Catalog

CUMHURİYET/8 HABERLER 18 AĞUSTOS 1989 Bulgaristan bu kez her zamankinden dahafazla sayıda soydaşımızı gönderdi 4 Ütanç treni'ne Kapıkıde'de engel f Avrupa treniyle gönderilen 630 kişiyle birlikte Kapıkule ve 'Dereköy'den önceki geceden beri Türkiye'ye giriş yapan Türklerin sayısı 1500'ü buldu. Bu arada Bulgaristan, 60 yük vagonuyla da soydaşlarımıza ait eşyalan gönderdi. Önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelmek isteyen Bulgar Türklerine vize uygulamasına geçilebileceği yolundaki çeşitli iddialar uzerine Devlet Bakanı Ercüment Konukman "Bunlar r sağlıksız iddialardır ve Bulgar provokasyonudur" dedi. ya hazır olduklarını açıkladı. Öte yandan Devlet Bakanı Ercüment Konukman, İngiliz BBC Radyosu'nun Türkçe bolumunun sorularını yanıtlarken, "Bulgarlar son günlerde gelen soydaşlanmızın arasına Çingeneieri ve Pomaklan kalmava başladılar. Biz daha ciddi bir ledbir alabilmek açısından, iyi inceleme yapabilmek bakımından birtakım tedbirler getirdik" diye konuştu. Konukman, tedbirlerin goçü yavaşlatmak, sının kapatmak anlamına gelmediğini de belirtti. 1950 yılındaki göç sırasında goçmenlerin sayısının artması uzerine Turkiye'nin aynı gerekçeyle yakındığı, sonunda da sının kapattığı anımsatıldığında Devlet Bakanı Konukman, "1950'deki güçsiiz hükümetle bugiinkii güçlü hükiimetin birbirine kanştırılmaması gerekir. O zaman Türkiye 150 bin göçmen gelince pes demişti. Şimdi 300 bin oldu. Hâlâ da devam ediyor ve ne kadar \arsa bepsini almaya hazınz" dedi. AA muhabirinin edindiği bilgiye gore önceki akşam geç saatlerde Edirne'nin Yenikadın Köyu yakınlarından Bulgaristan'a kaçak olarak geçmek isteyen Hasan Tan (29), kardeşi Hüseyin Tan (27) ve Mehmet Karabulut (33), askeri yasak bölgede devriyelerce yakalandı. Yunanistan KKTC'nin Bulgaristan'dan göçen iki Turk ailesine vatandaşlık verme kararmı Birıeşmiş Milletler, ABD, SSCB ve Avrupa Topluluğu üyeleri nezdinde protesto etti. Özal, Tfamakh kabul etti ANKARA (AA) Başbakan Turgut özal, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kemal Yamak'ı dün makamında kabul etti 30 ağustosta emekliye aynlacak Orgeneral Yamak'ın, Başbakan Özal'a veda ettiği öğrenildi. Orgeneral Yamak, 21 ağustosta düzenlenecek bir törenle gorevini Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan Orgeneral Doğan Güreş'e devredecek Haber Merkezi Bulgaristan'dan gelen soydaşlarımızın sayısı 291 bin 500'e yükselirken dün sabah bir grup Türkü getiren utanç treninin Kapıkule Gan'na girişine izin verilmedi. Göçmen akmının yavaşlaması amacıyla Türkiye'nin bazı önlenüer aldığı, bu arada önümuzdeki günlerde Türkiye'ye gelmek isteyen Bulgar Türklerine vize uygulamasına geçilebileceği yolundaki çeşitli iddialar uzerine Devlet Bakanı Ercümenl Konukman, "Bunlar sağbksız iddialardır ve Bulgar provokasyonudur" dedi. TCDD Genel Müdürü Birkan Erdal, Avrupa Ekspresi ile Bulgaristan'dan Türkiye'ye gönderilen Türklere uluslararası bilet yerine sadece Bulgaristan'da geçerli bi pıkule Garı'na giriş izni verilmelet kesen Bulgar Demiryolları Iş di. letmesi'ni Avrupa Demiryolları Gece Kapıkule Garı'na Avrupa Birliği'ne şikâyet ettiklerini açık treniyle gönderilen 630 Türkun de ladı. utanç treninin Turkiye tarafından Dün sabaha karşı Kapıkule Ga kabul edilmeyeceğinin Bulgar man'na giren tarifeli Avrupa treniyle kamiarınca öğrenilmesi uzerine Bulgaristan'ın her zamankinden bindirildiği bildirildi. Soydaşlarıdaha fazla sayıda soydaşımızı mız Svelingrat Istasyonu'na oturgönderdiği gözlendi. Avrupa tre dukları Eski Cuma ve Razgrat niyle gönderilen 630 kişiyle birlik bolgesinden otobüslerle getirildikte Kapıkule ve Dereköy'den on lerini ve otobüs bilet ücreti olarak ceki geceden beri Türkiye'ye giriş kişi başına 150 leva alındığını söyyapan Türklerin sayısı 1500'u bul lediler. du. Bu arada Bulgaristan onceki Bulgaristan DemiryoHarı tşletgün 60 yük \agonuyla da soydaş mesi Genel Mudürü Simeon Hrislanmıza ait eşyalan gönderdi. tov, Bulgaristan'dan Türkiye'ye Dün sabah ise goçmen Türklerin giden Türklerin eşyalarıyla birlikbüyük bir bölumünü Bulgaris ' te, normal biçimde taşınabilmesi tan'dan getiren utanç trenine Ka için gerekli tum önlemleri alma Darüşşafaka'ya öğrençi Bulgaristan'dan zorunlu göçle Türkiye'ye gelen soydaşlarımızdan babası hayatta olmayan ve mali durumu yetersiz olanların çocuklanna Darüşşafaka Cemiyeti öğrenim olanağı sağlıyor. Bu durumdski 25 çocuğun lisenin hazırlık sınıfına sınavsız olarak kabul edileceği bildirildi. Bu haktan yararlanmak isteyen öğTencilerin en geç 8 eylül cuma günü saat 17.00'ye kadar İstanbul Fatih Darüşşafaka Lisesi'ne belgeleri ile başvurmaları gerekmektedir. Basın plakalurı değişiyor ANKARA (CumhuriyetBürosu) Özelaracıbulunansan basın kartı sahibi gazetecilerin kullandığı basın plakalarının değiştirilmesi konusundaki çalışmalann tamamlanmak uzere olduğu bildirildi. Protokol uyarınca sarı basın kartı sahibi gazetecilerin araçlarında halen kullandıkları basın plakalarının yerine madeni olanlar verilecek. Cepte taşınacak büyüklükte olacakyeni basın plakalanm özel aracı bulunmayan sarı basın kartı sahibi gazeteciler de alabilecek. Basın mensuplan kendilerine ait olsun veya olmasm görev sırasında bindikleri herhangi bir araçta söz konusu plakalan kullanarak gerekli kolaylıklardan yararlanabilecekler. 'Zorunlu göç'te göçmen dayanışması Ahırlar, kümesler, gusülhaneler ve kullanılmayan her müştemilat yıkılmış, yeni gelenlere göz göz oda açılmış. Bu insanları evlerinde banndıranlar da, bannanlar da konukluğun uzun, çok uzun süreceğini biliyor. MtNE G. SAULNIER ~ T.C. Burgaz Başkonsolosuğu'nda çalışan diplomatlannıızın cuma namazını (!) Aytos Camii'nde kıldığını öğrenen Ali Düvenci, kendi deyişiyle "acıyan yüregi sayesinde faaliyete" başlıyor. 1985 yılı sonundan başlayarak beş ay süreyle Nebi Bey (soyadını bilmiyor) adh diplomatırruzla ilişki kuruyor. O gidince, Kadir Bey adlı diplomatımıza, yine Aytos Camıi'ndeki namazlar sırasında bilgi ve belge vermeyi sürdürüyor. Onlara Bulgarlann muhtarlıklara gönderdiği bilgisayar verilerıni, yasaklama metinlerini, eski ve yeni nüfus kütüklerini iletiyor. Türkologların çalışmalanna değgin araştırma kitapları getiriyor kütuphanelerden. Bu arada "Türkiye'nin Sesi" Radyosu'nda "Bulgar zulmü altından yükseten bir ses" türünden iki mektubu yayımlanıyor. Tanıdığı Türklerin yazdığı mektupiar, diplomatlar kanahyla Türkiye'ye ulaştırılıyor. 12 Temmuz 1988'de Bulgar Gizli Servisi (Darkavna Sigornos) Ali Düvenci'yi tutukluyor. 50 gün hucrede "olgunlaşmasını'1' bekJedikten sonra, Bulgariar kendisine, "Türk diplomatlara ne bilgi verdiyse" tek tek yazması için 48 saat mühlet veriyorlar. Muhtar Ali, gördüğü işkenceleri ballandıran bıri değil. "Dayak mayak, elektrik. Eh oldu bir şeyler" diyor. Kendi açısından son derece durüst olduğu kanısında. Bulgariar ne yapıyorsa gidip Türk diplomatlara anlattığı gibi, anlattıklanru da aynen Bulgarlara tekrarlıyor. Fakat bu arada, ne keramettir bjlinmez, 50 günlük sorgu süresi başında Ali'nin gözunu korkuttukları "vatana ihanet suçundan 20 yıllık hapis" olasılığı, önce 2 yıla indiriliyor. Sonunda çıkartıldığı mahkemede ise "Akli dengesi bozuktur" gerekçesiyle muhtarlıktan azledilip haftada bir kez karakola gorünmek koşuluyla busbütün serbest bırakılıyor. Kooperatif saymanlığına yeniden sahiplenmeye çalışsa da, Bazılan şanslı, bazıları şanssız Bulgar göçmenlerinin hepsi bır değil. Kimı yer buluyor, iş buluyor, Taşköp başarılı olamıyor ve inşaat işçilirü'dekı gibi Kımının yoksulluğu ıseyukanda görülduğü gibi. (Fotoğraf: Uğur Saner) ğine başlıyor. Bundan 4 ay önce görunmeye gittiği karakolda, de. Birine girivoruz. Çevremizi el muhtan olabilmek için Komünist seçtirip belgeleri imzalatıyorlar. kendisine bir soru yöneltiyorlarî bet ve yalnız erkekler alıyor. Işte Parti uyesi olması gerektiğini "AJ ipi" gibi bir Türkçe tını bul "Biz sizin gibilere pasaport ver925 göçmeni Fişnaklı Hüseyin anımsatmca, "Evet" diyor. Bur duğu için aslında bir Yunan adı sek, giderler mi evlerini paralaAğa. Ötekiler "acemi" göçmen. gaz Parti Komitesi'nin takdir top olan "Aiipi"liği seçen muhtan ise rını bırakıp?" Asen Smilov adı takılan Mehmet, layan bir uyesiymiş. "Parti tek götürup bir "polkovnik"in (al"Soylu" soyadını almış Türkiye mubtar adayı gösterir, o da seçi bay) karşısına çıkartıyorlar. ye girişte. 1.80'lik Halil, "kısa" lir." Ayrıca bir tarım kooperati "Yahu" diyor albay: "Sen devlet Vurguncu Bulgar soyadını seçmiş. Ağır ol molla fınin saymanıymış. 1985 yılında memuru, parti iiyesi adamsın. desinler gibi dolanan Mustafa ise, Türklerin asimilasyonu için dol Nasıl çıkarsın parti luıranna kar"Giderler" diyor Ali. Hazira"Kıvrakoğlu"nu uygun görmüş durmalan gereken "Adımı gühinç şı?" nın 6'sında istediği pasaportu, namına. Diğerleri hep Ertürk, bulduğumdan degiştirmek istiyoFeleğin komünist çemberinden 9'unda alıyor. Çekiyor altına 4 Başturk, Hastürk, Turk oglu rum" belgeleri eline tutuşturulunTürk işte. Hepsinde dikkati çeken ca, "Dünvası başına gö;müş, 1 o geçmiş muhtar Ali Düvenci, Bul tonluk bir kamyonet, bir de Lagar kahramanı Yorgi Dimitrov da. Dolduruyor kızanını, çömeen önemli özellik: Nefis bir Türk lu kanadı kırılmış." un bir tümcesiyle yanıtlıyor alba zini, ver elini Dereköy. Kamptan çe konuşuyorlar. Özgun ve sıcak kampa bekletilerek, yine de 5 gun yı: deyimleri elbet var, ama genelinalıyor sınıra vannası. Sonra Turk de, Türkiye ortalamasına parmak Zorla isim seçimi "Ben gurur duyuyonım ki ülısırtacak, yeni, zengin ve düzeyli Dereköy'ün tüm ahalisi Türk. kemde, çeşitli dillerden insanlar toprakları, sevinç ve biraz da kuşbir Türkçe kullanmaktalar. 1050 nüfus. Bir öğretmenleri Bul konuşuyor, kuşlar başka başka ku. Ifade vermek, soyadı almak, Yanımıza cin bakışh, kıpır kı gar. Halkın tepkisi muhtarın ötüyor, çiçekler değişik renkler "Adrese mi gideceksio, cadırda pır bir adam yanaşıyor. "Sen de duygulanna eklenince, Bulgarla de açıyor" ve yalanı varsa boynu raı kalacaksın?" Taşköprü telefokonuş muhtar" diyorlar. Adı, Ali n: "Ha bugün, ha yann" diye bir na, sözumona kendisinden ekli nu çalışıyor. Kopup gelen akraDüvenci. Dereköy (Reçitza) muh sure oyalıyorlar. tsim değişikliği yor: "Albayım ne çabuk unuttu ' balar, gözyaşı ve dayanışma. tanymış Bulgaristan'da. "Haya ni kabul etmedikleri anlaşılınca, nuz bunlan? Sizin burada şimdi Birkaç yeni goçmenin arabayı tımı ifade edeyim mi?" diye so koyü bir gece askerier basıyor. yalnız boklu kargalar ötüyor." satıp altın alarak Bulgaristan'a ruyor. "Mesela..." diyoruz, ikilet Muhtar Ali, Bulgar askerinin giAlbay, bizim Aüpi'yle "başko geri donmesi uzerine, Türkiye miyor. "Zulmün kara gölgesi bir rişini ve koylülerin sindirilmesişamayacağını" anlayıp Burgaz Bulgar arabaların satışını yasakkıskaç gibi yüreğimizi kavradı ni şu imgeyle süslüyor: "Bülün lamış durumda. Firdevs Hanım'a ğında..." diye başladığı hamasi köye bu karanlık bulut çoktu. Parti Komitesi'ne havale ediyor. sorduk: "Türkiye'de en çok neyi Ali Düvenci, uslu duracağı sözusöylev sırasında, namı diğer Ali Gelincik kadın geldi, sıçanlar kane karşıhk görevinde bırakılıp sevdin, orada olmayan?" pi Similof un çok ilginç bir kişi çışü." "Altın dukkânlanm" diyor. Komünist Parti'den ihraç olduğu ortaya çıkıyor. Deıekoy "Ne çok var. Ne bol, ne zengin!" Dereköy halkına zorla isim ediliyor. Taşköprü'de bazı hanelerde nüfus sayısı 45'i bulmuş durumda Demirel: 'Iskân planıyok' DYP liderinin hükümete tepkisi Taşıt pulu için uyurı ANKARA (ANKA) Içişleri Bakanhğı, Motorlu Taşıtlar Vergisi 'ne ait taşıt pullarma ilişkin denetim ve ceza usullerine açıklık getirildi. Içişleri Bakanhğı 'nın yayımladığı genelgeye göre, her yılın ocak ve temmuz ayı sonlanna kadar taşıt vergilerinin yatırılması zorunlu tutuluyor. Yılın her iki dönemi sonunda yapılan denetimlerde taşıt vergilerini yatırmayanlardan ya da vergilerini yatırdıkları halde taşıt pullarını araçlarınm ön camlarına yapıştırmamış olanlardan, vergi miktarmm dörtte biri tutarında ceza alınacak. YALOVA Firdevs Harumın gözleri özgürlük mavisi. Bulgariar Fidanka diye çağınrlanruş. 14 temmuzda Dereköy sımr kapısuıdan girmisler. Kendi deyışiyle "Bir kızı, bir de çocuğu var." Kızlar, Bulgarın Almadere köyünde de çocuk olamadan buyüyorlar anlaşılan. Taşköprü'deyiz. Karamursel yolu uzerinde, Yalova'ya 10 km. uzaklıkta bir göçmen köyu. Cumhuriyetin ilk yıllarında 23 haneli bır yermiş. 1925 yılmdan başlayarak devlet eliyle anlaşmalı göç eden Yunanistan ve Bulgaristan Turkleri yerleştirilmiş buraya. Son sayıma göre nüfusu 2140. Bu sayıya haaran ayından beri 600 göçmen eklenmiş bulunuyor. 25'li yıllarda gelenlerin akrabalan, yakınları. Her gun yeni bir aileye kucak açümakta. Evlerde insanlar üst üste. Taşköprü örgutleniyor. Gelenlerin arasmdaki öğretmenlere kurs açılmış, çocuklan eğitmek gerek. Kimi hanede nüfus 20'yi aşmış, bazısında bu sayı 45'i bulmuş durumda. Ahırlar, kümesler, gusülhaneler ve kullanılmayan ne müştemilat varsa yıkılmış, yeni gelenlere göz göz odalar açılmış. Bu insanları evlerinde banndıranlar da, bannanlar da konukluğun uzun, çok uzun süreceğini biliyor. Bulgar sorununun uluslararası platformlara taşınmamasmı eleştiren Süleyman Demirel, özel trenin kabul edilmeme kararı icin de "Hududu kapatmak soydaşları Bulgar zulmüne terk etmektir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel, Bulgaristan'dan göçe zorlanan Turkleri getiren özel trenin kabul edilmemesi kararını "Türkiye, hududu kapatamaz. Hududu kapatmak soydaşlanmızı Bulgar zulmüne terk etmektir. Millet buna razı olmaz" dedi. Demirel, Bulgaristan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yöneticileriyle yaptığı görüşme, de, göçmenlerin iskânı konusunda iktidann bir plan hazırlamadığını bildirdi. Göçmenlerin kış gelmeden yerleştirilmesi gerektiğini belirten Demirel, şöyle konuştu: "Türkiye bu olav karşısında birlik içindedir. Bu hadise üzerinde siyaset vapmayız. Ama uygulamada begenmediğimiz yönleri söyleriz. Bugün Bulgaristan hiçbir göriişmeye yanaşmıyor. Karşımızda bir uygar devlet, çağın devleti yok. Sıkıntımız bundandır. Öteki devletler de gereken destegi göslermedi. Biz de uluslararası platformlara sorunu taşıyamadık. Böyle bir konuda BM Güvenlik Konseyi'ne gidemezsek hangi konuda gidecegiz? Bulgaristan şanına yakışanı yapü. Ayıp yaptı, utanmazlık yaptı. O bizim elimizde değil. Biz ca\dıncılıgımızı korumalıydık. Ama Bulgaristan arkasında destek olmasa. bu ise kalkışamazdı." Demirel, Bulgaristan'dan gelen özal trenin kabul edilmemesi kararı anımsatılınca da şunları soyledi: "Tren kabul elnıemek ne demek onu anlamadım doğrusu. Bu herhalde hududun kapahlması değil. Çünkü hukumet gayet açık beyan etti 'Kim gelirse, ne kadar gelirse gelsin sonuna kadar alacağız' dedi. Bunu dedikten sonra hududu kapatamaz. Kapatıp ne yapacak? Türkiye hududu açtığı için geliyot değil ki oradaki insanlar. Zorlandığı için geliyor. 'Hududu kapatıyoruz' deyip, uluslararası bir tedbir almadan onlan Bulgar: ın dediğini yapmaya mecbur hak getiremezsin. Hududu kapattığın zaman oradaki insanlar Bulgar'ın dediğini yapmaya mecbur hak geleceklerdir. Dilini, dinini değiştirmek gibi bir zaruretle karşı karşıya kalacakttr. Vahut ölume vt Bulgar'ın zulmüne terk edilecektir. Bunu, Türkiye hükumeti >apamaz. Millet buna razı olmaz. 'Göruyorsunuz, ne kadar guçluyiz, hiç kimse bizim yaptığımızı yapamadı' diye övünüp sonra hududu kapatamazsın." Playboy'a toplam 263 milyonceza İstanbul Haber Servisi Playboy dergisi hakkmda müstehcen yayın yapıldığı savıyla açılan 7 ayrı dava toplam 263 milyon 768 bin 696 lira para cezasıyla sonuçlandt. Derginin .\isan 1986, Haziran 1987, Temmuz 1987, Mayıs 1987, Nisan 1987 Ağustos 1988 ve Eylül 1988 tarihli sayıları hakkmda açılan davalarda verilen para cezalartnın dergi sorumlulanna göre dağılımı şöyle: Ali Karaca; bir davada 5 milyon 921 bin 437, Ali Saydam; bir davada 2 milyon 960 bin 718, Güneri Elitez; iki davada 149 milyon 666 bin 583, Burak Eldem; İki davada 74 milyon 833 bin 958, Metin Zeyneoğlu; 4 davada 10 milyon 262 bin, Necati Erdem; 4 davada 20 milyon 325 bin. Kaya ailesinin jesti ADANA (AA) Adana'da oturan Kaya ailesi, Niğde'nin Çiftehan kasabasındaki yaklaşık 10 dekar meyve byhçesi ile evi, Bulgaristan 'dan gelen bir çiftçi soydaşımıza 4 yıl süreyle karşıhksız olarak vermeyi kararlaştırdı. Seyhan Belediyesi'nde işçi olarak çalışan Yaşar Kaya, kendisi ve dört kardeşine ait meyve bahçesi ve bir evi Soydaş ailesine geçici bile olsa vermekten mutluluk duyacaklarmı belirtti. Yaşar Kaya, konuyla ilgilenecek soydaşlarımızm Adana'da Ziyapaşa Mahallesi 6731. Sokak No: 37 adresine başvurabileceklerini kaydetti. Sendikalı işçi sayısı tartışması ANKARA (AA) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut, sendikalı işçi sayısı belirlenirken, sendikalarca beyan edilen ve noter onayından geçen bildirmelerin esas alındığını belirterek, "Bakanlığm tespit ettiği sendikalı işçi sayısmda bir hata varsa, bakanlığa verilen belgelerdeki hatalardan kaynaklanıyor" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı 'nınyayımladığı temmuz ayı istatistiklerinde, ocak 1989 'a göre sendikalı işçi sayısmda yuzde 13.12 'lik bir düşüş gözlemlenmişti. Ocak ayında 2 milyon 227 bin 898 olarak görünen sendikalı işçi sayısı temmuz ayında 1 milyon 834 bin 969 olarak açıklanmıştı. Konuşurken şimdi bile ürküyorum Firdevs Hanım'ın da sarı bir Ladası, demiryolcu bir kocası var. Son gelenlerin çoğu demiryolcu zaten: Makinist, vizor, teknisyen, gar memuru. Firdevs Hanım, "bizim Bu\gasko"da "yabancı devlet ahalisinin geldiği" turistik otellere temizliğe gidermiş. Şimdi Yalova sahil sitelerinde e\ işçüiği yapıyor. Üstünde yine mavi Bulgar onlüğu. Hızlı çalışmaya alışmamış. Devlet işi, ağırdan alıyor elini. Boyuna azar işitiyor. Beş yıl önce elceğiziyle yapıp, Almadere'de (Yabulçan) bıraktığı evini, avlusuna ektiği sebzelerini düşününce biraz hüzün. Firdevs Hanım geldiğine pişman değil, henüz ikircikli. "Devlel" diyor, baba ocağına sığınan dövülmuş gelin gibi: "Bekliyoruz, bir şeyler verir herhal." Kocası henüz işsiz. Neden geldiniz sorusuna yanıtı açık: "Serbest konuşabilmek için." Bir Türkçe söz duyurmarun cezası 5 leva imiş. "Turkiye'nin SesP'ni dinledikleri anlasılırsa, polis dayanırmış kapıya: 20 leva. Diklenirsen karakol, dayak, hücre. Yüzune çekinceli bir gülücük yayılıveriyor: "Şimdi bile konuşurken ürlcerim. Birileri duvar da dehşetlenir gibi gelir..." Uç kanve var Taşköprü koyün Alınak'tan işkence iddiası ANKARA (CumhuriyetBürosu) SHPKarsMilletvekili Mahmut Almak, Karsjandarması tarafından gözaltma alınan Yılmazlşkey'in vücudundasigarasöndürüldüğünü vefalakayayatırılarak işkence edildiğmi önesürdü. Alınak, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu tarafından yanıtlanmastnı istediği soru önergesinde, Işkey 'deki işkence izierini kendisinin de gorduğünü belirterek, ' 'Içki içerek işkence yapan jandarma üsteğmeni hakkmda herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?"diye sordu. Yeni Öncü toplatıldı tstanbul Haber Servisi Aylık Sosyalist Dergi Yeni öncü 'nün 15. sayısı İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nce toplatıldı. Toplatma kararının dergide yayımlanan "Kitle Hareketine İlişkin" ve "İşçi Hareketi ve Kurtler" başlık yazılar nedeniyle alındığı bildirildi. Dergi sahibi ve Sorumlu Yazı Işleri Mudürü Rıza Akyüz, toplatma karanyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 'Sosyalist basın tum bu baskı şiddet ve engellemelere teslim olmayacak ve doğru bildiği yolda yürümeye devam edecektir. DUZELTME • VVALESA Gazetemizin birinci ve üçiincü sayfalarında dün yaytmlanan "Polonya'da Walesa Başbakan" başlıklı haberde, Polonya parlamentosunun Dayanışma Şendikası liden Lech Walesa'yı başbakanlıkla görevlendirdiği belirtilmiştır. Oysa söz konusu olan, parlamentodaki Dayanışma grubunun. dayanışma öncülüğünde oluşacak hükümete VValesa'nın başbakanlığını önermeyi kararlaştırmasıdır Çeviri hatasından kaynaklanan bu yanlışlıktan dolayı okurlarımızdan özür dıleriz. • TRT'DE SORUŞTURMA Gazetemizin dunkü sayısındaki "TRT'de rüşvet soruşturması" başlıklı haberin son bolümünde "Üç Kişilik Dünya" adlı oyunun senaristi "Erdoğan Akduman, Serpil Akıilıoğlu'nun kendisinden rüşvet istediğini bildirdi" ıfadesı yer almıştır. ifadenin doğrusu, "Erdoğan Akduman, Serpil Akıllıoğlu'nun kendisinden rüşvet olayını araştırmasını istediğini bildirdi" bıçıminde olacaktır. Düzeltır. ozür dıleriz. • KOYUNCUOĞLU Dünkü gazetemizin 2. sayfasında yer alan "Sağlık İşletmeleri ve Sağlık Kurbanları" başlıklı yazıyı yazan Dr. Tennur Koyuncuoğlu'nun soyadı "Koyunoğlu" çıkmıştır. Bulgarlann haber çarpıtması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk azınliğına uyguladığı baskılara karşı tepkilerin arttığı ve Ankara'nın konuyu uluslararası düzeyde canlı tutma girişimlerinin sürdüğü bir dönemde Sofya'run kendini akJamak için gerçekleri çarpıtma pahasına da olsa her turlü fırsatı kolladığı gözleniyor. Bunun son örneğini ise Bulgar resmi haber ajansı BTA'nın Cumhuriyet'te yayımlanan BBC'nin Türkiye muhabiri Jane Howard ile bir söyleşiden "işine gelen" cümleleri seçerek "derlediğı" haber oluşturuyor. BTA'run 27 temmuzda "İngiliz gazetecinin Müslüman sorunu konusundaki göriişleri" başlığı ile tngilizce olarak yayımlanan haberinde, temmuz ayında Bulgaristan'ı gezen Jane Howard'ın, Cumhuriyet'le söylesisinde, "Bulgaristan'a bir engelle karşılaşmadan girdiğini ve ülkeyi serbestçe gezdiğini belirttiği" bildiriliyor. Haberde aynca, Howard'ın Bulgaristan'ın kuzeydoğu ve güneybatısının kendisine Ingiltere'yi arumsattığını, "yemyeşil ve şirin köylerle" kaplı olan bu bölgede iyi bir yaşam standardının bulunduğunu ve bunun "Bulgar Müslumanlan" için de geçerli olduğu yolundaki sözleri aktarılıyor. (Howard "etnik Türkler" ifadesini kullanmıştı.) Bunun yanı sıra, Howard'ın gezdiği bölgelerde gördüğü güvenlik tedbirlerinin Güneydoğu Anadolu'daki tedbirlere oranla daha az göründüğü ve Türkiye'ye gelenlerin ekonomik sıkıntılarla karşılaşacakları yolundaki göruşü de veriliyor. Yüzeysel olarak baküdığında BTA aslında "yalan haber" yayımlamış değil. Nitekim Howard bu görüşlerini gerçekten 20 temmuzda Cumhuriyet'te yayımlanan söylesisinde belirtmişti. Ancak, BTA'nın haberi 1.5 sayfalık bir toparlama olmasına karşın, Howard'ın Cumhuriyet'le yaptığı ve hiç kesilmeden yayımlanan söyleşisi tam sekiz sayfaydı. Objektif gazetecilik çerçevesinde yukarıdaki fikirlerini beyan eden Howaıd, aym zamanda Türk azınlığı konusunda Bulgar makamlarında yaşanan karmaşadan, bu makamların Türk azınhğının "bu kadar derin duygular taşıdığını hesaplayamadıklanndan", gezdiği bölgelerde Turklerin işlerini bırakarak "bir tür gayri resmi grevde" olduklarından, ayrıca konuştuğu bir Türk otobüs şoförunün "Bize tüm yaptıklanndan sonra Bulgariar için niçin çalışayım?" yolundaki ifadelerinden de söz etmişti. Howard ayrıca Todor tkonomovo kentinde polis kurşunuyla yaralanan ve amcası öldurülen bir Turk kızı ile konuştuklannı da aktarmış ve gorduğu güvenlik tedbirlerinin az olması konusunda "Etnik Türkler bunu kendi özel zaferleri olarak göriıyorlar" demişti. Howard, Türklerin yaşam standartlanna karşın Bulgaristan'dan kaçmalanmn bir çelişki oluşturup oluşturmadığma ilişkin soruya yanıt olarak da şunları söylemişti: "Tabü. tşte Bulgariar bu nedenle hesaplannı yanlış vapülar. Kuzeydoğu ve güneybatıvı gezdim. Bana Ingiltere'yi anımsattı. Yemyeşil, temiz, şirin köyler, iyi bir yaşam standardı, televizyonlar, arabalar vs. Buna etnik Türkler de dahil. Bunlan bırakıp Türkiye'ye gidenlerin belli bir şok geçireceklerini düşünüyorum. Ama gitmek istemeleri, içinde bulunduklan kuvvetli duygulann ve büyük baskılara maruz kaldıklan volunda inançlannın bir göstergesi." BTA'nın burada ilk ve son cümleleri haberinden atması tam anlamıyla bir an niyet göstergesi olustururken, bu yaklaşım Hovvard'ın kendisi de dahil olmak üzere, Ankara'daki yabancı gazeteciler ve diplomatların da dikkaünden kaçmış değil. BTA, Cumhuriyet'te çıkan söyleşiyi "işine gelen" cümlelerleyayımladı İnönü'nün tepkisi SHP Genel Başkanı Erdal Inonu Şereflikoçhisar'a giderken gazetecilerin bir sorusuna verdiği yanıtta Bulgaristan'la "Süreli, düzenli, göç anlaşması" yapılması gerektiğine değinerek şunları söyledi: "Bulgarislan'daki soydaşlanmız yavaş yavaş gelmeliler. Bir >andan da yerieştirmeleri >apılmalı. Dış politikamız yetersiz olduğu için Bulgarislan'ı anlaşmaya zoriayamıyoruz. Uluslararası alanda sa>aş bilti. Demokratikleşme ve ekonomik güçlenme daha onemli. Fiili savaşın \erini bunlar alıvor. Bu yüzden eücumüzu arttırmalıyız." BAŞSAĞLIĞI Ankara Üniversitesi'nin değerli öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. AHMET YÂYCIOĞLlJ'nun vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Üniversite camiası olarak merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. AKDE1SİZ l NİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