28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 HAZİRAN 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMtfURÎYET/5 SEVEMA ATILLA DORSAY HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ Sînemaımz ölmez, ama... Hükümetler somut koruma önlemleri alamıyor. Serınayecilerimiz ise sinemacılığın yeniden canlandığının farkında bile değil. Türk sınemasında gözlemlenen bunalım karşısında, en son söylenecek sdzü ilk başta söyleraekte yarar var: Uzun vadede, Türk sineması elbette ölmeyecektir, yok olmayacaktır. Evrensel bir altkulturun amansız saldınsı karşısında ve çokuluslu kültürel uretımin, tıpkı çokuluslu ekonomık şırketler gibi, Doğu'dan Batı'ya tum toplumları etkisi aJtına almasına karşın, ulusal kultürlerın kendilerıne özgu bir diirençlen, dayanıklılıkları var. Evet, bızım TV'mizde de bir "Dallas" bir "Zengin >e YoksuJ", bir "Şahin Tepesi", bir "Savas ve Anılar", bir "Kolc İsaura" mılyonlan etkiliyor, neredeyse toplumsal histeri nöbetleri yaratıyor. Ama bu, sozgelımi "Perihan AbU"nın, "Bizimkiler"in veya "Arabesk"in muazzam populerliğine engel oluyor mu? Her toplum, çok daha mutevan koşullarta ortaya çıkmış olsa bile, kendinden olanı izleme alışkanlığını, kuçuk veya büyıik ekranda kendı ıçınden çıkmış kışıleri, tek sözcükle kendinı görme eğıliminı koruyor. Bunu yok etmek için bir ülkede gerçekten de buna niyetü, karşı ulusal bir yönetimin çok uzun boylu ve inatçı çabalan gerek. Böyle bir tehlikey'DaUas1 ve V e r i h M Ahla*Vıctorıa Pnncıpaı ve Lıncta Gray'ın de oynadıklan se, ufukta gözukmuyor. Ama amaç, kuşkusuz bununla sırurlı değil, olmamalı. Amaç, yalnızca kitlelerin gundelik gereksınimlerine karşıhk vermekle yetinmeyerek, dünya sanal platformunda ve evrensel bir düzeyde bizdcn olanı, Türk olanı temsıl etroe yetisine sahip bulunan duzeyli, kaliteli yapıtların üretimi... Görsel üretim, artık çağımızın vazgeçemeyeceği bir olay... Görsellik, yırminci yuzyılın ayrılmaz bir parçası olmuş, çağa damgasını vunnuş bir olgu. Bu "görsel çağ" içinde, Türkiye'nin de bir payı, bir yeri olması, Türkiye'nin ve Türk'ün de kendi görsel üretınuyle dünya sahnesıne çıkması gerekiyor. Bundan vazgeçebilecek, bunu es geçecek bir çağdaş yönetim düşunülebilir mi? Işte "Befene" ömegi... Buigaıların önceki yıl Cannes Şenliği'nde ızledığimiz ırkçı ve yanlı "Aynlık Zamanı" fîlmini kendi TV'lertnde göstermeye başladıklan günlerde, bızım hükümetimiz de TV'de "Bdene" adlı dıziyi yayına koydu. Dizinin sinemasal niyardım raporuyla birükte 100 milyar TL. düzeyındeki bir fonu da sinemaya ayırıyoı. Bizim Red Kit meraklısı başbakanımız ise Malatyaspor'a verdiği bir milyara yasal bir kılıf hazirlamayı akıl edemezken, sinema / sanal sozcuklerini ağzına bile almıyor. Öte yandan, sermayenın de sinemaya ilgi duyması gerekiyor. Çunku, evrensel duzeyde bakıldığında, sinema hâlâ dunyanın en kâr getiren işleriııden, yatınmlarından biri... Tutulan bir fîlm, yaunmının 10, 100, gıderek 1000 katını getirebüiyor. Boylesine kâr umudu vaat eden bir alan olmasaydı, tum "bunalım" sozlerine karşın, dünya üzenndeki film uretimi, boylesine canlı olabılır miydı? Kimse farkında değil, siııemacılık da Turkıye'de muthiş kârlı bir alan olmaya başladı. Evet, kapanan sınemalar kapandı. Ama kalanlar, ıyi filmlerı asgarı konfor koşullan içinde gosterdiklerinde, inanılmaz hasılatlar elde ediyorlar. Mevsim boyunca haftalık hasüatı 20 mılyon T.L.'sınden aşağı duşmeyen salonlar, yalnız tstanbul hasıiatları 1 milyar T.L.'sıni asan yerli yabancı filraler var. Öldu öluyor derken, sinemacüık birden canlandı. Ne var ki Türkiye'de sermaye hep geç uyanır, hep modalann pesindedir, surünun peşıne takılır, gider... Paracıklarıru abartmalı bir turıstik yatırım furyası içinde, doluluk oranı bu yıl yüzde 30'u aşmayan (bakınız: 21.6 1989 tanhli Cumhuriyet), önumüzdeki yıllarda belki daha da düşecek olan otellere, bir türlü satamadıklan "işyerleri"ne yatıran sernıayecilenmiz, sinema salonlarının hasılatlarıru, gelirlerinı öğrenmeyi akıl etseler, eli yuzü düzgün bir Turk filminin yalnızca bir AJman TV'sine sattsla maliyetım çıkardığını bilseler, sinemacılığın hâlâ ve her şeye karşın, çağımızın en ilginç, kârlı ve çekici yatırınılanndan biri olduğunun bilıncıne varsalar, acaba işler böyle mı olurdu? Kastelli Konak'ı yıkar, Demiroren SarayLoks sınemalannı, Has aılesı Veni Metek'i battal eder, Ali Rıza Çarraıklı, Levent Melodi'yi kapatır mıydı? Turk sineması boyle elinde mum para arar duruma duşer miydı? "Kuçuk Balıklar" veya "Benim Sinemalanm" gibi filmler 1520 milyon için yarıda kalır mıydı? Allah bizım alaturka ve surü psikolojisinin tutsağı sermayecilerımize, biraz çağdaşlık, biraz bilgı, biraz kultür, biraz sanat sevgisi ihsan etsin demektea baska çare var mı? Türk Sineması Bunalımda: II Bu uikePt \WATtMA, BiZ ANIÂM Vt&fe &LtMiYof?uM KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK PİKNİK PtYALE MADRA Oallas" turünden dızıler bızım TV'mizde de mılyonlan etkılıyor Ama bu sözgelımı, Perran Kutman ve Şevket Altuğ'un oynadıklan •Perihan Abla" gıbı bir yerlı dızının muazzam populerliğine pek engel olmuyor teliklen b i r yana, süregelen insan n u . . . Ve bunun için sinemanın gü lık trajedisi karşısında birden kazandığı guncelliğı ve önemi yadsımak mümkun mu? "BeJene"nin akıl almaz Bulgar zulmü karşısında, tüm ulusumuz için bir tur bosalma, rahatlama olanağı getirdiği, ayrıca yarm öbür gun dünya TV'lerinde de boy gösterme olasılığıyla birlikte, haklı bir davayı tanıtma açısından taşıdığı onem görmezden gelınebdır mi? Kuşkusuz sorun yalnızca bu tur "ulusal davatar" için propaganda fılmleri uretmek sorunu değil. Sorun, özellikle Türkıye gibi çeşitli nedenlerden "kıstınlmış" bir ülke görünümünde, zor günler geçiren, düşmanlan dostlanndan fazla oian, kendini bir türlu tanıtamayan, tarihin içınden süzulüp gelen olumsuz imajını olumluya dönüştüremeyen, hep biraz korkulup bi, raz da küçük görulen bir toplumu, dünya platformunda sanatıyla, külturuyle, insan malzemesiy cunden yararlanmayı düşunmeyecek, sinemayı, ulusal sinemasını ölmeye bırakacak bir yönetim düşunülebilir mı? Ama bu "makro" bakış, sorunlan çözmeye yetmiyor. Çünkü devlet, hükümetler düzeyinde sinemaya yardım eliru bir türlu gerektiğ) gibi uzatmıyor, uzatamıyor. Gelip