02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 NÎSAN 1989 HABERLER CUMHURİYET/9 Anayasa Mahkemesi'nin 27. kuruluşyıldönümü kutlandı tktidara balyoz gîbi îma CUHRUKTAN Demokrasiler sadece çoğunluk düşüncesine dayandmlamaz ve iktidarın seçim yoluyla el değiştirmesinden ibaret değildir. Yerine göre çoğunluğun bazı isteklerini frenlemek gerekmektedir. Bugün temel haklan siyasi çoğunluğa, "kanuna" karşı koruma düşüncesi Avrupa kamu hukukunun kurucu unsurlarından biridir. ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Türkiye'de bazı dönemlerde Mecliste istediği çoğunluğu elde eden bir iktidar, her turlü tasarrufta bulunma yetkisini kendinde görebilmiş ve sonuçta ülke bunalıma sürüklenebilmiştir" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mahmut C. Cuhruk ise "demokrasüerin sadece çoğunluk düşüncesine dayandınlamadığını, bu baJumdan yerine göre çoğunluğun bazı isteklerini frenlemek gerektiğini" söyledi. Başbakan Turgut Özal da "Milletimiz yargı giivencesine daima büyük deJer vermiştir" diye konuştu. mesi için, ber türlü çabanın gösterildiği ve yeni garanti sistemlerinin araştınldığı gunumüz demokrasilerinde. kanun alanını genişletmek gibi bir amaçla anayasal garantilerin azaltılması, tercih edilebilecek bir vol gorünümünde değildir. Geride bıraktığımız yıllar içinde, anayasa yargısının, anayasa ve hukukun üstünlüğune hizmeti dereceani takdir bize düşmez. Ne var ki, anayasa yargısının bu noktadaki çabalanna, yasama ve yurütmenin destek olduğunu da söylemek güçtur." Cuhruk, belediye ve büyükşehir belediyeleri hakkındaki yasalarda öngörülen değişikliklerle, görevlerinden alınmış belediye başkanlannın yerlerine Içişleri Bakam'nın önerisi ve Başbakan'ın onayı ile meclis üyelerinden birinin görevlendirilmesine ilişkin hükümlerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine karşın, iptal karanmn Resmi Gazete'de yayımlanmasından bir hafta önce kabul edilen yasa gücündeki kararname ile aynı amacı gerçekleştirecek yeni bir hükmün yürurluğe konulduğunu anımsattı. Cuhruk, "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi yanında, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlannın yaratacagı hukuki sonuçlan bertaraf etme amaanı giiden bu tasamıflan tasvip etmeye irakân yoktur" dedi. Cuhruk sözlerini şöyle lamamladı: E İNSANLAR F Ü S U N GÖRÜŞ Gece Gün ışığında, omuz silkilen bir sözcüktür gece. Uallarme Ö Z B İ L G E N EVREN'DEN Türkiye'de Mecliste kabul edilen yasalann, anayasaya uygunluğuna karar verecek tarafsız bir organın olmadığı dönemler yaşanmıştır. O dönemlerde görülmüştür ki, Mecliste istediği çoğunluğu elde eden bir iktidar her türlü tasarrufta bulunma yetkisini kendinde görebilmiş ve sonuçta ülke bunalıma sürüklenebilmiştir. VANIKÖY VILLALARI 6 milyara manzara İstanbul Boğazı'nı gün geçtikçe beton yığınına çeviren villa inşaatları sorun otmayı sürdürüyor. Kimisine göre bu villalar Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra geçen süre içinde ruhsat aldığı için ruhsatiı sayılıyor, kimisine göre de "el cabukiuğu" ile yapıldıkları için yasal değil. Geçen hafta sonu boğaziçindeki betonlaşmayı yakından görmek üzere şık dergilerde ikı tam sayfa ılanlarla müşterı aranan Vaniköy villalarına doğru bir ziyarette bulunan arkadaşımız Rüya Berköz, kapısında Kavala ve Koray aileleri yazan inşaat alanında tam 105 tane villa saydı. Yetkililerden bitgi almak üzere bir hafta uğraşan, ancak karşısına bilgi vermek üzere tek bir kişi bile çıkmayan ve randevu da vermeyen ilan sahipleri zaten ön sıraiardaki villalan satmışlardı bile. İnşaat alanında bulunan ve "yetkili olmayan" işçilerin verdikleri bilgilere göre en önde inşa edilen 600 metrekare alana kurulan, özel yüzme havuzlu villalar tamamen tükenmiş durumda. 5 ila 6 milyar lira arasında satılan bu villaların yapımı zaten sadece 4 duvar ve çatı olarak planlanıyor, satın alan binanın içini kendi zevkine göre ayrıca yaptırryormuş. Bir bodrum, iki normal kat ve bir de çatı katı olmak üzere 4 kat şeklinde hazırianan villaların satılamayanları arka taraftaki 390 metrekarelik küçükler imiş ki bunların en kötülerinin fiyatları 1.5 milyar lira imiş. Tabii böyle arkada ve ucuz olduklan için kolay satılmıyorlar anlaşılan. Anayasa Mahkemesi'nin 27. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün Anayasa Mahkemesi'nin Çankaya'daki yeni binasında bir tören düzenlendi. Törende Cumhurbaşkam Evren, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı, demokratik bir cumhuriyet olan Türkiye'nin en önemli organlarından birinin Anayasa Mahkemesi olduğuna işaret etti. 1962 yıhna değin Türkiye'de bir anayasa mahkemesi olmadığını kaydeden Evren şunlan söyledi: "Bu mahkememiz o tarihte faaliyete gecmiş olmasına rağmen, yine de Avrupa'mn eski anayasa mahkemeleri arasında yer almaktadır. Bu durumun demokratik yaşamımızda biziere gunır veren hususlardan biri olduğu göriişünü sizlerin de paylaştığına inanıyorum. Anayasa Mahkemesi'nin karşısında olanlar, verdiği kararlan içlerine sindiremeyenler, rahatsızak duyanlar ber dönemde bulunabilir. Ancak unutmamak gerekir ki devlet yapısı içerisinde yargı erkinin vazgecilmez bir yeri vardır. Yasama ve yüriıtrae tarafından kullamlan yetki ve görevlerin, başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere, hukuka uygun bir biçimde yerine getirilmesinde anayasamız, yargıya önemli bazı görevler vermiştir." Evren, millete ait olan egemen Yurütmenin onur payı "Ülkemizde de demokratik geEvrea, Cahrak ve özal Anayasa Mahkemesi'nin 27. kuruluş yıldönümü töreninde Cumhurbaşkam Evren ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Cuhruk. çoğunluğun her şey demek olmadığı yolunda iktıdara imalarda bulundular Yıldönümü nedenıyte leneklerin oluştunılması zamam Oevlet Konukevı'nde dün düzenlenen kokteylde Evren ve Ûzal bir araya gelmedıler Özal saat 20.0O'de kokteyle geldi. Saat arök gelmiş ve hatta geçmektedir. 21.00'e yaklaşırken Cumhurbaşkam Evren'in Ûzal'ın önünden gecerek salondan a^rıldığı görüldü, ancak Başbakan, Cum Anayasa Mahkemesi karanmn iphurbaşkanı'nın yanına gıtmedi. Anayasa Mahkemesf nın Çankaya daki yenı binasında dun sabah yapılan törende Başbakan tal ya da ret şeklinde olan sonucunun, TRT ve basın yolu ile kaÛzal, salonda Evren ve Cuhruk'un önünden geçerken. (Fotoğraf: Rıza Ezer) muoyuna duyurulmuş olmasına ma yetkisini kendinde görebilmiş insan baklannm konınmasında ve Anayasa Mahkemesi Başkanı ragmen, uygulamaya geçmek için ve sonuçta ülke bunalıma güvenceye kavuşmasında en Mahmut Cuhruk ise konuşmasın Resmi Gazete'de yayımlanmasını önemli görev, başta Anayasa da, 1982 Anayasası'nın yürürlü beklemek ve bu arada anayasaya sürüklenebilmiştir" dedi. Mahkemesi oimak üzere lüm yar ğe girdiği tarihten bu yana Ana aykın olduğu saptanan kuralın Anayasa kurallannın, diğer yagı organlanna düşmektedir." yasa Mahkemesi'ne açüan 201 da uygulanmasını surdürmek, hersa kurallarına göre daha soyut olvadan 184'unun karara bağlandı halde hukuka baglı idarenin yapduğunu ifade eden Evren, Anayağını, 184 davadan 37'sinin iptal i maması gereken bir devranıştır. sa Mahkemesi'nin kararlannın, Başbakan özal ise konuşmasın le sonuçlandığını anlattı. Anaya Hukukun üstünlüğünün, yasama bu kurallara canlıhk verdiğini ve sa Mahkemesi'nin, kamu özgür ve yurütmenin onur payı olmadan onlara anlam kazandırdığını an da, devletin tasarruflannın kesinlüklerine devlet müdahalesini sı sadece yargı ile sağlanabileceğini lattı. Anayasa Mahkemesi'nin likle yasalara dayalı olduğunu, vatandaşlann, yasalann güvencesi nırlamada hukuk devleti kavra düşnnmek mümkün değildir. yalnız anayasanın değil, aynı zamından yararlandığını belirten manda kazamlması uzun yıllara altında özgurliıklerini diledikleri Kunıluşurauzun amaa, mevzuCuhruk, insan haklannın gerçekve mücadelelere mal olan ve gü gibi kullanabildiklerini söyledi. ten korunduğu ve yüceltildiği re atınuzı anayasaya avkın hükümnümüzde demokratik toplumlann özal, "Bizim devlet anlayışımu jimlerin, çağımızda çoğulcu ve öz lerden anndırmak olduğuna göen duyarlı olduklan kuramların tamamen hukuka dayalı, bukukla beraber bir idaredir" dedi. gurlükçü demokrasîler olduğunu re, bir anayasa değişikliğinde, dabaşında yer alan insan haklannın söyledi. Cuhruk, "Demokrasiler va hakkı ve koşullan yönünden da güvencesi olduğunu söyleyen Özal, milli iradeyi devlet idaresinde gereği gibi değerlendirmenin ve sadece çoğunluk düşüncesine da daha etkin bir anavasa yargısı deEvren, konuşmasını şöyle sürdüıihtilafsız, barışçı bir toplumda yandmlamaz ve yine demokrasi netiminin saglanması yollan arandü: müreffeh bir Türkiye'nin gerçek ler, iktidann seçim yoluyla el de malıdır. idealleri olduğunu kaydetti. Özal, ğiştirmesinden de ibaret değildir. Sürekli bir biçimde ülkenin si"Bunu sağladığımıza ve vatan Demokrasi, aynı zamanda katıl yasal gündeminde tutulan anayaC jİTİ«»«ınp«i J U A I C l n c s l daşlanmıza bu inanç ve güveni ma, hoşgörü ve özgürluk demek sa degişikliği aşamasına gelindi? tir. Bu bakımdan yerine göre ço"Türkiye bu alanda önemli bir verdiğimize inanıyonız" dedi. ğinde, temel hak ve özgüıiüklerin ğunluğun bazı isteklerini frenleadım daba atarak, Avrupa tnsan 1961 Anayasası'nın, anayasaen büyük guvencesini oluşturan, mek gerekmektedir" biçiminde Haklan Kornisyono'na kişisel nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilmabkemelerin bağımsızlığı ve hâkonuştu. başvuru hakkını da tanımıştır. İç kesini geürdiğini ifade eden özal, kimlik teminatı esaslannı düzenhukukumuzun bir parçası olan ve bu konunun yargı yoluyla deneleyen kurallar üzerine yeniden "Kanunun, hürriyetlerin en büanayasaya aykınlığı ileri sürüle timi görevinin Anayasa Mahkeeğilmek suretiyle, hâkimlik guyük güvencesi oldnğu ve yünitme meyen, yasa gücündeki Avnipa mesi'ne verildiğini anımsattı. vencesini kemaliyle saglavamadığı organından gelecek tehlikelerin tnsan Haklan Sözleşmesi'nde bu1971, 1974 ve 1982 yıllarında önlenraesinin tek yolu buiundu çeşitli biçimlerde yetkili ağızlarca lunan lüm hak ve özgürlükler bü yapılan anayasa değişiklıkleri ile söylenen Yiıksek Hâkimler Kurugu" görüşünün terk edildiğini bilyük ölçüde anayasaraızda yer al milli iradeye dayalı yeni düzenlelu'nun eskisine benzer yeni bir diren Cuhruk, sözlerini şöyle sürmısnr. Bu hak ve özgiirluklerin meler getirildiğini söyleyen Özal, statüye kavuşturulması, kamu kudOrdü: konınması ve güvence alttna aJın "Anayasa Mahkemesi'ne cnemrumu niteliğindeki meslek kuruması yükümluliiğü oncdikle ulu li görevler yüklenmiş. milli irade"Bugün temel haklan, siyasi luşlan üzerindeki yoğun vesayet sal yargıya düşmektedir. Bu alan nin hâkimiyetine ağırlık veren bir çoğunluğa, 'kanuna' karşı koru denetiminin çağdaş demokratik da ancak ulusal yargımn yetersiz getişme başlatılmışbr. Milletimiz, ma düşüncesi, liberal Avrupa or esaslara uydurulması, işçi haklakalması durumunda, uluslarara hukuka bağlı, hakka saygılı bir tak kamu hukukunun kurucu uıı nna ilişkin sınırlayıcı hükümlerin sı koruma mekanizması kişisel loplum olarak yargı güvencesine surlanndan biri haline gelmiştir. kısmen yumuşatılması rejimimibaşvuru üzerine işleyebilmektedir. daima büyük deger vermiştir" di İnsan hak ve özgürlüklerinin, da zin geleceği açısından yararh olaBu bize gösteriyor ki Türkiye'de ye konuştu. ba mükemmd biçimde korunabil caktır." ANKARA'DA YOĞUN HAFTA SONU 29 ve 30 nisan günleri Ankara'da Dedeman Oteli'nde siyasi parti liderleri ve derrfokratik kuruluş temsilcilerinin yoğun biçimde katılacağı "Demokrasi Kurultayı" yapılacak. Kurultay düzenleme kurulunda yer alan Aziz Nesin, Sadun Aren, Sami Alptekin, Güngör Aydın, Tevfik Çavdar, Halit Çelenk, Cevat Geray, Haluk Gerger, Fatih Gümüş, Rasih Nuri İleri, özcan Kesgeç, Varlık Özmenek ve Vecihi Timuroğlu 700'ü aşkın kişiye çağrıda bulundular. Kurultayın ilk günü Sadun Aren'in başkanlığında yapılacak ilk oturumun konuşmacılan şöyle belirlendi: Aziz Nesin'in açış konuşmasından sonra sırasryta SHP Ge Özarın sözleri Demokrasi kurultayı nel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, SP Genel Başkanı Ferit İlsever, DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, Türkİş Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu, TMMOB Başkanı Teoman Alptürk, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı Cemal Tercan, IHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı. Öğleden sonra ise Sadun Aren ve Mümtaz Soysal konuşmacı olarak demokrasi ve anayasa konularını irdeleyecekler. Pazar günü İlhan Selçuk düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü anlatacak, Tevfik Çavdar ise program önerisinde bulunacak. Demokrasi Kurultayı'nın düzenleyicilerinden özcan Kesgeç e niçin ANAP, DSP, IDP ve MÇP liderterinin çağnlmadığını sorduk. Şöyle yanıtladı: Sayın Ecevlt ile temas kurmaya çalıştık ve DSP'ye ısrarla haber bıraktık, ama o bizimle temas kurmadı. Eğer gelir ve katılırsa memnun oluruz. ANAP Genel Başkanı'nın da o tarihte yurtdışında olacağı belirtildi. IDP'yi parti sayamadığımız için, MÇP'yi ise fasist göruşlü saydığımız için davet etmedik. Hafta sonu Ankara'da yoğun demokrasi tartışmaları yaşanacak. ca, hangi alanda ve nasıl kullanılacağım, yine milletin kabul ettiği anayasanın gösterdiğini belirtti. Evren, yasama görevini yerine getiren TBMM'de kabul edilen yasalann anayasaya uygun olarak çıkanlmasırun, ulusal egemenliğin anayasanın koyduğu kurallar içinde kullanılmasının vazgecilmez bir koşulu olduğunu vurguladı. Bunun saglanması görevinin Anayasa Mahkemesi'ne verildiğine dikkat çekti. Türkiye'nin, Mecliste kabul edilen yasalann anayasaya uygunluğuna karar verecek tarafsız bir organın olmadığı dönemler yaşadığını kaydeden Evren, " O dönemlerde göriUmüştür ki Mecliste istediği çoğunluğu elde eden bir iktidar her türlü tasarrufta bulun liğin, millet adına hangi organlar Avnipa İnsan Haklan COCUKLAR VE TRT Övgü ile eleştiri TRT'nin en başarılı organizasyonlanndan biri, belki de birincisi her yıl 23 Nisan'da düzenlenen Uluslararası Çocuk Şenliği. Çeşitli ülke çocuklarını kaynaştıran, sevgi, barış, müzik ve eğlence ile bir araya getiren bir program ve organizasyon gerçekten sevinç verici. Çocuklarımızı böylesine olumlu bir yaklaşımla ele alan TRT'nin aynı özeni diğer programlarında da göstermesini beklemek de hakkımız oluyor. 23 Nisan şenlıklerinın hemen bir gün ertesinde izlediğimiz bir program ise hem insan hakları açısından hem de çocuklarımızı sakınmak açısından bizi' dehşete düşürdü. Ertürk Yöndem'in hazırladığı, dilenciterie ilgili programdan söz ediyoruz. Okulda, henüz üzerlerinde sıyah öğrenci önlükleri ve beyaz yakaları ile oynayan ilkokul çocuklarının üzerak teşhir etmenin de insan hakları ve konut dokunuimazItğı açısından incelenmesi gerekir sanıyoruz. Acaba TRT programcıları dilenciler köyündeki insanlara "Bu evlerl yaptıracak parayı nereden buldunuz?" sorusunu sorarken, Türkiye'de aynı soruyu sormak gereken pek' çok kişi olduğu duşünülemiyor mu? Mesela aynı programcı, dünyanın en fakir başbakanının, oğluna son model BMW aldığı zaman "Nereden buldun parayı" diye sorabiliyor mu? TRT'nin bazen çok katı işleyen denetimi bu gibi gerekli durumlarda ne işe yarıyor, anlamak zor. ANAP'tan 2 Meclis araştırmasına evet' DYP milletvekilleri Ahmet Neidim'in naylon terlik ihracından sağlanan haksız kazanç, Orhan Şendağ'ın da imar planı düzenleme çalışmalanmn imar yasalanna aykın olduğu iddialannı içeren Meclis araştırması önergeleri ANAP'lılarca da benimsendi. ANKARA (Cumhuriyet Büro met Neidim ve arkadaşlarının su) iktidar partisi ANAP, Mec naylon terlik ihracından sağlanan liste dün de iki ayn konuda araş haksız kazanç hakkındaki araştırma önergeleri benimsendi. tırrna açılmasına "evet" dedi. DYP Adana MUletvekih' Orh»n önerge üzerinde hükümetin göŞendag ve arkadaşlarının beledi rüşlerini açıklayan E>evlet Bakanı yelerin imar planı düzenleme ça Işın Çelebi, naylon terlik ihracı İışmalarıyla ilgüi araştırma öner konusunda kötü niyet olmadığı gesi ile Sakarya Milletvekili Ah inancını dile getirdi ve "Ancak Meclis arastırmasının da kabul edilmesim istiyorum" dedi. DYP adına konuşan önerge sahibi Neidim, olayın açık seçik devleti soyma hareketi olduğunu savundu. 16 Ocak 1988'de yayımlanan bir tebliğde lastik ayakkabı, bot, çizme ve terliklerin 10 çiftine 30 dolar karşılığı TL ödeneceği hükmünün yer aldığım anımsatan Neidim, 1 ocaktan itibaren yürürlük kazanan tebliğin ilan tarihi olan 16 ocağa kadar ne kadar terlik ihraç edildiğini sordu. DYP sözcüsü, bin liralık bir çift naylon terliğe 6 bin lira vergi iadesi ödenmesine ihracat denemeyeceği belirtilerek, "Hiç kimsenin yaptığı vurgun, kimsenin yanına kâr olmamalıdır" dedi. SHP'li Abdülkadir Ateş, çarşıdan 800 liraya aldığı naylon terlikle birlikte kürsüye gelerek, "Maliyeti 2 bin lira olan 10 çift terliğe 30 dolar teşvik verildifim nerede gördünüz?" diye sordu. ANAP'b Erol Zeytinoğlu, önergenin bütünüyie yanlışlıklarla dolu olduğunu, SHP sözcüsünün şov yaptığını öne süıdü. Zeytinoğlu, buna karşın önergeye evet diyeceklerini açıkladı. Meclisten dün DYP'li Orhan Şendag ve arkadaşlarının belediyelerce yapılan imar planı düzenleme çalışmalanmn imar yasalanna aykın olduğu iddiasım ve vatandaşlann bu uygulamalardan kaynaklanan mağduriyetlerini önlemek için ahnacak önlemleri saptamak amacıyla verdikleri araştırma önergesi de benimsendi. Bu konuda 9 üyeden araştırma komisyonu oluşturulacak ve komisyon 3 ay süreyle görev yapacak. 6 Ertürk Yöndem rinde dolaşan TRT kameralarının bu çocuklan 55 milyon seyirciye dilenci olarak "teşhir etmeye" ne hakkı olduğunu da düşünmek gerekmez mi? Bir köyü dilenci köyü olarak ilan ederken, bu köyde yaşayan insanların evterinin içine kadar "arkada devlet zorunu temsil eden kişiler olduğu halde" girmenin ve ev içi halini "pislik ve tembellik " ola SHP'DE İMZA BASKILARİ devreye giriyof. Böytece doğal olarak liberalkutsal ittifakçı işbirliği kendiliğinden doğuyor. Uzlaştırıcı kimliğiyle parti içinde saygınlık kazanan eski Başbakan Yardımcılarından Kaya Erdem, küsKünlüklerı ve kırgınlıkları gidermek için de yoğun çaba harcıyor. Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin, ANAP tabanında tutulmasının Mehmet Keçeciler ekibine yerel seçim öncesi yakınlaşmasmdan kaynaklandığını söyleyen milletvekilleri Ramiz Sevinç ile Işılay Saygın, gazete kupürlerini Başbakan Özal'a verdikleri gün, büyük tepki görüyorlar... Özal, şöyle diyor milletvekillerine: Çekişe çekişe bugünlere geldik. Işın'ı rahat bırakın, çalışsın çocuk... ANAP il örgütlerinde genel görünüm "bu işin sonu nereye varacak" biçiminde gelişiyor. ANAP Afyon örgütü ayağa kalkıyor. Izmir, Manisa, Trabzon, Bursa, Aydın, Antalya örgütlerinde de aynı hava esiyor. Biz milliy&tçi muhafazakâr bir partiyiz, merkez partisi de ne demek oluyor! Geçmişi yaşayanlar bilir, YTP, GP'yi kuranlar yok olup gittiler... Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler, dün "ANAP'ı sağ ve sol tartışmasına çekmemek gerek" diyordu. "Niye sağ sol tartışması" sorusuna Keçeciler in verdiği yanıt şu oluyordu: Bu, parti içinde kavgayı beraberinde getirir. Bizim kavgaya değil birlik ve bera Erbakan: Seçim Sonuç Ne Olur? Kanunu İZMİR ANAP'ta kanatlar sürekli yer de berliğe ihtiyacımız var. ANAP tabanında çözülmeler sürüyor. ğiştiriyor nedense. Liberallerden kimileri birKeçeciler, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz' Özellikle Ege'de ANAP'tan DYP'ye transfer müzelik birlerine düşunce, bu kez kutsal ittifakçılar ın "merkez partisi" önerisini ortaya attığın ler başladı. ANAP bu yüzden bölge moral IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA Kunıltaya MARMARA A.$. karşı Kızı Özal'a borç verir mi? uyarılar Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ, MİT raporunda kendisine yöneltilen iddialara karşı Başbakanhk aleyhine açtığı davayı kazandı. Bu para Başbakanlık taraiından Üruğ'a ödenecek. Para ödenecek, ama sorun devam edecek. Sorun, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinden kaynaklanıyor. Madde şöyle: "Kişiler, kamu hukukuna tabi görevlerle itgili olarak uğradıklan zarartardan ötürü bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Kurumun genel hükümlere göre, sorumlu personele rücu hakkı saklıdır." Bu maddeye göre Başbakanhk 40 milyonu Üruğ'a ödedikten sonra bu işin sorumlusunu arayacak. Eğer sorumlu olarak raporu hazırlayan Mehmet Eymür'ü görürse ona, raporu sızdıran kişi olarak adı geçen Erkan Gürvit'i görürse ona veya doğrudan doğruya Başbakanı kusurlu görürse ona donüp diyecek ki: "40 milyon zarara uğrattığınız Başbakanhk kurumu ANKARA (AA) Refah Pardan beri yinelediği, "biz neyiz, ne olacağız" toplantıları yapmaya karar verdi. tisi Genel Başkanı Necmettin Eryorumunu, İngiltere, Almanya örneğiyte irANAP İzmir İl Başkanı Süral Yahşi, An bakan, Mecliste grubu bulunan deleyip anlatıyor: kara dönüşü birlikberaberlik çağrısında bu muhalefet partilerini iktidann uylundu. tlginç bir açıklama da yaptr. gulamalan karşısında pasif kal Böyle bir formülle ANAP küçülür, yok Artık ANAP'ta önseçim yapılacak. Mil makla suçladı. Erbakan, "Üç liolur. Durdukyere merkez partisi önerisi niletyekilliği miras yoluyla belirlenmeyecek der televizyona çıktı, gene kaçak ye ortaya atıldı, niye gerek duyuldu? Biz milİl başkanlannın büyük çoğunluğu önseçı güreştiler. Üç figüran çıktı. RP orliyetçi ve muhafazakâr bir partiyiz. Almanya'da ve İngiltere'deki liberal partıler bugün min gerekli olduğunu söylemişlerdi Özal'a. tada yok. Hep aynı oyun, horoz ne halde? Gittikçe küçülüyor, ufalanıyorlar... Atama yoluyla aday belirlenmesinin sakın dövüşü gibi. Biz Meclise girelim, bakın ne olur. Oranın altı üslüne calannı anlatmışlardı. gelir. Bizi bilirler, onun için ANAP'ın liberalleşmesi, SHP'nin iktiAma... dar olma şansını arttırır mı? Keçeciler, "el Tüm bu gelişmeler ANAP tabanını ne den korkarlar" dedi. bet arttınr" diyor ve ekliyor: li etkileyecek, kopmaları durdurabilecek mi? Erbakan, dün duzenlediği basın Biz ANAP'ı anlatabiliyor muyuz? Bu so Hiç sanmıyoruz. runun cevabı hazırdır. Alabildiğıne liberal bir Çünkü ANAP içinde 1983 yılında yer alan toplantısında, son siyasal ve sosanlayış, poliiika sosyal adaletsizliği günde Adalet Parti'li yöneticiler tek tek kaçmaya yal olayları değerlendirdi. me getirir. Gelir dengeleri değişir. Zengin başlıyorlar partiden. Kaçarlarken de şu açıkDış güçlerin yerel seçim sonuçdaha zengin, fakir daha fakir olur. Böylece lamayı yapıyorlar: . lan karşısında, hükümetten dessosyalistler ve demokratlar daha fazla güçteklerini çekmek istediklerini öne Biz artık yuvaya dönüyoruz... lenir, iktidara yürür. Bu olgunun ayrımında olan da sanırız süren Erbakan, ancak, Başbakan Siz milliyetçi ve muhafazakâr kalalım Mehmet Keçeciler ile Mustafa Taşar. Mer Turgut Özal'ın bazı tavizlerle yediyorsunuz.. kez parti formülünün kaçmaları giderek art niden destek için vaat aldığım iddia etti. Niye bırakalım başkalarına milliyetçili tıracağını savunuyorlar. ği ve muhafazakârlığı. Tabanımızı dığer sağ Biz milliyetçi ve muhafazakâr bir parSeçim Kanunu'nu "müzelik" partilere niye bırakalım? Bizim bir ıdeoloji tiyiz, niye aslımızı inkâr edelim. Eğer eder olarak nilelendiren Erbakan, bümiz var. İdeolojisiz bir siyasal parti ayakta sek, gittikçe küçülürüz. tun bunların başbakanın siciline kalmaz. Bakalım moral toplantıları ANAP'ı ne denli gectiğini söyledi. Erbakan, BunANAP grubunda dün Mehmet Keçeciler etkileyecek? Yoksa yeni yuvalarına uçanlar lar yıllarca darbıınesel olarak kokonuşmamakta kararlıydı. Çünkü Keçeciler, geride yaşlı gözlerle kendilerini uğurlayan nuv.ulacak.Bunu bir kere yaparsın. "benim söyleyeceğim belli, günlerdir lara mendil mi sallayacaklar? Ya da onla ama sittin sene unutulmaz. Başkonuşuyorum" diyordu. ra, "siz daha ne kadar bekleyeceksinız" di bakanın öyle bir sicili var ki hazine" diye konuştu. Ve yeniden ANAP örgütlerine dönelim... ye soracaklar mı? nun bu zarannı karşılayın." Bu parayı Eymür'den isterlerse nasıl öder bilemiyoruz. Ama eğer Başbakan Özal'dan isterlerse ne olacak? Dünyanın en fakir başbakanları arasında olduğunu söyleyen Özal bu parayı nereden bulsun? Belki de kızı Zeynep'e başvurur. Ne de olsa Zeynep'in, eşi Asım ile birlikte kurduklan Marmara AŞ, Kadıköy'ün eski Belediye Başkanı Osman Hızlan zamanında pek çok inşaatın malzemelerınin satış işlemlerini almış. Oldukça kârlı işler yapıyormuş. Babasına 40 milyoncuk borç verirse ne çıkar? SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal ve arkadaşlarının şu sıralarda ciddi olarak uğraştıkları bir konu, tüzük kurultayı toplanması için yeterli imzayı önlemek. Bu amaçla bazı delege ve milletvekilleri teker teker kenara çekiliyor: "Bu olağanüstü kongre toplanması için sen imza vermesen iyi olur. Yani şu anda parti içinde sorun yaratmanın doğru olmadığını en iyi senin anlaman gerekir. Niçin katılacaksın diğerlerine, sen başkasın, sen iyisin, sen anlarsın yaa..." Böylece, bir kenara çekilen kişiye, imza atmadığı takdirde, yönetimin gelecek dönemlerde kendisini kollayacağı, aksi halde başına ne işler gelebileceği de "aba attından sopa" olarak hatırlatılmış oluyor. Ne de olsa artık milletvekilleri merkez yoklaması ile seçilecek, istenen ilçe ve il yönetimleri genel merkezce görevden alınacak değil mi? Ne de olsa milletvekilinin siyasi ıstikbali parti yönetiminin eline kalmış son tüzüğe göre, tüzük değişıkliklerinin incelikli sonuçlan şimdiden kullanılmaya başlandı anlaşılan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear