Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DtZİ-RÖPORTAJ 13 HAZİRAN 1990
U Ğ U R M U M C UKAZIM K A R A B E K H ANL A TIY O R
Mustafa Kemal ordudan ayrılmıştır, tutuklanmayı beklemektedir. Kâzım Karabekir odaya gire
Ata'nınyazgısınasıldeğişti?"Paşam siz askeriikten ktifa et-
(taiz. Benim bundan sonra bu va-
zifeme devam imkinım kalmadı.
Masaadenizle Kolordu Komutanı
K i a m Karabekir Paşa'dan aske-
ri bir vazife isteyecegim. Evrakı
kfanc testim etmemi emrediyorsn-
mrnzV
"Yı oyle mi efendün. Pcki
efendim. Evrakı Hüsrev Bey'e de-
rir edin efendim"...
Bu konuşma, Erzurum'da bu-
gün "Atatürk Evi" olarak biünen
evde 10 Temmez 1919 gunü Mns-
tafa Kemal Paşa ile Miralay Kâ-
nın Bey arasında geçiyordu.
Mustafa Kemal Paşa ile Sam-
sun'a çtkan 3. Ordu Kurmay Baş-
kanı Miralay Kâzım Bey (Dirık)
Erzurum'da askerlikten çekilen
Mustafa Kemal Paşa'ya artık
kcndisi ile çaüşamayacağını bil-
dirmekteydi. (12)
Kâzım Bey, selam verip odadan
çıkar. Mustafa Kemal üzgündür,
Ranf Bey'e (Orbay) dönerek,
"Rauf gördıin, ben halüi degil mi
Ufan? Devlet makam ve mesnedi-
•i gördün mu? Dun benimle en
yttksek gayret ve şupbe goturme-
yecek kadar samimiyetie çalışan
ka adamın gördügün hareketi be-
•i teyM etmedi mi?" der.
Yaveri Ceval Abbas, telaşla
odaya girer ve Kolordu Komuta-
nı Kâzım Karabekir'in geldiğini
haber verir.
Harbiye Nâzın Şevket Turgut
Paşa'nın, Mustafa Kemal ile Rauf
Bey'in tutuklanmalarını isteyen
emri Karabekir'ı ulaşmıştır. Mus-
tafa Kemal bu yuzden tedirgindir.
Rauf Bey'e "dediklerim dognı
defil mlymtş" dercesıne bakar ve
yaveri Cevat Abbas'a "Buyursun-
tar" der.
Mustafa Kemal, tutuklanmayı
beklemektedir.
Karabekir, odaya girerek Mus-
tafa Kemal Paşa'yı saygıyla se-
lamlar ve şunları söyler:
"Knmandamda bulunan zabı-
taa ve efradın hürmet ve tazim-
fcfmi arza geldim. Siz bundan ev-
TH oidnfn gibi bundan böyle de
•nhterem kumandammızsınız.
Koiordu Komatanı'na mahsus
anba Oe maiyetiııİM bir talum su-
vari getirdim. Hepimiz emriniz-
dtyiz."(13)
Mustafa Kemal, Karabekir'in
ttttUne atlayarak bu eski arkada-
şttun boynuna sanlır ve öper.
Yazgı değişmiştir.
Aynı günlerde Ali Fnat Paşa
(Cebesoy) da ordudan istifa eden
M. Kemal Pasa'ya bağlılıklannı
bildiriyor, Rauf Bey de yayımla-
dığı bildiride şu sözü veriyordu:
"VaUn ve mUletin baias ve is-
Üklali ve makamı saltaaat ve hi-
lafetin masuniyeti büfiü temin
edilinceye kadar Mustafı Kemal
Paşa ile ulasacaguna mukaddesa-
dı namına ahd-u peyman eyledi-
gimi arz ve Uan ederim". (14)
Birbirlerine bu kadar bağlı in-
sanlar neden sonra karşı karşıya
gdmişlerdi?
Bu sorunun yanıtını AtatUrk
'Söytev'de veriyor:
"Basan için uygan ve güveni-
Ir yol hcr evreyi vakti gektfkçe ny-
gaJamaktı. Ulnsun getismesi ve
yttksdmesi için esenlik yolu buy-
4v. Ben de boyle yapüm. Ancak
bm tuttuguın bu •ygnn ve gnveni-
Mr yolo; yakın çataşma vkadaşla-
m olarak tamnımş kişflerden ki-
nıifriyle aramızda zamaa zaman
gorüşlerde, davranışlarda, yapı-
u u işlerde beliren temeUi ve ikin-
d derecede birtakını «•»ı«ym«Tfaif.
taıu, kırgınlıklariM, aynhklann
4a nedeni ve açıktaması olmuştar.
Unsal savaşımıza biriikte başla-
yan yokulardan kimileri giderek
•flual yaşamın bugiinku cumhu-
riyel yasalanna dek uzavan gdiş-
Mderinde, kendi duşun ve ruh ye-
tHKklerinin kavrama sının bittik-
çc, bana diremneye ve karşıt ol-
—ya başlamışlardı". (15).
Yol aynmı
Kurtuluş Savaşı'nı biriikte ya-
panlar bir yol aynmında başka
baska yollara sapmıslardır. Ata-
türk'ün tuttugu yol, laik curahu-
riyetti. Devicti biçimlendiren siya-
sal çerçeve ve ideoji de buydu.
Peki Karabekir, ne düşünüyor
ve ne istiyordu?
Şimdi, Karabekir'in yazdığı,
bugüne kadar hiç yayımlanmayan
"tnkdap Hanketfoi Neden Oidu,
Nanl Okhı? Nasıl tdare Olun-
4m1" adını verdiği anılannı oku-
yarak bu sorulan yanıtlayacağız.
Karabekir, amlarına 31 Mart
oiayı ile ilgili kısa değerlendirme-
lerini yaparak başlıyor.(16).
tttihat ve Terakki örgütünün
Manastır merkezuu "Osmanlı
Htrriyrt Cemiyeti" adıyla kurup,
bu gizli demeğin tstanbul örgütü-
nü de oluşturduğunu, 2. Meşru-
tiyet'ten sonra Selanik Kongresi'-
ne lstanbul delegesi olarak katıl-
dı|ını, 31 Mart ayaklanmasını
bastıran Hareket Ordusu'nda
Mûrettep Fırka'nın kurmay baş-
kanı olarak görev yaptığmı, Ata-
tflrk'ttn "Osmanlı Hörriyet
Ccaviyeti" adındaki örgütün ku-
nıfanasına hiçbir etkisi olmadığı-
nı, 31 Mart ayaklanmasının bas-
tınlması sırasında kendisinin 2.
Fırka Komutanı Şevket Turgut
Pafa'nın, Mustafa Kemal'in de 1.
Fırka Komutanı Hiiseyin Hosniı
Pata'nın kurmay baskanı olduğu-
nu anlatüktan sonra şu değerlen-
arbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa'nın,
Mustafa Kemal ile Rauf Bey'in
tutuklanmalarını isteyen emri, Karabekir'e
ulaşmıştır. Mustafa Kemal bu yüzden
tedirgindir ve tutuklanmayı beklemektedir.
Yaveri, Kâzım Paşa'nın geldiğini haber verir.
Karabekir odaya girerek Mustafa Kemal
Paşa'yı saygıyla selamlar ve şunları söyler:
'Kumandamda bulunan zabıtan ve efradın
hürmet ve tazimlerini arza geldim. Siz
bundan evvel olduğu gibi bundan sonra da
muhterem kumandanımızsımz. Kolordu
Komutanı'na mahsus araba ile maiyetinize bir takım süvari
getirdim. Hepimiz emrinizdeyiz, Mustafa Kemal,
Karabekir'in üstüne atlayarak bu eski arkadaşının
boynuna sarılır ve öper. Yazgı değişmiştir.
irbirlerine bu kadar bağlı bu iki arkadaş
neden karşı karşıya gelmişlerdi? Bu sorunun
yanıtını Atatürk Söylev'de şöyle veriyordu:
'Başarı için uygun ve güvenilir yol, her evreyi
vakti geldikçe uygulamaktı. Ben de böyle
yaptım. Ancak tuttuğum bu uygun ve güvenli
» . yol, yakın çalışma arkadaşlanm olarak
1 tanınmış kişilerden kimileriyle aramızda
I zaman zaman görüşlerde, davranışlarda,
• yapılan işlerde beliren temelli ve ikinci
derecede birtakım anlaşmazlıkların,
kırgınlıkların ve ayrılıkların da nedeni ve
açıklaması olmuştur. Ulusal savaşımıza biriikte
başladığımız yolculardan kimileri, kendi düşün ve ruh
yeteneklerinin kavrama sınırı bittikçe bana direnmeye
ve karşıt olmaya başlamışlardı.'
Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir, özguriügüne kavuşmnş tzmir'de, halkın coşkun tezahüratı altında, biriikte yürnyorlar. tki eski silah arkadaşının yolları henuz aynlmamış.
âzım Karabekir, işgalcilerin Türkyurdundan
parçalar koparmak amacıyla birtakım
kuruluşları desteklediklerini söylüyor ve
şöyle diyordu: 'Hilafet ve saltanat makamı,
türk milletini etrafında toplayamamıştı. Bu
işi başaracak bir mucize lâzımdı. Bu da
kendiliğinden ortaya çıktı: Bolşevikliğin ilanı.
Böyle bir cumhuriyet, derhal Sovyet
Rusya'dan da her türlü yardımı gördüğü
halde, dinini ve milliyetini kaybetmeyecek,
istiklaline sahip olacaktır' denildi. Bu öyle
çekici bir teklifti ki Mustafa Kemal bile bunu
kurtarıcı bir formül olarak İstanbul'da ele almış ve
Amasya'da bazı arkadaşlarımızla müzekkere ve karar
vermişti. Düşmanlarımızın bu pususundan, tam
zamanındaki müdahalemle kurtuldu.
arçala ve hâkim ol. Kâzım Karabekir'e göre
İngiliz siyasetçilerinin amacı buydu. Onlar bir
taraftan Meclis-i Mebusan 'a karşı tecavüzkâr
bir tutumtakınırken, diğer taraftan padişahı
'cumhuriyet kuracaklar' diye korkutarak
Damat Ferit hükümetini kurdurtmuşlar ve işi
Sevr Anlaşması'na kadar götürmüşlerdi.
Anadolu cephesinde de Erzurum
Kongresi'nin toplanmasındaki rehberliğini ve
Mustafa Kemal üzerindeki etkisini bildikleri
Kâzım Karabekir Paşa'yı 'vakitsiz' bir
cumhuriyet ilanına teşvik ediyorlardı.
Karabekir bu konuyla ilgili olarak anılarında şöyle diyor:
'Eğer bu manevraya kapılsaydık.ortada vaziyete hâkim
olacak bir kuvvet kalmayacağından, fikir ayrılığı ve fikir
perişanlığı ile istenen tuzağa düşmüş olacaktık'.
dirmeyi yapıyor:
"Meşnıtiyetle Cumhuiyet in-
kılaplan arasında hamleler ve bu
hamleieri vapmak için teşkilat ba-
kımından böyıik farklar vardır.
Bunlan kısaca belirttikteo sonra
Cumhurijet inküabımız hakkın-
daki bilgileri tstiklal Harbimiz
haklunda olduğu gibi, vesikala-
rımla ve şahitlerimle arz
ediyoram.
Bizde Meşnmyet, hilafet ve sal-
taoat makamının zolüm ve istib-
dadına, Cumhuriyet ise o maka-
mın aciz ve meskenetine karşı ya-
pılaus bir inkılapür. Meşrutiyetin
jihnmaa, her miıterekld (ilerleyen)
mOfete oJdufu gibi znlme karşı in-
ükam ve istibdada karşı nefret
duyguları herhangi hadiselerle ve
o hadiseleri daha kuvvetli canlan-
dırarak aks ettiren sozler ve yazı-
laıia halk arastnda kok saldıktan
sonra başlayan teşekkullerin
vakit vakit andıklan veya at-
mak istedikleri luunlelerin is-
tibdat kuvvetiyte çarpışması,
boğuşması ve en son aşağıdan
yakarı yapılan knuvetli bir
leşekltulün hiirriyeti zorla alma-
sıdır. Bir irtica da bastınp mus-
tebit padişahla hal editince artık
Meşnıtiyet memlekette kökleşmtş
oldu.
Hürriyet aşkına verilen knrban-
lar ve ıstırap çeken vatandaşlar
hürriyetin ebedi olarak manevi
kurucusudur, koruyucusudur.