geçen kuJtör bakanlan, "acısız arabesk"ten "milli opera"ya çeşitli fantezilere saplanıyor, kendilerıne beklenmedik "misyonlar" icat ediyorlar. Ama hiçbiri, Türk sinemasına somut, kapsamlı, işlevsel bir yardım paketi hazırlamayı akıl etmıyor. Oysa dunya uzerinde sinemasal uretime yardım etmeyen, birkaç geri kalmış Afrika Asya devleti ve de ABD dışuıda ulke yok. Yunanistan her yıl sinema sanayıine 1015 milyar T.L. akıtıyor. Fransız sinemasmın "banaiımı"ndan Sorunlara, yerel yönetımler düsöz eden Kültür Bakanı Jack zeyinde eğılmeyi deneyerek yaklaLaag, çok geniş ve aynntılı bir şımımızı surdürmeyi umalım. le, öz nitebkhriyle tanıtma soru H I Z U GAZETECİ NECDET ŞEJS u SlPS'de. //3ZUK AIMA KoMUSUSİPA ŞlR KARÛR VEREBİLPffiJlZ ' SRPAL'LA ?. KTI/IZ? ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI Ucuzluğa kaçmadan Başrolunde Sylvıa Tortosa'nın oynadığı "Senyora", hıcbir anında ucuzluğa kaçmadan görsel zevkı yüksek bir erotızm getınyor Özell'Kİe genç kadının yelpazeierle doyuma ulaştığı sahne erotizm antoioıılerıne gırecek düzeyde tii»ILIK KEM4L (İ()KHA.\ (İLRSES 'Senyora' Ispanyol sinemasından yeni bir örnek Ispanyol usıılü erotizm Senyora (La Senora) / Yonetmen: Jordi Cadena / Oyuncular: Sylvia Tortosa, Hermann Bonnin, Luis Merlo, Fernando Guillen Cuervo / tspanyol fılmi (Site, Sınepop) Günumuzün gozde ve yükselen Ispanyol sinemasından bir film, uzun zamandır ilk kez ticari gösterimde.. Tiyatrodan gelme, Zanussi'run öğrencisi, 1947 doğumlu Jordi Cadena'nın filmi, bir romandan yola çıkarak oldukça ilginç bir öykü anlauyor bize. Genç bir kızken, ailesmin zoruyla yaşlı bir adama sanki "saülan" ve 15 yü boyunca, ne koca sevgısmi, ne de cinselliğj tatmadan yaşayan "Senyora" Teresa, kocasırun ölumuyle birlikte ilk kez özgurlüğün tadına vanyor. Ve genç bir delıkanlı aracılığıyla, uzun yıllardır içine gömduğu cinsellığin farkına vanyor... "Senyora", sıcakJann basürdığı günlerde gösterime çıkanlması âdet olan "erotik fymJer'in bir diğeri gibi gozıiküyor. (Tıpkı cilalı ve bayağı erotizm uzmanı Tinto Brass'ın henüz görmediğimız "Kapris"i gibi). Ancak film, bu görunumu aşan belli bir ilginçlık dozu içeriyor. Kuşkusuz, özellikle bizim toplumumuz için pek gecerlı olan kimi cinsel mıtoslar, perdede kımbilir kaçıncı kez yineîenmiyor değil: Kocasının doyuramadığı ateşli genç kadın, 40 yaş çevresındeki kadının genç bir çocuk ıçın çekıciliği, "olgun kadın" la temız genç kız arasında kalan bir delikanhnın seçme guçluğu, vs. Ancak Cadena, bu bildik ve yıpranmış temalardan, oldukça taze ve kişısel bir film çıkarabil „ . T 1 T , w r , w «. ilk karelerden, giderek jenerikten başlayan belli bir görsel zevkı var. miş. Öncelikle sanatçının, daha G A R F I E L D JM DAVIS KISA KISA soku>ur. Temmuz başından ıtıbaren Emek \e Reks sinemalannda gosterılecek olan ıılmdc, Sinemacılığın yeniden kârlı bir iş halıne gehnesı Glenn Close, John Malkovich ve Michele Pfeifve salon sayısının yetersizliği dolayısıyla, kimi eskı fer gibi yeni kuşak oyuncular başrollerde... ve buyuk salonJann Batıda olduğu gıbı bolunmesı, bu yıl ıçın hızlanacağa benziyor. Fitaş Sineması'nın ust balkonu, yaz içinde bölunerek kuçuk ve Bu mevsim "Dokunulmazlar" ve "Yağmur şık bir salon kazanıiacak. Çemberlitaş'takı Şa Adam"ı Turk seyırcısıne sunan UIP Amerıkan fak'ın bölunerek 4 salon ve bir kafeterya çıkma Şirketi, yaz aylannda da birıncı vizyon filmler susı projesı de uygulamaya geçti. Şışli Site ve As nacak. Göstenlecek filmler arasında, dışarıda busınemalannın da boluneceğı söylenıyor. Bu ara yuk başarı kazanan Arnold Schwarzeneg)>er ve da, geçen yıl bölunen Lale sınemaları arasındaki Danny De Vito'nun başrollerini oynadığı izolasyonun bu yaz içinde gercekleştınleceği ve2 "İkizJer" ve Charles Crichton'un Jamie Lee Cursalonun yeni koltuklara kavuşturulacağı bildirildi. üs ve John Cleese'li filmi "Wanda Adlı Bir Balık" var. Salonlar bölünüyor UlP'in yaz fılmleri Ayrıca, hiçbir anında ucuzluğa kaçmadan, gıderek tam bir erotik yapıma donuşmeden de etkili bolumler yaratmasını büiyor yönetmen... Özellikle genç kadının yelpazeler aracılığıyla doyuma ulaşması, yaşlı, çirkm, ustelik biraz once ölmus kocasının cesedine kapanarak yıllardır kendisinden esirgenen cinselliğı araması veya genç bir delikanhnın bedenıni, tıpkı kendi genç kız bedeninin vaktiyle uğradığı davranışa koşut biçimde bir cinsel nesneye dönüş S S S S S " " "gırebilecek TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN :.1^^ düzeyde... Filmın ana teması, bu son sozunu ettiğimız sahnelerde beliriyor zaıen... Caneda, Teresa'nın 'cinsel bir nesne olarak kullanılmış, saygı ve sevgı görmemiş bedeninin ıntıkamını, yıllar sonra, erkeği aynı amaçla kullanarak almasını gosterirken, cinsellığın bu tur yanlış kullanımına, genç bedenlerın somurulmesine, çıkar eviılikierıne ve tum bunian harındıran geleneksel ahlaka karşı çıkıyor. Ve oldukça estetik, sevrı hoş bir film içinde bunu yapabilmesı, "Senyora"nın çekıciliği arttı>or. 23 Haziran 52 YASINDA BESTECl OLMUŞTU» 1959 'DA BUGUN, rURK MUZ'ĞI BBSTEClSi FEHMI TDKAY, ?O YAÇIA/DA OLMUŞTIİ AMATOK ZISYEN OLAAJ SABASINOAN İLK MÛZIK B'tGl &'£ MÜ Warner piyasamızda Kent Sineması Şışli Kent Sineması kapandı. Uzun suredir Özen Film'in ışletmesınde bulunan salon nedenıvle, Özen Film ve salon sahibi, davalı bulunuyorlardı. Mal sahibının davayı kazanması uzerıne salon bosaltıldı. Uzun suredir oldukça bakımsız durumda bulunan Kent'ın, onanmdan gecerek >enı mevsime yeni bir yonetımle açılması beklenıyor. Amerıka'nın en buyuk film şirketlerınden Warner Bros, Türkıye'de vıdeo alanına gırdıkten sonra, sinema alanına da gırmeye hazırlanıyor Şırket, ilk film olarak bu yılın (5scar adaylarından ve Berlın Şenlıği'nde de büyük başarı kazanan Stephen Frears'ın "Tehlikeli IlişkilerDangerous Lıaısons" filminı gösterime YtP MÛHEUOlSUK OĞGENIAAI TULUŞ SAIfAŞl YtLLA&NPA Bu MESlEĞS LArARAK PBVLET H/ZMEr/MOE ÇALtŞM/ŞTt.. 5Z yAÇINDA SESrsaaĞE SOYUNAN TVKAY, NOTA BlLMEMESINE KAgÇlU, Ş/te/ei FO&MUNDA 7neZ£>A& ŞARiaiABINOAN eıBKAÇI : "AŞKl S 7Xm,HtC£ANLA YANDt GOHUL(HICA2)*, "AMAN CAMA BeNi şADer(guS£uK)* "&ÖNUL YERMIŞK£/V et Ç YAH. EUUDEN 7TJTlM GUZEU>EN(T7*UtR.y, TAM, AM DSIA/EA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear