Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MART 1990+ HABERLERİN DEVAMI UGUR MUMCU CUMHURİYET/17 ceğinin açıklandığını, bu paranın 87 bin lirasının faiz olarak peşinen alındıgıru, emekb' maaşını 500 (Baştarafı 1. Sayfada) bin lira eksik alacağını anlatırken neyim ve bilgı sahibi olmuş, etgözleri yaşanyor ve soruyor: kili odakları ve kanalları tanı"Yaşlı insanlan bu bu kadar ezmıştır. Bir yandan bu çevrelere dönuk çalışmalar sürerken öte mek, süründürmek hangi ülkede yandan Türkiye'nin alnına var?" Emekli Astsubay Tevfik GökaAmerikan Kongresi'nde sürülecek bir karu lekenin iki ülke ara yer. yüzde 50 faizle borç para alsındaki ilişkileri onarılamaya dıklanm, geçirdikleri günlerin adıcak biçimde yaralayacağı yorul nın yaşamak olamayacağmı söymadan anlaulmahdır. ANAP luyor ve ekliyor: "Ölmek daha iyi. Eşimize, çodoruklarında bir ara dolaşan "Artık şu tasarı kongre'den geç cugumuza. dostumuza )ük olduk. sin de biz de kurtulalım" eğili 30 yıl şu ulkeye hizmet verdik. mi, çok tehlikeli bir edilginliğin Ona buna muhtaç olmak için mi? Bakın Cafer Kılıç arkadaşım 67 göstergesidir. yaşında ve bir milyon lira borç Ankara, duyarlılığını bir gün yapmış. emekliler böyle bir ezilbile elden bırakmamalıdır. mişliği hiç yaşamadılar." Türkiye'nin üzerine yürürneEmekliler Derneği Başkanı si gereken asıl sorun, tarihsei gerçeklerin fen başta Amerika Kayhan Balcı, üzüntüsünden yaolmak Uzere) dünya kamuoyu taklara düşmüş. O da altı ayın öyna duyurulmasıdır. Politika ta küsünu şöyle anlatıyor: rihi, daha başka deyişle siyasal tarih, elbet önemli bir uzmanhk dalıdır; ama tarihin po/itikasını yapmak ya da tarihi saptırarak siyaset silahı gibi kullanmak da kimi zaman bir etkili stratejiye dönüşebiliyor. ABD'de yapılan budur. Türkiye, Ermeni sorunundaki gerçekleri tarihsei araştırmalar tşığında ortaya dökmeli, Batı dünyasım yanilguardan ve önyargılardan arındırmak için gerekli çalışmayı yoğunlukla ve hızla sürdürmelidir. Karanlıkta kalan tarih dilimleri aydınlatılınca, gerçekler ortaya dökülünce, güncel siyasetin rengini değiştirecek sonuçlar ortaya çıkacaktır. Ankara buyola zaten girmiştir; çabalar arttırılmalıdır. OLAyLAREV Emeklilerin çile kuyruğu Enflasyona anayasal çözüm çekSayfada) ARDEVDAKI (Baftara/ı 1.500'er bin liraverile 1981 yılından bu yana maaş "So (Baştarafı 1. Sayfada) yapılarak zordur. 1990 >nlında Merkez Ban nın bu maddesinin değişmeyecelerini kırdırdığını belirterek, lu, anayasada değişiklik kası'nın Hazine dahil, verebilecek ğine inanır. O zaman enflasyon 1 şubatta GOZLEM GERCEK nunda 6 a} hiç parasız yaşamak zorunda kaldık. Kiiçük oglum ve eşimle beraber diğer oglumun 65 metrekarelik evine sığındık. Kiiçücük evde 7 nüfus yaşamaya çalışıyoruz. Bu yastan sonra çocuk eline bakmak cabası. Bu acı nasıl unutulur?" diye konuştu. Demiryollannda başrev izörlük yaparken emekli olan Ömer Aktay da oğlu, gelioi ve torunu ile birlikte oturup 300 bin lıralık ev kirasının yansını ödeme>e çalıştığını anlatarak, "1971'den beri hep kırdınyordum. Arnk yok dediler. Bir de üzerine 6 ay hiç para vermeyeceğiz dediler. Şubatta bir 500 bin lira almıştım. Şimdi bunu kesecekkr, elime 400500 bin lira tutuşturup gönderecekler. Bunca yıl emek verdikten sonra bize böyle bir cefayı reva gördiiler. Ne diyeyim... Eden bulur" dedi. Emeklilefin şikâyetleri üzerine isminin yazılmaması şartıyla bilgi veren Ziraat Bankası'ndan bir yetkili, emekli maaşı ödemelerinin bankaya büyük bir yük getirdiğini belirterek, "Elimizden bu geliyor. Bu ağır yükü yine de severek kaldınnaya çalışıyoruz" dedi. Aynı yetkili şubat ayında 500 bin lira alan emeklilerin maaş çeklerinden kesinti yapdmayacağını da anlatarak şöyle konuştu: "Emeklilerimizin çogu bilmiyor. Şubatta aldıklan 500'er bin lira 2 yılda eşit taksitlerle geri alınacak. Y'ani şu anda maaşlanndan kesinti yapılmayacak. Bundan sonra da çekler hiç kırdırılmayacak. Birçok şubemiz sabah 7den 9'a kadar sadece emekli maaşı ödemesi vapıyor. Ödeme merkezlerinde de butun gün sadece emeklilere hizmet veriliyor. Sabah saatlerinde emeklileri rahat ettirmek için çay ve pasta ikram edivoruz." "Oğlum arahasını satarak bana yardıra etmek zorunda kaldı. Bunun acısını yüreğimde taşıyonım. Cumhuriyet hukumetlerinin içinde bugüne kadar emeklileri bu denli sorumsuzca ve mertıametsizce dışlayan bir hukiımet görülmedi. Bu hükümet kendilerinin yarattıklan enflasyona emeklileri kurban etmişlerdir. Bunun üstünde bem kamuoyunu hem de emeklileri aldattılar. Biz sonıyonız. Emeklileri altı ay aç bırakanlara bunun hesabını kim soracaknr?" Merkez Bankası bilancosunun büyümesinin tek haneli rakamlarla sınırlanması ve bu anayasa maddesinin değişmeyeceğine herkesin inanması durumunda enfiasyonun bir günde düşeceğini söyleyerek enflasyonun kaynağına dikkatleri çekti. İstanbul Sanayi Odası'mn aylık meclis toplantısına konuk konuşmacı olarak katılan Rüşdü Saracoglu, Merkez Bankası'nın temel işlevinin Tuık Lirası'nın değerini korumak olduğunu, 1990 yılı içinde Hazine dahil kredi açmayacağını bildirdi. Merkez Bankası'nın Türkiye'deki yerleşik kişilerin olan döviz yükümlülüğünün orta vadede temizleneceğini. buna bankaların da dahil olduğunu açıklayan Rüşdü Saracoğlu, döviz kurlan, döviz rezervleri, döviz krizi, büyüme hızı, konvertibilite, kredi ve kredi faizleri konusunda görüşlerini açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu'nun konuşması ve sorulara verdiği yanıtlar şu ana başlıklarda ozetlenebilir: • Döviz kurlan: Merkez Bankası'nın her şeyden önce kur politikası yok. Şöyle ya da boyle olsun demiyor. Ihracatçılar kâr etmek için kuran yükselmesini istiyor. Aynı ıhracatçılar kazandıklan dövizjn yüzde 80'ini Türk Lirası'na çevirmek zorunda. Peki TL'ye çevirdiği andan itibaren kaybettiği parayı acaba hiç duşündu mü? Şu anda oldukça yaygın olan kanı Merkez Bankası'nın suni olarak TL'yi değerli tuttuğudur. Böyle bir şey yoktur. Enflasyon kadar devalüasyon olması lazınadır deniliyor. Fakat hiç kimse bir adım geriye gidip bu nerden çıktı diye sormuyor. Enflasyon kadar devalüasyon slogam yerine devalüasyon kadar enflasyon sloganına gitmemiz lazım. Kurlardaki gidişin, hedefimiz değil, tahminimiz geçen seneki düzeylerinde kalabileceğidir. kredi imkânı yoktur. Kayda değer hiçbir kredi imkânı yoktur. Merkez Bankası sanayiciye düşük faizli, uzun vadeli kredinin verileceği ortamı yaratır. Bu krediyi kendisi vermez. Orta vadeli makul faizde kredi verebilmesi için bankacılık sektorünün gerekli ortamını yaratmal Merkez Bankası'nın görevidir. Bizim amacımız hakikaten istikrarlı bir mali sektör yaratmaktır. • Döviz yiikümlülüğü: Orta vadede hedefimiz dahilde yerleşik kişilerden döviz yükümlülüğü almamaktır. Merkez Bankası olarak Türkiye'de yerleşik kişilerin Merkez Bankası'na döviz borcu vermesi yanlış bir politikadır. Biz, onun için dahilde yerleşik kişilerin döviz yükümlülüklerinin hepsini temizleyeceğiz. Bankalar da dahil olmak üzere. Bunlardan birisi bankalann mevduat munzam karşılıklarını TL olarak yatırmasıdır. İster TL mevduatı olsun, isterse de döviz mevduatı olsun. bir günde düşer. • Büyüme hm: (İSO Başkanı'na cevaben) Yüzde 12'lik büyüme hedefi çok doğru. Türk ekonomisi orta dönemde yüzde 12 ile buyuyebilir. Bu potahsiyeli mevcut. Ama orta vadede Turk parasımn istikrarı sağlanmadığı sürece buyüme hızı hiçbir s°kilde yüzde 10'u bile bulamaz. Büyümenin temeli benim kanaatime göre istikrarlı bir para standardıdır. • 1994 hedefi: Merkez Bankası, bilançosundaki dış varlıklarını, Merkez Bankası dış yükumlülükleri artı bankalar mevduatını karşılayacak miktara çıkarması lazım. Yani bizim döviz rezervlerimizin, yalnız doviz borçlarımızı karşılaması değil, onun ötesinde de konvertibilite ilan etmiş bir ülkenin Merkez Bankası olarak, Turk Lirası yükümlulüklerimizin belirli bir kısmıru karşılayabilmesi lazım. • Konvertbilite: Türk kamuoyunda teknik olarak çok iyi anlaşıldığı kanaatinde değilim. Biraz yanlış değerlendirildi. Banka mevduatından dövize gidinceye kadar birkaç kademede konvertibilite vardır. Bu kademelerdeki uygulamalar esas olarak güvene dayanıyor. Nasıl ki bankacılık sektöründe 40 trilyon mevduata karşılık S trilyon nakitle gotürülebiliyorlarsa, aynı şekilde Merkez Bankası parasımn da dövize karşı konver s tibl olması için yüzde 100 bir karşılık olması gerekmiyor. En önemli öğelerden biri istikrardır. TL değerindeki istikrardır. İstanbul'dan manzaralar... Altı ay maaş alamadığı için evini kapatıp bankada memur olan oğlunun yanına sığınan emekli ilkokul ögretmeni Muharrem TürkÇünku Anadolu'ya dönük is men, geçim sıkıntısı yüzunden teklerin (yakın tarih kurcalanarak) daha da geniş bir programla ortaya çıkarılması sürecinin (Baftaraft 1. Sayfada) içine girdiğimiz anlaşılıyor. Ermeni tasarısının Senato'da Edinilen bilgiye göre, Türkiye usulden geri dönmesi sorunun Elektrik Kummu'nun (TEK) za.çözüldugünü vurgulamıyor, sal rarı ve 5 trilyon liraya yaklaşan idın şimdilik durdurulmuştur; borçları dikkate alınarak bundan idüşman yeniden güç toplayarak böyle elektrik fiyatlarının TEK Yönetim Kurulu'nca otomatik •hücuma geçecektir. olarak ayarlanması öngörülmüştu. Ancak bu yetki verilirken de fiyatlar dolara bağlandı. Elektriğin dış fiyatırun ortalama 8 sent (yaklaşık 195 lira) olduğu, bizde '•{Baştarafı 1. Sayfada) ise şimdilik 6 sentte (yaklaşık 146 ^gesidir" dedi. lira) tutulması, ancak zaman içinDış policikada da en önemli de 8 sente çıkarılması kararlaştısorunlar konuşulurken, hukume rılmıştı. tin bunu şaşkınlıkla izlediğine TEK Yönetim Kurulu bu yetkidikkat çeken İnönü, Ermeni ta sini kullanarak 27 şubat salı gusarısı ile ilgili gelişmelerin yeni nü elektriğin fiyatına yüzde 26.3'e cephelerde ortaya çıkabileceğini varan oranlarda zam yaptı. Evleranlatarak, ABD senatosunda bu de kullanılan elektriğin kilovat sakonu goruşülürken, TBMM'de ati 95 liradan 120 liraya yükANAP'ın genel gorüşme önerisi seltildi. ni kabüf efmemesini eleştirdi. Ancak TEK'in bu zammına Enerji ve Tabii Kaynaklar BakaANAP'ın Meclis'ten kaçma nı Fahretün Kurt'un karşı çıktığı tavnnın, "Özal'ın keyfi yönetimibelirtildi. Kurt, önceki gün Cumne teslira olma" tavnnın hiçbir hurbaşkanı Turgut Özal'la da gögeleneğe ve anayasaya uymadığırüşerek zammın düşürülmesi konı dile getiren İnönu, "Ama nusunda onay aldı. ANAP'tan hiç kimse çüup Sayın Özal'a bu iş böyle olmaz diye Geri alınan ilk zam oyuyla gösteremiyor. Tek lek isElektrik zammı, bugune kadar tifa ediyorlar, hiçbir şey çıkmıyor" görüşünu ortaya koy ANAP hukumetlerinin KİT ürunlerine yaptığı ^ k s e k oranlı zamdu. Anadolu'da Ermenilerin 1915 lar içerisinde geri alınan ilk zam 23 arasında katliama uğradık özelliği taşıyacak. 2 Aralık 1989'da yapılan yüzde ları görüşünu "hikâye" diye niteleyen İnönü. tarihsei gerçeğin 1518'lrk akaryakıt zammmın da ABD Başkanı'na rağmen üstün geri alınması konusunda hükümet içinde tartışrnalar olmuş, ancak geldiğini anlattı. Devlet Bakanı Keçeciler'in ağırlıErmeni militanların bu yasa ğıru koyması üzerine bu gerçekleşlasarısını "korsan" bir şekilde tirilememişti. Söz konusu zamdan "Özal hükümetinin yaptığı gibi" Başbakan Yıldınm Akbulut'un biyeniden getirmeye çalışacakları le haberi daha sonra olmuştu. Bu nı beürlen inönü, daha sonra akaryakıt zammı nedeniyle 1989 şöyle konuştu: yıh enflasyon oramnın birkaç pu"Tabii bunlar olurken lurkı an yuksek çıktığı gerekçesiyle Keye'de başka şeyler de oltıyor. Bi çeciler, başta Devlet Bakanı Giılimsel gerçeklere sırt çeviren. ka neş Taner olmak uzere bazı baranbk havatı getirmeye çalışan bir kanlar ve üst duzey burokratlarakım da var. Ulkeye teokraük du ca eleştirilmişti. öektrik zammında kısa özal'la yaptığı haftalık olağan görüşmede elektrik zammının da ele alındığı öğrenildi. Keçeciler, Köşk çıkışında yaptığı açıklamada, elektriğe yapılan zammın yüzde 6.57 düzeyine çekileceğini söyledi. Keçeciler, "TEK'in zam konusundaki tasarnıfuna Sayın Bakan mudahale etmiş ve zammın tekrar değerlendirilerek aşağı cekilmesine karar vermiştir" dedi. Başbakan Vekili Keçeciler, zamlarla ilgili olarak kamuoyunda yükselen tepkiler kpnusunda muhalefeti suçladı. Muhalefetin "zamları istismar ettiğini" savunan Keçeciler şunları söyledi: "Zam konusunu muhalefet partileri istismar etmektedir. 64 trilyonluk bütçe içerisinde 35 Irilyonluk zam yapılacak iddiasıada bulunmaktadır. Bunlar haval mahsulüdür. Tamamen hesaptan ki(aptan uzak ifadelerdir. Şunu özellikle aziz milletimizin huzurunda ifade etmek istiyorum. Tutiin çiftçisinin karşısına geçip 'Az zam yaptınız' diyenler, sigara zammından sonra tiryakinin karşısına geçip 'Çok zam yaptılar' demektedirler. Tiitüne zam yapıp sigaraya zam yaprnamanın çaresini lütfen söylesinler. Bunlar ekonomik politikalann gereğidir. Yerine getirilir, icabı neyse yapılır. Yok&a tütüncünün karşısında konuşurken başka, sigara tüketicisinin karşısına başka kriter kullanmak çifte standarttır, yanlış şeylerdir. Biz şunu özellikle ifade edelim, herhangi bir malın bedelini o malı kullanan odeyecektir. Sigarayı Mehmet içecek, bedelini Ahmel ödeyecek. yanlış şeydir. Böyle bir politikamız yoktur. Böyle bir ekonomik politika. Türkiye^ nin 70 sente muhtaç olduğu kritik ve hiçbir ödemesini yapamadığı problemli bir ekonomik yapıya kavuştuğudur. Biz denedik. Biz böyle bir politikayı tasvip etmediğimizi ilan ettik. Şunu bir kere daha söylüyorum. Elbette ki bazı mallann fiyatlannı ayarlamak mecburiyetinde kalmış olmak hiikümeller için iç açıcı bir diınım değildir." lnonunun • Döviz rezervi: Döviz rezervlerimizde çok ciddi bir artış oldu. Bu artış Merkez Bankası parasına olan güveni arttırdı. Esas olan güvendir. Merkez Bankası istikrarı sürdürebileceğine olan güveni arttırdı. Esas olan güvendir. Merkez Bankası istikrarı sürdürebileceğine olan güveni arttırmıştır. Güven istikrara yol açıyor. İstikrar güveni daha da güçlendiriyor. • Kredi: Biz döviz rezervlerimizi artMrmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede bizim verebileceğimiz nakit kredi imkânını sürdürmek çok • Döviz krizi: Yanlış politikalar uygulanırsa yine döviz biter. Burada yanlış poliıika da şudur: Kuru düşuk tutmak için Merkez Bankası doviz satarsa, Merkez Bankası döviz rezervleri sürekli olarak bir kanama biçiminde azalıyorsa, Merkez Bankası iç varlıklan artıyorsa ve kurlar değişmiyorsa bilin ki kıyamet günü yakındır. Böyle bir politika memleketi felakete götürür. Böyle bir politikayı biz Merkez Bankası olarak uygulamayız. • Parasal program: Merkez Bankası olarak para programını açıklamamızda en büyuk güvencemiz Hazine'dir. Hazine bu işe inanıyor. Hazine yetkilileri kısa vadeli avans kullanımını bir trilyon liranın altına indireceklerini söylediler. ilk defa Hazine parasal olayları belli bir standarda bağlamasının faydasını anlamış ve hakikaten buna inanmış durumdadır. • Enflasyon: Enflasyon tek haneli rakamlara inebilir de inmeyebilir de. Belki 5 yıl sonra iner, bilemem. Biz çok aceleciyiz. Enflasyon için 10 yılda elimizden geleni yapmışız, şimdi istiyoruz ki bir ayda dursun. Bunun için uzun süreli ve istikrarlı bir politikayı izlememiz gerekiyor. Güveni arttırıcı yönde alınacak her karar enflasyonu duşürücü yönde olacaktır. Ama ille de hemen düşürülmek isteniyorsa, anayasaya değişikliği yaparsınız Merkez Bankası bilançosunu yüzde 4'ten fazla arttıramaz diye. Herkes de anayasa (Baştarafı 1. Sayfada) tirirler. Olağanüstülük işte bu olgudan kaynaklanır. Sanıklar getirildiler; bağlı olmayarak yerlerine alındılar; müdafiler hazır; açık olarak duruşmaya devam olundu. Başol'un bu sözleri her akşam radyodan yayımlanan "Yassıada Saati" adlı programda duyulurdu. Başol, otuz yıldır, Yassıada'da yargılanan DP hükümet üyeleri ile milletvekillerinin ve DP yanlısı basının boy hedeflerinden biri oimuştu. Ara sıra gider, kendisiyle konuşurdum. Yassıada sanıklan ve o dönemde görev alan üst rütbeli subaytarla ilgili ilginç anıları vardı. Bu anıları yazmasını çok isterdim. Hep "Hayır" derdi. Nedenini sorardım. "Anı yazınca belgesel olmalı. Elimde tutanaklar bile yok" yanıtını verirdi. Başol, Yassıada'daki ilk duruşmayı bir görüşmemizde şöyle anlatmıştı: En çok heyecanlandığım gün, Menderes'in duruşmaya çıktığı ilk gün olmuştu. Herkes gibi bizler de Menderes'in ilk gün takınacağı tavrı merak ediyorduk. Turkiye'yi on yıl süreyle yönetmiş bir başbakanı yargılayacaktık. Yuksek Adalet Divanı üyeleri arasında belki DP'ye oy vermiş olanlarımız da vardı. Hepimiz heyecanlıydık. Menderes, ilk duruşmada çıkıp 'Sizleri tanımıyorum' deseydi ne olurdu? Bunu düşünüyorduk. Hepimiz heyecanlı ve tedirgindik. Menderes, bunları diyeceğine 'Konuşma melekâtımı kaybettim' gibisinden sözler söyledi. Bitmiş ve çökmüştü. Direnseydi, yücelirdi.. Başol'un, akıllarda kalan ve o gün bugündür eleştirilen "Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor" sözlerini niçin kullandığını sormuştum. Yorumu şöyleydi: Bu sözlerim çok abartıldı. Hukukçu olanlar bu sözierin anlamını biliher. (Iddia makamı böyle istiyor, hakkınızdaki iddia bu, yargılanma nedeniniz budur) demek istemiştim... Salim Başol'un ilginç anılarından biri de eski cumhurbaşkanlarından Celal Bayar ile ilgiliydi. Bayar'ın avukatlarından biri, eski cumhurbaşkanı ile görüşürken Bayar'dan "Ankara olayiarı sırasında Istanbul'da olduğunu" söylemesini ister. Bu gorüşme gizlice banda alınır ve Başol'a dinletilir. Başol ilk duruşmada Bayar'a sorar: Siz bu olaylar olurken Ankara'da değildiniz. Bunu mu söyleyeceksiniz? Bayar, Başol'un ne demek istediğini hemen anlar ve şöyle konuşur: Beni o kadar hakir görmeyin. Ben Cumhurbaşkanı olarak her şeyden sorumluyum! Başol, Yassıada'da verılen karariarın haklı olduğuna inanırdı. Ceza Yasası'nda anayasayı ihlal diye bir suç var. Öyleyse DP hükümetinin eylem ve işlemleri de bu maddeye girer. Verdiğimız karar da budur. Salim Başol en çok şu konuda yakınırdı: Topkapı olaylannı yargılıyoruz. İsmet İnönü'nün o gün linç edileceği tanıklarca söyleniyor. Tanıklar da CHP milletvekilleri. Ecevit geliyor, böyle tanıklık yapıyor. Ben de hükmümü bu tanıklıklara dayanarak veriyorum. Görgü tanıkları bunlar. Sonra bakıyorum. Aradan yıllar geçiyor. Mahkemede böyle konuşan tanıklar 'Yassıada Mahkemesi karartan geçersiz sayılsın' diye konuşuyorlar. Bizler eğer hükmümüzde yanılmışsak bizleri yanıltanlar işte bu tanıklardır... Başol, bir devrin simgelerinden biriydi. ihtilal mahkemeleri başkanları, övgülere de sövgülere de aldırış etmezler. Savcılar ve yargıçlar, ihtilal dönemi bittikten sonra birer boy hedefi olurlar. Hele ihtilallerin içindo yer alan cuntacıların bir kısmı ihtilal koşulları değişince karşı cephelerde yer ve rütbe almışlarsa, işte o zaman "vurun abalıya" kuralı hükmünü sürer. Başol, altına imza koyduğu kararları sonuna kadar savunma yürekliliğini gösteren sayılı insanlardan biriydi. DP sorumluları, 27 Mayıs ve Yassıada kararları için de artık son hükmü tarih verecek! Özel TV'de (Baştarafı 1. Sayfada) uydusundan test sinyali yayınlamaya başladı. Türkiye 1. Futbol Ligi'ndeki kulüplerin büyük bir çoğunluğu ve Futbol Federasyonu ile maçların yayın hakları konusunda anlaşmaya varan Magic Box'ın Türkiye'den uyduya doğru yayın yapıp yapamayacağı bilinmiyor. Türkiye'deki hukuki düzenlemeler, elektromanyetik dalgaların hangi boylanyla kimin yayın yapacağını çok net bir biçimde belirlemiyor. Elektromanyetik dalgalarla yayın yapılması konusunda yasa, lisans verme görevini Telsiz Îşleri Genel Müdürlüğü'ne veriyor. Ancak bu genel müdürlük de frekans tahsislerini en fazla kiloherz düzeyinde yapıyor. Oysa uyduya doğru ve uydudan yere doğru yapılan yayınlar "gegaherz" üzerinden yapılıyor. Magic Box'un Türkiye'de oynanan maçları yayınlayabilmesi için maçın yapıldığı stadın yakınına bir "naklen yayın aracı" getirmesi ve bu araçtan maçın görüntülerini uyduya doğru yapması gerekiyor. Maçların Türkiye'de yapılacak olması nedeniyle, yasaların Türkiye topraklanndan uyduya doğru yayın yapmaya izin verip vermediği ise çok tartışmalı. Telsiz îşleri Genel Müdürlüğü hukuk müşavirliğinin konuyu bu açıdan incelemeye aldığı öğrenildi. Telsiz Îşleri Genel Müdürlüğü'nden bir yetkili, Cumhuriyet muhabirine, "Türkiye topraklanndan her isteyen istediği gibi uyduya doğru yayın yapabilir mi, bunu ben de bilmiyorum" dedi. Aynı yetkili, Magic Boxun Türkiye'den uyduya doğru yayın yapabilmesi durumunda merkezini Almanya'da kurmasına da gerek olmadığını söyledi. Magic Box'un Türkiye'den uyduya doğru yayın yapabilmek için kimden ve hangi kunımdan izin alması gerektiği ya da bu konunun izne u b i olup olmadığı da bilinmiyor. Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Ismet Özarslan. Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşlann "büyük takımlann" maçlannı izlemesi gerektiğini belirterek "Bunun için Futbol Federasyonu Başkanı ile konuşacağım" dedi. Güneydoğu Anadolu illerinde yaşayan vatandaşların "büyük takımlann" karşılaşmalarını izlemeleri için girişimde bulunacağını söylemesi üzerine bir gazeted, bakana "kulüplerin Magic Bo\ adlı firmayla anlaşmasından sonra sadece Güneydoğu illerinde yaşayan değil, 55 milyon valandaştan sadece 5 milyonu naklen yayınları izleyebilecek. Siz bunun için bir girişimde bulunacak mısınız?" diye sordu. Bakan Özarslan, TRT'nin sporun gelişmesinde önemli rol oynadığını, ancak kulüplerin de 'Magic Bo\ ile anlaştıklarını, anlaşmayı inceleyeceğini söyleyerek, "Ama şu anda bundan başka bir açıklama yapmak istemiyorum" yanıtını verdi. Öte yandan Magic Box dünden başlayarak test sinyalini yayınlamaya başladı. Eutelsat F5 uydusundan yapılan yayını izlevebilmek için çanak antenlerin 10 derece doğu yönüne çevirilmesi ve receiverların 11.077 gegaherz vertikal duruma getirilmesi gerekiyor. Magic Box'tan yapılan açıklamada, "yayının net olarak izlenebilmesi için Istanbul'da oturanların 1.5, Ankara'da 1 ve Van'da 3 metre capında antene sahip olmalan gerektiği" bildiriliyor. Ancak Türkiye'de uydu anten kuran şirketlerden aiman bilgilere göre Eutelsat F5 uydusu, Marmara Bölgesi'nde en az 3 metre çaplı amenlerle izlenebiliyor. 3 metre çapında bir çanak anten ve diğer teknik ve elektronik aksam ise 5 milyon liraya maloluyor. 130 köy boşaltıbyor Içişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Irak sınırı boyunca 130 köyün boşaltılacağı bildirildi. Önlemin PKK'nın girişeceği olası eylemlere karşı alındığı açıklandı. İLKER MAGA ADANA Türkiye'nin Irak sınırı boyunca tampon bölge oluşturmak amaayla 0600 metredeki 130 köyün boşaltılacağı bildirildi. tçişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili PKK'nın baharda yeni eylemlere girişeceği yolunda bilgi aldıklannı, Irak sınınndaki tampon bölge oluşturma çalışmalanrun "güvenü'ğe" yönelik olduğunu söyledi. Hakkâri'nin Çukurca ilçesinin sınır bo>Tindaki 12 köyünün büyük oranda boşaltıldığı gözlenirken, bu köylerden Çayırlı'nın PKK'nın Irak'taki iki kampından biri olan Hiror'la karşı karşıya olması dikkat çekiyor. Yine Çukurca'nın Taşdelen ve Kayadibi arasındaki bölgenin de mayınlandığı bildirildi. tçişleri Bakanlığı'nın, Türkiye^ nin 1200 kilometre uzunluğundaki Irak sımnnda tampon bölge oluşturmaJT amacıyla ilk aşamada 130 köyün boşaltılması konusunda karar aldığı bildirildi. Söz konusu kararın PKK'mn son bir yıl içinde Irak sımnnda Herekol ve Hiror adlı kampları kurması ve geriUalannın geçişlerini buradan yaptıklannın saptanması üzerine alındığı öğrenildi. Bu karar kapsamında ocak ayından başlayarak Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağh Çınarlı, Çayırlı, Karasu, Çimenli, Küçükay, Kandilli, Kınık, Kavaklı, Pınarh, Işıklı, Sap köylerinden bazılannın kısmen, bazılannınsa tamamen boşaluldığı Evil köyününse boşaltıldıktan sonra evlerin yıkıldığı bildirildi. Kararın mevsim koşulları gereği yaşama geçirilemediği, operasyona bahar aylarında başlanacağı belirtildi. Boşaltılan köylerden Çayırlı'nın, PKK'mn Irak'ta son bir yılda kurduğu iki kamptan biri olan Hiror'la karşı karşıya olması dikkat çekiyor. Çukurca'da yoğunlaşan köylerin boşaltılması işleminden sonra Kavaklı, Pınarh, Işıklı, Sap, Karasu, Kandilli'ye yeni karakollar yapıldığı, Taşdelen ile Kayadibi köyleri arasında kalan bölgenin ise mayınlandığı öğrenildi. BAŞKE\TTEN AHMETTAN (Baştarafı 1. Sayfada) na Enerji Bakanı'nı alıyor, Çankaya'ya çıkıyor. Özal'ın başkanlıgında "üç kişilik" mini bir Bakanlar Kurulu toplanıyor. Ve karar çıkıyor: Üç gün önce yapılan ve yüzde 26'ya varan elektrik zamlan geri alınarak yüzde 9'a düşürüldü. ABD'ye uygulanan önlemler konusu da benzer biçimde göriişülüp kaldınlıyor. Özal önce GeneBcurmay Başkanı'nı kabul ediyor. Dışişleri Bakanı Ali Bozer de önlemlerin kaldınlmasının yerinde olacagı göriişünü Çankaya'ya sunuyor. Cumhurbaşkanı karan onaylıyor. ABD onlemleri kalkıyor. Zamlar geri alınıyor. Kabinede Başbakana ve Bakanlar Kurulu topUntılarına gerek olmadan işler tıkır tıkır yüniyor. Acaba? Bu tıkırtı işlerin yünidüğünü mü gösteriyor, yoksa hükümetin çivisinin çıktığım mı? Olup bitene kulak verince tıkırtı nın ikincisinden geldigi ortaya çıkıyor. Önce zam yapıp sonra da geri almanın gerekçesi yok. Başbakanvekili Keçeciler, Çankaya'da dün kendi deyişi ile "şunu özellikle aziz milletimizin huzurunda" ifade etti ki, zamlar "ekonominin gereğidir." Bu görüş çok doğru ve saygıdeğer. Peki, yüzde 26.3'e ulaşan oranda zam yapmak, aradan 72 saat geçmeden de bu zammı yüzde 9'a düşürmek neyin gereği? Herhalde iyi hükümet etmenin ve aklm değil. Hukümetteki tıkırtının... Sahi zam niye yapıldı, niye indirildi? Yanıtı bulmak için dün butün gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Kurt'un peşinde iz sürüp durduk. Nafile, bakan toplantıda imiş. Herhalde, bundan sonraki zamların ne oranda yapılacağının ve ne oranda indirileceğinin toplantısında. Sonunda arkadaşlanmız Kurt'u Meclis kulisinde buldular. Bakan önce Keçeciler'in "Zam altı buçuk, yediye düşecek" haberini yalanladı. Zammın yüzde 9'a düşeceğini bildirdi. .Arkasından da zammı dUsurme gerekçesini açıkladı: "Zam yaptık. Sanayici >e birçok kişi fazla cırladı." Bu açıklama ile siyasal sözlüğümüze bir deyim daha eklendi. Ayrıca Başbakan Vekili ile bakanın birbirinden habersiz olduğu ortaya çıktı. Oysa ki, 30 bakanlı hükumetin 15'i "koordinasyon"la görevli Devlet Bakanı. Ama bu bakanlardan birçoğu, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Sofya'ya ya da Bakü'ye yünimesi" konusunda trafik polisliğini tercih ediyorlar. Bu nedenle de zamların oranları, ekonominin gereği olup olmadığı gibi konular yalnızca bürokratlara ve "ekonomiden sorumlu" Cumhurbaşkam Özal'a kalıyor. Vekil Keçeciler, asil Akbulut'u aratır açıklamalar yapıyor. Diyor ki: "Zam konusunu muhalefet istismar etmektedir." Keçeciler'in sözü doğru ise, muhalefetin istismarı demek ki çok işe yaradı. Elektrik zammı bu sayede yüzde 70 indirildi. Keşke muhalefet daha çok istismar mesaisi yapsa, sanayiciler de biraz "cırlasa" zamlardaki danıping yaygınlaşacak.. Bir de Keçeciler dedi ki; "Sayın Bakan (Kurt) TEK'in zammına mudahale etti. Aşagı çekilraesine karar verdi." Tıkırtıya bakın. Demek ki, TEK Genel Müdüru zammı bakana sormadan yaptı. Aradan üç gun geçince de Bakan uyandı ve zammı geri aldı. .Acaba? Çankaya'ya çok yakın bir kaynak 'acaba'yı yanıtlıyor: "Sayın Cumhurbaşkanı ekonomiyi denetimde tulmakla haklı olduğunu ortaya koydu. Elektrik zammı için kendisinden olur alındı. Ama, oranı yuksek çok tutuldu. Bunun üzerine Sayın Özal da oranı düşürdu." Ö/al elinde soınun anahtarı tıkırıılan oıılemeye çabalıyor. Ama hukumeı arabasının çivisı çıktı çıkacak. zen getirmek akımı. Bu olay karşısında bütün ağırtağımızı koymaİıyız. Bunu yaparken hiçbir şekilde dine karşı olduğumuz diişünülemez. Bugıin dunyada İslam ulkelerinde teokratik düzeni getirmek için siyasal bir akım ilerlivor. Buna dikkatinizi çekerim. Yapılmak istenen Özellikle Musliimanlann ne kadar bağlı olduklannı bildigimiz dini duygularına dayanarak onlan somurerek bir siyasal akımı güçlendirme ve bu siyasal akımın egemenliğini sağlayarak insanlan bir ortaçağ hayatına döndurmektir. Biz bu siyasal akımın karşısındayız ve demokrasi içinde bunu önleyecegiz. Biz bu akımla mücadele edeceğiz ve herkesi de bu akımla mücadele elmeye çağırıvorum." İnönü, sözlerinin sonunda yeni sağlık yasa tasarısının da "kandırmaca" olduğunu soyledi. Elektrik zammının geri çekilmesinde de kamuoyunun tepkisi ve siyasi nedenlerin yanısıra enflasyon endeksleri konusundaki kaygıların da etkih' olduğu belirtiliyor. Yetkililer, KtT zamlannın büyük bölümünün şubat ayı içinde yapıldığını belirterek, şubaı enflasyonunun yuksek çıkmasınm beklendiğini kaydettiler. Mart ayında da elektrik zammının yanısıra sırada bekleyen akaryakıt ve şeker zamlannın endeksleri yukarı çekmesinden endişe edildiği belirtildi. Elektriğe yapılan son zammm ülkede bir ay boyunca başka hiçbir fiyat artışı olmasa bile tüketici fiyatlannı binde 3 oranında yükselteceği hesaplandı. Bu arada, Devlet Bakanı ve Başbakan Vekili Mehmet Keçeciler'in dün Cumhurbaşkanı Turgut İNOSOME LiposomeInnova :iÂging System ÖSOME SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Irak sımnnda köyierin boşaltılmasıyla ilgili TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinin Başbakan Yıldınm Akbolut tarafından yanıtlanmasını isterken, SHP Hakkâri Milletvekili Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba Cumhur Keskin. devletin kamukanı Fahrettin Kurt, dün laştırma bedeli ödememek için TBMM'den ayrılırken gazetecile köylülere baskı yaparak göçe zorrin elektrik zammı konusundaki ladığını öne sürdü. sorularını yanıtladı. Kurt, "Zam oramnın yüzde 9'a dıişürüldüğünü" belirtti ve Keçeciler'in açıkladığı yüzde 7 oram (Baştarafı 1. Sayfada) nın doğru olmadığını söyledi. Memduh Hacıoğlu. Merkez BanKurt, görüşlerini şöyle açıkladı: kası'nın TL'nin değerini korumak "Bu yıl arük bana bir daha zam amacıyla yaptığı para programısormayacaksınız. Herkes elektri nın ekonomik istikrann sağlanğe ne kadar zam yapılacagını bi masında önemli bir araç olacağılip, hesabını ona göre yapacak. nı söyledi. Hacıoğlu, buna karşıZam yaptık. Sanayki ve birçok ki lık, büyume, yatınmlar, dış ticaşi fazla cırladı. Biz de milletveki ret, ödemeler dengesi ve istihdam İiyiz. Bunun üzerine yıl içine yaz hedefleri biçiminde sıraladığı ekodık. Bir ay yüzde 2 bir ay yüzde nomik hedeflerin sorumlularını 3 zam olacak." bulmakta güçlük çektiklerini dile getirerek şunları söyledi: "Bu para programının ilk olarak kamu kesimi finansmam ile uyum saglaması zorunludur. Kamu kesimi finansman açıklan ve bütçe açıklan büyüyerek devam ederse ve bu açıklann kapablması için Merkez Bankası'na başvurulursa programdan başan beklenmemelidir. Bu koşullarda, kamu maliyesinde köklü. buyiık ve uzun vadeli, 10 yıllık reformlann yapılması gerekmektedir. Devamlı artan kamu borçlan Turkiye'yi hızlı büyiiyemeyen bir ekonomiye mahkum etmiştir. Türkiye yüzde 4*5 büyüme ile bir yere varamaz. Bunun sosyal yapımızda yapacağı hasar büyük olur. tşsizlik, mevcut nüfus artışı ile birlikte ülkenin başedemeyeceği bir sorun haline gelir. Türkiye asgari yüzde 12 büyüme hızını hedef almak zonındadır. Buna, yüzde 7'lerle başlalılıp birkaç yıl içinde ulaşılması zorunludur." Ekonominin sorumlusu ozelleştirme gibi birtakım uygulamalarla acilen kapatılması gerektiğini vurgulayan İSO Başkanı Memduh Hacıoğlu konuşmasını şoyle tamamladı: "Turkiye'yi özlem duyduğumuz bu hedeflere 199O'lı yıllarda ulaştıracak ekonominin bir sorumlusu nu bulmakta güçlük çekmekleyiz. En önemli sorun buradadır. İhracat politikalan terkedilmiştir. Yannm politikalannın birçok enstnimanı calışmamaktadır. İstihdamın ne denli ciddi bir sorun olduğunu kavrayan yoktur. Enflasyon tüm çabalara rağmen kamu kesiminin köriiklemesi ile Türkiye'nin gündeminin ilk sırasında yerini korumaktadır. Apaydın ödülü M.Ç.: Bu ödül mağdur öğrenci odüludur İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Orhan Apaydın İnsan Hakları \e Hukuk Odülu'nün "Türkiye'nin M.Ç.'lerine" verilmesi, kuçuk düşünce suçlulan arasında sevinçle karşılandı. M.Ç. olarak Türk kamuoyunda lanınan Mclih Çalayoğlu bundan bir süre once kendisini ihbar eden mudurüne "örnek oğretmen odulu"nıın verildiğini hanrlatarak "Bu ııdul mağdur uğrenci udukıdür. Misillenıe ödülüdür" dive konuştu.• Uzun uğraşlar «.oııucu dldığı pa>aportunüan sonra ^.inıdi Alnıaııya'ya gitmek için \ize beklediğıııi bclirten M.Ç. orada daha ozgur bir ortamda okuyacağını »oylcdı. M.Ç. "Orhan Apaydın insan tıaklan ve iıukuk ud(ilu"'i::. ^eıi.iılcrinc u ! : M gulanuınını da hııi ÎNNO\A O Inosome vapısal sıs:emı ge r eğ' alısılagelmıs KretılerCen farkl d r ' Innovaiıon m cosmetıcs Sonuç olarak, sadece içinde bulunduğu yılı nasıl dengelerim duşuncesi siyasi iktidarın ömrunü o oranda kısallır. Hiçbir demokratik siyasi iktidar Turkiye'yi büyüyemeyen bir ekonomiye mahkum ederaez. Başarı bugün Merkez Bankası'nın hazırlamış olduğu para programı gibi hedefi olan tutarlı ekonomik programların hazırlanması ile sağlanır." Meclis toplantısında konuşan Sakıp Sabancı ise döviz sorununu çözmede başarılı olunduğu halde öteki ekonomik sorunların çözümunde başarının sağlanamadığını, bunun da çokbaşlılıktan kaynaklandığını soyledi. Sabancı "Bir başbakan yardımcılığı olsa da bütün meseleler bir mercide toplanKamu açıklarının, yeni dış borç sa iyi olmaz mı acaba?" diye lanma, KÎT hisselerinin satışı ve sordu.