme ve planlama yapıl- makta ımış (Cumhunyet, "Santrallara yabana ortak aranıyor" 31 Aralık 1992, Sl) Oysa ANAPıktıdandonemıbtryana bırakjlsa bıle bır yıldır ulkeyı yöneten DYP-SHP hukumetme, koalısyon protokolu ve hükümet programına al- dığı ve kımı uygulamalannı da gerçek- leştırdığı özelleştınne kavramını hâlâ daha nasıl algılamamış ve ûzennde an- laşmaya varamamış olduğu sorulabı- lır Ne yazık kı. Sayın Bakan'ın dedığı doğru ve yennde bır saptamadır Bu- na kanıt sayılabılecek düşunce ve ör- neğı, aynı açıklamada kendısı ortaya koymaktadır Şöyle kı, Sayın Bakan'a göre Ozelleştırme, kesınlıkle yalnız satış değıldır Hedef Devletai pavvtı kuçûitme ve rasvonel ışletme Bunun çeşıtb metotlan var Bölüm bölüm sa- lışîar olabılır ortakhklar kurulabılır " örneğın, eleklnk santrallannın venm- lı çalıştınlabılmesı ıçın yap-ışlet-devret modclınden esmlenen bır formülle bu ısletmelenn "yüzde 5 l'ın altında hısse- lennın" yabana gmşımalere devn bı- çımınde özelleşunlmesı yoluna gıdıle- bılır Bu yöntemle Haane sadece ke- fîl olarak görünecektır 'Kaptmızda bu model çerçevesınde yatınm yap- mak ıçın sıraya gıren yerh yabancı konsorayumlar var, sıra beklıyorlar Onun ıçın bızı ızlemeye devam edın " (Cumhunyet, aynı sayı, s 17). Kamu Ortakhğı Idaresı Başkanı da aynı dü- şüncelen paylaşıyor Cmuhunyet, 3 Ocak 1993, s 7 ve ınterStar JV'de aynı gûnkü "Kımuzı Koltuk" söyleşısı) Tûrk özefleştirme düzeni Elektnk santrallannı özelleşürmeye haarlanan ılgılı Bakan'ın anlayış ve nıyetını değerlendırebılmek ıçın bu konudakı düzenlemelere kısaca goz atmak gerekır ANAP ıktıdan done- mınde yapılan tum duzenlemeler gıbı özelleşürmeye ılışkın olanlar da arap- saçına benzeyen bır kurallar yumağı- dır Özelleştırme tenmı ılk kez, 1986'da çıkanlan 3291 numarab, uzun başlıklı mozaık kanunda (m 13-16) kullanılmışsa da bundan önce ve son- ra yururluğe konulan bırçok kanun ve kanun hukmünde kararname (KHK) ıle bu husustakı mevzuat makıbk halı- ne gelmış bulunmaktadır Bu konuda- kı karmaşa o denlı yoğunlaşmış kı bu- gûn özelleştırme karan almaya hangı organ ya da makamın yetkılı olduğu noktasınm bıle tartışmaya açık olduğu söylenmektedır (x) Özelleştırme sayılabılecek bır ışlem, 1984 tanhlı "Tasarruflann teşvıkı ve kamu yatınmlannın hızlandınlması hakkında'kı 2983 numaralı kanunda 1985'te yapılan degışıkhkle, "KÎT"ler le bunlara aıt tesıslere hakıkı ve hükmı şahıslann ortak olması ıçın çıkanla- cak" hısse senetlendır Buna karşılık aynı kanunda ongörulen ışletme hak- kı venlmesı, özelleştırme nıtelığı taşı- mayıp, yennegöre kamu hızmetı ya da bayındırhk ımüyaa ya da sıradan kıra sozleşmelendır ve bunlar farklı huku- kı rejımJerebağlıdır Özeileşunlmesıne karar venlen KİTler ve bağlı ortakhk- lan doğrudan doğruya, müessese ışlet- me ve ışletme bınmlen ıse anonım or- taklık hahne getınldıkten sonra saü- labılır Bu kurala gore müessese, ışlet- me ve ışletme bınmlen hısse senetlen- ne bağlanıp satılabıldığı halde, bunla- nn bır tur holdmgı durumunda olan IClTler, ancak butün halınde devredı- lebılecektır "Kamu Ortaklığı Fonu"- nudüzenleyen 1984 tanhlı yönetmelık (m 16-18) hısse senetlen satışı hakkın- da bır takun hukümler ıçermekte ıse de, KİT'lenn ve ortaklıklannın bütün olarak satışı daha sonra çıkanlan KHK'larla ongorulmuş olduğu ıçın yönetmelıkte hıçbır kurala bağlanmış değıldır Anılan yönetmelık, hısse senedı sa- tışlannda. tesıste çalışanlara ve yorc halkına öncelık ve ozel şartlar tanına- bıleceğını gerçek ve tuzel kışılere bellı oranlardan fazla hısse saulmamasına karar venlebıleceğını kabul etmekte- dır(m 18) Yonetmelığın hısse senedı satışlan ve ışletme hakkı venlmesı (m 23) konusunda ıdareye takdır yetkısı taruyan bu hükümlenn dışında, özel- leşürme operasyonuna ısteklı oiarak kaülanlara ve ahcı sıfaUnı kazananla- ra yasal duzenlemelerde herhangı bır hak ve gûvence öngörulmemıştır Özelleştırmeye ıbşkın mevzuaün he- men tümü, ıdarenın ıç düzen ve ışleyı- >ıyle ılgıh ve ûçüncü kışıler bakımın- dan yaptınmı bulunmayan şekıl ve usul hükümlennden ıbarettır Böyle olunca, bu konudakı keyfı davranışla- n onlemek ve haksız ışlemlen engelle- mek pek kolay gonınmemektedır Özelleştirmenin degerlendirilmesi Gerçekten Tûrkıye'dekı ozelleşür- meler. 1970'b yıllann sonunda başla- yıp 1990 lann ılk yülanna kadar Baü demokrasılennde ve dağılan Doğu Bloku ulkelennde süren devletsızleş- tırme ve hberalleşürme akımının bır takhdı olarak, düşunmeden modaya uyma bıçımınde ortaya çıkmış ve bıraz da uluslararası ekonorruk kuruluşla- nn (IMF, Dünya Bankası, OECD) dayatması ıle ıvedıbkk uygulamaya geçınlmek ıstenmışür Bu arada, ko- münıst rejımlenn çokuşünden sonra bırleşen Baü ve Doğu Almanva'da gı- nşılen buyûk çaptakı özelleşürme ope- rasyonunun yakın zamanda durdu- rulmuş olduğıınu ışaret etmekte yarar vardır Aynca, ılen sanayıleşmış ulke- lerle az gehşmış Türkıye'nın ıçınde bu- lunduklan tanhsel, ekonomık, sıyasal, sosyal ve kültürel koşuilar arasındakı buyuk farklar goz onune abnmadan gınşılen özelleşürme operasyonu, Baü demokrasılennde görûlen genış ve gü- vencelı yasal kural ve usullere benzer ya da yakm duzenlemeler dahı yapı- lmadan, bolük pörçuk ve sık sık değış- tınlen. dağınık ve kanşık bazı hükum- lerle gerçekleşünlmek ıstenmışür Bu bakımdan Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanı'nın. Turkıye'de özelleştır- menın"Tıknaltyapısı olmadığı"ve "dü- şunme ve planlama" gerektırdığı gö- rüşü ısabeüıdır Belkı bu yuzden belkı de Yurütme ve tdareye, ısteyerek ve bılerek, tam bır serbestbk tanımak ıçın özelleştır- menın yasal dûzenkmelennde bu ope- rasyonun ne tanımı yapılmış, ne konu- su veya konulan, ne amaç veya amaç- lan belırlenmış, ne de prosedurû gu- vencelı esaslara bağlanmışür örne- ğın özelleşürmenın "hedefı (nın) dev- letınpayını küçûltmeverasyonel"ışlet- me" olduğu, hıçbır kanunda veya KHK'da yer almamakta ve sadece Sa- yın Bakan'ın kendmce uygun görduğu bır amaç olarak ortaya çıkmaktadır Özelleşürme ıle çok çeşıtlı amaçlar gu- düiebıhr, uygulamada bu kaynak. toplu konut ve otoyol yapımlannın fı- nansmanında ya da bütçe açıklannın bır ölçude yamanmasında kullanıl- maktadır