23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurı>el Malbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anomm Şîrketi adına N«dir Nıdi • Genel Ya>ın Muduru. Hasan O n u l . Muessest MudurU Enrint Lpklıgil. Yazı Hlen Vluduru Oka> Conenan, # Habcr Merkejı Muduru Valçıs Bayer, Sa>fa Dazenı YOneımem \Ii Acar, 0 Temsılaler ANKARA: Ahrofl T»a. İZMIR Hıkmrt Çrtinkoa. ADANA Çtüıı lç Polılıka Ccial tejlaııpç. Dış Haberkrr Erguı Bafcı. Ekonomı Cengu Turfcan, I; Sendıka Şafcnuı fafenci. Kullur ObJ U«r. Eğuım Gtm? Şaytao, Habo Aıa»iınna. ISHM Bofcın. Yurt Habeıkn NccdM Doftın. Spor Danışmanı AbdaliMUr Yacdraı. Dızı Yaalar Kcmn Çıltjkan. Arasurma. IjMll Alp«.. Duzdımc AMnlbk >«ncı # Koordınalor 1hm1 kofufcaı, 0 Maiı Ijler Erol trt.ul. • Muhasebe- Bulcnl Yeatr • Buıçe-Planiama Snp Osm»ııbeto$iu 9 Rcklam \vj» Tonın, • Ek Yavınlar Holyi Akyol • tdare HBKMH Gunr. • l>leuiK Onfcr Çdik. • ft,gj-ls ıem \aı] tnal. 0 Pmonel Sogi Bosunootfu. &EDT ve toıo» Cumhun>w Mabaaolık v* Gazcuolılı TAS. Turk O c * Cad. 39/41 l M034 IÎI PK 246-lsunbul Td 512 05 05 (2) ha), TaoL 22M« Fu: (!) 526 <0 72 V Bumtar K+IK Zıya üokalp BK lnlobp S. No »/4. W 133 11 41-47. THCJL 42344 EK. (4) 133 05 65 • bmk- H Zra Bh 1352 S2/J. Td 13 12 30. "fcta 52359 Fu. (51) 1« 53 60 0 tdanK InOnıı Cad 119 S. No 1 Kaı 1 Tc± 19 37 52 (4 hK). Ttta- 62155. Fu. (71) 19 37 52 TAKVİM: 19 HAZİRAN 1990 İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 öğle: 13.10 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37 Doğu Berlin'deki soru: Marksizmi kim kurtaracak? Alman işçi sınıfı tarihinin en önemli belgelerini ve Marx, Engels, Lenin'in eserlerini de içeren Marksizm Leninizm Enstitüsü'nün kitaplığma ABD ve Japonlar talip oldu. Ancak yönetim, eserleri satmaktan yana değil. DİLEK ZAPTÇIOGLU DOCU BERLtN — Demokra- tik Almanya'nın başkentinde "Gelecegimiz ne olacak?" soru- su en çok işitilen sorulardan bi- ri. Bu soruyu kendilerine özellik- le eski bürokratiar, kırk yıllık "sosyalizm" deneyinde şişirilen devlet aygıtında yer alanlar soru- yor. Birleşik Almanya, bu bürok- ratların çoğunu yakında İş ve İş- çi Bulma Kurumu'nun kapısına bırakacak. "Geleceğimiz ne olacak?" so- nısunun işitıldiği yerlerden biri ise, Doğu Berlin "Marksizm-Le- ninizm Enstitüsü." Rivayete gö- re SPD duayeni Willy Brandl bu soruyu eskı D.AJmanya Başbaka- nı Hans Modrow'a, daha Berlin- dekı ılk göruşmelerinde sormuş. Brandt'ın ilgjsi haklı. Çünkü "Marksizm-Leninizm Enstitiisü" (kısa adıyia IML) Alman topra- ğında 19. yuzyıldan beri yaşanan bütün işçi sınıfı mücadelelerinin belgelerini içeriyor. Almanya bir- leşirken ne yeni Doğu Berlin hü- kümeti ne de Bonn bu paha bi- çilmez arşivi devralmaya ve yaşat- maya egilimli gözükuyorlar. "Marksizm-Leninizm Enstira- sü" Demokraük Almanya'yla ya- şıt. Duvarın açıldıgı 9 Kasım 1989*3 kadar görevi, partınin em- rinde D.Almanya'nın "resmj ta- rihini >azmak" olarak özetlene- bilir. Ulkede yakın zamana kadar "tarihscl gerçek tekeli"nı elinde tutan enstitunün şimdı gereksiz- leşmesine şaşmamak lazım. Çün- ku artık Doğu Almanya'da Manc'ın, Engels'in ve Lenin'in eserleri, güncel olayların sosya- lizm ışığında yorumu, kısacası di- yalektik materyalist dünya göru- şü pek az kişiyi ilgilendiriyor. Ancak enstitü, bu ideolojik ve ideolojik olduğu için aşılmış rais- yonunun yanı sıra zengin bir ar- şiv ve kütüphane de banndınyor. Bu kütüphanede Karl Man, Fricdrich Engds, Aogusl Bcbd, WUhelm Lienknecht, Rosa Lük- semburg, Kari Lienknecht, Wü- belm Pieck, Ernst Thaeinuuın ve Otto Grotewohl gjbL Almanya- nın sosyaiizmi doğuran ve geliş- tiren bütün isimJerinin orijinal el yazmalan var. Tamamı 270 cilt oluşturan bu belgelere Alman Komünist Partisi KPD'nin 1919-1945 yıllan arası tekmil ar- şiv materyali ekleniyor. Arşivin en zengin malzemesi ise Alman işçi sınıfının ilk baş- langıcından bugüne kadarki ta- rihini kapsayan 150 bin fotoğraf. Uzmanlar Enstitüsü de aynca Manc'ın ve Engels'in bütün özel kitaplığını ve toplu eserlerini bir araya getirmiş bulunuyor. Bu değerli arşiv ve kütüphane bugün eski Komünist Parti'nin devamı olan Demokraük Sosya- lizm Partisi'ne bağb. Ama parti elindeki maJvarlığını yitirdikten sonra Doğu Berlin'deİci dev ens- titü binasının masraflannı bile karşılayacak durumda değil. Bu- na enstitüde çalısan 200 uzmanın maaşı ekleniyor. Ama sosyalizmin beşiği Al- manya'nın bütün işçi sınıfı tari- hini içinde barındıran "Mark- sizm-Leninizm Enstitnsii"nün ABD'ye veya Japonya'ya satılma- sı fıkri çoğu kişiye cazdp gelmi- yor. Üzerinde durulan alternatif- lerden biri, Federal Almanya'da- ki sosyal demokrat eğilimh Fri- edrich EberJ Vakfı'nın enstitüyü devralması ve çalışmalanmn sür- mesini garantilemesi. Böyle bir "kurtarma hareketi"ni, en azın- dan bir zamanlar işçi sınıfının bağrından çıkan sosyal demok- ratların "boynunun borcu" ola- rak da kabul etmek mümkün. Bir zamanlargençlerin ve turistlerin uğrakyeri olan geleneksel kahve 'tarihe karıştı* Çınaraltı ^korsan yatağı'Beyazıt'ta ünlü Çınaraltı kahvesinin yerini bugün her türden pazarcı, seyyar satıcı işgal etmiş durumda. Yörede turistik düzenleme projesi yapmak isteyen uzmanlar, satıcüar tarafından engellendi. EminönU Belediyesi'nin yetki alanındaki tarihi mekân, otopark ve bitpazanna dönüştü. Belediye, yöreyi kurtaracağını 'vaat ediyor.' NECATİ GÜNGÖR Derler ki, bir zamanlar, Çına- raltı diye bir hoş mekân varmış ol semt-i Beyazıt'ta. Derler ki, ulu bir ağacın gölgesi düşer buraya; in- sanlar bir bardak çayın eşliğinde ve yeşil yaprakların gizemli fısıl- tılannı dinleyerek o koyu gölgenin yarattığı erinç dolu dakikalan adeta yudum yudum içerler imiş... Adına çınar derlermiş ulu ağacın, ama gerçekte çınar değil, kocarruş bir kestane imiş... Başını bulutla- ra yaslamak istercesine göğe uzat- rnış, dallannı, herkesi kucakla- mak isteyen gdnül ehü bir derviş havasıyla dört bir yana acmış, gun görmüş, umur sürmüş bir atkes- tanesi imiş bu! Derler ki ay ytlzlü, ceylan sekiş- li, ürkek ve bejaz bir güvercin mi- sali yürekleri uçmaya hazır genç kızlar otururlarmış o yaşlı ağacın altında bir zamanlar. Ve ellerinde ders kitaplan ve geleceklerine dair toz pembe rüyalan olan delikanlı çocuklar; gözleri ay yüzlü kızla- rın gözlerine değince yeryüzünün bütün kötülüklerine meydan oku- yacak güç bulurlarmış kendilerin- de! Yüreklerinde kâh kaygüı bir sı- nav heyecanı olurmuş kâh mem- lekette yol gözleyen analarının hasreti... Genç kızlarla delikanlı- lar arasmda yaşanan nice aşklara, ayrılıklara, kıskançhklara, umut- suzluklara, küskünlüklere ve da- ha nice insani hallere tamk olmuş kocamış kestane; onların öyle in- cir çekirdeğinden kahırlanıp ka- ramsarlığa düşmelerine bilgece bir TARİHİ ÇINARALTI — Üniversite gençügi ve turistlerin bir zamanlar keyifle cay yudumladıkian Çınaralb'nda bngiin *arabesk' ve 'kor- san' bir esnaf Dogu Avrupa tnrisüerinden gelen kınk dökük mallan pazarlıyor. (Foloğraf: Ugnr Saner) hoşgörüyle gülümsermiş içinden. Başından çokca yıllar, sayısız mevsimler geçmiş olan, o bütün baharlan sarsılmaz bir inançla bekleyen, her kışa, soğuğa, fırtı- naya tevekkülle katlanan ihtiyar ağaç; hem dünyayı bir pula sata- cak kadar uçan ve kalender hem de incir çekirdeğinden bin kahır çıkaran gençlerin halinden anlar- mış. Kimi insanlann hayat defterle- rinde Çmaraltı'nın ayn bir sayfa- sı varmış. Nice edebiyatçılar tanı- mış o insanlardan, bu yaşlı ağaç. Nice şairlerden ağzından şiirleri- ni dinlemiş. Tartışmalar yapılmış, dergiler çıkanlmış, kitaplar imza- lanmış, sevgiliye aşk mektupları yazılmış, yeni çıkmış bir roman in- ce ince doğranıp yenilmiş... Tanpı- nar geçermiş sık sık Çınaraltı'n- dan, kafasında Evliya Çelebi'den dinlediği bir soylenceyle: Bayezid Camii'nin yapımı bittiği sıralarda, II. Bayezid, fakir bir kadından al- dığı bir çift güvercini hediye etmiş. O güvercinler zamanla çoğalmış, cami çevresine dağılmışlar. O gün bugün, Bayezid Camii çevTesinde- ki güvercinler hiç eksilmemiş... Şunu da soylencesine eklemiş ki Çelebi, caminin dışı baştan aşağı ağaçlıkmış o devirlerde Çınarlar, kestaneler, camlar, ıhlamurlarla... Bütün bunlar geçmişte kalmış bugün. Masal olmuş. Anılarda, kitaplarda, belleklerin kıvrımla- nnda kalmış; çok uzaklarda... Çı- naraltı kendine yabancı olmuş. Evhya Çelebi'nin kelamıyla "acib- ül garip" bir mahal olup çıkmış az zaman içinde. Sanat ehli insan- lar çekmişler ellerini eteklerini. Üniversiteli gençler umutlarını kesmişler buradan busbütün... Ne, her tasına, her köşesine sinmiş anılardan bir eser var ne de eski "nezahatinden" bir iz! Yeni bir bitpazarı, bir lurnpen esnaf kala- balığı, gözden sürme kapan uya- ruklar güruhu yamanmış lstan- bul'un sırtına ki, tam da genel dü- zenin küçuk bir modeli! Gizlisi ve alenisiyle işsizler or- dusunun, yürürlükteki ekonomi- nin kapkaç ilkesine, göz boyama yonıemine, bakın altmsuyuna ba- tınp enayilere yutturma ilmine as- la ters düşmeden müteşebbıs bir ruhla kendi kendilerine yarattık- lan sakalet bir iş alanı durumun- da şimdi Çınaraltı. Ankara 'patrik' konusunda hassas Türkiye, Fener Rum Patriği'nin önümüzdeki ay başlayacak ABD ziyareti için diplomatik girişimde bulundu. UFUK GÜLDEMİR ~ WASHINGTON — Türkiye, Fener Rum Patriği Dimitrlns'un Önümüzdeki ay başlayacak olan ABD ziyareti çerçevesinde Ame- rikan Dışişleri Bakanhğı nezdin- de bir girişimde bulunarak Türkiye'nin bu kururnu nasıl gördüğünün altını çizdi. ABD, ammsanacağı gibi Türk yasala- nnın "yerd Ortodokslann nıha- ni lideri" olarak kabul ettiği pat- riği, "dünya Ortodokslannın ev- rensel nıhani lideri" olarak kar- şılamaya hazırlanıyor. lki ülke ilişkilerinde olduğu kadar Anka- ra ile patrikhane arasında da hassasiyet yaratan bu konu, Türkiye'nin diplomatik girişi- miyle yeni bir boyut kazandı. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan bir ABD yönetimi mensubu, gösterilen hassasiyeti "anladıklannr, ama "Türkiye'de yaşayan Rnmlann sa>ısının güniimüzde üç bin ci- vanna duşmiiş olmasının patrik- haneye daha az şüpheci bir yak- laşım gerektirdiğini" ileri sürdü. Amerıkalı yetkilinin bu yak- laşımı, Türk diplomasisinin bu ziyaret dolayısıyla yaşadığı iki- lem hakkında da ipucu veriyor. Bu ikilem şöyle örneklenebilir: Birincisi patrik Türk, ama pro- mosyonunu yapan, günlük ola- rak Türkiye aleyhtan faaliyet gösteren Rum lobisi. tkincisi ya- pılan promosyon patriğın *ekü- menik'yani evrensel şahsiyetini vurguluyof. Üçüncüsü ziyaretin arkasındaki kişi olan Yakovas ile Cumhurbaşkanı Özal arasında- ki diyaloğun getirdiği esnek or- tam içinde Turkiye, bu yeni ya- pılanma içine çekUmek isteniyor. Bu üç unsurun karşısında ise ya- nıtlanmaya muhtaç şu sorular van Eğer Turkiye, patrikhanenin bir Turk kurumu olduğu görü- şündeyse, patriğin Amerika'yı zi- yareti sırasında kendisini bu zi- yaretten soyutlaması ne kadar isabetli olur? Türkiye'nin zıya- rete ilgi gostermesi, patrikhane- nin 'evrensellik' iddiasına cevaz vermek olmaz mı? Turkiye, patriğin ziyareti ko- nusu ortaya çıktığından beri bu sorulara yanıt anyor. Bir yandan dün>a kamuoyuna "Hberal, baş- ka dinlere hoşgörüliı bir Tnr- kiye" göru. »usü vermek arzusu ağır basıyor, dıger yandan pat- rikhanenin "tarihi sicilinin olumsuzluklan" unutulmuyor. 90'da saçlar kare,Bu yıl saçlar kısa ve kare stili. Bu mesaj ünlü Fransız kuaför Jacqnes Dessange'in ön- ceki akşam Hilton Convention Center'da düzenlediği "1990 saç modeli" gösterisin- de dnyurulda. Bir şampuan firmasıyla Artistik Kuaforler Kulübü'nun ortakiaşa düzenledikleri gösteri sırasında, Rejoice şampuanına ait çesitli bilgiler verildi ve dia- lar sunulda. Dessange Kuaför Okulu temsilcileri ise podyumda yer alan mankenie- rin saçlanıu kestüer ve şekil verdiler. 199Cda daha çok "kare stili" denilen kısa saçlann gozde olduğu bildiriliyor. "Her muşteriye bir tarak" sloganını kullanan Jacques Des- sange'in dunyanın çeşitli kcnüerinde toplam 350 salonu olduğu belirtiliyor. (Fotoğraf: Alaattin Çiftçi) Atina dekadrahmisi ve Agrigentum drahmisi bugün New York'ta satışa çıkıyor Sikkeler satış rekoru kıracak mı? ÖZGEN ACAR NEW YORK — Dunya antık sikke pıyasasını yönlendirecek en büyük açık arttırma bu gece New York'ta unlü "SothebyV' müza- yede salonunda yapılacak. "Diin- ya antika sikke satış rekoru kın- lacak mı?" sorusunun yanıtı me- rakla bekleniyor. "Müflis miiyarder" kardeşler Nelson Bunker Hunt ve William Herbert Hunt, vergi idaresi ile ala- cakülanna borçlarıru ödeyebilmek için antika koleksiyonunun bir bölumünu nıüzayedeye çıkardı. Atina'dan gelen dekadrahmiye yarım milyon dolar, Sicilya'dan gelene ise 350 bin dolar tahmini değer biçiliyor. Elmalı sikkelerinin, satış değerini nasıl etkileyeceği merak konusu. Agrigentum drahmisinde Helios, dört atlı arabasıyla gün batısına doğru koşarken görülüyor. Muzayedede 20 milyon dolardan (yaklaşık 52 milyar liradan) fazla bir gelir toplanması bekleniyor. Türkiye'den kaçırılan üç elek- trum sikke ile birlikte bu akşam- ki açık arttırmada pazarlanacak toplam 164 sikkelik koleksiyonda rekora koşan iki dev antik gümuş sikke de bulunuyor. Bunlardan biri, yaklaşık 43 gram ağırlığındaki Yunanistan'da darpedilmış gumüş "Atina dekad- rahmisi", öteki ise 42.5 gram gü- müşten ttalya'nın Sicilya adasın- da yapılmış "agrigentum dekad- rahmisi"dır Bilindiği gibi "drahmi", eski ve modern Yunanistan'ın para biri- midir. Antik dünyada 4.3 gramlık gürnüş "bir drahmi" kabul edildi- ği için bu "dekadrahmi"ler "on drahmi" anlam ve değerini taşıyor. Atina'dan gelen dekadrahmiye yanm milyon dolarlık (1.3 milyar lira), Sicily-a'dan gelene ise 350 bin dolarlık (yaklaşık bir milyar lira- lık) tahmini bir değer biçilmiş. Antalya'nın Elmalı ilçesinde 1984 yılında bulunan ve eski be- lediye başkanı, ünlü eski eser ka- çakçısı Hasan Sanbaş ile Hataylı kıdemli meslektaşı ve tstanbul'da otel sahibi Abdülgani Hüzmeli- nin 4-5 yıl önce Amerika'ya kaçı- np sattıkları bir Atina dekadrah- misi bugün "dünya antik giimüş sikke rekonınu" elinde tutuyor. Bu iki kışinin, bir Atina dekad- rahmisini ortakiaşa 225 bin dola- ra (yaklaşık 600 milyon liraya) New York'ta sattıkları unlu kolek- siyoncu Jonathan Roser kendisi- nin de 50 bin dolar kazançla bu- nu sikke ve antika tüccan miiyar- der Bruce McNaö'e devrettiğini iki yıl once Cumhuriyet'e açıklamış- ü. Türk hükümeti, bu defıneden geime toplam 260 milyon lira de- ğerinde 10 sikkeyi satışa çıkaran McNall'den, bunlan bedel ode- meksizin ve mahkemeye gitmek- sizin 1988 yılında geri almıştı. Aynca Türk hükümeti yine Sa- nbaş'ın bu defıneden Zürih'te Bank Leu'ya sattığı üç değerli sik- keyi de yine bedel odemeksizin ge- ri almıştı. Bruce McNall de bu tek sikke- yi 600 bin dolara (yaklaşık 1.6 mil- yar liraya) Amerika'nın ünlü TV adamı Merv Griffin'e satarak dunya antik gümüş sikke rekoru- nu kırmıştı. Bu rakam, Türk Kül- tür Bakanhğı'nın 1990 yılında Türkiye'de öngörülen bilimsel ar- keolojik kazılar için ayırdığı ve Türk arkeologlarının yakınmala- rına neden olan 1.5 milyar liralık yetersız ödenekten daha fazladır. îşte bu geceki müzayedede, "AÜna" ve "Agrigentum" dekad- rahmilerinin, Sarıbaş - Hüzmeli ikilisinin pazarladıklan bu gümüş sikkenin rekonınu kırması bek- leniyor. Uluslararası sikke tüccarlan, ünlü koleksiyoncular, müze yetki- lilerinin bu gece 164 sikkenin ya- m sıra özellikle bu iki sikke için kıran kırana kapışacaklan göz- leniyor. Meraklılar bu iki sikkenin pe- şine düşerken, Elmalı Savcılığı da adalet sarayına birkaç yüz metre ötede yaşayan Sarıbaş ile soluğu Arap ulkelerinde alan Huzmeli- yi daha yeni aramaya başladı. An- cak daha önce kendisini mahke- meye ihbar ettirip kanıt yetmezli- ğinden 1986'da dava dışında kal- mayı başaran Sarıbaş'ın, Antalya Emniyeti ile Elmalı Savcılığı'nın önemh yeni kamtlar ele geçirdığini öğrenince Elmalı'yı terk edip izi- ni kaybettirdiğı bıldıriliyor. Ne ararsanız var bu lumpen pa- zarda: Yapay yollarla oksitlendi- rilmiş sözumona antika paralar! Bes para etmez Bulgar sigaraları! Polonya teknolojisinin daha am- balajındayken paslanmış harika ürünleri! Anası boncuk babası naylon, ama kendisi "kehribar" tespihler! Pili kendisinden pahalı kiloyla alınıp taneyle saulan Ja- pon malı saatler! KimbUir kimin ayağından, kimin sutından çıktı- ğı bilinmeyen (büinse ne olacak?) ayakkabılar, ceketler, pantolon- lar... Bir lodosluk şemsiyeler. Ağ- dalı, ağlatmalı içeriğiyle ucuz ka- setler! Eyüp imalathanelerinin ha- lis ürünleri olup da Avrupa malı ayaklanna yatmış, cicili bicili am- balajlar içindeki o canım makyaj malzemeleri! Ve daha rnler neler, derde devadan gayn. Şu yaşanası dünyada üç kuruş- luk bir geçim yolu yaratma kay- gısrvla kendi sınıfının insanlannı kazıklayan, bununla da ticaret yaptığını sanan devlet yetimi açık- SÖzlere mi kızarsınız? tstanbul gi- bi bir kentin kühür ve edebiyat or- tamında antika bir tablo gibi ye- ri m almış Çınaraltı'mn göz göre göre elden çıkmasına mı hayıfla- nırsımz? Karan siz verin. Bu sorulan kendisine yöneltti- ğimiz Eminönu Belediye Başkanı Ahmet Naci ise tstanbul'da yük- seköğrenim görmus herkesin Çı- naraltı'yla ilgih' anılannın bulun- duğunu vurgulayarak bu mekâru eski günlerine uygun biçimde ye- niden duzenlemeyi tasarladıklannı iöylüyordu. Bu tasanyı gerçekleş- tinnek için Çelik Gnlersoy'dan yardım istenmiş, ancak alanı dol- duran satıcılarca Turing görevlileri engellenmış ve uygulama başla- rnadan bitmişti. Ne var ki Eminönü Belediyesi, tasansında ısrarlı görünüyordu. Belediyeye yeni gelir kaynaklan yaratma kaygısmda olan başkan, Çınaraltı kahvesini bizzat işletmek üzere en kısa zamanda (belki ya- nn, belki yarından da yakın!) ça- lışmalara başlanacağını ileri sür- mekteydi. özellikle Üniversiteli gençleri buraya yeniden çekmek için çay fiyatları düşük tutulacak- tı. Sanat insanlanyla turistlerin geceleyin de Çınaraltı'nda otura- bilmelerini sağlamak amacıyla ışıklandırmalar yapılacaktı. Çev- reye aykın düşmeyen kimi satıcı- lan, sözgelimi antika eşya satıcı- lan aynca alıkonacaktı... Sözün kısası, Çınaraltı, belki eskisinden daha çekici bir yer olarak düzen- lenecekti. (Başkanla konuşmamı- zın tarihi, 13.6.1990). Ne zâman gerçekleşecekti bu guzel vaatler? "En geç bir aya ka- dar!" Bize düşense, beklemek ve umut etmekti. Airbusiar geliyor • PARİS (AA) — Türk Hava Yolları (THY), Airbus Industrie Konsorsiyumu'ndan Airbus A-340 tipi beş yolcu uçağı daha alacak. Airbus Industrie Konsorsiyumu'ndan yapılan açıklamada, THY'nin uçak filosunun yenilenmesi için Airbus A-340 tipi beş yeni yolcu uçağı daha alacağı, beş tane daha almayı planladığı belirtildi. Buna göre THY, Airbus A-340 tipi yolcu uçaklanndan ilkini 1993 yıü baharında teslim alacak. Yeni Airbus A-340 tipi yolcu uçaklan, ABD ve Uzakdoğu ülkeleri gibi uzun menzilli seferierde kuUanılacak. Hıf/ı Veldet'e fe hemşerilik ? • TRABZON (Cumburiyet) — Trabzon Belediyesi, gazetemiz yazarlanndan Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'na 'hemşerilik beratı' verecek. Trabzon Belediye Başkanı Atay Aktuğ, Trabzon Lisesi'nin ilk mezunlanndan olan Velidedeoğlu'na hemşerilik beratı verilmesi önerisinin belediye mecüsinde SHP, ANAP, DSP ve RP'li üyelerin oybirliğiyle kabul edildiğini bildirildi. Aktuğ, Ord. Prof. Velidedeoğlu'nun öğretim üyesi olarak aynca kalemiyle hukukun Ustünlüğünü ve anayasal hakları yılmadan savunduğunu söyledi. "Hemşerilik beratı', Velidedeoğlu'na Trabzon Belediye Başkanı Atay Aktuğ tarafından evinde törenle verilecek. Çevreci bakteriler • GALVESTON (AA) — ABD'nin Texas eyaleti açıklannda Mega Borg tankerinden sızan petroiün denizde yol açtığı kirliliği gidermek amacıyla geçen cuma günü denize bırakılan petrol yiyen bakterilerin etkili olduklan, ancak sonuçjardan emin olmak için dün yeni bir deneme daha yapıldığı öğrenildi. ABD'de, denizdeki petrol kirliliğine karşı ilk kez kullamlan bu bakteriler, petrol moleküllerini yağ asidi emülsiyonuna çeviriyorlar ve yiyecek yakıt kalmadığı zaman ölüyorlar. Texas eyaleti yetkilileri, şamandralarla sınırlanmış kirli bölge üzerinde dün uçakla yapılan incelemeler sonucunda pek az petrol kaldığının belirlendiğini kaydettiler. İranYlan Türk basınına tepki • LEFKOŞA (AA) — Iran'ın başkenti Tahran'da yayımlanan ve "radikal" olarak tanınan Abrar gazetesi, Türk basuuna çatarak, basınuı "Toplumu İslam'dan uzaklaştırma çabalannda başansız olduğu" iddiasında bulundu. Resmi Ajans IRNA'nın bildirdiğine göre Abrar'da çıkan yorumda, Türkiye'de yayımlanan gazetelerin "kamuoyu ve özellikle gençleri sapürmak için muzır resimler bastığj" ileri sürûlerek, üniversitelerdeki türban kullanımı ile ilgili olarak yaşanan gelişmelerin 'dış unsurlarca kışkırtıldığı' yolunda basında yer alan haber va yazüar 'reddedildi'.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear