Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 MART 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGÜN
Metoornloji Genel MüdûriüûiTndef
afcnan Mgiye gore; yunlun kuzey ke-
sinteriparçalıbtılutitı, BabveOrtaKa-
radrniz krytlan yajmurtu, ötekı yerter
az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı-
cakhğmda 8nwıi Wr cteftşM* olma-
yacafc Rü2gâr güney ve baö yönıer-
den tıafif. a n sııa orta kuvvette, yur-
dun kuzeytatı kesmlerinde kuv«11i-
ce esecek. DENİZLERİMİZDE RÜZ-
6AR Egrtle gûnbabsı ve tarayekten
ötefci demzlenmcde günbattsı ve lo-
dostaı £5, Karadeniz'de 6-7 kuvvetin-
de saatte 10-21, Karadeniz'de 27-33
deniz mB hda esecek. Dalga yûksek-
Iği 1-2Karadeni2aç*Jarnda 3-4 met-
re dotayında butunacaK.. Van Gölü'n-
de hava az buluttu ve açık geçecek. Rüzgâr gûmy ve batı yönler-
den haftt olarak esecek. Göl kûçük daigalı olacak...
Adana
Mapazan
Adıyaınan
Myon
A0n
Ankara
Antakya
Antalya
ArtYîıı
4dm
Baiıhesv
Bileök
BtngM
Bittıs
Bolu
Bursa
Canakkale
Oum
D
18° 4° Oiyarbakır
14° 3°E0irne
1*" 1°Eroncari
9°-3° Erzufu/n
10° 5°Eski$ehir
13" .30 Gıaantep
6° 2°Sn»un
18° 4°GûmûşraneY
9° -2° Hafcttri B
16° 2°jsparö A
13° 1°!sQnbul B
13° 1°İ2n«r A
5"-8° Kars A
12° 7°Kayseri A
14° 0° Kırioantf B
13° i°Konsa B
6° -7° Kûtalıya A
17° 1°Mabtya B
13° 0°M»sa
14° CPKMaraş
4°-i° Meran
13°-3»MUŞ
14° 2°N«0*
14° 2°0nlu
7° 4°Samsun
10° 0°Sıi.T
14° 4°Smop
15° 3°Snas
9°-6°
5° -7° lıncei
14° 1°Uşak
10°-3° Van
10° -1° YtaBat
9° -4» ZonoJd*
A 14° 4°
A W> 1»
A 18° 7"
A 1*> 2°
B 0^'IS
0
B W>-*>
Y 15° 3°
8 M» 2°
B 15° 2°
A 14° 4°
Y 12° 3°
B 6°-6°
B 13° 3°
B 14° 2°
A 7°-«°
A 11° 0°
B 2°-6°
B 11°-4°
Y t2°-3°
> bulutlu
k
yaömurlu A-açık B-t>uhjttu G-gûneşt K-karlı S-sslı Y-^aJrnurhj
_,;"0slo (\™™
•~d Londra _ £ * > . ^^r
Helsınki O
Moskova
Katnre •
DÜNYADA BUGÛN
AmslBfdam
Amman
Aftm
A
Barcdona
Basd
Belgrat
Berfin
Bodd
Brijkse
N. Bulap»şte
Ceravre
Crtde
Outayı
Fragkfurl
Gîrne
Hetsrto
Kahn
Kooenhag
KOfl
Leftoşa
B 7°
Y 16°
A 14»
Y 19°
B 18°
B 10°
A 13°
B 10°
B 11°
B 10°
B 13°
B 10"
A 23°
A 21°
A 24°
e 10°
A 18°
K 6°
B 18°
8 10°
B 11°
A 18°
Uringrad
l&ndra
Madrid
Mlano
Montreal
Moskova
MOnih
K 3°
B 13°
B 16°
A 14»
B 11°
K -1°
B 11°
B 4°
B 9»
B 13°
B 11°
A 24°
A 18°
B 8°
Y 18°
B 7°
B 5°
B 9°
A 16°
B 5°
VVâslmgtonB 8°
Zürih B 10°
Osk)
Paris
Prag
Riyaa
Roma
Şam
Tel Aviv
Tunus
Vatsova
vlyana
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ tslimle işle>en, fi-
lika büyüklüğünde
deni2 teknesi. 2/ Bir
şeyi benzerlerinden
ayıran özeilik... Arit-
metik hesap yapmak-
ta kullanılan, birçok
devingen parça dizi-
siyle donatılmış dilze-
nek. 3/ Bir tür oto-
mobil yarışı. 4/ Eski-
den küni devlet daire-
lerine verilen ad... Bir
nota. 5/ Islak... Tro-
pikal bölgelerde yeti-
şen bir ağaç. 6/ İrıd-
yumun simgesi... Göl kenannda yapıl-
mış avcı kulübesi. 7/ Dizkapağını ör-
ten ya da dizkapağımn birkaç santim
altında biten etek boyu... Sahip. 8/
Parlaklığı birdenbire artan yıldız... Ses.
9/ Bir kimsenin içinde bulunduğu sı-
kıntılı ruh dunımu.
YUKAR1DAN AŞAClYA:
1/ Sanayi. 2/ Bir nota... Yat limanı. 3/
Tarla, bağ, bahçe gibi yerlerden topla-
nan üründen arta kalanlar... Eski Yu-
nan rnimarhğının üç biçeminden biri. 4/ Asya'da bir ülke... Mız-
rapla çalınan, dört ya da beş ipek teli olan armut biçiminde Japon
lavtası. 5/ Kirliliği gösteren iz... Su. 6/ Osmanlı sarayındaki hiz-
met sınıflanndan biri. 7/ Asya'da bir ırmak... İçinde yağ yakılan
toprak kandil. 8/ Uzaklık anlatmakta kullanılan söz... At tüyünün
rengi... Sodyumun simgesi. 9/ Sert bir topun tokmaklarla küçük
kalelerden geçirilmesine dayalı bir oyun.
Öziir — Bir teknik hata nedeniyle bulmacalann çözümü karışmış-
tır. Alttaki çözüm 5 Mart 1990 tarihli bulmacaya aittir.
Düzeltiriz.
60 YIL ÖNCE Cumhuriye7
Teşviki Sanayi
7 MART 1930
Tacettin Seyyar vapur ilc Bebek balıkçı gemisinin sahibi
Muharrem kaptan asrî balıkçılık vesaiti temin için
Tiryeste'ye gitmiştir. Bu zat şimdi orada balık ağları
almakla meşguldür. Fakat Muharrem kaptanın mühim bir
derdi vardır. Çünkü yeni tarifede balık ağları için beher
kiloya 120 kuruş resim vazedilmiştir. Buna muamele vergisi,
oktruva resmi gibi diğer masraflar da ilâve edilmektedir. Bu
takdirde ihtiyar olunan masraftan daha büyük bir para
tediye etmek icap edecektir.
Halbuki Muharrem kaptan
esasen vapurlarından birini
terhin ile para bnlmüştür. fiu
Türk müteşebbisi gazetemize
gönderdiği bir mektupta
teşviki sanayi kanunundan
istifade etmek arzusunda
bulunmaktadır. Alâkadarların
kendisine her halde azamî
teshilât gösteımesini temenni
ederiz.
Amelî hayat
Fidel Castro
Umumî Vilâyet meclısi fırka grubtı dün fırkada müfettiş
Hakkı Şinasi Pş.nın riyasetinde toplanmıştır. Bu içtimada
amelî hayat mekteplerinde yapılan sui istimal mes'elesı ile
bu mekteplerin atisi hakkında müzakerat cereyan etmiştir.
Bu müzakerat çok hararetli olmuş ve 3 saat kadar devam
etmiştir. Neticede gene bir karar verilememiştir. tçtimada
amelî hayat mektepleri heyeti hamiyesinin raporu da
okunmuştur. Azadan bir kısmı bu mekteplerin ıslahı ve bir
kısmı da büsbütün ilgasma taraftar olmuştur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Castro'nun demeci
7 MART 1960
Küba Başbakanı Fidel Castro dün
akşam, Birleşik Amerikaya şimdiye
kadar yaptığı hücumlarm en
şiddetlilerinden birini yapmıştır.
Küba Başbakanı verdiği beyanatta,
Amerika hükümetini, Havana
limanında Küba ordusıı için getirdiği
silah ve cephane yükünü boşaltırken
infilâk eden Fransız şilepi "La
Coubre" hadisesinden sorumlu tutmuş ve Amerikalılan
sabotajla itham etmiştir.
Amerika hükümetinin Küba'nın "geri dönmek istiyen
caniler"e karşı savunması için lüzumlu silâhları tedarik
etmesine mâni olmak için "büyük nüfuzunu" kullandığını
ifade eden Castro, Amerikanm Brüksel ataşemiliteri ve
başkonsolosunu, Kübaya silah satmaması hususunda
Belçika hükümeti üzerinde baskı yapmakla suçlandırmıştır.
Venüs'te hayat
Birleşik Amerikada ilk başkanlık deneme seçimi New
Hempshire'da salı günü yapılacaktır.
Demokrat Partinin Başkan adayı olmak için çalışan Ayan
âzası John Kennedy, deneme seçimi için giriştiği kampanya
sırasında Eisenhovver idaresinin dış politikasına şiddetli
hücumlarda bulunmuştur. Kennedy, Eisenhovver idaresinin
"kararsızlık ve şüpheler" içinde bulunduğunu ileri
sürmüştür.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
TRT soruşturması
7 MART 1989
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "seçim yasaklanna aykırı
davranılması" savıyla'TRT hakkında başlattığı
soruşturmanın kapsamım genişletti. Başsavcılık, seçim
takviminin başladığı 1 Ocak 1989 tarihinden bu yana
TRT'nin yayımladığı bütün haber programlarını soruşturma
kapsamına aldı. Başsavcılık, bu programlarda
"propaganda" amaçlı yayın yapılıp yapılmadığını
araştıracak. SHP'nin başvurusu üzerine başlatılan ve halen
bilirkişi incelemesınde bulunan soruşturma dosyasının bu
hafta ignde Başsavcılığa gelmesi bekleniyor. 298 sayılı
Seçmen Kütükleri ve Seçimlerin Temel Hükümleri
Hakkındaki Kanun'un 63. maddesinde sayılan "seçim
yasakları" çerçevesinde TRT Genel Müdürü Cem Duna ile
Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdürü Orhan Özozan
hakkında başlatılan soruşturmada bilirkişi raporunun da
etkili olacağı bildirildi.
TARTISMA
Bir Türki> e?
Bizim için geriye dönüş yok, yalnızca önümüzde hızla
sonuçlandırmamız gereken sorunlar var. En başta da
demokrasi ve insan hakları sorunu. Ondan sonra Avrupalı
olup olmamak önemli değil. Dünyanın uygar bir ülkesi olarak
her eve girip çıkabiliriz.
Dogu Avnıpa ve Sovyetler Biıiiği hızla de-
ğişiyor. Dünyayı ve Avrupa'yı hazırlıksız ya-
kalayan şaşırtıcı, hızlı bir değişim bu. Den-
geler bozuldu, Avrupa ailesi genişleyecek gi-
bi. Bu yeniden yapılanmanın daha başlangı-
anda bile AvTupa'nın ve Amcrika'run bize ba-
kışı, değerlehdirmesi farklılaşmaya başladı.
Doğu Bloku ülkelerine karşı; coğrafi konu-
mu, güçlü ordusuyla Batı'nın ileri karakolu
ve güvenlik unsuru olan Türkiye'ye, bu blo-
kun çözülmeye başlamasıyla yeni bir biçim ve
yeni bir rol verilme çabası var.
Gazeteci Ufuk Güldemir'in CIA uzmanı
Fuller ile yapmış olduğu söyleşi 26 şubat ta-
rihli Combariyel gazetesinde yayımlandı. Bu
söyleşide Fuller özetle Atatürkçülügün artık
misyonunu tamamladtğını söylemekte ve
Türkiye tslamın günlük yaşamdaki yerini ye-
niden düşünmdidir demektedir. Ayrıca Türki
ye'nin Ortadoğu'da müstakbel büyük rolle-
rin adayı olduğunu ileri sürüp Ortadoğu ül-
keleriyle daha yoğun ilişkiler içinde olması-
run kendi lehine olacağım savlar. Yine Cum-
huriyet gazetesindeki Nilgnn Orrahoglu im-
zalı yazı dizisinde de bir AT uzmanı; "Türk-
ler tam üyeliğe yönelik bir anlaşma isteyince
şaşırdık. Türkiye düzeyinde bir ülkenin AT'-
ye girmek istemesi tek keliraeyle "hayref
uyandırmışd. Azgelişmişligin yanı sıra Türki
ye, bambaşka dünyaydı. Farkİı değerleri dile
getiren bir toplumdu. Bu ülkenin bir gün Ba-
tılı ülkelerin kurumlanna sahip bir Batı iilke-
sine dönüşebileceğine aramızda kimse
inanmıyordu" demektedir.
Yani; Avrupa'da size gerek kalmadı, evi-
raizde konukluğunuz bitti. Yaşam biçimleri-
miz, dünya görüşlerimiz sizden çok farklıy-
dı. Demokrasi ve insan haklan konusunda ay-
Geçmiş Zaman Olur ki
Uretime dönük eleman yetiştiren Köy Enstitüleri'nin
kapatılması Türk Milli Eğitimi'ni çıkmaza sokmuştur. Kırk
yıldan beri Milli Eğitimimizde yaşanan kısır döngünün
temelinde bu gerçek yatmaktadır.
Yıl 1947. Cdavuz Köy Enstirüsö'nde son sı-
ruftayız. Hasan Âli Yücel bakanlıktan ayrıl-
mış, Hakkı Tonguç tlkögretim Gene) Müdür-
lügü'nden uzaklaştırılmıştı. Tanin gazetesin-
de Hasan Âli Yücel-Kenan Oner davası ay-
nntılı bir düzeyde yayımlanıyor, Hüseyin Ca-
hit Yalçın olaylan yorumluyordu. Gazetele-
rin, daha çok Tanin'in gelmesini sabırsızlık-
la beklerdik.
Köy Enstitüleri'nin ufkunda kara bulutlar
dolaşıyordu. Dava Yücel'in şahsmda Köy
Enstitüleri'ni vurmayı hedeflemişti.
Enstitü üreticiliğini aksatmadan sürdürü-
yordu. tş nöbeti sırasında bizim sıruftaydı. Bir
elimizde çapa, koltuğumuzda kitaplar Telli-
pınar'a fasulye çapalamaya gitmiştik. Ara
dinlenmderde kitaplarımızı açıp yaklaşan bi-
tirme sınavlarına hazırlanıyorduk. Okuldan
haber geldi. Ankara'dan bir heyet gelmiş, bi-
zim sınıfı denetleyecekmiş. Üzerimizde iş el-
biseleri, dershanede toplandık. Egitiın Başı sı-
rufa girdi. Endişeliydi. "Ankara'dan bir he-
yet geldi, sizi denetleyecek, sorulaçak soru-
lara vereceğiniz yanıtlarda Hasan Âli Yiicel-
Hakkı Tonguç ismi geçmesin" dedi. Deneti-
min amacı açıklanmıştı. Az sonra yeni tlkög-
retim Genel Müdttrii başkanüğındaki heyet sı-
nıfa girdi.
Yunns Kâzım Könü, "tçinizden yazma ye-
tenegi olan en zeki beş arkadaşınızı seçin" de-
di. Beş arkadaş seçtik, bir masaya toplandı-
lâr. Soru, "Köy Enstituleri hangi amaçla ve
niçin karulmoştur?" Arkadaşlar yazmaya
basladılar. tlkögretim Genel Müdürü Yunus
Kâzım Könü sınıfa "Köyde başan gösterrae-
nin ilk koşulu nedir?" diye soru yöneltti. Tar-
tışma açılmıştı. Bilimsel bir tartışma oluyor-
du. Heyet üyeleri konuşmaJan dikkatle izli-
yorlardı. Bir arkadaş söz aldı. "Türk köylii-
sünün Aşar'dan beri sahte aydınlara inancı
yoktur. Kendini aydın sanan, köyü. köylüyiı
hiç tanımamış bir yönetici günübirlik koye gi-
der, çeşidi buynıklar verir, ama köyden ay-
nldıktan sonra bu buynıklar unutulur. Çün-
kü bizim köylümüz ömriinct baynık dinkmiş-
tir. Köyde başan göstermenin ilk koşulu, kö-
yü, köylüğü tanımak, onu gerçekten sevmek,
ona kendini sevdirmektir. Başannın temeli
budnr" dedi. Denetim bitmişti.
Yunus Kâam Könü'nün izlenimleri ne idi
bilemedik, ama bildiğimiz, Köy Enstitüleri'n
de estirilen rüzgânn fırtınaya döneceğiydi. O
yılın ağustosunda 4274 sayılı yasanın bazı
maddeleri değiştirilerek Köy Enstitüleri'ne ilk
balta vurulmuştu.
Köy Enstitüsü mezunlarının diplomasına
rı görüşlerimiz var. Siz, bu görüşlerinizi de-
ğiştirmekte kararh görünüyorsunuz. Ama biz-
de kendi göriişlerimizi değişürmemekte karar-
lıyız. Hem siz zaten Doğulu bir lslam ulkesi-
siniz, artık yerinize dönün. Belki de kendi
aileniz içinde ülkelerle olan ilişilerinizle öncü
bir rol alırsınız. Ayrıca biz artık insan hakla-
rı, demokrasi gibi konularda sizi fazla rahat-
sız etmeyiz. Böylece siz de çok tedirgin oldu-
ğunuz iç işlerinize kanşmanuz sorunundan da
kurtulmuş olursunuz.
Üzülmemek elde değil, şaşırmamak da. Biz
bugünlere genel istek üzerine gelmedik. Bü-
tün yurdu işgal etmiş yayılmacı Avrupa dev-
letlerini dize getiren Anadolu tbtüali'ni, bu
ihtilalin sonucu yapılan ve Türkiye'yi artık ge-
riye dönüşü olanaksız bir yola sokan devrira-
leri ve bu devrimleri sonuna kadar koruma-
ya, geliştirmeye kararh insanlanmızı unutmuş
görünüyorlar.
Bizim için geriye dönüş yok, yalnızca önü-
müzde hızla sonuçlandırmamız gereken so-
runlar var. En başta da demokrasi ve insan
hakları sorunu. Ondan sonra Avrupalı olup
olmamak önemli değil. Dünyanın uygar bir
ülkesi olarak her eve girip çıkabiliriz.
BÜLENT BURGAÇ
Diş Hekimi / Kuşadası
bakarsanız, mecburi hizmetin yirmi yü oldu-
ğunu göriirsünüz. Sayılan yinni bin civann-
da olan bu yerli Pestelozıi'ler, kendi çocuk-
ları ortaokul çağına gelinceye kadar köyden
ayrılmayı düşünmemişlerdir. Köy kalkınma-
sına gönül veren bu insanlar, köyün öğretme-
ni, köyün doktoru, köyün tarımcısı, köyün
mühendisi, köyün her şeyi olmuşlardır.
Yaknp Kadri'nin Yaban'ından sonra cum-
huriyet tarihinde köyü konu edinen roman,
şiir, anı, öykü, inceleme Köy Enstitüsü çıkış-
Iı aydınlann ürünüdür. Üretime dönük eleman
yetiştiren Köy Enstitüleri'nin kapatılması
Türk Milli Eğitimi'ni çıkmaza sokmuştur.
Kırk yıldan beri Milli Eğitimimizde yaşanan
kısır döngünün temelinde bu gerçek yat-
maktadır.
17 nisanda Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun
ellinci yıldönümünü kutlayacağız. Köy Ens-
tituleri günümüze kadar yaşatılmış olsaydı
Türk insanı geri kalmışlık zincirini kıracak,
gerçekten çağı yakalayacaktı.
KÂZIM ÇAKMUR
tzmir
Ortaoyunu, Kukla9
Hokkabaz Oyunları
"Karagöz" de "Ortaoyunu" da toplumsal içerikli gösteri
oyunlarımızdır. Yeter İci bu oyunlarımıza çağımıza, çağa
uygun bir ruh verilsin!
Radyo 2'de "Tiyatro Dünyası" programın-
da "Oruoyunu", "Kukla", "Hokkabaz"
oyunları üstüne yapılan bir söyleşi dinledik.
"Ortaoyunu", "Kukla", "Hokkabaz"
oyunlarırun son temsilcisi olduğunu sö'yleyen
söyleşi konuğu sanatçı, geleneksel oyunları-
mızın nasılsa öyle olmasım; öyle kalmasını sa-
vundular.
Biz, bu sava katılmıyoruz. Her şey ileriye
dönük olmalıdır. Yoksa, çağın gerisinde
kalınz.
Bugün, "Karagöz", "Ortaoyunu" oyun-
larını eski biçemiyle gösterirsek seyirci bula-
mayız, bu oyunları yaşatamayız. Ister istemez
bu oyunları modernize, stilize etmek zo-
rundayız.
"Ortaoyunu", "Karagöz" oyunları üstü-
ne yanlı yansız birçok sözler edildi. Bazıları,
"Ortaoyunu", "Karagöz" oyunlarının çağı-
mızda yeri olmadığı düşüncesinde direttiler...
Hâlâ diretenler de var...
Biz, bu diretişe de karşıyız.
"Karagöz", "Ortaoyunu" yaşatılmalıdır.
Ama modernize, stilize edilmesi koşuluyla...
"Karagöz" de "Ortaoyunu" da toplumsal
içerikli gösteri oyunlarımızdır. Yeter ki bu
oyunlanmıza çağımıza, çağa uygun bir ruh ve-
rilsin!
"Karagöz" oyunlarının modernize, stilize
edilmesi Ustüne t.Hakkı Baltacıoglu, Rahmi
Balaban, Hayalî Küçük An, E.Behzat Lav çok
güzel örtıekler verdiler... Hele, E.Behzat Lav'-
ın "Karagöz Stepte" yapıtına "Karagözün
şiirieştirilraesi" diyebiliriz.
"Ortaoyunu"nu modernize, stilize etmek
için "Geoç Oyuncular" topluluğu bir çahş-
maya gdrişmişler... "Vatandas Oyunu" adlı
bir oyun ortaya çıkarmışlar...
Oyunu hem okuduk hem seyrettik. Doğru-
su "Genç OyuncnJar" topluluğu dört dörtlük
bir yapıt yaratmış...
"Vatandas Oyunu", "OrtaoyumT'nun mo-
dernize, stilize edilmesine derin bir kaynak-
lık edebilir.
Peki, o zaman bizler ne güne duruyoruz?
Tiyatrocular kollannı sıvasınlar, bu işe der-
hal girişsinler! "Vatandas Oyunu" örneği
oyunlar üretsinler. Göreceksiniz, çok güzel ya-
pıtlar yaratılacaktır.
Bizim anlayışımıza göre gerçek tiyatro "Or-
taoyunu"dur. "Ortaoyunu"nda tiyatronun
gerektirdiği her öğe vardır. Komedy-a, traged
ya, fars, dram, raelodram, epik, absürd...
"Ortaoyunu" tulûata dayanır; kendinden
yaratıcılıktır.
Tiyatronun temeli aksiyondur. Aksiyon ha-
reket demektir.
Tiyatro, insanın hareketleriyle başlamıştır.
Öyle ki anasmın karnında; anasının karnına
tekmeler vurarak anasına acılar yaşatarak...
Tiyatro, eylemin görüntüsünün sanatıdır.
"Önce söz vardı" sözü sonra gelir.
Evet. Geleneksel oyunlarımızı korumaya
çalışalım... Fakat onları gelenek ve görenek
haline getirmekten sakınalım...
OSMAN DALOCLU
Ankara
T.C
NİZİP SULH CEZA MAHKEMESt
Esas No : 1988/155
Karar No : 1989/222
Hâkim : A. HİLMİ SÖKMEN 24662
Kâtip : İBRAHİM ÇAPAN
Davacı : K.H.
Sanık : MUHARREM ÖZÇEVİK: Hüseyin ve
Şerife'den olma 1960 doğumlu, Nizip
Cumhuriyet Mah. Nüf. kayıtlı. Aynı mahalle
Yaşar Sok. No: 48 de oturur, mercimek
imalatcısı.
Suç : Gıda maddeleri tüzüğüne aykırılık
SuçTarihi : 23.3.1987
Karar Tarihi: U.9.1989
Yukanda açık kimliği yazılı bulunan sanık hakkında mahkeme-
mize açılan karnu davasmın yapılan yargılaması sonunda.
Sanığın kendisine ait mercimek imalathanesinde urettiği mercimek-
leri cilalayıp fınnlamak suretiyle taklit ve tağşiş edilmiş mercimeği
satmasından eylemine uyan TCK. 398, 647/4-1, TCK. 72. maddeleri
gereğince 32.000 TL. Ağır para cezası ile cezalandınlmasına,
TCK. 402. maddesi uyarınca sanığın cürme vasıta kıldığı rneslek,
sanat ve ticaretinin üç ay süreyle tatiline, takdiren 7 gün süre ile sa-
nığın işyerinin kapatılmasına, karar kesinleştikten sonra sanık hak-
kında verilen hüküm özetinin büyük harflerle yazılmak suretiyle ve
kapatma süresi kadar kalmak üzere kapatılan işyerinin göze çarpan
bir yerine yapıştırılmasına ve ayrıca aynı özetin sonradan masrafı sa-
nıktan tahsil edilmek üzere trajı 100 binden fazla olan Istanbul, An-
kara, İzmir'de yayımlanan bir veya iki gazetede ilanma, ayrıca mahalli
gazetede ilanına karar verilmiştir.
llan olunur.
Basın: 18990
ADANA
4. ASLİYE CEZA MAHKEMESt
Esas No : 1989/603
Karar No : 1990/50
Hazırlık No : 1989/2336
C. Sav. Esas No : 1989/5592
Hâkim : Dojan Ertan 15223
C. Şavcısı : Yûkse! Aytar 19124
Kâtip : M. Ethem Ulutaş
Davacı : K.H.
Müşteki : Büyükşehit Bekdiye Başkanlığı
Sanık : EFRAIM KAYA-Ahmet oğlu Imış'ıen olma 1933 do-
ğumlu. Sivrice ilçesi Kılıçkaya koyü K: 20'de nüfusa ka-
yıth olup. halen Sümer Mahallesi 580 Sk. No: 21 'de oıu-
rur, evli, 5 çocuklu, cahil, fınncı, sabıkasız, TC. Islam.
Suç : Noksan gramajlı ekmek imal eımek.
Suç tarihi : 5.12.1988
Yukanda adı ve açık hüviyeü yazılı bulunan sanık hakkında mahkemcmiz-
de yapılan açık yargılaması sonunda:
GD.: Suç tarihinde samgıh işlettigi tlhan fırınında eksik gramlı ekmek Qre-
tip satışa sunduğu iddia, ikrar, ceza tutanağı ve dosya kapsamı ile sabit ol-
muştur.
Hüküm: Sanığın eylemine uyan TCK'nıri 363/1 maddesi gereğince 6 ay ha-
pis ve 10.000 lira agır para cezası ile tecziyesine.
Ikran nedeni ile TCK'nın 59'uncu maddesi gereğince cezasının 1/6'sı indi-
rilerek sanığın 5 ay hapis ve 8.333 lira ağır para cezası ile tecziyesine,
Suçun işleniş bicimine göre 647 S.K.'nın 4/1 maddesi gereğince 1 gün takdi-
ren 500 lira olmak üzere hümyeti bağlayıcı cezanın 75.000 lira ağır para ceza-
sına çevriunesine,
TCK'nın 72'nci maddesi gereğince aynı tür para cezalan toplanarak sanığın
neticeıen 83.333 lira ağır para cezası ile tecziyesine,
TCK'nın 402/2 maddesi gereğince masraf sanıktan alınmak üzere gerekli
ilanların yaptınlması için kararın bir örneğinin C. Sav.na biidirilmesine,
2.000 lira mahkeme gıdcrinın sanıktan alınmasına,
Sanığın yoktuğunda, C. Savcısı huzurunda, talebe uygun olarak, yasa yolu
açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29.1.1990
Basın: 19175-Ç.729
POLtTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
En Acımasız Olanı...
Gecenin geç saati telefon çaldı. Kaldırdım, kulağıma götür-
düm, Erol Ülgen'in sesi:
"Ağabey radyoyu açsana!.."
"Ne var?"
'İhtilal oldu."
Gazeteci olur da gecenin geç saatlerinde uyandınlmaya alış-
kın oimaz mı? Uzandım, küçük radyûyu açtım. Kalın, davudi bir
ses bıldirileri okuyordu. Uyku sersemi bir iki kez dinledim; de-
mokratları karşısına alıyordu. Eh, bize bir şey yok diye düşün-
düm. Ardından, NATO'ya, CENTD'ya bağlıyız' diyordu. Biraz du-
raladım. Boyle demese Amerika'yı karşısına almış olurdu. Han-
gi babayiğidin gözü keserdi?
Erol Ulgen, "Ne diyorsun?" diye soruyor, belli, benden biryo-
rum istiyordu.
"Hele bildirilerin sonunu bekleyeiim" dedim.
"Sana gelebilir miyiz?"
"Yasak yok mu?"
"Var ama biz geliriz."
Erol ve birkaç arkadaş geldi. Durumu gözden geçirdik. Her-
kes olacağı biliyordu. Bir benden başka. Akşam Anadolu Kulü-
bü'ndeydim. Melih Kemal ve Münir Ekşi ile rakı içmiş, geç saat-
lere değin oturmuştuk. Çıktığımızda hiçbir şeyin farkına varma-
dım. Bizim sokak ve çevremiz politikanın göbeği sayılır. Yanıba-
şımızda CHP vardır (Karanfil Sokak), hemen yanıbaşında Millet
Partisi (CKMP), sokağın boyiu boyunca oturan bakanlar, millet-
vekilleri, büyük bürokratlar bulunur.
Her yanı silahlı harp okulu öğrencileri tutmuştu. Hava aydın-
landıkça çoluk çocuk kapı önlehne doluşmuştu. Güneşli, aydınlık
bir gündü. Harp okulu öğrencilerine herkes bir şey ikram etmek
istiyor, onlar kabul etmiyorlardı Yalnız su ve ayran veriyoriardı,
onu içiyorlardı.
Biz de sokağa çıktık. Yasak deseler de sokak ana baba gü-
nüydü, herkes dışarı fırlamıştı. Demokrat Parti iktidarının kötü
günlerini yaşamış olanlar birbirlerine sarılıyorlar, Oh kurtulduk'
diyorlardı. Sevinç ve telaşla kimse kimseye, 'Gerçekten kurtul-
duk mu?' diye soramıyordu. Belki çoğunun aklına bile gelmi-
yordu.
Demokratlardan yakaladıklarını Harbiye'ye gotürüyorlardı. Bir
ara 'Namık Gedik yakalandı' diye bir söz dolaştı. Namık Gedik
Kızılay da 12'ler Apartmanı'nda oturuyordu. Oraya doğru yönel-
dik. Gedik, zamanın İçişleh Bakanıydı, olaylann çoğu ondan bi-
liniyordu. Direndi diyorlardı. Direnmemiş. Bir süre sonra Hay-
rettin Erkmen'le birlikte yakalandılar, Harbiye'ye götürüldüler. De-
mokratların ilk kurbanı Dr. Gedik oldu. Kendini harp okulunun
penceresinden atarak canına kıydı.
Bundan sonra kaç darbe gördük... 27 Mayıs, hiç olmazsa, Prof.
Muammer Aksoy'un dediği gibi mükemmel bir anayasa getirmişti.
Öteki darbeler ne getirdi? Otekiler baskı, zulüm, işkence, göz-
altına almalar, yıllarca süren, bir türlü sonu gelmeyen duruşma-
lar, asker-sivıl karması mahkemeler getirdi.
' Memleketin bir işkenceler ülkesi olduğunu herkes öğrendi.
Resmi ağızdan işkenceyi yadsılasalar bile dünya biliyordu. 12
Eylül darbesi ile sadece işkence yapılmadı, işkence geliştirildi,
üretildi, acımasız bir makine bicimine dönüştürüldü. 12 Eylül-
ûn beş generali bir köşeye çekilmiş olsalar bile ürettikleri işken-
ce sürüyor. Heyetler geliyor, heyetler gidiyor, ağızlarında dola-
şan işkencedir. Koku bir türlü kurumamıştır.
Şimdi ardıma oonüp bakıyorum da kaç tane darbe gördük;
bunlar ne getirdiler, ne götürdüler? Hepsinin ardında bıraktığı
hoş bir seda yerine hoş bir teneke tıkırtısıdır. İkinci Dünya Sava-
şı için yeni bitti diyorlar. Acaba 12 Eylül ne zaman bitecektir?
Kenan Paşa Marmarıs'le anılarını yazıyormuş... Ne yazacaktır?
Sönmüş bunca ocak, ev, bark. yüzbinlerce gözaltına almalar,
idamlar, işkenceler yer alacak mı? Eğer alacaksa bunca günah
ne ofacaktır? İdam ve işkencelen anılannda unutsa bile tarih
unutmayacaktır. Her siyasal hareketin bir tarihi vardır, 12 Eylül-
ün tarihi bunların en acımasızıdır.
ÇALI^ANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZŞİPAL '
" D a h a Az Kıdem Tazminatı
w
SORU: Bir yabancı firraanın irtibat bürosunda 1974 yıhnda
göreve başladım.
Çalışbğım firma, ismi ve işyeri nnmarası aynı kalmak
sartıyla 1988 yıhnda statüsünü "İrtibat Burosundan",
"Merkez Şube" olarak degiştirdi.
Bu arada biz çalışanlara, 1988 yılının şartlanna göre
tazminatlanmızı vererek işimize son verdi. Hiç ara ver-
meden yeniden işe aldı. Sigorta primlerimiz de SSK'ya
aynı işyeri numarası ile yatınldı.
Sorum:
Ben 1990 yıhnda emekli olmayı düşünüyorum. Taz-
minat alırken 1974-1988 yıllan için almış nlduğum taz-
minat farkını yasal olarak istemeye bakkım var mı?
YANIT: İş Yasası'nın "Kıdem Tazminatı" ile ilgili 14. maddesinde:
"tşçüerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalar-
la yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir
veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak
hesaplanır" denilmektedir.
tşyerinin isim değişikliği ile aynı işi sürdürmesi ve isim değişik-
liği sırasında kıdem tazminatlannı sıfırlayarak işçilerini yeniden
işe alması, gerçekte daha az kıdem tazminatı ödenmeyi amaçladı-
ğını göstermektedir.
Bu konuya ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 27.4.1981 ta-
rih, 1981/3224 esas ve 5604 kararı şöyledir:
"Bir işçi devamlı bir işte çahşmakta iken muhtelif tarihlerde hiz-
met akdi bozulup, kıdem tazminatı ödendikten sonra yeniden ay-
nı işte çalışma halinde, ortada şeklen birden fazla fesih gerçekleşmiş
oimakla beraber, işverenin bu yolda davranışı isçinin sosyal gü-
venlik amacıyla kabul edilmiş bulunan kıdem tazminatı hakkının
yasanın amacına aykın olarak sınırlanması sonucunu doğuraca-
ğından, yasal açıdan himaye edilemez; işçinin buna muvafakat et-
mesi de hukuki niteliğj bakımından hukuki sonuç doğurmaz. Meğer
ki olayın özelliği ve işin mahiyeti itibarıyla bu yoldaki işyerinin
özellikleri gözetilerek ve fesih tarihleri ile yeniden işe başlama gün-
leri arasmda geçen süreler göz önünde tutularak, işverenin bu yol-
daki davranışımn işçiye daha az kıdem tazminatı ödeme amacına
yönelik bulunup bulunmadığı incelenerek bu amaçla yapıldığı so-
nucuna vanldığı takdirde, tüm hizmet süresine göre son ücretten
kıdem tazminatı hesaplamp, ödenen kısımlar mahsup edildikten
sonra kalana hükmedilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesi-
si isabetsizdir. Karar bozulmalıdırî'
ILAN
T.C.
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
ARSA OFİSİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
"Kentsel Arsa Üretim Projesi" kapsamında, imar planı
ve uygulama çalışmaları tamamlanan: Ankara ili, Yenima-
halle ilçesi, Eryaman mevkiinde toplam yüzölçümü 52.048
m2
olan 9 adet imar parseli.
540 adet (F) tipi "ARSA EDİNME SERTİFİKASI" karşılı-
ğı olarak;
Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, Kapaklı mevkimde toplam
yüzölçümü 727.580 m
2
olan 69 adet imar parseli,
7246 adet (F) tipi "ARSA EDİNME SERTİFİKASI" karşı-
lığı olarak satışa sunulmuştur.
Satış işlemleri;
Ankara, Yenimahalle - Eryaman'da Genel Müdüriûğümüz
(Tanyeli Caddesi Polisevi Karşısı Dikmen / ANKARA Tel.:
1800951) kanalı ile;
Tekirdağ, Çerkezköy - Kapaklı'da İstanbul Bölge Müdür-
lüğümüz (Yıldız Posta Caddesi Timlo İşhanı Kat: 7 - Gay-
rettepe / ISTANBUL Tel.: 1759610 - 1759613) kanalı ile
yapılacaktır.
Daha fazla bilgi atmak isteyenlerin 12.3.1990 tarihinden
itibaren Genel Müdürlüğümüz ile İstanbul Bölge Müdürlü-
ğümüze başvurmaları gerekmektedir.
İlanen duyuruiur.