Zulmün, istibdadıo, Türk mille-
tinin ilerlemesine ve medeniyet ca-
miasında hakiki olan yeri alma-
sına ne derece eagel olduguna ve
netice degerli vatandaşlanmızı
mahv vc perişan ettiği bakkında-
ki yazılarda yine hürriyetimizüı en
kuvvetli muhafıdandır. En kahir
(ezici, iıstun) olan muhafızın da
Turk ordusu olduğu eserieriyle or-
tadadır. tşte bu kuvvetlerin sahi-
bi olan Türk milleti arnk eline al-
dıgı hurriyeü Meşnıtiyet idaresi ile
korumak kadretinde bulundu-
ğundan zaten kısa suren Meşnı-
tiyet devrinde Cumbnriyet ham-
lesine hiç ihtiyaç duymadı. Ve ta-
bii de böyle bir hamle için aşağı-
dan yukansı teşkilat da yapmadı.
Cumhuriyet hamlesi, istiklalimi-
zin dış darbelerle tehlikeye duşme-
si karşısında musteviilere karşı ya-
pılan milli teşkilatın aciz ve mes-
kenet içinde (eshmrveti kabul eden
ve sulhten sonra da teceddnt (ye-
nileşme) bareketlerimize engel
olacagı anlaşılan padişahlığın dev-
rilmesinden ibarettir."
Tehlikeü bir
cumhuriyete doğru
Kâam Karabekir, mutarekenin
memleketin "gayri Türk kısmı"
işgal altmdayken imzalandığını,
işgalcilerin Türk yurdundan par-
çalar koparmak amacında olduk-
ları anlaşılınca birtakım kuruluş-
lannın oluştuğunu, bu kuruluşla-
rın saldırganlar tarafından hoş
göruldukleri ve belki de işgalcile-
rin bu kuruluşlara hız verdikleri-
ni; anavatanın parçalanma tehli-
kesi büsbtttün belirince yurt par-
çalarının bir yönetim altında top-
lanması gereğinin duyulduğunu
anlattıktan sonra şunları yazıyor:
"Hilafet ve saltanat makamı,
Türk milletini, Türk vaUnını et-
rafında toplayamamıştı. Bu işi
başaracak mucize lazımdı. Bu da
kendiliğinden ortaya yayıldı.
BolşevikHk ilanı.
Böyle bir Cumhuriyet, derhal
Sovyet Rusya'dan da her türlü
yardımı gordüğü halde 'dinini ve
mılhyetinı kaybetmeyecek istikla-
line sahip olacaktır' denildi.
Bn öyle cezp edici (çekici) ve ik-
na edici bir şekilde itimada değer
kaynaklardan gelmiştir ki. Mus-
tafa Kemal Paşa bile bunu kurta-
ncı bir formul olarak tstanbul'-
da ele alarak gelmiş ve Amasya'-
da bazı arkadaşlanmızla müzek-
kere ve karar vermişti..(..) Duş-
manlanmızın btzi biriestirmek de-
ğil tam bir inhflak (dagılmaya) sıi-
rüklemek ve bu surette
istiklalimizi şöyle dursun milli
tnevcudiyetimizi dahi tehlikeye
düşıirmek için kurdukları bu pu-
sudan tam zamanında bir müda-
halemle kurtuldu.
Burada, Sıvas Kongresi'nin bir
taraftan da 'Amerikan mandası'
kurtancı bir çare gibi kabulleri ve
tehlikeyi de nasıl atlattığınız uze-
rinde yeniden durmayarak sırf ha-
dtselerin akışını takip için kaydet-
tikten sonra asıl konumuza geçi-
yorum."
"Bayburt civanndaki Mehdi'-
yi (17) tenkil (cezalandırma) etti-
ğimizin ertesı gunu İngiliz Kay-
makamı Revvlinson tstanbul'dan
Erzurum'a geldi ve beni hemen
makamımda ziyaret etti.
(27.11.1919) Tam bir saat go-
rüştük.(18)
Anlattıklannın hulasası şunlar-
dır: Lord Cnrzon diyor ki:
'a- Şimdıye kadar sulh yapma-
dığımızın sebebi Türkiye'de şinı-
diye kadar kuvvetli bir hükumet
görmediğimizdendir. Hakiki tngi-
liz dostu olacak simalarla anlas-
mak istiyoruz. Mustafa Kemal
Paşa sulh konferansında bulun-
sun veyahut sulh mukarreratına
(kararlar) mutabık kalsın.
b) Endişemiz Turkiye'nin yine
bir gun tngiltere'nin düşmanları
tarafına geçivermesidir. Padişah
hukumeti bunu yapabilir. Artık
krallık ve imparatorluk modası
geçmiştir. Birçok debdede ve mas-
raf yerine millet kendi işini kendi
gören cumhuriyete taraftardır. Bi-
zim de padişahı hükümet ve siya-
sete kanştırmayıp halife olarak is-
tediği yerde oturmasına taraftar
olmaklığımız...
(c) Gerçı lstanbul bir Türk şehri
olarak kabul olunmuştur. Ancak
Çanakkale itilaf devletleri tarafın-
dan ışgal olunacak - ihtimal tstan-
bul etrafında itilaf askeri bulunur
- zaten Turkıye bir Asya devleti-
dir. lstanbul bir koşedir. Anado-
lu'nun idaresi ve terakkiye sevki
(ilerlemeye yöneltilmesi) tstan-
bul'dan gayri mumkündiır. Bu
hususta ne düşunüyorsunuz? Me-
sela Bursa'da olacak bir hukumet
serbesttir'..."
Kâzım Karabekir, Lord Cur-
zon'un akrabası olan RevvUnson'a
şu yanıtları verir:
"a- Türk milleti Sıvas Kongre-
si'nde karannı vermiştir. Hiç kim-
senin bunu degiştirraeye selahiyeti
yoktur. Yakında milletin itimadı-
nı kazanan Mebuslar Meclisi ls-
tanbul'da toplanacaktır. Sulhu-
muzu milletin itimadına mazhar
olan bir hukumetle bu hüküme-
tin tayin edecegi bir beyet ya-
pabilir.
b) Turk dostlugu tngilizler için
çok faydalı, duşmanlıgı o derece
zararhdır. Bugun milletimizin her
ferdi tngiliz dostlugu taraftandır.
Avrupa'da cumhuriyet olmayan
pek az millet kaldı.' Fakat henüz
on yıllık idareye malikiz. B n u
için Avrupalılar gibi pek ileri dü-
şünemeyiz.
c) Hükümet merkezini degıştir-
mekle dahi şahsi duşuncem hiç
kalır. Valnız memleketin idaresi
bakımından bile Bursa'dan tstao-
bul herhalde her tarafa muvasal-
laü (ulaşması) daha kolay bir yer-
dir. Siyasi bakımdan ise tstanbai'-
da hukümetimizi serbest bnlıiB-
durmayacak olanlar Bursa'yı da
uzak gormezler".
Karabekir, daha sonra, Revvlin-
son'un kendisine ttalyanlar ile
Yunanhların anlaştıklanm, ltal-
yanların parasızlık, Yunanlılann
da şarlatanlıklan nedeniyle sava-
şı sürduremeyeceklerinı, Bolşevik-
lerin de on yıl kendilerini topar-
layamayacaklarını anlattığını,
Amerikahların da VVilson pren-
siplerini beğenmediklerini söyle-'
dıginı, bunun uzerine kendisinin
"Ya Izmir, Antalya, Adaaa ne
olacak? Ermeni hiıkumeti teşek-
kul edecek mi?" dıye sorduğunu,
Revvhnson'un da şu yamtı verdi-
ğini yazıyor:
"lzmir için ısrar edenler çoksa
da Yunanlılann ne parası var nc
adamı. Bizdebutünlııı ıllııi—i
zi çektik. İngiliz efkan Ynnaab-
lann aleyhine donmuştur. Nasd
olsa İzmir'den çıkarülacaklardır.
İzmir'in tahliyesi ile beraber An-
talya ve Adana da kolayukla tab-
nye ohır. Exmenilerin kendi tnraf-
lannda dahi hukiunet teşkil etme-
leri zordur. Ben hududun Aras
nehrinden geçmesini teklif ettim.
Pontus falan da yoktur. Rumla-
nn ne şarlatan millet olduklannı
bilirsiniz. BaşvekiMmizin bir mü-
lakatu söyledigi 'Türkiye'de za-
yıf hukumetin nihayet bulmasım
görmek isteriz' sözünü bazı gazc-
teler 'Zayıf Turkiye'nin nihayet
bulması' gibi yazdılar. Başvekil
maksadının bu olmadıgını nasae-
ten soyledi • Ingüizler iktisadea de
size buyuk yardım yapacaklar."
