23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AGUSTOS 1990 rvE INSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N CUMHURÎYET/7 G Ö R Ü Ş Öğüt ve para Kimse öğüt ıstemez, herkes para ıster. Demek kı para öğütten daha iyidir. Jorathsn Swl(l ADAUET HANIM'IN EVİIİDE KRİZ V»R Kimyıktı duvarları? Yasalar değil insanlar... DtKİLİ'de sıcak bir yaz gû- nü Sempatı Çay Bahçesi'nde- ki panelde konuşmacılar 141, 142 ve 163. maddeleri taıtışı- yorlardı. lstanbul Barosu Baş- kanı Turgut Kazan şöyle dedi: "Şu giizd denizin kenann- da orunnuş tartışıyoruz, ken- dimiz soyleyip kendimiz din- Hyoruz. Dunyada duvarlar yı- kıhyor, biz ccza yasasıodaki maddeleri kaldınp kaldınna- mayı duşunup dııruyoruz. Ba- lan bakalun dunyada oe oldu? Kim >ıktı dutarian? Yasalar mı yıktı >oksa insanlar mı?" tstanbul Baro Başkanı Ka- zan, son gunlerde Türkiye'de iyice orta yere çıkan "Adalet Hanım'ın evindeki kriz" üze- rine ve Türkiye'de insanlann adalet sıstemine olan güvensiz- liğı konusunda dertli. Adalet adı verilen gözleri bağlı hanımefendinın terazısi- nın kefesi son gunlerde ıyice şaştı. Adalet Harum'ın evinde- ki kavga günlltu su yüzüne çıktı. Şöyle: 1- Türk adliyesi 20 temmuz- da girdiğı adli tatilden sonra 5 Turgut Katan, yargımn durumundan oldakça endişeli. eylül günu törenle yeni yargı yılına girecek. Her yıl adli ta- til biterken Yargıtay'da bir tö- ren dü2enlenir. Bu yıl da dü- zenlenecek. Ancak bu törende Barolar Bırlıği Başkanı'nın ya- pacağı konuşma daha önceden Yargıtay Başkanı tarafından denetlenmek istendiği için ba- rolar ve birlik bu törene katıl- mayıp "alternatlf tören" dü- zenleyecekler. 2- Adalet Bakanlığı, dünya- nın sayılı büyük ve saygın ba- roları arasında yer alan tstan- bul Barosu yönetimini hiç yoktan ve sudan bir bahane üe görevden almaya çalışıyor. Adalet Bakanı Ottan Sungur- IH, terazınin kefesinde öylesı- ne hafiflemiş ki tstanbul Cumhuriyet SavcıhğVna yaz- dığı bir yazıda şöyle diyor: "tstanbul Barosu Yonetim ZEUSSUMAĞITARTIŞMASI DUdli'de başlattlan kampanyada toplanan imza on bini aşh. (Fotograf: Mubarrem Aydın) Bir imza ver, ama. HALEN Berlin Müzesi'nde sergilenen Zeus Sunagı bugun- lerde Berlin'deki "Pergamon Müzesi" Mudüru Dr. Max Kunze ile Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın arasında ateşli bir tarüşmaya yol açtı. Dr. Kunze, Taşkın'm açtığı geri ısteme kampanyası yüzün- den ölümle tehdıt edildiğını ileri surüyor ve kendısıne Türkiye devletinın herhangi bir resmi başvuru yapmadığmı söylüyor. öte yandan Dikili Festivali'run yapıldığı gunlerde bir grup üniversite öğrencisi bir imza kampanyası başlattı. Yazar, sanatçı ve halkın katıl- dığı kampanyada şu ana kadaı 10 bının uzerinde imza toplan- dı. Dikili'de açılan imza kam- panyası nedeniyle çevreye "Bir imza ver, Zeus Sunagı yurdu- na dönsun" ve "Bergama'da yapıldı - 2000 yıl burada kal- dı, 110 yıldır Berlin'de" pan- kartları asılmış. Ancak iş ıstemekle bıtmıyor. Doğu Berlin'de Pergamon Mu- zesi, Bergama'dan getirilen su- nağın uzerine koskoca bir bi- na olarak inşa edilmiş ve har- bin en kritık bombalama yıl- lannda kum çuvalları üe koca sunak korunmuş.AJmanlar ta- nh hazınemizi götürmuşler, ama korumasını da bilmişler. Şimdı Türkiye'de sunağı gen istemek uzere imza verenlerin bir imza da aynı zor şartlar al- tında dahı sunağı korumak üzere söz vermeleri gerekıyor. AKBUUITA YAHIT KürtmüjTürkmü? SHP'nin Guneydoğu Ana- dolu rapory hem özal'ı hem de Akbulut'u oldukça rahatsız ettiki konuştukça çamları de- viriyorlar. Cumhurbaşkanı özal, SS kararnamelen ile ü- gili olarak ustune vazife olma- yan sözier edince Anayasa Mahkemesi'nden esaslı bir ya- nıt aldı. Başbakan Yıldırım Akbulut ise 'Türkiye'de Kiırt yok Türk var" gibi Akbulut fıkralanna yakışan bir vecize ile konuya girdi. SHP'nin Guneydoğu rapo- runu hazırlayanlardan Genel Sekreter Yardımcısı Hikmet Çetin'e Akbulut'un bu görüşu- nu sorduk. Şöyle dedi: "Başbakan'ın konuyu anla- madığını, raponı okuraadığı- nı rahatlıkla so>leyebilirim. Raporda SHP'nin o konuda- ki temel ilkeleri çok açık orta- ya konmuştur. Ulkenin butun- lugunun tartışma konusu da- hi yapılamayacagı, sorunun demokrasi içinde çozumlene- cegi söylenmiştir. Rapor Türkiye'deki bir gercegi de açıklıkla ortaya koymuştur. Hikmet Çetin Bu gerçek Turkiye'de degişik etaik gruplarda insanlann ota- bileceğini, degişik elnik kultiir- de insanlannolabileceğini, degi- şik kultür ve etnik gnıptan olanlann vatandaş olarak bir arada bulunduklarını. Cum- huriyetin çok onemli bir kav- ramı raporda belirtili>or, •yurttaşlık' kavramı. Arap, Kurt, Çerkez, Laz bü- tün bu etnik gruplann bir cumhuriyet yurttaşlığı altında beraberce yıllardır yaşadıklan- nı belirtip bunlann kendi dil- lerini, geleneklerini özgurce demokrasi içerisinde kullan- malanna olanak sağlanmasınt istedik. Bu nedenle bu kadar açık, bu kadar gerçekçi konu hakkında Başbakan'ın bir cümlesini anlamak mıimkun degil. Ne demek istedigini an- layamadık. O cıimlede, 'Herkes Türk vatandaşıdır' demek istiyorsa ayn konudur. Ama 'Hiçbir et- nik grup yoktur, herkes bir et- nik grup, tek etnik gruba donuşmuştur' demek istiyorsa yanıtlayacak şey bulamazsınız. Çunku neresinden alacağı- nıa bilmiyorsunuz. Sayın Baş- bakan boyle cumleleri alt alta sıraladıgı için ne demek istedi- gini anlamak bizira için çok Wola> olmuyor. O bakımdan daha aynntılı bir şey soyleye- bflmek için ne soylediğini aç- mk$ı gerekir." YEŞİLKÖYÜN HARİKA PLAJLAR1NDA Bir litre kolibasili SICAK yaz buram buram terletiyor. Yeşilköy'de deniz kenarındakı yapay kumsaHar ise 'gel burada güneşlen ve de- nize gir' dıye bas bas bağırı- yor. Gençler bu çekici davetın sihrine kapılıp kendılermi se- rin deniz sulanna bırakıveri- yorlar. Dunya Sağlık örgutü'nun verdıği en yuksek rakamın uç katı ustünde kolibasılının yuz- duğü sularda, kolıbasilleri ile kucaklaşarak gençler ve ço- cuklar da yuzuyor. Sonuç: Hastanelerde istatis- tik yapmadık, ama bir lıtrede 18 bın kolibasili sayılan yerde denize girmenın sonucu bar- sak enfeksıyonlarından çocuk felcine kadar rizıko taşıyor. (Fotograf: Muharrem Aydın) Kurulu Başkanı ile Baro Yö- netim Kurulu uyelerinin adla- n tespit edilerek gorevlerine son verilmesi ve yerlerine ye- nilerinin seçilmesi için dava açıp sonucunu bildirin." Adalet Bakanı, lstanbul avukatlannın seçtiği bir yöne- timi görevden aldırmak için savcılıklara talimat yağdın- yor... 3- Cumhurbaşkanı, kendisı- nin değiştırme gücü ve yetkısı olmayan yasa gücündekı ka-. rarnameler konusunda beyan- larda bulunuyor. Bu kararla- n değiştirmeye yetkili TBMM ve iptal etmeye yetkili Anaya- sa Mahkemesi'ni hiçe sayıyor. Anayasa Mahkemesi, Cum- hurbaşkanı'na yanıt veriyor... 4- H&kimler ve Savcılar Yiiksck Kurulu tum hâkimle- rın ve savcılann özlük ışleri ile ilgilenmesi gereken S hâkim ve Adalet Bakanı ile musteşann- dan oluşuyor. Bu kurulun bi- nası olmadığı için hâkimlerin özlük dosyalan Adalet Bakan- lığı'nda duruyor. Yine bu ku- rulun sekreteryası olmadığı için hâkimlerin atama karar- nameleri Adalet Bakanlığı sek- reteryası tarafından hazırlanı- yor. Yine bu kurulun hâkim- leri aynı zamanda yuksek mahkemelerdekı görevlerini sürdürdükleri için kendi du- ruşma ve dosya okuma gibi iş- leri arasında, hâkim ve savcı- lann özlük işleri ile ılgili so- runlarına zaman ayıramıyor. Sonuç olarak adı Yuksek Hâ- kimler ve Savcılar Kurulu'n- dan çıksa da hâkim atamalan bal gibi Adalet Bakanlığı elıyle yapdmış oluyor. Böylece hâ- kimler Adalet Bakanlığı tara- fından yerlermden edilmekten çekınıyorlar. Hâkim teminatı yok edılmış oluyor. 5- Adalet Hanım'ın evleri çok kalabalık. Dosyalar ust uste yığılmış. Adalet geciktik- çe gecıkiyor. Gecikmiş adalet de adaletsizlik doğuruyor. Türkiye'de kımsenın adliyeye ve adalete guveni kalmamış durumda. Adalet Hanım tatı- le gitti, ama evınde harala gü- rele devam ediyor. tstanbul Baro Başkanı vazi- yeti şöyle özetlıyor: "Yargıyı teslim aldılar..." Ya çözüm? Duvarlan insan- lann yıkması gibi. Yasa ile de- ğil, galiba insan gibi insanlar- la... ILICAK'IN DEYİMİ İLE Iti öldürene sürütmek TERCÜMAN Gazetesi sa- hibi Kemal Ilıcak son zaman- larda gazetesının künyesinde yapılan değişiklik ile ılgili ola- rak değişik bir deyim kullan- mış: "ttı öldürene sürütmek" Gazette-13'ün sorularını ya- nıtlayan Hıcak'a sorulan bir soru ve yanıtı şöyle: — Gazetenin jeneriginde birtakım isimler göruyorum. Birincisi sizden 60 kişiyi alıp götiıren kayınbiraderiniz OmerÇavuşoglu Guneşgaze- tesini çıkardı. Genel koordina- tör şu anda Tercuman'da. Bir de sempatik bir oglunuz var. O da genel mudur oldu. Dayı ye- ğen bir şeyler mi yapıyorlar? Bunun bir yorumunu vapar nusmız? (Omer Çavuşoğlu çok çapkın olarak tanınır.) KEMAL ILICAK — Bizde bir laf vardır, "Iti öldürene stirütıirler" derler. Ömer Ça- vuşoglu zamanında bir hata >Bpmıştı. Bildiğiniz gibi Güneş gazetesını çıkartmak suretiyle buradan bir gecede 72 kişiyi al- mış göturmuştu. ömer Çavu- şoğlu'nun gelışmesinde, mues- seseler kurmasmda bir büyu- ğu olarak, ağabeyi olarak, enıştesi olarak değıl, çunku Ömer Çavuşoğlu'nu kızkardeşı ile evlenmeden evvel tanırım, o vakitten beri kendisine yar- dımcı olurum. Aile arasında her zaman tatlı hadiseler cere- yan etmez, bazen bızımle Omer arasında olduğu gibi tat- sız hadıseler de cereyan eder. Onun için ömer'e dedik ki madern sen bu hatayı zama- nında yaptın bizi de sıkıntıla- ra soktun, şimdi gel bakalım bu sıkıntıları atlamada lelafı- ci roUı oyna. Mehmet Ali'ye gelince onunki çok tabii bir hadise. Allah'a şukrediyorum ki elimız ayağımız tutarken şu çocuğun tahsilini de tamamla- tıp bugunden muessesenin ba- şına geçmesıni uygun bulduk. Ben buradayken ihtiyacı olan bazı şeyleri öğrcnip yann en az hata yapması temin edilmiş olacak. Boylece Tercuman'a ta- ze kan dediğımız aşıyı yaptık. Inşallah netıcesi iyi olacaktır. HAYVANLAR İSMAÎL GİLGEÇ H l*{i^""A*fai/Li»ta i <* «r> KİM KÎME DUM DUMA BEHİÇ AK PtKNİK PtYALE MADRA BAEJŞIN GÖZÜyLE MÜJC3ÂN BU ÇÎZGİ1İK KÂMİL MASAtLİCl • 1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GOKHAIS GLRSES GARFIELD J/M DA ı ıs TARIHTE BUGUN MÜMTAZ 4R1KAS 3 Ağustos NELSINKIOUMPIYAT OYUNLARI 1952 'DE BUGUN, HELSINKI OL/AAfiıYAr OYUNLA&f TAMAMLANMIŞTI BAyAN SPOGCU SAytSlNlM ILK KE2 SOO 'U AÇT/Ğt BU OYUNLAgA, TOPtAM S S(U£ YAICtN X4£tÇMAC' *&T?LM/Ş7 Kı OYUHLARINIM &4Ç KlpSf, ÇEKOSLOI/At: LETl EMlL ZATVPEK'Tl 58tHJoBlN VE rDfi/U KA2AMAGAK S ALTfN MADACyA ALAfJ ZATOPEIC 'ıN £Çf DANA DA C.1R.1TTE BlSlHCI OLMUŞTU. ILK KEZ BlR OUMPIH4T7?!, K/VZt KD- CJ4 SPORCULAR/N f/tfS/ DE ALT7N ALMlŞTt. BU OYUULARJH EM IUSINÇ yARIŞMALAIZ/tiDAN 81RI OE, 100 MEDee £ejnetu£fz PIMALIYDI. ,p, AYHt /W£>/> GO6USLEYEN ATL£TUE(2DEN HAMGlSlf^lN DAUA OfJD£ BULUNDUĞUNU FOTO -FtUtŞ MAKlUESl 8ELI&LEMtÇrt(£A6l>A TÜRK ve DÜNYA KARİKATÜRLERİNDEN Cernal Arığ < < 3 4. WmftC Rick Lorenzu üros (HOLLANDA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear