23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Bencedid'den yeni atamalar • CEZAYtR (AA) — Cezayir Dcvlet Başkanı Şadli Bencedid, 1962'de Cezayir'in bağımsızlığına kavuşmasından bu yana ilk savunma bakanını atadı. Savumna Bakanhğı'na 1988 ekiminde ülkede meydana gelen olaylardan sonra kurmay baskanhğına atanan TümgeneraJ Khaled Nezzar getirildi. Paktı terk ediş • BUDAPEŞTE (AA) — Macaristan Başbakanı Jozsef Antall, yıl sonuna kadar Varşova Paktı'nın feshedilmemesi halinde Olkesinin bu tarihe kadar pakttan çekileceğini bildirdi. Budapeşte'deki Macar büyükelçüeri toplantısında konuşan Antall, hükümetin programında, Macaristan'ın Varşova Pakö'nın siyasi kanadından da aynlmasının bulunduğunu belirtti. Devlet başkanı seçilemedi • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da Devlet ~ şkanı Petar Mladenov'un j ay içinde istifa etmesi Uzerine boşalan devlet başkanlığı için yapılan seçimlerin üçüncü turunda da hiçbir aday gerekli olan üçte iki çoğunluğu elde edemedi. Eski Komünist Partisi'nden Chavdar Kiuranov, aldığı 190 oyla adaylar arasında yine en çok oyu alan kişi oldu. Muhalefetin adayı Petar Dertliev, geçerli oylann 146'sını ahrken Köylü Partisi'nden Viktor Valkov'a ise 41 oy çıktı. Parlamento Sözcüsü Nikolai Todorov, yaptığı açıklamada, 4. tur oylamanın gelecek persembe günü yapılacağını bildirdi. Bush'tan «ır-v ~" Baltık'a destek • WASHINGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush, Letonya, Litvanya ve Estonya'nın SSCB'den bağımsızlık isteklerini destekleyeceğine dair söz verdi. Bush, ABD'de, eski Başkan Eisenhover döneminden beri kutlanmakta olan "Tutsak "'uslar Haftası" dolayısıyla 4 yaptığı konuşmada "Bugün Letonya, Litvanya ve Estonya halkını anmak ve kendi haklannı kendilerinin tayin etme isteklerini de desteklediğimizi tekrarlamak istiyorum" dedi. ABD, Baltık cumhuriyetlerinin 1940 yüında SSCB'ye bağlanmasını kabul etmemişti. Moskova-Tiran yumuşaması • PARİS (AA) — SSCB ile Arnavutluk arasında, çok yakm bir gelecekte diplomatik ilişki kurulacağı bildirildi. SSCB Haber Ajansı Novosti'nin Fransa bürosu, Sovyet Dışişleri Bakanlığı'nın bir temsilcisine dayanarak yaptığı açıklamada, iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmasım sağlayacak heyetlerin oluşturulmasına çalışıldığım duyurdu. SSCB ile Arnavutluk arasındaki ilişkiler 1961 yılında kesilmişti. SSCB Dışişleri Bakam Eduard Şevardnadze geçen ay sonunda yaptığı açıklamada, Moskova'nın Arnavutluk ile diplomatik ilişki kurulmasım arzu ettiğini bildirmişti. Kimyasal silahlar • CLAUSEN (AA) — ABD, Federal Almanya topraklanndaki kimyasal silahlarını dün çekmeye başladı. ABD askerleri ve "Almanya polisinin sıkı aenetimindeki 30 kamyondan oluşan ilk konvoy, ülkenin güneyindeki Clausen'de bulunan ABD'ye ait depodan ayrıldı. Sarin ve VX gazları içeren toplam 100 bin kadar top mermisi, özel konteynerler içinde Nordenhan'a götürüldükten sonra, buradan Johnston Mercanadası'na nakledilerek imha edilecek. MısırDevlet Başkanı Mübarek'in çabalan sonuç verdi; Irak asker çekiyor Körfez kıizi aşılıyorIrak ve Kuveyt, hafta sonunda Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde bir araya gelerek aralarındaki anlaşmazlıkları görüşecekler. Körfez ülkeleri Irak'a uğradığı zararların karşılığı olarak tazminat ödemeyi kabul ettiler. Dış Haberier Scrvisi — Irak ile Kuveyt arasında yaklaşık bir haftadır süren ger- gialik, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mü- barek'in çabalan ile büyük ölçüde yumu- sadı. Taraflar, bu hafta sonunda Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde bir araya ge- lerek aralarında petrol fiyatı ve toprak an- laşmazlığı konulanndaki aynlıklan gider- meye çalışacaklar. Irak, Kuveyt sınınna yığdığı askerlerin bir bölümünü dün geri çekmeye başladı. Körfez ülkelerinin Irak'a henüz miktan belirlenmeyen bir tazminat ödeyecekleri de bildirildi. AP'nin haberine göre Irak ile Kuveyt arasında karşüıkh suçlamalarla başlayan ve Saddam Hâseyin'in sınıra 30 bin asker göndermesiyle iyice gerginleşen hava, Mı- sır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in, Bağdat, Kuveyt ve Suudi Arabistan'da yaptığı temaslar sonucu yumuşadı. Müba- rek, temaslannı tamamladıktan sonra yap- tığı açıklamada, Irak ve Kuveyt'in, Cid- de'de bir araya gelerek sorunlan görüşe- ceğini ve gerilimi tırmandırmaktan kaçın- mak için kendisine taraflann söz verdiği- ni belirtti. Mübarek'in temaslan sonucu Körfez'- deki bunalımın giderek hız kaybettiğine ilişkin ilk adım, Irak'tan geldi. Ajanslar, Irak'ın, Kuveyt sınınna yığdığı 30 bin as- kerin bir bolümünü dünden itibaren geri çekmeye başladığını duyurdular. Kuveyt tarafından yapılan açıklamada da hafta sonunda yapılacak görüşmeler öncesinde Irak'ın sımrdaki tüm askerlerini 160 kilo- metre geri çekmesi istendi. Basra Körfezi'ndeki diplomatik gözlem- ciler, bunahmın sona ermesiyle Kuveyt'in Irak karşısında diplomatik bir zafer kazan- dığmı belirttiler. AP'nin Bağdat kaynaklı haberine göre söz konusu gözlemciler, Ku- veyt'in ölçülü yaklaşımının krizin çözül- mesinde etken olduğunu bildirdiler. Bu arada, Basra Körfezi Ulkelerinin Irak'a, uğradığı zararlann karşılığı olarak tazminat ödemeyi Uke olarak kabul ettik- leri bildirildi. AA'nın Kahire kaynaklı ha- berine göre, söz konusu tazminat Kuveyt ve Suudi Aıabistan tarafından sağlanacak. Ancak henüz miktan belli olmayan tazmi- nat ın, Bağdat'a, doğrudan değil, Körfez Işbirliği Konseyi aracılığıyla verileceği kay- dedildi. Kahire'deki siyasi kaynaklar, Irak Kuveyt arasındaki gerginliğin yumuşama- sında, alınan tazminat karannın da etken olduğunu belirtiyorlar. Irak, daha önce yaptığı açıklamada, Ku- veyt'i, petrol fiyatlanm düşürerek ekono- misine zarar vennekle suçlannstı. Bu arada tslam Konferansı Orgütü, Irak ve Kuveyt'in aralarındaki görüş aynlıkla- rını banşçıl yollarla çözümlemelerini iste- di. IKÖ Genel Sekreteri Hamit El-Gabid, Reuter ajansına verdiği demeçte, iki ülke liderlerine de "Uımlı davnuunalannı ve ger- ginligi giderebilmek için bütün yetkikrini kultanmalan" çağnsında bulundu. öte yandan Mısır Devlet Başkanı Hüs- nü Mübarek'in, Körfez'deki bunahma iliş- kin çabalannın, prestijini iyice arttırdığı haber veriliyor. Ajanslar, Arap dünyası içinde Mübarek'in giderek yıldızırun par- ladığına işaret ediyorlar. Siyasi kaynakla- ra dayanarak haber veren ajanslar, Mü- barek'in bundan sonraki aşamada Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ile Irak Dev- let Başkanı Saddam Hüseyin arasında bir diyalog oluşturmak amacıyla yeni adım- lar atabileceğine dikkat çekayorlar. Yunanistan Sol İttifak lideri Florakis karasularını değerlendirdi 12 mil gerekli değiV LUBNAN C E L A L B A Ş L A N G I Ç DtKtLt — Yunanistan'da SI- NASPISMOS (sol ittifak) lideri Harilaos Florakis "Karasulannı 12 mile çıkarması Yunanistan'ın hakkıdır. 12 mil kabnl edildigi tmkdirde deniz ulaşımını aksata- cakur. Amacımız deniz ulaşımını kolaylaşbrmaktır. Zorlastırmak de$fl. Bu konada alınacak bir ka- rann bizi savaşa götürecefi görii- şü kabul edilemez" dedi. Yeni Demokrasi Partisi Midilli Milletvekili Yannis Yanalis de Türkiye ile Yunanistan arasında- ki en önemli üç sorun arasında, Kıbns, «TinliHar ve Ege'nin yer al- dığını belirterek Davos'u "ortak diyaloga dayanmayan bir poliri- ka" olarak nitelendirdi. Yanalis "diyaloğa hazır oldoklannı" söy- ledi. MidUli-Dikili festivali nedeniyle Türkiye'ye gelirken Epesos feribo- tunda gazetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Florakis, Türk-Yunan Ui$- kilerini şöyle değerlendirdi: 'Bu ilişkiler mümkün oldnğnn- ca iyi bir Mçimde getişmeii. Büyük ortak soranianmız var. Burün dünya uluslan bugun işbirligi ve ulusal banşa doğnı gidiyor. Du- rum bövievken tam tersi bir man- ük dıişünülemez. Tek manük Türk ve Yunan halklannın arasuı- daki Uişkinin gelişmesidir. Yunan birleşik solonun bu konudaki po- Utikası kcsindir. Türk-Yunan dost- lugunu sağlamak için biz elimiz- den geteni yapıyoruz. Dikili ve Mi- FLORAKİS —12 mil deniz ulaşı- mını aksabr. dilli bekdiyeterinin şenlik çerçeve- sinde olumlu bir girişimleri var. Şuna inanıyornz ki festrvmJia kül- türel anlamı dışında politik bir amacı da var. Çünkü araaç, banş, dostluk ve çevrenin konınması.' Florakis çevre kirliliğinin yanı sıra "politik kirlilige" değinirken "Her şeyden önce bu sorun, ulus- lanmızın ayn ayn sorunudur. Po- liük kirlilik bütün ülkelerde mev- cut. Ancak kiminin kirliligi faz- la, kiminin az. Türk ulusu kendi politik kirliliginden kurtulmak için çaba göstermeli ve bir deraok- ratik atmosferin egemen olması için çalışmair diye konuştu. Her ülkenin birbirinin ulusal egemen- liğine saygılı ohnası gerektiğini be- lirten Florakis şu görüşleri dile Florakis, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmaya hakkı olduğunu, ancak bu kabul edildigi takdirde deniz ulaşımımn aksayacağını söyledi. Komünist lider, "Bu konuda alınacak bir kararın bizi savaşa götüreceği kabul edilemez" dedi. Yunanistan'ın üçüncü büyük siyasi gücü SINASPISMOS'un (Sol İttifak) lideri Florakis, dünyada politik kirlilik sorunu olduğunu da belirterek, Türk ulusunun kendi politik kirliliginden kurtulmak için çaba göstermesi gerektiğine işaret etti. neyi göruşnp tarbşacağız. Geriye ne kalıyor zaten? İki şey kalıyor. Birincisi savaş.. Yok, savaşı kesin- likle reddelmemiz gerekir. tkinci şık da mevcut durumun devamı... Sorun devam eder gider. Ama bundan kim yararlanır? Şunu söy- lemek isterira ki halklar sonınlar- dan yarar sağlamaz.' 12 mil konusunu değerlendirir- ken "Tnrkiye'nin Karadenizde 12 mil sorunu var mı? 12 mil gerçek- leşmedi mi?" diye soran Florakis, Yunanistan'ın 12 mille ilgili haklı bir durumu olduğunu, 12 milin dünyaca tanınmış uluslararası bir hak olduğunu söyledi. "Ama ge- bir şey. Karasularını 12 mile çıkar- ması Yunanistan'ın hakkıdır. An- cak bunu yapması gerekir mi, o ayn bir konu. Çünkü Ege denizm- deki durum. adalann bulunması, 12 mil kabul edildigi takdirde de- niz ulaşımını aksatacakür. Ama- cımız deniz ulaşımını kolaylaşür- maktır. Zorlaştırmak değil. Bu- nun için 12 mile ilgili herhangi bir karar ahnırken Ege Denizi'ndeki ulasımın da göz önüne alınması gerekir. Bu konuda alınacak bir karann bizi savaşa götüreceği gö- rü$ü kabul edilemez.' Yeni Demokrasi Partisi Midilli MilletvekUi Yannis Yanalis Midilli- Dikili Festivali'ne katılmak ama-rekli degildir. Bu hakkı kullanmak gcrekmez" diyen Florakis, 12 mil cıyla Türkiye'ye gelirken Türk- tartışmalan sırasmda Cumhurbaş- Yunan ilişkileri konusunda bir so- getirdir • ' * •• - " kanıTurgut Özal'ıtı "savı^iansor nıya ^Errt «ramızda birçok prob- 'Bu temele oturtulan görüşme- ettiği"nin hatırlatılması üzerine lem var. Ama bunlan çözmeliyiz. ler dostlugu geliştirir. Bu sorun- sözlerini şöyle sürdürdü: Çünkü her iki halk da kardeştir' lan göriişmezsek, konuşmazsak, 'Savaşı diişünmek çok saçma karşılığını verdi. Israil, Şii çatışmasına müdahale etti SAYDA (AA) — lran yanlısı Hizbullah milisİeri ile Suriye*nin desteklediği EMEL örgütü arasın- da süren çatışmalara israil de ka- tıldı. tsrail'in Güney Lübnan'da ilan ettiği güvenlik bölgesinin sınınna oldukça yakın bölgelerde süren Şi- iler arasındaki çatışmalara topçu ve roket ateşi ile müdahale eden İsrail birliklerin, her iki tarafın mevzilerine hâkim tepelere yığı- nak yaptıklan haber veriliyor. Lubnan güvenlik kaynaklann- dan alınan bügiye göre, tsrail'e bağh Güney Lübnan ordusu as- kerlerinin topçu ve roket ateşi, özellikle Hizbullah mevzüeri üze- rinde yoğunlaşıyor. Bekaa Vadisi'ndeki kaynaldar, İsrail bombardımammn oldukça ağır olduğunu ve dakikada üç merminin hedeflere gönderildiği- ni kaydediyorlar. Israil'in müdahalesi ile çatışma- lann ne tür bir boyut aldığı henüz kesinlik kazanmadı. Çatışmalara daha önce FKÖ ve Suriye yanlısı diğer gruplar da ka- tılnuşlardı. Bu gruptann genellikle Hizbullah karşısında çatışmalara girmeleri dikkat çekiyor. AVUSTURYA Waldheim'a Seul ve Pyongyang arasında 42yıldan sonra anlaşma imzalandı Korede diyalog kapısı açıldı tmzalanan anlaşma uyarınca, iki ülke 4-7 eylül tarihlerinde Seul'de bir araya gelecek. Dış Haberler Servisi — Soğuk savaş döneminin son kalesi Kore- de Güney ve Kuzey ülke başba- kanlarının eylül ayında bir araya geleceklerine dair dün bir anlaş- ma imzalandı. Sürpriz olarak nite- lenen anlaşmamn 19 maddeden oluştuğu bildirildi. Buna göre G. Kore Başbakanı Kang Ybung- Ho- on ile K. Kore Başbakanı Yon Hyung Muk 4-7 eylülde Seul'de bir araya gelecekler. lkinci görüşme K. Kore başken- ti Pyongyang'da 16-19 ekimde ger- çeklesecek. İki liderin Seul'de siyasi ve as- keri sorunlarla, uluslararası işbir- ligi konulannda görüşecekleri bil- dirildi. AP'nin haberinde, iki baş- bakanın ülkelerinde siyasi etkin- liklerinin zayıf olmasına rağmen sembolik önem taşıdıklan, ancak 1948 yüından bu yana kesik olan ülkelerarası iüşkilerin tekrar baş- latılacak olmasından dolayı bü- yük önem taşıdığına dikkat çekil- di. Anlaşmamn sımrdaki Pan- munjon kentinde imzalandığı bil- dirildi. Kuzey ve Güney Koreli yet- kililerin iki ülkenin birleşmesi çağ- nsında bulunulacak bir gösteri düzenlemek amacıyla iki gün sü- recek görüşmelerde bulunacakla- n bildirildi. Gösterinin iki ülke başkentlerinden birinde ya da sı- mrdaki Panmunjon kentinde ola- MLHALtF GÖSTERİ — Güney Koreli uç muhalif, sının geçmelerine izin verilmemesi üzerine Pan- munjon sınır kapısında hükumel aleyhine gösteri yaptı. (Fotoğraf: AP) bileceği belirtildi. Gösterinin, iki ülke sivil kuruluşlan arasında ya- pılacak ilk ortak eylem olduğu kaydedildi. G. Kore, şimdiye ka- dar bu tür gösterilere yönetimleri aleyhinde olaylara yol açabilece- ği endişesiyle izin vermiyordu. Bir- leşme>e çağn gösterisinin, 15 ağustosta gerçekleştirilebileceği haber verildi. Bu tarih Kore yanmadasımn Japon sömürgesinden kurtuluşu- nun 45. yıldönümü aym zamanda. Japonya'dan dinlenen Kuzey Kore Radyosu, gösteriye G. Kore^ den 58 sağ grubun katılmasına izin verileceğini duyurdu. G. Ko- re hükümeti ise gösteriye katılma konusunda kısıtlama getirilmesi- ne karşı çıktığını açıkladı. öte yandan Kuzey Kore heye- tinin, Güney Koreh' muhalif grup- larla görüşme yapmak üzere Gü- ney Kore'ye gitmeyecekleri bildi- rildi. Güney Kore yetkilileri, toplan- tının yeri ve görüşmelerle ilgili di- ğer detaylar üzerinde iki Kore he- yetleri arasında yapılan 4 tur gö- rüşme ve iki telefon konuşmasın- da anlaşma sağlanamadığmı açık- ladılar. Yetkililer, beş üyeli Kuzey Ko- re heyetinin sının geçmesi konu- sundaki görüşmeleri sona erdiren bir karar alarak Panmunjom sı- nır kasabasından aynlacaklanm kaydettiler. Kuzey ve Güney Kore heyetle- ri arasında dün yapılan görüşme- lerde toplantımn yeri ve diğer dü- zenlemeler hakkında anlaşma sağ- lanamamıştı. Bunun üzerine Ku- zey Kore yetkilileri, geri dönme tehdidinde bulunmuşlardı. Ardour Exehange-90' tatbikatının iptal edilmesinin ardındaki neden: TSK-SHAPE anlaşmazhğıTürkiye'nin 1-28 eylül tarihleri arasında Güneydoğu Anadolu'da yapılması planlanan tatbikatın bölgedeki hassas durum nedeniyle Trakya'ya kaydırılması teklifine NATO "Ya o bölgede yapılır, ya da yapılmaz" yanıtını verdi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'nin Fırat Nehri'nin batısında kalan kesiminde 1-28 eylul tarih- leri arasında yapılması planlanan "Ardour Exchange - 90" tatbika- tının iptalinde Türk Silahlı Kuv- vetleri (TSK) ile SHAPE (Avrupa Müttefik Kuvvetleri Başkomutan- bğı) arasındaki anlaşmazlık etken oldu. Türkiye'nin tatbikat bölge- sinin Trakya olması yönündeki is- temine, NATO, "Ya o bölgede ya- pılır ya da yapılmaz" yanıtını ver- di. Bunun üzerine Türkiye de tat- bikatın iptalini istedi. Genelkurmay BaşkanlıgYndaki üst duzey kaynaklardan edinilen bilgilere göre AMF (çevik kuvvet) tatbikatları kapsammdaki "Ardo- ur Exchange-90" tatbikatı yakla- şık 2 yıl kadar önce planlandı. Ancak Türkiye Güneydoğu Ana- dolu Bölgesi'ndeki durumun has- saslaşması üzerine, bu yıl içinde NATO'dan tatbikatın yerinin de- ğiştirilmesi isteminde bulundu. Türkiye'nin bu isteminin ardında ayrıca konvansiyonel kuvvet indi- rimi alanı dışında kalan bölgede NATD'nun askeri tatbikat yapma- sının getirebileceği "sakıncalar" da yer alıyordu. Ancak Brüksel 1 deki NATO Askeri Karargâhı'nda tatbikat alamnın değiştirilmesi yo- lunda Türk askeri yetkililerince yapılan girişimler sonuç vermedi. SHAPE yetkilileri yapılan girişi- min son ana bırakılması nedeniyle bölge değiştirmenin söz konusu olamayacağını belinerek, "Tatbi- kat planlanan bolge dışında yapı- lamaz" kararı aldı. Bunun üzeri- ne de Türkiye tatbikatın iptalini istedi. 1-28 eylül tarihleri arasında ya- pılması planlanan tatbikata SA- CEUR (Avrupa Müttefik Kuvvet- ler Başkomutanı) General John Galvin'in de katılacağj bildirilmiş- ti. Bu arada 13-16 ağustos tarih- lerinde NATO'dan üst düzeyde as- keri bir yetkilinin tatbikat bolge- sinde inceleme yapması da plan- lanmıştı. NATO üyesi ülkelerden yaklasık 2 bin askerin katılacağı tatbikat, uzun bir aradan sonra Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan ilk NATO tatbikatı ola- caktı. Milli Savunma Bakam Safa Gi- ray ise NATO tatbikatlarının er- telenmesi konusunda kararın "bazı yoramlan önlemek için" alındığını söyledi. ziyareti Dış Haberier Servisi — Federal Almanya Devlet Başkanı Richard von VVeizsaecker ile Çekoslovak- ya Devlet Başkanı Vaclav Havel, Nazi savaş suçlusu olduğu öne sü- rülen Avusturya Cumhurbaşkanı Kurt YValdheim'ı dün ziyaret et- tiler. İki devlet başkanının resmi nitelik tasımayan bu ziyareti, DUNYADA BUGUN AUSIRMEV Ne Demek Oluyor? Suskunluğumuz zaman zaman bir ulusal utanca dönüşebilir Nitekim, İsmail Beşikçi konusundaki genel suskunluk (gerçi bazı tepkiler oldu, ama olayın büyüklüğüne oranla tepkinin küçüklü- ğü neredeyse suskunlukla eşdeğer sayılabilirdi) işte bu tür bir ulusal utançtı ve Beşikçi demirparmaklıklar ardında her demok- ratın kalbinde kanayan bir yaraydı. Beşikçi'nin, tutuksuz yargılanmak üzere salrveriimesi, son de- recede sevindirici, yürek ferahlatıcı bir haber. Gerçi salıverilme düşünce suçundan yargılanma olgusunu ortadan kaldırmıyor, gerçi salıverme TCK'nın çağdışı, demokrasi dışı maddelerinin variığına son vermiyor, ama hiç değilse Beşikçi, şu anda Ö2- gürdür. Beşikçi'nin şu anda özgürlüğûne kavuşmasını, onun görüş- lerini paylaşmasalar bile tüm demokratların vicdanlarında olu- şan tepkinin bir ürünü olarak görmek isteriz. Beşikçi'nin görüşlerini paylaşmayabilirsiniz, nitekim ben de paylaşmıyorum. Ama onun tabulann üstüne giden yürekli bir bi- lim adamı olduğunu yadsıyamazsınız ve düşüncelerinden dola- yı yargılanmasına karşı çıkmak, hakkınız, hatta görevinizdir. Beşikçi'nin salrveriimesi haberi ile ıştdı dünyam önceki gece.... • • * Ne yazık ki yaşadığımız kara günlerde, bir tek sevinci olsun doya doya tatmak olanağı yok. Ulkemizde, bir iyiye bir güzele karşı, birden fazla ıç karartıcı, endise uyandırtcı haber ve olayia karşılaşıyorsunuz. Nitekim TÖ'nün önceki günkü konuşmasını okuyunca ilikleri- me kadar titredim ve karanlığın gıttikçe koyulaşmakta olduğu- nu bir kez daha gördüm. Bakın ne diyoF TÖ Yozgat Şeker Fabrikası'nın temel atma tö- reninde yaptığı konuşmada: "... Memleketimizin bu bolgesinde (Güneydoğu) devtete karşı bir hareket var. 1984 yılından beri çok büyük bir mücadeleye gir- miş bulunuyoruz. özellikle geçen aylarda bu mücadeleyi daha iyi yapabilmek için Türk milletinin devletiyie bölünmez bütünlü- ğünü sağlamak üzere, anayasamızın verdiği yetki ile kanun hük- münde kararnameler çıkarıldı. Benim başkanlığımda toplanan Bakanlar Kurulu bu kanun kuvvetinde kararnamelerin esas he- defi memleketimizin bölünmez bütünlüğünû çok sağlam bir şe- kilde yerinde tutmak, kimseye, herhangi bir düşmana bu konu- da adım atmasına dahi izin vermemektir. Bunu yaptık, bunun için Doğu Anadolu'yu, Güneydoğu'yu gezdim, oradaki güven- lik güçlerini ziyaret ettim. Vatandaş ile konuştum. Hemen şunu ifade edeyim. Çıkardığımız kanun kuvvetinde kararnameler, kim ne derse desin, fevkalade müspet tesir etmiştir. Ve bu, ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatı haline gelmıştir Bunun değis- mesine, bunun yaniış yorumlanmasına hiçbir şekilde imkân ver- meyeceğiz. Bu konuda kararlı olduğumuzu cümle âleme bura- dan ilan ediyorum." Konuşma gerçekten dehşet vericidir. Konuşmayı yapan kişi Çankaya'da oturmaktadır ve kendisinin devleti temsil ettiğini lleri sürmektedir. Oysa konuşmanın içeriği, kendisinin yürütmenin başı olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Gerçi şimdi, bu izleni- min doğal olduğunu, TÖ'nün hâlâ ANAP lideri ve başbakan gt- bi davrandığını söyleyeceksiniz. Bu doğrudur. Ancak bu doğru aynı zamanda TÖ'nün, kendi kefili olması gereken, yarımyama- lak, demokrasiye aykın 1982 Anayasası'na bile tahammül ede- mediğini, onu sık sık çiğnemekte olduğunu göstermektedir. Bir yandan başbakan gibi davranan TO, başbakanlığı sırasın- da da başvurduğu bir yöntemı uygulayıp kanun gücünde karar- nameleri bir türlü parlamerrtoya sevk etmeyip yasama deneti- minden kaçarak bir kez daha anayasayı çignemektedir. Öte yandan TÖ, Anayasa Mahkemesi'nin incelediği bir konu- da en yüksek yargı organına etki yapmaya, hatta gözdağı ver- meye çalışarak bir kez daha çignemektedir anayasayı. TÖ'nün konuşmasının açık seçik anlamı budur. Arkadaşımız Uğur Mumcu geçenlerde bir konuşmasında TCK 146/1'in dikkatle okunması gerektiğini, maddenin tebdil, tağyir ve ilga unsurlarını içerdiğini, özellikle tağyırin üzerınde durmak gerektiğini yazıyordu. Ağustosta yazılanna başlayacak olan Uğur, samrım bu konuyu enine boyuna inceleyecek. Şimdi başka bir nokta üzerinde durmak istiyorum: Yine TCK 146/1'de kullanılan cebir unsuru, doktrinde ikiye aynlmaktadır. Bunlardan birincisi, bildiğimiz cebirdir ki elverişli araçlan da içermektedir. İkınci öğe ise manevi cebirdir. Bu durumda devletin gücûnü elinde tutan- lar, top tüfek kullanrnayıp, devlet gücünû kullanarak anayasayı tedbil, tağyir veya ilga etmeye veya bu kanunla kurulmuş Bü- yük Millet Meclisi'nin görevini yapmasını engellemeye çalışır. İşte manevi cebir budur. Şimdi durumu dikkatle inceleyip, söz konusu maddenin ve ma- nevi cebir öğesinin TÖ'nün durumuna uyup uymadığına bakın. Varacağınız karar sizin demokratik davranış biçiminizi belirle- yecektir. Ama gün olur, aynı konuda cumhuriyet başsavctsının varacağı karar, TÖ'nün yazgısını etkileyecek bir süreci başlat- masına neden olabilir. uluslararası platformdadışlanan A B D BÜYÜKELÇİSİ ABRAMQWITZ VValdheım ıçın kısisd bir zafer T olarak nitelendiriliyor. Avusturya'run Salzburg kentin- de düzenlenen müzik ve tiyatro festivalinin açılışına katılmak üze- re dün Avusturya'ya giden Fede- ral Almanya Devlet Başkanı VVe- izsaecker ve Çekoslovakya Dev- . , „ , , . „ . , . . let Başkam Havel, festivalde Kurt , A N I ^ ? A . ( C ; B * u n * * ^ -i) — ABDnın AnkaraBüyükel- Türkiye'ye yardımın geleceği belirsiz Waldheim ile d sıkıştılar. tki dev- let başkanının ziyaretinin, Avus- turya'da bir 'kazanım' olarak ka- bul edilmesine karşın, ziyaretin 'gayri resmi' olduğuna dikkat çe- ken Çekoslovakya Devlet Başka- nı Havel, 'VValdbeim, cumhor- başkanlığı makamında oturduk- ça, Avusturya'ya resmi bir ziya- rette bulnmnayacaguu' söylüyor. İki devlet başkanının Avustur- ya ziyareti, Federal Almanya ve Çekoslovakya'da büyük tepkiye neden oldu. Federal Almanya'da, VVeizsaecker'in Avusturya ziyaıe- tini protesto etmek için önceki gün Yahudi gruplar gösteri yap- tılar. çisi Morton AbramowiU, ABD- nin Türkiye'ye yardımını değerlen- dirirken, "Bugünkü düzejin daha ne kadar korunabiiecegini bilmi- yorum. Ama hem geleneksel programlar hem de AKKUM'a ve güney bölgesine yardıma ilişkin kanun degişikllgine baglı transfer- ler gibi diger yollar ile önemli miktarlarda desteği sürdürecegi- mizden eminim" dedi. Morton Abramowitz, Savunma ve Havacıhk dergisinin, AKKUM Anlaşması, Türk-ABD ilişkileri, Doğu Avnıpa ve dünyadaki son gelişmelere Uiskin sorulannı yamt- ladı. AKKUM görüşmelerinin bir anlaşma ile sonuçlanması sonra- smda, indirim kapsammdaki si- lahlardan Türkiye'nin ne ölçüde yararlanabileceğine ilişkin bir so- ruya Büyükelçi Abramowitz şu yamtı verdi: "Hiç şüpbesiz bu bölge AK- KUM ve diger indirimler sonucu ortaya çıkacak malzemenin yeni- dea dagıOlnıasında öncelikli ola- cakür. Hangi tnusferlcria yapda- cağı ise o ülkenin özel savunma üt- tiyaçianna göre kararlaştınlacak- ür. Eminim ki Türkiye bundan önemli ötçiide yararianacaktır, an- cak nerbangi müttefitin digerte- rine göre önccügi olacagını söyle- mek v-anıldcı olabilir. Bütün bnn- lar ittifak çerçevesind* üzerinde çalışüacak hususlardır." Havaalanlarında i kart çok işe yarıyor. Uçuş kartı ve Telecard! Telecard U ner yenn* 4 s a a para ç parayat\n\»r. navale yapüjr. i YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear