Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurı>el Malbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anomm Şîrketi adına
N«dir Nıdi • Genel Ya>ın Muduru. Hasan O n u l . Muessest MudurU
Enrint Lpklıgil. Yazı Hlen Vluduru Oka> Conenan, # Habcr Merkejı
Muduru Valçıs Bayer, Sa>fa Dazenı YOneımem \Ii Acar, 0 Temsılaler
ANKARA: Ahrofl T»a. İZMIR Hıkmrt Çrtinkoa. ADANA Çtüıı
lç Polılıka Ccial tejlaııpç. Dış Haberkrr Erguı Bafcı. Ekonomı Cengu Turfcan, I; Sendıka Şafcnuı fafenci. Kullur ObJ U«r.
Eğuım Gtm? Şaytao, Habo Aıa»iınna. ISHM Bofcın. Yurt Habeıkn NccdM Doftın. Spor Danışmanı AbdaliMUr Yacdraı.
Dızı Yaalar Kcmn Çıltjkan. Arasurma. IjMll Alp«.. Duzdımc AMnlbk >«ncı # Koordınalor 1hm1 kofufcaı, 0 Maiı Ijler
Erol trt.ul. • Muhasebe- Bulcnl Yeatr • Buıçe-Planiama Snp Osm»ııbeto$iu 9 Rcklam \vj» Tonın, • Ek Yavınlar Holyi
Akyol • tdare HBKMH Gunr. • l>leuiK Onfcr Çdik. • ft,gj-ls
ıem \aı] tnal. 0 Pmonel Sogi Bosunootfu.
&EDT ve toıo» Cumhun>w Mabaaolık v* Gazcuolılı TAS. Turk O c * Cad. 39/41 l
M034 IÎI PK 246-lsunbul Td 512 05 05 (2) ha), TaoL 22M« Fu: (!) 526 <0 72 V
Bumtar K+IK Zıya üokalp BK lnlobp S. No »/4. W 133 11 41-47. THCJL 42344 EK. (4) 133
05 65 • bmk- H Zra Bh 1352 S2/J. Td 13 12 30. "fcta 52359 Fu. (51) 1« 53 60
0 tdanK InOnıı Cad 119 S. No 1 Kaı 1 Tc± 19 37 52 (4 hK). Ttta- 62155. Fu. (71) 19 37 52
TAKVİM: 19 HAZİRAN 1990 İmsak: 3.23 Güneş: 5.24 öğle: 13.10 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37
Doğu Berlin'deki soru:
Marksizmi kim
kurtaracak?
Alman işçi sınıfı tarihinin en önemli
belgelerini ve Marx, Engels, Lenin'in
eserlerini de içeren Marksizm
Leninizm Enstitüsü'nün kitaplığma
ABD ve Japonlar talip oldu. Ancak
yönetim, eserleri satmaktan yana değil.
DİLEK ZAPTÇIOGLU
DOCU BERLtN — Demokra-
tik Almanya'nın başkentinde
"Gelecegimiz ne olacak?" soru-
su en çok işitilen sorulardan bi-
ri. Bu soruyu kendilerine özellik-
le eski bürokratiar, kırk yıllık
"sosyalizm" deneyinde şişirilen
devlet aygıtında yer alanlar soru-
yor. Birleşik Almanya, bu bürok-
ratların çoğunu yakında İş ve İş-
çi Bulma Kurumu'nun kapısına
bırakacak.
"Geleceğimiz ne olacak?" so-
nısunun işitıldiği yerlerden biri
ise, Doğu Berlin "Marksizm-Le-
ninizm Enstitüsü." Rivayete gö-
re SPD duayeni Willy Brandl bu
soruyu eskı D.AJmanya Başbaka-
nı Hans Modrow'a, daha Berlin-
dekı ılk göruşmelerinde sormuş.
Brandt'ın ilgjsi haklı. Çünkü
"Marksizm-Leninizm Enstitiisü"
(kısa adıyia IML) Alman topra-
ğında 19. yuzyıldan beri yaşanan
bütün işçi sınıfı mücadelelerinin
belgelerini içeriyor. Almanya bir-
leşirken ne yeni Doğu Berlin hü-
kümeti ne de Bonn bu paha bi-
çilmez arşivi devralmaya ve yaşat-
maya egilimli gözükuyorlar.
"Marksizm-Leninizm Enstira-
sü" Demokraük Almanya'yla ya-
şıt. Duvarın açıldıgı 9 Kasım
1989*3 kadar görevi, partınin em-
rinde D.Almanya'nın "resmj ta-
rihini >azmak" olarak özetlene-
bilir. Ulkede yakın zamana kadar
"tarihscl gerçek tekeli"nı elinde
tutan enstitunün şimdı gereksiz-
leşmesine şaşmamak lazım. Çün-
ku artık Doğu Almanya'da
Manc'ın, Engels'in ve Lenin'in
eserleri, güncel olayların sosya-
lizm ışığında yorumu, kısacası di-
yalektik materyalist dünya göru-
şü pek az kişiyi ilgilendiriyor.
Ancak enstitü, bu ideolojik ve
ideolojik olduğu için aşılmış rais-
yonunun yanı sıra zengin bir ar-
şiv ve kütüphane de banndınyor.
Bu kütüphanede Karl Man,
Fricdrich Engds, Aogusl Bcbd,
WUhelm Lienknecht, Rosa Lük-
semburg, Kari Lienknecht, Wü-
belm Pieck, Ernst Thaeinuuın ve
Otto Grotewohl gjbL Almanya-
nın sosyaiizmi doğuran ve geliş-
tiren bütün isimJerinin orijinal el
yazmalan var. Tamamı 270 cilt
oluşturan bu belgelere Alman
Komünist Partisi KPD'nin
1919-1945 yıllan arası tekmil ar-
şiv materyali ekleniyor.
Arşivin en zengin malzemesi
ise Alman işçi sınıfının ilk baş-
langıcından bugüne kadarki ta-
rihini kapsayan 150 bin fotoğraf.
Uzmanlar Enstitüsü de aynca
Manc'ın ve Engels'in bütün özel
kitaplığını ve toplu eserlerini bir
araya getirmiş bulunuyor.
Bu değerli arşiv ve kütüphane
bugün eski Komünist Parti'nin
devamı olan Demokraük Sosya-
lizm Partisi'ne bağb. Ama parti
elindeki maJvarlığını yitirdikten
sonra Doğu Berlin'deİci dev ens-
titü binasının masraflannı bile
karşılayacak durumda değil. Bu-
na enstitüde çalısan 200 uzmanın
maaşı ekleniyor.
Ama sosyalizmin beşiği Al-
manya'nın bütün işçi sınıfı tari-
hini içinde barındıran "Mark-
sizm-Leninizm Enstitnsii"nün
ABD'ye veya Japonya'ya satılma-
sı fıkri çoğu kişiye cazdp gelmi-
yor. Üzerinde durulan alternatif-
lerden biri, Federal Almanya'da-
ki sosyal demokrat eğilimh Fri-
edrich EberJ Vakfı'nın enstitüyü
devralması ve çalışmalanmn sür-
mesini garantilemesi. Böyle bir
"kurtarma hareketi"ni, en azın-
dan bir zamanlar işçi sınıfının
bağrından çıkan sosyal demok-
ratların "boynunun borcu" ola-
rak da kabul etmek mümkün.
Bir zamanlargençlerin ve turistlerin uğrakyeri olan geleneksel kahve 'tarihe karıştı*
Çınaraltı ^korsan yatağı'Beyazıt'ta ünlü Çınaraltı
kahvesinin yerini bugün
her türden pazarcı, seyyar
satıcı işgal etmiş durumda.
Yörede turistik düzenleme
projesi yapmak isteyen
uzmanlar, satıcüar
tarafından engellendi.
EminönU Belediyesi'nin
yetki alanındaki tarihi
mekân, otopark ve
bitpazanna dönüştü.
Belediye, yöreyi
kurtaracağını 'vaat
ediyor.'
NECATİ GÜNGÖR
Derler ki, bir zamanlar, Çına-
raltı diye bir hoş mekân varmış ol
semt-i Beyazıt'ta. Derler ki, ulu bir
ağacın gölgesi düşer buraya; in-
sanlar bir bardak çayın eşliğinde
ve yeşil yaprakların gizemli fısıl-
tılannı dinleyerek o koyu gölgenin
yarattığı erinç dolu dakikalan
adeta yudum yudum içerler imiş...
Adına çınar derlermiş ulu ağacın,
ama gerçekte çınar değil, kocarruş
bir kestane imiş... Başını bulutla-
ra yaslamak istercesine göğe uzat-
rnış, dallannı, herkesi kucakla-
mak isteyen gdnül ehü bir derviş
havasıyla dört bir yana acmış, gun
görmüş, umur sürmüş bir atkes-
tanesi imiş bu!
Derler ki ay ytlzlü, ceylan sekiş-
li, ürkek ve bejaz bir güvercin mi-
sali yürekleri uçmaya hazır genç
kızlar otururlarmış o yaşlı ağacın
altında bir zamanlar. Ve ellerinde
ders kitaplan ve geleceklerine dair
toz pembe rüyalan olan delikanlı
çocuklar; gözleri ay yüzlü kızla-
rın gözlerine değince yeryüzünün
bütün kötülüklerine meydan oku-
yacak güç bulurlarmış kendilerin-
de! Yüreklerinde kâh kaygüı bir sı-
nav heyecanı olurmuş kâh mem-
lekette yol gözleyen analarının
hasreti... Genç kızlarla delikanlı-
lar arasmda yaşanan nice aşklara,
ayrılıklara, kıskançhklara, umut-
suzluklara, küskünlüklere ve da-
ha nice insani hallere tamk olmuş
kocamış kestane; onların öyle in-
cir çekirdeğinden kahırlanıp ka-
ramsarlığa düşmelerine bilgece bir
TARİHİ ÇINARALTI — Üniversite gençügi ve turistlerin bir zamanlar keyifle cay yudumladıkian Çınaralb'nda bngiin *arabesk' ve 'kor-
san' bir esnaf Dogu Avrupa tnrisüerinden gelen kınk dökük mallan pazarlıyor. (Foloğraf: Ugnr Saner)
hoşgörüyle gülümsermiş içinden.
Başından çokca yıllar, sayısız
mevsimler geçmiş olan, o bütün
baharlan sarsılmaz bir inançla
bekleyen, her kışa, soğuğa, fırtı-
naya tevekkülle katlanan ihtiyar
ağaç; hem dünyayı bir pula sata-
cak kadar uçan ve kalender hem
de incir çekirdeğinden bin kahır
çıkaran gençlerin halinden anlar-
mış.
Kimi insanlann hayat defterle-
rinde Çmaraltı'nın ayn bir sayfa-
sı varmış. Nice edebiyatçılar tanı-
mış o insanlardan, bu yaşlı ağaç.
Nice şairlerden ağzından şiirleri-
ni dinlemiş. Tartışmalar yapılmış,
dergiler çıkanlmış, kitaplar imza-
lanmış, sevgiliye aşk mektupları
yazılmış, yeni çıkmış bir roman in-
ce ince doğranıp yenilmiş... Tanpı-
nar geçermiş sık sık Çınaraltı'n-
dan, kafasında Evliya Çelebi'den
dinlediği bir soylenceyle: Bayezid
Camii'nin yapımı bittiği sıralarda,
II. Bayezid, fakir bir kadından al-
dığı bir çift güvercini hediye etmiş.
O güvercinler zamanla çoğalmış,
cami çevresine dağılmışlar. O gün
bugün, Bayezid Camii çevTesinde-
ki güvercinler hiç eksilmemiş...
Şunu da soylencesine eklemiş ki
Çelebi, caminin dışı baştan aşağı
ağaçlıkmış o devirlerde Çınarlar,
kestaneler, camlar, ıhlamurlarla...
Bütün bunlar geçmişte kalmış
bugün. Masal olmuş. Anılarda,
kitaplarda, belleklerin kıvrımla-
nnda kalmış; çok uzaklarda... Çı-
naraltı kendine yabancı olmuş.
Evhya Çelebi'nin kelamıyla "acib-
ül garip" bir mahal olup çıkmış
az zaman içinde. Sanat ehli insan-
lar çekmişler ellerini eteklerini.
Üniversiteli gençler umutlarını
kesmişler buradan busbütün... Ne,
her tasına, her köşesine sinmiş
anılardan bir eser var ne de eski
"nezahatinden" bir iz! Yeni bir
bitpazarı, bir lurnpen esnaf kala-
balığı, gözden sürme kapan uya-
ruklar güruhu yamanmış lstan-
bul'un sırtına ki, tam da genel dü-
zenin küçuk bir modeli!
