Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11AĞUSTVS1990* + + * HABERLERÎN DEVAMI CUMHURÎYET/17
KÖRFEZ KRÎZİ...KÖRFEZ KK İZİ... KÖRFEZ KRİ Zİ^KÖRFEZ KRtZİ... KÖ1
Türkjye Ne Yapacak?
(Baştarafı 1. Sayfada)
The VVashington Post gazetesi ise Anka-
ra kaynaklı haberinde, Baker'ın, "Çatışma
durumunda müttefiğimiz Türkleri yanımızda
sayabileceğimize güvenim tamdır" sözünü
aktanyor ve üst düzeyde bir Amerikalı dip-
lomatın, "Türfderin bizi destekleyeceğine
eminiz" dediğini belirtiyordu.
Bazı Amerikan diplomatik kaynaklarına
gelince: Dışişleri Bakanı Baker'ın da açıkla-
dığı gibi, Cumhurbaşkanı Özal'la yapılan gö-
rüşmelerde üsler konusuna değinilmiş, an-
cak görüşmelerin odak noktasını bu konu
oluşturmamış ve bu çerçevede herhangi bir
güvence alışverişi de söz konusu olmamış-
tı; ama bu demek değildi ki, günü geldiğin-
de Ankara'nın kapısı çalınmayacaktı.
Buna karşılık Türk Dışişleri Bakanlığı, dün
öğleden sonra ABD Dışişleri Bakanı'nı da ya-
lanlayarak, Ankara'daki görüşmelerde Çan-
kaya Köşkü dahil hiçbir yerde üslerin görüş-
me konusu bile olmadıgını açıkladı; böyle-
ce bu konuda güvence vermek gibi bir du-
rumun ortaya çıkamayacağını da belirtmiş ol-
du.
ABD Dışişleri Bakanı'na değil, Türk Dışiş-
leri'ne inanmak isteriz. Üslerin kullanımı ve
bu konuda Türkiye'nin güvencesı Ankara'-
da bu aşamada görüşülmemış olabilir.
Ama bu durum bir noktayı hiç değiştirmi-
yor: Başta İncirlik olmak üzere bazı üsleri bir
çatışma halinde Irak'a karşı kullanmak, ABD
açısından son derece önemlidir. Bu konu,
VVashington'un gündeminde en üst sıralar-
da yer alıyor. Onun için ABD, bugün değil-
se yarın, Türkiye'nin kapısını çalabilir.
Bu konuda kimsenin kuşkusu var mı?
Sanmıyoruz ki, hiç kimse o kadar naif ol-
sun!
Hele, NATO Bakanlar Konseyi'nin dün
Brüksel'deki toplantısından sonra ABD Dı-
şişleri Bakanı Baker'ın yaptığı açıklamalart
teievizyonda izledikten sonra, bu konuda
herhalde kimsenin kuşkusu kalmamıştır. Ba-
ker, NATO'nun soğuk savaş sonrası "koşul-
lara artık kendisini uyarlaması" gerektiğini
vurgulamış ve ittifaka hedef olarak Körfez'i
göstermiştir. Bu arada, bir bakıma Suudi
Arabistan'ı NATO kalkanı içine alan önerisi
de Bakanlar Konseyi'nce benimsenmiştir.
Türkiye bu durumda ne yapacak?
1960'lardan beri izlemekte olduğu gelenek-
sel dış politikasını değiştirecek mi? Araplar
arası çatışmalarda, gerekirse askeri boyutu
da içerecek biçimde taraf olabilecek mi? Ör-
neğin, İncirlik Ussü'nden kalkacak Amerikan
savaş uçaklarının Irak'ı, gerektiğinde, vur-
masına izin verecek mi? Körfez'e yönelik at-
lama tahtası olmaya ya da jandarmalığa so-
yunacak mı?
Yoksa geleneksel politikasını, günün ko-
şullarına göre rötuşlayarak sürdürecek mi?
Araplar arası sıcak çatışmalara taraf olrnak-
sızın, dengelı ve çok yönlü bir tutumu, kimi
zaman ip cambazlığı yapar gibi korumaya
çalışacak mı? Irak'ın saldırganlığına ve ol-
du bittisine karşı, Birleşmiş Milletler'in koy-
duğu ambargoyu uygulamakla mı yetinecek,
yoksa daha ilerı giderek, askeri katkıda da
bulunacak mı?
Bize kalırsa, Türkiye yıllardan beri sürdür-
düğü geleneksel politikasını korumalıdır. Ya-
ni, Arap dünyasındaki çatışmalarda dengeli
bir tavrı benimsemeli ve çelişkiler yumağı ha-
lindeki bir bölgede sorunlara askeri açılar-
dan uzakdurmasını bilmelidir. Kahire'de dün
toplanan Arap Zirvesi'nde, Amerikan müda-
halesine karşı esen olumsuz hava da Türki-
ye'nin dış politikasına ne kadar özen göster-
mesi gerektiğinın yeni bir işareti sayılmalı-
dır. Arap dünyasına dönük ölçülü bir politi-
ka, Türkiye'yi hern serüvenlerden korur, hem
de dış politikasında manevra alanını geniş-
letir. Çünkü Körfez'de petrol olduğu sürece,
ABD ve Batı, Türkiye'yi göz ardı edemez. Bir
kez daha ortaya çıkmıştır bu gerçek.
Evet, bir yol ayrımına gelmiş gözüküyor
Türkiye. Bölgeye dönük dış politikasında bir
yörünge değişikliği olacak mı, olmayacak
mı?
VVashington'un değişiklik yönünde Anka-
ra'ya bastırdığı sır değil.
ANAP iktidarı ne yapacak? Cumhurbaş-
kanı Özal ne düşünüyor? "Üsler Körfez'e dö-
nük olarak kullanılamaz" diye bir açıklama
yapabilecekler mi? Yapamayacaklar mı?
Bekliyoruz.
Körfez'e
4
Arap ordusu'
Baker'ın Ankara'ya güveni
NEW VORK (Cumhuriyet) —
ABD Dışişleri Bakanı James Ba-
ker'ın Ankara'daki temaslan
Amerikan kamuoyuna iki Ulkenin
birbirine destek güveni vermesi
olarak yansıdı. Amerikan televiz-
yonian, Baker'ın Ankara'dan ça-
tışma durumunda üsleri kullanma
HİPODRUM'DAN
FİKRET DAĞLIOĞLU
Aral-
Büyükbaba
mticadelesi
KEMAL AKYER
1. AYAK: Hafta içinde güzel
bir galop yapan ve dün sabah
600/39,400/25, 200/12.5 HÇ ya-
pan Evita yanşın en şanslı atıdır.
Form durumunu beğendiğim
Turhanbey daha sonra düşünüle-
bilir. Dün sabah 600/40.5,
400/26.5 Ç yapan Tara'yı sürpriz-
de öneririm.
2. AYAK: Perşembe sabahı Va-
rol tzzet'le birlikte yaptıkları ga-
lopta daha diri görünen Yusuf-
çuk'u başta tutuyoruz. Varol Iz-
zet de ihmaJe gelmez. Doğubatur
yanşın sürpriz atıdır.
3. AYAK: Dün sabah 800/48.3,
600/36.5, 400/24.5 kolay yapan
Progay, idman ve form durumu-
na göre yarışın en şanslı atıdır.
Sabırlı bekleme yapması halinde
Southdancer daha sonra düşünü-
lebilir. Kısa bir tedavi dönemi
sonrası güzel galoplarla hazırla-
nan ve dün sabah sprintinde iyi
görünen Gizmo'ya daha sonra
şans veriyoruz. Nurbey, yanşın
sürpriz atıdır.
4. AYAK: tlk kez start alacak
taylardan, sabah idmanlannı be-
ğendiğim ve dün sabah 400/24.5
kolay yapan Pussy Cat ile Akar
arasındaki mucadele yanşın bi-
rincisini belirleyecektir. Shet-
land'ı daha sonra öneririm. Nav-
ratilova yanşın sürpriz atıdır.
5. AYAK: Yeni sahiplerinde ilk
yanşını koşacak olan ve dereceli
galoplarla hazırlanan 600/41.2,
400/27.7 R yapan Aral yanşın en
şanslı atıdır. Büyükbaba'ya daha
sonra şans veriyoruz. tlkay, Mer-
mi, Cariye yanşın sürpriz atları-
dır.
6. AYAK: Geçen hafta açık yanş-
ta başanlı koşan Aktolgalı ve
form durumunu beğendiğim Tay-
ga, perşembe sabahı 1000 metre
galobunda iyi görünen Selin bi-
rincilik mücadelesi verecekler.
Zehrahan'ı sürprizde öneririm.
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: Jer (2), P: Pastör
(3), S. EHfcan (4).
2. KOŞU: F: Evita (2), P: Tu-
ranbey (3), P: Tara (4), S: Ünlü-
bey (5).
3. KOŞU: F: Yusufçuk (5), P:
Varol Izzet (4), P: Doğubatur (8),
S: Sonkoz (2).
4. KOŞU: F: Progy (2), P: So-
uthdancer (8), P: Gizmo (7), S:
Nurbey (1).
5. KOŞU: P: Pussy Cat (8), P:
Akar (1), P. Shetland (2), S: Nav-
ratilova (7).
6. KOŞU: F: Aral (1), P: Bü-
yükbaba (7), P: tlkay (9), P: Mer-
mi (10), S. Cariye (13).
7. KOŞU: F: Aktolgalı (1), P:
Selin (3), P: Tayga (4), S: Zehra-
han (9).
Lzni aldığı yolunda haberlere yer
verdi. The Washington Post ga-
zetesi, dün Ankara mahreçli bir
haberinde Baker'ın "Çabşma du-
rumunda müttefiğimiz Türkleri
yanımızda sayabileceğimize güve-
nim tamdır" şeklindeki sözlerine
yer verdi. Ayru haberde adı veril-
meyen üst düzeyde bir Amerikan
diplomatının "Sarunm (Türkler)
ABD'nin her an onlan destekle-
yeceğinden ernin, biz de onlann
bizj" dediği kaydedildi. Haber,
gazetede "Baker Türkiye'ye da-
ha fazla koruma teklif etti. Cum-
hurbaşkanı Özal, Suudi Arabis-
tan'daki ABD güçlerine kaolmak-
t* halen çekimser" başlığıyla yer
aldı.
Amerikan basını, ABD'nin
Irak'a karşı, bölgede "dostu-
düşmanı" bütün ülkeleri devreye
sokarak ve îran ile Suriye dahil
herkesle temasa geçerek "tecrit"
stratejisi izlediğinden söz ediyor,
ABD'nin "saldırı değil,
savnnma" şeklinde resmen ifade
ettiği politikasını, uluslararası bir-
lik, grup ve tek tek ülke bazında
Irak'ın tümüyle yalnız bırakılma-
sına yönelttiği belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler'de görevli
diplomatlara göre Irak olaymın
başından beri, uluslararası plat-
formda bütün tarafları en uygun
yollarla Irak'a karşı tutum aldır-
mayı sağlayacak ortam hazırla-
mayı başaran ABD, bundan son-
ra askeri bir abluka için yaptırım
gücü olan bir karar çıkartmayı de-
neyecek. BM Gend Sekreteri Pe-
rez de Cuellar da dün yaptığı bir
açıklamada, Irak'a "denizden
abluka" içerecek bir Güvenlik
Konseyi karannın "gündem dışı
olmadıgını" söyledi.
Birleşmiş Milletler son üç gün
içinde Güvenlik Konseyi'nin aldı-
ğı 660, 661, 662 sayılı kararlarda
Irak, Küba ve Yemen de dahil ol-
mak üzere geniş bir birlikle tecrit
edildi. 661 sayılı kararda BM Ya-
sası'nın 41. maddesine dayanarak
ekonomik "abluka" yaptınmı yer
aldı. Güvenlik Konseyi, ekono-
mik abluka uygulanmasının ya-
kından izlenmesi ve bütün ülke-
lerin aldığı tedbirlerin belirlenmesi
için bir komisyon oluşturdu. BM
diplomatları, ABD'nin bir süre
WORLD
IN CRISIS
vil_H Hîi t«t> L'\K>IJ1 VliH IlM
B U L H I N S O N T H Î H I H R .
EV-JO HOLR, 24 HıH «•> •* D «
NEWS
Saddam
reklamlarda
Dış Haberler Servisi — Irak'-
ın Kuveyt'i işgaliyle doruk nok-
tasına ulaşan Körfez krizi, tüm
dünyadaki kitle iletişim araçla-
nyla an be an izleniyor. Bölge-
deki gelişmeler, sadece petrol fi-
yatlarını değil, aralannda rek-
İamcılığın da bulunduğu birçok
sektörü doğrudan etkiliyor. tş-
te Ingiltere'de yayımlanan The
Independent gazetesinin önceki
günkü sayısında tam sayfa yer
alan bir Uan.
sönra BM Yasası'nm 42. madde-
sine dayanarak Irak'a askeri ab-
luka uygulanması için yeni bir
Güvenlik Konseyi kararı çıkart-
maya çalışacağını bildlriyorlar.
ABD Dışişleri Bakanı Baker'-
ın Brüksel'de NATO Bakanlar
Toplantısı'nda "Güvenlik Konse-
yi karannın güçlendirilmesi yol-
lan aranmalıdır" şeklindeki söz-
leri de "askeri abluka" için "ön
girişimler" şeklinde yorumlandı.
BM diplomatları, "askeri
abluka" karan için öncelikle Sov-
yetler Birliği ve Çin'in tutumunun
önemli rol oynayacağını belirli-
yorlar. Böyle bir karann çıkanl-
ması yolunda ABD'nin öncelikle
Çin ve Sovyetler Birliği'ni ikna et-
mesi gerektiği kaydediliyor. Çin
ve Sovyetler Birliği'nin bu aşama-
da askeri abluka karanna çekim-
ser kalabileceği bildiriliyor. Gü-
venlik Konseyi'nin karann çıkma-
sı tehlikeye girerse, ABD'nin NA-
TO ya da Avnıpalı müttefıkleriyle
bağımsız bir karar alabileceği de
belirtiliyor. Diplomatlar, Alman-
ya'nın donanmasım Akdeniz'e çe-
kerek, ABD güçlerinin boşalttığı
alanı doldurmasmı askeri abluka
yönündeki işaret olarak nitelendi-
riyorlar.
BM'de Güvenlik Konseyi ka-
rarlarmdan sonra ortaya çıkan
durumu, BM daimi delegesi Bü-
yükelçi Mustafa Aksin, Cumhu-
riyet'e şöyle değerlendirdi: "Şu
anda Irak tümüyle tecrit olmuş
durumdadır. Türkiye'nin son de-
rece güvenilir bir ülke olduğu
açık, kesin bir şekilde ortaya çık-
mıştır. Son zamanlarda söz konu-
su haksız şüpheler turaüyle orta-
dan kalkraışbr. Bazı çevrelerde
Ortadogu konusuda Türkiye'nin
çifte standartlı davranabilecegi
yolundaki beklenti ve şüpheier or-
tadan kalkmıştır, hatta bazı çev-
reler Türkiye'nin kararlı tutumu
karşısında şaşınruslardır. Arap
dnnyası, Arap Körfez Lşbirligi
Konseyi, tümüyle Irak'a karşı bir
tutum almıştır. Türkiye'nin BM
kararlannı herkesten önce uygu-
layan bir üye olduğu belirlenmiş-
tir."
The Washington Post gazetesi,
dünkü haberinde Türkiye'nin son
durumdan ötürü ekonomik ka-
yıplarına yer verdi. Boru hattının
kapatılmasından Türkiye'nin za-
rarının 400 milyon dolar, ticari
ambargodan dolayı zarann 300
milyon dolar olduğu, ayrıca 800
milyon dolar da Irak'ın Türki-
ye'ye olan borçlanndan ötürü za-
rara girildiği belirtildi. Türkiye'-
nin petrolünün yüzde 60'ını Irak'-
tan sağladığı, ancak petrolün baş-
ka kaynaklardan takviye edilebi-
leceği bildirildi. Baker'ın Anka-
ra'da yaptığı temaslarda bu
kayıplar için yardımcı olacağını
belirttiği, ABD'nin Türkiye'nin
AT üyeliğinin desteklenmesi için
mektup yazdığı kaydedildi. An-
cak mektubun kimlere gönderil-
diği haberde yer almadı. Aynı ha-
berde Kuveyt Emiri'nin Türkiye'-
nin ekonomik kayıplannın gide-
rilmesi yolunda elinden geleni ya-
pacağını ilan ettiği de belirtildi.
Irak'a karşı tutumuyla ABD
Başkanı Bush'un son zamanlarda
azalan popülaritesi yeniden arttı.
Amerikan kamuoyu Irak'a karşı
bir hareketi, özellikle petrol ko-
nusundaki hassasiyeti nedeniyle
destekliyor. The New York Times
gaietesinin dun yayımladığı ka-
muoyu yoklamasına göre ABD
kamuoyü, silahlı bir müdahaleyi
"temkinli deslekle " karşılıyor.
Saddam Hüseyin'in bir "çılgın
olduğn" kanısı egemen. Aynı ga-
zete yorum yazılarında hemen si-
lahlı bir müdahaleden önce Irak'-
ın "ekonomik baskılarla iyice
sıkışlınlması" gerektiğini belirti-
yor.
FATtH M. YILMAZ
KAHİRE — Basra Körfezi'nde
yoğunlaşan sıcak savaş bulutlan-
nın golgesinde yapılan olağanüs-
tü Arap zirvesinden Suudi Arabis-
tan ve Körfez ülkelerinin olası bir
Irak saldırısından korunması için
çok uluslu Arap ordusu oluşturul-
ması karan çıktı. Zirve sonuç bil-
dirgesinde Irak'ın Kuveyt'ten acil
olarak geri çekilmesi de istendi.
Mısır Devlet Başkanı Hnsnü
Mübarek'in çağnsıyla bir araya
gelen 20 Arap ülkesinin devlet
başkanlan ve temsilcileri, yakla-
şık 6 saat süren toplantılannda
Irak'ın Kuvyet'i işgali ile ortaya
çıkan durumu görüştüler. Arala-
rındakı derin göriiş aynlıklanna
karşın toplanan Arap ülkeleri,
Kahire zirvesinde Arap birliğinin
artık kâğıt Uzerinde kaldığmın da
ışaretini verdiler.
Kahire Arap Zirvesi'nin açılış
konuşmasını yapan Mısır Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek, Irak-
ın Kuveyt'i işgalinin kabul edile-
mez olduğunu söyledi. Mübarek,
"Arap dünyası şu an çok tehlikeii
gelişmelerie karşı karşi)'adır. Bas-
ra Körfezi'nde ortaya çıkan durn-
mun tek çözümü, Irak'ın Kuveyt'
ten çekilmesidir" dedi. Mübarek,
20 dakika süren konuşmasında,
Basra Körfezi'ndeki gerginliğin,
"Arap şemsiyesa" alunda çözülme-
si gerektiğini altını çize çize bir-
kaç kez yinelediği konuşmasında,
ülkesinin Irak ile ABD arasında
tarafsız olduğunu da özellikle be-
lirtti.
Hüsnü Mübarek, Arap ülkele-
rine, dış müdahalelere karşı birleş-
meleri çağrısında bulundu. Arap
ülkelerinin, Körfez bunalımına
Arap şemsiyesi altında çözOm bul-
mak ya da bir dış müdahale dü-
zenlenmesi arasında seçim yap-
mak zorunda olduklannı soyleyen
Mübarek, sonınun tek çözüm yo-
lunun, Irak'ın Kuveyt'ten çekilme-
si olduğunu savundu.
Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz
ise Körfez toplantısından önce ga-
zetecilere yaptığı açıklamada,
Körfez sorununun tartışılabilme-
si için öncelikle ABD'nin bölge-
deki güçlerini geri çekmesi gerek-
tiğini savundu.
Mübarek'in konuşmasından
sonra 20 Arap ülkesinin temsilci-
leri, toplu olarak cuma namazı-
na gittiler. Zirve görüşmeleri da-
ha sonra TSt 14.30'da basına ka-
palı olarak yeniden başladı. Top-
İantıdan iyi haber alan kaynaklar
zirvenin tartışma ve kavgalarla
geçtiğini bildirdiler. Edinilen bıl-
gilere göre toplantının başlama-
sından hemen sonra Irak ve Ku-
veyt heyetleri arasında söz düel-
losu başladı. Devrik Kuveyt Emiri
Şeyh Cabir B-Abmel El-Sabah
Irak heyetine dönerek "Ülkemi
neden işgal ettiniı" dedi. Irak he-
yet başkanı ve Başbakan Birinci
Yardıması Taha Yasin Ramazan,
Şeyh El-Sabah'ın bu sözlerine si-
nirli bir şekilde "Kuveyt
Irak'ıadır" yanıtını verince top-
lantının yapıldığı salon bir anda
elektrikli bir havaya büründü.
Tartışmalann büyümesi üzerine,
Irak dışında tüm ülkeler tarafm-
dan Kuveyt'in temsilcisi sayılan
Şeyh El-Sabah, toplantı salonunu
terk ederek havaalanına gitti.
Şeyh El-Sabah, daha sonra özel
bir uçakla Kahire'den ayrıldı.
Nasır Konferans Salonu'nda
SADDAMDAN MESAJ
şeyhin ayrıldığının duyulması ile
zirvede gerilim doruk noktasına
ulaştı. Bu arada Kuveyt Dışişleri
Bakanı Şeyh Sabah El-Ahmet,
kalp kirizi geçirdi. Şeyh Sabah'-
ın tedavisi i«Jin oturma ara veril-
di. Arada Irak Dışişleri Bakanı
Tank Aziz ile Suudi Arabistan
Dışişleri Bakanı Prens Suud El-
Faysal'ın tartıştıkları görüldü.
Aziz, Suudi Arabistan Dışişleri
Bakanı'na yüksek sesle bağirarak
neden ABD askerlerini toprakla-
rına soktuğunu sordu. Irak Dışiş-
leri Bakanı, daha sonra da elin-
deki tabağı Prens El-Faysal'a
fırlattı.
Mısır Devlet Başkam Hüsnü
Mübarek'in cabasıyla bir ölçüde
sakinleşen Arap ülkelerinin tem-
silcileri, daha sonra Irak'a karşı
uygulanacak yaptırımları görilş-
meye başladılar. Mısır ve Suudi
Arabistan, Irak'a karşı sert ön-
lemler alınması yolundaki istek-
lerini sıkça dile getirdiler. Edini-
len bilgilere göre Libya ve FKÖ
bu isteğe karşı çıkarak Irak'tan
yana tavır aldılar. Mısır Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek tarafın-
dan hazırlandığı bildirilen sonuç
bildirgesi taslağı da bu arada gö-
rüşülmeye başlandı.
Taslakta Suudi Arabistan ve
Körfez ülkelerinin olası bir Irak
saldınsına karşı korunması araa-
cıyla çok uluslu Arap ordusu
oluşturulması, Irak'ın acilen Ku-
veyt'ten çekilmesiran istenmesi ve
Kuveyt'in işgal öncesi statüsünun
tanınması yer aldı. Sonuç bildir-
gesi taslağı, daha sonra oylama-
ya sunuldu. Irak, Libya ve FKÖ
taslağa karşı oy kullanırken Ür-
dün, Moritanya ve Sudan "evet"
oyu kullandılar, ancak bu oylannı
"rezervlediler." Yemen ve Ceza-
yir'in çekimstr oylanna karşın so-
nuç bildirgesi 12 Arap ülkesinin
"evrt" oyuyla kabul edilmiş ol-
du. Mısır Devlet Başkanı Hüsnu
Mübarek'in "büyük başansı"
olarak nitelendirilen sonuç bildir-
gesinde şu maddeler yer alıyor:
1. Irak Kuveyt'ten hemen çekil-
melidir.
2. Kuveyt'in Irak işgalinden ön-
ceki statüsü ve yönetimi tanınraa-
ya devam edilecektir.
3. Olası bir Irak saldınsına kar-
şı Suudi Arabistan ve Körfez ül-
kelerini korumak amacıyla ortak
bir Arap ordusu oluşturulacak ve
Cihat
çağrısı
Dış Haberler Servisi — Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüseyin,
dün sözcüsü aracıhğıyla yaptığı
açıklamada tüm Muslümanlara ve
Arap dünyasına "dhad" çağnsın-
da bulundu. Saddam Hüseyin
"Tüm Allaha inananlan kutsal
savaşa kablmaya çagınyoruz" de-
di.
Dün saat 18.00'de CNN televiz-
yonu aracılığıyla tüm dünyaya
naklen verilen Irak televizyonu
yayınında seslenirken, Irak birlik-
lerinin savaşmaya devam edecek-
lerini söyledi. Irak lideri, Islam di-
ni temeline dayandırdığı açıkla-
masında, "Zafer daima inanan-
lann olacaktır" diyerek "tüm
Araplann kendisine destek venne-
sini" istedi.
Irak Devlet Başkanı 2 ağustos-
ta Kuveyt'i işgal etmelerine gerek-
çe olarak "devirdiği yöneu'min
yolsuzluk eylemlerini" gösterdi.
Konuşmasında Arap liderlerini de
eleştiren Hüseyin, günümüz Arap
liderlerinin zayıf olduklannı,
Arap topraklannın bölünmesi için
yabancılara destek verdiklerini
belirtti. Irak lideri, "Tüm yabancı
sömürgecilerden kurtulduğumuz-
da Allaha yakın güzel bir >aşama
kavuşacağız" dedi.
Saddam Hüseyin acıklamasın-
da tüm yabancılann Arap yaşam
biçimini kabul etmeleri gerektiğini
kaydetti. Filistinlilerin tsrail işgali
altındaki toprakiarda başlattığı
intifada için de aynı durumun söz
konusu olduğunu ekledi.
Yabancı güçlerin Süveyş Kanalı
ile Basra Körfezi'nden atılması
gerektiğini bildiren Saddam Hü-
seyin, işgalcilerin kınanmasım is-
terken Suudi Arabistan halkına
da rüşvetle itham ettiği kraliyet ai-
lesini ve ülkeye mevzilenmeye baş-
layan ABD askeri güçlerini defet-
me çağrısında bulundu.
Saddam Hüseyin mesajında
şunları söyledi:
"Mısır'daki kardeşlerimiz, bu-
gün sizin gunünüz... Süveyş Ka-
nalı'ndan geçen yabancılara ail fl-
lolan durdurmak size dilsüyor."
bu ordu bölgeye gönderilecektir.
4. Suudi Arabistan'ın petrol
bölgelerini korumak amacıyla
ABD askerlerine kapılarını açma-
sının kınanacak bir tarafı yoktur.
Zirve sonuç bildirgesinin Mı-
sır'm Birleşmiş Milletler temsilcisi
tarafından açıklanmasmdan son-
ra görüşlerine başvurduğumuz
Arap yetklileri, kararlann ABD
yönetimine ve Suudi Arabistan'a
açık bir destek niteliği taşıdığını,
Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in
Arap dünyası içindeki konumunu
güçlendirdiğini belirttiler. Diplo-
matik çevreler zirvede alınan ka-
rarlarla Irak'ın Arap dünyasında
yalnızlığa itildiğini ve FKÖ lideri
Yaser Arafat'ın Irak yanlısı tav-
nnın da kendisi açısından olum-
suz bir gelişme olduğunu söyledi-
ler. Irak, zirve sonuç bildirgesin-
de yer alan kendisi ve Kuveyt'le
ilgüi hiçbir karan tanımayacağı-
nı açıkladı.
"Türkiye ile savaş
olacağını sanmıyorum"
Kahire'deki Arap Zirvesi'ne ka-
tılan Irak heyetinin arasında hak-
kında "idam edildiği" şeklinde
haberler verilen Dışişleri Bakanı
Tarık Aziz de vardı. Aziz, zirve
toplantısı öncesi duzenlediği ba-
sın toplantısında, Irak'ın Kuveyt'i
işgalinin "haklı" gerekçelere da-
yandığma gazetecileri ikna etme-
ye çalıştı. Aziz, bölgedeki ABD
askeri gücünün derhal çekilmesi
gerektiğini belirterek "Buraya her-
hangi bir durumu konuşmaya gel-
medim. Arap Birtiği içindeki Irak,
toplantıya katılarak bu dünyaya
ait olduğunu göstermek
istemiştir" dedi. Aziz, Irak Dev-
let Başkanı Saddam Hüseyin'in
hiç kimseye "Kuveyt'e saldırmaya-
cağım" şeklinde bir söz vermedi-
ğini de ileri sürdü.
Basın toplantısmı özellikle
ABD'li gazeteciler için düzenleyen
Aziz, Cumhuriyet'in, "Türkiye'nin
petrol boru haltını kesmesini na-
sıl karşılıyorsunuz. Türkiye ile bir
savaşa girmeyi düşünüyor musu-
nuz" şeklindeki sorusuna, "San-
mıyoram. Ancak Irak'a karşı düş-
manca hareketleri yakından izli-
yoraz" karşıhğını verdi. Aziz, Su-
udi Arabistan'a saldırmayı düşün-
mediklerini, iki ülkenin dost ola-
rak yaşamaya devam edeceğini de
kaydetti.
ARAP ZİRVESİ'NDEN NOTLAR
Taha Yasin bu kez
tabancasını takmamıştı
FATİH M. YILMAZ
KAHtRE — Mısır'ın başken-
tinde gündemin en önemli mad-
desi Irak'ın Kuveyt'i işgali ile
Arap dünyasını saran savaş sıca-
ğı ve Arap zirvesi kuşkusuz. Ka-
hire'de savaşa ilişkin söylentileri
ve yapılan temaslan anında duy-
ma şansına sahipsiniz. Kapalı ka-
pılar ardında yapılan Arap zirve-
sinin tartışmalarıru da anı anına
fısıltı gazetesi yayıyor, tabii Arap-
ca bilmek koşuluyla.
Arap zirvesinin dünkü oturu-
mu, Türkiye açısından da ilginç
bir özellik taşıdı. Ankara'ya ge-
lip Cumhurbaşkanı Özal'ın kar-
şısına belinde tabancası ile çıkan
Başbakan Yardımcısı Taha Yasin
Ramazan, bu kez sivil giysileri
içindeydi. Ramazan, Ankara'daki
gerginliğinden de kurtulmuş gö-
rüldü.
İdam edildiği öne sürülen Irak
Dışişleri Bakanı Tank Aziz'i kar-
şımızda görünce şaşırdık. Yugos-
lavya Haber Ajansı Tanjug'un
"Saddam'a karşı geldiği için idam
edildi" diye hakkında haber ver-
diği Aziz, çok sıhhatli bir görü-
nümde gazetecilerin de sorulan-
nı yanıtladı.
Nasır konferans salonunda ga-
zetecilere aynlan bölümde, Irak
heyeti hakkında çeşitli yorumlar
yapüırken yüzlerini "haydutlar"
gibi maskelemiş iki genç kız tatlı
bir heyecan yarattılar. Oraya bu-
raya koşuşmalar, patlayan flaş-
lar, heyecanlı bir kalabahk. öğ-
rendik ki Libya lideri Kaddafi'nin
korurnalanymış ve toplantının
başlamasından sonra geldikleri
için panik yaratıyorlarmış. Geç
kalmışlar ve Kaddafi'nin sinirle-
nebileceğini düşunüyorlarmış.
Zirvenin uzun sürmesi ve bina-
mn çevresinde Mısır ordusunun
ve güvenlik güçlerinin yaptığı yı-
ğınağı aşma imkânı olmadığı için
özeUikle Arap gazeteciler, zaman-
lannı yerlere uzanıp yüzlerini ga-
zetelerle kapaüp dinlenerek geçir-
diler.
Mısır'da sokakta ilk karşılaştı-
ğınızda, savaşın havasını hissede-
miyorsunuz. Ancak kahvehane-
lerde insanlar endişeyle televiz-
yondan haberleri dmleyıp savaş
çıkıp cıkmayacağını anlamaya ça-
hşıyor. Mısırlılar, savaşı istemi-
yorlar. Ancak Saddam'ın yaptık-
lannı kmayanlann yanı sıra onu
"kahraman" olarak görenler de
yok değil. Ebu Musa Al-
Abmedadlı genç bir Mısırlı, dev-
let başkanlan Hüsnü Mübarek'-
in karizmasına karşın Saddam'ı
dekteklediğini ve Filistinlilerin de
Saddam'ı sevdiklerini söyleyebi-
liyor.
Mısır, 1978 yılında lsrail'le an-
laşma imzaladığı tarihten bu ya-
na geçen süre içinde de ilk kez bir
zirveye ev sahipliği yapıyor. 1970
yılında Mısır'da gerçekleştirilen
ilk zirve, Irak'ın Kuveyt'i işgali ile
gerçekleşmiş oldu. Mısır, ev sa-
hipliği yapmasını biraz da Irak'a
borçlu.
Zirveye Arap Birliği'ne üye 21
ülkenin 20'si katıldı. Cezayir,
Bahreyn, Cibuti, Mısır, Ürdün,
Kuveyt, Libya, Lübnan, Filistin,
Katar, Suudi Arabistan, Sudan,
Suriye, BAE ve Yemen devlet
başkanlan düzeyinde temsil edi-
lirken, Umman, Irak, Fas, Somah'
ve Moritanya temsilcilerle zirve-
de yer aldı. Tunus, toplantıya ge-
rekçe göstermeden katılmadı.
ÖZAL APYE DEMEÇ VERDİ
Irak saldırısma
karşı hazırlıklıyızANKARA (AA) — Cumhur-
başkanı Turgut Özal, muhtemel
bir Irak saldınsına karşı Türkiye'-
nin hazırlıklı olduğunu, ancak
Irak'ın NATO üyesi Türkiye'ye
saldıracağını sanmadığını söyledi.
özal, dün Körfez krizi konu-
sunda Amerikan Haber Ajansı
AP'ye verdiği demeçte, Türkiye'-
nin Körfez ile ilgili gelişmeleri dik-
katle izlediğini ve gereken önlem-
leri aldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı, "Henüz tam
olarak alann durumuna geçmiş
degfliz, çok dikkatli olmamız la-
zım. Gendkurmay Başkanı duru-
mu dikkatle izliyor. Biz istihba-
rat toplayıp ona göre harekel edi-
yoruz. Zaten bu da bir
zonınluluk" dedi.
Irak ve Türkiye'nin sınıra asker
yığdıklan yolundaki haberleri de
yalanlayan özal, "Aldığımız is-
tihbarata göre, askeri yıgınak
yok, ne Türk tarafında ne de Irak
tarafında..." diye konuştu.
AP muhabirinin, Türkiye'nin
BM yaptırımlarını uygulaması ve
Irak petrolünü taşıyan boru hat-
lanru kesmesi üzerine, Irak'ın mi-
silleme yapabileceği yolundaki gö-
rüşleri hatırlatması üzerine özal,
"Irak'ın bize saldınnası için meş-
nı bir neden yok. Vaptınmlann
yasal dayanağı vardır, bu BM ka-
randır ve Iraklılann da bunu an-
layacaklannı sanırım" dedi.
özal, ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın Türkiye ziyareti sı-
rasında, üslerin kullanımı konu-
su nda söz verdiği yolunda çıkan
haberleri de yalanladı.
Üslerin ilerde kullanıhp kulla-
nılmayacağı yolundaki AP'nin
sorusu üzerine Özal, "Hayırşim-
dilik böyle bir talep yok" dedi.
Özal, Türkiye'nin, çokuluslu
güce derhal katılmayı düşünme-
diğini, böyle bir konudaki kara-
nn parlamento tarafından alın- •
ması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı özal, Irak'a
karşı yaptırımların tam anlamıy-
Ia uygulanması halinde, askeri
müdahaleye gerek kalmayacağını
da kaydetti.
GOZL^I
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. sayfada)
Sanayileşmiş Batı ülkelerince üretilen ve satılan silahlar
nerelerde kullanılıyor?
Asya ve Afrika ülkelerinde!
Yalnızca Birleşik Amerika'nın ürettiği silahların yüzde 45't
Asya ve Afrika ülkelerince satın alınıyor.
Silah pazarının en iyi işlediği yer de yıllardan beri Orta-
doğu'dur.
Batı; Ortadoğu'dan petrol almış; Ortadogu'ya silah sat-
mıştır.
Batı ülkeleri ile çağdışı Arap şeyhlikleri ve devletleri ara-
sında sıyasal dayanışma ve dostluk ilişkileri kurulmuştur.
Batı, İslam ülkelerinden yıllarca petrol almış; İslam ülke-
lerine silah satmıştır.
İslam ülkeleri ile sanayileşmiş Batı ülkeleri arasında böyle
bir "sistem" kurulmuştur.
Bu sistem, kapitalist Batı ülkeleri ile İslam devletleri şeyh-
likleri arasında da siyasal yakınlaşmalar doğurmuştu.
Örneğin Suudi sarayına yakınlığı ile tanınan silah komis-
yoncusu Adnan Kaşıkçı, ABD Başkanı Nixon'un seçim ka-
mpanyasına hatırı sayılır bir bağışla katılmıştı Son yıllarda
Suudi işadamları, Türkiye'de "birader ortaklıklan" ve her biri
birer "Arap kapitiiasyonu" hükmündeki "İslam bankerleri"
ile sağlam köprüler kurmuşlardı.
İslamcı ideoloji de Batı tarafından bir antikomünizm ilacı
olarak kullanılmıştı. Bu ilacın siyaset farmakolojisindeki adı
"yeşil kuşak teorisi" olarak bilinmektedir.
Sovyetler Birliği'nde yaşayan İslam halklannı rejime kar-
şı kullanmak ve Sovyetler'i İslamcı ideoloji ile donatılmış
ülkelerle kuşatmak ABD'nin son yıllardaki değişmez siya-
setı olmuştu.
İran'da İslamcılık ABD kontrolünden çıkınca bütün sana-
yileşmiş Batı ülkeleri İran'ı çökertmek için Irak'a silah sattı-
lar. Iran'a karşı Irak desteklendi. Ve Irak dişinden tırnağına
kadar silahlandırıldı.
Başta Suudi Arabistan ve Kuveyt olmak üzere ABD ile
dostluk ilişkileri sürdüren Arap ülkeleri de Humeyni'ye karşı
Saddam'a destek oldular ve kasalarını Irak'a açtılar.
Petrol geliri, Batılı silah tekellerine gitti; silah tekellerin-
den satın alınan silahlarla da Irak bugünkü gücüne erişti.
Saddam canavarını yaratan ABD ve Batı'dır.
Arap dünyasındaki bugünkü kargaşanın bir nedeni de İs-
lamcı ideolojiyi antikomünizm ilacı gibi kullanan "yeşil
kuşak" kuramı ve bu yeşil kuşak kuramını uygulayan Be-
yaz Saray yönetimleridir.
Batı, İran'ı Irak ile dize getirdi. Irak'ı dize getirmek için
de Türkiye'yi kullanmaya çalışıyor.
Bu gibi oluşum ve olaylar, bu olayiarı doğuran "sistem"
göz ardı edilerek yorumlanamaz. Sınırlarımız ötesindeki as-
keri serüvenlere de "militer mantık" ve "mehter takımı" cos-
kusu ile destek olunamaz.
Türkiye, Batı'nın petrol bekçisi midir değil midir?
Batı, kendi yarattığı canavarı yok etmek için Ortadoğu
1
da bir ülkenin askeri ve lojistik desteğini gerekli görüyorsa
işte İsrail, kucağını açmış bekliyor...
NAIÖldan güvence
SABETAY VAROL
BRÜKSEL — ABD Dışişleri
Bakanı James Baker, NATO'-
nun, soğuk savaş sonrası yeni bir
görünume bürünmesi ve "ulusla-
rarası siyasi konularda ortak bir
istişare forumu olmasını" istedi
ve bu bağlamda Körfez krizini it-
tifakın gündemine getirdi. Baker,
dün Brüksel'deki NATO Bakan-
lar Konseyi Toplantısı'na dört
maddelik bir öneri paketi sundu.
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın Bakanlar Konseyi Top-
lantısı'nda da benimsenen öneri-
leri şöyle:
"1. NATO üyeleri Başkan
Bush'un Suudi Arabistan'a asker
gönderme karanm desteklemeli ve
hepsi kendi olanaklan dahilinde
katkıda bulunmalı.
2. Türkiye'ye karşı ortak sa-
vunma yükümliılügümüzü vurgu-
lamalıyız.
3. lttifak, Biriesmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı
kararlaştırdığı vaptınmlann uy-
gulanmasına yardım etmelidr.
4. NATO, birbirimizle istişare
içinde olacagımız ve herhangi bir
tehdide karşı işbiriiği vapacağımız
bir ortak forumdur."
Baker, Bakanlar Konseyi'nde
yaptığı konuşmada, Basra Körfe-
zi bölgesinin Batı'mn ve ABD'nin
yaşamsal çıkarlan için önemini de
vurguladı ve Türkiye'nin de Irak
tarafından "kritik bir tebdit kar-
şısında bulundugunu" belirtti.
NATO Dışişleri Bakanlan son
günlerde Basra Körfezi'nde hızla
tırmanan bunalımı göruşmek üze-
re dün Brüksel'de olağanüstü top-
landı. Toplantıda, yılbaşından be-
ri ısrarla uzerinde durulan ve ün-
lü "Londra Deklarasyonu"nda
da dile getirilen "NATO'nun si-
yasi konularda bir müzakere fo-
rumu olrnası" işlevi önem kazan-
dı. Bu bağlamda ittifak üyeleri
NATO'nun sorumluluk alanı dı-
şında bulunan bir bunalımı, eni-
ne boyuna tartışma olanağı
buldu.
Bu yeni işlev, NATO'nun aske-
ri değil; ama siyasal anlamda
"alan dışı" bir rol oynaması şek-
linde özetleniyor.
ABD Dışişleri Bakanı Jaraes
Baker, NATO toplantısında ön-
ceki gün Türkiye'ye yaptığı önem-
li ziyaret hakkında bilgi verdi ve
Suudi Arabistan'la bölgedeki di-
ğer ülkelere askeri güç gönderme
harekâtını anlattı.
Baker, NATO toplantısının so-
na ermesinin ardından öğleden
sonra da bir basın toplatısı düzen-
ledi. Baker burada da "Türkiye'-
nin bölgedeki stratejik
öneminden" söz ederek ittifak
üyelerinden bu konuda Türkiye'-
ye destek vermelerini istedi.
Baker ABD ve Batı dünyası için
Körfez bölgesinin bugüne kadar
hiç bu kadar önem kazanmadığı-
na da değindi ve "Soguk savaş
sonrası bu ilk önemli krizin çöznl-
mesinin önemli bir sınav
olduğunu" anlattı.
Bir gazetecı James Baker'a
Sovyetler Birliği'nin çokuluslu bir
askeri güce katılmama karannı
hatırlatarak "Bd süper güç arasın-
da bir süre önce başlayan olumlu
işbiriiginde bazı sancılar bulunup
bulunmadığını" sordu. Baker bu
soruya, "Bence Sovyetler Birliği
tarafından dile getirilen Birleşmiş
Milletler tarafından yapılacak gi-
rişimleri destekleme yolundaki
açıklama da çok olumludur" ya-
nıtını verdi.
NATO Genel Sekreteri Manf-
red Wörner de ittifakın olası bir
saldırı durumunda Türkiye'ye
destek olması gerektiğini yinele-
di ve "Irak tarafından Türkiye'-
ye yapılacak bir saldın, topyekân
NATO'ya yapılmış sayılacaktır"
dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Bozer,
Türkiye'ye yönelecek tehditler
karşısında NATO'nun olası bir
saldınyı kendine karşı yapılmış
saymasımn son derece olumlu ol-
duğunu toplantı çıkışında açıkla-
dı. Bozer, birçok üye ülke arasın-
da, Irak'ın Kuveyt'e saldınsına ve
bu ülkeyi ilhakına karşı gönderi-
len çokuluslu güce katılmaJan için
görüşraeler cereyan ettiğini, ancak
Türkiye'nin bu konuda görüş be-
lirtmediğini de ifade etti. NATO
Genel Sekreteri VVörner de duzen-
lediği basın toplantısında, isteyen
ülkelerin ABD'nin yanında yeT
alabüeceğini ifade etti; ancak NA-
TO olarak bir karar almmasının
söz konusu olmadıgını sözlerine
ekledi.
Dumas'nm sözleri
öte yandan, AA muhabiri
Fransa Dışişleri Bakanı Roland
Dumas'ya, "Irak'ın Ankara Bü-
yükdçisi, Türkiye'nin uluslararası
güçte yer almayacagını Irak'a bfl-
dirdi. Bu konudaki tepkiniz
nedir" sorusuna "Türkiye, ulus-
lararası güce katılraayacağını
açıklamıştır " karşılığıru verdi.
ABD'den AT desteği
ABD'nin, Türkiye'nin AT üye-
liğini desteklediği bildirildi. Brük-
sel'deki iyi haber alan kaynaklar,
ABD Dışişleri Bakanı James Ba-
ker'ın, AT dışişleri bakanlanna
bir mektup gönderdiğini söyledi-
ler.
Üst düzey bir Amerikalı yetki-
li de Baker'ın, Türkiye'nin AT'-
ye üyeliğinin desteklenmesi
içinbirkaç hafta önce 12'lerin dı-
şişleri bakanlanna mektup gön-
derdiğini bildirdi.
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
ieşmesini isteyen güçler, partiler, bellı bir amacta bir araya ge-
lemiyorlar. Önce bir anayasa cephesi kurulmalı, 82 Anayasası
:
nın degişmesinden bu yana bütün partiler bir araya gelmeli...
İnsan haklarının yerleşmesı demokrasiye, demokrasinin gerçek-
leşmesi İse 82 Anayasası'nın değişmesine bağlıdır. Öyleyse boş
sözlerle vakit geçırmeden partiler arası bir işbiriiği, bir güç birli-
ği oluşturulmalıdır
Hep yinelediğımız sorun işte bu! Bir anayasa cephesinde bir
araya gelip önce 82 Anayasası'nı ve ona bağlı bütün yasaları
değiştirmek... Ama bu gerçeği kim benimsiyor, kim uygulamak
istiyor? Çözümlenmesi gereken kördüğüm bu...