Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 TEMMUZ 1990 * * * • CUMHURİYET/17
Iforgun
prenses —
Galler Prensesi
Diana, bu sıralarda
çok yoğun. Siirekli
çeşidi kuruluslan
ziyaret eden
prenses, dün de
Londra'daki Mike
Heaffey Spor ve
Rehabilitasyon
Merkezi'nfziyaret
etti. Gerisi
sırtsmda elektrikli
birtekerlekli
sandalyeye oturan
prenses, belki de
ömriınde ilk kez
yüniyememenin
nasıl bir şey
oldugunu tatü.
(Fotograf: Reuter)
Gaziantep'te
otel kavgası
GAZİANTEP (AA) — Gazian-
tep Büyükşehir Belediye Meclis
toplantısı sonrasında çıkan kavga-
da bir kişi yaralandı, 4'ü meclis
üyesi 6 kişi gözaitına alındı.
Gaziantep'te yapımı planlanan
beş yüdızlı otel konusu meclis top-
lanüsında gündeme alınarak üze-
rinde çeşitli konuşmalar yapıldı.
Bu arada bir komısyon oluşturu-
larak otel hakkında araştırma ya-
püması için önerge verildi. Büyük-
şehir Belediye Başkanı Celal Do-
ğan, önergeyi okumadan günde-
me alamayacağını, ancak yarınki
toplantıda ele ahnabilecegini söy-
ledi.
Güvenlik kuvvetlerinin olay ye-
rine gelmesinden sonra kavga ya-
tışırken büyükşehir belediye mec-
lisi üyelerinden Neda Dalak, Hay-
ri Girişken, Faruk Balık ve Tekin
Aytekin ile partili Hüseyin ve
Mustafa Maho gözaitına ahndı.
Madalya uzmanı James Hammond
işjjjjn başında. tngiliz memur Ronald
McKinley'in salı günii Londra'daki mezatta satışa sunduğu ma-
dalyalan inceliyor. İngiliz memur. madahalann satışından ka-
zanacagı paralarla tngiltere Başbakanı Margaret Thalcher'ın uy-
gulamaya soktugu ve biiyiik gurultüler koparan kelle vergisini
ödeyecek. McKinley'yeABD'devaşayan bir İngiliz 6380 sterlin
ödedi. (Fotoğraf: AP)
Havuz
inşasında
yılan hikâyesi
ISPARTA (Cumbariyet) — 15.
yıhnı dolduran Isparta Kapalı
Yüzme Havuzu inşaatı, 200 mil-
yon lira harcanmasına rağmen ta-
mamlanamadı. Davraz mahalle-
sinde yaptırıi<m olimpik yüzme
havuzu, 1976 yıünda 9 milyon 750
bin lira keşif bedeli ile 1978 yılın-
da bitirilmek üzere ihale edildi. Bu
parayla tamamlanamayacağı ge-
rekçesiyle, 1979 yılında ikinci kez
ihaleye çıkanldı. 1981 yılında bit-
ti samlarak programdan çıkanlan
havuz inşaatı, 1983 yılında yeni-
den programa alındı. 1985 yüına
kadar ödeneksizlik nedeniyle de-
vam etmeyen inşaat için bugüne
kadar 200 milyon lira harcandı.
1989'da cezalı olarak çalıştırılan
müteahhit de inşaatı bitiremedi ve
çalışmalar tasfîye ediliyor.
Yüksek ve
kuru —
Hollanda'nın
Noordwijk
kasabasında
düzenlenen Diinya
Direk Üstünde
Olurma
Şarapiyonası'nın
ikinci güniinde
yanşmacılar,
direklerinin
ustıinde oturmaya
devam ediyorlar.
Su yüzeyinden
yaklaşık dört
metre yüksekte
oturan
yarışmaeılar, iki
gündur direk
üstünde
olmaianna karşın
gayet mutlu
görunüyorlar. Salı
giinü başlayan
yarışma, pazar
giinü sona erecek.
HABERLEREN DEVAMI
Barış, Ortadoğu'ya Bir Türlü Uğramıyor
(Baştarafı 1. Sayfada)
Irak'ın suçlamasının öteki boyutu ise sa-
dece Kuveyt'i ilgilendinyor. Bağdat, Kuveyt'-
ın Irak'a aıt topraklarda petrol kuyuları aça-
rak Irak'ın 2.4 mılyar dolarlık petrolünü çal-
dığını iddia ediyor.
Irak böylece, Kuveyt'le arasındaki eski
toprak anlaşmazlığını yine gündeme getırmış
oluyor. Bilindiği gibi Irak, Osmanlı Impara-
torluğu'nun yıkılmasından sonra bölgede in-
gılızler tarafından Kuveyt'in özerk bir birım
olarak kurulmasını hiçbir zaman içine sındi-
rememiş, o toprakların Irak'ın parçası oldu-
ğunu savunmuştur.
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin son
çıkışıyla, petrol fiyatlarıyla birlikte, Kuveyt'-
le arasındaki tarihsel anlaşmazlığı da gün-
deme getirmiştir.
Bunalım, Ortadoğu'da dengelerın ne ka-
dar çabuk değişebileceğini göstermesi açı-
sından ilginçtir.
Petrol fiyatları konusunda Irak'ın sekiz yıl
savaştığı Iran ve Saddam Hüseyin'den hiç
hoşlanmayan Suudi Arabistan, Bağdat'ın ya-
nın'da yer ahyorlar. Böylece birbirinden nef-
ret eden üç ülke, Kuveyt ve Bırleşik Arap
Emirlikleri'ne karşı ittifak kurmuş du-
rumdalar.
Körfez savaşı sırasında İran'a karşı Irak'ı
destekleyen ve bu ülkeye büyük ekonomik
yardım yapan Kuveyt ile Birleşik Arap Emir-
liklerı ise bugün Irak'ın baş düşmanları ara-
sında yer ahyorlar.
Araplar arasında ortak bir cephe kurma-
ya çabalayan Mısır, bunalımın hafifletilmesi
için yoğun çaba harcıyor.
Körfez'de patlak veren bu son bunalım,
Ortadoğu'da zeminin ne denli kaygan oldu-
ğunu bir kez daha gözler önüne sergiliyor.
Dengelerın değişkenliği ve bu değişken-
lığın hızı ve oynaklığı üzerinde ülkemiz açı-
sından bir kez daha özenle durulmalıdır.
Türkiye'nin Arap dünyasına dönük tek bo-
yutlu bir politikası olamayacağı açıktır. Kav-
galara, anlaşmazlıklara taraf olmaksızın, çok
boyutlu, fazla afafrolmayan, temkinli bir po-
litikanın sürdürülmesi ve tek tek tüm Arap
ülkelerıyle ikili ilişkilerin geliştirilmesi, Türki-
ye'nin çıkarlarına uygun düşer.
Bunun gibi Türkiye, bölgenın Arap olma-
yan iki ülkesi Iran ve İsrail'le de ilişkilehni ge-
liştirmek durumundadır. Bu ilişkilerin tam an-
lamıyla normalleşmesinı nelerin engellediğı
de bir sır değildir. Özellikle israil'deki Likud
yönetiminin barış sürecini sürekli torpilleyen
bağnaz tutumu, Ankara'nın ileri bir adım at-
masını önlemektedir.
Keşke barış, Avrupa'dan sonra Ortadoğu'-
ya da uğrayabilse...
IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA CUNEYT ARCAYUREK yazıyor
Kontenjanlar hâlâ açık
(Baştarafı 1. Sayfada)
— Acaba Magic Box, Türk ge-
lenek ve göreneklerine aykırı ya-
yın yapar mı?
Magic Box'a karşı tepki salt
SHP ve DYP'den gelmiyordu ar-
tık. ANAP'ın tarikatçı kanadı ör-
gütlerin tepkisini de ortaya atıyor,
Magic Box'ın ne denli tehlikeli
oldugunu anlatmaya çalışıyordu.
İlk uyarı Konya il örgütünden
Devlet Bakanı Mehrnet Keçeci-
ler'e geldi. Maçlar Magic Box'tan
naklen verilecekti. Ama asıl olan
maçlar değil, "cıbıl kanlar"ın ek-
rana çıkmasıydı. Hemen önüne
gecilmesi istendi.
"öyle ya" diyordu karşımızdaki
ANAP'lı. Sonra terlemiş alnını si-
liyor ve ekliyordu:
— Kahvelerde bile seyredile-
cek bu televizyon Maç bahane.
Şarkıcı gâvur kanlar çıkacak, on-
lar da izlenecek. Ramazan mü-
barek günde, sabah akşam kah-
velerde yani, gençler filan, anla-
tabiliyor muyum...
Pekâlâ anlatabiliyordu. Üstelik
ANAP'ın iki yüzünü de sergiliyor-
du. Birinci yüz çağdaş, gerçek-
çi. İkinci yüz kaderci, her zaman
takdiri ilahiye inanan.
1987 yılıydı sanırım. Çeşme Al-
tınyunus tesislerinden ellerinde
tenis raketlerıyle çıkıyordu Kaya
Erdem, Işın Çelebi; üzerlerinde
bembeyaz tenis gıysileri, ayakla- Anımsayacaksınız İmren Ha-
rında ithal spor ayakkabılar var- nım ile eski Urfa, yeni Denizli va-
dı. Tam Altınyunus'un kapısına lisi Alpaslan Karacan arasında
gelmişlerdi. İleride bereli. çem- çıkan "laiklik konusundaki" tar-
ber sakallı, tespihli bir başka tışmayı Vali Karacan'ın Denizli gi-
ANAP'lı grup o dönemin Beledi-
Burhan Özfatura'yıye Başkan
bekliyorlardı. Sadece uzaktan
baktılar Erdem ve Çetebi'ye. On-
lar yanlarından geçerken de
"tövbe, tövbe" deyip arkalarını
döndüler
Magic Box'a ANAP içinde yük-
selen tepki ve son olaylar ilginç
görüntüleri de beraberinde geti-
riyor. Liberal kanadın partiden
arındırılması yolunda kimi işaret-
leri de yansıtıyor.
Çimento fabrikaları Fransızla-
ra, ulusal gazeteler İngiliz pasa-
portu taşıyan işadamlarına satı-
lırken tepkisiz kalan kesim, Ma-
gic Box olayıyla atağa geçiyor:
— Gelenek ve göreneklerimi-
ze ters düşer...
Ne denir böyle bir açıklamaya?
Hayret bi şey!
Bugün ANAP'lı bakanlar ara-
sında bir huzursuzluğun olduğu
kesin. Çünkü ANAP içindeki ta-
rikatlar bir hayli yol aldılar. güç-
leri biliniyor. Her istekleri anında
yerine getiriliyor.
İmren Aykut, Işın Çelebi, Kâm-
ran İnan, Ali Bozer, Cengiz Altın-
kaya istenmeyen bakanlar
arasında.
bi hem sanayileşmiş hem de ta-
rikatların en güçlü olduğu ile
atanmasını liberal bakanlar önle-
yebildi mi?
Magic Box'ın kurucuları ara-
sında Ahmet Özal da var. ANAP'ı
destekleyen tek gazetenin dün-
kü başlığı şöyleydi:
— Magic Box hukuk dışı...
inönü, Demirel ve Baykal, kaç
aydır Magic Box'ın anayasaya
aykırı oldugunu söylemişlerdi.
Magic Box kurulma aşaması-
na geldiği zaman, onlar bunun
korsan televizyon oldugunu da
saylamışlardı.
İnönü önceki gün diyor ki:
— Magic Box, seçim döne-
minde ANAP'ın borazanı olacak-
tır...
Mehmet Keçeciler diyor ki:
— Magic Box da olsa, zararlı
yayınları engelleriz...
Yaşanan olay Magic Box'ın
anayasa, hukuka aykırılığı değil;
Atatürkçü, laik, çağdaş, demok-
ratik, bağımsız Türkiye Cumhu-
riyeti'ne karşı şeriat özlemcileri-
nin takındığı tavırdır...
Galiba biz bunun ayrımında
değiliz...
Hıbtr Merkezi — Sınavla öğ-
renci alan özel okullarda kayıtla-
nn sona ermesine karşın konten-
janlann büyük bir bölümü dol-
madı. Amerikan Robert Lisesi,
Izmir Amerikan Lisesi ve Tarsus
Amerikan Lisesi açıkladıkiarı
kontenjanlan doldururken özel
Kadıköy Lisesi tek bir öğrenci
kaydı bile yapamadı. lstanbul
Özel Okullar Demeği Başkanı
Dündar Uçar, yeni sistem nede-
niyle sınavla öğrenci alan özel
okulların büyük bir tıkanma ya-
şadıklanru dile getirerek, "Veli,
pnanı yettiği her oknla çocuğanu
yerleştirdi. Sistem kilillendi" de-
di. tzmir Özel Okullar Derneği
Başkanı Necdet Doğanata ise sı-
navla öğrenci alan okullarda for-
malite güclükleri yaşandığuıı, bu-
na karşın sınavsız okullarda ka-
-tlann iyi gittiğini söyiedi.
Sınavla öğrenci alan özel okul-
larda 14 temmuz günii başlayan
kayıt döneminin bitmesine karşın
kontenjanlar dolmadı. Sönük ge-
çen kayıt döneminde özel Kadı-
köy Lisesi hiçbir öğrenci kaydı ya-
pamazken Kalamış Lisesi 1, Bil-
fen Lisesi ve Italyan Lisesi 3'er
öğrenci kaydı gerçekleştirdiler.
Buna karşuı Amerikan Robert Li-
sesi 55, Izmir Amerikan Lisesi
144, Tarsus Amerikan Lisesi 120
olarak belirledikleri kontenjanla-
rım doldurdular. özel okul fiyat-
larının son yıllarda astronomik
rakamlara dayanmasuun ardın-
dan velilerin çok dikkatli okul seç-
tiklerini dile getiren okul yöneti-
cileri, "Velide, büyük bir karar-
sızhk yasanıyor. Veli ne yapaea-
gını bümedigi için bekliyor. Biz de
bekliyonız" diye konuştular.
îstanbul Özel Okullar Derneği
Başkanı Dündar Uçar, yerleştir-
me sisteminde adil bir değerlen-
dirme olması için çalıştıklarını,
yüksek puan alan öğrencinin iste-
diği okula girmesini amaçladıkla-
rını belirterek, "Ancak hayatın
gerçeklerini yakalayamamışız.
Pek çok veli ynzünden oknl liste-
leri nkandı. Sistem çalısmadı"
dedi.
Cumhuriyet Izmir Bürosu'nun
haberine göre lzmir'de de aynı
durum yasanıyor. Sınavla öğren-
ci alma yerine öğrencilerin terci-
hini göz önünde tutmak gerekti-
ğini belirten îzmir özel Okullar
Derneği Başkanı Necdet Doğana-
ta, formalitelerin öğrenciyi ve ve-
liyi sıktığıru söyiedi. Sınavsız öğ-
renci alan özel okullarda duru-
mun iyi gittiğini de belirten Do-
ğanata, "Sınavla öğrenci alanla-
nn çogunlugu kendilerine taiebin
fazla olacagını düsünerek böyle
bir yaklaşımda bnlundular. An-
cak bu olmadı. Zoriandılar. Sı-
narla ögrenci almaktansa tercibe
bırakmak ve öğrencinin okulunu
seçmesini sağlamak bizce daha iyi
olacak" diye konuştu.
Anadolu liselerinin kayıt takvi-
mi şöyle:
30 temmuz, Anadolu liselerin-
dc asıl Hste kayıtlannıfl son gimü.
1 agustos, Anadolu liseleri açık
kontenjan ilanı.
1-4 agustos, 1. yedek kayıt.
6 agustos açık kontenjan Uanı.
6-9 agustos? 2. yedek kayıt.
13-14-15 agustos, kontenjanı
dolmamıs Anadolu liselerinin ön
kayıt sistemiyle başvunı kabulü.
16 agustos Anadolu liselerinde
ön kayıtlann puan sırasına göre
kesin kayıtlan.
17-18 agustos, özel okullarda
kesin kayıt dönemi.
19 agustos kontenjanı açık olan
özel okullarda 2. ön kayıt
dönemi.
Pasaport kaldırılıyor
(Baştarafı 1. Sayfada)
mutabakat metninde, Türkiye'nin,
bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da Kıbrıs Türk halkının
açık onay ve rızasma dayanan te-
şebbüsleri desteklemeye devam
edeceği bildirildi.
öııümüzdeki yıllann KKTC'de
"yeni atılım ve yüksek refah
dönemi" olacağınm ifade edildi-
ği mutabakat metninde, "Taraflar,
13 eylül, kaydını yaptırdığı bir j C ile KKTC arasında pasaport
okuldan bir başkasına geçmek is- uygulamasının kaldınlması husu-
teyen öğrencilerin kayıt geçiş gü- s u n d a karşılıklı niyet beyanında
nü (özel okullar için). bulunmuşlardır" denildi.
20-24 agustos, ön kayıdara gö-
re kesin kayıt dönemi.
27 agustos, kotttenjanım doldu-
ramayan özel okullarda kayıt gü-
nii.
14 eyliil, özel oknl kayıtlannın
son günii.
17 Eyiül, 1990-91 ögreüm yılı.
Bağışa veli tepkisi
Haber Merkezi — Anadolu li-
selerine kayıılar devam ederken
parasız olarak eğititn veren bu
okullarda kayıt sırasında bağış is-
tenmesi velilerin tepkilerine yol
açtı.
Bu arada özel okullarda 14
temmuzda başlayan kayıtlarda
birçok okulun kontenjamrun dol-
madığı ve hiç kayıt yapılmayan
okulların da bulunduğu bildirildi.
Anadolu liselerinde, velilerden
okul-aile birh'ğine yardım adı al-
tında para toplanması ve paranın
tamamını ödeyemeyenlere senet
imzalatılması velileri güç durum-
da bıraktı.
Okullara kayıt yaptırmaya ge-
lenler çocuklannın kayıtlarırun
yapılmayacağı korkusuyla bu pa-
rayı ödediklerini söylerlerken ba-
zıları da zorunlu olmaması koşu-
luyla herkesin okullara yardımda
bulunmasının normal oldugunu
söylediler.
Kayıt yaptırmak için okullarda
sıra beklerken görüştüğümüz ve-
liler şunlan söyiedi:
Tomris Unanj
(Ev hanıtnı): Ço-
cuğumuz Ana-
dolu lisesini ka-l
zanmasaydı özell
okulu düşünebi-
lirdik. Ama ka-'
zandığı için özel
okulları düşünmedik. Zaten özel
okullann kayıtlannda korkunç bir
karmaşa yasandı. Sistem tam bir
fiyaskoyla sonuçlandı. Anne, ba-
ba ve çocuklar perişan oldu. Ba-
ğış konusunda ise zorlama olma-
mak kaydıyla herkesin okullara
bir katkıda bulunması gerektiği-
ne inanıyorum.
Fatih Ayanoglu|
(Kimya yiiksei
mühendisi): Iz-
mit'te oturuyo-l
ruz. tstanbul'daki
Anadolu liseleril
daha iyi olduğu
için tercihlerimiz
tstanbul'daki okullar oldu. Ana-
dolu liseleri sınavında başanlı ola-
mazsa diye özel okula kaydedebil-
mek için özel okul iralihanlarına
BURSA HİPODROMLPNDAN FJKRETDAĞUOĞW
Altulşah-Uğur 56 mücadelesi
da soktuk. Fakat Anadolu lisele-
rini kazanıp da kolejlere gidip
15-20 milyon verenlere üzülüyo-
rum. Bağış konusunda ise bize
'gönlünüzden ne koparsa' dendi.
Belli bir miktar söylenmedi.
Fatma Koç
(öğretmenj:
Maddi sorunlar
yüzünden ve özel
okullar pahalı ol-
duğu için Anado-
lu liselerini tercih
ettik. Çocuğum
özel okul imtihanlarına da girdi.
Fakat kayıt yaptırmadık. Burada
da 1 milyon TL. bağış istediler.
Yanımda yoktu, ileride ödenmek
üzere senet imzalattılar.
Tnncay Aykut (Emekli memur):
Çocuğumu hem özel okul hem de
Anadolu liselerinin imtihanlarına
soktum. özel okullarda da puanı
iyiydi. Fakat Anadolu lisesini de
kazanınca buraya kayıt yaptırdık.
özel okullarda bu sene çok dü-
şüncesizce bir sistem uygulandı.
Her okulda asil listede olanlar hep
aynı kişiler.
Hidayet Baca (Makine mühen-
disi): Özel okul imtihanlanna sa-
dece deneme açısından soktuk.
öncelikle Anadolu liselerini düşü-
nüyorduk. Bunun sebebi ise sade-
ce maddi imkânlar.
1. AYAK: Son yanşı başanlı
olan Şenay'ı başta tutuyoruz.
Çarşamba sabahı yapmış olduğu
400/30, 200/15 R sprintinde göz
dolduran Enter, rakibi olur.
Adanagüzeli ve Toruntay'ı sürp-
rizde öneririm.
2. AYAK: Form durumu iyi
olan ve Ne Halo yanşın en şans-
lı atıdır. Son yarışını beğenmedi-
ğimiz, ancak bu rakiplerinden
üstün olan Vivaldi daha sonra
lüşünülebilir. Handan ve Dila-
..'am sürpriz yapabilir.
3. AYAK: Istanbul'dan hazır
giden Kırarat bu rakiplerini ge-
çecek güçtedir. Bursa'da çok ya-
nşı çok iyi olan Ihsan Harun ve
Altuğbey güçlü rakipleridir. Mi-
ray l'i sürprizde tutuyoruz.
4. AYAK: tstikrarsız atların
bir araya toplandığı bu koşuda
rakiplerinden kaliteli olan Gol-
den God, yanşın en şanslı ismi-
dir. Geçen hafta çok iyi bir ya-
nş çıkaran Achtung sert rakibi-
dir. Atom ve Bahir'i sürprizde
öneririm.
5. AYAK: Form durumu iyi
olan Aslı'yı başta tutuyoruz. Ra-
kibi sırasıyla Eray, Atılgan, Za-
feryıldızı ve Çetifla'dır.
6. AYAK: Son kazandığı ya-
nşı çok güzel olan Alrulşah ve bu
yarışında çok iyi koşacağını tah-
min ettiğimiz Ûğur 56 söz sahi-
bidir. Rakip olarak Kurtoğlu ve
Turbatur'u öneririm.
TRAFİK
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağlıoğlu
K. Akyer
0. özsu
N. Yılmaz
5-3-8-2
2-3-5-8
5-8-11
2-5-8
3-1-7
1-3-4-7
7-5-3-1
1-4-5
3-4
3-6-4
3
4-6-3
4
5
3-5-9-1
1
3-11
11
3
11-7
3
1-3
1-3
3
TT
' M
tfı
II
ı 'M
TAHMİNLER
1. KOŞU:F:DemirLady(l)
2. KOŞU: F: Şenay (2), PP:
Enter (8), P: Adanagüzeli (5), S:
Toruntay (3).
3. KOŞU: F: Ne Halo (1), PP:
Vivaldi (3), P: Handan (4), S: Di-
lara (7).
4. KOŞU: F: Kırarat (3), PP:
Ihsanharun (6), P: Altuğbey (4).
S: Miray (1).
5. KOŞU: F: Golden God (5),
PP: Achtung (4), P: Atom (1),
S: Bahir (3).
6. KOŞU: F: Ash 3 (1), PP:
Eray (3), PP: Atılgan (6), P: Za-
feryıldızı (11), S: Çetilla (7).
7. KOŞU: F: Altulşah (1), PP:
Uğur 56 (3), P: Kurtoğlu (6), S:
Turbatur (2).
[53
5 ayda 2 bin
991 ölü
ANKARA (AA) — 'Trafik
canavan' bütün hızıyla can alma-
ya devam ederken, bu yılın ilk 5
aylık döneminde 41 bin 991 tra-
fik kazasının meydana geldigi ve
bu kazalarda 2 bin 136 kişinin öl-
düğü, 29 bin 431 kişinin de yara-
landığı belirlendi. 5 aylık dönem-
de trafiğe 172 bin yeni araç ve 263
bin yeni surücu katıldı.
Geçen yılın aynı dönemıne gö-
re bu yılın ilk 5 aylık döneminde
meydana gelen trafik kazalannda
yüzde 8.72, bu kazalarda yarala-
nanların sayısında da yüzde 8.75
artış oldu. Ölenlerin sayısında ise
yuzde 10.85 düşüş kaydedildi. Ge-
çen yılın ilk 5 aylık döneminde 2
bin 396 kişinin öldüğü, 27 bin 62
kişinin yaralandıgı 38 bin 621 tra-
fik kazasına karşılık, bu yılın ilk
5 aylık döneminde 41 bin 991 tra-
fik kazasında 2 bin 136 kişi oldü,
29 bin 431 kişi de yaralandı.
Metinde iki ülke arasında eko-
nomik işbirliği protokolünün iş-
levini tamamladığı belirtiliyor.
KKTC hükümeti tarafından baş-
latılacak sektörel master planlama
çahsmalanna, Türkiye'nin teknik
bilgi, uzman personel ve mali des-
tek sağlayacağı kaydediliyor.
özel sektörün her iki ülkede ya-
tınm yapmalarımn ve ortaklık
kurmalannın teşvik edileceğinin
belirüldiği mutabakat metnine gö-
re KKTC'nin kamu fınansman
imkânlannın geliştirilip güçlendi-
rilmesi ve sağhklı bütçe kaynak-
larına kavuşturulması için gerek-
li onlemler alınacak.
Metinde ayrıca şu ifadeler yer
aldı:
"KKTC'nin ve müli davanın
dünya kamuoyuna daha iyi anla-
ülması için iki ülkenin müştereken
kararlaştıracağı ve katkıda bulu-
nacağı bir tanıdm programı uygu-
lamaya konulacaktır.
KKTC'nin standardizasyon, ka-
lite, verimlilik ölçme, islatistik ve
planlama hizmeüerinin geliştiril-
mesi için alacagı tedbirlere TC
proje vardımı sağlayacaktır."
"Mutabakat metni"nin imza-
lanmasından sonra konuşan Baş-
bakan Akbulut, amaçlannın Kıb-
rıs'ta yaşayan Türk halkının,
Rumlarla eşit siyasi haklara sahip
kıhnması, adada barışın sağlan-
masına yönelik çahşmalann yürii-
tülmesi ve desteklenmesi oldugu-
nu bildirdi. Eroğlu da imzaladık-
ları belgenin siyasi ve ekonomik
yönleri bulunduğunu kaydederek
belgeyle Türkiye hükümetinin
Kıbns sorununun çözümünde da-
ima yanlarmda olduğunun ve ola-
cağının açık ve net bir şekilde or-
taya konduğunu söyiedi.
Başbakan Yıldınm Akbulut'un
resmi konuğu olarak Turkiye"ye
dört gunlük bir ziyarette bulunan
KKTC Başbakanı Derviş Eroglu,
Ankara'daki temaslanm dün ta-
mamladı. Eroğlu gerek hükümet
gerekse muhalefet temsilcileri ile
yapüğı göriişmelerde "kritik" bir
dönemden geçmekte olan Kıbrıs
sorunu konusunda Türkiye'nin
"tam destegini" aldı.
Cumhurbaşkaru Özal, dün ak-
şam Eroğlu'nu kabul ederken
Türkiye'nin adada banşın sağlan-
ması için çok çaba harcadığını be-
lirterek şöyle konuştu:
"Hatta, bttgün oradaki mevcut
silahlı kuvvetlerimizin tek gayesi
de adadaki sulhun idamesidir. Ni-
tekim son 16 senedir adada ber-
hangi bir hadise olmamıştır. Ol-
mamasının da teminatı oradaki
Türk Silahlı Kuvvetieri'dir."
Kıbrıs sorununun bir çözüme
kavuştuğu zaman da bu guvence-
nin öneminin unutulmaması ge-
rektiğini söyleyen Özal, "tki top-
lumun bir arada nasıl yaşayacak-
lannın da çok iyi incelenmesinde
fayda vardır" dedi. özal, bölge-
de federasyonun kurulması konu-
sunda çok dikkatli olunması ge-
rektiğini söyleyerek, "Hiçbir şey-
de acele edilmemelidir" diye ko-
nuştu.
KKTC Başbakanı Eroğlu, DYP
Genel Başkanı Süleyman Demirel
ve SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal'la da birer görüşme yap-
tı. Süleyman Demirel, Eroğlu Ue
görüşmesi sırasında Kıbns Türk
halkının "self-determinasyon"
(kendi kaderini tayin etme) hak-
kına sahip oldugunu vurgulaya-
rak, "AT'nin Dublin toplantısı
sonrasında çıkanlan tebliği ve
Rum kesiminin ATye başvurusu
bizi rahatsız^tmiştir. Ama KKTC
bunlann hepsini aşar. KKTC'nin
demokrasi konusunda Güney
Kıbns'tan aşağı kalraaması gere-
kir.
Demokrasi her yerde bir nu-
maralı anahtar, dünyada saygın-
Iık için baş şart haline gelmiştir"
diye konuştu.
Türkiye'de siyasi partilerin Kıb-
ns sorunu konusunda "tek sesle
hitap etmelerini" kendilerini
•umutlu kıldığını söyleyen Eroğlu
ise DYP Genel Başkanı'nı
KKTC'ye davet etti. Demirel de
daveti "memnuniyetle" kabul et-
tiğini bildirdi.
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal da Eroğlu ile yaptığı gö-
rüşmede, Yunanistan'uı, Kıbns so-
rununun Türkiye ile "ikili
meseleler" çerçevesinde ele alın-
masını istemesini benimsemedik-
lerini söyiedi. "Kıbrıs sorunu
Türkiye ile Yunanistan'ın sorunu
değildir" diye konuşan Baykal,
Türkiye'nin AT ile ilişkilerinin ge-
liştirilmesine bu konunun bir ön
koşul olarak gösterildiğine işaret
ederek şunlan söyiedi:
"Bu, baskı diplomasisidir. Bu,
19. yttzyilda uygulanan bir diplo-
matik yöntemin yeni aktörler ta-
rafından 20. yüzyılda yiiriitülmek
istenmesidir. Kıbrıs'ta iki ayn bal-
kın bir arada yaşaması Ziirih An-
laşması'yla denenmiş, ancak bu
işlemeraistir. Kıbrıs'ta artık Rum
ve Türk olmak üzere iki ayn hal-
kın vartığı kabul edilmelidir. tki
ayn toplum, iki ayn bölge ve iki
eşit halk bir arayn gelecekür, bir
siyasi çözıim olusturacaknr. Bu si-
yasi çözümün işlemesi de Türki-
ye'nin etkin güvencesinde olacak-
ür."
Denktaş'ın sözleri
Öte yandan KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş, dün An-
kara'da TC Başbakanı Yıldınm
Akbulut ve KKTC Başbakanı
Derviş Eroğlu arasında yapılan
görüşmelerde sağhklı bir değer-
lendirmenin yapıldığuu belirterek,
"Tespit edilen ve mutabık kahnan
hususlar, içinde bulundugumuz
durum itibanyla gayet isabetlidir
ve banş çabalanm da gözeten ce-
saretli bir girisimdir" dedi.
TC ve KKTC başbakanları ara-
sında her alanda işbirliğini öngö-
ren belgenin imzalanmasından
sonra bir açıklama yapan Denk-
taş, "Yeni bir adım atılmış ve
Rumlann tüm bansçı girişimleri
hiçe sayarak atmış olduklan adı-
ma cevap verecek durumda oldu-
gumuz en iyi şekilde ortaya
konulmuştur" dedi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
ye dönüştürüyor. Arada Magic
Box'ın anayasal kurallan çiğneyip
çiğnemediği güme gidiyor.
Deneme yayımları yapan Ma-
gic Box, karşı kampta buluşmalan
önlemek için siyasal parti liderle-
rini dolaşmaya başladı. Önceki
gün DYP lideri Demirel'le, kame-
ralı, muhabirli bir görüşme yap-
mış. Demirel'in söyledigine göre
bu görüşme sırasında basından
kimse yokmuş. Ama dünkü gaze-
telerde Demirel'in Magic Box'a
yeşil ışıkyaktığını ifade eden söz-
leri yer alıyordu.
Demek ki bir'kaynak' kendi işi-
ne yarayacak bölümleri basına
'sızdırmış'. Demirel'in yansıyan
irdelemelerini okuduktan sonra
hayret etmemek elde değildi.
DYPIideri "Bu radyc-TVtekeline
karşı atılmış bir adımdır. Bugünkü
devlet TV'sine bir alternatiflazım.
Umanm Magic Box, TRT'nin boş-
luğunu doldurur" diye ko-
nuşuyor.
Magic Box'ı TRT'ye karşı bir
'atternâtif' görmek başlı basına bir
olay, doğrusu Demirel hesabına
büyük bir yanılgı. Konuyla ilgili
herkesten daha çok Demirel bili-
yor ki Magic Box, TÖ'nün oğlu-
muz Ahmet ve bir banka aracılı-
ğıyla tezgâhladığı, sonu siyasal
çıkara dayanan bir girişim. Yeni
yayını TRT tekeline karşı görmek,
hele Magic Box'ın habercilikte,
yanlıtutumuyla TRT'nin yarattığı
boşluğu dolduracağır. ummak...
En azından insan yadırgıyor.
Oysa bugün TVyayınlarındabir
daylettekeli yasanıyor. Butekel,
TO ile SÖ'nün elinde. Üstüne ûst-
lük Magic Box'la bir 'mahdum
tekeli' yaratılryor. Önümüzdeki
seçim dönemindedeTÖ'nûntier
iki tekeli kendi siyasal amaçları
doğrultusundakullanacağından
kimsenin kuşkusu yok.
Örneğin SHP'nin savı çok ke-
sin cizgide. Anayasadaki açık hü-
kümler dururken Magic BoxJn
futbol kulüpleriyle yayın sözleş-
meleri yapması tümüyle yasalara
aykırı. Bu sözleşmeler yasa açı-
sından geçerlı değil. Baykal soru-
yor: "Böbreğimi birine sattığımı
gösteren birsözJeşme imzalasam
geçerli olabilir mi?" Bu örnekle
Magic Box'ın imzaladığı sözleş-
meler aynı kapıya çıkıyor.
SHP, Demirel'in Magic Box'ı
TRT'ye karşı bir seçenek gibi gö-
rüş bıldirmesini de yadırgıyor.
Anayasaya aykırı bir ginşime arka
çıkılmasından ve bu destekle Ma-
gic Box'tanyararianmasevdasın-
dan habercilik alanında çıkar sağ-
lamayaçalışmanın geçerli olma-
yacağınıönesürüyor.
TÖöteden beri TRT tekelini kal-
dırmak.özelTVyayınlarınakapı-
yı aralamaktan söz eder. Şimdibu
isteğinı ağzına almıyor. Bir yan-
dan devlet tekeliyteTRTyi ele ge-
çırmiş, şimdi deoğlumuzAhmet'-
le Magic Box'ını cebine koymuş.
Baykal, "Gün gelecek, Demirel
de mahduma özel' yayınlardan
yakınacak" diyor ve bu konuda
anayasa değişikliğine gidilirse,
yardımcı olacaklannı söylemele-
rine karşın, TÖ'nün duymazlıktan
gelişini 1992 seçimleri için hazır-
lıkdiye niteliyor.
Demirel basına yansıyan sözto-
riyle yansımayanlar arasında
dağlar kadar fark oldugunu söylü-
yor. "Mahdum TV ile devlet
TRT'si arasında fark olmaya-
cağını" Magic Box'la yaptığı
görüşmede dokundurduğunu
söyleyerek bir yerde Baykal'laça-
kıştığını bildiriyor. Soru "doğru
haberciliğe" dayanınca, Magic
Box'ın bu görevde başanlı olma-
sını dilediğıni sözlerine ekliyor.
Demirel'e "OyleyseTRTteke-
lini kaldırarak özel TV'ye olanak
sağlanması için yapılacak anaya-
sadeğişikliğine sizdedestek ve-
recek mısıniz?" diye sorduk. DYP
lideri "Öyle görünüyor" demekle
yetindi. SHP, şayetözel TV'yeyol
açılacaksa anayasa yine çiğnen-
meden gerekenin yapılması eği-
liminde.
TÖ, iki muhaiefetten gelenses-
lere neden kulaklarım kapıyor?
Magic Box gibi tümüyle denetimi
altına gireceğinde kaygı duyma-
dığı bir yayın organını ele geçir-
mışken, denetım altınaalamaya-
cağı başka özel TV'leri, -
herhalde- basına bela etmeyi is-
temiyor.
Devletı parsel parsel özelleşti-
ren zihniyet, sıraTV'ye geldi mi te-
kelcilikte şampiyonluğa so-
yunuyor.
Magic Box gibi bir banka, Ah-
met Özal ve doğrudan TÖ bağlan-
tılı TV'den eşitölçülerde haberci-
lik ummak düş görmek gibi bir
şey.
Demirel de anayasaya dayana-
rak bütünüyle Magic Box'a karşı
çıkmalı.
Kara çarşaflı gösteri
(Baştarafı 1. Sayfada)
çıkanlan örgütün "mevcut anaya-
sal düzeni yıkarak yerine Kürt-
tslam sentezine dayanan Kürt dev-
ieti kurmayı amaçladıklan" iddia
edildi. Sanıklar, suçlamalan red-
dederek Kürtçü olmadıklannı, ci-
nayetin kendi inançlarına ve in-
sanlığa ters duşen bir olay oldu-
gunu, olaylarla hiçbir ilişkileri bu-
lunmadığını öne sürdüler. Sanık-
lar MÎT ve siyasi şubede yoğun bi-
çimde işkence gördüklerini belir-
terek tecavüzle tehdit edildikleri
için hazırlanan ifadeleri imzala-
dıklannı bildirdiler. Partinin yö-
neticilerinden Hamit Turgut, siya-
si şubede üzerine yılan atıldığını.
köpeklerin saldırtıldığını, solcu
bir kıza tecavuz edildiğine şahit
oldugunu iddia etti. Sanıklar sor-
guda polislerin Şeyh Sait'le ken-
di düşünceleri arasında bağlantı
kurmak için kendilerine baskı ya-
pıldığını, kendilerine Kürt diye
alay ederek işkence yapıldığını,
hem Kürt hem Müslüman olun-
maz dediklerini belirttiler. Çetin
Emeç ve Muammer Aksoy'un ol-
dürülmesinin de kendilerine mal
edilmeye calışıklığinı ileri sürdüler.
Daha sonra şikâyetçi taraf ola-
rak dinlenen öldürülen taksici Za-
fer Toplu'nun babası Enver Top-
lu, oğlunun 2 Şubat 1987 günü ev-
den çıktığını fakat gece eve dön-
mediğini anlattı. Bir gün sonra
oğlunun cesedinin Yalova'da deniz
kenarında bulunduğunu belirten
Enver Toplu oğlunu öldürenlerden
şikâyetçi oldu|unu söyiedi. Zafer
Toplu'nun eşi Öngtil Toplu da ko-
casının ölmeden önce çok durgun
oldugunu ve hiç konuşmadığını
anlattı. Sanıkları tanımadıgını
söyleyen öngül Toplu kocasını iş-
kenceyle öldürenlerden şikâyetçi
oldugunu bildirdi.
Savunma avukatları ise Partiye
tslami Kürdistan adlı bir örgütün
bulunmadığını vurgulayarak, Çe-
tin Emeç ve Muammer Aksoy cı-
KtRALIK ODA
Genç doktor
kiralık oda aranıyor.
Tel: 571 49 57
nayetlerinden sonra bir kurban
arandığını ve hazırlanan bir mi-
zansenle müvekkillerinin sanık
durumuna düşürüldüpnü ileri
sürdüler.
Mahkeme heyeti de karannda,
tutuklu sanıklardan Hasan Den-
hans Sanij ve Hacı Aytekin'i ser-
best bırakırken sorgulann tamam-
lanması ve tanıklann dinlenmesi
için duruşmayı ileri bir tarihe bı-
raktı.
Sanıkların sorgulamasından
sonra mahkeme ileriki bir tarihe
ertelendi.
Bu arada mahkeme başlama-
dan önce saat 10.00 sıralannda
DGM önünde toplanan çarşaflı
kadınlar ve çoğu sakallı erkekler-
den oluşan gruplar slogan atarak
gösteri yapmaya başladı. "Kahrol-
sun işkence", "Islam gelecek, iş-
kence bitecek" sloganlanyla Gül-
hane Parkı duvarının yanından
Eminönü'ne doğnı yürüyüşe ge-
çen yaklaşık 300 kişilik gnıba po-
lisin baslangıçta sert tepki göster-
mediği gözlendi.
Kızılay Bölge Müdürlüğü binası
önünde duran grup burada yürü-
yüşe engel olmak isteyen polisle
tartıştı. Bu sırada DGM önünde
toplanan grupla polis arasında çı-
kan tartışma kargaşaya dönüştü.
Çarşaflı göstericiler fotoğrafla-
nnı çeken bayan gazetecilere, "Sen
git çıplak kan fotoğrafı çek, uyc
Islara fotoğrafı çekiyorsun' diye
saldırdılar. Bu sırada "Allahu-
ekber" diye bağırarak yürüyen
çarşaflı kadınlar ellerindeki kar-
ton rulolarla gazetecilerin üzeri-
ne yürüdüler. Bu sırada Allahu-
ekber yazılı bir pankartın da çı-
kanhnası üzerine polis şeflerinin
emriyle çevik kuvvet grubu cop-
layarak dağıtmak istedi. Bu ara-
da polisin grubun önünde yürü-
yen 7 kişiyi gözaitına almak iste-
mesi üzerine göstericiler polise taş
atmaya başladı. Bu sırada bir po-
lisle bir gösterici yaralamrken, po-
lis yaralı gösterici ile birlikte 12'si
kadın 20 göstericiyi gözaitına al-
dı.
Gösterici grup daha sonra Sul-
tanahmet Meydaru'na doğru ka-
çarak dagıldı. Gözaitına alınanlar
akşam saatlerüıde serbest bırakıl-
dı.