Gizlisi ve alenisiyle işsizler or-
dusunun, yürürlükteki ekonomi-
nin kapkaç ilkesine, göz boyama
yonıemine, bakın altmsuyuna ba-
tınp enayilere yutturma ilmine as-
la ters düşmeden müteşebbıs bir
ruhla kendi kendilerine yarattık-
lan sakalet bir iş alanı durumun-
da şimdi Çınaraltı.
Ankara
'patrik'
konusunda
hassas
Türkiye, Fener Rum
Patriği'nin
önümüzdeki ay
başlayacak ABD
ziyareti için
diplomatik girişimde
bulundu.
UFUK GÜLDEMİR ~
WASHINGTON — Türkiye,
Fener Rum Patriği Dimitrlns'un
Önümüzdeki ay başlayacak olan
ABD ziyareti çerçevesinde Ame-
rikan Dışişleri Bakanhğı nezdin-
de bir girişimde bulunarak
Türkiye'nin bu kururnu nasıl
gördüğünün altını çizdi. ABD,
ammsanacağı gibi Türk yasala-
nnın "yerd Ortodokslann nıha-
ni lideri" olarak kabul ettiği pat-
riği, "dünya Ortodokslannın ev-
rensel nıhani lideri" olarak kar-
şılamaya hazırlanıyor. lki ülke
ilişkilerinde olduğu kadar Anka-
ra ile patrikhane arasında da
hassasiyet yaratan bu konu,
Türkiye'nin diplomatik girişi-
miyle yeni bir boyut kazandı.
Cumhuriyet'in konuya ilişkin
sorulannı yanıtlayan bir ABD
yönetimi mensubu, gösterilen
hassasiyeti "anladıklannr, ama
"Türkiye'de yaşayan Rnmlann
sa>ısının güniimüzde üç bin ci-
vanna duşmiiş olmasının patrik-
haneye daha az şüpheci bir yak-
laşım gerektirdiğini" ileri sürdü.
Amerıkalı yetkilinin bu yak-
laşımı, Türk diplomasisinin bu
ziyaret dolayısıyla yaşadığı iki-
lem hakkında da ipucu veriyor.
Bu ikilem şöyle örneklenebilir:
Birincisi patrik Türk, ama pro-
mosyonunu yapan, günlük ola-
rak Türkiye aleyhtan faaliyet
gösteren Rum lobisi. tkincisi ya-
pılan promosyon patriğın *ekü-
menik'yani evrensel şahsiyetini
vurguluyof. Üçüncüsü ziyaretin
arkasındaki kişi olan Yakovas ile
Cumhurbaşkanı Özal arasında-
ki diyaloğun getirdiği esnek or-
tam içinde Turkiye, bu yeni ya-
pılanma içine çekUmek isteniyor.
Bu üç unsurun karşısında ise ya-
nıtlanmaya muhtaç şu sorular
van Eğer Turkiye, patrikhanenin
bir Turk kurumu olduğu görü-
şündeyse, patriğin Amerika'yı zi-
yareti sırasında kendisini bu zi-
yaretten soyutlaması ne kadar
isabetli olur? Türkiye'nin zıya-
rete ilgi gostermesi, patrikhane-
nin 'evrensellik' iddiasına cevaz
vermek olmaz mı?
Turkiye, patriğin ziyareti ko-
nusu ortaya çıktığından beri bu
sorulara yanıt anyor. Bir yandan
dün>a kamuoyuna "Hberal, baş-
ka dinlere hoşgörüliı bir Tnr-
kiye" göru. »usü vermek arzusu
ağır basıyor, dıger yandan pat-
rikhanenin "tarihi sicilinin
olumsuzluklan" unutulmuyor.
90'da saçlar kare,Bu yıl saçlar kısa ve kare stili. Bu mesaj
ünlü Fransız kuaför Jacqnes Dessange'in ön-
ceki akşam Hilton Convention Center'da düzenlediği "1990 saç modeli" gösterisin-
de dnyurulda. Bir şampuan firmasıyla Artistik Kuaforler Kulübü'nun ortakiaşa
düzenledikleri gösteri sırasında, Rejoice şampuanına ait çesitli bilgiler verildi ve dia-
lar sunulda. Dessange Kuaför Okulu temsilcileri ise podyumda yer alan mankenie-
rin saçlanıu kestüer ve şekil verdiler. 199Cda daha çok "kare stili" denilen kısa saçlann
gozde olduğu bildiriliyor. "Her muşteriye bir tarak" sloganını kullanan Jacques Des-
sange'in dunyanın çeşitli kcnüerinde toplam 350 salonu olduğu belirtiliyor.
(Fotoğraf: Alaattin Çiftçi)
Atina dekadrahmisi ve Agrigentum drahmisi bugün New York'ta satışa çıkıyor
Sikkeler satış rekoru kıracak mı?
ÖZGEN ACAR
NEW YORK — Dunya antık
sikke pıyasasını yönlendirecek en
büyük açık arttırma bu gece New
York'ta unlü "SothebyV' müza-
yede salonunda yapılacak. "Diin-
ya antika sikke satış rekoru kın-
lacak mı?" sorusunun yanıtı me-
rakla bekleniyor.
"Müflis miiyarder" kardeşler
Nelson Bunker Hunt ve William
Herbert Hunt, vergi idaresi ile ala-
cakülanna borçlarıru ödeyebilmek
için antika koleksiyonunun bir
bölumünu nıüzayedeye çıkardı.
Atina'dan gelen dekadrahmiye
yarım milyon dolar, Sicilya'dan
gelene ise 350 bin dolar tahmini
değer biçiliyor. Elmalı
sikkelerinin, satış değerini nasıl
etkileyeceği merak konusu.
Agrigentum drahmisinde Helios,
dört atlı arabasıyla gün batısına
doğru koşarken görülüyor.
Muzayedede 20 milyon dolardan
(yaklaşık 52 milyar liradan) fazla
bir gelir toplanması bekleniyor.
Türkiye'den kaçırılan üç elek-
trum sikke ile birlikte bu akşam-
ki açık arttırmada pazarlanacak
toplam 164 sikkelik koleksiyonda
rekora koşan iki dev antik gümuş
sikke de bulunuyor.
Bunlardan biri, yaklaşık 43
gram ağırlığındaki Yunanistan'da
darpedilmış gumüş "Atina dekad-
rahmisi", öteki ise 42.5 gram gü-
müşten ttalya'nın Sicilya adasın-
da yapılmış "agrigentum dekad-
rahmisi"dır
Bilindiği gibi "drahmi", eski ve
modern Yunanistan'ın para biri-
midir. Antik dünyada 4.3 gramlık
gürnüş "bir drahmi" kabul edildi-
ği için bu "dekadrahmi"ler "on
drahmi" anlam ve değerini
taşıyor.
Atina'dan gelen dekadrahmiye
yanm milyon dolarlık (1.3 milyar
lira), Sicily-a'dan gelene ise 350 bin
dolarlık (yaklaşık bir milyar lira-
lık) tahmini bir değer biçilmiş.
Antalya'nın Elmalı ilçesinde
1984 yılında bulunan ve eski be-
lediye başkanı, ünlü eski eser ka-
çakçısı Hasan Sanbaş ile Hataylı
kıdemli meslektaşı ve tstanbul'da
otel sahibi Abdülgani Hüzmeli-
nin 4-5 yıl önce Amerika'ya kaçı-
np sattıkları bir Atina dekadrah-
misi bugün "dünya antik giimüş
sikke rekonınu" elinde tutuyor.
Bu iki kışinin, bir Atina dekad-
rahmisini ortakiaşa 225 bin dola-
ra (yaklaşık 600 milyon liraya)
New York'ta sattıkları unlu kolek-
siyoncu Jonathan Roser kendisi-
nin de 50 bin dolar kazançla bu-
nu sikke ve antika tüccan miiyar-
der Bruce McNaö'e devrettiğini iki
yıl once Cumhuriyet'e açıklamış-
ü. Türk hükümeti, bu defıneden
geime toplam 260 milyon lira de-
ğerinde 10 sikkeyi satışa çıkaran
McNall'den, bunlan bedel ode-
meksizin ve mahkemeye gitmek-
sizin 1988 yılında geri almıştı.
Aynca Türk hükümeti yine Sa-
nbaş'ın bu defıneden Zürih'te
Bank Leu'ya sattığı üç değerli sik-
keyi de yine bedel odemeksizin ge-
ri almıştı.
Bruce McNall de bu tek sikke-
yi 600 bin dolara (yaklaşık 1.6 mil-
yar liraya) Amerika'nın ünlü TV
adamı Merv Griffin'e satarak
dunya antik gümüş sikke rekoru-
nu kırmıştı. Bu rakam, Türk Kül-
tür Bakanhğı'nın 1990 yılında
Türkiye'de öngörülen bilimsel ar-
keolojik kazılar için ayırdığı ve
Türk arkeologlarının yakınmala-
rına neden olan 1.5 milyar liralık
yetersız ödenekten daha fazladır.
îşte bu geceki müzayedede,
"AÜna" ve "Agrigentum" dekad-
rahmilerinin, Sarıbaş - Hüzmeli
ikilisinin pazarladıklan bu gümüş
sikkenin rekonınu kırması bek-
leniyor.
Uluslararası sikke tüccarlan,
ünlü koleksiyoncular, müze yetki-
lilerinin bu gece 164 sikkenin ya-
m sıra özellikle bu iki sikke için
kıran kırana kapışacaklan göz-
leniyor.
Meraklılar bu iki sikkenin pe-
şine düşerken, Elmalı Savcılığı da
adalet sarayına birkaç yüz metre
ötede yaşayan Sarıbaş ile soluğu
Arap ulkelerinde alan Huzmeli-
yi daha yeni aramaya başladı. An-
cak daha önce kendisini mahke-
meye ihbar ettirip kanıt yetmezli-
ğinden 1986'da dava dışında kal-
mayı başaran Sarıbaş'ın, Antalya
Emniyeti ile Elmalı Savcılığı'nın
önemh yeni kamtlar ele geçirdığini
öğrenince Elmalı'yı terk edip izi-
ni kaybettirdiğı bıldıriliyor.
Ne ararsanız var bu lumpen pa-
zarda: Yapay yollarla oksitlendi-
rilmiş sözumona antika paralar!
Bes para etmez Bulgar sigaraları!
Polonya teknolojisinin daha am-
balajındayken paslanmış harika
ürünleri! Anası boncuk babası
naylon, ama kendisi "kehribar"
tespihler! Pili kendisinden pahalı
kiloyla alınıp taneyle saulan Ja-
pon malı saatler! KimbUir kimin
ayağından, kimin sutından çıktı-
ğı bilinmeyen (büinse ne olacak?)
ayakkabılar, ceketler, pantolon-
lar... Bir lodosluk şemsiyeler. Ağ-
dalı, ağlatmalı içeriğiyle ucuz ka-
setler! Eyüp imalathanelerinin ha-
lis ürünleri olup da Avrupa malı
ayaklanna yatmış, cicili bicili am-
balajlar içindeki o canım makyaj
malzemeleri! Ve daha rnler neler,
derde devadan gayn.
Şu yaşanası dünyada üç kuruş-
luk bir geçim yolu yaratma kay-
gısrvla kendi sınıfının insanlannı
kazıklayan, bununla da ticaret
yaptığını sanan devlet yetimi açık-
SÖzlere mi kızarsınız? tstanbul gi-
bi bir kentin kühür ve edebiyat or-
tamında antika bir tablo gibi ye-
ri m almış Çınaraltı'mn göz göre
göre elden çıkmasına mı hayıfla-
nırsımz?
Karan siz verin.
Bu sorulan kendisine yöneltti-
ğimiz Eminönu Belediye Başkanı
Ahmet Naci ise tstanbul'da yük-
seköğrenim görmus herkesin Çı-
naraltı'yla ilgih' anılannın bulun-
duğunu vurgulayarak bu mekâru
eski günlerine uygun biçimde ye-
niden duzenlemeyi tasarladıklannı
iöylüyordu. Bu tasanyı gerçekleş-
tinnek için Çelik Gnlersoy'dan
yardım istenmiş, ancak alanı dol-
duran satıcılarca Turing görevlileri
engellenmış ve uygulama başla-
rnadan bitmişti.
Ne var ki Eminönü Belediyesi,
tasansında ısrarlı görünüyordu.
Belediyeye yeni gelir kaynaklan
yaratma kaygısmda olan başkan,
Çınaraltı kahvesini bizzat işletmek
üzere en kısa zamanda (belki ya-
nn, belki yarından da yakın!) ça-
lışmalara başlanacağını ileri sür-
mekteydi. özellikle Üniversiteli
gençleri buraya yeniden çekmek
için çay fiyatları düşük tutulacak-
tı. Sanat insanlanyla turistlerin
geceleyin de Çınaraltı'nda otura-
bilmelerini sağlamak amacıyla
ışıklandırmalar yapılacaktı. Çev-
reye aykın düşmeyen kimi satıcı-
lan, sözgelimi antika eşya satıcı-
lan aynca alıkonacaktı... Sözün
kısası, Çınaraltı, belki eskisinden
daha çekici bir yer olarak düzen-
lenecekti. (Başkanla konuşmamı-
zın tarihi, 13.6.1990).
Ne zâman gerçekleşecekti bu
guzel vaatler? "En geç bir aya ka-
dar!"
Bize düşense, beklemek ve
umut etmekti.
Airbusiar
geliyor
• PARİS (AA) — Türk
Hava Yolları (THY),
Airbus Industrie
Konsorsiyumu'ndan Airbus
A-340 tipi beş yolcu uçağı
daha alacak. Airbus
Industrie
Konsorsiyumu'ndan
yapılan açıklamada,
THY'nin uçak filosunun
yenilenmesi için Airbus
A-340 tipi beş yeni yolcu
uçağı daha alacağı, beş
tane daha almayı
planladığı belirtildi. Buna
göre THY, Airbus A-340
tipi yolcu uçaklanndan
ilkini 1993 yıü baharında
teslim alacak. Yeni Airbus
A-340 tipi yolcu uçaklan,
ABD ve Uzakdoğu ülkeleri
gibi uzun menzilli
seferierde kuUanılacak.
Hıf/ı Veldet'e
fe
hemşerilik
?
• TRABZON
(Cumburiyet) — Trabzon
Belediyesi, gazetemiz
yazarlanndan Ord. Prof.
Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu'na 'hemşerilik
beratı' verecek. Trabzon
Belediye Başkanı Atay
Aktuğ, Trabzon Lisesi'nin
ilk mezunlanndan olan
Velidedeoğlu'na hemşerilik
beratı verilmesi önerisinin
belediye mecüsinde SHP,
ANAP, DSP ve RP'li
üyelerin oybirliğiyle kabul
edildiğini bildirildi. Aktuğ,
Ord. Prof.
Velidedeoğlu'nun öğretim
üyesi olarak aynca
kalemiyle hukukun
Ustünlüğünü ve anayasal
hakları yılmadan
savunduğunu söyledi.
"Hemşerilik beratı',
Velidedeoğlu'na Trabzon
Belediye Başkanı Atay
Aktuğ tarafından evinde
törenle verilecek.
Çevreci
bakteriler
• GALVESTON (AA) —
ABD'nin Texas eyaleti
açıklannda Mega Borg
tankerinden sızan petroiün
denizde yol açtığı kirliliği
gidermek amacıyla geçen
cuma günü denize bırakılan
petrol yiyen bakterilerin
etkili olduklan, ancak
sonuçjardan emin olmak
için dün yeni bir deneme
daha yapıldığı öğrenildi.
ABD'de, denizdeki petrol
kirliliğine karşı ilk kez
kullamlan bu bakteriler,
petrol moleküllerini yağ
asidi emülsiyonuna
çeviriyorlar ve yiyecek yakıt
kalmadığı zaman ölüyorlar.
Texas eyaleti yetkilileri,
şamandralarla sınırlanmış
kirli bölge üzerinde dün
uçakla yapılan incelemeler
sonucunda pek az petrol
kaldığının belirlendiğini
kaydettiler.
İranYlan Türk
basınına tepki
• LEFKOŞA (AA) —
Iran'ın başkenti Tahran'da
yayımlanan ve "radikal"
olarak tanınan Abrar
gazetesi, Türk basuuna
çatarak, basınuı "Toplumu
İslam'dan uzaklaştırma
çabalannda başansız
olduğu" iddiasında
bulundu. Resmi Ajans
IRNA'nın bildirdiğine göre
Abrar'da çıkan yorumda,
Türkiye'de yayımlanan
gazetelerin "kamuoyu ve
özellikle gençleri sapürmak
için muzır resimler bastığj"
ileri sürûlerek,
üniversitelerdeki türban
kullanımı ile ilgili olarak
yaşanan gelişmelerin 'dış
unsurlarca kışkırtıldığı'
yolunda basında yer alan
haber va yazüar
'reddedildi'.