Karabekir, bu göruşmesini şif-
re ile M. Kemal Paşa'ya bildirdi-
ğinı; M. Kemal'den "Rewlinson
Heyeti TemsiHye ile göriişmeye
yetkili" ise ve "Sıvas kongresi
kararian" Ue sımrlı olarak ken-
disı ile görüşebileceği, yoksa "b«-
raya gelmesine luzum yoktur" ya-
nıtını aldığmı yazıyor.
Karabekir, M. Kemal'den bu
şifreden sonra 9.1.1920 tarihli bir
şifre daha alır.
Şifre aynen şöyledir:
"tngiltere hükümeti başvekili
Loyd George'un tstanbul ve Bo-
ğazların beynelmilel bir hale ifra-
ğını (biçimlendirme) Türk hükü-
metinin yeni merkezinin Anado-
lu'da olacağına tstanbul'un yal-
nız makkarrı hilafet (hilafet baş-
kenti) olarak bir payitahtı diui
(dinsel başkent) olarak kalacağı-
na dair tstanbul konferansına tek-
lifatta bulunacağı gazetelerde gö-
rüldü. Ananatı milliye (Ulusal ge-
lenekler) ve dıniyemize mugayir
olan böyle bir kararın milletimiz-
ce asla muta olamayacağı (boyun
eğilmeyeceği) tabiıdir. Munıessü-
lere bu babta şedit (şiddetli) pro-
testolarda bulunulması ve bir su-
retinin de beraı malumat (bilgi
için) Heyeti Temsiliye'ye keşide-
si rica olunur".
Karabekir, bu tngiliz önerisini
şöyle yorumlar;
"tngiliz siyasetçilerinin milli
hükümetimize ve nihayet 16 mart-
ta Meclisi Mebusan'a karşı yap-
tıklan tecavüzler ve padişahı da
bizi Cumhariyet knracakiar' di-
ye inandırarak Damat Ferit nükü-
metini işbaşına getirip işi Sevr mu-
ahedesine goturdukleri görüldü.
Asıl muhim olan bir mesdede ts-
tiklal Harbinin temelinin aüldıgı
Erzurum'da ve bu işteki rehber-
liğimi ve Mustafa Kemal Paşa'ya
yapabileceğim tesiri bilerek kong-
relerin ntükerraü hilatına olarak
beni vakitsiz bir cumhuriyet Ba-
mna dognı teşvik ederierken İs-
tanbul'da gizlice Damat Ferid'in
padişah hükümetini aleyhimize
hazniadıklan gibi Konya'da da
bir Selcuk devleti kurulmaana ça-
lışıyorlardı. Eger 'parçala bflkim
ol' manevrasına kapdsaydık vazi-
yete hâkim olacak ortada bir k«v-
vet kalmayacağından fikir aynb-
gı ve fikir perişanlığı ile istenen ttt-
zaga düşmüş olacaktık".
Y'arın: Mastafa
Kemal vehalifelik
(12) - Korgeneral Kâzım Dirik, 19 Ma-
yıs I919'da Mustafa Kemal Paşa ile
Samsun'a çıktı. M. Kemal'in istifası-
na kadar 3. Ordu Kurmay Baskanı
olarak görev yaptı. Daha sonra, Er-
zurum'da 15. Kolordu Komutan Ve-
killiği, TBMM Gılrdstan temsilciligin-
de bulundu. Bıtlis ve lzmir valilikleri
yaptı, 1941 yılında öldu.
(13) - Karabekir Kâzım, tstiklal Har-
bimiz, s: 1137
(14) - Cebesoy Alı Fuat, Mîllı Müca-
dele Hatıralan, Vatan Neşriyatı, 1953
s: 100
(15) - Atatürk, Gazı Mustafa Kemal.
Söylev. Vdidedoğlu Hıfzı Veldet, Ça|-
das Yay. s: 46
(16) - Karabekir'in lttihat ve Terakki
Anıları için bkz: Karabekir tttihat ve
Terakki Cemiyeti, 1896-1909, lst, 1982
(17) - Türk lstıklal Harbı, 6. cilt, ls-
tıklal Harbinde Ayaklanmalar
(1919-1921) Gen. Kur. Yay. S. 60.
Şeyh Eşref Ayaklanması, 26 Ekim - 24
Aralık 1919.
(18) - Rewlinson. Alfred, Adventures
in the Near East, Andre* Melrose,
London/New York, 1924, s: 180-181.
tngiliz yarbay, kitabmda Karabekir ve
Atatürk'ü övüyor.