BununJa beraber, Sayın Ba- kan'ın ongördüğu hedefler doğrultu- sunda özelleşürme yapılması ıçm yasal bır engel yoktur Ancak, s*uş yapı- lmadan, yanı mulkıyet devrodılmeden özelleşürmeden soz edılemez Nıtekım Sayın Bakan'ın, elektnk santrallannın özelleşunlmesı ıçın onerdığı modelde, bu ısletmelenn yuzde 5l'ın (50olsage- rek) alünda hısselenrun yabancı gın- şımalere devn kabul edılmektedır Şu halde, elektnk santrallannın yanya kadar mûlkıyeünın yerh ve yabana yaünmalara saüşı öngorûlmektedır Oysa, elektnk santrallan ve ıletım te- sıslen, Türk hukuk sıstemınde, kanun- sal mal nıtelığındedır ve ne alım-satı- ma, ne de başka ozel avnî hak kısıtla- masına konu olabılır Bu lübarla, elektnk santrallannın sadece "ışleüne hakkı" daha doğrusu ışletme gore- vı belırlı bır süre ıçın ozel gerçek ve tûzel kışılere venlebılır Aslında bu ış- letme hakkı ya da gorevı, kamu hızmeü olan elektnk konusunu ıçerdı- ğınden -bana ıleülen bılgıler doğru ıse Danıştay'ın kısa sure once hukümete ılettıgı bır ıstışan karannda da belırttı- ğı uzcre anavasaya ve ılgılı kanunlara gore bır kamu hızmetı ımtıyaandan baka bır şey değıldır Bu statudekı bır tesısın ve ışletmenın asıl sahıbı ve so- rumlusu devletür Günümuzde ıse ımüyaz sözleşme ve şartlaşması her zaman ve her noktada yetkıb organ ve makamlarca kamu ya- ranna değışiınlcbılccck ve uygulamala- n süreklı denetlenebılecek bır duzen ıçensınde, kamu hızmeünı kesınüsız ve gereğı gıbı yürutmekle y^kümludûr Boylesı bır kamusal hukuk rejımın- de. Sayın Bakan'ın lasarladığı gıbı Hazıne'nın kımseye kefil olması soz konusu edılemez Meğer kı, Osmanlı- nın 19 yûzyıl ortalannda demıryolu yapımı ve ışleülmesı ıçın yabana yatı- nma ve gınşımalere verdığı küometre garantısı sıstemıne dönülsün 1 Aynca, Sayın Bakan'ın basına yaptığı aynı açıklamada, AKTAŞ olayında hata- nın ışleüneden değıl, sıstemden kay- naklandığı yolundakı belırlemesı de doğru sayılamaz Çunku, ımüyaz sıs- temı uyannca gorülen kamu hızmetle- nnde ıdare, daha önce bağıtlanan söz- leşme şartlaşma ıle ongörulmemış olsa bıle kamu yarannın gerektırdığı ön- lemlen almak ve yaptınmlan uygula- mak yetkısıne sahıpür Butun bu ne- denlerle elektnk santrallannın ve ışlet- melennın özelleşünlmesı mûmkün ol- mayıp, ancak ışletme görevı" adı al- ünda kamu hızmeü ımtıyazına bağ- lanması soz konusu olabılır Bugun Turkıye'de özelleşürme ko- nusunda yürurlükte bulunan yasal hü- kümler o denlı yetersız ve karmaşıkür kı, elektnk enerjısı tesıa, ûreümı, dağıtımı ve satışı gıbı çok buyük ve ya- şamsal önemı olan kamu mallan ve hızmetlennı duzenlemek şoyle dursun, tamamen tıcan, sıraı ve mah nıtelıkte- kı müessese, ortakbk, ışletme ve ışlet- me bınmlennın ve hatta Hazıne port- föyunde bulunan hısse senetlennın saüş yohı ıle ozel kışılere devnnı bıle sağlıkh ve geçerlı bıçımde gerçekleştı- rebılmekten uzakür Bu dunım, yanı yetersız düzenleme, Fransa Devlet Şûrasrnın ıçühadına göre başh başına bır hukuka avkınlık nedenıdır Tûrk özelleşürme rejımınde yasa kurallan- nın eksıklık ve serbestlığı yetmıyor- muş gıbı, ÇİTOSAN çımento fabnka- lan ıle USAŞ'ın özelleşünlmesının muhalefet mılletvekıllennce dava ko- nusu yapılması uzenne, o dönemde yetkılı olan Yüksek Planlama Ku- rulu'nun yer aldığı, saüş yöntemlennı bebrieyen 7 Mart 1990 ta'nhb ve90/2 sayıb karannm sonlanna doğru, "özel- leşünlecek kuruluşun nıtehğıne göre ozelleşürmede hangı yöntem ve hangı oncebkle uygulama yapılacağtnın yu- kanda yazılı sıraya bağlı olmaksızm YPK tarafından aynca behrlenmesı" kabul edılmekle yapılmak ıstenen dü- zenleme anJamsız ve elkısız kahnışür Üstebk bu ve benzen özelleşürmeye ıbşkın dûzenleyıcı genel ışlemler, Res- mı Gazete'de ya da başka resmı bır or- ganda yayımlanmadığından, ılgıblenn bılgısıne ulaşmamakta ve ıdarenın dosyalannda kapab kalmaktadır Oysa hukuk devleünde açıkbk (ale- nıyet), günumuzde şefTaflığa (saydam- bk) vardınldığı gıbı, kamu ışlennın ve ışlemlennın sağbklı ve geçerlı ola- bılmesı ve çeşıtb deneümlerden geçın- kbilmesı ıçın her şeyden önce, konu- lan n Yürütrne ve fdareye açık bono oluşturmayacak şekılde, esaslı ve cıddı olarak yasayla duzenlenmesı ve onem- b aynnülann da yonetmelıkte ya da herhangı bır kurul karannda değıl Danıştay'dan geçınlecek Bakanlar Kurulu'nca çıjcanlacak tüzüklerde yer abnaa gerekır Işte özelleşürme ışlen- nın kanunsuzluk, usulsüzluk, yolsuz- luk ve haksızbk şaıbelennden annnuş olarak yurutülebılmesı de konunun böyle bır yaklaşım ve yöntemle ele alınıp, başından sonuna etraflıca yenı- den duzenlenmesıne bağlıdır Yoksa, Osmanb'dakı "konser" mısıllû, "Turk özelleşürmesı de böyle olur " demek- ten kımse abkonamaz (•) Turgut Tan, "KfTlenn ÖKflqtınfanes ve Sorunlar Amme Idaresı Dergısı alt 25 sayı 1 Mart 1992, s 27-64 ARADABIR Prof. Dr. AYHAN O. ÇAVDAR A.Ü. Tıp Fakültesi BilimAdamı Sonımluluğu Ülkemızde "bılım adamlığı" ünıversıte öğretım üyelığı ıle eşanlamlı sayılmaktadır Turkıye gıbı gelışmekte olan ulkelerde bılımın temel kaynağı doğal olarak unı- versıtelerdır Ancak gelışmış toplumlarda bılım adamla- rı ünıversıtelerın yanında bağımsız ya da ozel bılımsel araştırma" kurumlannda da görev alabılmektedır öte yandan gelışmış ulkelerde doçent, profesor gıbı ünıver- sıte öğretım uyelığını belırteyen unvanlar, ünıversıte d.şında ve gunlük yaşamda kullanılamadığı gıbı, ünıver- sıteden ayrıldıktan sonra da yasamboyu yararlanılabı- len ' statu sembolu' değıldır Bılımın evrensellığı gerçek bılım adamlarını evrensel bır konuma getırmektedır Bılım adamı her şeyden ön- ce ınsanlığa karşı daha başka bır deyışle, yaşadığı top- luma ve ulkesıne karşı sorumluluk taşıyan aydın kışıdır Bılım adamları genış bır ufuk ve yaratıcı beyın gucüne sahıp, gerçeklerı nesnel yöntemlerle araştran, soruştu- ran ve olaylara yansız gozle bakabılen, hatta kendı araş- tırma sonuçlannı bıle ırdeleyıp ozeleştırısıyle değerlen- dırebılen, çevresındekılerden bıraz farklıca sayılabıle- cek kışılerdır Bılım adamları, çalışmalarında nedervsonuç ılışkılerı- nı saptarken tum etkenlerı bır arada duşunen, değışık oiasılıkları goz onunde bulunduran, tek yonlü, tek boyut- lu duşunce ve kararlardan kaçınan ozgün kışılerdır Gerçek bılım adamı, çok kere kendı bılımsel tutkulan ve dünyası ıçınde, Yüce Ataturk'un deyışıyle "ıdealıst (ulkucü)" dıye tanımlanabılen toplumun ve ınsanlığın yararını kendı kışısel çıkarlannın ustunde gorebılen, günluk dalgalanmalardan etkılenmeyen, erdemlı ve onurlu kışılığıyle aydın sorumluluğunu benlığınde bır- le*.tırebılen ozverıh kışılerdır Bılım adamı bağımsız karar verebılen, yansız düşün ve fıkırlennı gerektığı zaman, başta bulunan yonetıcıler- le bağdaşıp bağdaşmadığını gözetmeden açıkca, uy- garca ve özgurce tartışabılen kışıdır Bılım adamı, esen ruzgârlarla ve yan etkıleşımlerle fıkır, karar ve beyan değıştırmeyen sağlıklı kafa Ve ahlak yapısına sahıp seç- kın kışıdır Oysa unıversıtelerımızde son 12yıIda sayıla- rı hızla çoğalan, yetersız bılımsel değerlendırmelerle ve ıvedının ıvedısı venlmış kararlarla ünıversıte öğretım üyelığıne yukseltılenler arasında gerçek ve aydın bılım adamları adeta kaybolmuşlardır Yıne son 10-12 yılda, sayıları hızlı bır tempo ıçınde ar- tan nıtelıksız öğretım uyelen, yüksek oğrenımın gelece- ğını karartnaktadır Yuzeysellık tırsatçılık, haksız ka- zanç, hızla köşe dönme gıbı yakışıksız kavram ve olgu- lar toplumumuzun her kademesınde nasıl egemen ol- muşsa toplumun bır kesıtı olan unıversıteler de aynı olumsuzluklardan etkılenmıştır Nıtektm bılımsel yön- temlerle yeterınce ıncelenmemış konularda ünıversıte öğretım üyesı sıfatıyla venlen çelışkılı beyanlar, toplu ıletışım araçlanna da yansıtılmakta ve kolay ün kazan- ma yollanna sapılmaktadır Bu durum, ne bılım adamı ne de aydın sorumluluğuyla bağdaşmaktadır Aslında böylesıne davranış bozuklukları topluma yarardan çok zarar getırmektedır Buna karşın ırtsanlığı ya da bellı bır toplumu ılgılendıren konularda ancak kanıtlanmış verı- lerın ışığında yapılabılecek aydınlatıcı beyanlar kamuo- yuna ölçülü, cıddı bır program çerçevesınde yansıtılma- lıdır Bugünkü ortam ve koşuilar bır kez daha kanıtiamıştır kı ulkemızdekı gerçek bılım adamlarına ozgür ve uygun çalışma ortamı yaratılmadıkça, devlet ve ünıversıte ka- tında gereklı yetkı ve saygınlık gosterılmedıkçe maddı ve manevı gonenç ve çalışma huzuru sağlanmadıkça onlardan sağlıklı uyanlar beklenmesı çok zordur TARTIŞMA Sayın Deminere açık mektupayın Başbakamm, sıyası hayatınızda asken vönetımlenn sıze uyguladığı vasaklar ve surgunler ulusumuzun tüm fertlennıdennden uzmuştür Bu ara rejımler sızı o kadar tedırgın ettı kı, seçım meydanlannda ve koabsyon protokolunuzde, 12 Eylül hukukunun geürdığı tüm haksızbklan sonuçlan ıle beraber alTedeceğınıze daır soz verdınız Bunun ıçın, demokraükleşme pakeü, şefFaf yoneüm gıbı bır dızı kavramdan bahsettmız Ancak, çoğumuz neslek hayatımızda üstün başan sağlamış. Ataturk ılke ve devnmlennecandan bağb, hıçbırsıyası veıdeolojık akımın ıçınde ohnamış, fakat ısunsu ve asılsız ıhbarlar sonucu 12 Eylül kıvımınauğramış oğreünenlenn sonınlannın çozümunü gozardı etünız Bızım de kınlan onurumuz, zedelenen kışıbğımız ve gaspedılen demokratık haklanmıza care aramak hakkımız değıl mı'' Iade-ı ıübar ıçın goreve dönme arzulanmıza, dıleklenmıze hangı kurum karar verecek 9 Zınarbozan'dan, Hamzakoy'dan dönenler mılletın ıradesıne sığındılar Bız mağdurlar nereye sığınacağız'' Devlei baba, bu fedakar ancak boynu bukük evlatlanna ne zaman el uzatacak'' îlgıb mahkemeler göreve dönme karannı bızım ıçın çoktanverdı MılhEğjtım Bakanbğı kımın ve neyın emnnı bekbyor 9 Saygılanmla AhmetKalkan PENCERE Bilgisayar çağına girdik gireli B^r ı • ^^ ışbjşlayıp ^ehnmız ıslanalı. Nışanıaşı, Guzelbahçe S S l k S vedolaylannda hdlu gcçmıyorkı elektnk akımı kcsıbnesın vc karanbkta kalma\alım Eskıdende kcsılırdı elektnk, ama böylesıne jcciccı değıldı Anlaşılan bu da bıriurçaeatlamaprogramı Eh hcraıandahızianılrnahkı ç-ağa yenşelım ve atlayalım Elektnk akımındakı bu kesıntılenn her bın ortalama bırsaatsüruyor Derken, havagazı mırnav. pısss Derken, çop tepelen "Yüksel kı yenn bu verde&ldır 1 " Kaldınmlardalcı kınk dokukluk penşanbk. avak takılma ve sendeleme. duşerken doğrulma doğrulurken düşme gostenlen deaynı çağ atlama programına gore hızîandı Anlaşılan, yetkıbler sporla pek başı hoş olmayan ınsanlanmızı buyoldan kalkındırmak ıstıyor çağdaşbırınsanın hareketlı olması gereküğmı bu yoldan anlatıyor Ama ne gam Bütun bu penşanbklar arasında mağaza Yirminci yıl kutlaması ^ stanbul Devlet • Senfonı • Orkestrası nın • 25Arahkl992 I günü • ^ AKM'dekı " ^ ^ konsennde orkestranın 20 kuruluşyılı kutlandı Daha once orkestraya hızmet venmış emcklı sanatçılar bırer plaketle onurlandınldılar Bıraz gecıkmışde olsa nıhayet haürlanmışolmakbu sanatçıianduvgulandırdı tşın gjnbı. en ön sırada yerlennı alan bugunkü ıdarealer ve ^cfler yanında, emeklı clcmanlarsalonunarka sıralanna kadar çeşıtlı yerlere djğıiilmıştı Sayılan 17 olan 70-80 yaşında bastonlu. koltuk dcğneklı eskı muzıkçılenn arka sıralardan sahneyemıp plaketlennı aldıktan sonra lekrar yerlenne dönmesı bır problem oldu Orkestranıneskı müdurlennden Sayın Mukerrem Grupu nun ılk provasından (1944), 28 yıl sonrakı son prova ve konsenne kadar ıçınde kesınüsız çalışmış vebutanhı ıçınde yaşamış bır eleman olarak Sayın Mukerrem Berk'ın konuşmasındakı bazı yanlış değerlendırmeler benı uzmuş ve bu yazıyı yazmaya zorlamıştır 1-1972 yıbİDSO nın kuruluş yılı değıl Istanbul Beledıye Konservatuvan Şehır Orkestrası'nın IDSO'na donüştuğu yıldır 2-lst Şehır Orkestrası'ndan İ DSO'na geçen elemanlann sayısı 17 değıl 35'tır Aslında kadrosu64KIŞI olan Şehır Orkestrası, 27 elemanını l%9dakurulanlst Devlet Opera Orkestrası na vermış, bu arada bunyesıne 13 yenı sanatçı almış, 15 elemanı da ıntıkal esnasında yaş haddınden veya kendı ısteklenyle emeküye aynlmış ve genye kalan 35 kışı IDSO'nın nüvesını oluşturmuştur Tabııdırkı daha sonrakı yıllarda bu kadroya nıce genç ve değerh eleman kaülmış ve İDSO bugünku ıfühar ettığımız dunımagelmıştır 3- Uzun seneler Istanbul müzık hayaüna damgasını vurmuş bulunan ve üçdeğerlı orkestrayı(Ist ŞehırOrk,lst Dev OperaOr.İDSO) Istanbul halkına adeta hedıye etmış bulunan hepımızın hocası Cemal Reşıt Rey'ın adı ıkı cumle ıle savruşturulmuştur 4-ŞehırOrkestrası28yıl boyunca en genış kadrolu senfonık eserlen tanınmış şeflerle çalmış, dünyanın en buyuk solıstlenneeşbk etmış, hıç aksatmadan 15 gunde bazen haftada bır penyodık konserlervermış, muntazaman radyo emısyonlan yapmışür 5- ıst Beledıvesı ust duzey yetkılılen, "bızden bu kadar" adlanmız Fransızca Ingıbzce. İtalyanca ya, daha ne ıstenz, varsın kışın Çamurkent, yaan Tozkent olsun bu şehır, Avrupa Topluluğu'nun bızı hâlâ Âvrupa'dan saymamasına hayretedenz "Yoksa bız bu dunyadan değıl" mıyız"' Pek unlu Rumelı Caddesı'ne gelınce, orada da hızla gelışen Bıryöntem uyannca ışportaalar gunden güne artıyor, çeşıtlenıy or, eskıden kaldınmın bır kenannı tutarken. sımdı yer yer bütün kaldınmı kaphyorlar Demokratık Doğrusu, buda çok yararlı, çok çağ atlatıcı bır tutum' Nışantaşı ve dolaylannda yaşayanlar, "Artık bızım de Mahmutpaşamız var" dıyorlar, 'Şu şehır ıvı kı sahıpsız kaldı da vüzümuz guldü, ya kalkıp bın sahıp çıksaydı bu şehre ne hallere duşerdık kım bılır 1 " Zeyyat Selimoğlu Istanbul Hemşensı deyıp orkestrayı bırakmamış, tam tersıne orkestrayı devlete geçırmek ıçın dıdınen orkestra elamanlanna gücendıklennı ıfadeeünışlerdır 6- Konuşmada İDSO'nun Fılarmonı Derneğı olmadan yaşayamayacağ] ıfade edılmış. haar bulunan Kultür Bakanhğı Müsteşan na da adeta tasdık ettınlmeye kalkışılmıştır Orkestranın mılyarlar tutan maaşını ödeyen, her türlü ıhüyaanı temıneçalışan Kültür Bakanhgı'nı adeta yok farzetmek akıl alır şev değıldır Fılarmonı Derneğı Başkanı olmak kımseye boyle konuşma hakkı vermez 7- "Tanh benımle başlar' fıknne ınanmak ve bunu herkese bılhassa eskı günlen bılmeyen genç kuşağa telkıne çalışmak, bılmem, ama sanatçılara pek de yakışmıyor Dr. Hamit Alacalıoğlu İDSO emeklı uyesı Güneş Herkesi Aydınlatır.u Özdeyış "Fılozof Seneca'nın 1 - Yeryuzunde gun ışığına layık olmayan nıce ınsan var, ama guneş her gun doğar ' Oysa evrende yalnız bır guneş yok Guneşler var Kımı zaman bır oğretmen ta uzaktakı bırkoyde guneş gıbıdır, çevresını aydınlatır Kımı zaman bırkıtap, kışının kapkaranlık yaşamına guneş gıbı doğar İnsanlık buyük- lü kuçuklü sayısız guneşlerle donatılmıştır Çağları ve ülkelen aydınlatan kışılerı, akımları, felsefelerı, buluşla- n duşünun' Edıson ampulü ıcat ettığı gün, yenı bır gu- neş keşfedılmedı mı? 18ıncı yuzyılda oluşup gelışen "Aydınlanma Devn- mı' bır guneşı sımgeler • 18 ıncı yüzyıl deyıp geçmeyın 1789 bır sımgedır Demokrası, ınsan hakları, mıllıyetçılılk, sanayı kaprta- lızmı, laıklık kavramları ıç ıçe Hepsı bırbırıyle bağıntılı Insanın Tann'nın kulu ve kra- lın tebası olmaktan yurttaşlığa terfı etmesı kolay mı? Ummetı aşıp mıllete geçmek ıçın laıklık gerekıyor Sana- yı kapıtalızmı burjuva turetmeseydı laıklık de olamazdı Ya demokrası'' insan sıyasal ıktıdarın kaynağını gokten alıp toprağa ındırmek zorunda değıl mû Öyleyse kılıse ıle hesaplaşmak zorundadır insan Hakları Bıldırısı nın 18'ıncı yuzyılda yayımlanması bır rastlantı mı'' Hayır Aydınlanma Felsefesı'nın toplumsal bırdevrımın ozü- nü oluşturması insanlık tarıhınde tan yerının ışıması an- lamına gelıyor, devrımın en kısa tanımı da şoyle - Bılımın dınden, aklın mançtan bağımsızlaşmasına "Aydınlanma " denır • Edıson un ampulu Amerıka'da ıcat edıldı, butün dün- yayı sardı herkes kullanıyor Aydınlanma Felsefesı de Batı da keşfedıldı, 18'ına yuzyıldan bu yana dalga dalga dunyayı sarıyor, her ül- kenın yapısına gore bıçım bıçem ve ad kazanıyor Ana- dolu'da Aydınlanma Devrımı'nın adını tarıh koydu Kemalızm 1 Osmanlı Imparatorluğu yıkılıyor Anadolu da emper- yalızme karşı bırsavaş venlıyor, padışah kaçıyor, halıfe- lık kaldırılıyor laık cumhunyet kuruluyor, demokrasının "olmazsa olmaz ' koşulunun temelı atılıyor Yalnız sıyaset değıl bu Ideolojı kapsamını da aşıyor Felsefeyı ıçerıyor Insanlıkta her toplumun Aydınlanması ya yaşanmıştır ya da yaşanacaktır Edıson un ampulu gıbıdır bu ıcat, ıs- ter ıstemez odalarımıza gırecek Aydınlanma nın mıllıyetı yok 1 Anadolu da kımler yaşıyor? Turk mu ? Kurt mu' Erme- nı mı? Çerkez mı? Arap mı? Abaza mı' Rum mu? Yahudı mı? Ne farkeder kı? Herkes Aydınlanma dan payını ala- cak ya da geçmışın karanlığında yaşamak ıçın dırene- cek • Yeryuzunde ılk kez, Islam dunyasında Aydınlanma Devrımı'nı gerçekleştırmenın bırfaturası var Devrımın bedelı odenecek ödüyoruz Ne demek Musluman toplumda laik cumhunyet kur- mak? Bırkaç yuzyıl oncesıne değın, Hırısityanlık dunya- sında da tek laık devlet yoktu Batı da Aydınlanma, kımı yerde devrımle kımı yerde evrımle gerçekleştı Ama gerçekleştı Aydınlanma nın mıllıyetı yoktur, dını ve mezhebi de yoktur, Aydınlanma, Türkçesı Kemalızm'le Anadolu'ya yayıldı Bu buyuk devnmı, ne mezhep, ne dın, ne mılİH yet ne sınıf çatşmasının çerçevesıne sığdırabılırız; Aydınlanma herkese lazımdır Insanlığın devrımını ya da evrımını dar mıllıyetçılığın sığ dunya goruşuyle açık- lamak olanaksız ÇAĞDAŞ GAZETE DERGt KİTAP BASIN VE YAYINA.Ş. YÖNETİM KURULU'NDAN SİOL NO: 116951-63832 Şırketırruz 1992 \ilı çahsma ve sonuçlanna ılışkın olağan genel kuruiu aşağıda yazjh gundemı goruşmek uzere 4 Şubat 1993 Perşembe gunu saat 11 00 de şırket merkea olan Turkocağı Caddesı 39-41 Cagaloglu-lstan- buJ adresınde loplanacaktır Mududuğunuzce mahzur olmadığı takdırde yukanda bebrulen gün ve saat ıçın gerekb ıznın venlmesını müsaadeleruuze arz edenz GÜNDEM 1 Açılışvebaşkanlıkkunılununoluşrnası 2 1992 vılı ışlem ve hesaplanna üışkm yoneüm kuruiu ve denetçı rapor- lannın okunması goruşulmesı veona\lanması 3 1992 vıb bıknço ve kar zarar hesaplanmn ıncelenmesı onaylanması ıle yoneüm kuruiu üvelen ve denetçının aklanması 4 1993 yılı ıçın >onetım kuruiu uve adedının tespıtı vönetım kuruiu üyelenmn seçımı ıle ucretlennın behrlenmesı 5 1993 yılı ıçın denetçı seçımı ık ucreünın belııienmesı 6 Düekler NE VARSA YÜREĞİMİZDE İLHAN KARAMAN'ın ılk şıır kıtabı olan bu yapıt Gerçek Sanat Foyuılarrarasındaçıktı Tel:2434533 İKİ ŞALOM ARASEND A NAtMTtRALt'nın Gezı Notlan' Cem Yayutevi Yayutfan arasında çıktı Tet5271741 < i ACLAN URAZ ÇOCUK İŞÇİLER "Chlld Work( FOTOĞRAF ALBÜMÜ (Siyah beyaz) 1987 -1992 n
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear