23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Barış harekâtı 16 yaşında • LEFKOŞA (AA) — Türkiye'nin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği 20 Temmuz 1974 Banş Harekâtı'nın 16. yıldönümü, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde "Banş ve özgürlük Bayramı" olarak kutlanıyor. Bayram dolayısıyla, bugün "- tören, sabah 8.30^, 16 A önce Türk çıkarmasının başladığı Karaoğlanoğhı'nda, Banş ve özgürlük Arutı önünde yapüacak. Törende, anıta çelenkler konulacak ve şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunulacak. Banş ve özgürlük Bayramı'nda, Türkiye'nin finanse ettiği baa projelerin açüışı yapılacak, yeni protokoller imzalanacak, yeni temeller anlacak. Soydaşa karşı • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da Türk azınlığın "Hak ve özgürlükler Hareketi" partisini protesto eden Bulgar milliyetcilerin başlattığı grevler, Türk azınlığın yaşadığı kentlerde hayatı felcc uğrattı. Bulgaristan radyosu, Kırcaali'de işyerlerinin büyük bölümü, belediye, banka ve yerel radyoda grev yapıldığını, toplu taşun araçlannın trafiğe çıkmadığıru ve grevcilerin trenlerin sefere çıkmasını engellediğini duyurdu. Kırgızistan'da çatıgma; 8 ölii MOSKOVA (AA) — v^^ryet Kırgızistan Cumhuriyeti'nin güneyindeki Osh bölgesinde Kırgızlarla Özbekler arasında yeniden şiddetlenen catışmalarda 8 kişinin daha hayatını kaybettiği bildirildi. Resmi haber ajansı TASS, başta Osh bölgesinin ikinci büyük yerleşim merkezi Üzgen olmak üzere, tüm bölgede 'Pogrom', saldın ve kundaklama eylemlerinin devam ettiğini ve geçen ay başında çatışmalann patlak vermesinden bu yana hayatını kaybedenkrin sayısının 212've yükseldiğini duyurdu. Âzerbaycan'da açhk grevi • MOSKOVA (AA) — . Azerbaycan'da Halk Cepbesi liderlerinin, 2 eylülde yapüacağı ilan edilen seçimlerin demokratik bir biçimde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla başlattıklan kampanya çerçevesinde, Halk Cephesi Yönetim Kurulu'ndan iki kişinin açhk grevine başladığı > 'irildi. AA'nın Bakü'deki K taklardan elde ettiği bügilere göre, Halk Cephesi Yönetim Kurulu'ndan Nimet Penamov ile tsa Kamberov,Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov'u demokratik ükeleri çiğnemekle suçlayarâk, cumhuriyette yapüacak seçimlere Halk Cephesi adaylannın da katüımı konusunda güvence verilmediği sürece bu eylemlerini sürdüreceklerini ilan ettiler. Delors'a güvence • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov, ulkesinin ekonomik refonn yolunda hızla yeni adımlar atmaya devam edeceğini belirterek, Batı'nın da soğuk savaş döneminden kalma anlayışı terk ederek ülkesine teknoloji kısıtlamasını kaldırmasını istedi. Gorbaçov'un, Moskova'yı ziyaret etmekte olan AFnin yürütme organı Avrupa Komisyonu'nun Başkanı Jaajues Delors'la yaptığı görüşmeye ilişkin olarak resmi haber ajansı TASS tarafından yayınlanan resmi açıklamaya göre, Sovyet lideri Delors'a, Sovyetler Birliği gibi bir ülkeyi 'bilgisayarda ayarlanmış gibi' bir çırpıda değiştirmenin kolay olmadığını bildirdi. Küba-İspanya gerginliği - Dış Haberler Servisi — Küba başkenti Havana'daki tspanya BüyükelçiliğTne sığınan dört KUbalının Ispanya'ya gitmesine izin verilmemesi ve karşılıkh suçlamalardan sonra, iki ülke arasındaki gerginlik giderek tırmanıyor. AA'nın haberine göre Havana'daki büyükelçisini danışma için önceki gün geri çağıran Ispanya, dün de Küba ile ekonomik işbirhgini askıya almaya karar verdi. Baker'ın Vietnam'la diyalog kurulacağını açıklaması genişyankı uyandırdı Kampuçyada bamşa doğru 4-T K ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın, Kızıl Kmerler'in # BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi de Kampuçya ile iktidarı ele geçirmelerini önlemek için Vietnam'la 15 yıl # ilgili bir banş planını kabul ettiler. Detayları açıklanmayan aradan sonra diyalog kurulacağını açıklaması, ^u planda, Kampuçya'da ateşkese gidilmesi ve serbest seçimler Kampuçya'da Kızıl Kmerler öncülüğündeki muhalif y yapılması öngörülüyor. Çin, ABD'nin BM'deki Kampuçya koalisyonun durumunu tehlikeye soktu. temsilciliği konusundaki gör üşüne katılmadığını açıkladı. Dış Haberler Servisi — ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Kampuçya sayaşı ile ilgili olarak Vietnam'la diyalog kurabileceği yolunda önceki gün Paris'te yap- tığı açıklama, Hindiçini bölğesi- ni ve bölgedelri çatışmalan dün- ya gündenıinin ilk sıralanna çıkar- dı. Yapüan açıklama BM'de Kam- puçya'yı temsil eden Kızıl Kmer- ler öncülüğündeki koalisyonun durumunu da tehlikeye soktu. Kızıl Kmerler'in tekrar iktida- ra gelmesini engellemeye yönelik olarak atüan bu adımın, ABD'nin Hindiçini politikasında yüzde yüz defişiklik anlamına geldiği bildi- rildi. Baker'ın Vietnam ile diplo- matik ilişki kuracaklan şeklinde bir açıklama yapmadığı ancak ge- lişmelerin bu noktaya varacağına dikkat çekildi. ABD Dışişleri Ba- kanı "Vietnam, Kampuçya hükü- meti iizerinde elkili. Serbest se- çimlerin yapüabilmesi amacıyla bu eddsini kullanabinr. Bu neden- le Vietnam'la diyaloga ginnek istiyoruz" şeklinde konuştu. ABD'nin, Kampuçya hüküme- tine karşı mücadele veren koalis- yonu desteklemesi ülkede buyük tepki topluyordu. Amerikalıların tepkisi Prens Norodom Sihanouk ve Kampuçya eski başbakanı Son Sann'a verilen desteğin, koalisyo- nun büyük ortağı, Kızıl Kmerler'e de yansımasından kaynaklanıyor. Birleşmiş MilieUer Güvenlik Konseyi'nin beş daimi Uyesinin Paris'te iki gün süren toplantıla- rında oluşturdukları Kampuçya banş planımn detaylan açıklan- madı. Şarth ateşkes ve serbest se- çimler yapılana kadar geçici bir hükümet oluşturulmasını öngür- düğü bildirilen planın, ABD, SSCB, Ingütere, Fransa ve Çin yet- kililerinin 27 ağustosta New York'ta yapacaklan toplantıdan 20.yüzyılın en kanlı rejiminin sahipleri Kızıl Kmerler Pol Pot liderliğindeki gerilla grubu, 20. yüzyıl tarihine en kan- b sayfalan yazmakla tanınıyor. 1960'ü yıllann başlarında Fran- sa'da eğitim görmüş Marksistle- rin yöneüminde Prens Norodon Sibanouk'a karşı ayaklandılar. Vietnam'ın ABD'ye karşı verdi- ği bağımsızlık savaşında önce ta- rafsız kalan, daha sonra 1965 yı- lında VV'ashington ile ilişkiierini kesen Prens Sihanouk'un ülkede basta rejimi oluşturması, ordu ve tutucu çevrelerce hoş karşılanmı- yordu. Baskı özellikle yurtdışm- da eğitim görmüş sol görüşlü genç Kampuçyahlar arasında hosnutsuzluk yaratıyordu. Siha- nouk 1970 yılında ABD'den des- tek alan General Lon No) ve ar- kadaşları tarafından devrildi. Si- hanouk, Lon Nol yönetimini de- virmek isteyen Kampuçya Birle- şik Ulusal Cephesi'nin başına geçti. Lon Nol vönetimi. Khietı Samphan, Hon You ve Ho Nim önderliğindeki Kmer birlikleri- nin kırsal kesimde hükümete kar- şı yürüttükleri miicadeleyi kont- 1976'da Çin taraftarı politika izlemeye başlayan Kampuçya'da kentlerde yaşayan milyonlarca kişi köylere yerleştirildi. Rejim düşmanı ilan edilenler toplu olarak katledildiler. 1977'de yietnam-Kampuçya ilişkileri koptu. 1979'da Vietnam birlikleri Pol Pot rejimini devirdi. Kızü Kmerler yeni yönetime karşı mücadeleye başladı. rol altına alamadı. Nisan 1975'te iktidar devrildi 1976 yılında Khieu Samphan devlet başkanı, Pol Pot da başbakan oldular. Kampuçya Komünist Partisi Çin taraftarı politika izlemeye başladı. Güney- doğu Asya'yı kendi nüfuz alanı olarak gören Çin, Sovyetler Bir- liği'nin bu bölgede güçlenmesine karşı çıkıyordu. Kentlerde yaşa- yan milyonlarca kişi köylere yer- leştirildi. Tarım üretimmin art- tınlması için kolektif çiftliklerde zorla çalışbnldılar. Rejim düş- manlan ilan edilenler toplu ola- rak katledildiler. 1977 yılında Kampuçya-Vietnam ilişkileri koptu. tşin içine ekonomik kriz ve salgın hastalıklar da girince Kampuçya'da ölenlerin sayıa bir milyona yaklaştı. Vietnam birlik- leri 1979 yılında Pot Pot rejimi- ni devirdi. Hükümet başına Heng Samrin getirildı. Kampuç- ya eski Başbakanı Son Sann li- derliğindeki aşın sağcı Khmer Ulusal Halk Kurtuluş Cephesi, Sihanouk liderliğindeki Ulusal Ordu ile Pol Pot yönetimindcki Kızıl Kmerler yönetime karşı birlikte mücadele başlalülar. sonra açıklanacağı kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanı, BM'de Kampuçya'nm Kızıl Kmerler'in öncülüğündeki koalisyon tarafm- dan temsil edilmesi konusundaki görüşlerini değiştirebileceklerini açıkladı. Sovyetler Birliği'nin tüm çabalanna rağmen, Vietnam des- tekli Kampuçya hükümetinin BM'de yer alması kabul edilme- mişti. Vietnam'ın geçen yıl birlik- lerini Kampuçya'dan çekmesinden ve Kızıl Kmerler'in Hun Sen hü- kümetine karşı saldınlannı dur- durmalanndan bu yana, birçok Batı Avrupa ülkesi, Kampucya'run BM'deki sandalyesinin boş tutul- ması gerektiğini savunuyor. Çin dün yaptığı bir açıklama- da, ABD'nin BM'deki Kampuçya temsilciliği konusundaki göruşle- rine karşı çıktığını bildirdi. Çin Dışişleri Bakanhğı sözcüsü İin Gnihaa "Kampnçya'da siyasi an- laşma sağlanmadıkça BM'deki temsUdligi boş bırakılmamahdır" dedi. Vietnam yönetiminin, ABD'nin Kampuçya sorunu ile ilgili olarak diyalog başlatma kararını mem- nuniyetle karşıladıgı bildirildi. AA'nın haberine göre, Vietnam Dışişleri Bakanı Nguyen Co Thach, dün yayımladığı bildiride, Kampuçya sorununa insan hakla- nna saygı ilkesine dayah bir siya- si çözüm bulunmasından yana ol- duklanm daha önce birçok kez di- le getirdiklerini kaydetti. Karnpuçya'daki H u Sen hükü- metinin, ABD'nin Kızıl Kmerler'k ilgili tutumunu değıştirmesinde, memnunluk duyduğu da haber ve- rildi. Kampuçya Dışişleri Bakan- hğı sözcüsü Chum Bun Rong, dün yaptığı konuşmada, Baker'ın açık- lamalanm "yapıa" bulduklannı söyledi. Kampuçya hükümetine karşı mücadele veren gerilla gmbunun bderi Prens Sihanouk, ABD'nin politikasını değiştinnesinin ülke- de iç savaşı şiddetlendireceğini ile- ri sürdü. Kuzey Kore'de yaşadığı sarulan liderin Paris'te yayımla- nan açıklamasında, ABD'nin tu- tumu "çok büyük bir haksahk" olarak nitelendi. Prens, tüm ulus- lara Kampuçya'yı BM'de kendi- lerinin temsil etmeleri konusunda verdikleri desteği çekmemeleri çağrısında bulundu. Ankara, Washington*la ilişkilerinin geleceğiiçin çalışma başlattı BOZEITDENATYE Üsler için'kira' talebiANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Yunanistan-ABD Savunma lşbirliği Anlaşması'nın (SİA) Ankara-Vv ashiriglon ilişkilerinde yarattığı olumsuz atmosfer sürer- ken, Türkiye'nin "en yakın müc- teflkl" ABD ile ilişkilerinin gele- ceğine yönelik kapsamh çalışma- lar yürüttüğü bildirildi. Ancak bu çahşmalarda "meydan okumg" düşüncesinden hareket edilmedi- ği, aksine ABD ile ilişkilerde son dönemde Türkiye aleyhine bdjren gelişmeleri "dengeleyecek" un- surların araştınhnası üzerinde du- rulduğu belirtildi. Türk-ABD Sa- vunma ve Ekonomik lşbirliği An- laşması'nın (SEİA) "kökünden" revize edilmesinin "Türkiye'nin çıkarlanna uygan-duşmeyecegi- ni" ifade eden yetkili cevreler, Ankara'nın taleplerinin bir "ek mektnp"ta yer almasım isteyece- ğini tahmin ediyorlar. Yetkili cevreler arasında yapı- lan nabız yoklamalanndan çıkan görüşlere göre Yunanistan-ABD StA metninin de aynntıh olarak incelenmesinden sonra Ankara'- da yürütülen çahşmalarda esas olarak şu konular üzerinde duru- luyor: — ABD'nin muglak' ifadelerle de olsa 'dış saldıniara' karşı Yu- nanistan'a verdigi guvencenin Atina larafından Türkiye'ye yö- nelik olarak yorumlanmasını en- gelleyecek düzenlemeler. —\* ashington'un V iyana'da >ü- riitiiten Avnıpa'da Konvansiyond Kuvveller Müzakereleri'nden (AKKUM) çıkacak anlaşma son- rasında Yunanistan'a vermeyi umduğu malzeme\e ilişkin SİA'- daki yazılı bildiriminin benzerini Türkiye'ye yapmasi, — Doğu-Batı ilişkilerindeki yn- muşama dönerainde ABD Kong- resi'nin baskıları ile azalma süre- cine giren askeri yardım yerine Amerika'ya sağlanan üs imkânla- n için 'kira' blenraesi olasdıjı. Yetkili çeVTeler, özellikle ulus- lararası ilişkilerin içine girdiği ve nereye gideceği belli olmayan or- tamda ABD ile olan stratejik iliş- kinin yadsınamayacağını belirtti- ler. Söz konusu stratejik ilişkinin "karşılıklı çıkarlara" dayandığı- nı ifade eden bu cevreler, "pire- ye kızıp yorganı yakmanın alulcı bir yaklaşım olamayacagını" kay- dettiler. Türk-ABD ilişkilerinde özellik- le Bush yönetimi ile alevlenen cid- di sorunlann da gözardı edileme- yeceğini ifade eden bu yetkililer şu görüşlere yer verdiler: "ABD'ye söylemek istedigimiz madem ki soguk savaş sonrasın- da da global çıkarlan olacak ve Tiirkiye ile ilişkileri bu açıdan önem taşıyacak, o zaman Türki- ye'ye karşı taahbütlerini yerine getirmesidir. Aynca ikili ilişkile- rimizin sadece askeri degil, bunun ötesinde ve paylaşılan ortak de- gerlere de dayandıgının bilinme- si gerekiyor. ABD'deki lobilerin etkinligini biliyoruz. Demokratik ortamlarda bu olabilir. Aynı şey Türkiye için de geçerli olabilir. Ama uluslararası taahhutlere gir- miş bir yönetimin bu tur etkenle- re alet olmaması gerekir." ü s t e 8 e l e n >e r sarsınülanyla yıkılan Filipinler' p J d e e n k u ajündaküeri k u r t a r m a çalışmalan büyük gayretle süruyor. Ölü sayısının 600'ü aşügı yolundaki son haberlere karşın, enkaz altında yuzlerce ölü olduğu bildiriliyor. Kurtarma çalışmalan, önceki gün başlayan fırnna ile büyük ölçude yavaşla- dı. Fırtına, Filipinler'in birçok bölgesini etkisi altına aldı. Ancak, tüm bu olumsuz koşullara karşın, Filipinler'de birçok kişi gücünün son sınınna kadar enkaz kaldırma çalışmalannı sürdürdü. Rumların başvurusuna işlem yapılmamalı ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanı Ali Bozer, Kıbns Rumla- nntn, tüm "Kıbns" adına AT'ye üyelik başvurusunun, iki toplu- mun ilişkileri ve adanın geleceği bakımından ciddi hukuki, siyasi ve manevi problemler ortaya çı- kardığıru söyledi. Bozer, AT Dönem Başkanı Gi- anni de Michelis'e, Kıbns Rum yönetiminin Avrupa Topluluğu'- na başvurusuyla ilgili bir mektup gönderdi. Ali Bozer mektubunda, Kıbns Rum yönetiminin başvurusuna hiçbir işlem yapılmaması gerekti- ğini vurgulayarak, "Hatta komis- yona dahi gönderilmemesini İstiyoruz" dedi. Daha önce KKTC Cumhurbaşkanı Raui Denktaş tarafından gönderilen memorandumu da hatırlatan Bo- zer, "Kıbns Tnrklerinin görüşle- rini aynen paylaşıyornz" dedi. Bozer, Kıbns Rum kesiminin başvurusunun, uluslararası huku- ka aykın olduğunu ve Kıbns'ın bütünü için ulaşüabilecek huku- ki sonucun değerini kaybettirdi- ğini ifade etti. Denktaş'ın demeci KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye verdiği demeçte, Kıbns Rum kesiminin 4 temmuz- da ATye yaptığı başvurunun top- luluk tarafından kabul edilmesi- nin, fiili olarak bir başka Kıbns devletinin varhğının tarunması an- lamına gelebileceğini söyledi. KKTC'nin Avrupa Topluluğu'- na girmek için bir başvuruda bu- lunmadığım hatırlatan Denktaş, "Böylece iki Kıbns devleti oiacak- ür: Biri AT üyesi, digeri nye degil" dedi. CEZAYIR NOTLARI (5) FlS'ten6 ahlak dışı'mtiziğe yasak SABETAY VAROL CEZAYtR — Son bir ay içinde Ceza- yirlilerin günlük yaşamında şimdilik eski- ye oranla köklü değişiklıkler göze çarpı- yor. Başkent, sahil şeridindeki tatil mer- kezleri ve "açık nkirli" oluşuyla tanınan bazı bölgeler bir yana bırakıhrsa Cezayir'- de geleneksel yaşam tarzının baskısı hayli ağır. Buna karşılık yer yer lslamcı Selamet Cephesi'nin ele geçirdiği belediyelerde ye- rel meclislerin aldığı bazı kararlar bu ör- güt iktidara gelirse neler olabileceği konu- sundaki endişeleri yoğunlaştınyor. Bu ka- rarların ülke basınında en çok yazılıp çi- zilenleri şöyle sıralanabilir: 1. Cezayir'in Bodrumu sayılan tarihi Ti- paza Belediyesi kent içinde erkeklerin diz sevjyesinde, kadmlann ise dizlerinin altın- da olması koşuluyla şort giymelerine izin verme yönünde bir karar aldı. Vali, kara- rın bireysel özgürlük kavramına aykın ol- duğunu belirterek uygulanamaz olduğunu açıkladı. 2. Bazı tslamcı Cephe yanlısı belediye- ler kendi belediye sınırlarında kadmlann ayrı, erkeklerin ayrı yerlerden denize gir- meleri gerektiğini ve bu yönde karar alı- nacağını açıkladılar. Henüz uygulanma- makla birlikte birçok yörede korkudan halkın kendiliğinden bu karara uyduğu ha- ber veriliyor. 3. Ülkenin ikinci büyük kenti olan Oran'da belediye arabesk ve rock karışı- mı, asi gençlerin ürettiği "rai" müziğiyle ilgili' önceden programlanan bir festivali yasakladı. Daha önce devlet televizyonun- da da benzer nedenlerle yasaklanan bu mü- zik türü FtS tarafından ahlak dışı sayılı- yor. 4. Üçüncü büyük kent olan Konstantin'- de belediye önümüzdeki ders yılından iti- baren karma liselerin kız lisesi ve erkek li- sesi şeklinde aynlacağına dair bir karar al- dı: 12 haziran yerel seçimlerinden hemen sonra Maliki mezhebinden olanlann FÎS ve FLN şeklinde ikiye bölünmesi yüzün- den bölgesel bir mezhep olan tbadilerin gösterdiği bir listenin seçimi kazanması üzerine küçük bir beldede kanlı olaylar çık- mış. iki olü ve onlarca yaralı var. Başta bu son olay olmak üzere tüm öz- gürlük ihlalleri karşısında Şadli Bencedid yönetiminin yeterince enerjik önlemler al- maması birçok çevrede şaşkınlık yaratıyor. Devlet başkanımn FtS'le gizli bir uzlaşma- ya vardığı gazete sütunlanna kadar yan- sıyor. Geleceğedönük diğer bir yaygın söy- lenti ise önümüzdeki haftalarda lslamcı Cephe yandaşlannın mevcut parlamento- nun feshedilmesi için meclis binası önün- de oturma grevi örgütleyeceği ve fesih ka- rarı verilene kadar eylemin devam edece- ği yonünde. Türk asıllı 67 yaşında bir sa- nayıci olan Mahmut Turki bağımsızhk sa- vaşına katıldığı halde FLN'ye en ufak bir sempati beslemiyor, Ahmet Ben Bella'nın saf dışı bırakıldığı eski lider Ferhat Abbas'ı tutuyor. Kendini ıhmlı bir tslamcı parti sayan Ce- zayir Yenileşme Partisi (PRA) lideri Bo- ukrouah da FlS'in birçok yönuyle lran'- daki devrim öncesi örgütlenmeye benzedi- ğini söyleyerek tehlike çanlarını çalıyor. 1970'ten beri tslamcı hareketin içinde yer alan Boukrouah Cemal Abdiil Nasır'ın din ışleri damşmanı Cezayirli din bilgini Be- nuahi Malik'in öğrencısi. PRA lideri, ls- lam düşüncesinin gözden geçirilerek çağ- daş koşullara uydurulmasından yana. FİS'i çok iyi tanıyor ve Iran'da eski Cum- hurbaşkanı Beni Sadr gibi kişilerin düştü- ğü hataya düşmeyeceğini söylüyor. Ancak yeterli çoğunluk olmaması halinde anaya- sayı harfiyen uygulaması koşuluyla FtS'- le koalisyona gidebileceğini söylüyor. Ül- kenin önemli bir azınlığı olan Berberi kö- kenli RCD (Kültür ve Demokrasi İçin Ye- nileşme) adlı seçimlerde üçüncü olan par- ti de lslamcı Cephe'nin ister istemez tota- liter bir düzene geçeceğine inanıyor. Buna karşılık Batılı yaşam tarzmı be- nimsemiş genç Cezayirliler genellikle "kor- kacak bir şey olmadığını" söylemeyi ter- cih ediyorlar. Cezayir'in lüks otellerinden birinin bodrum katındaki diskotek tıklım tıklım. Kızlı erkekli gençler Batı müziği eş- liğinde dans ediyor. Bunlarla sohbet ko- yulaştırmak tıpkı köşe başlarını tutan so- kaktaki FtS yanlılanyla laflamak kadar kolay. Bu yıl üniversite birinci sınıfa baş- layacak olan bir genç kız "İlk zamanlar çok korktuk. Ama aşınlıklannı görünce birçok kişi FtS'ten uzaklaşmaya başladı. Seçim olursa bir daha kazanacaklannı zan- netmiyonım. İktidara geleceklerini düşün- mek bile istemiyorum" dıyor. At yarışı tahmini yapan bir gazetenin muhabiri olan genç ise neden tehlike gör- mediğini kendince şöyle anlatıyor: "Bize gelerek kumarın giinah olduğu- nu söylediler ve gazetemizi kapatmamızı istediler. Bir raiktar para verdik, gittiler. Yine gelirlerse bir daha para vereceğiz. Olay bu kadar basit!" BİTTİ DUN^ADABUGIJN AUSIRMEN Haksız mı? Çeyrek yüzyıldır yazılarım dikkatle izlediğim İlhami Sovsal, ba- sın mesleğinde doruğa ulaşmış, ama gazeteciliğin, davaya inan- mışlığın bedelıni büyük acılarla ödemış, saldırıya uğramış, her geçiş döneminde hapishanelerden geçmiş, soğukkanlılığı ile gü- lümsemesini, tıpkı kişiliğmin aynlmaz bir parçası haline gelmiş bulunan alçakgönüllülüğü gibi hiç elden bırakmamış bir kişi. Benim yaşımdakilerin hemen hepsinin "İlhami Abi" diye ça- ğırdığı Soysal'ın yazılarım dikkatle okumam 23 yıla varan dost- luğumuzdan, bir sürü olayı, sıkıntıyı birlikte yaşayıp göğüsleme- mizden değil, onun yıllardır eksilmeyen gözlem gücüne ve sağ- duyusuna duyduğum güvenden kaynaklanıyor. Ankara'da siya- set kulisini yakından izleyerek haberle yorumun iç içe oldıiğu köşe yazarlığını gelıştirmede öncülük etmiş olan İlhami Soysal, 18 temmuz tarihli Milliyet'teki yazısında, parlamerrtonun dünkü olağanüstü toplantısını ele alıyordu. Bilındığı gibi parlamento dün, SHP ve DYP milletvekillerinin ımzalarıyla olağanüstü toplandı. Salt toplantmın sağlanmış ol- ması, muhalefetın birlikte hareket ederek Türkiye'nin çok kritik bir döneminde vurdumduymaz iktidarı parlamento önünde he- sap vermeye çağırmayı becerebilmesi bile başarı olarak kabul ediiebillr. Hatta kanun gücOndeki kararnamelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru ile hükümeti köşeye sıkıştıracak gibi görünen SHP'nın hem bu başvurusu hem ayrıntılarına bu sütunlarda dokunacağımız Güneydoğu Raporu, ana muhaletette bir kıpırdanmanın belırtısi; DYP ile başlattığı diyalog ise gele- cekteki, kanımızca kaçınılmaz, sorunlu işbirliğinin ilk gösterge- lerinden biri olarak yorumlanabılir. Ne var ki parlamentoyu toplantıya çağırmaya yönelik girişimin perde arkasını bilenler, çok kolay, çok doğal ve rahat gerçekleş- tirilebilecek bir SHP-DYP dıyaloğunun bile nice ıkınma sıkınma- ların sonunda zar zor sağlandığını gördükçe gelecek hakkında ciddi kaygılar taşımaktadırlar. Parlamentonun olağanüstü toplantısının konusuna gelince: Bi- lındığı gibi Meclis hac farızasını yerine getirirken yaşamlarını yi- tiren 500'ü aşkın yurttaşımizın durumlarını ve bu konuda hükü- metin tutumunu görüşmek üzere toplanmıştı. işte değerli ve deneyimli usta yazar İlhami Soysal da konuyta ilgili yazısında olayın bu yanını eleştiriyor. Yazının belirli bölüm- lerine bir göz atalım: "...Neymiş TBMM olağanüstü toplanıp hac farizastnı yerine getirirken Suudı Arabistan yöneticilerinin dangalaklıkları yüzün- den kurban verdiğımız yedi yüze yakın hacı ve hâcce adayımı- zın kanının hesabım soracaklarmış... Ne diye soracaklar? Efendim Mekke ve Medine'ye gönderdi- ğin hacı adaylanna neden iyi göz kulak olmadın diye... Yani en adisinden, en bayağısından duygu sömürüsü ve so- zümona ış yapıyormuş gibi görünme çabası... ...Türkiye'de 1990 yılının ortasında TBMM'yi olağanüstü top- lantıya çağırmak için başka hiçbir gerekçe yok muydu? Hani ne oldu bu sözümona muhalefet partileri demokrasiye çok düşkün- düler? Atatürkçülük, laiklik dillerinden düşmezdi? Niye illa da yedi yüze yakın hacının ölmesi için Meclis'i toplantıya çağırıyor- lar da akıllarına laik Türk devletinin on tane valisinin Suudi pa- rasıyla hacca gitmesinin anlamı nedir diye Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmak gelmıyor?.." İlhami Soysal daha sonra Türkiye'nin birbirini izleyen iç ve dış, yaşamsal Sorunlarını sıralıyor ve muhalefetin bütün bu konular dururken, yalnızca hac faciasını görüşmek üzere olağanüstü çağ- rı yapmasını eleştiriyor. Şimdı bu elestirilere karşılık "olayda 500-700 kişınin yaşam- larını yitırmiş olduğunu ve Suudi destekli olduğu söylentıleri çok yaygın ANAP'ın bu olayda inanılmaz bir edilginlik içine girdiğini ve muhalefetin bunui hesabım sormayı amaçladığını" soyleye- bilirsiniz. Ama sanırım bu savlar bile ilhami Soysal'ın eleştırilerindeki haklılığı ortadan kaldırmaz. Bugün Türkiye'de gerçekten hemen h%r biri 500-700 yurttaşımızın.can verdigi hac faciasından çok daha onemlı, çok daha yaşamsal nice sorun var. Hatta bızce, devlet ile Rabıta İç içelıği hac faciasından çok, ama çok daha dehşet verıcı, çok daha önemli bir sorundur. Ama nedense laikliği dilinden düşürmeyen muhalefet, konu- nun bu yanını değil de duygu sömürüsünü yeğler görünüyor. Bu durumda, konunun özüne, Türkiye'nin gerçekten yaşam- sal sorunlarına dokunmaktan kaçınıp duygusal alanda puan top- lamayı yeğlemiş muhalefetı eleştiren, hatta ınceden inceye ala- ya alan İlhami Soysal haksız mı? BM KIBRIS RAPORUNU GÖRÜŞTÜ Güvenlik Konseyi Cuellar'a destek verdi BM Güvenlik Konseyi, Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın önerdiği 'eylem planı'nı oybirliğiyle destekledi. Rum yönetimi Güvenlik Konseyi'ni olağanüstü toplantıya çağurdı. NEW YORK (AA) — BM Gü- venlik Konseyi, Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın Kıbns rapo- runu oybirliği ile destekledi. Bu- na göre genel sekreter taraflara çözüm telkinlerinde bulunabile- cek. BM Güvenlik Konseyi, Dönera Başkanı Malezya Daimi Temsil- cisi Büyükelçi Razalı tsmail baş- kanlığında önce kapalı olarak da- nışma niteliğinde ve daha sonra açık oturum halinde süren bir toplantı yaptı. Oturumda kimse söz almadığı için başkan, daha önceden taraf- ların "ohır" verdiği başkanlık açıklamasını okudu. Açıklamada, sorunun çözümü- ne ilişkin gelişme sağlanamayışın- dan duyulan üzuntu dile getirildi ve genel sekreterin raporunda önerdiği eylem planımn desteklen- diği bildirildi. Genel sekreter, iki lideri bir mutabakata varmadan bir daha bir araya getirmeyi düşünmediği- ni, buna karşılık önce Kıbns'ta taraflar arasında bir çerçeve an- laşması taslagını hazırlamaya yö- nelik olarak yardımcılannın gö- rüşmeler yapmasını amaçladığını ve 649 sayüı konsey kararı çerçe- vesinde iki toplum liderine bazı telkinlerde bulunma niyetinde ol- duğunu açıklamıştı. Başkanlık bu görüşü destekler- ken taraflardan adada gerginliği tırmandırıcı yeni davranışlardan kaçınmalan tavsiyesinde bulundu ve genel sekreterden gelişmeler hakkında 30 ekim tarihine kadar yeni bir rapor vermesini istedi. Rumlardan olağanüstü toplantı çağnsı Rum yönetimi Dışişleri Baka- nı George Yakovu imzası ile Gü- venlik Konseyi BaşkanlığYna gön- derilen bir mektupta, konsey ola- ğanüstü toplantıya çağırüdı. Mektupta, Maraş'taki askeri yapının değişmesi ve KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "bu aşamada Maraş yerleşime açıla- maz" demesine dikkat çekildi ve konseyin olağanüstü toplanması istendi. Yakovu'nun bu mektubuna ek olarak Rum yönetiminin BM tem- silcisi Andreas Mavrommatis ye- ni bir mektup daha gönderdi ve Maraş'ı çevreleyen bazı tel örgü- lerin sökülmekte oluşunun "sta- tüko"yu bozduğunu ve bunun durumu daha da cıddileştirdiğini öne sürdü. Irak-Kuveyt Körfez'de petrol gergintiği KUVEYT (AA) — Kuveyt Ue Irak arasında petrol kuyulan ko- nusunda önceki gün başlayan ce- kişme söz savaşına dönüştü. Bu kez de Kuveyt, Irak'ı Kuveyt top- raklannda petrol kuyulan açmak- la suçladı. Kuveyt hükümeti, Arap Birliği'ne, iki ülke arasında uzun süredir devam eden sınır an- laşmazlığının çözümlenmesi için yardım çağrısında bulundu. Ku- veyt Haber Ajansı Kuna, hükü- metin bu çağnsımn, Irak'ın it- hamlanndan sonra, Arap Birliği'- ne gönderilen bir mektupta yer al- dığını bildirdi. Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah H-Ahmet El-Sabah, Arap Birliği'ne gönderdiği mektupta, örgütten iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlığının var olan anlaşma- lar ve evraklar çerçevesinde gide- rilmesini istedi. Petrol konusundaki anlaşmaz- lıklar, Irak'ın Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni aşın petrol üretmek ve petrol fiyatlannın düş- mesine yol açarak, "ekonomik sabotaj" yapmakla suçlamasıyla başladı. Irak, iki ülkenin de pet- rol kotası uygulamasını istiyor. Bu arada Arap Birliği Genel Sekreteri Çadli Klibinin Irak Ue Kuveyt arasındaki anlaşmazlığın giderilebilmesi için görüşmelerde bulunmak üzere bugün Kuveyt'e gideceği bildiriliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear