23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURÎYET/9 KORFEZ KRİZİ...KÖRFFZ KRÎZİ... KÖRFEZ KR İZİ...KORFEZ KRİZİ... KOI İnönü, Türkiye ekonomik ambargoya katılmadığı için kararın yeni bir yükümlülük getirmediğinisöyledi 'Askeri güç göndermemiz söz konusu değiTANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Muhalefet panileri BM Gü- venlik Konseyi'nin Irak'a karşı ambargonun uygulanabilmesi için gemilere müdahale konusunda al- dıgı kararı değerlendirdiler. SHP Genel Başkanı Erdal İDÖnii, ka- rarın Türkiye'ye bir yükümlülük getirmediğini, bölgeye askeri güç göndermemizin söz konusu olma- dığını söyledi. SHP Genel Sekre- teri Deniz Baykal, "Türkiye'nin bölgeye asker göndermesi ternen- nisi içinde olanlar artık görsünler. BM'nin böyle bir çagnsı yoktur" dedi. DYP Genel Başkanı Sulevman Demire, kararı "savaş yolunda atılmış adım" olarak değerlendi- rirken, Özal'ın Körfez kriziyle il- gili son sözlerini eleştirirken de 'Allah Türkiye'yi korusan' dedi. ANAP Genel Başkan Yardım- ası Galip Demirel, Türkiye'nin de BM Güvenük Konseyi kararının şartlarına uyacağını söyledi. tnönü, yaptığı yazılı açıklamada BM Güvenlik Konseyi kararının daha önce alınan eko- nomik ambargo kararının tam uy- gulanrnasmı sağlamaya yönelık SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, BM Güvenlik Konseyi karannın daha önce alınan ekonomik ambargo kararının tam uygulanmasıru sağlamaya yönelik olduğunu belirtti. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal: ' Türkiye'nin bölgeye asker göndermesi temennisi içinde olanlar artık görsünler. BM'nin böyle bir çağrısı yoktur. Çağrı olsa bile TBMM'nin toplanması gerekli 'dedi. DYP Genel Başkanı Demirel, karar için "Bh* savaşın ilk kurşununu atma işlevi mi görecek, onu bilemiyorum. Saat başina değişen koşullarla karşı karşıyayız. Türkiye'yi Allah korusun "dedi. olduğunu belirterek, şu görüşlere yer verdi: "Bunu yaparken bir çatı^maya >ol açılmaması ya da bir savaş tabriki şeklinde yorumlanmama- sı için dikkatli şekiUle kaleme ahn- mış. araacın Irak'ın Kaveyt'i işga- line son vermesi ve bu yolda Gü- venlik Konseyi'nin aldıgı karara uymasının ekonomik yaptırımlar yoluyla sağlanması olduğu tekrar ediliyor. Bolgede bulunan giiçle- rin, BM Güvenlik Konseyi'nden yetki almış şekilde ekonomik am- bargonun uygulanmasım denetle- mesi isteniyor. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz, ekonomik ambargoya zaten katılraıştık. Onun için bize yeni bir yükümlülük getirmiyor. Bizim bölgeye askeri güç göndermemiz söz konusn degildir. Güvenlik Konseyi'nin bu kara- nnın Irak'a yeni bir uyan olması- nı, Iraktaki yabancdan serbest bı- rakmasım ve Kuveyt'în işgaline son vermesini umuyor ve bekliyo- rnm." Hevesliler için bir karar SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı şöyie yanıtladı: — Güvenlik Konseyi karan hü- kümet çevrderince "asker gönder- meye çağrı" biçiminde yonımla- nabilir mi? BAYKAL — Daha önce söyle- diğim gibi BM karan iki türlu ola- bilirdi. Birincisi tüm üyeleri kuv- vet kullanmaya çağıran bir karar. tkincisi de bölgede kuvvet bulun- duran ülkeleri, BM Güvenlik Kon- seyi'nin önlemlerini desteklemek için her türlü önlemi almaya ça- ğıran karar. Bu çıkan karar ikin- cisidir. Bu kararın önemi şudur: Türkiye'nin kuvvet vermesi gere- ği ve zorunluluğu yoktur. önemli olan, BM kararlarının ışığında Türkiye'nin buraya kuvvet gön- dermesi talebi yapılmamışür. Bu nedenle de Türkiye'nin buraya ka- tılması zonınlu değildir, olmama- lıdır. Bu çok temel bir hükümdür. BM kararını destekliyoruz. Bu işgali kınayan kararını ve ekono- mik önlem uygulanması kararını da. Ama bunu bölgeye guç gön- dererek desteklememiz zorunlulu- ğu yoktur. — O halde size göre BM Gü- venlik Konseyi karannın yorumu nedir? BAYKAL — Sadece bölgeye güç gönderen, buna hevesli olan ülkelerin bu girişimlerini BM'nin bir moral desteğe kavuşturması- dır. Bunlar diyorlar ki 'biz bunu kendimiz için yapmış olmayalım, BM kararını uygulamak için böl- gede olduğumuzu ortaya koyalım! Yani BM'nin ekonomik önlemle- rinin her türlü imkânını kullana- rak destekleme çağrısı yapıyor. Dikkat edin, silahJı kuvvetler çağ- rısı da yapılmıyor, silahlı kuvvet- ler lafını da kullanmıyor. Silahlı kuvvetler lafı sadece bölgede kuv- vet bulunduran ülkelerin BM ka- rarını desteklemek için yapacak- lan girişime bir manevi moral, destek verme tercihi ifade edilebil- di. Bu da uzun iç müzakerelerden sonra oldu. BM daimi üyelerinin kendi aralarında yaptıkları özel konuşma ve tartışmalardan son- ra nihayet böyle bir karar çıktı. — Bazı bakanlar, karan daha değişik yonımlayarak "Artık as- ker gönderilebilir" diyorlar... BAYKAL — Burada önemle üzerinde durmamız gereken şey; 'artık TBMM'nin toplanıp da ka- rar almasına dahi gerek kalmadan bu karar sonucu Türkiye'nin böl- geye asker göndermesi gerekir" an- layışı, bekleyişi, hatta Uzülerek ÖRGÜTE İHANETLE SUÇLANDILAR Dev-SoPdan üç idaırı iııfazı Önceki gece Yenibosna'da kafalarma kurşun sıkılarak öldürülmüş üç kişinin cesedi bulundu. Olay yerine bırakılan Dev Sol imzalı bildiride, öldürülenlerin "polis ve MlT'le işbirliği yaptıkları için cezalandınldıkları" öne sürüldü. Istanbul Haber Servisi — Ye- nibosna'da önceki gece üç kişi ka- falanna kurşun sıkılmış olarak ölü bulundu. Olay yerinde bıra- kılan "Devrimci Sol" imzalı bil- diride, öldürülenlerin "polis ve MtT'le işbirliği yapnklan için ce- zalandınldıklan" öne sürüldü. Üzerlerinden çıkan kimliklerde ölenlerin isimlerinin Nazım Kavak (22), Nahit Deniz (23), Yaşar Kankal (21) olduğu belirlendi. Önceki gece 22.30 sulannda bir gazeteye telefon açarak Devrim- ci Sol örgütü adına aradığını söy- leyen bir kişi, "İhbarcı köpekler cezalandınldılar. Yenibosna Ana- dolu Koleji arkasındalar" dedi. Bunun üzerine verilen adrese gi- den bir grup gazeteci, çevrede her- hangi bir hareket görülmemesi üzerine durumu polise bildirdiler. Ancak polis telsiz merkezinden, kendilerine böyle bir ihbar gelme- digi belirtildi. Gazetecilerin çev- rede yaptıkları araştırma da so- nuçsuz kaldı. Ertesi sabah (dün) 07.30 sıra- lannda bir vatandaş cesetleri Mer- kez Mahallesi Radar mevkii, Do- ğu Sanayi Sitesi'nin Ust tarafında bir toprak yolun kenanndaki boş arsada görerek durumu polise bil- dirdi. Olay yerine gelen polisler, elleri ve gözleri bağlı, ağızları bantla kapatılmış ve başlarına bi- rer kurşun sıkılarak öldürülmüş üç cesetle karşılaştılar. Cesetlerin önünde "Devrimci Sol" yaalı bü- yük bir bez afîş, "Halkımıza" başhkh "Devrimci Sol/Silahlı Devrimci Birlikleri" imzah bir bil- diri ve öldürülenlerin "suçlannı kabnl ertiklerine dair" imzaladık- lan bir metin ile "Halk mahkeme- sinde yargılanarak ölum cezasına çarptınldıklan" şeklinde bir ya- zı bulunduğu bildirildi. Nahit Deniz imzalı bu "iüraf- name"de, 1987-88 döneminde Malatya tnönü Üniversitesi'ne gi- derken taruştığı bir sivil polisin zoruyla örgüte girerek bilgi ver- diği, bir yıl sonra Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'ne yatay geçiş yaparak yine burada geçen tem- muz ayına kadar polise bilgi ver- diği, 28 Temmuz 1990'da da ör- güt üyeleri tarafından gözaltına alınarak "halk mahkemesi"nde yargılandığının yazıldığı bildiril- di. Nahit Deniz'in "itirafname"- sinin sonuna, "Örgütün verecegi karara saygılıyım. Kimse böyle bir yol seçmesin, pişmanım" di- ye yazarak imzaladığı öğTenildi. Polis olay yerinde yaptığı araş- tırmada üç adet 7.65 mm çapın- da boş kovan, iki adet yine aynı çapta kullanılmamış mermi bul- du. Yaşar Kankal ve Nazıro Ka- vak 'ın da Ege Üniversitesi öğren- cisi oldukları öğrenildi. Kankal ve Kavak'ın da "ajan- provokatörliik" yaptıklan gerek- çesiyle "halk mahkemesi"nde yargılanarak ölüm cezasına çarp- tınldıklan, "pişman olduklan" yolunda birer kâğıt imzaladıkla- n da olay yerine konulan bildiri- lerde yer aldı. Olay yerine bırakılan "Halkı- mıza" başhkh, "Devrimci Sol / Silahlı Devrimci Biriikler" imza- lı bildiride "Ege ve Izmir'de po- lisle işbirliği yaparak devrimcile- re ve halka zarar verdiği saptanan Nahit Deniz, Yaşar Kankal ve Na- zım Kavak hareketimiz tarafın- dan gözaltına alınmışlardır. Sor- gulamalannda, yazılı ve sözlû ola- rak polisle nasıl çalışaklannı an- latmışlardır. Halka ve devrimci- lere karşı suç işledikleri kesinlesen Nahit Deniz, Yaşar Kankal ve Nâ- zun Kavak'ıo hareketimiz tarafın- dan gercekleştirilen yargılarna so- nucu cezalandınlraalanna karar verilmiştir" iddialarına yer veril- diği öğrenildi. önceki sabah da Ali Ekici adlı bir işçi Büyükçekmece'de öldürül- müş; gazeteleri TKP/ML TİKKO adına aradığını beürten bir kişi de Ekici'nin "polise ihbarlarda bu- lunduğu gerekçesiyle cezalandın- lacagım" soylemişti. SOSYALİST GRUPLAR TOPLANTISI Sol mticadele birleştirUmelitç Politika Servisi — 'Sosyalist- lerin Birlik Partisi'ni, "reformist bir oluşum" olarak tanımlayan çe- şitli gruplar, bir Devrimci Sosya- list Blok (DSB) için "güç biriiği" oluşturma amacıyla dün Beşiktaş Anıl Düğün Salonu'nda bir ara- ya geldiler. iki gün sürecek olan sosyalist grupların toplantısında, Türkiye solunun içinde bulundu- ğu parçalanmışlığın artık aşılarak mücadelenin birleştirümesi gerek- tiğL vurgulandı. Kalabalık bir katılımla gercek- leştirilen ve güç biriiği oluşturmak amacıyla çağrı yapanlar arasında Yeni Öncü, Sosyalizm, Hedef, Ik- tidar Yolu, Işçiler ve Politika, ve Gelenek dergileri ile eski Dev- Genç Başkanı Ertuğrul Kürkçü- nün de yer aldığı toplantıda ilk gün, sürece ilişkin genel değerlen- dirmeler yapıldı. Toplantının açı- lış konuşmasını yapan Ertuğrul Kürkçii, teorik bir perspektifle oluşturulmuş bir birleşme proje- sinin yalnızca devrimci eylemlilik içinde, gerçekleştirilebileceği inan- cıyia nasıl kurulabileceğini tartış- mak üzere toplandıklarını belirte- rek yeni oluşturulacak sosyalist devrimci birliğin bugün Türkiye'- nin geçmiş tarihinde herhangi bir biçimde görülmeyen bir birlik ol- duğunu vurguladı. Böyie bir bir- liğin içinde olmanın erdem mese- lesi olarak görülüp söylenmesi gi- bi bir zorunluluklannın bulunma- dığını belirten Kürkçü şöyle de- vam etti: "Bu bir erdem mesele- sidir. Belki de 20 yıl sonra böyle görülecektir. Ama şimdi bizim bilgimiz dahilinde olması gereken şey, hiçbirimizin daha önceden biİmediği, hiç birimizin deneme- diği, hiç birimiziD yapmadığı tarz- da ilerlemek üzerinde bir irade or- taya koymamış olmamızdır. Bu bize hem çok avantajlar sağlıyor hem de karşımıza bu>ük güçlük- ler çıkarbyor. Çünkü bir hazır modele göre tarihte bilinen bir plana göre değil, şimdilik bir iler- lerae siireci içinde bütun unsurla- nnı teker teker kesfedip yeniden kuracağımız bir plana göre ilerle- yecegiz." Kürkçu, gidebilme yeteneği ka- zanıldıktan sonra görüş farkhlık- ları nedeniyle kimsenin birbirinin meşruiyetinden şüpheye düşme- mesi gerektiğini de sözlerine ek- leyerek "Bugün Türkiye'de öyle görülüyor ki karşımıza Türkiye sosyalist hareketinin tarihinde şimdiye kadar görülmedik bir fır- satı getirdi, koydu. Türkiye diın- yamn çok onemli bir yerinde, çok önemli çeşitli çelişkilerin ortasın- da ve çok önemli bir kaynaşma halinde bulunuyor " dedi. Polis, üç cesedi elleri ve gözleri baglı, ağızlan bantla kapatılmış ve başlanna birer kurşun sıkılmış buldu. (Fotograf: Behzat Sahin) Sra Anayasa'da Devlet Bakanı Işın Çelebi Anayasa'da bir demokratikleşme operasyonu hazırlıyor. "Ekonomiyi hallettik sıra Anayasa'da'diyor. Esrarengiz Şüryanı Ölümleri Midyat ve çevresinde son dört ayda 5 Süryani öldürüldü. Devlet PKK'yı, Süryaniler ise fanatik müslümanları ve ağaları suçluyor. Meryem ana kilisesi başrahibi "Herkes herşeyi biliyor" diyor. Borsa'da yabancı sermaye Yabancılar borsada alımlara başladı.Yatırımcılara uzman tavsıyesi: "Yabancıları takipedin. Onlar bu işi iyi bilir" TÜRKİYE NEREYE KOŞUYORKimse ikinci bir Kore istemiyor. Özal asker gönderme fikrinde yanlız kaldı. Ecevit "Irak Sovyetlerden sonra en iyi ikinci komşumuz."Birand"Sıcak savaş deği! sinir harbine hazır olalım. "Anap Genel Başkan Yardımcısı "Asker göndermek işgüzarlık olur." Gün be gün kriz takvimi... 90'ların kadını bir "felaket" olacak. Özgür, ihtiraslı ama şaşkın. Bu "yeni" kadının elinden erkekierin çekeceği var. Müebbeflikler ddtafazkı yatacak Adalet Bakanı'nın müebbet mahkümlara hediyesi: Yatacakları süre 1 yıldan fazla arttınldı. • Saksofon, Günümüz müziğinin en sükseli çalgısı yiiz elli yaşında. Saksofonun gizli larihinden sayfalar... •Saddam, Gorbaçov'u kurtaracak mt? Körfez krizi başta SSCB olmak üzere. bir çok petrol iireticisi ülkeyi kurtanyor. • Tevtik Fikret hakktnda şimdiye kadar duymadığı- nızne varsa... ASIAN ASKER ÖZAL! HAFTALIK HABER DERGİSİ söyleyeyim temennisi içinde olan çevreler artık görmek durumun- dadırlar ki BM'den böyle bir çağrı yoktur. Böyle bir çağrı olsa bile TBMM'nin toplanması gerekliy- di. Ama böyle bir karar alınma- sını gerektiren bir talep daha ya- pılmamıştır. Böyle bir çağrı dahi söz konusu değildir. Bu karann muhatapları arasında Türkiye yoktur. Bunu böyle görelim ve BM'nin herhangi bir kararını ba- hane ederek, bölgedeki herhangi bir sıcak çatışmaya karışma ara- yışlanna fırsat vermeyehm. Birinci temel nokta budur. — Size göre Türkiye karann muhatabı degil. Ama hükümet çevrelerinden karann 'muhatabı oldugnmuz' yorumlan yapılıyor. BAYKAL- Ne kadar garip. BM, 'hadi bakalım silah başina' demiyor. Yani, Kore"deki, Kongo^ daki olay yok. Buralarda kuvvet oluşturur BM. Pekiyi o zaman ni- ye Kongo'dakine katılmadık? O dahi değil. Söylediğim gibi böyle bir karar olsa dahi, buna. katılma zorunluluğumuz yok. Ama böyle bir karar dahi yok. Nitekim Kon- savas için bir sebebı yoktur. He- nüz diyorum. Hiç kimse de Tür- kiye'yi sebebi olmayan bir savaşa sokamaz. Gayret sarfedebilirler. Gayret sarfedilnüştir aslında" dedi. Demirel, Cumhurbaşkanı Tbr- gul Özal'ın önceki akşam Giyim Sanayicileri Dernegi'nde yaptığı ve Türkiye'nin Körfez kriziyle ilgili tutumunu, "Hadiselerin dışmda kalmayalım, içine düşmeyetim, bir zarara ugramayalım, bir fayda olursa yararlanalım" diye dile ge- tirdiği yaklaşımı da eleştirdi. Böyle bir politika olamayacağını belir- ten Demirel, "Bu beyan Türk dev- letine itibar kazandırmaz. Türki- ye'yi küçük düşürur. Türkiye'ye düşen, başka devletlerin dümen suynna girmeden kendi ülkesini başka devletlerin çatışma alanı yapmadan. başka devletlerin kom- şulanna müdahalesine araç olma- dan bir politika yüriitmesidir. Bu beyan Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasası'na uygun değildir. Bu be- vanlan yapması gereken Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'dir. O da orta yerde yoktur. Allah Türkiye1 yi korusun" diye konuştu. Son gelişmeler ışığında Sad- dam'm kendisini, ülkesini ve mil- letini yakmak istemiyorsa yedi dü- vele karşı savaştan kaçınması ge- rektiğini bildiren Demirel, Sad- dam'ın, dünya ile basa cıkmasının rnümkün olmadığını belirtti. De- mirel, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarımn Güneydo- dediği şu: 'Sizi anlıyorum. Artık mal göndermeyin, ticareti kesin demiştim. Siz bunu sağlamak için asker göndermişsiniz, benim po- litikamı uygulamak için bunu yap- tığınızı söylüyorsunuz, sizi anlıyorum' diyor. Demirel: Allah korusun DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, BM Güvenlik Konseyi- nin kararını değerlendirirken "Şimdi göreceğiz, acaba bu karar nasıl işleyecek? Bir savaşın ilk kur- şununu atma işlevi mi görecek, onu bilemiyorum. Saat başina de- gişen koşullarla karşı karşıyayız" dedi. Demirel, "bu karar savaş yolun- da atılmış önemli bir adım olarak nitelendirilebilir mi" sorusuna "Evet ama bence halen diploma- sinin imkanlan tükenmemiştir. Kanaaümce diplomasinin imkân- lannı sonuna kadar kullanmak la- nm. Kişinin eli tetiğe vardığı za- man dahi leüği çekmede diploma- sinin imkânlannı kulianma şansı vardır. Bu gibi hallerde yüzde 99 olasıhkla yuzde 1 olasılık aynıdır. Yüzde bir çıkmamış can deraek- tir ve yüzde 99'a eşittir. Ancak dünyarun bir tarafta banş ararken, bir tarafta bu kadar savaşa susa- masını anlamak mümkun değil- dir. Soğukkanlı hareket edilme- miştir, aklın imkanlan kullanıl- mamıştır? Sagduyu tükenmedi ise de tükenmek üzeredir" yanıtım verdi. Sovyetler ve Fransa'ya hâlâ bu- gün de çok büyük iş düştüğünü belirten Demirel, "Hiddetle bir ye- re vanlmaz. Devletlere hiddet ya- kışmaz. Büyük devlet, erici gücü- nü göstennekle büyük devlet olmaz" dedi. Demirel, bir başka soru üzerine "Henüz Türkiye'ııin, üzerine de bu denetlemelerin nor- mal olduğunu söyledi. Demirel, "Oradaki kıtalan denetliyorlar. Kuvvet aktarma degil ki. Orada- ki kıtalarda bir cephe açılacağına göre konumlandırtlmış degildir" dedi. Demirel, Türkiye'nin henüz sa- vaş için bir sebebi olmadığını, hiç kimsenin de Türkiye'yi sebebi ol- mayan bir savaşa sokamayacağı- nı belirtti. Demirel, "Savaşa kar- şı bir kampanya başlatmayı düşü- niiyor musunuz?" sorusu üzerine de şunlan söyledi: , "Tnrk halkı onunına, gururu- na, milli bütünlıiğüne tecavüz ol- madıkça macera peşinde koşmaz. Durup durdugu yerde bir ülkeye savaş acalım diye savaş heveslisi de degildir. Biz saldırgan olmayız. Bu konuda kamuoyu var zaten. Tüıid ye'de onnn için bizim kamuoyo meydana getirmemize gerek yok. Halkın savaş istemediği bir yerde hükümetlerin savaş davulu çala- bilmesi kolay değildir." Demirel, "Savaş durumunda Ortadoğu'da sımriar yeniden çizi- lir mi?" sorusuna da "Çizilse ci- zilse Irak haritası yeniden çizilir. Ortadoğu haritası yeniden nasıl ci- zilecek ki? Bu yeni ibtilaflar da getirir" yanıtım verdi. Demirel, bir başka soru üzerine de ABD'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti ku- rulması konusunda bir angajma- nı olmadığının görüldüğünü bil- direrek, şöyle dedi: "Bir Kürt devleti kurnlması bi- zi çok rabatsız eder. lran'ı da Su- riye'yi de rahatsız eder. Hem ABD'nin dümen suyunda gide- ceksin, hera de pastadan pay ala- cağım derken artındaki pantolon- dan ceketten olacaksın. Buna 'Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak' denir." SHP'de parti içi muhalefetten eleştiri A N K A R A (Cumhuriyet Bürosu) — SHP'de önceki gün toplanan ve dün bir açıkla- ma yapan parti içi muhalefet, "lzlenen politika sosyal demokrat kimliğini yanatmıyor" görüşünü kamuoyu- na açıkladı. Parti Meclisi (PM) üyesi Ahmet İsvan başkanlığında- ki toplantıda Genel Sekreter De- niz Baykal'ın dışında Genel Baş- kan Erdal tnönü'nün de ilk kez eleştirildiği ve "yönetime talip ol- ma eğiliminin" ağır bastığı bildi- riliyor. Ahmet İsvan tarafından dün yapılan basm toplantısında özet- le şu görüşler üzerinde duruldu: "— 19 ağustos belediye seçim- lerinde partimizin karşılaşügı uya- ncı yenilgide yerel ve örgütsel ha- talann payı olmakla birlikte, te- mel neden. izlediğimiz genel po- lilikalann sosyal demokrat kim- liğimizi yeterince açık, yeterince güçlü ve yeterince tutarlı bir bi- çimde yansıtamamış olmasından kaynaklanmaktadır. — MYK'mız Ue PM'mizin der- hal toplanmasının ve kimsenin özelestiriden uzak tutulmayarak ber kademede her göreviimizin so- rumluluğunun gözden geçirilme- si gerekmektedir. — Seçün sonuçlannın degerlen- dirilmesi bir yana, PM'mizin TBMM'nin 1 eylül toplantısından önce Ortadoğu'daki çok tehlikeli gelişmeler karşısında parti politi- kasını oluşturma sorumluluğu za- ten geciktirilmiş bir görevdir. — Üye yazımı, delege seçimi ve aday belirleme işlemlerinin parti- mize ve demokrasimize yakışır, onuriu bir uygularaa geleneğine kavuştunılmasını, partimizin gü- venilirligi ve saygınhgı için bep birtikte ciddi çaba harcamamız ge- reken en önemli bir görev halinc getirmiştir. — Böylece saglam ve saglıklı bir uye ve delege tabanının elde edilmesinden sonra kongreler tak- viminin aynntılı ve kesin bir bi- çimde betirienmesi ve gecikmeden ve aksamadan uygulanması parti içi tarüşmaları, zarar verraevecek düzeye indirecektir. — İçtenlikle dile getirilen bn görüşlerin partimiz içinde destek bulması ve uygulanmasıyla SHP hallamızın giivenini yeniden kaza- narak Turkivemizi 12 Eylul ana- yasasuun ve yasalannın ve ANAP uygulamalanmn tutsaklıgından kurtaracak güce kavuşacaktır." İnönii'ye eleştiri Alınan bilgiye göre Ankara, Is- tanbul il başkanrarının yani sıra KocaeU, Eskisehir, Trabzon ve Af- yon il başkanlannın da katıldığı toplantıda Genel Başkan İnönü, parti içinde hukuk dışi uygulama- lara sessiz kaldığı için eleşürilir- ken "gerekirse liderlikle biriikte yönetime talip olunması ve aller- oatifln konulmasr görüşleri or- taya kondu. "Yenıükçüer"in önde gelen adı, PM üyesi Ertuğnıl Gü- nay ise "hareketin fikir hareketi" olması yolundaki göruşlerine kar- şın Kayseri, Çanakkale, Bursa, tz- mir, Gaziantep, Hatay, Yozgat, Kı- nkkale, Çorum ve Adana örgüt temsürilerinden bazılan parti ta- banına mesajın açık bir biçimde iletilmesi gereği üzerinde durdu- lar. Toplantıya bazı milletvekille- ri yarunda Ankara Altındağ Bele- diye Başkanı Ali Rıza Koç da ka- tıldı. Yenilikçiler'in, paniye daha sıkı sarılmakla birlikte yaz ayla- nndaki olağan kurultay öncesin- de yapılacak seçimli il kurultayla- nna önem verilmesini kararlaştır- dıkları da öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear