Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 8 HAZÎRAN 1990
Sınıfçıkarıyerine birey çıkarı; devrim değil evrim;dahaaz ideoloji, daha çok bilim;iradecilikdeğilglobali
Sovyetler, insanı keşfediyorOrtadoğu Teknik
Üniversitesi Mimarlık
Fakültesi Şehircilik ve
Bölge Planlama Bölümü
öğretim üyelerinden
Prof. tlhan Tekeli, geçen
ayıtı sonlarında,
Sovyetler Birliği Sosyal
Bilimler Enstitüsü 'nün
— 1 —
GENCAY ŞAYLAN
— Sayın Tekeli, geçen günlerde
Sovyetler Biriigi'ne ilginç bir gezi
yaptınız. Bu gezi bakkında biraz
bilgi verir misiniz?
TEKELİ — Sovyetler Birliği
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Anka-
ra'da yayımlanmakta olan Mark-
sizm ve Gelecek adlı dergiye bir
davet yapmış. Bu davet çerçevesin-
de Prof. Sadnn Aren, Prof.
Alparslan Işıklı, Prof. Oğnz
Oyan, Kenan Somer, Arif Gulök-
siiz ve ben Moskova'yı ziyaret et-
tik. Gezi, bir haftayı aşkın serai-
ner biçiminde yürüdü. Bu semi-
nerlerde, Sovyetler Birliği'nin ya-
şamakta olduğu dönüşüm her yö-
davetlisi olarak, bir grup
öğretim üyesiyle birlikte
Moskova'yı ziyaret etti.
Eğitim Servisi Sefimiz
Gencay Şaylan, Prof.
tlhan Tekeli'yle Sovyetler
Birliği'ndeki siyasal ve
ekonomik durum üzerine
konuştu.
duğu türünden bir çıkarsama ya-
pılmaktadır. Üçüncü olarak dönü-
şume yansız ve bilimsel olarak
bakma eğiliminden söz edilebilir.
Ben kendimi bu gruba koyuyo-
rum. Bu çerçeveye içinden bakın-
ca, öyle sanıyorum ilk kez yaşa-
nan bir olgu ile karşı karşıyayız.
Total bir ideolojinin kendi kendi-
sini dönuştürme çabası içine gir-
difini görüyoruz. Biliyorsunuz,
total ideolojiler toplumsal yaşa-
mın ber alaruru, düşunceyi, dini,
sanatı, bilimi, her şeyi düzenkmek
iddiasıru taşırlar. Bir total ideoloji,
eylem, yani uygulama alanında
başarısız kalınca yıkılır ve onun
yerine yepyeni bir ideoloji, başka
toplumsal güçlerce kurulur. Çün-
ku sistemin toıalliği ona kendini
yenileme olanağı vermez. Işte Sov-
'ugün Sovyetler Birliği 'nde
*yeni bir ideolojinin
önermeleri ortaya konmakta ve bu
önermelere dayanarak nasıl bir
sosyalizm arzulandığı gösterilmeye
çalışılmakta. Bunlarda iki önemli
nokta var: 1. Bilim ile ideolojinin
ayrımı. Bilim üzerinde ideolojinin
ve siyaset baskısımn kalkması 2.
Dünya kültürünün bir parçası olmak
DEĞtŞtMtN MERKEZİ - Moskova^daki Arbat Sokagı Sovyetler'deki buyük çalkantının canlı safanesi DÖTİZ karaborsası, açık fabnş, düsünce, konaşma ve sanat özgtirtügii Arbat'ın ytni ytzünün çizgileri.
nü ile tartışıldı. Felsefi düzeyden
uygulama sorunlarına kadar her
şey üzerinde duruldu. Enstitu yet-
kilileri iki ya da uç kişilik gnıplar
halinde sunuşlar yaptılar ve onla-
rın ortaya attığı göruşler tartışıl-
dı. Bu bizler için çok önemli bir
fırsat oldu. Sanıyorum enstitü yet-
kilileri aynı zamanda yeniden ya-
pılanmada danışmanhk yapıyor-
lar. Onlarla tartışmak, bugün
dunyanın yasadığı çok önemli bir
dönüşümün tanığı olmak fırsatı-
m verdi.
— tsteıseniz önce ideoloji nok-
tasından başlayalım. Sovyetler
Birliği'nin tarihinde ideoloji çok
önemli olmuş, ama şimdi ideolo-
jinin koklu bir degişimi, temei ön-
cnllerinin yepyeni Mr biçimde for-
mıilasyonu söz konusu oluyor sa-
nıyorum. Siz bu konuda ne tür iz-
lenimler edindiniz?
TEKELt — Aslında Sovyetler
Birliği'nde yaşanan buyük ideolo-
jik dönuşüme bellibaşlı uç türlü
yaklaşım söz konusu olabilir gi-
bime geliyor. Bunlardan biri belli
çevrelerin "sosyalizm öldii, yaşa-
sın kapitalizm ve kapilalizmin
zaferi" yaklaşımıdır. Jkinci yakla-
şım sosyalizm-sosyal demokrasi
tartışması ya da tkinci ve Üçün-
cü Enternasyonaller arasındaki
hesaplaşmanın yeniden gündeme
gdmesidir. Burada kimin haklı ol-
yetler'de şimdi yaşanan deney, bir
total ideolojinin kendini yenileme,
yeniden yorumlama çabası.
— Sayın Tekeli, bu noktayı tar-
tışabilmek için once o ideolojinin
nerede yetersiz kaldıgını saptamak
gerekmiyor mu?
TEKELİ — Elbette. Şimdi kar-
şımıza iki temel soru çıkıyor. Bun-
lardan birincisi şu: Sovyet sistemi-
nin içinde hangi siyasal ozellikler
hem bunalıma yol açtı hem de ide-
olojiyi yeniden kunnayı gündeme
getirebildi. Ben bu soru üzerinde
çok durmayacağım, çünkü bu
Sovyet sistemini, tarihini çok iyi
bilmeyi gerekli kılıyor. Şimdi ya-
sanmakta olan yeniden yapılanma
Gorbaçov öncesinde başlamış,
Andropov, hatta galiba Knışçef
dönemine kadar başlangıcı geri
götürmek mümkün. Bu nasıl ol-
du, neden oldu gibi sorulara ce-
vap verebilmek için sistem üzerin-
de aynntılı, uzmanlaşmı; bilgile-
re sahip olmak gerekir. Benim asıl
cevaplandırmak istediğim soru,
ideolojik dönüşum nasıl gerçek-
leştirilmektedir? Bir ideolojik ye-
nilenmede esas olarak üç temel
boyut olduğu duşunülebilir.
Bunlardan birincisi, eski ideo-
lojinin nerelerde, hangi alanlarda
başarısız kaldığımn saptanması-
dır. tkincisi bu başarısızlıklann
nedenlerinin belirlenmesidir ve
üçüncu olarak yeni ideolojinin
üzerine oturacağı umutlann yara-
tılmasıdır. Sovyetler Birliği'nde,
artık birçok alanda başarısız ka-
lındığı kabul edilmiş ve bunların
başında da ekonomi geliyor. Eko-
nomik tıkanmanın kökterinin
19501i yıllara uzaııdığı belirtiliyor.
Fiyat sıstemı, üretilen maüann ka-
litesizliği, dağıtım sisteminin ye-
tersizliği en çok üzerinde durulan
konular. Ama rejimin başka aian-
larda da başarısız kaldığı ileri su-
rülüyor. örneğin dış politikanın
başarısız olduğu, siahlanma yan-
şımn tırmandırılmasının hata ol-
duğu belirtiliyor. Afganistan mü-
dahalesinin yanlışlığı vurgulanı-
yor. Sanıyorum başka kesimlerle
de temas edebilseydik sanata ve
bilime müdahalenin de yanlışlığı
vurgulanacaktı.
— Yani sözii edilen bu batalar
yelpazesi sadece halkın ya da mu-
halefetin soylemi degil, resrai ve
yetkili çevrelerin de tartıştıgı ve
kabul ettigi gerçekler oluyor?
TEKELİ — Evet, resmi ideoloji
hata temeline otunıyor. Hatalar
neden kaynaklandı sorusu da Sta-
IİD dönemine yükleniyor. Başka
bir deyişJe, rejim ve ideoloji Marx
ve Lenin'i düşünce temelinde ko-
nırken, tüm hatalan Stalin'e yük-
lüyor. Tabü bu noktada şunu söy-
lemek mümkün, acaba Lenin ile
Stalin arasmda bir çizgi nasıl ci-
zilecek? Bu çizgi nasıl çizilirse çi-
zilsin Lenin ile Stalin arasındaki
ilişki gündemde kalacak bir tar-
tışma konusu oluşturacak. Ayrı-
ca rejim yeni ideolojisini kurarken
sadece geçmişte yapılmış hatala-
ra dayanamaz, eğer böyle yapar-
sa aslında yaşanan, geçmişte kal-
mış bir tarih için ideoloji kurulu-
yor demektir. Halbuki dünya de-
ğişmiştir ve dunyarun yeni nesnel
özeliikleri yeni ideolojinin kaynağı
olmalıdır. Tabü Sovyet partilileri
bunu görüyorlar ve bu çerçeve
içinde soruna yaklaşıyorlar. Gör-
düğüm kadarı ile iki nesnel yeni
çıkış noktasını ele alıyorlar ve ye-
ni ideolojiyi bu iki nokta üzerin-
de kurmaya çalışıyorlar.
Bunlardan birincisi, dünyada
bir bilimsel teknoiojik devrimin
yaşandığı gerçeğidir. Bilimsel-
teknolojik devrim, insana artık ye-
ni bir bakışla yaklasmayı gerekli
kılmaktadır, çünkü sanayi devri-
minde emekçi sımflann entelektü-
el kapasiteleri Uretim için önemli
değilken, şimdi çok önemli hale
gelmiştir. Bu yaklaşımm doğal so-
nucu, bilimsel-teknolojik devri-
min artık farklı bir emekçi mode-
lini gündeme getirmiş olmasıdır.
lkinci çıkış noktası da "globa-
bzm", yani dünyadaki her sistemin
ve toplumun artık sıkı bir biçim-
de birbirine bağımlı hale gelmesi
olarak tanımlanmaktadır. Böyle-
ce yeni ideoloji bir taraftan
Marksizm-Leninizmin Stalin'i dış-
layan yorumunun olanaklı oldu-
ğunu vurgulamakta, diğer taraf-
tan da bilimsel-teknolojik devrim
ile globalizmin tüm insan ilişkile-
rini degiştirdiğini kabul etmekte-
dir.
— Aslında Marksizm-
Leninizmin, SUlin'i dışlayan yo-
rumu yeni bir şey degildir. Sanı-
yorum bunun birçok örneğinden
söz etmek mumkun. Peki, topium
bu yeni yorumu benimseyecek mi,
önemli sorun bu degil rai?
TEKELİ — Tabü Stalin'i dışla-
yan birçok yorumdan söz etmek
mümkün. Bunlardan biri ve bel-
ki de en çok bilıneni Gramsci'nin-
ki sayılabilir. Görduğum kadarı ile
bugün Sovyetler Birliği'nde
Gramsci yaygın bir biçimde yeni-
den ele alınıyor. Kurulacak yeni
modelin tamamen Gramscici ön-
cüllere dayanacağı ifade ediliyor,
bu herhalde mümkün de değil,
ama üzerinde çok duruluyor. Pe-
ki, halk yeni ideolojiyi benimse-
yecek mi? Şimdi şunu yapmaya
çalışıyorlar. Geçmişte yapılan ha-
talan tek tek her alanda ortaya ko-
yup bunun özlenen "insancıl
sosyalizmi" kurmayı engellediği-
ni ve şimdi katıhm ile insancıl sos-
Ne de olsa peşin fiyatına taksitle ve..»
Ne de olsa Auer!1. FIRSAT: HAZİRAN TESLİM 2. FIRSAT: AĞUSTOS TESLİM
Ürün
630
631 E
651
651 E
655
655 E
661
661 E
661 S
670
880
801 S
911
921
NOT 911
bedeılerf
>
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Şofben
Şofben
D Goz Şobo
D Gaz Soba
Peşinat ve
92 000
111 000
125 000
140 000
138 000
147 000
179 000
189 000
207 000
313 000
97 500
106 000
m ooo
134 000
Taksit
6x 89 000
6x106 000
6x126 000
6x138 000-
6x140 000
6x148 000
6x182 000
6x189 000
6*2UU UUO
6x311 000
6x 93 000
6x105 000
6x108 000
6x 134 000
ve 921 Dogalgoz Sobabnn bakır boru dısında kuHamlaaok
yotlcrın ıcef smdeai' Fıyatlcra KDVdarula
Toplam
626 000
747 000
881 000
968 000
978 000
1 035 000 •
1 271 000
1 1?1 000
1 407 000
2 179 000
655.500
736 000
759 000 -
938 000
tesısot ve montat
Ürün
630
631 E
651
651 E
655
655 E
661
661 b
661 S
670
880
801 Ş
713 2
951
G 11
911
921
Peşinat ve
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Fırın
Şofben
Şofben
Komur Sobası
KatalıtıkSoba
Gaz Şobası
Dogalgaz Şobo
Dogalgaz Şoba
56
67
81
88
88
95
121
123
137
199
65
66
70
55
30
69
88
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
500
000
000
000
000
000
000
Taksit
10x 57
10x 68
10x 80.
10x 88
10x 89
10* 94
10x115
10x120
10x127
10x198
10x 59
10x 67
10x 69
10x 51
10x 31
10x 69
10x 85
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
000
Toplam
626 000
747 000 -
881 000.
968 000.-
978 000
1 035 000
1 271 000
1 323 000
1 407 000
2 179 000
655 500
736 000
760 000 •
565 000.-
340 000.
759 000
938 000 -
Haziran/çyo Ağustosteslrnn 11 r s o f I o
r
m d a n b ı r ı n ı
tçrcıh efmek ıcm ay sonuno kodor zamanınız ^ar.
Dusunun fasmın, karannızı o z g u r c e ~/enn. Arastırarak,
sorup^orusturarak .
Her /1 r ı n Auer kadar modem rrn her s o / b e n Auer kodar
cabuk ve emniyetli rm, ier s o b c Auer kadar sağlam TH.
Paranaın, yıiiarca karsılığınıalaöılmenız ıcm dusunmeğe değer
Auer ıcm dusunmeğe d e ğ e r
AUER
AUERDAYANIKUTÜKETİMMALLARIPAZARIAMAİTHALATİHRACATA.Ş. • Merkez:1511127-1511129 1448792 1492432-1490616(Fax)
Ankara Bölge Müdüriüğü: 22203 55 - 222 87 80 (Fax| Jzmir Bölge Müdüriüğü: 19 69 53 - 25 70 92 (Fax) Adana Bölge MuduHuğu: 13 2108 -17 28 38 (Fax)
Bu komponya 23 01 1986 'anhınde Resmı Gazete de yo/mbnan ılgılı teblığe uygundur Ozel bir uygulomodif Uretıa fırma don AUER IAWVLAT A.Ş nır garontısı dahılınde tarafımııdari poıorlanmolcfadır
Yuksek talep halmde, AUER PAZARLAMA A $ 'mn, 30 6 1990 tanhınden onc kompcnyoyı durdurmo hakkı saklıdır
yalizmin kurulmasının mümkün
olduğu belirtiliyor.
— Yeni ideoloji, sozu edilen bu
insancıl sosyalizmin içerik ve kap-
samı üzerinde yeterince açık mı?
TEKELİ — Benim anlayabildi-
ğim kadarı ile yeni ideolojinin
önermeleri ortaya konmakta ve bu
önermelere dayanarak nasıl bir
sosyalizm arzulandığı gösterilme-
ye çalışılmaktadır. örneğin belli-
başlı 15-20 civannda önerme göze
çarpıyor. Ben önermelere baktı-
ğım zaman hepsınin çok önemli
sayılabilecek iki temel değişikiigi
ortaya koyduğunu gördüm. Bun-
lardan biri bilim ile ideolojinin ay-
rımının kabul edilmesi. Bu gele-
neksel Sovyet düşünce sistemi için
çok yeni bir olgu. Bilim ile ideo-
loüyi özdeşleştiren ve gerçek bili-
min "bilimsel sos>-alizm" olduğu-
nu kabul eden göruş yerine, ideo-
lojinin bilimi dondurduğu ve ge-
lişmesini engellediği görüşu ege-
men oluyor. Tabü boyle bir bakı-
şın egernen hale gelmesinin birçok
sonucu oluyor. Bunlardan biri bi-
lim üzerinde ideolojinin ya da si-
yasetin baskısımn kalkması, bir
diğeri ideolojinin surekli olarak
yeniden kurulma gereğinin kabu-
lu. Tabü bir diğer önemli sonuç,
dünyadaki bilimsel gelişmelerden
yararlanma gereği dunya kültürü-
nün bir parçası olma.
— Acaba kabaca şunu soyle-
mek mumkun mii? Tarihsel ma-
teryalizm ideolojinin kapsamında
kalırken diyalektik maler>alizm
bilimin temel öncüllerinden biri'
kabul ediliyor.
TEKELt — Böyle bir aynm ya-
pılabiür, ama gördüğüm kadan ile
orüar bu tür bir aynm üzerinde
fazla durmuyorlar, tarihsel mater-
yalizmi de bilimin kapsamı için-
de tutuyorlar. Belki şu noktanın
tartışması ilginç olabilirdi. Mark-
sist çözumlemenin ana hatlaı ı bel-
lidir, ama iki Marksist bu çozüm-
lemeyi somut bir duruma uygula-
dıkları zaman farklı sonuçlara
ulaşabilmektedirler. Bu bir meto-
doloji sorununu gündeme getin-
yor, ama gördüğüm kadarı ile tar-
tıştığımız enstitü yetkilileri bu ko-
nu üzerinde çok durmadılar, ilgi
göstermediler. Tartışmalarımızda
çok dikkat çeken bir husus "dii-
şüncede erekliliğin" ortadan kalk-
ması, daha doğrusu kaldınlması
oldu. Sanıyorum bütün glasnost
önerisi gelip bu noktada, düşun-
cede erekliliğin kalkmasında dü-
ğümleniyor. Biliyorsunuz, gele-
neksel Marksist şemada üretim bi-
çimlerinin beş evreden geçerek ge-
liştiği kabulü vardır. Bunlardan
uçü, yani ilkel köleci topium, fe-
odaiizm ve kapitalizm tarihsel ola-
rak yaşanmış evreler. Öbür iki ise,
yani sosyalizm ile komünizm ge-
lecekte yasanacak asamalar. Erek-
li düşünce biçiminde kapitalizm-
den sonra geçilecek sosyalizmin
niteliğinin ne olacağı belliydi.
Hatta Stalinist yorum içinde ka-
pitalizmin gelişmediği bir toplum-
da bile devrim yolu ile sosyalizmin
yerleştirilmesinin yolu irdelenmek-
teydi. Şimdi kapıtalizmden sosya-
lizme geçiş çok farklı bir biçimde
ele alınmaya başlıyor ve geçişin
zorla bir topluma kabul ettirile-
meyeceği ileri sürülüyor. Yani sos-
yalizmin, gelecekte biçimi belli
olan bir uretim duzeni olarak dü-
şünülmesinden vazgeçiliyor ve
onun yerine sosyalizmin zaman
içinde evrimsel olarak belirecek
bir üretim ve topium düzeni ola-
cağı ongörüluyor. Bu, düşüncede
erekliliğin ortadan kaldınlmasıdır
ve ereklilik ortadan kalkınca bir
zorlamanın gerekçesi de söz konu-
su olmayacaktır. İşte Sovyetler
Birliği'nde yeru yaklaşım böyle bir
çerçeve içinde belirleniyor ve de-
mokratikleşme ile özgürleşme bu
temele oturmuş oluyor. Sanıyo-
rum yeni siyasal düşüncenın temel
önermelerini bu çerçeve içinde
özetlemek mümkün.
— Siz de ifade ettini« sistem
Lenin'e hâlâ sahip çıkıyor. Ancak
duşıincede erekliliğin ortadan
kalkjnası demek, Leninist düşün-
cenin temeli olan "voluntarizmin"
(iradecilik) yadsınması anlamına
gelmiyor mu? Bu noktada ne söy-
luyorlar?
TEKELİ — Tabü bu en kritik
sorulardan biri olarak gözüküyor.
Artık voluntarizm ya da iradeci-
lik açık bir biçimde yadsınıyor.
Ancak iradecüiğin yadsınması ka-
dere razı olmak biçiminde de an-
laşılmıyor. örneğin bir siyasi par-
tinin, gelişmeleri kontrol etmek
amacı ile bazı oluşumları ittirebi-
leceği kabul ediliyor. Nitekim bu
sıralarda, öyle gözüküyor ki en
çok tartışılan siyasi kavramların
başında "nesnH ve öznd koşuüar"
geliyor. Yani bu- dönüşüm yapmak
için nesnel koşullar hazır mıdır,
değil midir sorusu gündemin en
tepesinde yer alıyor. Yaşanan ve
resmen kabul edilen başarısızlık-
lar da nesnel koşullann hazır ol-
ilimsel-
teknolojik
devrim, insana
artık yeni bir
bakışla yaklasmayı
gerekli
kılmaktadır, çünkü
sanayi devriminde
emekçi sımflann
entelektüel w
kapasiteleri üretim
için önemli
değilken şimdi çok
önemli hale
gelmiştir. Bu sp
yaklaşımm doğal
sonucu farklı bir
emekçi modelini ..
gündeme
getirmişdr.
mamasına yükleniyor. Tabü bu tür
bk yaklaşırmn, gıderek en uçta ka-
derciliğe varacağı söylenebilir.
Ama kendileri ısrarla kaderciliği
kabul etmediklerini vurguluyorlar.
Peki, bu durumda Leninizm na-
sıl yorumlanabilir? Gördüğüm ka-
dan ile devletin kurucusu olan Le-
nin'i koruyucu bir ideolojik çizgi,
kesinlikle egemen. Lenin'deki ira-
deciliğin, Lenin'in başka yapıtla-
nna yönelerek asunda konjonktü-
rel bir yaklaşım olduğunu göster-
meye gayret ediyorlar. Yani yine
Lenin'in yapıtlannı kaynak göste-
rerek Lenin'in farklı biçimde yo-
rumlanabileceğini kanıtlayan bir
tutum içindeler. fradecilik, temel
siyasal suçlama öğelerinden biri
olarak kullanılıyor. Bu çerçeve
içinde kurulan yeni siyasi düşün-
cenin 12-13 temel önermesi var,.
Birinci olarak belli bir toplum-
sal ya da siyasal amacı gerçekleş-
tirmek için insanın araç olarak
kullanılması yadsınıyor, yani in-
san ön plana çıkanlıyor ve bütün
gelişmelerin aslında insan için ol-
duğu düşuncesinin altı çiziliyor.
tnsan, soyut bir amacın gercekleş-
tirilmesi için araç olarak kullanı-
lamaz deniyor. Bu humanist
Marksizm ya da sosyalizm olarak
tanımlanıyor, temel önerme ola-
rak insan ön plana alınıyor.
tkinci önemli önerme, işçi sını-
fının bir kurtana olarak görülme-
sinden vazgeçilmesi. Geleneksel
yonıma göre bütun sorunlann çö-
zülmesi için sıruf yararlanmn ger-
çekleştirilmesi yeterli kabul edil-
mekteydi. Şimdi, toplumdaki bi-
reyin çıkarlanmn sımf çıkarlan ile
iç içe gerçekleştiribnesi gerektiği
ileri sürülüyor. Yani bireyin çıka-
rı ile sınıf çıkarının, ancak esza-
manlı olarak gerçekleştirilmesi ile
toplumun ileriye doğru sıçrama
yapacağı kabul edilmiş.
Devrim düşuncesinin geri pla-
na itilmesi de üçüncü önerme ola-
rak tanımlanabiliyor, devrimi
mutlaklaştırmamn hata olduğu
kabul ediliyor. Evrim, devrim dü-
şuncesinin yerini aiıyor. Erekscl
düşünceden vazgeçince evrim do-
ğal olarak ön plana çıkacak.
Dördüncu önerme olarak sos-
yalizmi gerçekleştirmek için Sov-
yet modelinin tek yol oJmasrndan
vazgeçiliyor. Eski yorum içinde
proletarya diktatörlüğü, toplum-
sal mülkiyet ve planlı ekonominin
sosyalizmi gerçekleştirmek için tek
yol olduğu; bu tür bir bakışın ta-
rihin belirli kesitinde gerekli ola-
büeceği, ama artık dünya için öne-
rilen tek yol olmaktan çıküğı açık-
ça söyleniyor. Zaten karşı karşıya
bulunulan temel sorunun, kapita-
lizmden sosyalizme geçişin nasıl
yeniden yorumlanması gerektiği
olduğunun altı çiziliyor. Bu sorun
üzerinde zengin bir tartışmanın
bajlatıldıgı gözlemienebiliyor. ör-
neğin sosyalizme geçişin, kendini
sosyalist ilan eden belli bir coğraf-
ya içinde mi olacağı, yoksa bütün
dünyada birden mi gerçekleşece-
ği ya da bazı kapitalist toplumlar
içinde halen şu ya da bu ölçüde
gerçekleşip gerçekleşrnediği ya da
bilimsel-teknolojik devrimden
sonra ortaya çıkacak yeni bir sı-
nıf eliyle mi ytirüyeceği, kapsam-
lı bir biçimde tartışüıyor; sosyaliz-
min yorumlanma biçimleri ciddi
bir biçimde sorgulanıyor. Bu tar-
tışmalar içinde ortaya çıkan bir il-
ginç nokta, Sovyetler'deki mevcut
sistemin sosyalist öğeler taşımakla
beraber psödo-sosyalizm olduğu
tezüıin birçok çevre tarafından ka-
bul görmesi olarak tanırnlanabi-
liyor.
Beşinci olarak devletin rolü ve
işlevinin abarnldığı, sivil toplu-
mun ise geri itildiği belirleniyor ve
sivil topium kurumlannın gelişti-
rilmesi gereğinden soz ediliyor.
Altıncı önerme, zorlama düşun-
cesinin yadsınması ve zorlamanın
meşrulaştırıcı bir öğe olarak gö-
rülmekten vazgeçilmesi. Zorlama-
nın meşruluğunu kaybetmesi ile
parti anlayışmda önemli değişik-
likler gündeme gelmiş oluyor. De-
mokratik merkeziyetçilik ilkesi
ciddi olarak sorgulanmaya başlı-
yor ve paıtiyi monolitik bir kitle
olarak görmenin yerine değişik
kanat ve platformları bir arada
bulunduran yapı olarak niteleme
genel kabul görmüş bulunuyor.
Böylece artık parti içinde yarısan,
birbirine karşı görüş yükselten
çevrelerin bir arada bulunacağı,
başka türlü olmasının mümkün
olmadığı irdeleniyor. Demokratik
merkeziyetçilik de partinin coğul-
cu yapısı içinde eylem birliğini
sağlayıcı bir mekanizma olarak
yorumlamyor.
Yann: Sovyetler
ve