Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
CAfrika'da
çatışmalar
• JOHANNESBURG
(AA) — Gtiney Afrika'da
siyah kabileler arasındaki
çatışmalarda son S gün
içinde en az 173 kişinin
öldüğü bildiıildi. Ote
yandan polisin, dün Zulu
kabilesi ile Soweto sakinleri
arasındaki çatışmalan
durdurmak için gözyaşartıcı
bomba kullandığı, ancak
Johannesburg'un dışında
siyahlann yaşadığı diğer
bölgelerde dumtnun sakin
olduğu belirtildi.
Hırvatistan
karışık
• BELGRAD (AA) —
Yugoslavya'nın Hırvatistan
Cumhuriyeti'nde yaşayan
etnik gruplardan Sırplann
bugün yapacaklan tek
taraflı referandum
öncesinde tırmanan
gerginlik nedeniyle Knin
kentine Yiıgoslavya
ordusuna bağlı askerlcrin
gönderildiği yolundaki
haberler yalanlandı. Bu
arada cumhuriyetteki
Sırplarla Hırvatlar
arasındaki gerilimin de
tırmanmaya devam ettigı
belirtiliyor.
Birleşme
tehlikede
• DOĞU BERLtN (AA)
— Demokratik
Aimanya'daki hükümet
bunalımı, anahtar
durumundaki Sosyal
Demokrat Parti'nin (SPD)
koalisyondaki iki bakanının
görevden alınmasına
misilleme olarak, iki
Almanya'nın birleşmesi için
hayati önem taşıyan
anlaşmayı engelleme
tehditleri üzerine
partılerarası açık savaşa
dönüştü. SPD lideri
Wolfgang Thierse,
koalisyonun "öldüğünü"
belirterek, panisinin siyasi
ve hukuki nedenlerle
birleşme anlaşmasının
şimdiki şeklinin aleyhinde
oy kullanacağını açıkladı.
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR
DışişleriBakanı A liBozer, İran'daKörfez krizinigörüşüyor
Ankara-Tahran diyaloğuAli Bozer, İranlı yetkililerden, Bağdat'ın uzattığı zeytin
dalına karşıhk ekonomik ambargodan ödün
vermemelerini istedi.
ANKARA (Comhuriyet Bürosu) — Dışiş-
leri Bakanı Ali Bozer, dun gittiği Tahran-
daki temaslarında, İran'ın Irak ile müza-
kere masasına oturmasııun Körfez knzin-
deki sakıncalan konusunda Ankara ve
Washıngton'un görüşlerini anlattı. Bu gö-
rüşlehn temel unsurunu, Tahran'ın Bağdat
tarafından uzatılan 'zeytin dah'na karşılık
olarak uyguladığı ekonomik ambargodan
ödün vermemesi ve Kuveyt'teki işgal duru-
mu sona erinceye dek Irak'la ikili görüş-
melere başlamaması oluşturuyor.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Cumhurbaş-
kanı TUrgut özal ile tran Cumhurbaşkanı
Haşemi Rafsancani arasında 16 ağustos
günu yapılan telefon konuşmasında karar-
laştırılan ve ABD Başkanı George BushL
un da 'olumln karşıladıgı belirlilen' Tah-
ran ziyaretine dün başladı. Bu ziyaret, Dı-
şişleri Bakanı'nın daha önce planlanan res-
mi Iran gezisinin Tahran'daki deprem ne-
deniyle ertelenmesi sonrasında gerçekleş-
tiği için 'resmi' nitelik kazandı ve Ali Bo-
zer Tahran'da Iran Dışişleri Bakanı Ali Ek-
ber Velayeti'nin resmi konuğu olarak ağır-
landı.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, dün Anka-
ra'dan ayrılmadan önce gazetecilerin soru-
lannı yamtlarken Körfez'dekı son durum
konusunda görüş alışverişinde bulunmak
için Tahran'a gittiğini söyledi. Bozer, Irak-
ın barış önerisi hakkında ABD'nin görüş-
lerini tranlı yetkililere ileteceği yolundaki
haberlere Uişfcin bir soruyu şöyle yanıtla-
dı:
"Hiç şüpbe yok ki yalnız ABD'nin de-
gil, ABD dahil Baü Avrupa, hatu Arap ül-
kelerinin goriişlerine de deginmek ve de-
gerlendirmelerimizi bu goruş perspektifi
içinde yapmak bu (emaslann tabii geregi-
dir."
Bozer, bir gazetecinin, "Bir sıcak savaş
her an patlak verebilir mi" şeklindeki so-
rusuna ise "Tahrain etmek fevkalade güç"
yanıtım verdi. Dışişleri Bakanı şöyle devam
etti:
"Ambargonun sonuçlannı tam olarak
görmemiz lazıra. Abluka olup olmayaca-
ğını görmemiz lazım. Ama bu arada olay-
lar öylesine gelişebilir ki tahminlerin ole-
sinde bazı islenmeyen girişunlere diinya an-
gaje olabilir."
Dışişleri Bakanı Ali BozerMn Tahran zi-
yareü, Tıirkiye-İran ilişkilerinin 'Batı'ya
yönelik' boyutunu da ön plana çıkardı. An-
kara, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bu yana
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Iran Cum-
hurbaşkanı Haşemi Rafsancani ile yaptı-
ğı temaslan Washington'a, VVashington'un
görüşlerini de Tahran'a ileterek üstlendiği
'aracılık' rolünü sürdürürken Irak'ın tran'la
arasındaki sınır sorununu çözmeye yöne-
lik girişimi temasların temel unsurunu
oiuşturdu.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer'iri" Bakanlık
Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin
Çelem ile birlikte yaptığı Tahran ziyaretin-
de, İranlı yetkililerin en çok "bölge dışı ül-
kelerin bölgeye müdahalesini istemedikle-
ri" yolundaki bilinen görüşlerini vurgula-
dıklan öğrenildi. Siyasi gözlemciler, İran'ın
Türkiye üzerinden ABD'ye gönderdiği bu
mesajla, Körfez'de ABD'nin girişeceği olası
bir askeri müdahalenin Tahran tarafından
benimsenmeyeceğini ifade ettiğini belirti-
yorlar. Dışişleri Bakaru Bozer'in tranlı yet-
kililere ilettiği temel mesaj ise Iran ile Irak
arasında sekiz yıl süren savaşın nedenıni
oluşturan sınır anlaşmazlığı sorununun çö-
zümü ile Kuveyt krizinin birbirine karıştı-
rılmaması gerektiği oldu. Edinilen bilgiye
göre Bozer Tahran'daki temaslarında şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Irak'ın 1975 Cezayir Anlaşması'nı ta-
nıyacağını açıklaması, tranlı savaş esirle-
rini serbest bırakraası ve işgal ettiği top-
raklardan çekilmesi tarafımtzdan meranu-
niyetle karşılandı.
İran ile Irak arasındaki olası bir yakın-
laşmanın şu an için somut müzakerelere
dönüştüriilmemesi yeğlenmdidir. Tahran'-
ın Irak'a karşı uyguladığı ekonomik am-
bargoyu siirdürmesi. BM Giivenlik Kon-
seyi'nin anayasanın 41. maddesine daya-
nan yaptınm karannın amacına ulaşabil-
mesi için elzemdir."
EVE DÖNÜŞ — Irak'ta uzun süren esirtikleri sont eren tranblar otobisfcfle iilkelerine döndüler. (Fotograf: AP)
Beyaz Saray'ı düşündüren yeni sorun
Iran-Irakyumuşaması
ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi
Başkanı Les Apsin "Eğer İran, Irak'a açık bir kapıya
dönüşürse Tahran bir ABD başkanını daha devirir" diyor.
KONUKLARIMIZIN
HOŞGÖRÜLERİNE SIĞINARAK...
OTELİMİZDEAUNAN GREV KARARI NEDENİYLE
OLUŞAN PERSONELAZALMASINDAN,
HİZMETLERİMİZDE DOĞABİLECEKAKSAKLIKLAR İÇİN
SİMDİDEN ÖZÜR DİLERİZ.
ANLAŞMAZLIĞIN BAZI YÖNLERİ:
1980-1989
1980-1989
1989
1990
Topîam eflflasyon oranı: % 500
Maaş artış oranı: % 600
Personeî başına yttttk ortalamageiir
32milyonTL
SendJkanm taiebi: % 220zamarö
seyyanen 250.000 TLdir.
GÖSTERECEĞİNİZ DESTEK VE ANU\YIŞ İÇİN
SİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİZ
I S T A N B U L
İ D A R E S İ
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Körfez kri-
zinin Irak ve iran ilişkilerinde ge-
tirdiği sürpriz yumuşama, bölge-
ye gönderilen Amerikan kuvvet-
lerinin orada ne kadar kalacağı
konusunda tayin edici faktörler-
den birisi haline dönüştü. Beyaz
Sarayın gözü, bu yüzden lran-
Irak ilişkilerindeki gelişmelerin
üstünde.
tran bugüne kadar, bölge tera-
zisinde hep Irak'ı dengeleyen do-
ğal bir ağıılık ölçüsü oldu. Ancak
şimdı Tahran bu tarihi rolü oyna-
mazsa, en azından yakın bir za-
man için bu görevi ABD üstlen-
mek zorunda kalacak. tran, bu
durumdan daha ileride bir adım
atmaya karar verip Irak'ın dışarı-
ya açılan bir kapısına dönüşürse,
bu, ABD ve bölge dengesi açısın-
dan çok daha ciddi sonuçlar do-
ğurabilecek.
ABD Temsilciler Meclisi Silah-
lı Kuvvetler Koraitesi Başkanı Les
Aspin'e göre "Saddam Hüseyin-
in en büyuk korkusu savaş değil,
abiukanın başanya ulaşarak Irak-
ın ekonomik bir krize suniklen-
mesi". Les Aspin "Eger tran,
Irak'a açık bir kapıya dönüşürse
Tahran bir ABD başkanını daha
devirir" diyor.
Ancak bugüne kadar gelen sin-
yaileri yorumlayan Amerikan dış
politika uzmanlan, iki ülke ara-
sındaki yumuşamanın "sınıriı ve
geçici" olduğunu kaydediyorlar.
Eğer Tahran sadece Irak ile barı-
şı kabul edip daha sonra BM ka-
rarlan uyannca ambargoya saygılı
davranırsa, İran'ın bir taşla dört
kuş vurabileceği ifade edihyor.
iran böylece hem savaşta kaybet-
tiği topraklan geri alıyor, hem pet-
rol fıyatlannın yükselmiş olmasm-
dan yararlanıyor, hem tarihi düş-
manı Irak'ın ekonomik açıdan
çokmesini seyrediyor hem de 'ye-
niden uluslararası camiaya enteg-
re oluyor'. Fakat buna karşılık da
Körfez'de muazzam bir Amerikan
askeri varlığı ile burun buruna ya-
şamak durumunda kalıyor.
tster geçici olsun ister olmasın,
Bağdat ve Tahran arasındaki ger-
ginliğin yumuşaması, potansiyel
olarak bölge açısından çok ilginç
bazı sonuçlar doğuruyor. Bunlar-
dan birisi şöyle özetleniyor: İran,
^Cyierde ekonomik ve askeri açı-
dan güçlüyken bölgede 'borusu
öten' ülkeydi. 1980-88 arasındaki
tran-Irak savaşmda iki ülke birbi-
rini "nötralize" ederken, çevrele-
rindeki irili ufakh ülkeler daha ra-
hat nefes aldı. Savaştan sonra Irak
dikkatini Kuveyt'e çevirince, çev-
resindeki nüfusu az, savunması
olmayan, ürkek liderli, irili ufak-
lı ulkeler kendilerini Irak'a karşı
konınmasız hissermeye başladı.
Bunun sonucunda da ABD, Irak'ı
dengelemek üzere Suudi Arabis-
tan'a çıkmak zorunda kaldı. Şira-
di, bazı stratejistlere göre eğer
Amerika bölgede Irak'ı uzun va-
dede dengeleyecek bir ülke yarat-
mazsa, Amerikan askerleri daha
uzunca bir süre, belki de yıllar bo-
yu Suudi Arabistan'da kalmak zo-
runda kalacak. O halde ABD,
Irak'a karşı hangi ülkeye oynama-
h? VVashington'daki stratejistlerin
bir bölümü bu soruya hemen
"!«•" yanıtını veriyor. Nitekim
son günlerde ABD'nin gerek tsviç-
re eliyle gerekse başka ülkeler ara-
cılığı ile tran ile farklı bir düzlem-
de ilişki aramasımn nedeninin bu
stratejik değerlendirme olduğu
kaydediliyor. Ancak tran-Amerika
ilişkilerinde Iran'ı tekrar bölgede
Irak'ı dengeleyebüecek bir güce
eriştirme doğrultusunda bir adım
atılabilmesi için yıllar geçmesi ge-
rektiğine dikkat çekilıyor.
BIJGIJN
AIİSİRMEN
Düşünülmesi Gereken
Bu sütunun eskiden beri okuriarının affına sığınarak, darıa ön-
ce de aktardığım bir olayı bir kez daha anımsatmak istiyorum.
De Gaulle'ün iktidar yıllarında Elysee Sarayı'ndaki ünlü çar-
şamba toplantılarından birinde generalin uzun yıllar Dışişleri Ba-
kanlığı'nı yapmış olan Couve de Murville, konuşması arasında
"Fransa'nın dostlan" deyiverir.
De Gaulle hemen söze karışır ve
— Sayın Bakan, devlet sıfatını hak etmiş bir devletin dostlan
yok, çıkarlan vardır, der.
Ortadoğu'yu kan ve ateşın eşığine getıren son olaylar bir kez
daha bu görüşü kanıtlamış bulunuyçr.
Irak ile Kuveyt ve Suudi Arabıstan, İran'a karşı can ciğer kuzu
sarması dosttular. Şimdi Irak, Suudiler ile Kuveyt'e karşı Tahran'ın
dostluğu peşinde, Bağdat'ı Tahran'a karşı savaşmda destekle-
miş olan dost Fransa, dost Irak'ın dost Kuveyt'i yutması üzerine
düşman Paris'e dönüşmüş Körtez'e donanma yollamakta
Ornekleri dılediğinızce çoğaltabilirsinız. Ama ne gerek var.
Son olaylardan bir kez daha pekiştirerek çıkanlacak olan ders,
dış politikanın "dost romantizmiyle", "düşman paranoyası" ara-
sında mekik dokuyarak oluşturulamayacağı, soğukkanlı davra-
nış ve içerikli geniş açılı bir düşünce yeteneği ile dokunacağı-
dır
O zaman, "Ortadoğu bunahmında, Türk dış politikasını oluş-
tururken asıl düşünülecek üzerinde durulacak nokta hangisi"
geliyor gündeme.
Yukarıdaki soruyu irdelerken hemen hemen çok büyük bir ço-
ğunluğun çılgınlık olacağmda birleştikleri ABD'nin tek başına
girişlmine yardakçı olmak olasılığından çok, daha az tartışma
götürür gıbı görünen NATO'nun ortak hareketine katılma duru-
munu incelemekte yarar var.
Bilindiği gibi 4 Nisan 1949 tarihli Kuzey Atlantik ittifakı Ant-
laşması'nın, yeni katılmalar ya da Fransa'nın sömürgesi Ceza-
yır'i yitirmesi yüzünden birkaç kez degıştinlmiş olan 6. maddesi
NATD'nun sorumluluk alanının sınırlannı belirliyordu. Şimdi tek-
nik ayrıntılanyla haritanın sınırlannı çizmeye girışmeden biz sa-
dece, paktın sorumluluğunun Atlantik'ın ıkı yakasındaki Batı ül-
kelerinin -ki sonradan Yunanistan ve Türkiye'nin katılımıyla bu
çizgi Akdeniz'in doğu ucuna kadar uzandı- kendi rejimlerini sos-
yalist ülkeler karşısında koruma amacına yönelik olduğunu söy-
lemekle yetinelim.
Soğuk savaşın kavramlarını, tanımlarını tartışmayı bir yana bı-
rakıp şunu söyleyebiliriz: "NATO'nun kaynağındaki sorumluluk
alanının hiç değilse kendi kurucularının ve kamuoylarının yay-
gın kesiminin ideolpjileriyle tutarlı bir yanı vardı. Eninde sonun-
da, kurucular kendi bıçemlerine göre demokrasilerini, antitez
devlet görüşüne karşı korumaktaydılar."
Soğuk savaş yıllarında NATO içinde yer alan kanat ülkesi Tür-
kiye ise örgütün. hiç değilse teorik oiarak, varlık nedenini oluş-
turan demokrasıye tam sahip olmadan, ileri karakol görevini üst-
leniyor ve çatışmanın ilk ve en sıcak noktası olma durumunu
yüklenıyordu.
Soğuk savaşın sona ermesi, büyük 1989 değişımınin olma-
sından sonra NATO'nun sorumluluk alanı, önemlı bir anlamda
da işlevi sona erdi ve herkes artık örgütün ne olacağı, ne işe
yarayacağı sorusunu kendi kendine sormaya başladı. Bu arada
örgüte yeni bir işlev ve canlılık kazandırmak isteyenler, o zama-
na dek unutulmuş olan "istikrar ve refahın geliştirilmesı ama-
cıyla ışbırliği yapılmasını ...Ekonomik ışbirlığinin güçlendirilme-
sini öngören" 2. maddeyi anımsamaya başlamıştı kı birden Or-
tadoğu olayları patlayıverdi.
Ortadoğu olaylarının NATO ülkelerine ilk düşündürdüğü, ken-
dileri için artık komünizm tehlikesinin bittiği, ama petrol fiyatlan
üzerinde dilediğince oynayabilecek Ortadoğulu "maceracılar"
ın varlıklarını değilse bile ekonomik gelişmelerini ve refahlarını
tehdit eden bir tehlike oluşturduklarıydı.
Böylece, üzerinde çok tartışılmadan, fiilin, NATO'nun "out of
area'' (alan dışı) yeni bir sorumluluk alanı oluşmaya başladı.
Ancak bu sorumluluk alanının, ilki kadar savunulabilır yanı yok-
tu. İlk sorumluluk alanı hiç değilse teorik olarak, demokrasi ve
özgürlüğü savunmaya yönelıkti. Oysa Ortadoğu'da kapışan, bir-
birlerıni yalayıp yutmaya çalışan, tamamına yakın çoğunluğu aşi-
ret düzemni aşamamış devletleri arasında demokrasi ve özgür-
lük düzeni yoktu ki korunsundu.
NATO'nun yeni yöneldiği alandakı işlevi, Körfez ülkelerinin pet-
rol fiyatlarını dilediklerince saptamalarını engellemekti. Çünkü
NATO üyelerinin hepsi de Körtez'den petrol alıyorlardı.
İşte, sanırım tartışmanın özü burada başlıyor.
Türkiye, NATO'nun yeni oluşmaya başlayan sorumluluk ala-
nının ucunda yer alacak, yeni işlevin ileri karakolu olacak mı ol-
mayacak mı olmalı mı olmamalı mı?
Aslında tartışmanın özü budur. İktidarlar bu soruya verecek-
lerı yanıtla, ülkemızin önümüzdeki döneminin dış politikasını oluş-
turacak ve bu dış politikanın sonuçlannı yaşayacaklardır.
IRAK, 30 TÜMENİNİ GERİ ÇEKİYOR~
Iranldaki bîrlikler,
Suudi sınırma
İran ile anlaşmaya varılmasının ardından, İran
sınırındaki askeri güçlerini geri çekmeye
başlayan Irak, 300.000 kişiiik bu birlikleri,
Kuveyt'e ve Suudi Arabistan sınırına
yığacağını açıklıyor.
Dış Haberler Servisi — tran'-
daki askeri birliklerini önceki
gün çekmeye başlayan Irak, bu
birükleri, Kuveyt'e ve Suudi Ara-
bistan sınırına kaydmyor. Irak
Savunma Bakanlığı'nın yayın or-
ganı 'Al-Qadisiyah' gazetesinde
dün yayımlanan bir yazıda, İran
sınırında bulunan 30 tümen Irak
askerinin, Suudi Arabistan sını-
rındaki birlikleri takviye amacıy-
la kullanılacağı bildirildi. Bu ara-
da, tran ve Irak, ellerindeki sa-
vaş esirlerini karşılıkh olarak ser-
best bırakıyorlar. Irak, onceki
gün salıverdiği 1.000 tranlı esir-
den sonra, dün 1.000 kişiiik bir
grubu daha serbest bıraktı.
Irak Savunma Bakanlığı'nın
yayın organı 'Al-Qadisiyah'ta
dün yayuılanan haberde, İran ile
yapılan anlaşma kapsamında,
tran sınırındaki topraklarda bu-
lunan 30 tümen Irak askeri, Su-
udi Arabistan'da bulunan ABD,
tngiltere, Mısır ve Suriye birlik-
lerine karşı önlem olarak Suudi
Arabistan sınınna yığılacak. Ga-
zetenin haberinde, 300.000 kişi-
iik bu grubun savaş konusunda
oldukça deneyimli olduğu be-
lirtildi.
Elinde bulunan İranl. savaş
esirlerini 6nceki_gün serbest bırak-
maya başlayan Irak, dün de ikinci
İranlı grubu salıverdi. Önceki
gun serbest bırakılan 1.000 kişi-
iik savaş esiri gmbundan sonra
1.000 kişiiik ikinci grup da dün
İran'ın gönderilmek üzere Hane-
kin sınır kasabasına götürüldü.
İran resmi haber ajansı IRNA,
tran'ın da Irak'ın bıraktığı savaş
esirlerine karşıhk iade edeceği
Iraklı 1.000 savaş esirini, Hü-
ravi sınır kapısına gönderdiğini
açıkladı. Ajans, bu esirlerin tıb-
bi kontrolleri ve resmi işlemleri
tamamlandıktan sonra Irak'a ge-
çebileceklerini duyurdu. Iraklı sa-
vaş esirlerinin Kızılhaç yetkilile-
rine teslimi sırasında Birleşmiş
Milletler gözlemci grubundan ba-
zı kişilerin hazır bulunduğu kay-
dedildi.
Bu arada Irak birlikleri, tran
topraklanndan çekilmeye başla-
dılar. tran ile vanlan uzlaşmanın
ve barışın simgesi olarak beyaz
bayraklar taşı>'an Irak birlikleri-
nin, aralıksız olarak Irak'a doğ-
ru yol aldıklan bildiriliyor. tran
resmi haber ajansı IRNA'nm
tranlı askeri yetkililere dayanarak
verdiği habere göre Irak birlikle-
ri, sınınn tran tarafındaki Mey-
mek ve Kalleh Gandi tepelerini
boşaltıyorlar.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ek-
ber Velayeti, Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri Perez de Cuellar
1
-
dan, Irak birliklerinin tran'dan
çekilmeleri sırasında Birleşmiş
Milletler'in denetleyici rolü oyna-
masını istedi. Dışişleri Bakanı Ve-
layeti, Perez de Cuellar'a gönder-
diği mektupta, Birleşmiş Millet-
ler tran-Irak askeri gözlemci gnı-
bunun, beş gün sürecek olan ge-
ri çekilme işleminin, 1975 Ceza-
yir Antlaşması'na uygun olarak
yapılmasını sağlamak için hare-
kete geçirilmesini istedi.
DOSTUM MOZART
Nadir Nadi
7. ha>ı 5000 lira (Kl)\ içinde)
Çağdaş Va>ınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloglu-İstanbul
Ödemeli gonderilınez.